1126
--- orhan uluca birgün ---
galatasaray‘ın 15 hafta sonunda averajı eksilerde. lider ile arasındaki puan farkı 16. kaybettiği maç sayısı kazandığından fazla. avrupa ligi'ne, bugün orada kendisinin yerine oynayan ve tek bir galibiyeti ya da puanı dahi olmayan bir takıma elenerek giremedi. dönem kötü ve durum bu, peki tartışılan nedir ?
riva arazisi, şirket birleşmeleri v.s.
başkanlar, eski başkanlar, yöneticiler çıkıyor ve aig döneminden bugüne kadar gelişen dönem anlatılıyor. bir değil iki üniversite üzerinden geçtim ve içerisinde çokca ekonomi dersi görsem dahi algılamakta zorlandığım bu tartışmalar, ekonomistlerin dahi yeterli bilgiye sahip olmadığından dolayı anlayamayacağı ortam sürekli halkın önüne başarısızlık sonrası getiriliyor.
sportif başarısızlığın nedeni riva arazisi midir şirket birleşmesi mi? 2000’li yılların içerisinde galatasaray borç batağı içerisinde yüzer iken uefa kupasını kazandı. barcelona bilmem kaç milyon avro borcun içerisinde tüm kupaları topladı. her ikisinin de önemi bugünkü kulüp yönetimi içerisinde çok fazladır ve fakat sportif ve ekonomik yönetimin aynı anda birbirlerine karıştırılarak, birini diğerinin eksikliğini kapatmak için kullanıldığı yer galatasaray’dır. dahası bu kulübün başkanı ekonomik sorunlarla boğuşur iken kulübün varlık nedeni olarak görülen futbol takımına yeterli vakti ayıramadığını söyleyebiliyor. oysa zaten burada milyon kez üzerinde durduğumuz gibi sportif ve ekonomik yönetiminin birbirlerinden ayrılması şarttır.
bugün gelinen noktada başarısızlığın nedeni nedir ?
bu kulübün başkanı televizyon ekranlarından saatlerce şirket birleşmesi temalı konuları işler iken sportif başarızlığı teknik direktör uyumsuzluğuna bağlayıp tek cümle ile geçiştirebiliyor. oysa onu oraya çıkaran futbol takımının aldığı başarısız sonuçlardır. son üç yıl içerisinde futbola yaklaşık 200 milyon avro yatırım yapıldı. pahalı oyuncular, teknik adamlar diğer dönemlerin aksine adnan polat yönetimi altında takıma kazandırıldı. başarısızlık da bu denli çıplak bir şekilde kendisini ortaya koyar iken tartışılması gereken nedir ?
riva arazisi mi şirket birleşmesi mi ?
sahiplenilmeyen kara bir bölge var orada. adnan sezgin, sportif direktör olarak konumlandırılır iken karar alıcı durumundan başkan vasıtasıyla sıyrılıyor. benim almanya’da sürekli gördüğüm hoeness, allofs, zorc gibi örneklere benzemiyor, daha çok bir başkasının aldığı kararı uygulayan görev adamı konumuna getiriliyor. bu açıdan baktığınız vakit adnan sezgin’e eleştiri getirilmesi de anlamsız. biz önemini yadsımadan ama bugünkü sportif başarısızlıkla yakın uzak ilgisi olmayan ekonomik açılımları bir kenara bırakıp doğru soruların üzerinden geçelim! feldkamp’ın istifa etmesine neden olan toplantıyı ya da teknik adamın işine karışma konumuna hangi yönetici vasıtasıyla gelindi? zira bu müdahale teknik adamı uyumsuz yapar. teknik adam değil yönetimin yönetememezliğidir burada suçlu olan.
skibbe’nin rijkaard ile beraber kusuru zayıf otoritesi olarak galatasaray başkanı tarafından belirtiliyor ve biz de soruyoruz: skibbe’nin yardımcılarını kendisinden habersiz ama basına haber vererek görevden alma kararını kim vermiştir? teknik adamın otoritesini oyuncular nezdinde daha da zayıf düşürecek bu kararı olabilecek en aptalca biçimde uygulatan kimdir? zira, zico da otoriter değildi ama şampiyonlar ligi çeyrek finali gördü takımı ve dolayısıyla sorun teknik adamın otoritesizliği değil onun otoritesini zedelediğinin farkında olmayan yönetimdir. lincoln’e kaptanlık neden verilmiştir? böyle hırsları da olmayan bir adamı durduk yere takımın içerisindeki yerlilerin hedefi haline kim getirmiştir? arkasından arda turan’a kapıyı gösterip sonrasında on numara ve kaptanlık verme gibi birbirlerine tamamen zıt eylemler hangi yönetici kararı ile gerçekleşti? hakan şükür’ü futbol takımından uzaklaştırarak gerçekten o bölgeye etkisi kalmayacağını düşünen sizler misiniz? yerli-yabancı ayrımcılığında zirve yaptıracak etkisini yok edemeyen yönetimin yönetememzliği değil midir?
