• 282
    yırtık beş liralar ve ffp ile geçen dönemin son ve en kötü senesinin bir oyuncusu daha ayrıldı bugün. 35 milyon euro sacha, 12 milyon euro marcao'dan sonra 12 milyon euro kerem aktürkoğlu. daha totalde en az 50 milyon euro'ya satabileceğimiz barış alper ve nelsson ikilisi takımda.

    bugün takımda çift haneli maaş alan iki oyuncu var biri yeni gitmişken son senemizde bu toplama takım kurmuş, uefa'da da ilerlemiştik.

    osimhen'i aldığımız bu mutlu günlerde cefayı çekenleri de analım. taylan'ın üstüne 6 numara istenmez şımarıklık yapmayın'lardan geldik buralara..
  • 185
    çok zayıf bir yönetim ve ffp kuralları içerisinde elde edilen 2 şampiyonluk 1 türkiye kupası ve 1 süper kupa ile devam eden dönem.

    2017-18 sezonunda 17. haftada aldığı takımı ndiaye'nin satılması ve fernando'nun sakatlığı sonrası kadro dışı olan donk'u küllerinden yaratarak 11'e koyup tandeminde bitmiş denilen selçuk inan'ı kullanarak şampiyon olmuştur. transfer istediği tek bölge olan sol beke bile kendi ilişkilerini kullanarak inter'in sabrisi denilen yuto nagatomo getirip performans almıştır. kendisinden önce 11'e girmeye zorlanan garry rodrigues'ten şampiyonluk performansı alıp 9 milyon euro'ya satılmasını sağlamıştır.

    2018-19 sezonunda iki forvet sözü verilerek gomis'in satışına onay verdirilmiş ve yerine kimse alınmayarak tarihin en kolay şampiyonlar ligi grubundan çıkmasının önüne geçilmiştir. böylece oynadığımız iki porto maçı ve içerideki schalke maçının kazanılamamasıyla avrupa ligi yolunu tutmuşuzdur. 6 aylık forvetsizlikten ders alınmayarak son gün komşu kasımpaşa'dan 10 + 3 milyon euroluk kazık yenilerek takım bir bakıma bir 6 ay daha forvetsiz bırakılıp, ozan kabak veya rodrigues'in satışından gelen paradan biri komple buraya çarçur edilmiştir. kalan parayla hocanın istediği futbolcular alınıp ligin en iyi stoper tandemi olan marcao-luyindama tandemi kurulmuştur. hakemler alenen galatasaray aleyhinde hatalar yapmış, ali koç, fikret orman ve göksel gümüşdağ önderliğinde kulüpler birliği tarafından galatasaray'a karşı korsan bildiriler yayınlanmıştır. fatih terim haksız yere toplamda 10 maç ceza almıştır. bütün bunlara rağmen takım ikinci yarıda şaha kalkmış ve 8 puan geriden gelip şampiyon olana kadar namağlup ilerlemiştir.

    2019-20 sezonu hocanın dahil herkesin özgüveni tavan yapmış ve geleceğe yönelik takım kurmak yerine ligi nasılsa hallederiz mantığıyla büyük bir yanlış yapılarak avrupa'da başarı getirecek kadro kurulmak istenmiştir. takımın büyük kısmı (muslera, nagatomo, luyindama, seri, lemina, nzonzi, belhanda, feghouli, falcao, andone, taylan) kamplara katılmadığı ve bunların çoğu ligin ancak 3. veya 4. haftası takıma katıldığı için bir türlü oyun planı oturtulamamıştır. profesyonel kötülük var kelimesinden fatih terim'e 4 maç ceza verilmiştir. ardından luyindama, lemina, falcao ve andone'nin uzun süreli sakatlıkları eklenince hoca tekrardan ocak ayını işaret etmiştir. bu dönemde takıma katılan onyekuru ve saracchi hamlesi ve birlikte geçirilen kısa kamp döneminin ardından şaha kalkıp içerisinde khalkedon'un fethini barındıran 8 maçlık galibiyet serisi yakalanmış ve tekrardan şampiyonluğun en büyük adayı durumuna gelinmiştir. ardından tüm dünyayı sarsan covid-19 pandemi krizi patlamış ve geri dönüldüğünde muslera ve andone'nin sezonu kapatması, falcao'nun tekrar sakatlanması ve onyekuru'nun monaco tarafından geri çağırılmasıyla birlikte takım bir daha eski ritmine dönemeyip şampiyonluğu kaçırmıştır. bu sürede alper ulusoy ve 6 saniye kuralı rezilliğine de değinmeden edemeyeceğim. bir takımın başına 4-5 yılda ancak gelebilecek felaketlerin hepsi bir sezonda toplanıp galatasaray'ın başına gelmiştir.

