• 751
    dikkatli bir şekilde saydım ve objektif olarak söylersem gollerin dışında yüzde yüzlük 6 tane gol pozisyonunu değerlendiremedik. fanatiklik yaparsam 9 tane diyebilirim ama kesin gol olacak pozisyon sayısı 6. bu pozisyonların çoğunda kaleci volkan demirel golü önledi. diğerlerinde bizim beceriksizliğimiz.

    9-10 atabileceğimiz maçı en kısır şekilde 3 tane atarak bitirdik.
  • 753
    aslında dün maçtan gelince yazacaktım ama hem müsait olamadım, hem de yorgunluktan dolayı çok bi şey yazamazdım herhalde. pegasus 411. bloktan izledim maçı ve hem skor hem oyun anlamında bu maçı yerinde izlemiş 52 bin küsürü mutlu azınlıktan biri olduğum için bayağı şanslı sayıyorum kendimi.
    öncelikle fatih terim' e helal olsun. sahaya hem çift forvet hem ofansif orta sahalı bir kadro çıkardı. ayrıca süpriz bir şekilde emre çolak' ı ilk onbirde oynatarak bir genci daha takımımıza tam anlamıyla kazandırdı. maç boyunca da bu ofansif oyunu ikinci yarının ilk on dakikası hariç hiç bozmadı.
    televizyondan nası göründü bilmiyorum ama dün tarihi fark kaçtı resmen. daha ilk yarı 5-0 olsa kimse şaşırmazdı. inanılmazın da ötesinde pozisyonlar kaçtı. buna karşılık fenerbahçe' nin ilk yarıda şutu dahi yoktu. ikinci yarı anlamsız bir şekilde takım geriye yaslanınca onbeş dakika falan fener' in yalancı bir baskısı hissedildi, stoch' un topu direkten döndü ama o kadar. bundan maçın sonuna kadar maçı domine eden yine galatasaray oldu. ilk yarıdan ayrı olarak sırf ikinci yarı bile 5 gol daha atabilirdi galatasaray. bu futbolu devam ettirirse ligin tozunu olduğu gibi alıp şampiyonluğa koşar cimbom.
    maçın en iyi oyuncusu konusunda bayağı bir kafalar karışmış olmalı. eboue mi, emre mi, elmander mi, melo mu bilemedim. ama ben nacizane kendi adıma melo' yu seçtim. orta sahayı tek başına teslim aldı. çıldırttı sahadaki tüm fenerli futbolcuları. çüküyle attığı golle de volkan' ın kıçıyla tuttuğu topa gönderme yaparak "öyle göte böyle yarak" cevabını verdi.
  • 754
    çaprazdan dan dun vurmak yerine içerideki daha müsait adamlara pas verilseydi çok ciddi farkın olacağı karşılaşmaydı. kazım'ın ve elmander'in bomboş durumdaki baros'a pas vermediği ve emre çolak'ın çok zor pozisyonda çaprazdan vurduğu pozisyonda top içeri çevrilseydi çok daha iyi olurdu.

    ama futbol olarak ezdik, net skorla kazandık. seneye belki böyle bir derbi de oynanmayacak. giderayak böyle bir futbol iyi oldu.
  • 755
    maçkoskop
    kadro:
    muslera 6
    aboo(bu sefer gerçekten aboo, yıllardır ilk defa bir hücum beki seyrettik) 8
    ufo( 6
    hakan balta 5
    selçk 6
    melo 7
    emre çolak 9
    elmander 8
    baros 6
    semih kaya 7
    kazım 6

