resim
Adnan Polat
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 1126
    --- orhan uluca birgün ---

    galatasaray‘ın 15 hafta sonunda averajı eksilerde. lider ile arasındaki puan farkı 16. kaybettiği maç sayısı kazandığından fazla. avrupa ligi'ne, bugün orada kendisinin yerine oynayan ve tek bir galibiyeti ya da puanı dahi olmayan bir takıma elenerek giremedi. dönem kötü ve durum bu, peki tartışılan nedir ?

    riva arazisi, şirket birleşmeleri v.s.

    başkanlar, eski başkanlar, yöneticiler çıkıyor ve aig döneminden bugüne kadar gelişen dönem anlatılıyor. bir değil iki üniversite üzerinden geçtim ve içerisinde çokca ekonomi dersi görsem dahi algılamakta zorlandığım bu tartışmalar, ekonomistlerin dahi yeterli bilgiye sahip olmadığından dolayı anlayamayacağı ortam sürekli halkın önüne başarısızlık sonrası getiriliyor.

    sportif başarısızlığın nedeni riva arazisi midir şirket birleşmesi mi? 2000’li yılların içerisinde galatasaray borç batağı içerisinde yüzer iken uefa kupasını kazandı. barcelona bilmem kaç milyon avro borcun içerisinde tüm kupaları topladı. her ikisinin de önemi bugünkü kulüp yönetimi içerisinde çok fazladır ve fakat sportif ve ekonomik yönetimin aynı anda birbirlerine karıştırılarak, birini diğerinin eksikliğini kapatmak için kullanıldığı yer galatasaray’dır. dahası bu kulübün başkanı ekonomik sorunlarla boğuşur iken kulübün varlık nedeni olarak görülen futbol takımına yeterli vakti ayıramadığını söyleyebiliyor. oysa zaten burada milyon kez üzerinde durduğumuz gibi sportif ve ekonomik yönetiminin birbirlerinden ayrılması şarttır.

    bugün gelinen noktada başarısızlığın nedeni nedir ?

    bu kulübün başkanı televizyon ekranlarından saatlerce şirket birleşmesi temalı konuları işler iken sportif başarızlığı teknik direktör uyumsuzluğuna bağlayıp tek cümle ile geçiştirebiliyor. oysa onu oraya çıkaran futbol takımının aldığı başarısız sonuçlardır. son üç yıl içerisinde futbola yaklaşık 200 milyon avro yatırım yapıldı. pahalı oyuncular, teknik adamlar diğer dönemlerin aksine adnan polat yönetimi altında takıma kazandırıldı. başarısızlık da bu denli çıplak bir şekilde kendisini ortaya koyar iken tartışılması gereken nedir ?

    riva arazisi mi şirket birleşmesi mi ?

    sahiplenilmeyen kara bir bölge var orada. adnan sezgin, sportif direktör olarak konumlandırılır iken karar alıcı durumundan başkan vasıtasıyla sıyrılıyor. benim almanya’da sürekli gördüğüm hoeness, allofs, zorc gibi örneklere benzemiyor, daha çok bir başkasının aldığı kararı uygulayan görev adamı konumuna getiriliyor. bu açıdan baktığınız vakit adnan sezgin’e eleştiri getirilmesi de anlamsız. biz önemini yadsımadan ama bugünkü sportif başarısızlıkla yakın uzak ilgisi olmayan ekonomik açılımları bir kenara bırakıp doğru soruların üzerinden geçelim! feldkamp’ın istifa etmesine neden olan toplantıyı ya da teknik adamın işine karışma konumuna hangi yönetici vasıtasıyla gelindi? zira bu müdahale teknik adamı uyumsuz yapar. teknik adam değil yönetimin yönetememezliğidir burada suçlu olan.