    2020-21 sezonunda bu sefer taraftarı da olmadığından galatasaray için tek başına uğraşan fatih terim, elindeki çok kısıtlı imkanlardan yine ortaya güzel şeyler çıkarmış ancak ara ara sendelemek zorunda kalmıştır. bir devşirme on numarayı 6 numarada registalığa evirmek zorunda kalmış, iki kanat oyuncusunu merkez iç oyuncusuna evirmiştir. forvetinde falcao'nun yeniden sakatlanmasının ardından tekrar diagne'ye muhtaç kalmış, saracchi'nin sakatlığından sonra geçen sezon kayserispor'da 11 oynatılmayan sol bek yedeği emre taşdemir ve luyindama'nın sakatlığından sonra artık kullanımda dibini sıyırdığı donk ile idare etmeye çalışmaktadır. yarın da * liderlik maçına çıkmaktadır ve cezalı olacağı için sahada olamasa da bir aksilik olmazsa tekrardan o koltuğun değişmez sahibi olacaktır.

    bir günde kral olmadık, bir günde tahttan inmeyiz...
  • 271
    hocanın yanı sıra hocayla alakalı kim var kim yok florya'dan ayağının kesilerek sonlandırılmasıyla burak elmas döneminin nadir olumlu icraatlarından olan dönem. 2022-2023 sezonu başı itibarı ile hocanın yancılarından necati ateş "galatasaray yorumcusu" sıfatıyla çıktığı televizyonda mevcut teknik direktör okan buruk'un altını oymak için uğraşıp duruyor. eray sözen yeni youtube kanalı açmış ve kanalı parlatmak için yaptığı prodüksiyon arda turan'ın demagoji dolu veda videosu olmuş. hoca desen netflix'te belgeseli bu hafta yayına giriyor ama daha bir dakikası ancak kamuya açılmış olan bu belgeselle ilgili ortalık yıkılıp duruyor.

    ve ne tesadüf ki, bunların hepsi camianın az biraz bir sinerji yakalayıp havaya girdiği bugünlerde oluyor...

    fatih hocanın teknik direktörlük dönemi, galatasaray tarihinin önemli bir kısmını oluşturuyor artık. 25-30 senede 15 şampiyonluk gördüğümüz, arada avrupa kupasına uzandığımız bir dönem yaşanmadığı sürece hocanın yerini kimsenin alması goygoy konusu bile olamaz. ama küçük hesaplar içindeki "yancı"larının, hocanın zerre ihtiyacı olmayan bu hesaplardan bir an önce vazgeçmesi gerekiyor.

    yoksa 3-5 senelerini kurtaracaklar diye galatasaray tarihinin yarısını oluşturmuş adamın ömrünün son günleri böyle itibar suikastları ve saçma sapan kavgalarla geçip gidecek...
  • 216
    dördüncü fatih terim döneminde gördüğüm en temel eksiklik hocanın konsantrasyonunu bir sezona yayaması oldu. zorlu gördüğü, kafayı taktığı dönemlerde oldukça başarılı grafikler çizmişken rahata erdiği hissettiği anlarda saçma sapan kararlar ile takım çok geriye gitti. hem futbol hem de puan kaybı olarak fatih terim takımlarına yakışmayacak senaryolar yaşandı.

    bu dönemde oluşan bir diğer problem ise bazı isimlere gereksiz tolerans gösterilirken bazılarına yeterince şans verilmemesi. misal üçüncü fatih terim döneminde hiç düşünmeden emre çolak ve semih kaya'yı sahaya sürebilen kişiyken şimdi çok çok ekstrem durumlar olmadıkça ne kerem aktürkoğlu'na ne de oğulcan çağlayan'a forma şansı veriyor. * bu isimleri arttırabiliriz.*