    zurnanin zirt dediği an:
    aslında adını anmamaya yemin etmiştim, hele böyle bir maçtan sonra yakışmaz ama yazmalıyım, kimse yazmaz çünkü. maç bittikten sonra oyundan çıkanlar dahil bütün futbolcular el ele taraftarların önüne koşup uçtular defalarca. bir tek o yoktu, maçın bitiş düdüğüyle beraber çekti gitti, ha 5-0 yenilmiş, ha 3-1 yenmiş, mesaisi bitmiş memur gibi gitti, allahın belası takımın takım olma yolundaki tek çıbanı.
    varil:
    yok arkadaş, bu maçta kötü oynayan yok. bütün takım dinamit çuvalına dönüşmüş.-
    gladyatör:
    emre çolak; geçen haftaki maçta sinyali almıştım, çok kötü oynanan oyunda birkaç çalımı futbol seyretmek isteyenler için umut tu. büyük futbolcu olacaksan, büyük bir maça denk gelmişsen büyük oynayacaksın. gözümde ne cılızlığı, ne güçsüzlüğü, ne yetersizliği kaldı. özlenen bir galatasaray genç futbolcusuydu. semih kaya’dan sonra ikinci banko türk ve en önemlisi aslan yuvası’nın futbolcusu oldu.-
    borozanci:
    fırat aydınus; büyük maçların daimi hakemidir. çaldığı çalmadığı bütün düdüklerine kefilim, ne baros’un yine penaltı almak için kaleciye takılmasını yuttu, ne bilica’dan topu söken elmander’e eyyam düdüğü çaldı. yönettiği büyük maç kötü olmaz. karizamasıyla, futbolcular ve futbolun yanında hakemi de seyrettirdi, helal olsun, benim 1 numaralı hakemim di yine öyle kaldı.
    -
    bir soru – bir cevap:
    bu oyun konjoktürel midir, yoksa ileriki maçlarda da aynı oyun beklenebilir mi?
    bu oyun, olmayana ergi metoduyla, kötü oyunlar denendikten sonra kurgulanan ve sahaya konulan oyundur. sisteme müdahele edilmiştir, bu sistem le istesen de kötü futbol oynatamazsın.
    imparator:
    imparatore demek bu maçı beklemiş. ben dahil, 52.000 kişi imparator diye bağırdık. hak etti, kendisinin zamanında başımıza gelen felaketi, ancak yine kendisi bertaraf edebilirdi. korkadığı zaman, çıkardığı takım da kimseden korkmaz. galatasaray’dan korkulacak artık.
    -
    ordakiler:
    ordaydık, şu ana kadar rekor sayıda galatasaray taraftarı hazır kıta nöbetteydi. kendi sesimizi duymadık elbette, ama muhteşem bir desibel çıkardık ve şov yaptık. fenerbahçe’ye acıdım.
    -
    analiz:
    önce stat atmosferinden başlayacağım. sıfır rakip takım taraftarı, fenerbahçe’nin büyük bir takım değil de belediyespor gibi görünmesini sağladı. ben razı değilim, hiç güzel bir görüntü değil oynayan için. taraftar için de aynı şey, biz en azından kendimiz için isterdik orada fener taraftarının da olmasını. insan zaferi doya doya kutlayamıyor.
    takım ilk defa büyük bir takım dizilişiyle sahadaydı. ilk devre hücum ettiğimiz, ve son 20 yılın en büyük topunu oynadığımız periyotta tam da hücum hattının hizasından maçı dikkatle izledim. hizamdaki forvet fubolcularını zaman zaman sayamadım. sayaha langırt masası dizilişiyle çıktık. muhteşem bir 4-2-4 hücum futbolu oynadık. terim en uçtaki mile 4 futbolcu dizmişti, gözlerini bağlasan bile gol olacağı belliydi. nitekim oynayan gözünün önüne getirsin langırt masasını. top en ön mle yakın ve fır fır yapıyorsun. kime çarpsa gol olacak. koskoca fenerbahçe orta sahayı geçemedi, geçsin diye 40-50 metreye muslera’ya pas verildi, yine basan yok. sıçan gibi oynadılar. bahane hazırdı yenilirsen moral bozuk, yenersen metris’in önü kahveler.
    maçta belki de en çok topla oynayan futbolcu muslera idi. fenerbahçelilerin çabasından falan değil, tam benim görmek istediğim biçimde oynunun içindeydi. normal bir savunma oyuncusu gibi kullandılar kendisini. uzun isabetli pasları(degaj demiyorum) çoğu zaman fenerbahçe savunmasını eksik yakalamamıza sebep oldu. sezon sonuna kadar en az 3 gol asisti bekliyorum muso’dan.
    ikinci yarıya başlarken 7 aralık, acaba olur mu diyen milyonlarca galatasaraylı vardı her halde. teknik olarak bakıldığında olabilirdi belki, hele 3-0 dan sonra takımı 6-0 ın leşini kaldırtmaya oynatabilirdi terim. ne var ki ilk yarıdaki muhteşem tempo devam etse, belki çok zaiyat verdirirdi, garantisi de gereği de yoktu zaten. maksat alınan tabelanın bir işe yaramasıydı. bizim hezimeti yediğimiz sezon fenerbahçe avrupa kupalarına bile katılamamıştı.
    ben ençok emre çolak’ı beğendim. aslında aboo, elmander, melo, ilk fener maçında hem muhteşem oynadılari hem tabelaya isimlerini kazıdılar ama işte bende galatasaray faşistliği var nede olsa. ben, bizim futbolcular da onlar kadar oynasalar, benim kararımla bizimkileri galip ilan ederim ya o yüzden. o yüzden semih kaya’ya tıpkı bülent korkmaz gibi hayran kaldım, bu maçla birlikte de hasan gibi oynadığı için emre çolak’a.
    ey büyük galatasaray; büyük galatasaray taraftarına yakışır bir takım oyunu oynadınız. tabela hiç önemli değil, vurduğunuz topların hiç biri de girmeyebilirdi. inanın ilk yarım saatte siz volkan’ı döverken, içeri topu henüz sokamamışken ben bu yazacaklarımı yazmıştım. ama şimdi başınıza dert aldıınız çocuklar. tıpkı sizden öncekilerin avrupa kupasını alırken aldıkları dert gibi. ben o büyük günü gördükten sonra iflah olmadım. hep o futbolcuları, hep o oyunu bekledim. ne mutlu ki ömrüm vefa etti de o günlerden bir resital seyrettirdiniz. şimdi aynı bela sizlerin omuzunuzda. bundan daha kötü oynarsanız iki elim yakanızda olacak. sizin gelecek nesilleri, benim kadar bekletmeyeceğinize gönülden inanıyorum.
    yolunuz ve gazanız mübarek olsun çocuklar; ne mutlu galatasaraylıyım diyene.
  • 757
    öyle bir maçtır ki, tüm fenerbahçe taraftarını halüsinasyonlar görmeye itmiştir. sağda şu olsaydı, ilerde bu olsaydı, defansta bu olsaydı böyle olmazdılara varan ve "la halamın sakalı olsa amcam olurdu" karşılığını aldıran maçtır. ama bi yerde haklılar da. o ilk 20dk'nın şoku kolay kolay atlatılamaz. terbiyesizlik ettik. insan insana bunu yapar mı yav.
  • 758
    fizan'dan duyuldu!

