2011-12 Türkiye Süper Lig 8.Hafta Maçı
20:30 Ali Sami Yen Arena
2 - 4
  • 192
    maçkoskop
    kadro:
    muslera -4
    sabri 7
    ufo 2
    servet-gökhan-ceyhun-aboo-melo -5
    balta(kelime manasında) -4
    selçuk -2
    melo 6
    kazım-abooooo -7
    engin 5
    elmander 9
    riera -9

    zurnanin zirt dediği an:
    -gökhan’ın sakatlandığı an; üst üste bu kadar maçı kaldıramayan kazma bünye yerini sümüklüye teslim etti. esas zurna servet’in atılmasıyla öttü. servet’i oynatan mezarını kazar felsefesi bir kere daha haklı çıktı.
    varil:
    -riera; aslında aboo ile başa baş gitmesi lazımdı. dünya şampiyonu ülkeden gelen forveti galatasaray’a kim aldırmışsa 12 parmak bağırsağına kına yaksın. aydın yılmaz’ın saçının yelesi bile etmez. tiksiniyorum kendisinden de oynadığı futboldan da.
    gladyatör:
    elmander; sahada bugün oynamadı savaştı.
    -
    borozanci:
    hakemin adını bilmiyorum. hakem değil aslında ama tek hatası selçuk’a ikinci sarı karttan 3. kırmızıyı çıkarmamasıdır. yan hakeminin kurbanı oldu. iki kırmızıya yan hakem sebep oldu. ne yapsın adam yan hakem sabri’ye faul verdi, servet’e faul kaldırdı. hakem de son adamdan ve aşırı itirazdan attı.
    -
    bir soru – bir cevap:
    balta stoperlerden kurtulduk mu?
    evet, eğrisi doğrusuna denk geldi, futbol tanrıları bir kere daha fatih terim’e kıyak yaptı. uzak ara süper ligin en kötü iki stoperi birden iptal oldu. fatih’e kalsa gökhan sakatlanana kadar idare ediyordu, olmazsa sümüklü servet’in kıçı ne güne duruyordu, sürerdi sahaya onlar da daha önceki 7 hocayı olduğu gibi kendisini de yolcu ederlerdi.
    -
    imparator:
    grande en berbat performansını gösterdi. sakatlıktan yeni çıkmış iki futbolcuyu tarla gibi sahaya yeniden sürdü. bu kadar güzel stadın bu kadar kötü zemini olması ne kadar manidar. stoperde oynamayan futbolcu kalmadı bu maçta. golü yiyene kadar geçen haftaki maç dahil en iğrenç futbolunu oynattı. bunca maça kumanda etmiş terim’in iki maçta organize atakla tek gol pozisyonu bulamaması çok yazık.
    -
    ordakiler:
    son yılların en büyük taraftarı tribündeydi. 7 kişiyle bile(aboo ve reira zaten yoktu) maçı alacaklardı nerdeyse ama yan hakem bırakmadı.
    -
    analiz:
    -maça giriş biletim vardı, gitmedim. takımda başkanımızın dediği gibi beni heyecanlandıracak tek futbolcu yok. hadi ben taraftarım, elimden bir şey gelmiyor, koskoca galatasaray başkanı kendisini bile heyecanlandıracak bir futbolcu alamamışsa yazıklar olsun. koskoca galatasaray’da tek bir futbolcu var melo, tek bir de galatasaraylı var sabri.

    dünyanın parası verilerek yapılan stadyumun zemini 30 sene önceki zeminlere benziyor. bir futbolcu alınacağına 1000 bahçevan alsalar çok daha iyi olacak. burada son oynanan maçta 2 gazi verilmişti, 15 günü revirde geçirdiler, sanki adam kalmadı bir baktık aynı cephede yeniden sahadalar. 5. sınıf hocalar ne yapıyorsa terim’de yanısını yapıyor. bala şansa yenmişse aynı takımla oynuyor, çok iyi oynayıp da yenememişse takımı değiştiriyor. hoş geçen hafta rezalet oynamışlardı, ne fark ederdi iyi oynasa da kazım’ına ve şapkadan yeni çıkardığı engin’ine formayı verecekti. bu motivasyonla aydın nasıl oynayacaktı? zaten eti ne budu ne?