    gördüğüm son eksikliğe de gelirsem oyun kurgusunu saplantılı derecede aynı tutmaya çalışması. pragmatik davranan, sineğin yağından istediğini alan terim yerine isimler değişse aynı şeyi oynamaya çalışan ve sonunda büyük hayal kırıklıkları yaşatan kişiye dönüştü. herhangi bir antrenörlük geçmişim yok yalnız göz var nizam etebo ve luyindama'nın birlikte sahaya çıktığı takım pas/pozisyon/posesion vs vs tarzı oyun oynayamaz. hâlâ gereksiz bir şekilde ısrar edilmesi büyük problem. sadece etebo ve luyindama ikilisi de değil. emre akbaba'nın ilk on bir başladığı herhangi bir takımda pas yapamaz.
  • 148
    iyi oyun oynadığımızı düşünmüyorum. fakat bu 2 senede kazanılan şampiyonluklar ve şampiyonlar ligi gelirleri olmasaydı kulüp ne halde, kimlerin elinde olurdu çok iyi biliyorum. uzun uzun bunu simüle edip buraya yazmayacağım ama sadece şunu örnek olarak belirteyim.
    tudor sonrası nagelsmann gelse takıma çok iyi futbol oynatsa ama 4. olsak, sonraki sezon da devam etse ve 2. olsak bu durumdan memnun olacak olan tek bir galatasaraylı tanımıyorum. varsa ona da saygı duyarım.
    4. terim dönemine hata diyen adamın bakış açısının masumane olduğunu düşünmüyorum. en iyi ihtimalle terim sevgisizligi galatasaray sevgisinin önüne geçmiştir.

    bunların hepsini terim'in elestirilebilir bir insan olduğunu , eleştirilmesi gerektiğini düşünen, herkesin görüşüne naçizane saygılı bir insan, bir galatasarayli olarak yazdığımı da belirtmek isterim.
    nankörlük etmeyelim.
  • 81
    kanallarda geçecek bu altyazı ile, ''şampiyon galatasaray'' yazısı arasında benim için fark yok. o kadar eminim gelirse başarılı olacağından.

    bu kadar net benim için.

    kahvede maçı* izlerken, hayatımda ilk defa beşiktaş taraftarını bizden daha emin ve kararlı gördüm. bizimkiler ise, her göründüğünde tudor'a sövüyordu. o zaman anladım artık fatih terim'in şart olduğunu.

    ben hayatımda hiçbir kişiyi galatasaray'dan üstün tutmadım, tutmam. öyle sürekli ''fatih terim gelsin'' diyen bir insan da değilim. riekerink ve tudor ile ilgili yazdıklarıma bakabilirsiniz. ben sahada ne oynadığımıza ve takımın ne gösterdiğine bakarım. riekerink hakkında iyi sonuçlar alıyoruz ancak iyi futbol oynamıyoruz demiştim fakat destek verilmesi gerektiğini de yazmıştım. tudor ile ilgili ise 9.haftaya kadar iyi oynadığımızı yazdım ancak gördük ki ondan sonra takım kırıldı. iyi yönetemedi.

    galatasaray olarak kırılgan bir dönemden geçiyoruz. dursun özbek isimli canlı yüzünden böyle bir hale geldik. çabuk dağılıyoruz çünkü bizi toplayan, ''herkes kendine gelsin ulan'' diyen birisi yok. güven veren, ''abi x camiayı kendine getirir, florya'ya gerekli ayarı verir'' dediğimiz birisi yok. böyle bir dönemde fatih terim gibi baskın bir karakterden başkasının ben başarıyı getireceğine inanmıyorum artık. seveniyle, sevmeyeniyle bu taraftarı kenetleyecek, bu takımın hakkını verecek hoca fatih terim'dir. rakiplerin konuştuğuna bakmayın, hepsi fatih terim'in gelmesi ihtimalinden korkuyor. korkacaklar tabii!

    fatih terim'in evine dönmesi demek, hem onun, hem galatasaray'ın eski günlerine dönmesi demektir. ve bu kadar para harcamış, önemli oyuncular almış galatasaray'ın şampiyon olması, şampiyonlar ligine gitmesi galatasaray açısından da kritiktir. yoksa biz yine teknik direktör değiştire değiştire bu oyuncu kadrosunu da eskitir, bir yere varamayız. devre arasında yapılacak 1-2 takviye ile birlikte fatih terim, şampiyonluk demektir.

    hani kendisinin gelmesini kabullenecek yazarlara, bazıları ''midesiz'' diyor ya, onlara şunu hatırlatmak lazım: 2.yarı bize karşı her türlü pisliği, çirkefliği yapan trabzon ile, 2-3 yıldır bizi her mağlup ettiğinde şov yapan abdullah avcı ile ve şenol güneş, fikret orman gibi tipleri barından beşiktaş ile evimizde oynayacağız. varsın ben midesiz olayım, galatasaray bu maçlarda başınını önüne eğmesin, şunlardan intikamını alsın. varsın ben midesiz olayım, arena'da beşiktaş'ı ezip şampiyonluğumuzu ilan edelim. sahi ya biz fatih terim döneminde evimizde beşiktaş veya fener'e hiç kaybettik mi? he doğru, derbi tarihinin en ezici maçlarından birinde kaybetmiştik fener'e.

    sözün özü; 4.fatih terim dönemi, en azından şu anda galatasaray'ın kurtuluş reçetesidir.

