2011-12 Türkiye Süper Lig 8.Hafta Maçı
20:30 Ali Sami Yen Arena
2 - 4
  • 201
    şartlar ne olursa olsun takımımız kazanmak için gerekli varyosyonları gösteremedi bu maçta. iç saha maçlarında rakip kim olursa olsun sahanın her alanında onları boğmalyız. 2-3 hakem hatası mağlubiyete bahane olmamalı. o yüzden biraz da hatayı kendimizde aramamız gerekiyor diye düşünüyorum.

    not: maçı izlerken orta hakemin ve yan hakemlerin hayatta olan ve olmayan bütün akrabalarına küfür etmişimdir. buda yaklaşık dakkika başına 28 küfür eder ortalama.
  • 204
    9 ki$i bile kaldigimizda rakip ile ba$a ba$ mücadele gösterebilecegimizi bizlere gösteren maç olmu$tur. ayni zamanda fatih hocanin "yenildiginde bile alki$lanacak" bir takim olu$turacagim dedigi takim olma yolunda emin adimlarla ilerledigimizi bizlere gösteren müsabaka olmu$tur.

    80lerin sonu veya 90larin ba$inda 9 ki$i ile geriden gelip fener i yendigimiz bir maçi hatirladim hemen. 2. yari ba$larken neden olmasin dedim. olabilirdi de. ama o yillarda hakemler hata yapsa da maçlari onurlari, $erefleri ile yönetirlerdi. sende çikar çatir çatir oyununu oynar, hakkini alirdin.

    dün böyle olmadi. burnuma pis kokular geliyor, bazi teorilerim var. 2011 2012 sezonu spor toto süper ligi şampiyonu ba$ligi altina bir $eyler karalayacagim.
  • 205
    şu maç hakkında konuşulabilecek, söylenebilecek pek fazla bir şey yok aslında. uzun süre aklımızda kalacak, sezon sonu şampiyon olunca, "bizi takım yapan maçtı" diye anacağımız maç olacak. şanssızlıklar, kasıtlı hatalar, üzerimize dönen oyunların aleni biçimde görülmesi, tüm bunlar bizi bugün biraz daha takım yaptı. takır takır top mu oynuyoruz? henüz hayır, ama ligdeki en iyi mücadeleyi biz ortaya koyuyoruz. yıllardır özlemini çektiğimiz mücadeleyi görüyoruz takımımızda. 9 kişiyle hücum pres yapan takım 4 de yese 5 de yese umrumda değil benim.

    maça gelince, bugün biraz daha sakin düşünmeye çalışıyorum. iş işten geçtikten sonra konuşmak kolay tabi ama, acaba servet atıldığında terim direkt melo'yu stopere çekmek yerine hakan balta'yı mı çekseydi? hem melo'nun orta sahadaki mücadelesinden mahrum kalmazdık, hem de hakan balta'nın stoper tecrübesi var, yediğimiz 3.golde melo'nun olmadığını gördük. sol beke de eboue çekilebilirdi bu durumda. ayrıca bu maçta gördük ki eboue'nin hücum gücü sandığımız seviyede değil. geriden gelen bir oyuncu için iyi ama mecbur kalmadıkça açık tercihi olmasa takımın yararına.

    ne olursa olsun, şu maçtan sonra ileriye daha umutlu bakıyorum. şu takım kurulaları henüz 3 ay oldu. geçen sezonun ki travmanın etkisi tam olarak atlatılamamışken 8.haftayı lider tamamlama olasılığımız vardı. lig uzun maraton, önümüz açık. her gün üstüne koyacağız, sabretmeliyiz.
  • 211
    gökhan zan ve kazım'ı arayacağım hiç aklıma gelmezdi. geçen senelerde dökülen defansın baş sorumlusu kimmiş bunu da görmüş olduk. servet efendi oyuna girdiği gibi iki kere arkasına adam kaçırdı. üçüncüde de haksız da olsa oyundan atıldı zaten.

    takım çok kötü futbol oynasa da geçen senelerde göremediğimiz o kazanma hırsı bize yetti. hayatımda hiçbir 90 dakikada etmediğim kadar küfür ettiğim o şerefsiz
    hakemler olmasa bu maçı çevirebilirdik diye düşünüyorum ki bu da geçen sene hayal edemeyeceğimiz bir durumdu.