    gol atılsa ayrı, yense ayrı bir panik hali var kenar yönetiminin. beleş bir gol attılar, maçın bitimine 85 dakika varken yatmaya kalktılar. tınaz tırpan’dan, bülent korkmaz’dan ne farkın var o zaman hocam? biz 10 sene önına atmace başka hocamı seyrettik? koskoca arsenal’e 10 kişi saldıran sen değimliydin? kendi sahanda elmander’i ateşin içine tek başına atmak neyin nesi? gökhan’ın bu maça kadar sakatlanması zaten mucize, kenarda sümkürerek gökhan’ın sakatlanmasını bekleyen haini sen nasıl fark edemezsin? senelerdir izlemedin mi bu kazma kaç hoca yedi saymadın mı? servet atıldıktan sonra sırasıyla, melo , abooo, ceyhun’u oynattın çok önemli sanki o bölge? adam bulamadın, hasan’ı, ümit davala’yı oynatsan inan daha iyi oynarlardı.
    dünya şampiyonu ispanya’nın futbolcusu arda’nın yerine transfer edilmiş, günah be hocam culio’ya. sadece hagi getirdi diye kılıç çektiğin adamın yerine oynattığın futbolcuya bak. ya aboooo’ya ne diyelim? bir futbolcu bu kadar mı çuvala benzer. ne oynar bu adam, bir kaleye geçir bakalım belki orada iyidir. ben anlayamadım aboo’nun hangi mevki adamı olduğunu. iş müracaatlarında sorarlar, ne iş yaparsın diye? ne iş olsa yaparım der iş arayan. aynı hesap aboo jokermiş, nerde koysan orda oynarmış. oynuyor nereye gönderseler orada dikiliyor. mustafa sarp gitmeseydi bari de küfür etseydik. buna ha şimdi oynar diye, ha çok para verildi diye, ha arsenal’den gelmiş diye, ha ırkçılık diye küfür de edemiyoruz. bu kadar kuvvetsiz zenci futbolcu mu olur be? gelen gideni aratırmış hesabı nonda’yı bile arar oldum.

    kaleciden verim alınmak isteniyorsa aykut’un takımdan kovulması gerekiyor. ne kadar çok parası varmış bu takımın ya. her maç sırayla ufuk ve aykut’u görüyoruz kulübede. biz onları gördükçe bu iki şanslı kalecinin cinleri perileri ne ya ar eder kaleye geçirir bunları. muslera 4 gol yediği için değil geldiğinden beri ilk defa benden küfür yedi. bir kere bile topu oyuna elle sokmadı. taffarel’in kenarda oturduğuna da inanmıyorum ben. hayatında tek bir pozisyonda bile topu şişirmeyen taffarel’in gözü önünde topu gelişi güzel oyuna sokan kaleciyi içime sindiremiyorum.

    ya biz bir bok bilmiyoruz, ya başımızdakileri gözümüzde fazla büyütüyoruz. 10 futbolcu alınıyor, içinden 2 si iyi çıkıyor. 8 i fosil olmuş. çok büyük futbol oynamış selçuk’u izliyoruz uçuruma gidiyor. net bir aşağı ivmeyle her maç daha kötü oynuyor. yakında hasan şaş’la kenarda sohbete oturur.

    bu maçın tek hayrı her iki kazma stoperin 5 dakika arayla en azından 1-2 maçlığına iptal oluşu. ben artık son 5 senede galatasaray amentüsünü yazdım. servet’i oynatan hoca kendi mezarını kazar. servet’i oynatan hocaya hoca demem. bakın göreceksiniz önümüzdeki maç oraya mecburiyetten koyacağı yeni biri olursa o kim olursa olsun takımın stoperi olarak kalacak.

