2011-12 Türkiye Süper Lig 8.Hafta Maçı
20:30 Ali Sami Yen Arena
2 - 4
  • 176
    ileride cocuklarima gururlar,onurla,gogsumu gere gere anlatacagim mactir.bu gece bir galatasaray gecesidir.galatasarayliligin onurunu,mucadelesini ve turkiye'de her zaman kimin tarafindan nasil goruldugunu,kazanirken kimleri yendigini bir kere daha gostermistir.bugun kazanamadik ama kazaninca rakiple kimleri yeniyormusuz onu gorduk.yarin okula giderken sirtimda felipe melo formamla gidecegim,donuste de store'a ugrayip bugunun formasini alip kaptanin adini yazdirip duvara asacagim giymeden.bu maci asla unutmayacagim cunku.cunku haysiyetsizce gelecek 3 puani almayi haysiyetlice ona sahip olmayanlara feda etmeye yegleseydim sarinin yanina koydugum renk damarlarimda akan renk olmazdi.
  • 178
    galatasaray ruhunun geri döndüğüne şahit olduğum maçtır. haksız yere 10 kişi kaldık, ama 9 kişi kalmamıza neden olan kart çıkmadan önce sabri çok temiz aldı topu. o pozisyona faul çalındığında ben bile oturduğum koltuktan sıçrayıp televizyona doğru koşup küfür ediyosam, sabri orda topu dövmüş çok mu ? ilk sarı kartı da itirazdan gördüğünde iki haftadır aynı şekilde kart gördüğü için kızmıştım sabri'ye ama bu pozisyonun bi açıklaması yok.
    ayrıca (bkz: johan elmander)

    inat olsun yavşaklara ant içtik şampiyonluğa
  • 179
    aslan gibi başladık maçı aslan gibi bitirdik. çok şükür ki, o şerefli armaya leke sürecek hiç bir şey yapmadı oyuncularımız. şeref yoksunu kurumlar ve armaların şeref yoksunu elemanları ne yaparsa yapsın, bu şerefli armanın, denizinde boğulacaklardır. hayatımda en fazla sinirlendiğimiz maçlardan biri, ama kimin, neyin peşinde olduğu aşirkar olmuştur artık. imparatorsun fatih terim, adamsın hasan şaş, adamsın sabri.
  • 180
    bana kiyas yaptiran mac; kurgularin ve günahlarin takimi fener, asaletin ve onurun takimi galatasaray
    bir tarafta izleyen en avanak insanin bile sikeyle kazanildigini görebilecegi antep galibiyetiyle takim olan camiasiyla kenetlenen ve sampiyon olan fener var. bu taraftaysa 15 kisiye karsi 9 kisiyle serefiyle sahada varolan, onuruyla mucadele eden ama savasa savasa ayni takim antepe yenilen bir galatasaray var.bu macla takim olmayi basaran, camiasiyla tribunde ve simdilik internette yarin tüm hayatta kenetlenmis bir galatasaray, onurun serefin asaletin meyvelerini sene sonunda sampiyon olarak alacak olan bir galatasaray, ne büyüksün sen galatasaray!

    (mobil internetten oraya atmayı nasıl basardı bilemedim fakat bilica baslına gitmiş sagolsun arkadasım uyardı.)
  • 182
    takımımla gurur duyduğum maç... en çok riera' yı eleştirebilirim bu maça dair ama o bile gerekli mücadeleyi en azından koşma anlamında ve eksik kaldığımız bölümde sorumluluk alma anlamında iyidi... ve ayrıca bu maçın takım olma yolunda bizi olumlu etkileyeceğini düşünüyorum... ve bugün herşeyden daha çok seviyorum galatasarayımı... karşısında duran onca alçağa, leş kargasına ve fırsatçıya rağmen dimdik ayakta durduğu için...
  • 183
    maçı izlerken hakemin kararları yüzünden çok sinirlendim, sinirlenmemek elde değildi zaten. maçın içine etti orta hakem yardımcılarından biriyle beraber. kırmızı kartlar aynı yardımcı hakemin* uyarıları sonucu çıktı.

    takımımızın mücadelesi ise inanılmazdı. ilk yarının sonunda* 10 kişi kalan takım, ikinci yarıda sanki rakip 10 kişi kalmış gibi oynadı. beraberliği yakaladık ama saçma bir golle tekrar geriye düştük ve sonrasında* 9 kişi kalınca mağlup olduk. ama uzun süre unutmayacağım, gurur duyacağım bir maç oldu.