    maçı gerçekten çok çirkin bir şekilde kaybetmiş olsak da gelecek adına takım oldukça umut veriyor. zaten geçen seneki ruhsuzluk sahadan silindiği için maç sonunda takımı tribüne çağırdık.

    maç biraz daha devam etseydi pegasus 4'ten sahaya atlayan bir dana* lig tv kameralarına takılacaktı.

    doğu tribününden köseleyi çıkaran abi keşke biraz nişancı olsaydı da beyni oraya aksaydı o itin dediğim maçtır.

    (bkz: türkiye'dir galatasaray)
  • 212
    galatasaray – gaziantepspor : 2-4 hakemlerin adı çıkmış

    bu sezon asy arenadaki ilk galatasaray yenilgisi.

    maça dair, sahadaki oyuna dair yazacak çok bir şey yok. baştan uyarayım en kısa maç yazım olabilir.

    maç başladığında galatasaray’ın yine agresif, orta sahada rakibe basan bu seneki standardını koruduğunu gördük. maçın hemen başında kazım’ın ısrarı, inan’ın takibi golü de getirdi. gol çok erken geldi, rahatlamıştık.

    aralarda olanları yazacağım, önce maçı bir bitireyim de. kazım 15. dakikada sakatlandı, yerine eboue girdi, sağ önde oynamaya başladı.
    gökhan zan sakatlandı, kenara tedaviye geldi. o ara golü yedik. sağımızdan geldi g.antep içeri yerden kesilen topu muhammet demir topuğuyla altı pasın içinden gol yaptı. muhammet’i ujfalusi tutuyordu. bir eksik stoperle atağı karşılarken paylaşımda sıkıntı olmuştur, olabilir.
    sonra bekir ozan vurdu çataldan döndü, popov vurdu çataldan gol oldu. iki güzel vuruş. ilk vuruş değil ama ikincisinde savunmamız vuruşu engellemek için bir şey yapmayıp izlediler. sanıyorum servet ile balta’ydı izleyiciler. g.antep’in attığı goller güzeldi, söylenecek bir şey yok.

    sonra, bir faul atışında top direkt ağlara gitti. gole sevindik ki golden önce “kaleyi tutturacak şekilde kesmek lazım, kimseye değmez gol olur” demiştim. hem gole hem bildiğime sevinirken bir de baktık gol iptal, ofsayt. tribündeki açımız bunu görecek kadar iyi değildi, pek bir şey diyemedik.
    gerçi maç boyu pek bir şey diyemedim, küfür edemedim, babam yanımdaydı.

    sonrasında servet kırmızı kart gördü. çorap sökülmüştü bir kere. ilk devre böyle bitti, ikinci devre büyük bir iştahla, coşkuyla oynayan galatasaray bütün taraftarları memnun etmiştir. uyuz, gıcık tipler ve elit geçinen kısım hariç tabii.
    eksik kalmasına rağmen tek kale oynadı takım. maçı 2-2’ye de getirdi. sabri de oyundan atıldı.
    kontralardan gelen gollerle 2-4 bitti. galatasaray’ın tek kale oynaması için g.antep’in taktiğidir denebilir, kapanıp kontra yapmak istediler. sonuç g.antep hocasını haklı gösteriyor. ama detaylara bakınca pek öyle olmadığını görebiliyoruz. eğer kapanıyorsan bu kadar pozisyon vermezsin, hem de eksik rakibine karşı. attıkları son iki gol dışında olcan’ın direğin yanına vurup çıkan şutu dışında pozisyonları yok.
    maç bitti. bitirdim yani işin futbol kısmını yazmayı. yani kalkıp stopersiz bir kişi eksik kalınca melo stopere çekileceğine eboue çekilebilirdi, ceyhun oyuna alınabilirdi diye yazmanın alemi yok ki. ne yapılsa olmayacağı çok belli değil mi?