    çok kötü geçen yıllardan sonra insan kendini kandırıyor, umutlanıyor. bir kere daha gördük ki değişen hiçbir şey yok. kaleci topu şişirerek oyuna soktuğu, kazma stoperlerin savunmayı oluşturduğu, tek forvetle oynandığı, gol atınca yatıldığı, yenildiğinde eyvah çekildiği sürece iyi oyun seyretmek hayal.

    hakem konusunda taraftarla belki ayrı düşünüyorum o yüzden yazayım. maçın hakemi bir kere hakem falan değil. verdiği can alıcı kararlar yan hakemin ısrarı üzerine verildi. gerek servet’in, gerekse sabri’nin atıldığı pozisyonlarda kararı yan hakem verdi. hakem yiyicileri zavallıyı yiyecekler şimdi. ben bir tek şey bilirim, hakem ne kadar kötü olursa olsun, sen büyük takımsan hakemi de yenmelisin, 9 kişi kalsan bile.

    maç eski futbolcularımız eken kardeşlere adanmış, ben de elmander’e adıyorum. sabri’yle beraber dövüştükleri için. sabri, melo, ufo, elmander gerisi palavra, kulübe dahil.
  • 195
    maçtan eve yeni geldim. çıplak gözle izlediğim kadarıyla;

    1- servet'in kırmızı kart gördüğü pozsiyon kesinlikle kırmızı kart değil, zira net gol pozsiyonu yok. ayrıca ujfalusi rakibe yakın.
    2- selçuk'un attığı frikik, net gol. melo topa dokunmuyor ayrıca kalecinin görüş alanını kesinlikle kısıtlamıyor. zira top çaprazdan geliyor. pozisyonda melo ofysatta olsa bile pasift ofsaytte.
    3- sabri'nin gördüğü ikinci sarı kartta pozisyonda faul bile yok, olsa bile sarı kartlık hiçbir şey yok.

    futbol mu? futbol konuşmaya gerek yok, galatasaray yine hakemler tarafından katledilmiştir. konuşacak futbol mu kaldı?
  • 196
    bu maçı canlı izleme fırsatı bulamadım fakat biraz önce geniş özetini izledim.

    öncelikle şuna deyinmek istiyorum ki çok kötü futbol oynamışız. maçın kırılma anları var tabi ama genel olarak ortaya koyulan (daha doğrusu koyulamayan) oyun içler acısı. geçen sezonun en kötü galatasarayına yakın bir takım vardı sahada. neyse ki ünal başkanımız ve fatih hocamız var. onlar gerekeni yapacaklardır.

    hakemlere gelirsek...

    hayatım boyunca bir çok resmi maça çıktım, çok fazla haksızlığa uğradığımız maçlar oldu ama asla hakemlere küfür etmedim, art niyet aramamaya çalıştım. 26 ekim 2011 günü sahada olan hakemler için de aynı şeyleri düşünmek istiyorum fakat bunu yapamıyorum. bunun galatasaray taraftarı olmamla kesinlikle alakası yok. ben, aka ak, karaya kara, göte de göt diyen bir insanım. ama gel gör ki sözlük formatı gereği bunu yapamıyorum. o hakemlere ve onları üst düzey hakem yapanlara küfür ya da hakaret edemediğim için kendime ediyorum, bol bol sülaleme saydırıyorum. evde düdüğüm, bayrağım var onları götüme sokuyorum. siz de öyle yapın.

    şerefiyle maç yöneten, çoluğunun çocuğunun boğazından haram lokma geçirmeyen, annesine, karısına, kızına sövdürmemek için adil kararlar veren hakemlere hakaret etmeyin. yazık, günah.
  • 197
    teknik,taktik,oyuncu,moyuncu eleştirisi yapılmayacak maclardan biriydi.zira abdullah yılmaz ve yardimci hakem denen serdar diyadin iki futbol katilinin maçı çığrindan çıkarmıştır.oyunucularimizi yedigimiz üçüncü gole kadar gösterdikleri mücadele gücü,haksızlığı kabullenmeyislerini,hakemlerin olağanüstü tahriklerine rağmen sabırlarından dolayı teşekkür eder,gözlerinden öperim! her seye rağmen takımın mücadelesi ve tribünlerin anormal destegi mukemmeldi.sabri ve elmander'e helal olsun!adamlar dörtlü ciğer sahibi..
    kayseri macinda gazi olarak gidiyoruz, o macin hakemine pek bir sey birakmadilar.maalesef sadece üç puanımızın gitmesiyle kalmadı kayseri macınıdan once elimizi kolumuzu kırdılar.yusuf namoglu ve ekibi işinin ehlilermis helal olsun(!)
    not:grandeyle ilgili söyleyebileceğim tek şey sıkıntıdan adamın dudağında yara çıkmış hocam dikkat et sen bize lazimsin!
    edit:imla
  • 198
    öncelikle kendi takımımızdan başlayalım, bana kalırsa galatasaray'ın bu maçta oynadığı formasyon, 4-5-1'dir. orta alana bakıyoruz, melo-kazım-engin-selçuk-riera... melo'yu zaten defansın önüne kitleyince ofansif bütün özelliklerini sıfıra indiriyorsunuz, melo'nun oynadığı nokta itibariyle hücuma katkı vermesi imkansız. geriye kalan 4'lüden ise sadece selçuk inan gol pozisyonu hazırlayabilecek nitelikte. kazım da, engin de ısıran oyuncular, patlama yaptıkları sırada oyuncu geçerler ama onun haricinde, çok hızlı bir şekilde gol pozisyonu yaratamazlar, ancak selçuk inan bu adamları beslerse, gol şansı doğar. riera'nın durduğu sol kanatta maalesef herhangi bir etkinlik olmuyor, kazım çıkıp yerine eboue girince, o da riera'dan rol çaldı, en az onun kadar etkisizdi. e bu durumda tek gol şansı, selçuğun 40 metreden elmander'e ara pası atması oluyor, galatasaray'ın bu oyunla çok sayıda gol pozisyonuna girmesi imkansız.

