• 116
    bizim için de lig için de hayati öneme sahip maçlardan biri. kaybetmemiz bize çok fazla zarar vermeyecektir ama kazandığımız taktirde şenol güneş'i, aykut kocaman'ı dolayısıyla beşiktaş ve fenerbahçe takımlarını tren yoluna fırlatmış olacağız. bu maçtan sonraki fikstürümüzün kolay olduğu da düşünülürse oluşacak dokuz puanlık fark ''muhtemelen'' daha da artacaktır. fikstür demişken beşiktaş maçından sonraki fikstürümüze bir bakalım:

    akhisarspor
    yeni malatyaspor (d)
    göztepe
    kayserispor (d)
    osmanlıspor
    sivasspor (d)
    antalyaspor
    kasımpaşaspor (d)
    bursaspor
    karabükspor (d)
    konyaspor

    şu 11 haftada 9 galibiyet, 2 beraberlik çıkarttığımız zaman aynı periyotta rakiplerimizden en az 7-8 puan ekstra almış oluruz. yani beşiktaş maçını kaybetsek dahi 10+ puanlık bir farkla önümüzdeki devrenin derbi dönemine girmemiz kuvvetle muhtemel. diyelim ki beşiktaş maçını kazandık, işte o zaman 15 puana yakın bir fark oluşmuş olacak ve ligin son çeyreğine formalite icabı çıkacağız. bir de şunu unutmamak lazım, her ne kadar derbilerde iyi oynamıyor olsak da ligin ikinci yarısı trabzonspor- başakşehir- beşiktaş maçlarını kendi evimizde oynayacağız. bu maçlardan iki tanesini de kazansak, 15 ila 20 puanlık bir fark yakalanmış olur ki rekor olabilir bu da.

    belki kulağa çok zor bir olaymış gibi geliyor ama aslında değil. beşiktaş maçı hangi skorla biterse bitsin maçtan sonra ligin başında 8'de 7 yaptığımız fikstüre geri döneceğiz, artı olarak da ilk devrenin sonunda teoride dokuz puan alınabilecek üç takımla oynayacağız. bu sefer sekiz değil on bir haftalık bir seri yakalamamız söz konusu performansımız sürerse ki on bir maçta dokuz galibiyet olarak hesapladık, ekstra bir hafta puan kaybı kotası da ekledik kısacası.

    tamamiyle lig başındaki istatistiği yakalamamıza bağlı bir durum anlayacağımız. sivasspor deplasmanı dışında da aman aman zor bir maç yok önümüzde.

    şimdi dönelim derbiye.

    psikolojik olarak: beşiktaş taraftarı şenol güneş'i istifaya davet etmeye başladı. otuz dokuz puanlık kısımda sadece yirmi üç puan toplayabilmesi taraftarı epey kızdırmış durumda. işin daha hoş tarafı, neredeyse taraftarlarının yarısı şenol güneş'in herhangi bir taktiğinin olmadığını ve sadece çizgiye çek- orta yap stratejisiyle maçlara çıktığını kabullenmiş gözüküyor. oyuncular arasında çıkan tartışmalar, şenol güneş'in iplenmemesi, yönetim- şenol güneş soğuk havası derken esasında içleri baya karışık. en büyük avantajları basının bunları dillendirmeyip galatasaray- tudor ikilisi üzerine çalışması.

    bizim cephede de normal işler olmuyor. tudor'un basına çektiği ayar soğuk duş etkisi yarattı her cephede. öyle ki fenerbahçe taraftarları bile igor tudor'un basına karşı durduğu kavgaya destek çıktı. çünkü onlar bile anlamışlar adamın üzerine bilinçli gidildiğini. riskleri olan bir kavgaydı bu. ama bir gerçek var ki galatasaray taraftarını tek bir tarafta toplayabilmeyi başardı tudor, yaptığı açıklamalarla. tudor'u seven sevmeyen herkesin kenetlendiği bir ortama girmiş olduk. derbi öncesi de takımı hırslandırma olasılığı var. ha şu da var, gerginlik oyuncularımız üzerinde ters etki yaratabilir. işte burası sıkıntılı durum. takımımızın bu agresif tutumunun derbide nasıl etki edeceğini ancak maç başlayınca görebiliriz.

    oyun yapıları olarak: ligin bu aşamasına kadar gördük ki beşiktaş takımı önde basan ve ayağa pas yapan takımlara karşı çok zorlandı. kasımpaşa önde basamadı ama ayağa pas yaptığı için onlara puan kaybettiler. fenerbahçe maçında ilk devre önde basan rakibine karşı nakavt olup ikinci devre ancak biraz biraz top oynayabildiler. trabzonspor ise top yapamadı ama önde bastı. aynı şekilde gençlerbirliği takımı da maça oldukça ofansif bir stratejiyle çıkınca beşiktaş yine puan kaybetti. başakşehir karşısındaysa nakavt oldular. oyun anlamında ezilerek puan kaybettiler. akhisar da hem önde bastı hem ayağa oynamaya çalıştı, yeni malatya da aynıydı.

