• 401
    belki covid-19 enfeksiyonu yaşıyor belki de atipik pnömoni dediğimiz bakteriyel bir zatürre geçiriyor olabilirsiniz.

    solunumsal enfeksiyon hastalığınız her ne olursa olsun tedavi yaklaşımı bellidir.
    oda havasında nefes darlığı yaşıyorsanız önce oksijen verilir.
    maskeyle verilen oksijen yetmez ise cpap/bpap cihazları ile basınçlı oksijen verilir.
    bu da kafi gelmiyor ise akciğere hortum (entübasyon) atılıp yoğun bakım ortamında ventilatör cihazına bağlanır.

    tabi bunların yanında covid-19 ise antiviral ilaçlar, bakteriyel bir zatürre ise antibiyotik, ayrıca kısa süreli steroid ve nefes açıcı bronkodilatör ilaçlar uygulanır.

    burada önemli olan husus şu.
    hastanede olmak zorunda mısınız?

    oda havasında aldığınız oksijen ile nefes darlığı yaşamıyorsanız, hele hele herhangi bir kronik hastalığı olmayan 40 yaş altı bireyseniz hastalığı evinizde atlatmaya bakın.
    zira hiçbir hastane ortamı sizin evinizden daha temiz değildir.
  • 402
    son 24 saatte 7533 test ile 2069 yeni vaka, 17 yeni olmak üzere toplam 92 kayıp.

    42 de iyileşen hastamız bulunuyor.

    son 24 saatin test-vaka oranı %27.4.

    25 mart %11 , 26 mart %16 idi.

    görüldüğü üzere test sayısı arttıkça vaka da artıyor. çünkü karantinasız hiç bir anlamı yok yapılan testlerin.

    senin tespit ettiğin vaka, sana gelene kadar hem kuluçka döneminde hem de asemptomatik dönemde 10'larca, 100'lerce kişiye bulaştırmış oluyor.
  • 406
    en ufak bir dalgınlığı, hatayı, boş vermeyi affetmeyen bir virüs. paranoya ve panik yerine işi sıkı tutmakla kişiler kendini koruyabillir bu hastalıktan. malesef bu virüsün ortaya çıktığı son ülkelerden olmasına rağmen türkiye de kendinden öncekilerin yaptığı hataları tekrar ediyor. bu noktada iş bireylere düşüyor ne yazık ki. dışarda iken insanlarla 2 metreden fazla yaklaşmamak, bir yerlere çıplak elle dokunmamak, kalem başta olmak üzere herhangi bir şeyi elden ele alıp-vermemek... havalar serin gittikçe kapüşonlu, en azından uzun kollu şeyler giymek bir nebze daha önemli. özellikle eve girdikten sonra kıyafetleri çıkarmak hatta mümkünse ayrı bir yere koymak ve evdeyken de mümkün mertebe sosyal mesafe olayına uymak çok önemli.

    ancak en önemlisi dışardayken kesinlikle elini ağzına-burnun-kulağına-gözlerine götürmemek. eğer götürmek gerekiyorsa öncesinde bir şekilde elleri yıkamak ya da dezenfekte etmek...

    fatih hoca'nın dediği gibi oyun disiplininden kopmak yok, şartlar ne olursa olsun. tedbirleri boşvermek, nasılsa bulaşacağız diye karamsarlığa düşmek yok...

    tedbirli olmakla panik olmayı, şüpheci yaklaşmakla paranoyayı karıştırmadan...

    umarım mümkün mertebe az hasarla atlatırız. malesef ülke olarak temenni ve dikkatten başka da bir planımız yok gibi...
  • 407
    eğer bu virüs yüzünden hastalanırsam ve kalıcı hasar kalırsa veya allah göstermesin bir yakınımı kaybedersem benzer sonuçlara maruz kalmış herkes için emsal olacak bir dava açacağım devlete. avrupa insan hakları mahkemesi bu tarz ihmallere taviz vermez.

    dünya sağlık örgütünün açıklaması net. evden çıkmayın!