    hem oynaması, hem izlemesi en güzel oyun 4-4-2'dir. orta 4'lünün göbeğinde selçuk ve melo olsa, melo defansa yapışık oynamayıp selçuğun biraz gerisinde pozisyon alsa, selçuk ve melo'nun ofansif özellikleri, kanatları beslemeye yeter, yalnız bu planda da riera'nın acilen kendisini toplaması gerekir, sadece kazım ile yandan çarklı ada vapuru gibi oyuna rakip sahaya yığmamız imkansız.

    maçı stadyumdan canlı olarak takip ettim ve hakemler sizler haksızsınız ulan. o kadar düşük iq'lu bir yönetim sergilediniz ki, sizlerin galatasaray düşmanı olmanız imkansız, primat yaşam formundan hallice olan beyinleriniz ile nefret gibi en az 80 iq gerektiren bir duyguyu hissetmeniz imkansız. bu akşam sadece kırmızı kart pozisyonlarında ya da ofsayt pozisyonlarında değil, 90 dakika rezalet bir maç yönettiniz, aynı hataları antep'e de yapabilirdiniz, çünkü sizler maç içerisinde takım dahi tutsanız, o maçı istediğiniz takıma kazandırmayacak kadar aciz, futbol cahili tiplersiniz. size galatasaray düşmanısınız demiyorum, futbol ve insanlık düşmanısınız diyorum. bu maçın televizyon sinyalleri es kaza 4.2 ışık yılı uzaktaki alpha centauri sisteminde izlense, sizin yüzünüzden insanlığı zeki yaşam formu olarak düşünmezler ve dünya'mızı ziyarete gelmezler. bu yüzden insanlığın ve gelişiminin düşmanısınız, bizi bütün evren'e rezil ettiniz ulan.
  • 200
    abdullah yılmaz oynamak isteyeni oynatmamak için büyük çaba gösterdi. bir takım sertliklere müsade edilmeli diyeceğim ama faul verdiği pozisyonlarda en ufak sertlik yok. eboue'nin ofsayt pozisyonunda verilen karar doğru yanlış tartışılır ama bu karar her maçta aynı şekilde uygulansın! takım olarak iyi mücadele sergiliyoruz ama organize atak konusunda sıkıntılaırmız var. en büyük sorunumuz savunmanın güven vermemesi.. galatasaray takımının savunmasına yakışmıyor gökhan zan! her ayagına top alısında "acaba yine ne bomba yapacak" demememiz gerekir. bu oyuncunun yaptıklarını semih daha iyi yapar ona şans verilisin eğer hata yapacaksa da o yapsın! artık yeter servet ve gökhan'ı görmek istemiyoruz bu takımda! yan hakem kırmızı kart olayınca sırf ön plana cıkmak için ağzını kapatmadı. şu ofsayt kuralının da artık biran önce netleştirmeleri lazım. takıma göre bir kural oluşturmasınlar. bundan bir kaç sene önce bir fb maçında carlos ofsaytken topun üzerinden atladı yani pozisyonun içindeydi ama arkadan alex golü attı ve o meşhur kafası yarılan hakem golü verdi! peki bu maçtaki olan pozisyonda benzer değilmi? eboue pozisyonun içinde fakat top ona değmiyor gol oluyor. neden her maç farklı şekilde yorumlanıp bu kararlar veriliyor anlamıyorum. lig başladığından beri hakem rezillikleri bizim maçlarda oldu. kuddusi, yunus şimdi de bonusuyla birlikte abdullah yılmaz!
  • 201
    şartlar ne olursa olsun takımımız kazanmak için gerekli varyosyonları gösteremedi bu maçta. iç saha maçlarında rakip kim olursa olsun sahanın her alanında onları boğmalyız. 2-3 hakem hatası mağlubiyete bahane olmamalı. o yüzden biraz da hatayı kendimizde aramamız gerekiyor diye düşünüyorum.