    (bkz: galatasaray'lı fatih yuvasına dönmüştür)
  • 236
    https://twitter.com/.../1418253181843394562
    yalanlarla savunulmaya başlayan hocanın galatasaray'da devam eden dönemi. çünkü doğrularla savunulacak tarafı kalmadı.
    takımda feghouli dışında tüm oyuncular fatih terim teknik direktör iken alınmış. tabi bunların içinde elbette istemediği halde alınan, istediği halde alınmayan oyuncular var. bu dünyanın her takımında olağan bir durum iken bizde nedense teknik direktörün büyük mağduriyeti anlamına geliyor.
    kaleciler - muslera, okan kocuk ve fatih, terim'in istediği oyuncular.
    sağbek - şener, omar, yedlin terim'in aldırdığı 3 oyuncu. ayrıca geldiğinde mariano gibi iyi bir oyuncu vardı. uğruna linnesi kadro dışı bıraktığı.
    sol bek - nagatomo, saracchi, ömer bayram, emre taşdemir hep terim tarafından istenip alınan oyuncular
    stoper - marcao, luyindama hocanın isteğiyle alındı, donk'u affetti.
    orta saha - taylan, emre kılınç, emre akbaba, hocanın istediği oyunculardı. seri ve gedson hocanın isteğiyle kiralandı, lamina da öyle galiba.
    kanatlara arda, babel, oğulcan, kerem, sekidika hocanın isteğiyle alınanlar. onyekuru'yu istedikçe kiraladı yönetimler.
    forvete çok istediği muhammed alındı. yine çok istediği muğdat alındı. hoca hangilerini istedi, istemedi bilmiyorum. diagne, falcao alındı, andone, mitrouglu gibi isimler kiralandı. ayrıca hocanın çok sevdiği prensi babel de santrafor oynayabiliyor. halil dervişoğlu kiralandı.
    her mevkiye alternatifleriyle hocanın istediği isimler alındı. alınmayan isimlerin bazılarını da zaten iyi ki almamışız. samatta, tetteh gibi isimleri ligimizde izledik. alsak sağlam kazık olacaktı.
    troller alınan isimlerin yarısını eksik yazarak algı peşindeler. çünkü hocanın savunacak doğrusu kalmadı.
  • 33
    başlama ihtimali fenerbahçe ve beşiktaş taraftarların nerdeyse tamamını, galatasaray taraftarının da bir kısmını korkutmaktadır. fatih'le terim örneğin 3. dönemde tarihin en leş kadrosu alıp sadece 1 transfer dönemiyle şampiyon yapmış, 2. transfer döneminden sonra da avrupa'nın en iyi 8 takımından biri yapmıştır. 1. dönen ise türk futbol tarihinin en başarılı dönemidir. dediğim gibi bu fenerbahçe ve beşiktaşlıların nerdeyse tamamını galatasaraylıların ise bir kısmını korkutmaktadır. fakat galatasaraylıları niçin korkutmaktadır onu bilemedim.
  • 276
    ilk iki sezonunda calistigi kadro ve yonetim ile dunya uzerinde fatih terim disinda sampiyonluk alabilecek bir insan evladi bulunmayan donemdir, bu iki sezonun nedense bu doneme ait degilmis gibi davranilmasi garip geliyor.

    buna ragmen bence fatih terim'in 99-00 sonrasi prime sezonu sampiyonlugun averaj ile kactigi 2020-21 sezonudur. keske sampiyon tamamlayabilseydik ve hoca ustalik eserini sunup kariyerini sonlandirsaydi. zira o sezon yapilanlara bakinca normal bir insanin o kadroyu birakin sampiyonluga oynatmasina, ilk 10 icerisinde tutmasina bile sapka cikarilir. kader boyleymis yapacak bir sey yok.
  • 165
    gayet de başarılı geçmekte olan dönemdir. içinde bulunduğumuz sezonda sorunlar yaşadık ama biliyoruz ki şampiyonluk ihtimalimiz hala çok güçlü. kaldı ki bu sene şampiyonluk gelmese bile bu dönem benim için yine başarılı geçmiş sayılacak.