bugün ingiltere premiere lig kulüpleri için adı geçen meira neden geldi ve sezonun yarısında neden satıldı? kewell’ın stoper oynamak zorunda kalarak uefa kupası'nın önüne geçmesini sağlayan meira’nın gidişine kim ‘evet’ demiştir. burada ne teknik adam uyumsuz ne otorite sorunu vardır, yönetim yanlışıdır başarısızlığın nedeni.
teknik direktör uyumsuzluğu bahanesi daha çok yönetimin teknik adamına gerekli koşulları sağlayamadığının belgesidir. skibbe ile galatasaray yıllar sonra avrupa'da deplasmanlar kazanmış ve devreyi de beşiktaş’ı güzel bir futbolla yenerek kapatmış, herkes uyumdan, futboldan ve güzellikten bahseder olmuştu ve fakat çok kısa süre sonra işler değişiyorsa skibbe’nin uyumsuzluğundan değil yönetilememezliğinden ileri gelir.
galatasaray uefa yolunda son çeyreğe girdiğinde milyonlarca avroyatırım sonrası hücum oyuncusunu stoper olarak kullanmak zorunda kalıyorsa burada ciddi bir plansızlık, işbilmemezlik vardır. ne ekonomik bir sorun, ne riva arazileri ne de şirket birleşmeleri.. her sene yabancı bir teknik direktör ile sezona başlayıp(feldkamp,skibbe,rijkaard) işler yönetilememezlikten dolayı kötü gittiğinde içimizden birilerini (cevat güler,bülent korkmaz, hagi) getirip sessizliği sağlayarak tüm bu sportif yetkinsizliği şirket birleşmeleri ile açıklama safsatalarını önümüze koymaya devam ediyorlar. adnan polat algoritmasına göre sezon sonunda ya da duruma göre devre arasında hagi de gönderilecektir. kimsenin ses çıkaramadığı ve geldiğinde herkesi susturup sadece onu getirdiği için bir kaç yıl daha kulübe başkanlık yapacağının bilincinde bir teknik direktör daha gelecektir.. sonra tugay ve sonra da alınacak olan yıldız oyunculardan birisi lincoln, misimovic, elano gibi kapı dışarı edilecektir tüm sorunların nedeni olarak..
tüm bunlar olur, şampiyonlar ligi'nden ziyade acaba avrupa ligi2ne girebilir miyiz konumuna düşer iken televizyona çıkıp şirket birleşmeleri, riva arazisi tartışılmaya devam edecektir. biz de bu masalı dinlemeye..
--- orhan uluca birgün ---
galatasaray‘ın 15 hafta sonunda averajı eksilerde. lider ile arasındaki puan farkı 16. kaybettiği maç sayısı kazandığından fazla. avrupa ligi'ne, bugün orada kendisinin yerine oynayan ve tek bir galibiyeti ya da puanı dahi olmayan bir takıma elenerek giremedi. dönem kötü ve durum bu, peki tartışılan nedir ?
riva arazisi, şirket birleşmeleri v.s.
başkanlar, eski başkanlar, yöneticiler çıkıyor ve aig döneminden bugüne kadar gelişen dönem anlatılıyor. bir değil iki üniversite üzerinden geçtim ve içerisinde çokca ekonomi dersi görsem dahi algılamakta zorlandığım bu tartışmalar, ekonomistlerin dahi yeterli bilgiye sahip olmadığından dolayı anlayamayacağı ortam sürekli halkın önüne başarısızlık sonrası getiriliyor.
sportif başarısızlığın nedeni riva arazisi midir şirket birleşmesi mi? 2000’li yılların içerisinde galatasaray borç batağı içerisinde yüzer iken uefa kupasını kazandı. barcelona bilmem kaç milyon avro borcun içerisinde tüm kupaları topladı. her ikisinin de önemi bugünkü kulüp yönetimi içerisinde çok fazladır ve fakat sportif ve ekonomik yönetimin aynı anda birbirlerine karıştırılarak, birini diğerinin eksikliğini kapatmak için kullanıldığı yer galatasaray’dır. dahası bu kulübün başkanı ekonomik sorunlarla boğuşur iken kulübün varlık nedeni olarak görülen futbol takımına yeterli vakti ayıramadığını söyleyebiliyor. oysa zaten burada milyon kez üzerinde durduğumuz gibi sportif ve ekonomik yönetiminin birbirlerinden ayrılması şarttır.
bugün gelinen noktada başarısızlığın nedeni nedir ?
bu kulübün başkanı televizyon ekranlarından saatlerce şirket birleşmesi temalı konuları işler iken sportif başarızlığı teknik direktör uyumsuzluğuna bağlayıp tek cümle ile geçiştirebiliyor. oysa onu oraya çıkaran futbol takımının aldığı başarısız sonuçlardır. son üç yıl içerisinde futbola yaklaşık 200 milyon avro yatırım yapıldı. pahalı oyuncular, teknik adamlar diğer dönemlerin aksine adnan polat yönetimi altında takıma kazandırıldı. başarısızlık da bu denli çıplak bir şekilde kendisini ortaya koyar iken tartışılması gereken nedir ?