    not: maçı izlerken orta hakemin ve yan hakemlerin hayatta olan ve olmayan bütün akrabalarına küfür etmişimdir. buda yaklaşık dakkika başına 28 küfür eder ortalama.
  • 204
    9 ki$i bile kaldigimizda rakip ile ba$a ba$ mücadele gösterebilecegimizi bizlere gösteren maç olmu$tur. ayni zamanda fatih hocanin "yenildiginde bile alki$lanacak" bir takim olu$turacagim dedigi takim olma yolunda emin adimlarla ilerledigimizi bizlere gösteren müsabaka olmu$tur.

    80lerin sonu veya 90larin ba$inda 9 ki$i ile geriden gelip fener i yendigimiz bir maçi hatirladim hemen. 2. yari ba$larken neden olmasin dedim. olabilirdi de. ama o yillarda hakemler hata yapsa da maçlari onurlari, $erefleri ile yönetirlerdi. sende çikar çatir çatir oyununu oynar, hakkini alirdin.

    dün böyle olmadi. burnuma pis kokular geliyor, bazi teorilerim var. 2011 2012 sezonu spor toto süper ligi şampiyonu ba$ligi altina bir $eyler karalayacagim.
  • 205
    şu maç hakkında konuşulabilecek, söylenebilecek pek fazla bir şey yok aslında. uzun süre aklımızda kalacak, sezon sonu şampiyon olunca, "bizi takım yapan maçtı" diye anacağımız maç olacak. şanssızlıklar, kasıtlı hatalar, üzerimize dönen oyunların aleni biçimde görülmesi, tüm bunlar bizi bugün biraz daha takım yaptı. takır takır top mu oynuyoruz? henüz hayır, ama ligdeki en iyi mücadeleyi biz ortaya koyuyoruz. yıllardır özlemini çektiğimiz mücadeleyi görüyoruz takımımızda. 9 kişiyle hücum pres yapan takım 4 de yese 5 de yese umrumda değil benim.

    maça gelince, bugün biraz daha sakin düşünmeye çalışıyorum. iş işten geçtikten sonra konuşmak kolay tabi ama, acaba servet atıldığında terim direkt melo'yu stopere çekmek yerine hakan balta'yı mı çekseydi? hem melo'nun orta sahadaki mücadelesinden mahrum kalmazdık, hem de hakan balta'nın stoper tecrübesi var, yediğimiz 3.golde melo'nun olmadığını gördük. sol beke de eboue çekilebilirdi bu durumda. ayrıca bu maçta gördük ki eboue'nin hücum gücü sandığımız seviyede değil. geriden gelen bir oyuncu için iyi ama mecbur kalmadıkça açık tercihi olmasa takımın yararına.

    ne olursa olsun, şu maçtan sonra ileriye daha umutlu bakıyorum. şu takım kurulaları henüz 3 ay oldu. geçen sezonun ki travmanın etkisi tam olarak atlatılamamışken 8.haftayı lider tamamlama olasılığımız vardı. lig uzun maraton, önümüz açık. her gün üstüne koyacağız, sabretmeliyiz.
  • 211
    gökhan zan ve kazım'ı arayacağım hiç aklıma gelmezdi. geçen senelerde dökülen defansın baş sorumlusu kimmiş bunu da görmüş olduk. servet efendi oyuna girdiği gibi iki kere arkasına adam kaçırdı. üçüncüde de haksız da olsa oyundan atıldı zaten.