    sabri sarıoğlu ve johan elmander... sizi anlatacak kelime bulamıyorum. sahanın en iyileriydiniz. helal olsun size!

    albert riera... seni anlatacak kelime de bulamıyorum. ya mücadele et ya da maçları tribünden izle.

    not: zemin berbat. düzeltilecekmiş, ancak kalıcı bir çözüm bulunmalı. oynanan futbolu etkiliyor ve sakatlıklara neden oluyor. kalıcı bir çözüm bulunmazsa ilerde çok sıkıntı yaşarız.
  • 185
    kelebek etkisi gibi; her şey engin baytar'ın 6. dakikada sarı kart görmesiyle başladı, ardından kazım'ın muhteşem çabasından sonra bal demek istemiyorum ama garip bir gol attık, 16. dakikada kazım sakatlanarak çıktı... sonrası hüzün sonrası kırmızılarla kaplı...

    hakeme diyecek bir laf bulamadım, sahaya ayakkabısını atan amca* yeterince açıklıyor maçı.

    üzgün müyüz?
    değiliz.
    gurur duyuyor muyuz?
    hem de nasıl!
  • 188
    biraz soğuk kanlı/tarafsız bakarak, öncelikle şu hakem/federasyon işlerinden bir kurtulalım. hakem kötü bir maç yönetmiştir, doğrudur. en kritik kararı servet'e çıkan kırmızıdır ki, açık bir şekilde yanlıştır. ancak, daha öncesinde melo'nun olcan'a bir hareketi vardı ki, kırmızıyı orada çıkarsa ne kadar eleştirebilirdik hakemi, bilmiyorum. kötü yönetilen ne ilk ne de son maçtır bu, buna benzer şeyler olmuştur, olacaktır. bunlara gereğinden fazla kafa yorup, çok net yanlışlarımızı görmezden gelmemek gerekir. bu akşamki mağlubiyetin sorumluluğu, yönetim + fatih terim'e aittir, bunun faturasını federasyona ya da hakemlere kesmek, sadece bu akşamı değil, ilerisini de kaybettirecektir bize.

    yönetimin mağlubiyetteki payı, elbette sahadaki oyundan ziyade tt arena ile ilgilidir. temel ekonomi kurallarındandır, malın fiyatını alıcı belirler. g.tünden fiyat politikası uydurursan, yaptım olacak kafasında gidersen,neticede bu şekilde babayı alır, 30.000 kişiyi bir arada zor bulursun. boş tribünlere oynar, önemli bir avantajını kaybedersin. ikincisi, topu her fırsatta çeşitli resmi birimlere atarak bu zemin rezaletinin içinden de çıkılamaz. sebebi kim/ne olursa olsun, bu takıma bu zeminde top oynattıran yönetim, neyi nasıl yönetmektedir, allah aşkına bir anlatsın, biz de bilelim.

    saha içerisine gelirsek, bu takım bu kadro ile 4-3-3 oy-na-ya-maz. bu dizilişteki ısrar, öyle gözüküyor ki, bizi hedeflerimizden edecek. sağ kanadında sabri-kazım, sol kanadında hakan balta-riera olan bir 4-3-3'ün istikrarlı bir şekilde işlemesi ancak metafizik öğelerle açıklanabilir. bu takımın mevcut kadro yapısı ile oynaması mümkün olan yegane sistem, bildiğin standart 4-4-2 'dir. üstelik stsl şartlarında da çok daha geçerlidir. devre arası ya da sezon sonu gerekli takviyeleri yaparak, 4-3-3'e göre bir takım kurmadan bu dizilişte ısrarcı olmak, şampiyonluğu falan geçtim, play-off'u dahi ıskalamamıza sebep olabilir.

    x niye oynadı, y neden oynamadı gibi detaylara takılmak şu an için yersiz, sadece oyuncu özelinde riera'ya takılmış durumdayım, onu söylemeden geçemedim. bu kadar etkisiz bir kanat forveti nasıl bulduk, hadi bulduk 90 dakika nasıl oynattık, anlamış değilim. aydın yılmaz'ı her sahada gördüğümde acaba o gün bugün mü diye ufak da olsa bir umut oluyor içimde, riera için o bile yok. yanılmayı umarım ama inşallah maddi açıdan fazla zararı olmadan devre arasında gönderebiliriz.