    arkadaşlar farkında mısınız bilmiyorum, yaşadığımız ülkenin adı türkiye. ve türkiye'de futbol galatasaray'a karşı oynanan bir oyundur. bu sözün doğruluğu onlarca kez kanıtlanmadı mı geçtiğimiz yıllarda? peki ekonomi? fatih terim 4. kez göreve getirildiğinde euro kuru 4.52 civarlarındaydı. bugün 1 euro 6.58 lira. buna rağmen gayet kaliteli kadrolar kuruldu. bu önermeye katılmıyorsanız bile, iki tane şampiyonluk geldi. ffp belasına rağmen hala ayaktayız, savaşıyoruz. bu da fatih terim ve mustafa cengiz yönetimi sayesindedir.

    velev ki, bu sene şampiyon olamadık. yine fatih terim ile devam etmeliyiz. çünkü şu an bizim için dünya üzerinde daha iyi bir hoca yok. biz fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarıyız. elbette ki eleştiri hakkımız, eleştiriyoruz da. ama elzem olan şu ki, galatasaray'ın selameti için bu dönem gidebildiği yere kadar gitmelidir.
  • 107
    sözleşmenin zamanlaması

    dördüncü fatih terim dönemi 22 aralık 2017 tarihinde imzalanan sözleşme ile başladı. sözleşmenin zamanlaması futbol takımı için doğru olsa da seçimlere olabilecek etkisi düşünüldüğünde galatasaray spor kulübü için çok çok sıkıntılı.

    terim daha önce attığı bir imza ile şikeyi hasır altı eden ve de galatasaray'a çok büyük zararlar veren demirören'e adeta can vermiş, zor zamanında koltuğuna tutunmasını sağlamıştı. benzer bir durum galatasaray'a yine büyük zararlar veren başka bir isim dursun özbek için de yaşanabilir. umarım galatasaray genel kurulu dirayetli davranır ve buna izin vermez. zira galatasaray spor kulübünün geleceği sadece futbol takımının sportif başarısına bağlı değil; başarısı da sadece futbol takımına endeksli değil. başkanlığı süresince aldığı skandal kararlar; camiaya pek çok konuda söylediği yalanlar; riva ve florya'da kulübü milyarlarca lira zarara uğratması; yönetici ve profesyoneller konusunda yanlış tercihleri özbek'in galatasaray spor kulübüne başkanlık yapamayacağını açık bir şekilde ortaya koymuştur. atılan bir imza 2,5 senedir yaşananları unutturamaz, unutturmamalı.

    teknik adam değişikliği ile galatasaray futbol takımının başarısı için önemli bir adım atılmıştır; galatasaray spor kulübünün başarısı için de başkanın değişmesi şarttır.

    dördüncü döneminde terim'den öncelikli beklentiler

    tabii ki öncelikli beklenti sportif başarı ve şampiyonlar ligi seviyesinde bir takım yaratılması. ancak kendisinin de belirttiği gibi bu bir meydan okumaysa, özellikle daha önce görev aldığı dönemlerden sonra yaşanan sıkıntılardan da yola çıkarak, başarıda süreklilik için çok daha köklü, reform niteliğinde adımların atılması lazım.

    fatih terim'in kulüpte bundan önce görev aldığı dönemlere dair iki önemli sıkıntı göze çarpıyor. bunlardan ilki, kendisinden sonra da işleyecek bir düzeni florya'da tesis edememiş olması; ikincisi ise kendi yerini alabilecek nitelikte teknik adam yetiştirememiş olması. bu iki sıkıntılı konuda üreteceği çözümler florya'da kişilerden bağımsız işleyen bir düzenin tesisi ve başarıda süreklilik için çok çok önemli. bu durum sadece florya için değil genel anlamda kulüp için de geçerli; galatasaray her başı sıkıştığında terim ya da aysal'ın adını haykırmamalı. kulüpte ve florya'da kişilerden bağımsız çağdaş bir düzenin tesisi galatasaray'ın geleceği ve başarıda süreklilik için hayati bir konu. özbek'in kulüpte bu yönde adımlar atamayacağı aşikar olsa da, terim florya'da bu adımları atabilir.