    bizim takımın en büyük özelliği ne? önde basan, ısıran oyun yapısı.

    notlar:

    1) beşiktaş'ın en çok şut çeken üç ismi talisca, quaresma ve cenk tosun. hiç şaşmadı bugüne kadar. arada tolgay da çıkıyor ama üçlü net. ve takımın şut bölgesi ceza sahası yayınının bir iki metre önündeki hat. uzaktan veya köşelerden tehlike oluşturabilen bir yapıları yok. merkez taktikleri çok zayıf olduğundan ceza sahasının köşelerinden gol bulacak bir varyasyon üretemiyorlar maç içinde. büyük çoğunluk kenar ortadan seken topun yay civarına düşmesiyle pozisyon buluyorlar ve bu bölgeyi çok iyi kapatan akhisar- başakşehir- malatya gibi takımlara neredeyse şut çekemediler bir süre.

    2) cenk tosun hangi mevkide oynarsa oynasın sahanın sol tarafını seven bir hücumcu. dolayısıyla mariano- maicon ikilisi eğer derslerine iyi çalışır ve cenk'i kilitlemeyi başarırlarsa beşiktaş bir kişi eksik oynar.

    3) mariano- ndiaye ve babel eşleşmesi. bu eşleşme fazlasıyla önemli zira beşiktaş'ın bütün çizgi aksiyonları babel vasıtasıyla gerçekleşiyor. hem çizgiden hem içten gidebilme gibi bir becerisi olduğundan da rakip takımlar için durdurması zor bir oyuncu. bu duruma çare olarak savunma yaptığımız esnada mariano'yu çizgiye yakın, ndiaye'yi de mariano'nun sol çaprazında ve yakın olacak şekilde konumlandırmalıyız. böylece babel'in geçiş yollarını tıkamış oluruz. aksi halde ndiaye mariano'ya yapışık ikiz gibi oynamaz ve daha önde kalırsa sağ tarafımızı sıkıntıya sokarlar.

    4) adriano hücuma çıkan bir bek değil. duran toplarda bile en geride kalan oyuncuları. onun oynadığı bölgede değil de gökhan gönül gibi hücumcu ve geriye dönüşleri sıkıntılı bir bekin kanadında rodrigues'i oynatmak daha mantıklı olabilir. özellikle beşiktaş'ın hücum dönüşlerinde rodrigues'in varlığı, onların sağ tarafından atak yaratma imkanı doğurabilir. hiç olmadı rodrigues eşleşmesi nedeniyle gökhan gönül hücuma çıkamaz ve hücumda onları bir kişi eksiltmiş oluruz. adriano ise zaten boş bıraksan da hücuma çıkan bir oyuncu olmadığından orada yasin veya feghouli gibi daha dengeli, topu tutan bir oyuncuyu oynatmamız daha iyi olur.

    5) https://i.hizliresim.com/Dy1Mdv.png : tıpkı bu pozisyonda olduğu gibi atak yediklerinde kanatları unutan ve boş bırakan bir takımlar. ligin başından beri çözemedikleri sorunlarından bir tanesi. bizim takımın bu fırsatları çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. son tercihleri iyi olan, biraz da vuruş becerisine sahip takımlar her maç beşiktaş'a şu pozisyon gibi pozisyonlardan temiz 2-3 tane atar. ha oyunu merkeze sıkıştırırsak sittinsene bulamayız böyle boşluklar, onun için yapmamız gereken takımın enini mümkün olduğunca geniş tutarak savunmalarını dağıtmak.

    6) kendi ceza sahalarının penaltı noktası civarından inanılmaz pozisyonlar veriyorlar:
    https://youtu.be/wYeZr9uRwDo?t=1m49s
    https://youtu.be/eSax_CAGFk8?t=1m12s
    https://youtu.be/fZ7tjsZxABc?t=2m20s
    https://youtu.be/oPtGbj6lBQ0?t=3m13s

    7) eğer oyun disiplinini koruyabileyeceksek beşiktaş'ın üzerimize gelmesini bekleyip arkalarında bırakacakları boş alanlara sarkabiliriz. bir diğer yol da beşiktaş'ın üzerine gidip, santra civarında kilitleme yapıp onları yarı sahalarına tıkmak. takımımızda iki seçeneği de gerçekleştirecek beceri ve yetenek olmakla beraber psikolojik olarak bu güveni asla vermiyorlar büyük maçlarda.