    asıl konuya geliyorum.
    galatasaray maça agresif ve basarak başladı dedik. hakem de bu presi kırmak için elinden geleni yaptı. size net söyleyeyim türk hakemleri galatasaray’ı rakip hocalardan daha iyi çözmüşler. eskişehir maçında hüseyin göcek, antalya maçında yunun yıldırım dün gece de abdullah yılmaz. bu arada abdullah yılmaz ismini maçtan sonra eve gelince öğrendim, ha deyince aklıma gelen bir hakem ismi değil. hatta sorsalar milletvekili mi falan derim, o derece futbola uzağım (atlama hemen).
    türk futbol hakemleri futbolu öğrenemediler, ne eğitimler alıyorlar, kendilerinin eğitimleri için ne paralar harcanıyor ama yok usta, öğrenemiyorlar. topa basıp alan adama faulü çalıyorlar, bodoslama dalıp adama tekme atan adama faul çalmıyorlar. çok saçma bir futbol anlayışları ve standartları var. galatasaraylı oyuncu ayağını topa koyuyor, basıp alıyor düüütttt faul. rakipler de kendilerini öyle bir atıyor ki o kadar olur. ama yine de bunu bir kere yersin, iki kere yersin, üçüncü de uyanırsın değil mi? i-ıh bunlar uyanmıyor. dikkat ederseniz hala çok iyi niyetliyim, hakemlerin bilmediklerinden böyle kararlar verdiklerini düşünüyorum, safım saf (atlama hemen-2).

    bu her şeye faul çalan hakem kardeşlerimiz nedense galatasaray’ın rakiplerinin yaptıklarına faul çalmak için maçı katletmeyi bekliyorlar. dün gece olduğu gibi. dün gece hakem maçı bitirdikten sonra g.antep lehine bir sürü şeyi çalamadı, galatasaray’dan başka oyuncu atamadı. hasan şaş’ı bile kulübeden çıkartamadı be. her pozisyonda en az 3 galatasaraylıyı oyundan atmalıydı. atsaydı delikanlı derdim. ama nerede o delikanlı, halbuki zaten hakemlerin adı çıkmış, söylentiyi haklı çıkarmanın ne alemi var.

    azıcık detaylara girelim. servet’in kırmızı kartı. faul olduğunda “ulan şimdi bir de kırmızı gösteriyor mu” dedim, gösterdi. şaka gibi ama değildi. sol bek mevkisinde yapılan bir faul, formayı arkadan çekme. sarı kart, eyvallah. kırmızı göstermek için sebep yok, çünkü iki stoperde kendi yerlerinde kademedeler, yani son adam söz konusu değil. ama her şeye maydanoz yan hakem ki serdar diyadin’miş ismi, ısrarla “kırmızı kart” diye mikrofona konuşuyor. hakikaten ya, mikrofona konuş !
    tabii ki taraftar ve futbolcular delirdi. ne sanıyorlardı ki, soyunma odaları, tribünleri kaliteli olunca sesimizin çıkmayacağını mı?

    zaten orta sahada yaptıklarını anlattım. maçın başından itibaren takımı sinirlendirmeye başlamıştı. bir futbol takımını sinirlendiren yediği gol, atamadığı gol değildir, yenilmek de değildir. futbolcu bu tip adaletsizlik, çifte standart gördüğünde delirir. nitekim hakem efendi bunu maçın başından beri çok güzel kurguladı. büyüklerinden dersler almıştır sanırım.