    skibbe’nin rijkaard ile beraber kusuru zayıf otoritesi olarak galatasaray başkanı tarafından belirtiliyor ve biz de soruyoruz: skibbe’nin yardımcılarını kendisinden habersiz ama basına haber vererek görevden alma kararını kim vermiştir? teknik adamın otoritesini oyuncular nezdinde daha da zayıf düşürecek bu kararı olabilecek en aptalca biçimde uygulatan kimdir? zira, zico da otoriter değildi ama şampiyonlar ligi çeyrek finali gördü takımı ve dolayısıyla sorun teknik adamın otoritesizliği değil onun otoritesini zedelediğinin farkında olmayan yönetimdir. lincoln’e kaptanlık neden verilmiştir? böyle hırsları da olmayan bir adamı durduk yere takımın içerisindeki yerlilerin hedefi haline kim getirmiştir? arkasından arda turan’a kapıyı gösterip sonrasında on numara ve kaptanlık verme gibi birbirlerine tamamen zıt eylemler hangi yönetici kararı ile gerçekleşti? hakan şükür’ü futbol takımından uzaklaştırarak gerçekten o bölgeye etkisi kalmayacağını düşünen sizler misiniz? yerli-yabancı ayrımcılığında zirve yaptıracak etkisini yok edemeyen yönetimin yönetememzliği değil midir?

    bugün ingiltere premiere lig kulüpleri için adı geçen meira neden geldi ve sezonun yarısında neden satıldı? kewell’ın stoper oynamak zorunda kalarak uefa kupası'nın önüne geçmesini sağlayan meira’nın gidişine kim ‘evet’ demiştir. burada ne teknik adam uyumsuz ne otorite sorunu vardır, yönetim yanlışıdır başarısızlığın nedeni.

    teknik direktör uyumsuzluğu bahanesi daha çok yönetimin teknik adamına gerekli koşulları sağlayamadığının belgesidir. skibbe ile galatasaray yıllar sonra avrupa'da deplasmanlar kazanmış ve devreyi de beşiktaş’ı güzel bir futbolla yenerek kapatmış, herkes uyumdan, futboldan ve güzellikten bahseder olmuştu ve fakat çok kısa süre sonra işler değişiyorsa skibbe’nin uyumsuzluğundan değil yönetilememezliğinden ileri gelir.

    galatasaray uefa yolunda son çeyreğe girdiğinde milyonlarca avroyatırım sonrası hücum oyuncusunu stoper olarak kullanmak zorunda kalıyorsa burada ciddi bir plansızlık, işbilmemezlik vardır. ne ekonomik bir sorun, ne riva arazileri ne de şirket birleşmeleri.. her sene yabancı bir teknik direktör ile sezona başlayıp(feldkamp,skibbe,rijkaard) işler yönetilememezlikten dolayı kötü gittiğinde içimizden birilerini (cevat güler,bülent korkmaz, hagi) getirip sessizliği sağlayarak tüm bu sportif yetkinsizliği şirket birleşmeleri ile açıklama safsatalarını önümüze koymaya devam ediyorlar. adnan polat algoritmasına göre sezon sonunda ya da duruma göre devre arasında hagi de gönderilecektir. kimsenin ses çıkaramadığı ve geldiğinde herkesi susturup sadece onu getirdiği için bir kaç yıl daha kulübe başkanlık yapacağının bilincinde bir teknik direktör daha gelecektir.. sonra tugay ve sonra da alınacak olan yıldız oyunculardan birisi lincoln, misimovic, elano gibi kapı dışarı edilecektir tüm sorunların nedeni olarak..

    tüm bunlar olur, şampiyonlar ligi'nden ziyade acaba avrupa ligi2ne girebilir miyiz konumuna düşer iken televizyona çıkıp şirket birleşmeleri, riva arazisi tartışılmaya devam edecektir. biz de bu masalı dinlemeye..

    --- orhan uluca birgün ---
  • 1127
    --- yavuz semerci ---

    galatasaray’ın durumuna rakip bir taraftar olarak üzüldüğümü söyleyemem. galatasaray taraftarları başarı bekliyordu. hayal kırıklığı yaşadılar. rakiplerinin sevinci ile taraftarların üzüntüsünün nedeni aynı…

    ancak, galatasaray yönetimine yönelik eleştirilerde sınırın aşıldığı kanısındayım. çünkü bu yönetim, belki de galatasaray’ı düze çıkaran, mali yapısını güvence altına alan ve başka bir deyişle bu yılı kaybetmiş ama yıllar sürecek başarıyı garantilemiş bir ekip olarak anılacağından hiç şüphem yok.
    bu yönetimin neyi başardı?