    `takımın kadrosu ve dizilişi ne olmalı?`

    ------------ -muslera ---------------

    mariano-- maicon-- serdar-- linnes

    ------------- fernando --------------

    ---------ndiaye---belhanda---------

    yasin/ feghouli ---------- rodrigues

    --------------- gomis ---------------

    ve maça asla beraberlik için çıkmamalıyız. real madrid ile oynamıyoruz, karşımızdaki takım bizim kupa sayımızın çeyreğine bile sahip olmayan, 80-90'ların büyük şimdilerin eh iştelik takımı. dolayısıyla galatasaray armasının büyüklüğüyle maça çıkıp aslanlar gibi kazanmak için mücadele edip yapabiliyorsak da kazanmalıyız.

    başarılar aslanlarımıza.
  • 129
    3 gün kalan maç.

    https://i.cnnturk.com/...6ce43626c49ac9e5.jpg

    https://img.sondakika.com/...-8515946_x_783_o.jpg

    http://i.hurimg.com/...18c7731cb8c8c65c.png

    http://2.bp.blogspot.com/...ntus-Galatasaray.jpg

    http://www.sporx.com/..._melo_gol_sevinc.jpg

    http://img1.aksam.com.tr/...0141041331290470.jpg

    https://img-s1.onedio.com/...5475487058adedbd.jpg

    https://i.eurosport.com/...-2560-1440.jpg?w=700

    https://4.bp.blogspot.com/...ACLcB/s1600/melo.jpg

    https://encrypted-tbn0.gstatic.com/...orkVzecKqBybIjxIyTZL

    http://www.turkiyegazetesi.com.tr/...00x79590_gezi2_2.jpg

    uçan kuşlar martılar...

    bu maçta oynamasını dileyeceğim tek bir futbolcu vardı, o da felipe melo.

    sahadaki varlığı bile derbilerde ayakta kalmamızı sağlıyordu. gittiğinden beri derbi kazanamıyoruz.

    dilerim yokluğunda, yeni kurulan takımımızda fernando, maicon gibi oyuncular deplasman derbisinde senin yerini biraz da olsa doldurur.

    bu maçta takımımızın tek ihtiyacı olana şey kendine güven ve konsantrasyon.

    bir hakem katliamı olmazsa bu maçın ardından bu hafta liderliğe devam edeceğimize inanıyorum.

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 436
    golü yiyinceye kadar deplasmanda makul sayılabilecek bir oyun ve mücadele. golü yedikten sonra ise beşiktaş'ın tarihi farkı kaçırdığı ve üzerimizden geçtiği bir oyun.

    uzun uzun analiz yapmayacağım, çünkü hala bu maçı çözemedim. benim merak ettiğim konu şu: bir takım nasıl bir anda psikolojik olarak fark yemeye müsait olur? başakşehir bizi 5'lerken de aynı şeyi yaşadık. bu takım nasıl bir anda dağılıyor, birisi açıklarsa sevinirim.

    ayrıca bizzat sözlüğün %74'üne göre bu maçta çıktığımız 11 doğru bulunmuş. demek ki sorun 11'ler veya dizilişimiz değil. sorun daha başka şeyler. en başta mantalite tabi ki.

    http://www.strawpoll.me/14530290
  • 23
    cem yılmaz'ın gora filminde nöbetçi asker arif'e "mahkum arkanı dön" dediğinde arif ona "hee bide şuraya uzanayım" demişti. şu başlıkta yazılanları görünce aklıma direkt o sahne geldi. nereye uzanalım arkadaşlar? daha maça 10 günden fazla var ama maşallah çoktan işi bitirmişsiniz. hiç çıkmayalım isterseniz? 3-0 hükmen mağlubiyet temiz sonuç size göre!!!
  • 135
    geçen sezonun ilk yarısında beşiktaş'ı rencide edip ilk devrede 2-0 öne geçtiğimiz sonrasında da chedjou'nun mallıkları sebebiyle 2-2 biten bence sezonun kırılma maçlarından olan 24 eylül 2016 beşiktaş galatasaray maçındaki ilk onbirimiz;

    ------------muslera----------
    sabri--chedjou-hakan--carole
    -----------selçuk-tolga--------
    yasin-----sneijder-----bruma
    --------------eren-------------