    diziliş kadar önemli olan bir diğer mesele, 1-0 sonrası oyun anlayışımız. galatasaray'ın sadece bu sezona özel değil, yıllara dayanan bir geleneğidir, bu takım 1-0'ın üzerine ya-ta-maz. 2-0'ın, 3-0'ın, 3-1'in bile üstüne yatamadığımız nice vakalar vardır tarihimizde. öne geçince skoru korumaya yönelik oynayan takımlar yok mudur, vardır elbet ama o yapıya uygun oyunculardan kurulmuşlardır. ne zaman ne bok yiyeceği belli olmayan çok sayıda adam içeren takımlar için 70-80 dakika bu şekilde top oynayarak maç kazanmayı hedeflemek maalesef hayaldir, henüz gerçek olduğu da görülmemiştir.

    yine diğerleri kadar önemli bir sorunumuz, kaptanımızdır. arda ya da sabri gibi daha kendini idare etmeyi beceremeyen adamlar bu takımda kaptanlık yaptığı sürece bu takımın kolay kolay beli doğrulmaz. bugün gördüğü kırmızı kartın ardından eğer bir kez daha sahaya kaptan olarak çıkarsa sabri, bilin ki bizden bir bok olmayacaktır. 10 kişi kalmış bir takımın ihtiyacı olan son şey, ruh hastası gibi kendini oyundan attıracak bir kaptandır herhalde. neymiş çok hırslıymış, mağlubiyeti kabullenememiş, aslanlar gibi mücadele etmiş. böyle mücadele edecekse, etmesin bundan sonra. mücadele etmekse, elmander'i de izledik, olması gerekenin ne olduğunu gördük.

    hakeme federasyona gelene kadar bizim kendi içimizde çözmemiz gereken çok şey var. bunları görmek gerek. biz zaten yapılması gerekenleri yapar, kendi elimizle vermezsek, abdullah yılmaz gibi hakem müsveddeleri ne bok yerse yesin fark etmez.
  • 189
    bu hakemlerle maç yorumu yapmak imkansız, ben daha maçın ilk dakikalarında böyle olacağını anlamıştım...

    tebrik ediyorum. silin galatasaray'ı bu ligden. türkiye'yi avrupa'da şikeciler temsil etsin.

    gelmiş geçmiş en kötü hakemler bu ligi yönetiyor. yahu hakem kötü olur anlarım da, her iki takıma da kötü olur. 90 dakika çok uzun bir süre sadece tek bir takımı katlediyorsa bunu bilinçli yaptığı barizdir. bu kötü hakemlik falan değil. resmen bu maça galatasaray'ı durdurmaya çıkmışlar.

    hele o sabri'nin kart gördüğü pozisyon ve öncesinde 2 kez nizami şekilde top kazandığı belki gol atabileceğimiz anlarda bile o yan hakem "faul! faul!" diye bir taraflarını yırttı. sanki kendi takımının maçını yönetiyor, bu ne hırs kardeşim?

    yeter artık olmuyorsa zorlamanın alemi yok. biz beceremiyorsak hakemliği yurtdışından ithal edelim olsun bitsin. bu kadar ucuz değil bu takımın kaderiyle oynamak...
  • 190
    maçtaydım ve mağlubiyete zerre üzülmedim asla da üzülmeyeceğim.
    son maç da olsa şampiyonluk da gitse yine takımımın arkasındayım her maçına da gideceğim.
    iki maç iyi oynadı diye futbolcumu göklere de çıkarmam kendi evim dediğim yerde ilk hatasında da ıslıklamam.
    fikirlerimizin değişmesi saliseler sürüyor lan resmen bu ne amk!
    ne ilk ne de son, hala taraftar olmayı öğrenememişiz.
    resmen sevdalımızla çıkar ilişkisi yaşıyoruz bu satırlarda.
    taraftar birlik olmadan takım gerçek bir takım asla olamaz.
  • 191
    hakem makem cart curt galatasarayımdan nefret eden kim varsa alayını allah bildiği gibi yapsın.sizi bilmem ama ben galatasaray gördüm sahada.o hırslı ne olursa olsun farketmez 9 kişi kalmışız 10 kişi kalmışız farketmez kazanmak isteyen takım gördüm sahada.onur mücadelesi veren bir takım gördüm sahada ben.şöyle oynasın 5-10 allah ne verdiyse yesin umrumda değil.bütün kafe çıldırmışken herkes saçını başını yolarken ben arkama yaslandım gurur duydum takımımla.