    bir kere, bugün yönetime talip olan faruk süren ve bazı eski yöneticilerin hatasını düzeltti. galatasaray’ın tüm gelirlerinin toplandığı ve yüksek temettü dağıtan şirket ile giderlerin konsolide olduğu zararlı şirketi birleştirdi. bu birleşme nedeniyle şirketin her yıl neredeyse 10 milyonlarca dolar zarar etmesinin önüne geçildi. 30 milyon dolar kredi kullanarak, geçmiş yönetimlerin kulübün geleceğini ipotek altına alan yanlışını düzeltti.

    ***

    bu yönetim, vakıfbank’ın faiz ve temerrüt faizlerinin de içinde yer aldığı 300 milyon doları aşan haciz sıkıştırmasını aylar süren pazarlıklarla çözdü. borç aşağıya çekildi, vadesi uzatıldı.

    bu yönetim, eskimiş, tükenmiş, ayakta zor duran, ilkel bir stattan vazgeçilip, dünya standartlarında bir stada geçiş sürecini iyi yönetti. ve karmaşık bürokratik engellerle boğuştu ve (elbette başbakan erdoğan’ın da desteğiyle) çözdü. bitmez, devam etmez, aşılamaz denilen noktalarda çözümler üreterek, toki dahil herkesi ikna ettiler. (not: böyle bir stadın devlet desteğiyle yapılmasına karşı çıktım hala karşı çıkıyorum. ancak gelinen nokta galatasaraylı olan herkesi mutlu etmeli.) ve neredeyse her yıl bu stattan 50 milyon dolarlık gelir garantisine kavuştular. iki şirket birleşmeseydi, bu gelirlerin büyük kısmı spekülatör ve yatırımcılara gidecekti. kulüp yine fakir yatırımcısı yine zengin olacaktı.

    ***

    bu yönetim, tarla olarak duran riva’daki araziye imar çıkardı. beykoz belediyesi ile sorunu çözdüler. istanbul belediyesi’yle sorunları çözdüler. anıtlar kurulu ile sorunları çözdüler. ruhsat için 5 milyon dolar harcadılar ama 844 parsel ürettiler. ve bu ayın sonunda da ihale edecekler. onlarca konut firması teklif verdi. ve yüz milyonlarca dolarlık bir rantı garantilediler. bu sayede, iki şirket birleşmesine rağmen yatırımcıların hisselere olan ilgisi sürdü. galatasaray hisselerinin değeri hızla yükseldi.

    bu yönetim bu yıl elde edilecek gelirlere göre transfer politikası sürdürdü. bu nedenle belki nitelikli futbolcu alamadı ve sportif başarı elde edemedi. ancak emin olabilirsiniz ki, önümüzdeki yıllarda rakipler transfer etmek için zengin başkanların esire olmaya devam ederken, galatasaray kendi kaynaklarıyla yoluna devam edecek ve türk futboluna kendi adına parlak zaferlere imza atacak. detaylara ve rakamlara girerek sizi sıkmayacağım, ama ben bu takımın taraftarı olsam, bu yılki başarısızlığa üzülmem, geleceği kurtaran bu yönetimi alkışlardım. çünkü bu yönetim, geçmişte yapılanlar gibi takıma daha ağır bir borç batağına sürükleyecek bir transfer politikasıyla günü kurtarabilirdi. bu günü es geçtiler ama geleceği kurtardılar.

    beşiktaş’a bakın. 300 küsur milyon tl borcu var. bu rakamın 91 milyon tl’si başkan erdoğan demirören’den alınmış. yani demirören bir gün “bıraktım, sıkıldım, üzüldüm” dese, delegeler zengin beşiktaşlı avına çıkacak. becerikli olup olmaması önemsenmeyecek. bir başkana esir olan bir kulüp mü istersiniz, yoksa kendi kaynaklarıyla büyüyen bir kulüp mü?

    galatasaray’da başkanlık yarışına katılacak kişi sayısının artmasının temel nedeni de bu yönetimin yarattığı zenginlik. yönetime talip olanlar gerçeği biliyor. ancak bu yönetimi devirmek için sportif başarısızlığı kullanıyorlar.
    benden hatırlatması…

