• 101
    bu dönemin takımımızın futbolunda yaratacağı esas farklılık ve de anahtar kelime: süre

    1) topun rakip yarı sahada kalma süresi ve bizim hücum süremiz artacaktır.

    2) ilk golü bulma süremiz kısalacaktır. özellikle deplasmanda daha rahat maçlar çıkartabiliriz.

    3) deplasmanlarda ilk golümüzle ikinci golümüz arasındaki süre kısalacaktır.

    4) kendi sahamızda pasla geçirdiğimiz süre kısalacaktır.

    bunlar da bize şampiyonluk yolunda çok büyük fayda sağlayacak, fişi çektirecek, skor olarak ve her şeyden önce oyun olarak istikrarı sağlayacak çok önemli maddelerdir.
  • 102
    bu dönemin başarılı geçmesi için kritik bir kaç nokta var.

    1) medya yönetimi. malum terim'in karmaşık durumu nedeniyle çok hassas. bu konuda becerikli bir yönetici mutlaka işi ele almalı. tüm yük terim'in omuzlarına bırakılmamalı. kesinlikle çok yıpratıcı olacaktır.
    2) yöneticilerin galatasaray'ın sahadaki haklarını koruyabilmesi. hakemlerin özellikle de derbilerde kesinlikle art niyetli olacaklarına eminim. hem de nickim kadar eminim.
    3) transfer. transfer tabi ki fatih teirm'in direktifleri ile yönlenecek. fakat tamamen hocanın insiyatifine bırakıldığı vakit başarılı olunamadığı defalarca görüldü. her insanın eksileri ve artıları vardır. fatih terim bu bakımdan kulüp içerisindeki profesyoneller tarafından yönlendirilmeli. kulübün bir transfer politikası olmalı ve o politika içerisinde fatih terim'in isteklerine göre seçimler yaplmalı. bu işi beşiktaş hakikaten iyi beceriyor.
    4) terim'in psikolojik durumu. terim lider tipli bir teknik adam. bu çoğu zaman önemli bir artı olsa da, işler kötüye gittiğinde bazen ciddi zararlar verdiği oldu. 2. terim dönemi mesela bu bakımdan güzel örnek. takım düşüşe geçtiğinde ciddi anlamda saçmalamıştı. felipe gibi bir oyuncu da bu sebeple kaybedildi o dönem. yine 3. fatih terim döneminde de transfer seçimlerindeki isabetsizlik dengesiz bir kadro yapısı doğurmuştu. ancak buna rağmen kontratı feshedilmeden önce de takım oynayabileceği futbolun çok altında performans veriyordu. fatih terim yine psikolojisiyle başa çıkamamış ve isabetsiz seçimler yapar hale gelmişti.

    bunlar fatih terim'in kötü teknik direktör olduğunu düşündüğüm anlamına gelmez. her insanın eksikleri vardır. ekip çalışması da bu yüzden önemlidir. bireylerin artı yönlerini öne çıkarır, eksiklerini kapar. galatasaray yönetimi, dursun özbek'ten nasıl bekeriz böyle bir şey bilmiyorum ama terim'in eksiklerini kapamalıdır.

    elde fatih terim'in çok seveceği bir kadro var.
    mesela galatasaray'a necati ateş gibi bir 2. forvet lazım diyoruz. ndiaye forvetin hemen arkasında çok acaip performanslar sergileyebilecek bir oyuncu. yani necati'den farklı olarak aklıyla değil fakat gücü ve dripling yeteneğiyle. aslında elde her türlü malzeme var. süreç doğru yönetilirse iyi şeyler olabilir. fatih terim'in başarılı olması imkansız diye düşünüyorum demiştim daha önceden. tam da bu sebeplerden aslında. bizde mevcut konjonktürü iyi yönetecek kalitede idareci yok. siyasi baskı, basının saldırıları, sabırsız ve linç kültürüne sahip bir taraftar kitlesi, yanlı-ele geçirilmiş- galatasaray düşmanı bir federasyon. bu kadar zor bir ortamda denge gerçekten çok nitelikli insanlarca gerçekleştirilebilir.

    galatasaray artık gündem belirleme gücünü farketmeli. boru değil 30 milyon taraftar var takımın arkasında. siyaset zor bir süreç geçiriyor. kimsede adalet hissinin zedelenmesi nedeniyle 30 milyonu mutsuz etmeye yetecek göt yok. bu gücü harekete geçirmek şart. malesef ben galatasaray kongresinin bu beceriyi gösterebilme erdemine sahip bir yönetimi seçebileceğine dair en ufak bir inanç taşımıyorum.
  • 104
    neler olacak hep beraber göreceğiz ama emin olduğum bir şey var ki; hücuma doyacağımız dönem olacak.