    devlet bizzat kendisi evden çıkmayın diyor ama sonuna da ekliyor ; "mümkünse". evden çıkmadığı zaman kirasından faturalara, kredi kartlarından kredilerine kadar ödeyemeyecek veya ödeme güçlüğü çekecek olanlara yönelik de tedbir almıyor. ne benim dışarı çıkıp çalışmamam konusunda tedbir alıyorlar, ne de çıkmazsam yaşayacağım mağduriyet konusunda.

    avukat arkadaşlara açık çağrımdır, 1 senede trilyonluk adam olursunuz. devlet yeterli tedbirleri almıyor ve malesef sonuçlarına da katlanacak. hadi canım ya olur mu öyle şey diyenler olabilir. 1990'larda doğuda devlet kararıyla, terör sebebiyle köyleri boşaltılan köylüler trilyonluk adamlar şu an. onların davalarına bakan avukatların köşeyi döneli yıllar oldu. bu süreçte köylüleri de az kandırmadılar tabi. avrupa insan hakları mahkemesi karar verdi ve devlet 1 milyon tl ödediyse 700'ünü kendilerine aldılar 300'ünü köylüye verdiler. meblağ bir örnek sadece ama oranı anlamanız açısından verdim. daha yüksek meblağlarda da kararlar verildi ayrıca.

    tabi bu davadan işverenim de nasibini alacak. hele bir terslik olsun, kıçındaki donuna kadar alacağım patronun.

    inşallah ne ben bi zarar görürüm ne de bir yakınım ama elbet birileri bu davaları açacak. hepimiz burdayız, ölmez de sağ kalırsak göreceğiz.
  • 408
    sıradan bir sabunla çeşmeden akan soğuk su ile 20 saniye civarı el yıkandığında ellerden temizlenen ancak 60 derece ısıda çamaşır makinesinde anca 1 saatte çamaşırlardan çıkabilen virüs'tür.

    açıklanan önlemlere bakılırsa durum bu.

    çeşmeden akan su şu sıralar en fazla 20 derece'dir. sıradan bir sabunla 20 saniye yetiyor bu sıcaklıkta ama yaklaşık 1 saat süren bir programda 60 derecede virüsün çıkması bir bana mı tuhaf geliyor?

    kaliteli, bol bir deterjanla 30 derecede çamaşırları yıkamak neden yetmiyor bu virüs için? ben yumuşatıcı kısmına renksiz sirke koyuyorum. 30 derecede 1 saatlik programla yıkayıp sonda sirke ile durulama yaptırmam yetmiyorsa elde 20 derecenin altındaki suyla sıradan bir sabun yardımıyla 20 saniye nasıl yetiyor arkadaş?
  • 411
    bu illet basimiza bela oldu. bazen sosyal deneyleri izlerim. bu ülkenin insani hakikaten cok merhametli ve büyük bir vicdana sahip. hep sahipsiz hep kendi basina birakildi bu insanlar. yaptiklari hatalarin cogu da bu yuzden zaten. gecim sikintisi, hayat kaygisi vs. insanlarin insan olmasina bile izin vermiyor bazen. bu insanlar yine sahipsiz kaldi, kendi baslarinin caresine bakacaklar. allahin belasi bu virus umarim cok can almadan defolur gider. yoksa milletim ve milletimin her ferdi icin kaygiliyim. allah yardimcimiz olsun. disari cikmamak icin en ufak bir ihtimaliniz varsa ne olur o ihtimali zorlayin. biliyorum isi gucu olan var ama yani ne bileyim elden de bir sey gelmiyor. keske herkese ulasabilsem cok param olsa harcasak hep beraber. bu arada saglik calisanindan polisine memurundan askerine milleti icin sahada gayret gosteren herkese kolaylik diliyorum. sukranlarimi sunuyorum.
  • 412
    virüs biyolojisi hakkında halen yeterince bilgiye sahip olmayan çok insan var, bu sözlükte bile. şuanda türkiye'de ve dünyada herkesin ama herkesin öncelikle izlemesi gereken kısa video budur. altyazısını türkçe ayarlayın. lazımsa videonun hızını düşürün. gerekirse 3-4 defa izleyin ve artık düşmanınızı iyice ta-nı-yın.

    https://youtu.be/BtN-goy9VOY
  • 413
    size türkiye’nin olaya nasıl ciddiyetsiz yaklaştığına dair ufak bir örnek vereyim.

    bugün manisada devlet memuru olan bir hekim arkadaşımla konuştum. tamamıyla corona belirtileri gösteren bir hasta geliyor. üstelik umreden gelen kişilerle de teması olmuş. sizce bu hastaya ne yapılmış? cevap sadece kan testi yaptırılıp evine gönderilmiş! peki neden? çünkü manisa ilinde covid-19 testini yapabilecekleri bir kit yok. bahsettiğimiz küçük bir kasaba değil, koca bir il!

    ben bir süredir hollandada yaşıyorum. burada vakalar hergün şehir şehir açıklanıyor. türkiyede neden açıklanmıyor diye merak edenler için benim yukarıda anlattıklarım sadece ufak bir örnek. sanırım kendileri bile kaç vaka olduğunu bilmiyorlar.
  • 414
    hepimizin doktor ya da sağlık sektörünün başka birimlerinde yer alan arkadaşları, tanıdıkları illa ki var. sürecin televizyonda bize anlatıldığı gibi olmadığı, gerek tıbbi malzeme tedariki gerekse de ciddiyet konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşandığı inkar edilemez bir gerçek maalesef. yine her şeyi türk gibi yapıyoruz ve bu kez organizasyonun başında da her şeyi para olarak gören siyasal islam ahlakına mensup bireyler var ne yazık ki.
  • 415
    evde kal'amıyoruz. kamu bankasında çalışıyorum, yarın mesaimiz var, esnafa kredi vereceğiz. akşama kadar yüz tane insanla karşı karşıyayız, yüzümüze tükürmekle tehdit eden hadsizlerle uğraşıyoruz. hadi ben neyse, içki sigara kullanmam, sporumu yaparım, yediğime dikkat ederim ve bünyemin sağlam olduğunu düşünürüm, hadi bir şekilde eşimi de geçtim ama bir buçuk yaşında bebeğimiz var. zor...
  • 416
    çok fena psikolojimi bozan, moralimi altüst eden bok.

    fakat benim şimdi ilgileneceğim soru şu an değil, sonrası ile alakalı.

    bu virüs dindikten sonra ne olacak arkadaşlar? 3 gün, 5 gün, 3 ay, 5 ay, 1 sene sonra; her ne ise bir gün tedavisi veya ilacı bulunduktan sonra hayat normale dönmeye başlayacak elbette.

    zurnanın zırt dediği yer bence buradan sonra başlıyor. kayıplarımız ne olacak? elbette en önemlisi insan sağlığı ve insan canı. hiçbir şeyi değil denk tutmak, yaklaştırmam bile bütün bunlara. ancak zararımız yalnızca bu olmayacak. maddi zararımız ne düzeydedir? zaten cumhuriyet tarihinden beridir hiçbir zaman refah koşulları çok yüksek bir ülke olmamışken ve özellikle son birkaç on yıldır sıkıntıda iken, böylesi yıkıcı ve telafisi zor bir durumdan sonra ekonomik düzeyimiz ne olacak? kriz birkaç senedir ayyuka çıktı, bu virüsten sonra enflasyon, döviz kuru ve faiz oranları ne seviyelerde olacak? ev, araç, ihtiyaç kredisi çekmiş vatandaşlarımız var. onlar bu krizde, hele ki çok fazla etkilenenler olması halinde ne yapacaklar?

    can ve mal kaybımız ne olacak? krizin manevi etkisini kantitatif olarak ölçemeyiz elbette, ancak maddi ve ekonomik zararları ölçebiliriz. tüm bunlar ne seviyelerde olur? bilgisi olan yoktur tabiki de, tahmin ve düşüncesi olan var mı?

    ya da belki de yazımın en başında sormam gereken soruyu sorayım; bu illetten kurtulabilir miyiz hakikaten?
  • 417
    muhtemelen hic bir zaman yer yuzunden silinmeyecek, fakat hem insanlarin bagisiklik kazanmasi hem de muhtemel bir asinin bulunmasi sayesinde olumcullugunu yitirecek olan virus.

    coronavirus denen sey bir virus ailesi aslinda. rhinovirus, coronavirus gibi virusler aslinda bizim “soguk alginligi” diye onemsemedigimiz hastaliklara sebep veren virusler. fakat bu covid-19 daha once piyasada olmadigindan bagisiklik sistemlerimiz ne bok yiyeceklerini bilemiyorlar. tipki kus gribi, domuz gribi gibi bir problem aslinda fakat bu digerlerine gore hem daha kolay yayiliyor hem de daha agir seyrediyor.

    bundan 1 sene sonra “vay anasini neydi o ya?” diyerek gulecegiz bu gunlere. ama simdi birlik olup, salak sacma davranmayip atlatmamiz lazim bu zor zamanlari.
  • 418
    bugün gelen resmi açıklamaya göre bugüne kadar ülkemizde toplam 131 (bugün 23) kişinin canını alan virüstür.

    https://twitter.com/...295237981396992?s=20

    toplam test/vaka oranı %14. yani bu neredeyse teste giren her 10 kişiden birinde(hatta biraz daha fazla-->1,4) bu virüsten var demek.
    bu sonuç korkutucu.

    toplam vaka/ölüm oranı ise %1,42 küsür. az görünüyor sayılır ama 100 kişiden 1-2 kişi arasında kişi hayatını kaybediyor.

    toplam vaka/iyileşen oranı ise %1,14. umarım ilerleyen zamanlarda bu oran vaka/ölüm oranını geçer.
  • 420
    bitse de kurtulsak dediğim virüs.

    arena'yı özledim. seyirciyi coşkuyu..
    kenarda terim'in kızmasını.. şampiyonlar ligi maçında ki o gerginliği..
    evimizdeki serimizi.. çoşkulu galibiyetleri..
    falcao'yu, muslera'yı, terim'i, ömer'i, donk'u ve diğer ekibi..

    tam bahar günleri.. şampiyonluk kokusu olacakken bu lanet virüsle uğraşıyor dünya..

    allah sizi bildiği gibi yapsın çin.
  • 422
    evde kalabilen arkadaşlar, dışarı hic bir şekilde çıkmayın. alış-veriş için bile. önümüzdeki 15 gün en azından. evde kalamayan arkadaşlar sizde çok dikkatli olun. gerçekten ellerinizi yıkayın ve yüzünüze değdirmemeye çalışın. gozluk kullanın en azından elleriniz gözlerinize gitmez ve havada var olan virüsler etkilemez. evinizi ve bulunduğunuz ortamları havalandirin (ceryan yaptırın. ). bu şekilde virüslerin etkisi azalıyor. dünya genelini etkileyen bu virüsün aşısı ve semptomlarını iyileştiren ilacı en kısa zamanda bulunur. insanın bu günlerde bilim insanı olası geliyor.
  • 425
    insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri olmayı başaran virüs. şartlar ne olursa olsun herkesin kendi önlemini alması ve ona odaklanması çok büyük önem taşıyor. dünyanın dört bir tarafından hatta ülkenin her tarafından da dramatik haberler geliyor. ancak bu haberleri dramatik bir haber olarak algılamak lazım. kendi izolasyonunu sağlayabilen, dışarı çıktığında da tedbirlerini eksiksiz alabilen kişiler için bu haberler hastalığın tehlikesini vs. arttıran unsurlar değil.

    bu alışkın olmadığımız, pek çok rutinimizin bozulması sebebiyle afalladığımız dönemde bir de boş yere kendi kendimize ekstra panik yaratmamıza gerek yok. dışarıya çıkmak, işinize gitmek zorundaysanız da dünyanın sonuna gelmiş gibi düşünüp kendinizi daha da üzmeyin. evet evde kalınsa riskler çok çok daha azalacak ama yılgınlığa ve paniğe kapılmayıp tedbiri elden bırakmadan yola devam etmek gerekiyor...

    fatih terim'in dediği gibi oyun disiplininden kopmak yok. bugünleri de atlatacağız...
App Store'dan indirin Google Play'den alın