    --- yavuz semerci ---

    *
  • 1128
    futbol yönetimi konusunda "bundan sonra adnan sezgin ile hagi tam yetkili" açıklamasını yapmış başkan. scout ekibi kurmuş başkan. devre arasında bu iki hamlenin ne kadar gerçekçi olacağını göreceğiz. scout ekibi hamlesinin sonuçları biraz daha zaman alabilir, ama en azından söylemde istediğimiz yapıyı hayata geçirmiştir sonunda. devre arası transferlerinden sonra bu daha net görülecek tabii.

    ama şöyle de bir sorum var: kim başkan olsaydı ekonomik yönetimle sportif yönetimi ayıracaktı? bu ayrım futbol dışındaki bütün branşlarda net olarak yapıldı. futbolda hâlâ benim de kafamda soru işareti var, ama orada da artık muhtemelen gerçtenten de ayrıldı. istediğimiz avrupai yapılanmayı kim yapabilirdi? hem ekonomik, hem sportif anlamda geçtiğimiz beş yılda dört başı mamur bir şekilde kim çalışabilirdi? gelecekte bunu kim yapabilir? bu soruların yanıtı var mı? bende yok.
  • 1135
    galatasaray topluluğu işbirliği kurulu'nun (gstik) düzenlediği galatasaray'da iletişim konulu forumda hazret buyurmuş:

    ''dünyada fenomen halindeki bu spor dalı, milyarlarca kişinin ilgi alanıdır. bütün futbol dünyasının hacmi 100 milyar doları aşmış durumda. futbol artık spor değil, büyük bir endüstri haline gelmiş durumda. futbol spor olmanın ötesine geçip büyük bir endüstri haline geliyorsa, bunun gerekleri ve yapılması gerekenler o şekilde anlaşılmalı. futbol her endüstri ile ilgili bir endüstridir. her türlü sanayi ile ilişkisi olan bir konuma geldi. futbolu izleyenler, aynı zamanda bu endüstrinin tüketicileri oldular. biz de zaten bunu yaşıyoruz. bizim bu endüstride yol alabilmemiz için, özellikle uluslararası boyuttaki rakiplerimizle rekabet edebilmek, dünyadaki pastadan daha büyük pay alabilmemiz için, olmazsa olmazların başında kurumsallaşma geliyor.''

    ''galatasaray futbolu hiçbir kimsenin part-time çalışmasıyla yönetilecek kadar küçük değil. tamamıyla profesyonel olmalı. ayrıca kurumsal kültürün de oluşması lazım. bu konuda arzu ettiğimiz hızla ilerleyemedik. çarpık bir şirket yapılaşması vardı. o yapıdan kurtulmadan kurumsal yapıya dönüşemedik. şu anda hiçbir mazeretimiz kalmadı. kurumsal yapımız kurulmuş vaziyette. bunu geliştirmek ve bir galatasaray modeli yaratmamız lazım. mali yapılanmayı da düzenlemek lazım. kulübümüzün bir bütçe disiplini, bir nakit akış disiplini ve denetim disiplinine ulaşması lazım.''

    -''tekstil imalatçisi değiliz''-

    kendilerinin bir tekstil imalatçısı olmadığını dile getiren başkan polat, kulüp ürünlerinin, kulüp dışındaki profesyonel firmalar tarafından pazarlanması gerektiğini söyledi.

    adnan polat, türkiye'nin dünyada bilinen en büyük markası olduklarını kaydederek, ''artık ürünlerimizin pazarlanmasında, başkalarına belli haklar vermeliyiz. nasıl cep telefonu hattı konusunda bu işin uzmanlarıyla çalışıyorsak, kulüp tekstil ürünlerinin satışı konusunda da bunu uygulamalıyız. ben kulübün 150 dükkana sahip olması yerine, bu ürünleri başkasına ait 500 mağazayla satışı yapmayı tercih ederim. böylece daha fazla gelir elde imkanının olduğunu düşünüyoruz'' ifadelerini kullandı.

    bir kulübün endüstriyel boyuta geçmek için iletişimini geliştirmesinin gerektiğini vurgulayan polat, ''iletişimi de geliştirmek için kurumsallaşmayı tamamlamamız lazım. buradaki hedef evrensel olmak zorunda'' dedi.

    başkan polat, artık yöneticiler olarak sadece kulübün vizyonunu belirlemelerinin gerektiğini kaydederek, ''diğer avrupa kulüplerine bakıldığında çoğunluğun yöneticilerini kimse bilmiyor, başkanını dahi bilmiyor. bizde de böyle olmalı'' diyerek sözlerini tamamladı."

    devamına "la fontaine'den masallar" kitabından ulaşabilirsiniz.