    bu takım neredeyse hamza zamanından beri hücum namına hiçbir şey yapmadı. son 2-3 senedir hücum sanki allah'a emanet şekilde eğer ihtiyaç olursa yapılan bir şey gibi.

    riekerink dönemi %1800 topa sahip olma oranımız vardı ama maçlarda kaleye gidene kadar maç bitiyordu. tudor'un zaten hücum set planı namına en ufak bir şey kattığını göremedim maçlarda. sezon başında yaptığımız gegenpressing'i de kesti ona rağmen yine bu konuma geldik.

    yani son şampiyonluğumuzdaki son haftalardaki 1-0 aldığımız maçlar dahil bu takım kemiksiz 2 buçuk yıldır hücum futbolu oynayamadı.

    kaybedeceksek de deli gibi pozisyonlar bularak kaybedeceğiz.
  • 107
    sözleşmenin zamanlaması

    dördüncü fatih terim dönemi 22 aralık 2017 tarihinde imzalanan sözleşme ile başladı. sözleşmenin zamanlaması futbol takımı için doğru olsa da seçimlere olabilecek etkisi düşünüldüğünde galatasaray spor kulübü için çok çok sıkıntılı.

    terim daha önce attığı bir imza ile şikeyi hasır altı eden ve de galatasaray'a çok büyük zararlar veren demirören'e adeta can vermiş, zor zamanında koltuğuna tutunmasını sağlamıştı. benzer bir durum galatasaray'a yine büyük zararlar veren başka bir isim dursun özbek için de yaşanabilir. umarım galatasaray genel kurulu dirayetli davranır ve buna izin vermez. zira galatasaray spor kulübünün geleceği sadece futbol takımının sportif başarısına bağlı değil; başarısı da sadece futbol takımına endeksli değil. başkanlığı süresince aldığı skandal kararlar; camiaya pek çok konuda söylediği yalanlar; riva ve florya'da kulübü milyarlarca lira zarara uğratması; yönetici ve profesyoneller konusunda yanlış tercihleri özbek'in galatasaray spor kulübüne başkanlık yapamayacağını açık bir şekilde ortaya koymuştur. atılan bir imza 2,5 senedir yaşananları unutturamaz, unutturmamalı.

    teknik adam değişikliği ile galatasaray futbol takımının başarısı için önemli bir adım atılmıştır; galatasaray spor kulübünün başarısı için de başkanın değişmesi şarttır.

    dördüncü döneminde terim'den öncelikli beklentiler

    tabii ki öncelikli beklenti sportif başarı ve şampiyonlar ligi seviyesinde bir takım yaratılması. ancak kendisinin de belirttiği gibi bu bir meydan okumaysa, özellikle daha önce görev aldığı dönemlerden sonra yaşanan sıkıntılardan da yola çıkarak, başarıda süreklilik için çok daha köklü, reform niteliğinde adımların atılması lazım.

    fatih terim'in kulüpte bundan önce görev aldığı dönemlere dair iki önemli sıkıntı göze çarpıyor. bunlardan ilki, kendisinden sonra da işleyecek bir düzeni florya'da tesis edememiş olması; ikincisi ise kendi yerini alabilecek nitelikte teknik adam yetiştirememiş olması. bu iki sıkıntılı konuda üreteceği çözümler florya'da kişilerden bağımsız işleyen bir düzenin tesisi ve başarıda süreklilik için çok çok önemli. bu durum sadece florya için değil genel anlamda kulüp için de geçerli; galatasaray her başı sıkıştığında terim ya da aysal'ın adını haykırmamalı. kulüpte ve florya'da kişilerden bağımsız çağdaş bir düzenin tesisi galatasaray'ın geleceği ve başarıda süreklilik için hayati bir konu. özbek'in kulüpte bu yönde adımlar atamayacağı aşikar olsa da, terim florya'da bu adımları atabilir.

    teknik heyet ve liyakat

    sadece ülke sporunun değil ülkenin de en büyük sorunu, liyakat. liyakat değil biat anlayışıyla ve de ahbap çavuş ilişkileriyle tesis edilen kadroların hem galatasaray'ı hem ülke futbolunu hem de ülkeyi ne hale getirdiği ortada. en azında florya'da bu durumdan uzaklaşmanın yolu etkin bir organizasyon şeması oluşturularak bu şemadaki pozisyonlar için gerekli niteliklerin belirlenmesinde. terim'in bundan önceki dönemlerde gerek kendisinden sonra da işleyen bir düzeni florya'da tesis edememesinin gerekse teknik adam yetiştirememesinin en büyük nedeni, gözardı ettiği bu organizasyon şeması oluşturma ve liyakat meselesi.