    şu ilk onbirle beşiktaş'ı manyak etmiştik. o ilk onbirden bugün muslera hariç ilk onbirde olacak olan belki yasin olabilir. mevkilerin tamamında daha yukarı çıkmış olan bir kadro kalitesi var,

    belki sneijder-belhanda ve bruma-rodrigues(feghouli) değişikliği dileyebilir bazılarımız. bunun dışında çok daha iyi bir takımla gidiyoruz bu maça. herkes bir silkelensin ve kendisine gelsin. çok daha kaliteli ve fizik olarak çok daha iyi bir kadroyla gidiyoruz. 6 puan önce olan biziz. kaybetsek bile 3 puan önlerindeyiz. ölüm kalım maçına çıkacak olan onlar ama basında sanki bizim ve hoca için final maçıymış gibi bir hava yaratılıyor. beşiktaş kaybederse film kopuyor kendileri için, kimse konuşmuyor bile.

    tudor'dan haz etmeseniz de mevzu galatasaray olunca ben demiştim demenin, haklı çıkmanın bir kıymeti yok arkadaşlar. önemli olan galatasaray'ın başarısı. lütfen sinerjinizi yüksek tutun ve takıma, hocaya güven verin.

    bu takımı şampiyon yapacak olan biziz!
  • 465
    az önce özetini izleyip bir kez daha krize girdiğim maç. sonraki gün tudor'u savunmak için beşiktaş'ın oturmuş bir şampiyonlar ligi takımı olduğu, makine gibi oynadıkları falan yazılıyordu sözlükte. bu "anelisci" tayfaya uyup sezon ortasında* fatih hocamı getirmesek yine 6.'lık mücadelesi veriyorduk aq. şu acizliği izleyip halimize şükretmeliyiz.

    http://tr.beinsports.com/...alatasaray-mac-ozeti
  • 117
    bu maçta beni korkutan tek şey beşiktaş'ın cl'de büyük maç oynama alışkanlığını kazanmasıdır. üstelik baya etkili ve iyi oynadıkları maçlar da oldu.

    bunun en büyük sebebi oradaki takımların beşiktaş'ı çok rahatsız etmeyerek kendi oyunlarını oynamak istemeleriydi. beşiktaş bu maçlarda çok rahat hücum ederek kaliteli ayaklarıyla goller buldu. ancak aynı şeyi ligde yapamıyorlar çünkü burada kimse o rahat oynama alanını vermiyor. savunmalar çok çıkmıyor ve kalabalık.

    şimdi burada taraftarlarımızın çoğu çıkıp herzamanki kendi hücum futbolumuzu oynayalım istiyordur. galatasaray gibi oynayalım, korkmayalım vs.

    birincisi defansif ağırlıklı oynamak korkmak değil stratejidir. mourinho da bunu yapıyor. ikincisi maç onların sahasında. coşkuyla ve tempoyla oynayacaklar. nasıl ki biz kendi sahamızda ekstra motivasyonla oynuyorsak bunu onlar da yapacaktır. ve ilerde çok kaliteli ve en önemlisi de özgüvenli oyuncuları var. bu yüzden kesinlikle önlem almalı ve rakibi bozmaya yönelik presle oynamalıyız.ancak presi ilerde değil orta sahada yapmalıyız çünkü iki pasla presi kırabilecek oyuncuları var.

    ben olsam defansif ağırlıklı, ilerde rodrigues, feghouli ve gomis'e dayalı kontra atak oynatırdım. hızlı ve iş bitirici adamlarımız var. kesinlikle savunmayı sağlam tutup yapılacak ortalara rahatça izin vermemeliyiz.

    biz galatasaray'ız deyip çıkıp iç saha maçlarında olduğu gibi fütursuzca hücum edersek maç en az 4 olur.

    bu filmi daha önce fenerbahçe maçlarında defalarca gördük. çıkıp kadıköy'de kendi oyunumuzu oynamaya çalışarak birçok bol gollü mağlubiyetler aldık. peki fenerbahçe ne yapıyordu genellikle? özellikle bizim sahamızdaki maçlarda savunmayı sağlam tutup defansif oyun anlayışıyla oynuyorlardı. ve son dakikalarda veya maç içerisinde saçma bir kontrayla maçtan galibiyet veya beraberlikle ayrıldılar çoğu zaman.

    o yüzden bu maçta akıllıca oynamalı gerekiyorsa oyunu kilitleyip kontralarla veya duran toplarla gol aramalıyız. ki bu anlayışla gol atacağımızı düşünüyorum. iki takım da açık oynarsa kendi sahasında beşiktaş'ın şansı daha yüksek.
  • 440
    kalemize 29 tane şut çekilmiş. 9 tane korner kullanmışlar. ceza sahasına 29 tane orta yapılmış. yüzde %60 topla oynamışlar ve sen halen ilk yarı çok iyi oynadık,sezonun en iyi oyunu gibi yorumlar yapıyorsun. burada cidden yanlış olan bir şeyler var. ya büyük troll'sün ya da futboll senin için doğru bir spor dalı değil. bu maçta öyle bir maç olmuştur. içimizden geçip çıkmışlardır. uzun zamandır bu kadar ezik ve kötü oynadığımız bir maç hatırlamıyorum. ha pardon 18 kasım 2017 başakşehir galatasaray maçı'nı unutmuştum.
  • 92
    5 gün kalan maç.