    sabri’nin kırmızı kartı. doğru (atlama hemen-3). iyi de sabri’nin ilk sarı kartı gördüğü pozisyondaki elmander’in hareketi faul değil, her şeye maydanoz serdar diyadin’in önünde oluyor, beyefendi bayrak bile kaldırmıyor. aynı serdar diyadin bu defa sabri’nin yine olmayan faulü için bayrak kaldırıyor. sabri deliriyor, bizim tribünde delirdiğimiz gibi. ikinci sarı kart ve kırmızı. yan hakem serdar diyadin ve diğer yan hakem adı neyse, onu da ayırmıyorum. dur lan bulucam adını, onu da pas geçersem adam değilim. evet buldum, cem satman. bu adamın suçu yok diyenler olacaktır. babam mı orta sahada olmayan faullere bayrak kaldırdı birinci devre, babam yanımdaydı, zaten o pozisyonlara bayrak kaldırmayacak kadar futbolu bilir peder.
    yan hakemleri orta hakemin ekmeğine yağ sürdü. çünkü maçı serdar diyadin yönetti diyenler var, böyle yaparsak abdullah yılmaz’ı aklarız, yemez. işi başlatan ve bitiren adamdır abdullah yılmaz. bu arkadaşın adını ilk defa duydum. sanırım mhk asy arenaya her hakemini bir kez gönderecek. umreye gider gibi asy arenaya gelip tavaf edecekler sanırım, mümkünse maç olmayan bir gün yapsınlar bu kutsal görevlerini.
    bizi doğramak için zaten iç sahaya ihtiyaçları yok. fakat güzel seçim. abdullah yılmaz kim, yeriz onun başını biter. apo’nun mevzudan haberi yok, sanıyor ki abileri onu kurtarır, öyle ya görevini yaptı. halbuki aslanlara atılacak bir yemden fazlası değil. beter olsun, hepsi.

    yukarıda dediğim gibi saf olduğum için inanıyorum ki, üç haftadır hakemlerin üzerimize oynaması tamamen tesadüf. orta sahada bizi atağa kaldırmamaları da tesadüf. yalnız, bunların hocaları kim acaba, galatasaray’ı hakikaten çözmüş. gümbür gümbür gelen bir takımı sezon başında budamak gerek. ama yemezler. bu camia geçen sene sesini çıkarmadı, kendi derdiyle meşguldü, takımı kötüydü, yönetimi kötüydü. ama bu sene bu camiayı durduramazlar. çünkü digiturk, tff, kulüpler birliği birlikte şikecileri aklamak için, kurtarmak için elinden geleni yapıyor. bunu sağlayabilmek için şikecileri şampiyon yapıp kamu vicdanını etkilemek de var elbette. tümden saf ve salak olmayanlar bunu görüyor. öyle bariz yapıyorlar ki; kaleye giden şutu elle kesince devam, sol bekte adamı çekince kırmızı.
    ve bu büyük taraftar her şeyin farkında. dün gece kendini parçalarcasına oynayan takımını maçtan sonra tribüne çağırdı.

    dünkü maç sebebiyle ceza alacağız. görelim bakalım sahaya seyirci dalmasıyla küfür aynı cezayı mı alacak, farklı mı?

    bir de akşam şikecilerle teşebbüsçülerin maçı varmış. ne haliniz varsa görün, ben yenilmez armada’yı izleyeceğim.

    *
  • 216
    maçı izlediğim güney tribününde beni az daha katil edecek maçtır. yok lan yok hakemle ilgili futbolcuyla ilgili konuşmayacağım onlarla ilgili 2 gündür başlıklarına yazıyorum zaten bambaşka bi ib.eyi gebertecektim yemin ediyorum. maçı izlediğim güney tribünde otururken arkamdaki gruba 10. dakika civarı dallamanın teki eklendi şikayet ede ede. önce metroya söverek başladı sonra kapıdaki polise en sonunda "ben gelmeden gol mü attınız amk" diye futbolculara sövdü derken golü yedik. bu gebeşin evladı her pasta "aferin oğlum geri ver. hah geri verecek tabi. bu takım olmaz abi. bu takım için mi ayağa kalkacam abi. bu kaleci mi abi bu defans mı abi bu joker mi abi tarrağımın jokeri" diye konuştu durdu ve sözlük yemin ediyorum dakika 45e kadar sadece takıma söylendi. derken aklına geldi götverenin bir anda dedi ki "lan biz bunları 10 kişi de yeneriz" ve 30 saniye geçti geçmedi laak 10 kişi kaldık. lan ananı avradını diye arkamı döndüm ki herif yok. devre bitti sakinleşmek için çaya sigaraya abandık yerimize geldik herif hala yok. g.toğlanı 35 dakikalığına maça geldi söylendi söylendi sonra alakasız "10 kişi de yeneriz ulan" diyip takımı 10 kişi bırakıp s.ktirolup gitti. çok sinirlendim sözlük sana anlatamam ya. uğursuz puşt.
  • 217
    dün kendimi ifade edemeyecek kadar sinirli olduğumu düşündüğüm için bu maçın yorumunu maç gecesi yapmadım.yoksa ağzımdan küfürden başka birşey çıkmazdı.çok entresan bir maçtı.golü erken bulmamız taraftarın çoşkusu derken herhalde bu maçı kolay kazanacaz hissi oluştu bende demeye kalmadı ilk olarak kazımın sonra da zanın sakatlanması birbirini izledi.2 oyuncu değişikliği hakkı gitmişti.üstüne 2. oyuncu değişikliğini henüz yapmadan 10 kişiyle bir de rakip takım golü bulunca herşey tersine dönmüştü adeta.maç zor olacaktı bizim için bunu anlamıştım ama antepin 2.golüyle servetin kırmızısı gelince çok çok zor olacağı iyice belli etmişti kendini.bu arada antepin 2. golü demişken bu kadar olur yani bu kadar 2 güzel gol atılır antep bunları atmak için bizim maçımı beklediniz diye sorasım gelmiyor değil hani.servetin kırmızısı olayı bambaşka zaten.servet sana mı hiddetleneyim yoksa o hakeme mi söveyim bilemiyorum (dün maç sırasında bu ikisini itinayla yaptım zaten).bu olaylar taraftarı çileden çıkardı tabi doğal olarak ama olumlu yönde tesir etti bu.çok iyiydi taraftar.yarı henüz başlamadan takımı tribüne çağırmaları (maç bitiminde de tekrarladılar bunu) gecenin en olumlu hareketiydi.derken 2-2 yi bulduk.tam umutlandık yine basit bir hata sonucu geri düştük.ama takım iyi mücadele ediyordu.ediyordu da şu onun bunun hakemleri izin vermiyordu ki bir türlü.sabrinin 2 kez temiz top kapışına faul verince sabri reyiz de tribünler gibi çileden çıktı ve kırmızıyı gördü.bundan sonrası zaten anlatılmaya gerek yok.
    2 çift de yardımcıya lafım var.bir hakem yanlış karar verebilir bir hakem gıcıklaşabilir falan vs. ama onun bunun yardımcısı hakem servetin kırmızı kartındaki yüzündeki nefret neyin nesi bana onu söyle.sabri nin gördüğü kırmızıda faul diye bayrak kaldırışın nasıl bir hırsın ürünü be arkadaş.tam bir emek hırsızıymışsın sana o kadar diyorum.
  • 220
    galibiyet aliskanligini zamanla kazancak olan galatasaray, en ufak bir sorunla karsilastigi zaman sacmaliyor.
    istedigi golu erken bulmasina ragmen, zamansiz sakatliklara birde hakem faciasi eklenince maglubiyet kacinilmaz oldu. basinda galatasaray yenilmedi gaziantep yendi diyenlere sasiyorum. ya biz ayri maclari seyrediyoruz ya da bunlar zir cahil.
    ulan bu hakemle degil galip gelmek, berabere kalmamiz bile imkansiz.
    kansizlik, kiskanclik, yagcilik, eyyam, yavsaklik olurda bu kadar mi olur?
    soylenecek tek sey yenildik. sadece bu kadar bu uc puan kayip bizim sampiyonlugumuzu engeleyemez.
  • 221
    maçla ilgili, hakemlerle ilgili, oyuncularımızla ilgili söylenecek çok şey var fakat dikkat edilmesi ve önlem alınması gereken bir noktayı bize göstermiş olması gerekiyor bu maçın. bilindiği üzere batı ve doğu tribünlerinin önlerinde tel örgü yok, eğer ki içerideki fenerbahçe maçında bu maçtaki gibi bir hakem rezaleti ve mağlubiyet(allah korusun) görürsek hakemleri de fenerli futbolcuları da o sahaya gömerler, net. hele o taraftar antep maçında ayakkabısını fırlatıyorsa fenerbahçe maçında tribünde kendi imkanlarıyla mancık düzenegi kurar kendisini fırlatır hakemin üstüne.
  • 222
    pegasus tribünü 411 nolu bloktan takip ettiğim maç. yerim itibariyle hem servet'in hem sabri'nin pozisyonlarını belkide en düzgün açıyla gören kişilerden birisiyim. pozisyonları anlatmama hiç gerek yok. dün gece eve geldiğimden beri hiçbir sosyal paylaşım sitesinde futbol ile ilgili konuşmadım. yorum yapmadım. ne yazık ki yorum yapacak bir şey bulamadım. çok üzgünüm inanın çok üzgünüm. yeni kurulmuş ufak ve sabit bir izleyici kitlesi olan bir kanalda spor istihbarat bölümünde çalışıyorum. maçla ilgili analiz yapmadım. sadece maçtan dakikaları yazdım ve verdim. içimden hiçbir şey gelmedi.

    dün gece statta olan ve sahaya girmeyen herkese çok teşekkür ediyorum. özellikle takımı bağrına basan taraftara ayrıca helal olsun. 33. haftada eski açık'ta olan birisi olarak, dün gece takıma daha çok sahip çıkıldığını, daha çok destek verildiğini söyleyebilirim. tüm futbolcuları ve taraftarı yürekten kutluyorum.

    dün geceden beri aklımda sadece bir cümle var: fikrimiz değişmedi hepiniz hala öylesiniz
  • 223
    uzun yazmayı istemiyorum, sinirleniyorum. resimlerde maçın gelişimiyle yan hakemin arkasındaki tribünlere dikkat edin! böyle olmaz! neden sahaya yakın tribün isteniyor, çim kokusuyla aromaterapi uygulansın diye mi?! yukarılardaki taraftarın aşağıya çullanması lazım, yan hakemin koşu hattında servet'in atılmasından maç bitimine kadar taciz etmeleri lazım idi!

    servet kırmızı:
    http://i.imgur.com/9bw6t.jpg

    sabri sarı:
    http://i.imgur.com/RoSCb.jpg

    sabri kırmızı:
    http://i.imgur.com/5BdsN.jpg

    1-2 sonrası:
    http://i.imgur.com/nfvk5.jpg

    2-3 sonrası:
    http://i.imgur.com/4S5Xh.jpg
  • 224
    istediği kadar hakem konuşulsun. sen henüz 10 kişi kalmamışken o psikolojiyi yaşamıyorken 5 dakikada 2 gol yiyorsan sorun var demektir arkadaşım, hakemden önce bu irdelenmelidir. hakem skoru ne kadar etkilese de bir dış etkendir ama bizim takımımız öyle değil sorun varsa ilk önce o soruna odaklanılmalı sorun nereden, neyden kaynaklanıyor o bulunmalıdır. 5 dakikada 2 gol yemek ne demek allasen hem de kendi evinde.

    edit: türkçe öğretecek değilim fakat 10 kişi kalmamışken o psikolojiyi yaşamıyorken.
    -----------------------------------------------------------------------o psikolojiyi yaşamıyorken.
    -----------------------------------------------------------------------o psikolojiyi yaşamıyorken.
    -----------------------------------------------------------------------o psikolojiyi yaşamıyorken.
    -----------------------------------------------------------------------o psikolojiyi yaşamıyorken.
    -----------------------------------------------------------------------o psikolojiyi yaşamıyorken.
    -----------------------------------------------------------------------o psikolojiyi yaşamıyorken.
  • 225
    gökhan zan'ın sakatlanıp kenara geldiği sırada sahada 10 kişiyken beraberlik golünü kalemizde gördüğümüz ve savunma dengemizin bozulduğu karşılaşma. o dakikaya kadar takım savunmasını kusursuz yapıyorduk neredeyse.

    maçın başında inanılmaz hücum pres yapan takımın kaptığı her topa faul çalan; ısıran, isteyen, futbol oynamaya çalışan takıma izin vermeyen bir hakem vardı sahada. ilk kırmızı kart pozisyonu ve sonrasında olanlarla kendisini iyice komik ve aciz bir duruma düşürmüştür hakem ancak asıl maçın başında biraz futbol oynamaya izin verse çok erken kopacaktı her şey.
App Store'dan indirin Google Play'den alın