    örneğin yardımcı olarak adı geçen hasan şaş, ümit davala gibi isimlerin galatasaray teknik heyetinde yer almak için hangi yeterliliklere sahip olduğu; özellikle galatasaray'daki görevlerinden ayrıldıktan sonra kendilerini geliştirmek için ne yapıp yapmadıkları sorgulanmalı. en basitinden "yeni bir dil öğrendiler mi", "yeni bir lisans aldılar mı", "bir spor akademisine gittiler mi" soruları sorulmalı. bu soruların cevabı hayır ise bu isimlerle çalışılmamalı. gerekli donanıma sahip olmayan ve de bu duruma rağmen kendisini geliştirme konusunda gayreti olmayan isimlerin kulüpte görev almasının önüne geçilmeli. bunun tek yolu da ilgili pozisyonlar için niteliklerin belirlenmesinde ve bu pozisyonlara liyakatle atama yapılmasında.

    en ufak bir kurumsal yapının en sıradan pozisyonuna dahi eleman aranırken onlarca niteliğin istendiği ve adayların özgeçmişlerinin en ince ayrıntısına kadar değerlendirildiği bir dünyada yaşıyoruz. galatasaray gibi dünya markası bir kulübün lokomotifi olan futbol takımında hiç bir nitelik ve donanım aranmadan özgeçmişinde sadece eski futbolcu yazan isimlerin teknik adam yapılmasının izahı olamaz.

    nihai olarak tekrar etmek gerekirse; galatasaray teknik heyetinde yer alacak isimler için bir organizasyon şeması oluşturulmalı ve bu şemada yer alan pozisyonlara atanacak isimlerde, en az iki yabancı dil bilmek, pedagojik formasyon eğitimi almış olmak, prolisans sahibi olmak, spor akademisi mezunu olmak gibi nitelikler aranmalı. bu niteliklere haiz isimler bulunamıyorsa da bu görevlere getirilecek kişilerden en kısa sürede bu nitelikleri kazanmaları istenmeli, hatta gerekiyorsa bu konuda destek verilmeli.

    aslında bu konuda atılacak ve tüm bu sorunları kökünden çözecek en önemli adım galatasaray üniversitesi bünyesinde bir spor akademisi bölümünün açılması. bu akademiden yetişecek nitelikli spor adamları sadece kulübe hizmet etmekle kalmayıp ülke sporuna da yön verecektir. eğitim ülke futbolunun en büyük eksikliği, bu konuda atılacak her adım kulübü olduğu yerin çok daha ötesine taşıyacaktır.

    kadro kalitesi

    şahsi kanaatim büyük maçların kaybedilmesinde tudor'un yetersizliği ve takımın yeni kurulmuş olmasının da ötesinde, en önemli sebep takımda fark yaratan şampiyonlar ligi seviyesinde yıldız oyuncunun bulunmayışı. (bunu rezil hakem performanslarını görmezden gelerek yazıyorum.) sezon başı transfer edilen oyuncuların neredeyse tamamı çok karakterli ve bir o kadar da profesyonel oyuncular. ancak bu oyuncuların hiç biri bugüne kadar şampiyonlar ligi seviyesinde üst düzey bir takımda forma giymemiş, ya da bu takımların bu oyunculara ısrarlı bir ilgileri olmamış.

    galatasaray başarılı olduğu dönemlerde iyi bir takım kurmakla birlikte barcelona, real madrid, inter, chelsea gibi takımlarda şampiyonlar ligi seviyesinde üst düzey performans sergilemiş oyuncuları da bünyesinde barındırdı. popescu, hagi, taffarel ya da drogba, sneijder, eboue gibi. juventus'u elerken topu indiren drogba, golü atan sneijder'di. her iki isimde şampiyonlar ligi şampiyonluğu kazanmış ballon d'or'a aday gösterilmiş isimlerdi.