    portakal soyulunca tadına da doyuluyormuş meğersem..

    yalan yok, futbolda camia olarak fener galibiyetine açtık, fizan'dan duyulacak şekilde de 'koyduk' tabiri caizse. baştan söyleyeyim, yazıyı 1 kere yazıp yayınlayacağım, kontrol için okuma falan yok bu yazıda.

    bank asya öncesi son tokatı bizim atacak oluşumuza mı değineyim, yobo'nun hala kaymaya devam ettiği ve maçtan sonra metro'da görenlerin olduğu söylentilerini mi tartışayım, alex'in golünden sonra "fener gol gol gol şampiyonluk gidiyor", "bank asya birinci lig birinci lig bank asya" gibilerinden inleyen tribünleri mi anlatayım, maçtan sonra fenerbahçeli futbolcular sahadayken çalan "mini mini bir kuş" şarkısını mı yansıtayım, "telgrafın tellerine kuşlar mı konar" ile coşuşumuzu mu göstereyim, deplasman yasağını koyup fener taraftarını getirtmeyenlere mi sayayım, şu maçı hafta içine koyup da stada gelirken işkence çekmemize sebep olanlara mı söveyim, götüyle top kontrol edene melo'nun malum yeriyle attığı golü mü göstereyim, içkiyi ağzıyla içmeyenlerin rezil durumlarına, şu maçı kaçırmalarına mı yanayım, 2 tane 91'li çocuğun aslanlar gibi performanslarını mı öveyim, 59 hafta sonra gelen liderliği mi, 2 sene sonra gelen fener galibiyetini mi kutlayayım, "kaybedince n'apıyorduk?" diyenlere timsah yürüyüşünü, 2-2'yi mi hatırlatayım, tek kale oynayıp 10'dan fazla net gol pozisyonumuza girdiğimizi, olağanüstü futbolumuzu mu öveyim, beşiktaş maçıyla çıkışa geçen eboue'yi, şeyiyle gol atan melo'yu, volkan'ın altından yazan elmander'i ve diğerlerini ayrı ayrı mı kutlayayım, nonda'nın attığı gol ile gelen son galibiyet ile bu maç arasındaki benzerlikleri mi (iki maçtan önce de yeni marş çıkmıştı, iki maçta da siyahi futbolcularımız gol atmıştı, iki maçta da maçtan önce 'ayva çiçek açmış' çalmıştı, iki maçtan önce de bayram havası vardı..) söyleyeyim..

    normalde fener'in o direkten dönen topu, klasik bir fenerbahçe derbisi golü yeyişimiz olurdu, yok direğin için çarpar semih'in önüne düşer falan.. orada belli oldu zaten galibiyetimiz..

    vallahi ne diyeyim ki..

    şen ola cim bom şen ola!

    he bu arada, nonda'nın kafası mı, melo'nun kafası mı? başa baş mücadele olur..

    teşekkürler galatasaray..