    inat olsun yavşaklara and içtik şampiyonluğa !
  • 192
    maçkoskop
    kadro:
    muslera -4
    sabri 7
    ufo 2
    servet-gökhan-ceyhun-aboo-melo -5
    balta(kelime manasında) -4
    selçuk -2
    melo 6
    kazım-abooooo -7
    engin 5
    elmander 9
    riera -9

    zurnanin zirt dediği an:
    -gökhan’ın sakatlandığı an; üst üste bu kadar maçı kaldıramayan kazma bünye yerini sümüklüye teslim etti. esas zurna servet’in atılmasıyla öttü. servet’i oynatan mezarını kazar felsefesi bir kere daha haklı çıktı.
    varil:
    -riera; aslında aboo ile başa baş gitmesi lazımdı. dünya şampiyonu ülkeden gelen forveti galatasaray’a kim aldırmışsa 12 parmak bağırsağına kına yaksın. aydın yılmaz’ın saçının yelesi bile etmez. tiksiniyorum kendisinden de oynadığı futboldan da.
    gladyatör:
    elmander; sahada bugün oynamadı savaştı.
    -
    borozanci:
    hakemin adını bilmiyorum. hakem değil aslında ama tek hatası selçuk’a ikinci sarı karttan 3. kırmızıyı çıkarmamasıdır. yan hakeminin kurbanı oldu. iki kırmızıya yan hakem sebep oldu. ne yapsın adam yan hakem sabri’ye faul verdi, servet’e faul kaldırdı. hakem de son adamdan ve aşırı itirazdan attı.
    -
    bir soru – bir cevap:
    balta stoperlerden kurtulduk mu?
    evet, eğrisi doğrusuna denk geldi, futbol tanrıları bir kere daha fatih terim’e kıyak yaptı. uzak ara süper ligin en kötü iki stoperi birden iptal oldu. fatih’e kalsa gökhan sakatlanana kadar idare ediyordu, olmazsa sümüklü servet’in kıçı ne güne duruyordu, sürerdi sahaya onlar da daha önceki 7 hocayı olduğu gibi kendisini de yolcu ederlerdi.
    -
    imparator:
    grande en berbat performansını gösterdi. sakatlıktan yeni çıkmış iki futbolcuyu tarla gibi sahaya yeniden sürdü. bu kadar güzel stadın bu kadar kötü zemini olması ne kadar manidar. stoperde oynamayan futbolcu kalmadı bu maçta. golü yiyene kadar geçen haftaki maç dahil en iğrenç futbolunu oynattı. bunca maça kumanda etmiş terim’in iki maçta organize atakla tek gol pozisyonu bulamaması çok yazık.
    -
    ordakiler:
    son yılların en büyük taraftarı tribündeydi. 7 kişiyle bile(aboo ve reira zaten yoktu) maçı alacaklardı nerdeyse ama yan hakem bırakmadı.
    -
    analiz:
    -maça giriş biletim vardı, gitmedim. takımda başkanımızın dediği gibi beni heyecanlandıracak tek futbolcu yok. hadi ben taraftarım, elimden bir şey gelmiyor, koskoca galatasaray başkanı kendisini bile heyecanlandıracak bir futbolcu alamamışsa yazıklar olsun. koskoca galatasaray’da tek bir futbolcu var melo, tek bir de galatasaraylı var sabri.

    dünyanın parası verilerek yapılan stadyumun zemini 30 sene önceki zeminlere benziyor. bir futbolcu alınacağına 1000 bahçevan alsalar çok daha iyi olacak. burada son oynanan maçta 2 gazi verilmişti, 15 günü revirde geçirdiler, sanki adam kalmadı bir baktık aynı cephede yeniden sahadalar. 5. sınıf hocalar ne yapıyorsa terim’de yanısını yapıyor. bala şansa yenmişse aynı takımla oynuyor, çok iyi oynayıp da yenememişse takımı değiştiriyor. hoş geçen hafta rezalet oynamışlardı, ne fark ederdi iyi oynasa da kazım’ına ve şapkadan yeni çıkardığı engin’ine formayı verecekti. bu motivasyonla aydın nasıl oynayacaktı? zaten eti ne budu ne?

    gol atılsa ayrı, yense ayrı bir panik hali var kenar yönetiminin. beleş bir gol attılar, maçın bitimine 85 dakika varken yatmaya kalktılar. tınaz tırpan’dan, bülent korkmaz’dan ne farkın var o zaman hocam? biz 10 sene önına atmace başka hocamı seyrettik? koskoca arsenal’e 10 kişi saldıran sen değimliydin? kendi sahanda elmander’i ateşin içine tek başına atmak neyin nesi? gökhan’ın bu maça kadar sakatlanması zaten mucize, kenarda sümkürerek gökhan’ın sakatlanmasını bekleyen haini sen nasıl fark edemezsin? senelerdir izlemedin mi bu kazma kaç hoca yedi saymadın mı? servet atıldıktan sonra sırasıyla, melo , abooo, ceyhun’u oynattın çok önemli sanki o bölge? adam bulamadın, hasan’ı, ümit davala’yı oynatsan inan daha iyi oynarlardı.
    dünya şampiyonu ispanya’nın futbolcusu arda’nın yerine transfer edilmiş, günah be hocam culio’ya. sadece hagi getirdi diye kılıç çektiğin adamın yerine oynattığın futbolcuya bak. ya aboooo’ya ne diyelim? bir futbolcu bu kadar mı çuvala benzer. ne oynar bu adam, bir kaleye geçir bakalım belki orada iyidir. ben anlayamadım aboo’nun hangi mevki adamı olduğunu. iş müracaatlarında sorarlar, ne iş yaparsın diye? ne iş olsa yaparım der iş arayan. aynı hesap aboo jokermiş, nerde koysan orda oynarmış. oynuyor nereye gönderseler orada dikiliyor. mustafa sarp gitmeseydi bari de küfür etseydik. buna ha şimdi oynar diye, ha çok para verildi diye, ha arsenal’den gelmiş diye, ha ırkçılık diye küfür de edemiyoruz. bu kadar kuvvetsiz zenci futbolcu mu olur be? gelen gideni aratırmış hesabı nonda’yı bile arar oldum.

    kaleciden verim alınmak isteniyorsa aykut’un takımdan kovulması gerekiyor. ne kadar çok parası varmış bu takımın ya. her maç sırayla ufuk ve aykut’u görüyoruz kulübede. biz onları gördükçe bu iki şanslı kalecinin cinleri perileri ne ya ar eder kaleye geçirir bunları. muslera 4 gol yediği için değil geldiğinden beri ilk defa benden küfür yedi. bir kere bile topu oyuna elle sokmadı. taffarel’in kenarda oturduğuna da inanmıyorum ben. hayatında tek bir pozisyonda bile topu şişirmeyen taffarel’in gözü önünde topu gelişi güzel oyuna sokan kaleciyi içime sindiremiyorum.

    ya biz bir bok bilmiyoruz, ya başımızdakileri gözümüzde fazla büyütüyoruz. 10 futbolcu alınıyor, içinden 2 si iyi çıkıyor. 8 i fosil olmuş. çok büyük futbol oynamış selçuk’u izliyoruz uçuruma gidiyor. net bir aşağı ivmeyle her maç daha kötü oynuyor. yakında hasan şaş’la kenarda sohbete oturur.

    bu maçın tek hayrı her iki kazma stoperin 5 dakika arayla en azından 1-2 maçlığına iptal oluşu. ben artık son 5 senede galatasaray amentüsünü yazdım. servet’i oynatan hoca kendi mezarını kazar. servet’i oynatan hocaya hoca demem. bakın göreceksiniz önümüzdeki maç oraya mecburiyetten koyacağı yeni biri olursa o kim olursa olsun takımın stoperi olarak kalacak.

    çok kötü geçen yıllardan sonra insan kendini kandırıyor, umutlanıyor. bir kere daha gördük ki değişen hiçbir şey yok. kaleci topu şişirerek oyuna soktuğu, kazma stoperlerin savunmayı oluşturduğu, tek forvetle oynandığı, gol atınca yatıldığı, yenildiğinde eyvah çekildiği sürece iyi oyun seyretmek hayal.

    hakem konusunda taraftarla belki ayrı düşünüyorum o yüzden yazayım. maçın hakemi bir kere hakem falan değil. verdiği can alıcı kararlar yan hakemin ısrarı üzerine verildi. gerek servet’in, gerekse sabri’nin atıldığı pozisyonlarda kararı yan hakem verdi. hakem yiyicileri zavallıyı yiyecekler şimdi. ben bir tek şey bilirim, hakem ne kadar kötü olursa olsun, sen büyük takımsan hakemi de yenmelisin, 9 kişi kalsan bile.

    maç eski futbolcularımız eken kardeşlere adanmış, ben de elmander’e adıyorum. sabri’yle beraber dövüştükleri için. sabri, melo, ufo, elmander gerisi palavra, kulübe dahil.
  • 195
    maçtan eve yeni geldim. çıplak gözle izlediğim kadarıyla;

    1- servet'in kırmızı kart gördüğü pozsiyon kesinlikle kırmızı kart değil, zira net gol pozsiyonu yok. ayrıca ujfalusi rakibe yakın.
    2- selçuk'un attığı frikik, net gol. melo topa dokunmuyor ayrıca kalecinin görüş alanını kesinlikle kısıtlamıyor. zira top çaprazdan geliyor. pozisyonda melo ofysatta olsa bile pasift ofsaytte.
    3- sabri'nin gördüğü ikinci sarı kartta pozisyonda faul bile yok, olsa bile sarı kartlık hiçbir şey yok.

    futbol mu? futbol konuşmaya gerek yok, galatasaray yine hakemler tarafından katledilmiştir. konuşacak futbol mu kaldı?
  • 196
    bu maçı canlı izleme fırsatı bulamadım fakat biraz önce geniş özetini izledim.

    öncelikle şuna deyinmek istiyorum ki çok kötü futbol oynamışız. maçın kırılma anları var tabi ama genel olarak ortaya koyulan (daha doğrusu koyulamayan) oyun içler acısı. geçen sezonun en kötü galatasarayına yakın bir takım vardı sahada. neyse ki ünal başkanımız ve fatih hocamız var. onlar gerekeni yapacaklardır.

    hakemlere gelirsek...

    hayatım boyunca bir çok resmi maça çıktım, çok fazla haksızlığa uğradığımız maçlar oldu ama asla hakemlere küfür etmedim, art niyet aramamaya çalıştım. 26 ekim 2011 günü sahada olan hakemler için de aynı şeyleri düşünmek istiyorum fakat bunu yapamıyorum. bunun galatasaray taraftarı olmamla kesinlikle alakası yok. ben, aka ak, karaya kara, göte de göt diyen bir insanım. ama gel gör ki sözlük formatı gereği bunu yapamıyorum. o hakemlere ve onları üst düzey hakem yapanlara küfür ya da hakaret edemediğim için kendime ediyorum, bol bol sülaleme saydırıyorum. evde düdüğüm, bayrağım var onları götüme sokuyorum. siz de öyle yapın.

    şerefiyle maç yöneten, çoluğunun çocuğunun boğazından haram lokma geçirmeyen, annesine, karısına, kızına sövdürmemek için adil kararlar veren hakemlere hakaret etmeyin. yazık, günah.
  • 197
    teknik,taktik,oyuncu,moyuncu eleştirisi yapılmayacak maclardan biriydi.zira abdullah yılmaz ve yardimci hakem denen serdar diyadin iki futbol katilinin maçı çığrindan çıkarmıştır.oyunucularimizi yedigimiz üçüncü gole kadar gösterdikleri mücadele gücü,haksızlığı kabullenmeyislerini,hakemlerin olağanüstü tahriklerine rağmen sabırlarından dolayı teşekkür eder,gözlerinden öperim! her seye rağmen takımın mücadelesi ve tribünlerin anormal destegi mukemmeldi.sabri ve elmander'e helal olsun!adamlar dörtlü ciğer sahibi..
    kayseri macinda gazi olarak gidiyoruz, o macin hakemine pek bir sey birakmadilar.maalesef sadece üç puanımızın gitmesiyle kalmadı kayseri macınıdan once elimizi kolumuzu kırdılar.yusuf namoglu ve ekibi işinin ehlilermis helal olsun(!)
    not:grandeyle ilgili söyleyebileceğim tek şey sıkıntıdan adamın dudağında yara çıkmış hocam dikkat et sen bize lazimsin!
    edit:imla
  • 198
    öncelikle kendi takımımızdan başlayalım, bana kalırsa galatasaray'ın bu maçta oynadığı formasyon, 4-5-1'dir. orta alana bakıyoruz, melo-kazım-engin-selçuk-riera... melo'yu zaten defansın önüne kitleyince ofansif bütün özelliklerini sıfıra indiriyorsunuz, melo'nun oynadığı nokta itibariyle hücuma katkı vermesi imkansız. geriye kalan 4'lüden ise sadece selçuk inan gol pozisyonu hazırlayabilecek nitelikte. kazım da, engin de ısıran oyuncular, patlama yaptıkları sırada oyuncu geçerler ama onun haricinde, çok hızlı bir şekilde gol pozisyonu yaratamazlar, ancak selçuk inan bu adamları beslerse, gol şansı doğar. riera'nın durduğu sol kanatta maalesef herhangi bir etkinlik olmuyor, kazım çıkıp yerine eboue girince, o da riera'dan rol çaldı, en az onun kadar etkisizdi. e bu durumda tek gol şansı, selçuğun 40 metreden elmander'e ara pası atması oluyor, galatasaray'ın bu oyunla çok sayıda gol pozisyonuna girmesi imkansız.

    hem oynaması, hem izlemesi en güzel oyun 4-4-2'dir. orta 4'lünün göbeğinde selçuk ve melo olsa, melo defansa yapışık oynamayıp selçuğun biraz gerisinde pozisyon alsa, selçuk ve melo'nun ofansif özellikleri, kanatları beslemeye yeter, yalnız bu planda da riera'nın acilen kendisini toplaması gerekir, sadece kazım ile yandan çarklı ada vapuru gibi oyuna rakip sahaya yığmamız imkansız.

    maçı stadyumdan canlı olarak takip ettim ve hakemler sizler haksızsınız ulan. o kadar düşük iq'lu bir yönetim sergilediniz ki, sizlerin galatasaray düşmanı olmanız imkansız, primat yaşam formundan hallice olan beyinleriniz ile nefret gibi en az 80 iq gerektiren bir duyguyu hissetmeniz imkansız. bu akşam sadece kırmızı kart pozisyonlarında ya da ofsayt pozisyonlarında değil, 90 dakika rezalet bir maç yönettiniz, aynı hataları antep'e de yapabilirdiniz, çünkü sizler maç içerisinde takım dahi tutsanız, o maçı istediğiniz takıma kazandırmayacak kadar aciz, futbol cahili tiplersiniz. size galatasaray düşmanısınız demiyorum, futbol ve insanlık düşmanısınız diyorum. bu maçın televizyon sinyalleri es kaza 4.2 ışık yılı uzaktaki alpha centauri sisteminde izlense, sizin yüzünüzden insanlığı zeki yaşam formu olarak düşünmezler ve dünya'mızı ziyarete gelmezler. bu yüzden insanlığın ve gelişiminin düşmanısınız, bizi bütün evren'e rezil ettiniz ulan.
  • 200
    abdullah yılmaz oynamak isteyeni oynatmamak için büyük çaba gösterdi. bir takım sertliklere müsade edilmeli diyeceğim ama faul verdiği pozisyonlarda en ufak sertlik yok. eboue'nin ofsayt pozisyonunda verilen karar doğru yanlış tartışılır ama bu karar her maçta aynı şekilde uygulansın! takım olarak iyi mücadele sergiliyoruz ama organize atak konusunda sıkıntılaırmız var. en büyük sorunumuz savunmanın güven vermemesi.. galatasaray takımının savunmasına yakışmıyor gökhan zan! her ayagına top alısında "acaba yine ne bomba yapacak" demememiz gerekir. bu oyuncunun yaptıklarını semih daha iyi yapar ona şans verilisin eğer hata yapacaksa da o yapsın! artık yeter servet ve gökhan'ı görmek istemiyoruz bu takımda! yan hakem kırmızı kart olayınca sırf ön plana cıkmak için ağzını kapatmadı. şu ofsayt kuralının da artık biran önce netleştirmeleri lazım. takıma göre bir kural oluşturmasınlar. bundan bir kaç sene önce bir fb maçında carlos ofsaytken topun üzerinden atladı yani pozisyonun içindeydi ama arkadan alex golü attı ve o meşhur kafası yarılan hakem golü verdi! peki bu maçtaki olan pozisyonda benzer değilmi? eboue pozisyonun içinde fakat top ona değmiyor gol oluyor. neden her maç farklı şekilde yorumlanıp bu kararlar veriliyor anlamıyorum. lig başladığından beri hakem rezillikleri bizim maçlarda oldu. kuddusi, yunus şimdi de bonusuyla birlikte abdullah yılmaz!
App Store'dan indirin Google Play'den alın