    bu doğrultuda gerek devre arasında gerekse sezon sonu için teknik heyet ve scout ekibinin transfere dair hedefi takımın mevcut kalitesini artıracak şampiyonlar ligi seviyesinde yıldız oyuncular olmalı. önemli ölçüde cenk ergün ve scout ekibinin katkılarıyla kurulan bu kadroya şampiyonlar ligi seviyesinde takviyeler yapılmalı. sahaya çıkılırken sadece galatasaray rakip oyunculara alacağı önlemleri değil aynı zamanda rakibi de galatasaray'ın oyuncularına alacağı önlemleri düşünmeli, her pozisyon için.

    bu anlamda ihtiyacın aşikar olduğu sol bek ve sol açık pozisyonlarına yapılacak transferler mutlaka takımın kalite ortalamasının üzerinde yıldız oyuncular olmalı. örnek; sözleşmeleri biten ve dolayısı ile bonservis yerine yüksek kontrat verilebilecek kwadwo asamoah ve alexis sanchez gibi. yine takımın uzun yıllardır en büyük eksiği sol ayaklı şampiyonlar ligi seviyesinde üst düzey bir stoper. bu konuda da önemli bir fırsat söz konusu; sözleşmesi biten ve yine bonservis yerine yüksek kontrat verilebilecek giorgio chiellini. bunun dışında savunma ve orta sahada alternatif yaratma ve kadroyu derinleştirme adına transferi gündemde olan ve yine sözleşmesi biten kaan ayhan da takıma önemli katkı sağlayacaktır.

    şu an takıma hiç bir katkı sağlamayan ona yakın oyuncu takımdan gönderilebilirse bu oyunculara ödenen senelik ücretler rahatlıkla yukarıda örneklendirilen türden yüksek kalitede üç dört oyuncunun senelik ücretini karşılayacaktır. bu mesele on tane orta düzey katkı alamadığın oyuncuya verdiğin kontratı üst düzey katkı alacağın şampiyonlar ligi seviyesinde üç oyuncuya verme meselesidir. galatasaray önümüzdeki sezon yer alacağı şampiyonlar ligi seviyesini de düşünerek mevcut takımının kalitesini yükseltmek için bu adımı atmalıdır.

    ancak yukarıdaki isimlerle örneklendirilen türden yıldız oyuncuların transferi en azından devre arası için mümkün değil. bu doğrultuda bu türden oyuncularla önümüzdeki sezon için ocak ayından itibaren iletişime geçilse de sezonun ikinci yarısı için özellikle sol bek ve sol açık pozisyonlarına kiralık oyuncularla geçici çözümler üretilmeli. bu çözüm daha önce galatasaray'da forma giyen carole ve bruma gibi isimlerle de sağlanabilir; şampiyonlar ligi seviyesindeki takımların kadrolarında yer bulamayan kenedy ve gaitan gibi başka isimlerle de.

    kadro kalitesine dair bir diğer önemli husus da fatih terim'in sabri sarıoğlu ile ilgili açıklamaları üzerinden değerlendirilebilecek geçmiş dönemde takıma katkı sağlamış oyunculara bugünkü durumlarını gözardı ederek kadroda yer verme meselesi.

    sadece galatasaray'da değil diğer kulüplerde de vefa konusunda tersten bir okuma söz konusu. oyuncular mı kulüplerine çok şey borçlu yoksa kulüpler mi oyunculara? aslolan kulüp menfaatleri mi yoksa kulüp menfaatlerini hiçe sayacak noktada futbolcuların kişisel menfaatleri mi? ya da başka bir ifade ile sabri sarıoğlu mu bunca yıl maddi manevi kendisine kazandırdıkları nedeni ile galatasaray'a vefa göstermeli ve artık yetersiz kaldığı noktada kulüpten sorun çıkarmadan ayrılmalı; yoksa galatasaray mı bugün katkı alamasa da geçmiş dönemde verdiği katkıları gözeterek bu oyunculara milyonlarca lira ödemeye devam etmeli? bence soruların cevapları gayet açık. futbolun maddi ve manevi en büyük kazananı olarak, bu camialara hiçbir zaman borçlarını ödeyemeyecek olanlar ve sonsuz bir vefa duygusu ile kulüplerine bağlı kalmak zorunda olanlar futbolculardır. gerçekten kulüplerine dair maddi kazanımlarının ötesinde bir aidiyetleri varsa, kulübün menfaatleri doğrultusunda bırakın zorla gönderilmeyi, yetersiz kaldıkları noktada kendi kendilerine takımdan ayrılması gerekenler de onlardır.

    fatih terim de hem teknik heyet için yapacağı tercihlerde hem de kadroda yer vereceği futbolcu seçimlerinde liyakat esasıyla hareket etmeli ve bu doğrultuda karar vermelidir. galatasaray'ın menfaatleri her teknik adam ve futbolcunun kişisel menfaatlerinin önündedir. bu kulübe yıllarca hizmet etme onuruna erişmiş ve de bunun karşılığını maddi manevi fazlasıyla almış futbolcuların yetersiz kaldıklarında takımdan ayrılmaları noktasında vefa göstermesi gereken galatasaray değil bu futbolcuların kendileridir.

    altyapı ve olası yerli oyuncu transferi

    galatasaray'ın geçen yıl fazlasıyla gündeme gelen 17 yaş altı takımı oyuncuları başta olmak üzere altyapıda çok değerli bir oyuncu grubu var. galatasaray altyapısında böylesi değerli bir jenerasyon yakalanmışken ülke içinden bonservis ödeyerek hiç bir yerli oyuncu transferi yapılmamalı. terim a takım kadrosuna alternatif olarak yapılacak yerli oyuncu transferleri yerine altyapıdaki bu yetenekli oyuncu grubuna güvenmeli. her biri yirmiye yakın milli olmuş bu oyuncular şans verilmesi durumunda adı geçen tüm yerli futbolculardan daha iyi performans gösterecektir. geçmişte yaşanan tarık çamdal, salih dursun, veysel sarı, umut gündoğan, yiğit gökoğlan gibi tecrübeler artık bize bir şeyler öğretmeli. adı geçen uğur çiftçi, aziz behich, emre akbaba, ömer ali şahiner gibi isimler bu çocuklardan daha yetenekli ya da daha yeterli değil. adı geçen oyuncuların bonservislerine ve üç dört yılık kontratlarına milyonlarca lira vermektense bu jenerasyona güvenilmeli. bu oyunculara verilecek şans takım içinde galatasaray ruhunu yeniden canlandıracak çekirdek bir kadronun temellerinin atılması bakımından da önemli. galatasaray hem mali durumun gereği olarak hem de geleceğine sahip çıkma adına yerli transferlerden vazgeçip bu genç jenerasyonu kazanmalı. terim ülke futbolunda bunu yapabilecek en önemli teknik adamlardan biri, belki de birincisi.

    altyapıyla ilgili bir diğer önemli husus da altyapı sürecini tamamlamış ancak a takıma yükselemeyen oyuncuların durumu. başka kulüplere kiralanan bu oyuncuların gelişimlerini sürdürebilmesi için hangi seviyedeki kulüplere hangi şartlarla kiralandıkları ve kiralandıktan sonraki dönemin takibi çok önemli. ne acıdır ki bu durum galatasaray’ın en başarısız olduğu konulardan biri.

    altyapıdan yetişen ve a takımda düşünülmeyen oyuncuların kiralanmasında yöneticiler ve teknik heyetler arasındaki sıcak ilişkiler değil; kiralanan takımın oyun mantalitesi, teknik heyetinin kalitesi, oyuncunun ilk on birde ne kadar şans bulup bulamayacağı gibi konular ön planda tutulmalı. doğru takım ve doğru teknik heyet seçildikten sonra yapılan sözleşmelere, italya ve ingiltere’de örneklerine rastladığımız gibi, oyuncunun en az 20 maç, 30 maç ilk on birde oynamasını sağlayacak şekilde şartlar konmalı.

    onca yıl altyapıda emek verdiğimiz bu genç futbolcular hiç bir kriter gözetmeksizin iki yöneticinin bir telefon konuşması ile kiralanacak ve kariyerleri heba edilecek kadar değersiz olmamalılar. bu durum hem oyuncunun hem hocalarının hem de galatasaray’ın onlarca yıl verdiği emeğe ihanettir.

    tüm bunların ötesinde altyapıda nitelikli oyuncu yetiştirme konusunda uzun vadede atılacak en önemli ve asıl adım galatasaray spor lisesi'nin hayata geçirilmesi. umarım terim önayak olur ve bu konuda bir adım atılmasını sağlar.
  • 110
    iş bilmez bir yönetim yüzünden az kalsın sona erecek olan dönemdir.

    https://twitter.com/.../1089231602423644161

    --- alıntı ---
    "ben ozan'ın gitmesini istemedim, ihtiyacım olduğunu söyledim ama sayın başkan ve yöneticiler idari karar olarak vermeyi düşündüler. idari karara saygı duyacaktım ya da başka bir şey yapacaktım. o başka bir şeyi yapmayacağıma dair galatasaraylılara söz verdim."

    --- alıntı ---

    beyler aklınızı başınıza alın. siz yolcusunuz terim hancı. bu adam ne istiyorsa harfiyen yapacaksınız. aksi takdirde sonunuzu getirirsiniz. çıldırtmayın galatasaraylı'ları!!!
  • 119
    bu dönemden beklentim lokal olarak 7 senede en az 4 şampiyonluk 4 türkiye kupası ve 4 süper kupa zaferi. 2 şampiyonluk, 1 türkiye kupası geldi, darısı diğerlerinin başına. avrupa'da ise şampiyonlar ligi kulvarında en az 2 çeyrek final, uefa avrupa ligi kulvarında ise en az 1 şampiyonluk istiyorum. fatih terim'e, ekibine ve büyük galatasaray taraftarı'na inanıyorum. çok uçuk hedefler değil, yeter ki akıllı davranılsın.
  • 120
    şampiyonluklarla, kupalarla devam etmesine rağmen bir şeylerin eksik olduğu dönem.

    bir kere hoca takımda eskisi gibi baskın bir figür değil sanki. bir başıboşluk var takımda geldiğinden beri. fatih terim takımı dediğimiz takımlarda bu olmazdı eskiden bu kadar. oynattığı top da aynı şekilde. hoca ara ara formsuz oldu kötü oldu da bu kadar istikrarlı bir şekilde kötü oynattığını hatırlamıyorum hiç. şampiyonluklar tamamen ikinci devrede gelen gazla, hadi son 6-7 hafta kaldı olacak olacak mentalitesiyle gelen şampiyonluklar. geçmişte bir dünya var zaten bizim böyle şampiyonluk, örnekleri tek tek vermek istemiyorum, geriye gidip bakın herkes hatırlıyor. belhanda'yı bu kadar tutması, sahiplenmesi falan. normalde sahadaki hareketleriyle hoca'nın hiç sevmeyeceği bir tip olmaya aday aslında. sonrasında takımın yaş ortalamasını bu sene bu kadar yükseltmesi falan, enteresan işler yapıyor hoca bu dönemde. önceki 2 yılda kadro bu malzeme bu, hoca ne yapsın diyorduk da bu kadroya da aynı futbolu oynatması artık bazı şeyleri netleştirdi, takke düştü kel göründü. hoca da eskisi gibi değil artık bazı konularda. asla kanıksamayacağı şeyleri kolayca kanıksayabiliyor. toparlanma falan hikaye, hiç toparlanma emareleri vermiyor ne takım ne de hoca. yine iş ikinci devredeki yakalanacak gaza, son 6-7 haftaya kalacak gibi. başka türlü şampiyon falan olamaz bu takım, hele de bu futbolla.
  • 124
    2. fatih terim dönemine oyun olarak çok benziyor. yalnız kalede muslera, eleştiri alsalar da genç ve potansiyelli iki iyi stoper, nzonzi ve özhan canaydın yerine de kiralık da olsa düzgün oyuncular alabilen bir başkan var. bunlardan herhangi ikisi olmasa bana göre 2. terim döneminden hiç farki olmaz bu dönemin. kaldı ki 2. fatih terim döneminin ilk sezonunda şampiyonluğu son haftalara kadar kovalamıştı takım, sadece avrupa' da kötüydü. sonuçta galatasaray forması ve terim ismi şampiyonluk için zaten ciddi aday olmaya yetiyor. ama oynanan oyun, yenilen goller, laubalilik, düzensizlik 2. terim döneminin kopyası.
  • 125
    2017 yazında ligin üstünde bir takım kurulduğu için üst üste 2 lig şampiyonluğu aldığımız, ancak avrupa'da nal topladığımız dönem. maalesef gidişat lig içinde iyi gözükmemekte artık.

    (u: en ofsaytlar listesine girmiş. evet ofsayt veren dostlar haklısınız. süper top oynayarak şampiyonluklar aldık. avrupa da coştuk, önümüz çok açık gözüküyor bundan sonrası için. evet...)
App Store'dan indirin Google Play'den alın