    takım çok kötü futbol oynasa da geçen senelerde göremediğimiz o kazanma hırsı bize yetti. hayatımda hiçbir 90 dakikada etmediğim kadar küfür ettiğim o şerefsiz
    hakemler olmasa bu maçı çevirebilirdik diye düşünüyorum ki bu da geçen sene hayal edemeyeceğimiz bir durumdu.

    maçı gerçekten çok çirkin bir şekilde kaybetmiş olsak da gelecek adına takım oldukça umut veriyor. zaten geçen seneki ruhsuzluk sahadan silindiği için maç sonunda takımı tribüne çağırdık.

    maç biraz daha devam etseydi pegasus 4'ten sahaya atlayan bir dana* lig tv kameralarına takılacaktı.

    doğu tribününden köseleyi çıkaran abi keşke biraz nişancı olsaydı da beyni oraya aksaydı o itin dediğim maçtır.

    (bkz: türkiye'dir galatasaray)
  • 212
    galatasaray – gaziantepspor : 2-4 hakemlerin adı çıkmış

    bu sezon asy arenadaki ilk galatasaray yenilgisi.

    maça dair, sahadaki oyuna dair yazacak çok bir şey yok. baştan uyarayım en kısa maç yazım olabilir.

    maç başladığında galatasaray’ın yine agresif, orta sahada rakibe basan bu seneki standardını koruduğunu gördük. maçın hemen başında kazım’ın ısrarı, inan’ın takibi golü de getirdi. gol çok erken geldi, rahatlamıştık.

    aralarda olanları yazacağım, önce maçı bir bitireyim de. kazım 15. dakikada sakatlandı, yerine eboue girdi, sağ önde oynamaya başladı.
    gökhan zan sakatlandı, kenara tedaviye geldi. o ara golü yedik. sağımızdan geldi g.antep içeri yerden kesilen topu muhammet demir topuğuyla altı pasın içinden gol yaptı. muhammet’i ujfalusi tutuyordu. bir eksik stoperle atağı karşılarken paylaşımda sıkıntı olmuştur, olabilir.
    sonra bekir ozan vurdu çataldan döndü, popov vurdu çataldan gol oldu. iki güzel vuruş. ilk vuruş değil ama ikincisinde savunmamız vuruşu engellemek için bir şey yapmayıp izlediler. sanıyorum servet ile balta’ydı izleyiciler. g.antep’in attığı goller güzeldi, söylenecek bir şey yok.

    sonra, bir faul atışında top direkt ağlara gitti. gole sevindik ki golden önce “kaleyi tutturacak şekilde kesmek lazım, kimseye değmez gol olur” demiştim. hem gole hem bildiğime sevinirken bir de baktık gol iptal, ofsayt. tribündeki açımız bunu görecek kadar iyi değildi, pek bir şey diyemedik.
    gerçi maç boyu pek bir şey diyemedim, küfür edemedim, babam yanımdaydı.

    sonrasında servet kırmızı kart gördü. çorap sökülmüştü bir kere. ilk devre böyle bitti, ikinci devre büyük bir iştahla, coşkuyla oynayan galatasaray bütün taraftarları memnun etmiştir. uyuz, gıcık tipler ve elit geçinen kısım hariç tabii.
    eksik kalmasına rağmen tek kale oynadı takım. maçı 2-2’ye de getirdi. sabri de oyundan atıldı.
    kontralardan gelen gollerle 2-4 bitti. galatasaray’ın tek kale oynaması için g.antep’in taktiğidir denebilir, kapanıp kontra yapmak istediler. sonuç g.antep hocasını haklı gösteriyor. ama detaylara bakınca pek öyle olmadığını görebiliyoruz. eğer kapanıyorsan bu kadar pozisyon vermezsin, hem de eksik rakibine karşı. attıkları son iki gol dışında olcan’ın direğin yanına vurup çıkan şutu dışında pozisyonları yok.
    maç bitti. bitirdim yani işin futbol kısmını yazmayı. yani kalkıp stopersiz bir kişi eksik kalınca melo stopere çekileceğine eboue çekilebilirdi, ceyhun oyuna alınabilirdi diye yazmanın alemi yok ki. ne yapılsa olmayacağı çok belli değil mi?