riva arazisi mi şirket birleşmesi mi ?
sahiplenilmeyen kara bir bölge var orada. adnan sezgin, sportif direktör olarak konumlandırılır iken karar alıcı durumundan başkan vasıtasıyla sıyrılıyor. benim almanya’da sürekli gördüğüm hoeness, allofs, zorc gibi örneklere benzemiyor, daha çok bir başkasının aldığı kararı uygulayan görev adamı konumuna getiriliyor. bu açıdan baktığınız vakit adnan sezgin’e eleştiri getirilmesi de anlamsız. biz önemini yadsımadan ama bugünkü sportif başarısızlıkla yakın uzak ilgisi olmayan ekonomik açılımları bir kenara bırakıp doğru soruların üzerinden geçelim! feldkamp’ın istifa etmesine neden olan toplantıyı ya da teknik adamın işine karışma konumuna hangi yönetici vasıtasıyla gelindi? zira bu müdahale teknik adamı uyumsuz yapar. teknik adam değil yönetimin yönetememezliğidir burada suçlu olan.
skibbe’nin rijkaard ile beraber kusuru zayıf otoritesi olarak galatasaray başkanı tarafından belirtiliyor ve biz de soruyoruz: skibbe’nin yardımcılarını kendisinden habersiz ama basına haber vererek görevden alma kararını kim vermiştir? teknik adamın otoritesini oyuncular nezdinde daha da zayıf düşürecek bu kararı olabilecek en aptalca biçimde uygulatan kimdir? zira, zico da otoriter değildi ama şampiyonlar ligi çeyrek finali gördü takımı ve dolayısıyla sorun teknik adamın otoritesizliği değil onun otoritesini zedelediğinin farkında olmayan yönetimdir. lincoln’e kaptanlık neden verilmiştir? böyle hırsları da olmayan bir adamı durduk yere takımın içerisindeki yerlilerin hedefi haline kim getirmiştir? arkasından arda turan’a kapıyı gösterip sonrasında on numara ve kaptanlık verme gibi birbirlerine tamamen zıt eylemler hangi yönetici kararı ile gerçekleşti? hakan şükür’ü futbol takımından uzaklaştırarak gerçekten o bölgeye etkisi kalmayacağını düşünen sizler misiniz? yerli-yabancı ayrımcılığında zirve yaptıracak etkisini yok edemeyen yönetimin yönetememzliği değil midir?
bugün ingiltere premiere lig kulüpleri için adı geçen meira neden geldi ve sezonun yarısında neden satıldı? kewell’ın stoper oynamak zorunda kalarak uefa kupası'nın önüne geçmesini sağlayan meira’nın gidişine kim ‘evet’ demiştir. burada ne teknik adam uyumsuz ne otorite sorunu vardır, yönetim yanlışıdır başarısızlığın nedeni.
teknik direktör uyumsuzluğu bahanesi daha çok yönetimin teknik adamına gerekli koşulları sağlayamadığının belgesidir. skibbe ile galatasaray yıllar sonra avrupa'da deplasmanlar kazanmış ve devreyi de beşiktaş’ı güzel bir futbolla yenerek kapatmış, herkes uyumdan, futboldan ve güzellikten bahseder olmuştu ve fakat çok kısa süre sonra işler değişiyorsa skibbe’nin uyumsuzluğundan değil yönetilememezliğinden ileri gelir.
galatasaray uefa yolunda son çeyreğe girdiğinde milyonlarca avroyatırım sonrası hücum oyuncusunu stoper olarak kullanmak zorunda kalıyorsa burada ciddi bir plansızlık, işbilmemezlik vardır. ne ekonomik bir sorun, ne riva arazileri ne de şirket birleşmeleri.. her sene yabancı bir teknik direktör ile sezona başlayıp(feldkamp,skibbe,rijkaard) işler yönetilememezlikten dolayı kötü gittiğinde içimizden birilerini (cevat güler,bülent korkmaz, hagi) getirip sessizliği sağlayarak tüm bu sportif yetkinsizliği şirket birleşmeleri ile açıklama safsatalarını önümüze koymaya devam ediyorlar. adnan polat algoritmasına göre sezon sonunda ya da duruma göre devre arasında hagi de gönderilecektir. kimsenin ses çıkaramadığı ve geldiğinde herkesi susturup sadece onu getirdiği için bir kaç yıl daha kulübe başkanlık yapacağının bilincinde bir teknik direktör daha gelecektir.. sonra tugay ve sonra da alınacak olan yıldız oyunculardan birisi lincoln, misimovic, elano gibi kapı dışarı edilecektir tüm sorunların nedeni olarak..
tüm bunlar olur, şampiyonlar ligi'nden ziyade acaba avrupa ligi2ne girebilir miyiz konumuna düşer iken televizyona çıkıp şirket birleşmeleri, riva arazisi tartışılmaya devam edecektir. biz de bu masalı dinlemeye..
--- orhan uluca birgün ---