    https://galeri8.uludagsozluk.com/...alko-gotz_692478.jpg

    http://i.internethaber.com/...jpg.jpg?v=1453114580

    https://galeri8.uludagsozluk.com/...ko-gotz_740934_m.jpg

    ---------------muslera----------------
    -------maicon-serdar-denayer-------
    mariano-ndiaye-fernando-rodrigues
    ------------belhanda-tolga------------
    ----------------gomis------------------

    aklımdaki ilk onbir bu. bunun sebebi de beşiktaş'ın etkili kanat oyuncuları. mariano ve rodrigues'in atletiklikleri ve enerjileriyle o bölgeyi kapatacaklarını düşünüyorum. tolga-ndiaye-fernando ve hatta belhanda da orta sahada beşiktaş'ı durdurmak için gayet yeterliler. eğer bu maçta yüksek seviyede baskı ile oynarsak beşiktaş'ın orta sahası ve kanatları buna 90 dakika dayanamaz.
    önceliğimiz kaybetmemek olmalı ama kaliteli ayaklarımızla ve duran toplarla gol bulma şansımız da var, bu sebeple şenol güneş'in geçtiğimiz yıllarda deplasman derbilerinde yaptığı gibi rakibimizi önce kitleyebilirsek kitleyeceğiz, sonrasında da atabilirsek bir tane atacağız. en azından başlangıç onbirimiz bu olmalı.

    beşiktaş şampiyonlar ligi'nde içeride oynadığı maçlarda ilk 20 dakika taraftarıyla birlikte baskı yapıp skoru bulup sonrasında da pas oyunuyla set hücumları yapmaya çalışıyordu.

    eğer beşiktaş'a önde basmaya çalışırsak kaptıkları toplarla 4 pasta rakip kaleye gelme felsefeleriyle bir anda kanatta babel veya quaresma'yı bire bire kalmış olarak görebiliriz.

    beşiktaş'tan bu sene puan alan takımlar beşiktaş'ı orta sahada durdurup oyunu kanatlara yıkmalarına izin verdi, yapılan ortalarda da stoperleriyle cenk ve negredo'ya da bu şekilde gol atma şansı tanımadı.

    17 kasım 2017 beşiktaş akhisarspor maçı bunun en güzel örneği. akhisar 10 kişi kalmasına ve beşiktaş 40-50 tane orta yapmasına rağmen pozisyon bulamamıştı. biz zaten bu kadar orta yaptırmayız, böyle de baskı yemeyiz, çünkü bizde kaptığımız topları çok çabuk rakip kaleye götürebilecek oyuncular mevcut.

    beşiktaş'ın en önemli oyun planı şu;

    at quaresma'ya, o orta yapsın, cenk, talisca, babel de kafa vursun, olay bu. böyle sayısız gol attılar hem ligde hem şamp. ligi'nde.

    denayer'i 3'lü de sola koyma sebebim de bu. linnes ve kafa olarak da bitirdiğimiz(!) lato quaresma'yı tek başlarına etkisiz hale getiremez ama denayer, rodrıgues ve hatta tolga'nın kaymasıyla, q7 ve gg'nin etkinliği azalacaktır. rodrıgues iki kere gönül'ün arkasına koşu yapsa gökhan bir daha gelmeye tövbe eder zaten.

    dediğim gibi yarı sahamızda alan bırakmaz ve kaptığımız toplarla hızlı çıkabilirsek, beşiktaş defansının arkasına kaçabileceğimizi ve pozisyon bulabileceğimizi düşünüyorum.

    bizim kadromuz ileride baskı yapıp beşiktaş'ı çıkarmayabilecek bir oyun anlayışına da sahip olabilir ama bu maç evimizde olsaydı bu oyunu oynayalım derdim. deplasmandaki bu derbide ve kazanmamız çok da elzem değilken bu riski almaya gerek olmadığını düşünüyorum.

    ayrica yazdığım onbir denayer'in sol beke geçebilmesiyle de diğer formasyonlara çevrilebilecek bir onbir.

    mariano-rodrigues uyumu ile sağ tarafta çok etkiliyiz ama beşiktaş buna önlem aldığında savunması kolay bir takım olabiliriz.

    linnes veya lato'nun performansına güvenebilsem,

    yasin öztekin'li bir onbirle çok koşan basan, iki kanatlı bir oyun oynayalım diyeceğim de q7'den çekindiğim için bu şekilde oynamak istemedim. çünkü lato da, linnes de kademe hatası yapabiliyor. oradan yenecek bir gole daha tahammülüm yok.

    keza feghouli'nin de maç eksiği olacağı düşüncesiyle onu maçın ikinci yarısında vurucu güç olarak oyuna almayı planlıyorum. son 30 dakikada enerjik bir feghouli beşiktaş'ın içinden geçebilir ama o dakikaya kadar maçı tutmamız lazım.

    25 kasım 2017 galatasaray alanyaspor maçı sonrası igor tudor'un basın toplantısı bende tudor'a karşı bende bir sıcaklık oluşturdu. adamın bu çakal tayfaya yedirilmesini istemiyorum ve başarılı olmasını istiyorum. zaten bunu galatasaray için de istiyorum ama şu anda sene sonu, x teknik direktörle şampiyonluk mu? tudor'la olan mı? derseniz tudor'la olana daha yakınım, tüm o iğrenç yaz boyu kendisine karşı nefret besleyen birisi olarak bile...

    dilerim hoca da saçma sapan bir oyun anlayışıyla takımı oynatmaz.

    24 eylül 2016 beşiktaş galatasaray maçında aslında riekerink'in taktiğiyle ileride basıp maçı ilk yarıda 0-2'ye getiren oyun planımız da mevcut ama beşiktaş bu sezon biraz daha farklı oynuyor.

    ne bileyim sosyal medya çıktığından beri defter arkasına kadro yazmaktan fazlasını buralara yapar olduk. hherkesin bir fikri var. dilerim hoca ve oyuncular, çıkacak olan 11 ve sonradan girenler ne gerekiyorsa yaparlar ve her şey güzel olur.

    beşiktaş'ın ligde henüz sahasında yenilmediğini de hatırlatayım. inşallah bu serinin sonu da 2 aralık gecesi gelir.

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!

    (bkz: hasan kabze'yi unutma)

    edit: 3'lü savunmaya çok takılmışsınız, burada konu linnes ve lato'suz oynamamız gerektiği. siz denayer'i sol beke koyun, 4'lü oynayalım.
  • 145
    2 gün kalan maç.

    http://image.yenisafak.com/...3dezi5vuw0ae7w0v.jpg

    https://cdn1.bigcommerce.com/...5286.450.659.jpg?c=2

    https://www.secretcompassonline.com/...0_Michelangelo_1.jpg

    ---------------

    bu maçta çıkacak olan 2 farklı kadro var. en azından işi o noktaya kadar indirgeyebildik. çift forvet çıkmayacağız, o kesin.

    şu iki kadro ve dizilimden birisi gelecek,

    --------------muslera--------------
    mariano-maicon-serdar-linnes(denayer)
    -----------ndiaye--fernando--------
    garry--------belhanda------yasin(feghouli)
    -----------------gomis---------------

    veya,

    ----------------muslera---------------
    ----maicon----serdar----denayer----
    mariano---ndiaye---fernando---garry
    ----------feghouli--belhanda---------
    ----------------gomis-----------------

    --------------

    ben artık kadro tartışmaktan veya tahmin etmekten bıktım. gözüm kapalı ilk 11'i yazabilmek istiyorum. bir takımın ayarlarıyla sürekli oynanmaz. beşiktaş'ın bu maça hangi dizilimle çıkacağı ve ilk onbirinin en azından 10 tanesi netse bizim de öyle olmalı. tabii 3 yıldır orada olan bir hoca ve 2 yıldır şampiyon olan, bu yıl ş.l.'de son 16 yapan bir sistem var. yanı aynı durumda değiliz, yeni bir takımız ama sene başında başarılı olmuş bir düzen vardı, bozduk. zaten bu maçta o düzenin temel yapı taşı tolga da yok, o yüzden hocaya da acımasızlık yapmak istemiyorum. çıkaracağı her kadroya saygım var ama ben linnes'e q7 karşısında şans tanımıyorum. 3'lü oynamasak bile 4'lü de denayer oynamalı.

    ben bu maçta yüksek konsatrasyon ile duran toptan gol yemeyeceğimiz inancındayım. eğer orta yapıp, kafayla gol atarlarsa da kafayı yerim, adamların başka hücumu yok zaten bunu da yemeyelim bir zahmet. maçı orta sahaya kitleyip, kaptığımız toplarda hızlı çıkmaya çalışalım. 70'e kadar gol yemezsek oyunun kontrolünün bize geçeceğini düşünüyorum.

    ilk 20 dakika şok bir gol yersek maç 2-3-4 diye gider.

    ilk golü biz atarsak 2. için pozisyon sayımız artar ama 2'yi bulamazsak 1-1 kesin olur.

    bütün bu yazdıklarım 11'e 11 oyun için geçerli. maçta eksik kalırsak zaten hayvan gibi baskı yeriz. özellikle ndiaye, belhanda, serdar ve maicon'un kart konusunda dikkatli olması lazım.

    kazanmak için bütün şartlar uygun, 3 puan gelirse şampiyonluğa koşarız, beraberlik ideal, mağlubiyet yarışı yeniden başlatır.

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 126
    kaybedersek beşiktaş ile aramızdaki puan farkı 3'e iner. herhangi bir şeyin sonu değil. beşiktaş kazanırsa da büyük avantaj falan elde etmeyecek. bu açıdan maçı kendi açımızdan dramatize etmenin çok bir anlamı yok. bunu yapacak taraf varsa bu beşiktaş olmalı. kaybederlerse fark 9, ikinci yarı bize gelecekler. ama nedense bundan ziyade tudor'un kader maçı olarak dillendiriliyor daha çok. medya yine kendi hikayesini yazıyor.

    tudor'un işi zor. yerinde olmak istemezdim.sözlükteki 3 yorumdan en az 2'si bu maç için farklı strateji, oyuncu ya da formasyondan bahsediyor. hücum oynarsak kaybederiz diyen de var, geride kontrollü oynarsak fark yeriz diyen de. umarım hocanın stratejisi bu defa işler. yoksa fark 3'e iner sadece, o mesele değil de medyanın gazabı en az 6 puanlık olur.
  • 72
    bana göre beşiktaş'ın 2 zayıf karnı üzerine oynamamız gereken maç. bir defa karşımızda yavaş ve yaşlı bir takım olacak. özellikle temposu ve hızı nedeniyle rodriguez'in çok önemli bir isim olduğunu düşünüyorum bu maç özelinde. ve hatta feghouli'nin cezası bitmiş, geçen üç haftada eksiklerini kapayıp form tutmuş olsa da sağ kanatta mariano'nun önünde oynayacak isim rodrigues olmalı. çünkü beşiktaş'in orada oynattığı adriano adamların filip lahm'ı. oyun organizasyonunda sol bekte önemli bir opsiyon. oyun organizasyonunu genişletiyor, merkezde kitlenmesini engelliyor ve takımın baskı yemesini zorlaştırıyor. ancak yavaş. üstelik caner'in cezası nedeniyle yedeği yok. rodrigues karşısında arkasında boş alan bırakmamak için hücuma rahat çıkamayacaktır. hücum etkinliği bu şekilde azalacak ayrıca mariano-rodrigues dinamizmi sebebiyle de yorulup temposunu yitirecektir. bu ikili önünde oynayan babel'i de sindirecektir. sezon başından beri mariano - rodrigues'in birlikte oynadığı maçlarda o bölge savunmasında hiç sıkıntı yaşamadık. üstelik süperlig standardında bile ağır beşiktaş defansı için süpriz tehditler de oluşturacağından rakibin oyun boyu mutlaka uzayacaktır. bu da orta sahamızın çok daha rahat top yapması manasına geliyor.

    beşiktaş'ın bir diğer zayıf karnı orta saha organizasyonunun atiba'nın ayağına bakması. ne tolgay, ne oğuzhan, ne de talisca. beşiktaş'ın hem hücumda, hem de defansta orta sahasının yükü atiba'nın üzerinde. atiba'yı pasifize edersek orta sahayı rahatlıkla kazanırız. geçen sezon ilk devre deplasmanda oynadığımız maçta tolga bu işi çok güzel becermişti fizik gücüyle. o nedenle açıkcası ben ilk 11'de en azından orta sahanın göbeğinde belhanda'sız bir takım düşünüyorum. ofansif orta saha olarak ndiaye'yi kullanmalıyız. ndiaye hem uygulayacağı baskı, hem kaptığı toplardaki fizik gücü ve dripling yeteneğiyle atiba'yı ezecektir. tolgay veya oğuzhan ise karşısında bulacağı fernando-tolga ikilisi karşısında sahadan silinip gider. işte böyle bir futbolda bana göre 9,5 numara gibi oynayan talisca da hiç etkili olamaz. çünkü adamın top için mücadele etme huyu yok. ayağına istiyor. orta saha üstünlüğünü aldığımız maçta talisca sadece bekler.

    maça sol bekte linnes'le çıkmalıyız. queresma latovlevici'yi hem oyun anlayışı hem de teknik özellikleriyle çok zor durumlara düşürür. önünde kimin oynayacağı ise işte teknik adamın yeteneği. gökhan gönül'ü çıkarmasın, zaten oyuna katkısı her zaman var, dirençli futbolcu diye 25 kasım 2017 alanyaspor karşılaşması'nda skora katkısı dışında da epey iyi oynamış yasin'i oynatabilir.

    iyiyse, fizik-kondisyon olarak hazır hale geldiyse feghouli'yi oynatabilir. zaten bu oyuncu yetenekleri itibarıyla superlig'in bölgesinde en iyisi.

    veya oyun organizasyonumuzu genişletmek için belhanda'yı oraya koyabilir. zaten belhanda'nın kanatlara yaklaştığı dakikalarda etkisinin arttığını gördük sezon boyunca. bu seçim linnes'i de maçın yıldızı yapabilir.

    her ne olursa olsun galiba uzun zaman sonra ilk kez bir maça tam kadro çıkıyoruz. yedek kulübemizde ofansif anlamda güvenebileceğimiz en az 2 oyuncu olacak.

    tudor sürekli vurguluyor dizilişler önemli değil diye. ben kendisine katılmıyorum. gomis ve eren'i birlikte sahaya sürünce oynayabileceğin oyun ile tek forvetli bir takımın oynayabileceği oyun çok ama çok farklı. diziliş kesinlikle önemlidir. sahayı nasıl parsellediğinizi gösterir. oyun içerisinde hangi taktiklere geçiş yapabileceğinizi de bu sayede bilirsiniz.

    son olarak geçiş yapmaktan bahsetmişken fernando kadroya geri dönecek. bu oyuncunun stoperlerin arasına girerek oynaması defans yaptığımız anlarda önemli bir opsiyon. fakat bunu oyun karakterimiz haline getirmemek lazım. zira o zaman takım çok fazla geriye çekiliyor. ligin ilk haftalarında önde oynayan fernando istatistiklere bakın takımın en çok top kazanan oyuncusuydu. mental olarak üst seviyede. nerede duracağını çok iyi biliyor. o sayede rahat baskı yapabiliyorduk. kaybedilen topları, anında ve doğru noktada başlattığı baskıya ndiaye ile tolga'nın da eşlik etmesi sayesinde hemen kazanıyorduk. yüksek pas yüzdesini de kattığımızda gerçekten oyunun göbeğini kontrol eden dominant bir oyuncu haline geliyordu. ne zaman tudor savunma yaptığımız anlarda kullandığı fernando'yu stoperlerin arasına sokma opsiyonunu sürekli hale getirdi, o zaman oyun hakimiyetimiz azaldı. oyun boyumuz uzadı. hücum ve defans kalitemiz günler ilerledikçe artacağına negatif yönde ilerledi. bunu tudor'un 3'lü defans sevdasına bağlıyorum. bir şekilde takım 3'lü oynamaya hazır değil. bu oyun tutmuyor. geçen sezon geldiğinde de 3'lü oyunu zorladı ama olmadı. hatalarda ısrar etmezse kolay şampiyonluk yaşayacağı bir sezon. tudor için gerçekten büyük şans. bunu kullanmalı.
  • 456
    ilk yirmi dakikası öyle bir geçti ki, maçı beraber izlediğim arkadaşlarıma "şu golü bir an önce yiyelim de biraz biz topla oynayalım" dedim. mübarek barcelona deplasmanı sanki %70 - %30 gibi bir topla oynama vardı. resmen ilk yarı bitsin diye dua ettim. keşke bitmeseymiş, hep ilk yarı kalsaymış. bugün herhangi bir anadolu takımı bile beşiktaş'a karşı gerideyse inönü'de en azından bi 5 dakika baskı kuruyor. yahu biz gol yedikçe baskı yedik. muslera o ilk golü yemeseydi bile muhtemelen 55 gibi ilk golü yerdik. adamlar biraz becerikli olsa maç 7-0 falan biterdi.

    bu sezon 5-1 yenildiğimiz başakşehir maçında ve hatta o tarihi 6-0'lık fenerbahçe maçında bile daha iyi oynamıştık. 28 yaşındayım. son 20 yılın derbilerini az çok hatırlarım. bu kadar ezilerek kaybettiğimiz bir derbi daha hatırlamıyorum. oyun olarak böylesine ezilmemizin sebebi taktik ya da oyuncu kalitesi değil. cesaret, mental eksikli, motivasyon eksikliğiydi. takım bu maça kafa olarak hiç hazırlanmamış. top bizdeyken bizimkilerin dizleri titriyordu resmen 5 pas üst üste yapamadık. top adamlardayken de hiç sert olamadık, geriye yaslanıp bekledik. gerçekten bak bir gün geçti hala sinirini atamıyorum üstümden.
App Store'dan indirin Google Play'den alın