    asıl konuya geliyorum.
    galatasaray maça agresif ve basarak başladı dedik. hakem de bu presi kırmak için elinden geleni yaptı. size net söyleyeyim türk hakemleri galatasaray’ı rakip hocalardan daha iyi çözmüşler. eskişehir maçında hüseyin göcek, antalya maçında yunun yıldırım dün gece de abdullah yılmaz. bu arada abdullah yılmaz ismini maçtan sonra eve gelince öğrendim, ha deyince aklıma gelen bir hakem ismi değil. hatta sorsalar milletvekili mi falan derim, o derece futbola uzağım (atlama hemen).
    türk futbol hakemleri futbolu öğrenemediler, ne eğitimler alıyorlar, kendilerinin eğitimleri için ne paralar harcanıyor ama yok usta, öğrenemiyorlar. topa basıp alan adama faulü çalıyorlar, bodoslama dalıp adama tekme atan adama faul çalmıyorlar. çok saçma bir futbol anlayışları ve standartları var. galatasaraylı oyuncu ayağını topa koyuyor, basıp alıyor düüütttt faul. rakipler de kendilerini öyle bir atıyor ki o kadar olur. ama yine de bunu bir kere yersin, iki kere yersin, üçüncü de uyanırsın değil mi? i-ıh bunlar uyanmıyor. dikkat ederseniz hala çok iyi niyetliyim, hakemlerin bilmediklerinden böyle kararlar verdiklerini düşünüyorum, safım saf (atlama hemen-2).

    bu her şeye faul çalan hakem kardeşlerimiz nedense galatasaray’ın rakiplerinin yaptıklarına faul çalmak için maçı katletmeyi bekliyorlar. dün gece olduğu gibi. dün gece hakem maçı bitirdikten sonra g.antep lehine bir sürü şeyi çalamadı, galatasaray’dan başka oyuncu atamadı. hasan şaş’ı bile kulübeden çıkartamadı be. her pozisyonda en az 3 galatasaraylıyı oyundan atmalıydı. atsaydı delikanlı derdim. ama nerede o delikanlı, halbuki zaten hakemlerin adı çıkmış, söylentiyi haklı çıkarmanın ne alemi var.

    azıcık detaylara girelim. servet’in kırmızı kartı. faul olduğunda “ulan şimdi bir de kırmızı gösteriyor mu” dedim, gösterdi. şaka gibi ama değildi. sol bek mevkisinde yapılan bir faul, formayı arkadan çekme. sarı kart, eyvallah. kırmızı göstermek için sebep yok, çünkü iki stoperde kendi yerlerinde kademedeler, yani son adam söz konusu değil. ama her şeye maydanoz yan hakem ki serdar diyadin’miş ismi, ısrarla “kırmızı kart” diye mikrofona konuşuyor. hakikaten ya, mikrofona konuş !
    tabii ki taraftar ve futbolcular delirdi. ne sanıyorlardı ki, soyunma odaları, tribünleri kaliteli olunca sesimizin çıkmayacağını mı?

    zaten orta sahada yaptıklarını anlattım. maçın başından itibaren takımı sinirlendirmeye başlamıştı. bir futbol takımını sinirlendiren yediği gol, atamadığı gol değildir, yenilmek de değildir. futbolcu bu tip adaletsizlik, çifte standart gördüğünde delirir. nitekim hakem efendi bunu maçın başından beri çok güzel kurguladı. büyüklerinden dersler almıştır sanırım.

    sabri’nin kırmızı kartı. doğru (atlama hemen-3). iyi de sabri’nin ilk sarı kartı gördüğü pozisyondaki elmander’in hareketi faul değil, her şeye maydanoz serdar diyadin’in önünde oluyor, beyefendi bayrak bile kaldırmıyor. aynı serdar diyadin bu defa sabri’nin yine olmayan faulü için bayrak kaldırıyor. sabri deliriyor, bizim tribünde delirdiğimiz gibi. ikinci sarı kart ve kırmızı. yan hakem serdar diyadin ve diğer yan hakem adı neyse, onu da ayırmıyorum. dur lan bulucam adını, onu da pas geçersem adam değilim. evet buldum, cem satman. bu adamın suçu yok diyenler olacaktır. babam mı orta sahada olmayan faullere bayrak kaldırdı birinci devre, babam yanımdaydı, zaten o pozisyonlara bayrak kaldırmayacak kadar futbolu bilir peder.
    yan hakemleri orta hakemin ekmeğine yağ sürdü. çünkü maçı serdar diyadin yönetti diyenler var, böyle yaparsak abdullah yılmaz’ı aklarız, yemez. işi başlatan ve bitiren adamdır abdullah yılmaz. bu arkadaşın adını ilk defa duydum. sanırım mhk asy arenaya her hakemini bir kez gönderecek. umreye gider gibi asy arenaya gelip tavaf edecekler sanırım, mümkünse maç olmayan bir gün yapsınlar bu kutsal görevlerini.
    bizi doğramak için zaten iç sahaya ihtiyaçları yok. fakat güzel seçim. abdullah yılmaz kim, yeriz onun başını biter. apo’nun mevzudan haberi yok, sanıyor ki abileri onu kurtarır, öyle ya görevini yaptı. halbuki aslanlara atılacak bir yemden fazlası değil. beter olsun, hepsi.

    yukarıda dediğim gibi saf olduğum için inanıyorum ki, üç haftadır hakemlerin üzerimize oynaması tamamen tesadüf. orta sahada bizi atağa kaldırmamaları da tesadüf. yalnız, bunların hocaları kim acaba, galatasaray’ı hakikaten çözmüş. gümbür gümbür gelen bir takımı sezon başında budamak gerek. ama yemezler. bu camia geçen sene sesini çıkarmadı, kendi derdiyle meşguldü, takımı kötüydü, yönetimi kötüydü. ama bu sene bu camiayı durduramazlar. çünkü digiturk, tff, kulüpler birliği birlikte şikecileri aklamak için, kurtarmak için elinden geleni yapıyor. bunu sağlayabilmek için şikecileri şampiyon yapıp kamu vicdanını etkilemek de var elbette. tümden saf ve salak olmayanlar bunu görüyor. öyle bariz yapıyorlar ki; kaleye giden şutu elle kesince devam, sol bekte adamı çekince kırmızı.
    ve bu büyük taraftar her şeyin farkında. dün gece kendini parçalarcasına oynayan takımını maçtan sonra tribüne çağırdı.

    dünkü maç sebebiyle ceza alacağız. görelim bakalım sahaya seyirci dalmasıyla küfür aynı cezayı mı alacak, farklı mı?

    bir de akşam şikecilerle teşebbüsçülerin maçı varmış. ne haliniz varsa görün, ben yenilmez armada’yı izleyeceğim.

    *
  • 216
    maçı izlediğim güney tribününde beni az daha katil edecek maçtır. yok lan yok hakemle ilgili futbolcuyla ilgili konuşmayacağım onlarla ilgili 2 gündür başlıklarına yazıyorum zaten bambaşka bi ib.eyi gebertecektim yemin ediyorum. maçı izlediğim güney tribünde otururken arkamdaki gruba 10. dakika civarı dallamanın teki eklendi şikayet ede ede. önce metroya söverek başladı sonra kapıdaki polise en sonunda "ben gelmeden gol mü attınız amk" diye futbolculara sövdü derken golü yedik. bu gebeşin evladı her pasta "aferin oğlum geri ver. hah geri verecek tabi. bu takım olmaz abi. bu takım için mi ayağa kalkacam abi. bu kaleci mi abi bu defans mı abi bu joker mi abi tarrağımın jokeri" diye konuştu durdu ve sözlük yemin ediyorum dakika 45e kadar sadece takıma söylendi. derken aklına geldi götverenin bir anda dedi ki "lan biz bunları 10 kişi de yeneriz" ve 30 saniye geçti geçmedi laak 10 kişi kaldık. lan ananı avradını diye arkamı döndüm ki herif yok. devre bitti sakinleşmek için çaya sigaraya abandık yerimize geldik herif hala yok. g.toğlanı 35 dakikalığına maça geldi söylendi söylendi sonra alakasız "10 kişi de yeneriz ulan" diyip takımı 10 kişi bırakıp s.ktirolup gitti. çok sinirlendim sözlük sana anlatamam ya. uğursuz puşt.
App Store'dan indirin Google Play'den alın