    teknik heyet ve liyakat

    sadece ülke sporunun değil ülkenin de en büyük sorunu, liyakat. liyakat değil biat anlayışıyla ve de ahbap çavuş ilişkileriyle tesis edilen kadroların hem galatasaray'ı hem ülke futbolunu hem de ülkeyi ne hale getirdiği ortada. en azında florya'da bu durumdan uzaklaşmanın yolu etkin bir organizasyon şeması oluşturularak bu şemadaki pozisyonlar için gerekli niteliklerin belirlenmesinde. terim'in bundan önceki dönemlerde gerek kendisinden sonra da işleyen bir düzeni florya'da tesis edememesinin gerekse teknik adam yetiştirememesinin en büyük nedeni, gözardı ettiği bu organizasyon şeması oluşturma ve liyakat meselesi.

    örneğin yardımcı olarak adı geçen hasan şaş, ümit davala gibi isimlerin galatasaray teknik heyetinde yer almak için hangi yeterliliklere sahip olduğu; özellikle galatasaray'daki görevlerinden ayrıldıktan sonra kendilerini geliştirmek için ne yapıp yapmadıkları sorgulanmalı. en basitinden "yeni bir dil öğrendiler mi", "yeni bir lisans aldılar mı", "bir spor akademisine gittiler mi" soruları sorulmalı. bu soruların cevabı hayır ise bu isimlerle çalışılmamalı. gerekli donanıma sahip olmayan ve de bu duruma rağmen kendisini geliştirme konusunda gayreti olmayan isimlerin kulüpte görev almasının önüne geçilmeli. bunun tek yolu da ilgili pozisyonlar için niteliklerin belirlenmesinde ve bu pozisyonlara liyakatle atama yapılmasında.

    en ufak bir kurumsal yapının en sıradan pozisyonuna dahi eleman aranırken onlarca niteliğin istendiği ve adayların özgeçmişlerinin en ince ayrıntısına kadar değerlendirildiği bir dünyada yaşıyoruz. galatasaray gibi dünya markası bir kulübün lokomotifi olan futbol takımında hiç bir nitelik ve donanım aranmadan özgeçmişinde sadece eski futbolcu yazan isimlerin teknik adam yapılmasının izahı olamaz.

    nihai olarak tekrar etmek gerekirse; galatasaray teknik heyetinde yer alacak isimler için bir organizasyon şeması oluşturulmalı ve bu şemada yer alan pozisyonlara atanacak isimlerde, en az iki yabancı dil bilmek, pedagojik formasyon eğitimi almış olmak, prolisans sahibi olmak, spor akademisi mezunu olmak gibi nitelikler aranmalı. bu niteliklere haiz isimler bulunamıyorsa da bu görevlere getirilecek kişilerden en kısa sürede bu nitelikleri kazanmaları istenmeli, hatta gerekiyorsa bu konuda destek verilmeli.

    aslında bu konuda atılacak ve tüm bu sorunları kökünden çözecek en önemli adım galatasaray üniversitesi bünyesinde bir spor akademisi bölümünün açılması. bu akademiden yetişecek nitelikli spor adamları sadece kulübe hizmet etmekle kalmayıp ülke sporuna da yön verecektir. eğitim ülke futbolunun en büyük eksikliği, bu konuda atılacak her adım kulübü olduğu yerin çok daha ötesine taşıyacaktır.

    kadro kalitesi

    şahsi kanaatim büyük maçların kaybedilmesinde tudor'un yetersizliği ve takımın yeni kurulmuş olmasının da ötesinde, en önemli sebep takımda fark yaratan şampiyonlar ligi seviyesinde yıldız oyuncunun bulunmayışı. (bunu rezil hakem performanslarını görmezden gelerek yazıyorum.) sezon başı transfer edilen oyuncuların neredeyse tamamı çok karakterli ve bir o kadar da profesyonel oyuncular. ancak bu oyuncuların hiç biri bugüne kadar şampiyonlar ligi seviyesinde üst düzey bir takımda forma giymemiş, ya da bu takımların bu oyunculara ısrarlı bir ilgileri olmamış.

    galatasaray başarılı olduğu dönemlerde iyi bir takım kurmakla birlikte barcelona, real madrid, inter, chelsea gibi takımlarda şampiyonlar ligi seviyesinde üst düzey performans sergilemiş oyuncuları da bünyesinde barındırdı. popescu, hagi, taffarel ya da drogba, sneijder, eboue gibi. juventus'u elerken topu indiren drogba, golü atan sneijder'di. her iki isimde şampiyonlar ligi şampiyonluğu kazanmış ballon d'or'a aday gösterilmiş isimlerdi.