    --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    başkanın sözlerini bugünkü gerçeklerle karşılaştırdığınızda kendine göre bir dalga geçme metodu olduğunu açık şekilde görebilirsiniz. şimdi madde made sözlerini yalanlamak istemiyorum, zaten buna gerek de yok.

    daha önce buyurduğum gibi başkan kendisine yakışanı yapsın ve fenerbahçe'ye ikinci başkan olsun. çünkü bu görevi layıkıyla hakediyor. kendisine ne endüstriyel futbol'da ne de amatör futbol'da yer yok.
  • 1136
    ''galatasaray futbolu hiçbir kimsenin part-time çalışmasıyla yönetilecek kadar küçük değil. tamamıyla profesyonel olmalı. ayrıca kurumsal kültürün de oluşması lazım. bu konuda arzu ettiğimiz hızla ilerleyemedik. çarpık bir şirket yapılaşması vardı. o yapıdan kurtulmadan kurumsal yapıya dönüşemedik. şu anda hiçbir mazeretimiz kalmadı. kurumsal yapımız kurulmuş vaziyette. bunu geliştirmek ve bir galatasaray modeli yaratmamız lazım. mali yapılanmayı da düzenlemek lazım. kulübümüzün bir bütçe disiplini, bir nakit akış disiplini ve denetim disiplinine ulaşması lazım'' sözlerinin altını doldurması gerek. devre arası birçok şey için belirleyici olacak. iyi bir kadro planlaması şart.
  • 1137
    galatasaray'ın sadece futbol klübü olmadığını ve başarısızlığın bu bağlamda değerlendirilmemesi gerektiğini savunan insan. gören de kadın baskette avrupa birincisiyiz de erkek baskette namalup ilerliyoruz. sanki bana voleybolun avrupa markası olduk kadınlarda, erkeklerde önümüze geleni deviriyoruz. çok güvendiğin su topu bile boğuluyor başkan. etrafına bak biraz.
  • 1141
    sirketleri birlestirmistir falan filan da o sirtindaki kamburdan kurtulmayacaksa bu basarisizliga goz yumacaksa kendi de o kamburuyla cekip gitmelidir. bize bu kadar zarar veren bir kisiyi hala icimizde barindirarak gozgore gore klube ve camiaya zarar veren bir baskan istedigi kadar ekonomik mucizeler yaratsin, sapkasini onune koyup dusunmelidir. zaten rijkaard konusunda tukurduklerini yaladigindan adnan sezginden kurtulmasinin onun icin bir sorun yaratacagini da sanmiyorum.

    keske klubumuz dogru duzgun yapilanmis olsa da ekonomik yapiyla ilgilense ancak boyle bir ortam yaratmak mevcut sartlar da cok zor. sen bir geminin ana diregini saglam tutmazsan her zaman batma tehlikesi yasarsin. bu saatten sonra kimseyi kandiramazsin baskan kusura bakma.

    ozet: ya bu deveyi gudersin, ya bu diyardan gidersin.
  • 1143
    başkanlığı döneminde galatasaray futbol takımı bitmiştir. galatasaray taraftarı bitmiştir. ultraslan bitmiştir. ali sami yen stadyumu bitmiştir. eğer 2012 yılında futbol kulüplerini etkileyen gözle görülür bir ekonomik kriz olur da galatasaray bunu kayıpsız atlatıp bugün bizle dalga geçenler dalga geçilecek duruma düşerse bizzat karşısına çıkıp özür dilerim ve yıllarca kendisini desteklerim.sadece şu lanet olası 2012yi bekliyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın