• 477
    cikmayalim kardesim fener maclarina. hukmen 3-0 maglup sayilalim ama tavrimizi koyalim cikmayalim. zaten ciksak da yeniliyoruz. peki neden cikmayalim diyorum? fenerden korktugum icin veya fenerin bizi yenmesi bana aci verdiginden degil. artik bunca senedir yapilan hakem eyyamlari ve taraftar cirkefligi o kadar sinir bozucu olmaya basladi ki benim gibi fener maglubiyetlerinde en son 2002 yilinda uzulen bir bunyeyi bile bugun cileden cikartti artik.

    evet biz bugun kotu oynamis olabiliriz. fener iyi mucadele etmis ve hakki olan bir mucadeleyi kazanmis olabilir. rijkaard sacma sapan bir taktikle cikmis da olabilir. veya oyuncularimiz bireysel olarak hata yapmis ve onlarin hatalari sonucu bir yigin gol de yemis olabiliriz. veya cok iyi oynayip da kaybetmis olabiliriz. bunlarin hepsi bir macta olabilecek olasiliklar elbette. ama ben bunlarin hic birine girmeyecegim. ben bu serefsiz fenerbahce taraftarlarinin ve bir o kadar serefsiz futbolcularinin hakem ve rakip takim oyuncusu uzerindeki etkilerine girecegim. bakalim neler olmus macta. bunlar gereken cezalari alsa veya dogru kararlar verilse macta neler degisirmis bi dusunelim.

    1- daha macin birinci dakikasi; baros yerde aci icinde. hareketi yapan emre. en azindan sari kart olmasi gereken bu harekete hakem zoraki bir faul caliyor ve gecistiriyor. baros sakatlanip cikiyor yerine mac boyunca etkisiz olacak olan nonda giriyor.

    simdi bir bakalim. baros sakatlandi olur bu mac icinde. peki emre'nin sari kart gormemesi nedir?? bu hakemin "daha bastan sari gosterip maci germeyeyim" psikolojisidir ve burda magdur durumda kalan baros ve galatasaray takimidir. pozisyonu kazasiz belasiz atlatan emreyse mac boyunca provokatif hareketlerine devam etmistir. baros sakatlanmasa diye devam etmek istemiyorum ama eger sakatlanmasaydi ve devam etseydi de hucum alaninda cok daha farkli bir galatasaray izleyebilirdik.

    2- fenerbahce'nin ilk golu. carlos ofsayt verilmiyor. her mac olabilecek bir hata da olsa boyle bir macta daha buyuk bir hata olarak karsimiza cikiyor.

    fener bu golu atmasa ne olurdu peki? 5-10 dakika daha saldirirdi. o ara golu bulamazsa mac dengeye gelirdi ve bir takim golu bulana kadar oyle devam ederdi. golun erken gelmesi oyuncularimizin moralinin bozulmasinda onemli rol oynadi.

    3- keita'nin kafasina gelen su sisesi... mac esnasinda yanimda olan fenerli arkadas buna tepki gosterdi. millete caki geliyor bisey olmuyor da bi su sisesinden mi bu kadar kivraniyosun diye. "senin futbol anlayisini ...." ile baslayan bir cumleler obegi savurdum kendisine. biraz toparlandi. o su sisesini de her sami yen'deki gs-fener maci sonrasi bizim stadimizda boyle seyler olmuyor diyen nihat ozdemir'e yollamak istiyorum. neresine koyacagini kendi cok iyi bilir.

    butun bunlarin yaninda ulkemizdeki derbi atmosferinden bihaber keita'nin muhtemelen hayatinda kafasina yedigi ilk su sisesini macin gozlemcisine goturdukten sonra sari kart veren kocakafali armut zihniyeti de kutluyorum. boyle devam etsin. erman hocasi sever onu.

    4- keita'ya mac boyu yapilan fauller ve provokasyonlar sonucu profesyonellik bir yere kadardir dedirtiyor gercekten de. mac sirasinda evet elestiriyorsun keita'yi belki gereksiz hareket yaptigi icin. ama kendini keita'nin yerine koyup da bir kez daha dusununce hak veriyorsun gercekten de. o kadar cok rahatsiz edildi, o kadar cok harekete maruz kaldi ki keita da insan sonucta. artik o son bele sarilip yere dusurme hareketi de bardagi tasiran son damla oldu. o harekette aklima bir an hagi'nin arsenal finalinde yaptigi hareket de geldi. mac ne kadar onemli olursa olsun bir yerde bardak tasiyor ve patlama yasaniyor. haliyle zararli cikan sen oluyorsun ve bardagi tasma noktasina getirenlerin yanina kar kaliyor bu. gercekten cok aci bir durum.

    evet sonuc olarak yazimin basinda da belirttigim gibi cikmayalim kardesim maclara. 1 sene cikmayiz, 2 sene cikmayiz, 5 sene cikmayiz. 3-0 hukmen maglup yazilir hanemize. bizim sartlarimiz yerine getirilene kadar cikmayiz. bizim sartlarimiz nedir? cok bir sey degil. boyle gerilimi yuksek derbi maclarina ust duzey yabanci hakemler getirilsin. seyircinin bu provokasyonundan etkilenmeyecek hakem. oraya koyu galatasarayli bir hakem de koysaniz, o baskinin altinda erir gider.

    galatasaray su anki sartlar altinda fenerbahceyi kadikoyde asla ye-ne-mez. feneri kadikoyde barcelona da yener, kayseri de yener, bucaspor da yener, hakkari belediyespor da yener ama galatasaray asla yenemez. ne zaman ki fener- galatasaray maclari futbol oynamaya musait bir ortamda oynanir o zaman galatasaray feneri her sekilde yener.
  • 478
    en kritik ve golle sonuçlanan pozisyonlar geri pastan gelmiştir. adamlar hem defansda hem rakip ceza sahasında çok hızlı çoğalıyorlar. daha fazla koşup daha fazla gol pozisyonlarına girdiler. o olsaydı, bu olsaydı, gol ofsayttı, falanı filanı geçelim. o-y-n-a-m-a-d-ı-k. her zaman ki kadıköy stresini bu senede yenemedik. önümüzdeki maçlar içinde ciddi fireler verdik.
  • 481
    fenerbahçe taraftarının kimliğine yakışır bir maç olmuştur. zaten olan her şey göz önünde, bütün yazarlarımız biliyor. tekrar tekrar yazmaya gerek yok. sozluk yazarları aynı şeyleri okumaktan sıkıldı belki de. ofsayttan gol, haksız penaltı, çirkef fernbahçe taraftarı falan da filan. iyi de değişen hiçbir şey yok. bunları neden söylüyorum peki? yarın bir gün, sami yen de rövanş olacağı gün, ''aman, biz dikkatli olalım. gerek yok strese, iyi karşılayalım, onların yaptığını yapmayalım, aman aman dikkat'' diyen, ''fairplay içinde olacak sami yen'deki maç, nasıl karşılanır rakip görecekler'' diyenlere destek veren birisi çıkarsa, kalp kırmayalım diye söylüyorum. o gün sami yen'de nasıl kafa yarılır, nasıl topçu dövülür, nasıl galip gelinir umarım gösteririz. ve umarım onlar gibi alttan alttan sinsi sinsi yapmayı o zamana kadar öğreniriz.

    not: bu entryi stres altında olduğumdan falan girmiyorum. ayrıca öyle, ''bizim zararımıza olacak böyle şeyler yapılırsa, saçma bir düşünce'' diyen varsa da dikkate almıyorum.
  • 482
    -maçtan önce arda ve baroni arasında yaşanan arbede de fenerbahçe takım olarak iki futbolcuyu ayırmak yerine arda'nın üzerine çullanmışlar, arda'ya yardım için gelen aydın yılmaz kazım tarafından kenara fırlatılmış olay anca servet ve gökhan zan'ın dahil olmalarıyla yatışmıştır. delikanlı(!) fenerbahçe futbolcuları siz busunuz işte. arkadan arda'yı tokatlayan bilica'ya ...

    - daha maçın ilk dakikasında emre belözoğlu'nun yandan sert müdahalesi sonucu baros'un sol ayak tarak kemiği kırılmış, haliyle forvet hattında en güvendiğimiz isim maçı tamamlayamamıştır. komik olan nokta yorumcuların ağız birliği yapmışçasına "emre'nin kötü niyeti yok, rakibi sakatlamak istemiyor topa dokunamıyor sarı kart olmaması doğru" yorumları bünyeleri çıldırtmıştır. şimdi zaten kötü niyetli veya rakibi sakatlamaya teşebbüs eden adam kırmızı kartla cezalandırılmıyor mu? bu hareket arkadan yapılsaydı kırmızı, yandan olduğu için sarı kart gerektirmiyorsa biz yıllardır boşuna bu herifleri izliyoruz. topa müdahale edemiyorsan o hareket futbol oyun kurallarında sarı karttır. iyi niyet kötü niyet fasa fiso geçin bunları.

    - fenerbahçe'nin ilk golü ofsattır. neyse ki nadide(!) yorumcularımızdan bu pozisyon için aksi bir görüş duymadım. şükür.

    - alex'in penaltı pozisyonu bana milan maçını hatırlattı. taffarel'le fazla oynamanın acısını leonardo'nun golüyle tatmıştık. dinamo maçında, kasımpaşa maçında bu kadar oyna kaleciyle iyi hoş güveniyorsun ama herkesin yapacağı hatanın telafisi vardır kalecinin yoktur. bana göre penaltı olmayan bir hareketti şöyle ki eğer eliyle ayağına çelme takılan adam öle düşmez alex zaten düşmeye hazırdı bünyamin de bunu yedi. aynı bünyamin ise lugano'nun kalçasıyla hafif şarj yaptığı pozisyonda nonda'ya sarıyı yapıştırdı. faul yoktu doğru ama süzmeye gelince süzüyorsun bünyamin helal.

    - keita'nın kırmızısı maçın bitiş düdüğüdür.

    çirkin goller yedik, hakemler başarısızdı (kritik anlarda en azından) ve gene yenildik. sağlık olsun ali sami yen'de yeneriz telafisi var ama daha çok merak ettiğim konu kafası yarılan hakem raporuna ne yazdı? fener ne kadar ceza alacak? bekleyip göreceğiz.
  • 483
    takımın bütünü olarak kötü bir performans gösterip, yenilgiyi hakettiğimiz maç. baros sakatlanıp çıkmasaydı bile, çok fazla birşeyi değiştirebileceğini zannetmiyorum. çünkü koskoca ilk 45 dakika boyunca nonda'ya sadece 3 kere top geldi. ikinci yarıda bu sayı arttı gerçi ve nonda da her aldığı topu olumsuz denilebilecek şekilde kullandı.
    takım olarak çok kötüydük. öyle ki bir ara defanstan topu çıkartmakta inanılmaz zorlandık. bir ara, aşağı yukarı 5 dakika boyunca oyun, hakan balta'nın olduğu tarafta kilitlendi. geride her top çevirmemizde, presi gördüğümüz anda afalladık. birisinde alex golü atıyordu, diğerinde ise penaltı yaptırdı. kazım'ın kaçırdığı sayısız pozisyona değinmek dahi istemiyorum.
  • 489
    hakem kararları , ağır tahrik ve kötü futbol dendiği zaman galibiyet sonucuna varılan klasik bir fenerbahçe - galatasaray maçı.

    hakem otoritesini o kadar kaybetti ki , kendisine top fırlatmaya hazırlanan carlos isimli insana gidip "al sana sarı" diyemedi. ama ayhan alkış tutunca sarı geldi. sonra mesela maç içinde yaşanan pozisyonlar , sakatlık falan. yine hoş olmayan , futbolsuz bir gece yaşadık. ama benimfenerbahçe falan umrumda değil , asıl derdim takımımla ;

    * maç boyunca defans bölgesinde neden sürekli olarak top çevirdik ? yaptığımız pas hataları ve pozisyonlar açık bir şekilde görülmedi mi ?
    * maç 2-1 giderken neden baskı kurmak yerine oyunu geriden kurmaya çalıştık ?
    * sürekli top ezen , kendi yarı sahamızda top kaptırıp ilerde hızımızı kesen ayhan neden oyundan çıkarılmadı ?
    * servet - gökhan ikilisi bu maç için en kral intihar değil midir ?
    * rakibin amacı her zaman olduğu gibi sinir bozup oyunu soğutmak olduğu halde bu tuzağa neden düştük ?

    bir kere maç daha başlamadan tahrikler ve psikoljik savaş başladı. yahu yapamıyoruz işte , psikolojik işleri beceremiyoruz biz. neden üstüne gidiyoruz bu kadar ? sonra keita. yahu sen neden gidip su şişesini teslim ediyorsun yetkiliye ? mahalle maçı mı lan bu ? ve daha o dakika ben bile keita'nın duygusal yapısı gereği oyundan atılacağını anlamışken teknik heyet ne yapıyordu ?

    yok kardeşim , biz oraya resmen fark yememek için gidiyoruz. biz daha iyi oynuyoruz , pozisyonlar buluyoruz ama yeniliyoruz. çünkü profesyonel hareket edemiyoruz , çünkü hakemler düzgün maç yönetemiyor. ama bunu çıkıp ofsayt var yok penaltı yanlış diye belirtmenin anlamı yok. biz zaten baskı yiyorduk , gol yememiz beklenen bir durumdu. bunu oturup psikolojik olarak düşünmek lazım. ayrıca sen ayhan gibi bir adamı oynatıp sonra "total futbol" diyemezsin. adam varlığı itibariyle "total futbol" karşısında bir duruş sergiliyor zaten. o yüzden bu maçı atlatıp , ileriye bakmamız lazım.

    not : arda lütfen artık düzel. ve sabri sende olur olmaz yerlerden şut çekme , gol olacaksa bile çekme.
  • 492
    bu bir isyan yazısıdır. ben, 17 saat boyunca şu oyunu seyretmek için mi bilet kuyruklarında bekledim? şu oyun için mi günlerce uyuyamadım?
    yazıklar olsun, canım kadar çok sevdiğim takımıma yazıklar olsun 10 senedir yüzümüze gülmeyen kadere.

    kim ne derse desin, hakem hatası, eyyam, şanssızlık(!) bir takım hiçbir şey oynamaz mı???
    maç boyunca, takım ileriye pas yapmadı. yaptıklarıda orta sahada kesilip, kalemize atak olarak döndü.
    leo franco kaleci mi? yoksa çöp sepeti mi? bir kaleci hiç mi geriden oyun kuramaz? degaj yapmayı nasıl bilmez.
    keita, bu bir değil iki değil bu kadar disiplinsiz hareketler ne demek!!! sen galatasarayın futbolcususun, amatör küme topçusu değilsin.
    aydın yılmaz, takımda 82. dakikada kurtarıcı olarak aydın yılmaz oyuna giriyor.
    hakan balta, eminim bende onun kadar oynarım.

    oyun planı nedir? kaleci, sabriye yada hakan baltaya topu atacak. arda yada keita rakip defansı geçebilirse içeri orta yapacak.
    başka bir sistem, başka bir oyun taktiği yok maalesef.

    geçmiş senelerde, iyi oynayıp kaybettiğimiz fenerbahçeyi bunaltarak şanssız gollerle mağlup olduğumuz oldu
    fakat bu gece hiçbir şey oynamadık.

    uzun lafın kısası, bu gece takımım beni utandırdı !!!
  • 494
    maç iki hafta önceden başladı bizim gibi taraftar için. galatasaray'lılara ayrılan biletler karaborsalara düştü. eşşek yükü para vererek bu yaşta eziyetin kralını çektik. maç klasik neticeyle bitince saatlerce stadyumda kaldık, yorgunluktan bittik ve yazmayalım diye de karar verdik. yazmayacaktım selçuk yula'yı uykulu dinlemek bahtsızlığına uğramasaydım.

    kadıköy'de en son galibiyette vardım, stadyum yapıldıktan sonraki mağlubiyetlerin çoğunda da vardım. ne yazık ki en son yenilgiyi seyrettim.

    söyleyeceğim çok şey var, ve dalalım mevzuya. 10 tane rijkaard kenarda olsa, değil elano, keita messi, ronaldo olsa biz fenerbahçe'yi bu satadyumda yenemeyiz. biz aslında fenerbahçe'ye değil, fenerbahçe stadına yeniliyoruz. biz ali sami yen'de, onlar saraçoğlunda oynadığı müddetçe yenemeyiz. aklı olan bundan sonra kadıköy'de maça gitmesin.

    bana kızan arkadaşlar çıkıyor arada, türkiye'nin ikinci takımıyız dediğim için. ya bunu kabul ederek maça çıkacaksın ya da büyüksen stadın'da büyük olacak eşit şekilde yarışacaksın. düşünün türkiye'nin en değerli futbolcusu arda, gecekondu gibi stadyumda maça çıkıyor, soyunma odası dökülüyorken, sıradan selçuk'un oynadığı stadyuma bakın. sabri'nin, arda'nın titremesi bundandır. nitekim daha önce hasan'ın, hakan ünsal'ın titrediği gibi.

    elano ile keita'ya türkiye'nin en büyük takımına geldiğini söylediler. dışardan bakınca, derecelere bakınca doğrudur da, ancak adamlar fenerbahçe stadına çıktıklarında acaba taklayamı geldik dediler.

    maça geçmeden önce şunu söylemek istiyorum. acilen yeni stada geçmemiz lazım, ya da geçene kadar fenerbahçe'yi yenmeye oynamamak.

    maça geçeyim desem de bir türlü geçemiyorum. ne yazık ki tel örgülerin ağların ardından gördüklerimizi aktarabileceğiz sadece. attığımız golü görmedim bile. ancak şunu söyleyebilirim ki galatasaray oldukça şanslı günündeydi. bu titreme nöbetleri devam ederken çok daha büyük hezimet gelmediyse, şansımıza şükredelim.

    maçın başında baros sakatlanıp çıktı. manda yiyicisi en çok üzülen oldu. ne güzel yedek kulübesi paspasçılığı yapıyor, dandik maçlarda beleş goller atıp idare ediyordu. üstelik baros uzun süre oynayamayacakmış, yandı manda yiyicisi, işimiz ona kaldı yakında sopayı yer devre arasında kovulur. bu adamın ayağında demir var, koşamıyor.

    sabri aşırı motivasyondan en çok titreyen futbolcumuz oldu. maçın başında bir topu tutamayıp taca çıkardığında bizde tribünlerde titremeye başladık. tribünler dedim de tribün lideri sebo ilk defa parçalı formayla, tel örgülerin tepesinde amigo yerinde tezahürat yaptırdığını gördüm. demek iş bize kalmış herkes durumdan vazife çıkarmaya koyulmuştu.

    kaptan'ın kadıköy'de iyi maçı yok, olamaz da aynı sebeplerden. sabri'den kalır yanı yoktu. top gelmesin, gelirse de titrerim arkadaş dedi. ayhan, yanına kimse pas almaya gelmeyince uzun paslar attı, daha doğrusu atamadı. çok top kaptırdı, yediğimiz golleri kendimiz hazırladık.

    servet ile gökhan bu ülkenin milli takımı'nın savunması. neden evde kaldığımızın göstergesi işte. iki balta, aynı maçta oynarsa sırtında dinamit taşırsın işte böyle. patlamaz patlamaz, patlarsa da hepimiz sürükleniriz.

    helal olsun mustafa sarp'a. onun da ayakta kalmasının nedeni başta söylediğim nedenlerle. bursa'dan, başka stadyumlardan ali sami yen'e gelmiş, daha iyi ortama gelmiş yani. kadıköy'de oynamış, oynarken de yenmeye değil de beraberliğe oynamış haddini bilmiş ve hiç ummadığımız, beklemediğimiz biçimde takımın bankosu olmuş.

    rejkaard 2-0 olduktan sonra arda'yı çıkarmaya karar verdi, oyunun durmasını bekliyordu. oyun gol olunca durdu, arda attırmıştı ki kariyerinin en rezil futbolunu oynuyordu. ne var ki gol attırmıştı, belki o dakikadan sonra hayatının futbolunu oynayacaktı. yine de çıkardı, sistem denen şey bu olsa gerek.

    keita atıldıktan sonra maç bitti, maç zaten maç oynanmadan önce bitmişti. tribündeki taraftarlar inanın fazla üzülmediler. maçlara gidenler alışıktılar, bekliyorlardı.

    büyük bir organizasyon var bu işlerde. sadece galatasaray'ı yenmeye kurulmuş bir düzen. hakeminden, polisine kadar, top toplayıcısından tribünlerdeki pankartlara kadar. helal olsun başka bir şey demiyorum. amaç galatasaray'ı ne pahasına olursa olsun yenmek. bu tezgahta futbolculara pek iş düşmüyor. yönetim kurulu oynasa değişen bir şey olmaz. hepimize geçmiş olsun, ilk maçta yenilen futbolcularımızı bağrımıza basarız.

    son cümlem şu olacak, nonda'nın dandik golüyle ali sami yen'de fenerbahçe'yi yendikten sonra, samandıra'da bekleyen fenerliler takımı dövmüşlerdi. biz florya'da bekledik ve bağırıyoruz,''yenilsen de yensen de taraftarın seninle, üzüntünle sevincinle seninle birlikte''
  • 495
    bahane bulmaktan nefret ederim. bahane bulmak istemiyorum. şöyle oldu da ondan yenildik demek istemiyorum, ama öyle anasını satayım...

    her zaman onlar tahrik eder, pisliği başlatır bizimkiler gerilir ve ağır tepkiler verir. cezası da bize kesilir onlara bişey olmaz. hakemin başı yarılır, anons bile yapılmaz, arda ittirilir uyarı bile yapılmaz, aydın yere atılır tepki bile verilmez.

    maç başlamadan bütün takım gerildi zaten. ilk yarı herifler çılgın gibi koşup pres yaptılar ve hırsla oynadılar. ama biz o gerginlikle pas bile yapamadık.

    maç içinde baroş sakatlandı; devam, leo franco'nun gözüne lazer tutuldu bütün maç; devam, keitaya şişe fırlattılar; devam, ilk atılan gol ofsayt; devam,

    ama keita şişeyi gözlemciye götürünce sarı kart, neden biliyormusunuz? çünkü hakem onu yazmayacak bile raporuna, anons bile yaptırmadı o olaya.

    ikinci yarı gayet iyi top oynadık, keita atılmasaydı çevirebilirdik maçı hatta. o pozisyonda da hakem faul olur olmaz düdüğü çalsa belki de öyle bir hareket olmayacak. o iki saniye devam etmesi bile keita'nın çıldırmasına yeter zaten ki öyle de oldu.

    şimdi maç bitti, bir çok yazılı basın olan olayları yazmayacak, böylece unutulup gitmesini sağlayacaktır.olan olaylar nedeniyle fenerbahçe federasyonu kendi klübüne 10.000 lira ağır para cezası verecek ve hep beraber şampanya patlatacaklardır. keita 5 maç ceza alacak baroş iki ay oynayamacak ama emre ve christian bir dahaki maçta kaldıkları yerden çirkefliklerine devam edebileceklerdir.

    aramızdaki bazı irlandalılar da bu kadar olaya rağmen takımımıza sahip çıktık diye, teknik ekibe, taraftara bizimle ilgili herşeye sallayacak ve gergin bünyeleri germeye devam edecektir.
  • 498
    futbol mutbol konuşmanın yersiz olduğu karşılaşmadır.

    > yediğimiz ilk gol ofsayt.

    > yediğimiz ikinci gol (bırakın gol olmayı) penaltı bile değil.

    > yediğimiz üçüncü gol ise maçın başından beri organize çirkefliğin sonucunda 10 kişi kalmamızın ardından gelmiştir.

    uzun lafın kısası galatasarayımın bu maçı alabilmesi için türkiye futbol federasyonu'nun pierluigi collina - markus merk ikilisinden birini transfer etmedikçe galatasarayımın değil elano blummer, abdul kader keita isterse diego armando maradona, pele ve zinedine zidane'ı da transfer etse asla kazanamayacak olduğu maçtır.

    son olarak; yorumları okuyorum iyi futbol oynamamışız, hezimetmiş, futbolcular üstlerine düşeni yapmamışmış....
    hiç bu yorumlara of vermeyle uğraşamayacağımdan burdan yukarıdaki gererkçeler ile galatasarayımı yeren yorum sahibi gsuser arkadaşlarıma* "bi çay koyun siz de içelim hadi..." diyorum başka da bişey demiyorum.
    ben maçı fenerbahçeli eniştemle izledim adamın yüz ifadesini gördüm 90 dakika. pozisyon tekrarlarından sonra, haksız kararlardan sonra, onca çirkeflikten sonra "(gbkz: eee aziz baba bu! boşuna 3 yıl üst üste şampiyonluk sözü vermez. bağlamış adam olayı... büyük adam vesselam!)" dediğini duydum be! daha ne futbolu, daha ne fenerbahçe'nin üstün oyununu, daha ne galatasarayımın efendilerinin psikolojisini tartışacam?
  • 500
    tarihten hiç ders alınmayan maçtır. 3 sene önce 4-0 yenildiğimiz maçtan sonra da benzer bir şekilde sahada şovlar yapılmış, hatta sahanın içine hindi sokularak bir baba hindi tezahüratı yapılmıştı. sonuç: 14 mayıs 2006, tarihimizin en unutulmaz şampiyonluğu, caddede şampiyonluk kutlamaya hazırlanırken salya sümük ağlayan fenerbahçeliler. rövanş maçına mor formayla çıkıp eze eze yenmek farz oldu artık. işte o zaman febeli arkadaşlardan gelen ve hepsini itina ile mailbox'umda sakladığım mor menekşe maillerini teker teker yedireceğim kendilerine.
App Store'dan indirin Google Play'den alın