    bu doğrultuda gerek devre arasında gerekse sezon sonu için teknik heyet ve scout ekibinin transfere dair hedefi takımın mevcut kalitesini artıracak şampiyonlar ligi seviyesinde yıldız oyuncular olmalı. önemli ölçüde cenk ergün ve scout ekibinin katkılarıyla kurulan bu kadroya şampiyonlar ligi seviyesinde takviyeler yapılmalı. sahaya çıkılırken sadece galatasaray rakip oyunculara alacağı önlemleri değil aynı zamanda rakibi de galatasaray'ın oyuncularına alacağı önlemleri düşünmeli, her pozisyon için.

    bu anlamda ihtiyacın aşikar olduğu sol bek ve sol açık pozisyonlarına yapılacak transferler mutlaka takımın kalite ortalamasının üzerinde yıldız oyuncular olmalı. örnek; sözleşmeleri biten ve dolayısı ile bonservis yerine yüksek kontrat verilebilecek kwadwo asamoah ve alexis sanchez gibi. yine takımın uzun yıllardır en büyük eksiği sol ayaklı şampiyonlar ligi seviyesinde üst düzey bir stoper. bu konuda da önemli bir fırsat söz konusu; sözleşmesi biten ve yine bonservis yerine yüksek kontrat verilebilecek giorgio chiellini. bunun dışında savunma ve orta sahada alternatif yaratma ve kadroyu derinleştirme adına transferi gündemde olan ve yine sözleşmesi biten kaan ayhan da takıma önemli katkı sağlayacaktır.

    şu an takıma hiç bir katkı sağlamayan ona yakın oyuncu takımdan gönderilebilirse bu oyunculara ödenen senelik ücretler rahatlıkla yukarıda örneklendirilen türden yüksek kalitede üç dört oyuncunun senelik ücretini karşılayacaktır. bu mesele on tane orta düzey katkı alamadığın oyuncuya verdiğin kontratı üst düzey katkı alacağın şampiyonlar ligi seviyesinde üç oyuncuya verme meselesidir. galatasaray önümüzdeki sezon yer alacağı şampiyonlar ligi seviyesini de düşünerek mevcut takımının kalitesini yükseltmek için bu adımı atmalıdır.

    ancak yukarıdaki isimlerle örneklendirilen türden yıldız oyuncuların transferi en azından devre arası için mümkün değil. bu doğrultuda bu türden oyuncularla önümüzdeki sezon için ocak ayından itibaren iletişime geçilse de sezonun ikinci yarısı için özellikle sol bek ve sol açık pozisyonlarına kiralık oyuncularla geçici çözümler üretilmeli. bu çözüm daha önce galatasaray'da forma giyen carole ve bruma gibi isimlerle de sağlanabilir; şampiyonlar ligi seviyesindeki takımların kadrolarında yer bulamayan kenedy ve gaitan gibi başka isimlerle de.

    kadro kalitesine dair bir diğer önemli husus da fatih terim'in sabri sarıoğlu ile ilgili açıklamaları üzerinden değerlendirilebilecek geçmiş dönemde takıma katkı sağlamış oyunculara bugünkü durumlarını gözardı ederek kadroda yer verme meselesi.

    sadece galatasaray'da değil diğer kulüplerde de vefa konusunda tersten bir okuma söz konusu. oyuncular mı kulüplerine çok şey borçlu yoksa kulüpler mi oyunculara? aslolan kulüp menfaatleri mi yoksa kulüp menfaatlerini hiçe sayacak noktada futbolcuların kişisel menfaatleri mi? ya da başka bir ifade ile sabri sarıoğlu mu bunca yıl maddi manevi kendisine kazandırdıkları nedeni ile galatasaray'a vefa göstermeli ve artık yetersiz kaldığı noktada kulüpten sorun çıkarmadan ayrılmalı; yoksa galatasaray mı bugün katkı alamasa da geçmiş dönemde verdiği katkıları gözeterek bu oyunculara milyonlarca lira ödemeye devam etmeli? bence soruların cevapları gayet açık. futbolun maddi ve manevi en büyük kazananı olarak, bu camialara hiçbir zaman borçlarını ödeyemeyecek olanlar ve sonsuz bir vefa duygusu ile kulüplerine bağlı kalmak zorunda olanlar futbolculardır. gerçekten kulüplerine dair maddi kazanımlarının ötesinde bir aidiyetleri varsa, kulübün menfaatleri doğrultusunda bırakın zorla gönderilmeyi, yetersiz kaldıkları noktada kendi kendilerine takımdan ayrılması gerekenler de onlardır.

    fatih terim de hem teknik heyet için yapacağı tercihlerde hem de kadroda yer vereceği futbolcu seçimlerinde liyakat esasıyla hareket etmeli ve bu doğrultuda karar vermelidir. galatasaray'ın menfaatleri her teknik adam ve futbolcunun kişisel menfaatlerinin önündedir. bu kulübe yıllarca hizmet etme onuruna erişmiş ve de bunun karşılığını maddi manevi fazlasıyla almış futbolcuların yetersiz kaldıklarında takımdan ayrılmaları noktasında vefa göstermesi gereken galatasaray değil bu futbolcuların kendileridir.

    altyapı ve olası yerli oyuncu transferi

    galatasaray'ın geçen yıl fazlasıyla gündeme gelen 17 yaş altı takımı oyuncuları başta olmak üzere altyapıda çok değerli bir oyuncu grubu var. galatasaray altyapısında böylesi değerli bir jenerasyon yakalanmışken ülke içinden bonservis ödeyerek hiç bir yerli oyuncu transferi yapılmamalı. terim a takım kadrosuna alternatif olarak yapılacak yerli oyuncu transferleri yerine altyapıdaki bu yetenekli oyuncu grubuna güvenmeli. her biri yirmiye yakın milli olmuş bu oyuncular şans verilmesi durumunda adı geçen tüm yerli futbolculardan daha iyi performans gösterecektir. geçmişte yaşanan tarık çamdal, salih dursun, veysel sarı, umut gündoğan, yiğit gökoğlan gibi tecrübeler artık bize bir şeyler öğretmeli. adı geçen uğur çiftçi, aziz behich, emre akbaba, ömer ali şahiner gibi isimler bu çocuklardan daha yetenekli ya da daha yeterli değil. adı geçen oyuncuların bonservislerine ve üç dört yılık kontratlarına milyonlarca lira vermektense bu jenerasyona güvenilmeli. bu oyunculara verilecek şans takım içinde galatasaray ruhunu yeniden canlandıracak çekirdek bir kadronun temellerinin atılması bakımından da önemli. galatasaray hem mali durumun gereği olarak hem de geleceğine sahip çıkma adına yerli transferlerden vazgeçip bu genç jenerasyonu kazanmalı. terim ülke futbolunda bunu yapabilecek en önemli teknik adamlardan biri, belki de birincisi.

    altyapıyla ilgili bir diğer önemli husus da altyapı sürecini tamamlamış ancak a takıma yükselemeyen oyuncuların durumu. başka kulüplere kiralanan bu oyuncuların gelişimlerini sürdürebilmesi için hangi seviyedeki kulüplere hangi şartlarla kiralandıkları ve kiralandıktan sonraki dönemin takibi çok önemli. ne acıdır ki bu durum galatasaray’ın en başarısız olduğu konulardan biri.

    altyapıdan yetişen ve a takımda düşünülmeyen oyuncuların kiralanmasında yöneticiler ve teknik heyetler arasındaki sıcak ilişkiler değil; kiralanan takımın oyun mantalitesi, teknik heyetinin kalitesi, oyuncunun ilk on birde ne kadar şans bulup bulamayacağı gibi konular ön planda tutulmalı. doğru takım ve doğru teknik heyet seçildikten sonra yapılan sözleşmelere, italya ve ingiltere’de örneklerine rastladığımız gibi, oyuncunun en az 20 maç, 30 maç ilk on birde oynamasını sağlayacak şekilde şartlar konmalı.

    onca yıl altyapıda emek verdiğimiz bu genç futbolcular hiç bir kriter gözetmeksizin iki yöneticinin bir telefon konuşması ile kiralanacak ve kariyerleri heba edilecek kadar değersiz olmamalılar. bu durum hem oyuncunun hem hocalarının hem de galatasaray’ın onlarca yıl verdiği emeğe ihanettir.

    tüm bunların ötesinde altyapıda nitelikli oyuncu yetiştirme konusunda uzun vadede atılacak en önemli ve asıl adım galatasaray spor lisesi'nin hayata geçirilmesi. umarım terim önayak olur ve bu konuda bir adım atılmasını sağlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın