81
kanallarda geçecek bu altyazı ile, ''şampiyon galatasaray'' yazısı arasında benim için fark yok. o kadar eminim gelirse başarılı olacağından.
bu kadar net benim için.
kahvede maçı* izlerken, hayatımda ilk defa beşiktaş taraftarını bizden daha emin ve kararlı gördüm. bizimkiler ise, her göründüğünde tudor'a sövüyordu. o zaman anladım artık fatih terim'in şart olduğunu.
ben hayatımda hiçbir kişiyi galatasaray'dan üstün tutmadım, tutmam. öyle sürekli ''fatih terim gelsin'' diyen bir insan da değilim. riekerink ve tudor ile ilgili yazdıklarıma bakabilirsiniz. ben sahada ne oynadığımıza ve takımın ne gösterdiğine bakarım. riekerink hakkında iyi sonuçlar alıyoruz ancak iyi futbol oynamıyoruz demiştim fakat destek verilmesi gerektiğini de yazmıştım. tudor ile ilgili ise 9.haftaya kadar iyi oynadığımızı yazdım ancak gördük ki ondan sonra takım kırıldı. iyi yönetemedi.
galatasaray olarak kırılgan bir dönemden geçiyoruz. dursun özbek isimli canlı yüzünden böyle bir hale geldik. çabuk dağılıyoruz çünkü bizi toplayan, ''herkes kendine gelsin ulan'' diyen birisi yok. güven veren, ''abi x camiayı kendine getirir, florya'ya gerekli ayarı verir'' dediğimiz birisi yok. böyle bir dönemde fatih terim gibi baskın bir karakterden başkasının ben başarıyı getireceğine inanmıyorum artık. seveniyle, sevmeyeniyle bu taraftarı kenetleyecek, bu takımın hakkını verecek hoca fatih terim'dir. rakiplerin konuştuğuna bakmayın, hepsi fatih terim'in gelmesi ihtimalinden korkuyor. korkacaklar tabii!
fatih terim'in evine dönmesi demek, hem onun, hem galatasaray'ın eski günlerine dönmesi demektir. ve bu kadar para harcamış, önemli oyuncular almış galatasaray'ın şampiyon olması, şampiyonlar ligine gitmesi galatasaray açısından da kritiktir. yoksa biz yine teknik direktör değiştire değiştire bu oyuncu kadrosunu da eskitir, bir yere varamayız. devre arasında yapılacak 1-2 takviye ile birlikte fatih terim, şampiyonluk demektir.
hani kendisinin gelmesini kabullenecek yazarlara, bazıları ''midesiz'' diyor ya, onlara şunu hatırlatmak lazım: 2.yarı bize karşı her türlü pisliği, çirkefliği yapan trabzon ile, 2-3 yıldır bizi her mağlup ettiğinde şov yapan abdullah avcı ile ve şenol güneş, fikret orman gibi tipleri barından beşiktaş ile evimizde oynayacağız. varsın ben midesiz olayım, galatasaray bu maçlarda başınını önüne eğmesin, şunlardan intikamını alsın. varsın ben midesiz olayım, arena'da beşiktaş'ı ezip şampiyonluğumuzu ilan edelim. sahi ya biz fatih terim döneminde evimizde beşiktaş veya fener'e hiç kaybettik mi? he doğru, derbi tarihinin en ezici maçlarından birinde kaybetmiştik fener'e.
sözün özü; 4.fatih terim dönemi, en azından şu anda galatasaray'ın kurtuluş reçetesidir.
(bkz: galatasaray'lı fatih yuvasına dönmüştür)
bu kadar net benim için.
kahvede maçı* izlerken, hayatımda ilk defa beşiktaş taraftarını bizden daha emin ve kararlı gördüm. bizimkiler ise, her göründüğünde tudor'a sövüyordu. o zaman anladım artık fatih terim'in şart olduğunu.
ben hayatımda hiçbir kişiyi galatasaray'dan üstün tutmadım, tutmam. öyle sürekli ''fatih terim gelsin'' diyen bir insan da değilim. riekerink ve tudor ile ilgili yazdıklarıma bakabilirsiniz. ben sahada ne oynadığımıza ve takımın ne gösterdiğine bakarım. riekerink hakkında iyi sonuçlar alıyoruz ancak iyi futbol oynamıyoruz demiştim fakat destek verilmesi gerektiğini de yazmıştım. tudor ile ilgili ise 9.haftaya kadar iyi oynadığımızı yazdım ancak gördük ki ondan sonra takım kırıldı. iyi yönetemedi.
galatasaray olarak kırılgan bir dönemden geçiyoruz. dursun özbek isimli canlı yüzünden böyle bir hale geldik. çabuk dağılıyoruz çünkü bizi toplayan, ''herkes kendine gelsin ulan'' diyen birisi yok. güven veren, ''abi x camiayı kendine getirir, florya'ya gerekli ayarı verir'' dediğimiz birisi yok. böyle bir dönemde fatih terim gibi baskın bir karakterden başkasının ben başarıyı getireceğine inanmıyorum artık. seveniyle, sevmeyeniyle bu taraftarı kenetleyecek, bu takımın hakkını verecek hoca fatih terim'dir. rakiplerin konuştuğuna bakmayın, hepsi fatih terim'in gelmesi ihtimalinden korkuyor. korkacaklar tabii!
fatih terim'in evine dönmesi demek, hem onun, hem galatasaray'ın eski günlerine dönmesi demektir. ve bu kadar para harcamış, önemli oyuncular almış galatasaray'ın şampiyon olması, şampiyonlar ligine gitmesi galatasaray açısından da kritiktir. yoksa biz yine teknik direktör değiştire değiştire bu oyuncu kadrosunu da eskitir, bir yere varamayız. devre arasında yapılacak 1-2 takviye ile birlikte fatih terim, şampiyonluk demektir.
hani kendisinin gelmesini kabullenecek yazarlara, bazıları ''midesiz'' diyor ya, onlara şunu hatırlatmak lazım: 2.yarı bize karşı her türlü pisliği, çirkefliği yapan trabzon ile, 2-3 yıldır bizi her mağlup ettiğinde şov yapan abdullah avcı ile ve şenol güneş, fikret orman gibi tipleri barından beşiktaş ile evimizde oynayacağız. varsın ben midesiz olayım, galatasaray bu maçlarda başınını önüne eğmesin, şunlardan intikamını alsın. varsın ben midesiz olayım, arena'da beşiktaş'ı ezip şampiyonluğumuzu ilan edelim. sahi ya biz fatih terim döneminde evimizde beşiktaş veya fener'e hiç kaybettik mi? he doğru, derbi tarihinin en ezici maçlarından birinde kaybetmiştik fener'e.
sözün özü; 4.fatih terim dönemi, en azından şu anda galatasaray'ın kurtuluş reçetesidir.
(bkz: galatasaray'lı fatih yuvasına dönmüştür)