    önceki yazılarda bahsettiğim 3 zorlu maçın ilk 2'sini atlattık, gençler deplasmanı galibiyet, fener derbisi galibiyet. haydi büyü bozulmasın, trabzon deplasmanından da galibiyet bekliyoruz..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...izandan-duyuldu.html
  • 760
    varsın olsun farkı kaçıralım hacı. yemişim ya. fener 6 tane attı da ne oldu. tek maçlık bişeydir bu. hem biz onlar gibi saçmasapan tek bir maçı yıllarca konuşmazdık. en fazla seneye unutulur giderdi maç. yani velhasılkelam olay fark atma olayı değil.

    galatasaray bu maçta, bir teknik adamın takım için ne kadar önemli olduğunu gösterdi. 4 gün önce başka bi maçta yürüyerek oynayan takımı öyle bir motive ediyorsun ki, sahaya "saldır galatasaray" ın hakkını vererek, parçalamak için çıkıyor. futbolunu da o kadar güzel hareketlerle süslüyor ki bu takım, izleyenler mest oluyor. taktik öyle güzel kurgulanmış ki, fenerbahçe kağıt üzerinde kalabalık gözüktüğü ortasahada bile elmander ve baros'un katkıları dolayısıyla hiçbir halt yiyemiyor.

    yine aynı şekilde sahaya baktığımızda semih kaya ve emre çolak'ı görüyoruz taraftar olarak. semih kaya takımın zaten as oyuncusu olmuş fenerbahçe maçında ilk 11 çıkıyor. tüm taraftar güveniyor semih'e. emre çolak hala soru işareti fakat taraftar fatih hoca aldıysa ilk 11 e vardır bir bildiği diyor. maç başlıyor. iki genç oyuncusu da sanki 10 yıldır takımın değişmez oyuncuları gibi oynuyor. işte taraftar o an daha da mest oluyor. çünkü beklediği transferler var taraftarın fakat gençleri gördükçe ümitleniyor, yemişim transferini diyor.

    ikinci yarı durma olayına gelince de.. olay biraz da trabzonspor maçını düşünmek olabilir. ama bu çok küçük bir ihtimal. asıl olaya gelecek olursak, aykut kocaman gerçekten çok iyi 2 hamle yaptı devre arasında. stoch ve semih i oyuna alarak taktiği değiştirdi ve fenerbahçe kanatlardan biraz rahatlamaya başladı. orta alanda zaten iki tane kesicileri vardı ve oradan yüklenmediler bile. sadece alex top dağıtmışsa dağıtmıştır ortadan. başka işleri yoktu ortayla. fatih terim hamle yapmak istemedi. bu yüzden biraz duraksadık. çünkü hoca zevk alıyordu kenardan. en doğrusunu yaptı. bizlerde tribünde çok keyif alarak izledik maçı. herşey çok güzeldi. yağmur bile romantizm kattı olaya. mükemmeldi !!
  • 764
    maçta dikkatimi çeken bir nokta yeni gelen yabancı oyuncularımızın rahatlığıydı. yalan yok, biz her fener maçı sıkıyoruz kendimizi "yine mi yenilicez, yine mi saçma sapan goller yiyecez, yine mi eli boş dönecez" falan diye. tribünden daha iyi gözlemle şansım oldu, muslera, ujfalusi, melo, eboue ve elmander' de acaip bir rahatlık, herhangi bir rakibe oynuyoylarmışcasına bir özgüven vardı. sanırsam bu saha içerisinde diğer oyuncularımıza da yansıdı. bundan sonra da hep böyle olması gerekir fb maçlarında. tabi fenerbahçe bankasya' ya giderse dönmesini bekliycez.
  • 775
    yılların birikimi vardı içimde sözlük. dün akşam kız arkadaşımın yanında olmam gereken bir durum baş gösterdiğinde maçı izleyemeyecek olmama sevinmedim desem yalan olur. çünkü artık kalbim kaldırmıyordu. ama birinci ve ikinci gol haberlerini aldıktan ve kız arkadaşımı evine bıraktıktan sonra cep telefonumdan radyoyu açtım. o sırada dakikalar 51'i gösteriyordu. öyle ki yağan yağmurda eve kadar yürüdüm. maçı tek başıma dinleyebilmek ve herkesten uzak olmak için. melo üçüncü golü attığında beni dışarıdan gören biri deli sanırdı sanırım. yolda yürürken kendi kendime yaptığım hareketler normal bir insandan beklenecek türden değildi çünkü. çok mutlu bir akşam geçirdim dün çok şükür. imparatorumuza, aslan parçası elmander özelinde tüm diğer parçalı yüreklilere böyle bir gece yaşattıkları için teşekkür ederim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın