• 426
    33 yaşındayım nice galatasaray maçı izledim ama bizim taraftarın ilk yarıda oynadığımız topu beğenmesine hayretler içersinde kaldığım maç.

    beşiktaş deli gibi pas yapmış, potansiyel 2 tane penaltı kaçmış, ilk yarım saat psikopat gibi baskı yemişiz, kaçan mutlak golleri var hatta dakika 1'de kaçtı bir tanesi ama taraftarımız kontradan feghuli ve rodrigues pozisyonu ile mutlu oluyor.

    kontra atak oynayacaksanda futbol bu olmamalıydı kontra atak oynamak eziklik demek değil.
  • 175
    1 gün kalan maç.

    http://www.tersninja.com/...05/turgay-seren3.jpg

    https://isbh.tmgrup.com.tr/...44/1457512640750.jpg

    https://i.ebayimg.com/...QlbVSE7v~/s-l300.jpg

    http://www.bilgiustam.com/.../05/295008_heroa.jpg

    https://img-s1.onedio.com/...59efff82a4c55a88.jpg

    http://4.bp.blogspot.com/...37_800x502_YBP8X.jpg

    ve her gördüğümde beni duygulandıran fotoğraf,

    http://www.netgazete.com/...farel-turgay-ser.jpg

    "almanya’daki maçta allah bana yardım etti. milli takımımızın kazanmasında benim de payım olmuştu bunu hiç unutamam. benim kendimi hatırladığım andan itibaren de söylediğim, ben galatasaray aslanıyım ve hayatımın sonuna kadar da ‘galatasaray aslanı’ olmayı istiyorum. “

    turgay şeren

    83 yaşında bir adam... o ruh, o renklere duyulan aşk, o arma sevdası hiç bitmemiş...

    tek isteğim futbolcularımızın da böyle hissedebilmeleri...

    bize bu maçı kazandıracak olan da böyle hisseden, arkalarında 30 milyon taraftarı olan, ülkenin en büyük kulübünün oyuncusu olduğu bilinciyle formasını sonuna kadar terletecek olan aslanlardır.

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 119
    beşiktaş şu ana kadar, açılışından beri vodafone parkta oynadığı büyük maçların (derbiler ve avrupa maçlarını kastediyorum) hiç birini evet, hiç birini kazanamadı;

    -fenerbahçe'ye kupada yenildi, ligde 9 kişi kalan rakibine puan verdi.
    -bizimle 2-2 berabere kaldı.
    -benfica, dinamo kiev, napoli, porto, as monaco ile berabere kaldı.

    bir tek lyon'u 2-1 yendi, ki galibiyet sayılmaz, lakin turu kaybetti.
    bir de leipzig'i sayarsanız, onları 2-0 yendiler.

    not: trabzon maçlarını dahil etmedim, eğer ederseniz, onları da 2-1 mağlup ettiler. çünkü trabzon derbi değil.

    nolursa olsun, çok pohpohlansa da, kendi sahasında büyük atmosferlerde kazanamayan ve bu alışkanlığı olmaya bir beşiktaş var.
    tamam biz de büyük maçları tudor'la iyi oynamıyoruz. ancak bizim de en büyük avantajımız bu olacak gibi duruyor.
    umarım çok mutlu ayrılırız, vodafone parktan.
  • 33
    bu maçta beşiktaş'tan değil tudor'dan korkuyorum. tudor'un büyük maç kazanamaması tudor'u gerdiği kadar bizi de geriyor. ve bu istatistik sadece şanssızlık boyutunda da değil. haliyle taraftarın maça temkinli yaklaşması normal. ayrıca bu durumun bize bir avantajı da olabilir. çünkü ne zaman medya bizi favori olarak gösterse, taraftar da uçarız kaçarız moduna girse o maç götümüzde patlıyor. galatasaray bu maçı kazanamaz desinler. bırakın böylesi daha iyi.
  • 36
    tudor bir noktada kendini gelistirecektir, ogrenecektir. gelecekte bir gun elit bir hoca bile olabilir. daha 38-39 yasinda.

    fenerbahce’yle 2017-2018 sezonunun ilk yarisinda kendi sahamizda oynadigimiz macta tudor saha kenarinda gergin, bembeyazdi. kazanamadi. trabzon’da kazanamadi. basaksehir’de rezil oldu. bir gun ogrenecek de iste o iki haftada olmuyor. belki bir sure issiz kalacak, dusunecek, bir iki defa daha basarisiz olacak, 45 yasina geldiginde bambaska bir hocaya donusecek. ama bunun bugunden iki hafta sonrasina olmasini beklemek fazla iyimserlik olur. olamaz mi? olabilir elbette, mucizeler hep mumkundur ama olasiligi az.

    diyelim mac 0-0. gunes negredo’yu da soktu, geriden sisirip donen-seken toplari toplayarak oynamaya cevirdi oyununu. daha bu en basit taktige cozumu yok tudor’un. riza calimbay ayni oyunla iki ayri takimla bir bucuk ay icinde iki defa alt etti tudor’u. calimbay’dan bahsediyorum, tarihin en kurt hocasi, buyuk taktisyen falan degil, bildigimiz calimbay.

    bizden daha yetenekli ayaklari olan, bizden daha uzun suredir beraber oynayan, haliyle hem kapasitesi daha yuksek hem de beraber oynama aliskanligindan oturu uyumu daha iyi olan, hocasi bizimkinden daha ustun bir rakiple deplasmanda oynayacagiz. bu mac bu sezon oynayacagimiz en zor mac. kadikoy’deki mac bu kadar zor degil. ustelik biz daha yeni seviye testine girip bes yiyip oturduk. basaksehir macindan once ben de cok iyimserdim. su anda iyimser olmak icin rasyonel bir sebep bulamiyorum.

    futbol bu, ve derbi sonucta. kadromuz ve hocamiz daha kotu olsa da johnsson’in frikigiyle yenildigimiz gibi tolga’nin 30 m’den atacagi bir plaseyle kazanabiliriz. ama bu mac yuz defa oynansa bu birinde olur.

    esit: calimbay’la aybaba’yi karistirmistim. kupa beyi ve lithium’un uyarisiyla duzelttim.
  • 126
    hücum oynarsak da kaybedebiliriz, savunma yaparsak da kaybedebiliriz. bu doğru bir tespit ama bu taraftarın kafa karışıklığı içerisinde olduğunu göstermez. sadece futbolda birden fazla doğrunun olabileceğini gösterebilir.

    nasıl oynarsak oynayalım bu maçta mücadele ve konsantrasyon üst seviyede olmalı. takım sahada son derece kompakt durmalı yani dağınık olmamalı. hücum oynayacaksak ona uygun bir diziliş ve strateji seçilmeli. unutmayın 2 hafta önce bu takım iç sahada rakibini 5-1 yendi. bir hafta sonra da aynı 11 ve dizilişle çıktığı maçta rakibine deplasmanda 5-1 yenildi. anlıyoruz ki buradaki sorun isimler veya diziliş değil. 3'lü oynamışız veya 4'lü oynamışız o kadar da önemli değil. önemli olan ne oynamaya karar verdiysen ona göre mantıklı stratejiler seçmek. mesela statik çift forvetle ve sıfır kanatsız maça çıkıp defans yapmamalısın, öyle oynuyorsan önde basmalısın. tudor'u bu yüzden eleştiriyoruz. taktiksel değişiklikler yapsın tabi. teknik direktörün işi ne. ama ağır saçmalarsa ki büyük maçlarda hep bunu yapıyor, biz de onu yetersizlikle ve ahmaklıkla suçlarız. bu son derece doğal bir durum.
  • 457
    bu maçın ilk yarısındaki oyundan memnun olanlarla; muslera 2. yarının hemen başında hatalı bir gol yemeseydi beşiktaş hayatta gol bulamazdı, en kötü 0-0'a bağlardık şeklinde düşünenlerle tamamen bambaşka maçlar izlemişiz anlaşılan.

    buraya sinerji sebebiyle yazmadım; ama maçtan önce çok rahat bir beşiktaş galibiyeti beklediğimi ve 3-0 gibi net bir skor çıkabileceğini beşiktaşlı arkadaşlara ve eşime söyledim. gerçi bu denli rezil bir oyun ve tarihi bir farktan şans ve herkesin çok bok attığı muslera ve bizim adımıza sahanın belki de en iyisi maicon sayesinde kurtulduk.

    herşeyden önce ilk yarının hemen başında verdiğimiz net gol pozisyonu dışında çok net bir fırsat vermesek de acayip bunaldık ilk 20 dakika. bence şenol güneş dahil bu denli bir baskı kurabileceklerini düşünemediler. bizim takım sahaya hiç yayılamadı. fernando maç boyu stoperlerin arasına girmek zorunda kaldı. n'diaye topu ileri taşıma noktasında pas açısından rezalet bir performans sergiledi. atiba, tolgay ikilisine çıkarken direk attığı pas sayısı bizim takıma ileriye doğru attığı pas sayısıyla eşit bile olabilir. onun dışında baskı yerken gelip top almasını beklediğimiz belhanda hayalet gibiydi. yani bir insan hiç mi sorumluluk almaz kardeşim ya. halı sahada bile böyle ön alanda pres yenmez; ayıptır ya. zaten sol bekte denayer vardı ve o kanattan organize bir şekilde ayağa pasla çıkma ihtimalin yok; ters tarafta mariano ile de çıkamıyoruz. top fernando ve n'diaye ikilisinden dan dun ileri doğru atıldı. yerden giden toplar atiba, tolgay ikilisinne takıldı. havadan atılan toplarda ise gomis iki stoperle boğuştu durdu. bir tane indirdi onda da feghouli'nin pozisyonu geldi.

    beşiktaş maçın hemen başında bunaltıcı baskıdan çok net fırsatlar çıkaramayınca biraz da tempo düşürdü ve oyun dengeye geldi. biz o arada garry ve feghouli ile 2 pozisyon yakaladık. atsak farkeder miydi; belki. ama bu kadar baskı yiyen bir takım oyunu falan tutamaz kardeşim. n'diaye ve belhanda baskıda topu çıkarma noktasında çok feci çuvalladılar.

    devre sonu ise adeta 2. yarının nasıl geçeceğinin özeti gibiydi. baskıdan bunalan n'diaye de iyice belhanda'ya bağlayıp hayalet olunca topu hiç ileri götüremez olduk. muslera'nın degajları 3 pasta kalemizde pozisyon olmaya başladı. 40. dakikadan sonra beşiktaş'ın yüzde yüz diyemesek de ciddi 3 adet ciddi pozisyonu var (oğuzhan'ın penaltı tartışması olan pozisyonu ve devamı, cenkin indirdiği atiba'nın vuramadığı, q7'nin denayer'in arkasına sarkıp yerden köşeye vurduğu); bu mu iyi biten ilk yarı?

    kısacası iyi oynadığımız iddia edilen devrenin sonunda bir 5 dakika daha olsa adım gibi eminin o gol gelmişti. devre kurtarıcı olur ümidi besleyenler oldu; ama ben hiç ümitlenmedim çünkü tudor bulduğumuz 2 pozisyona kanıp hiçbir müdahalede bulunmaz dedim ve haklı da çıktım. devrede yapılması gereken değişiklik belhanda-yasin (feghouli ortaya) veya direk belhanda-selçuk idi.

    nitekim 2. yarının hemen başında nando'nun büyük hatası maçın bizim adımıza kaybedilişinin habercisi oldu. bu dakikadan sonra maça dair en ufak bir umudu olan tek bir aklı başında galatasaraylı kalmış mıdır acaba? muslera golde büyük hatalı; ama o gol olmasa illaha ki bir tane gelecekti; çünkü beşiktaş devre sonu bizden bir yol olmayacağına iyice emin olmuştu. beşiktaş şampiyonlar liginde beğenmediğimiz porto, monaco, liepzig takımlarına yaptığı bunaltıcı baskıyı bize yapınca biz iyice dağıldık. 60-70 arası 2. gol gelene kadar yediğimiz 10 dakikalık baskıyı herhalde şampiyonlar ligi çeyrek final schalke deplasmanı dahil hiçbir maçta yememiştik. takım resmen rencide oldu o 10 dakikada. gol gelse de herkes rahatlasın moduna girdi benim maçı izlediğim yerdeki herkes.

    bir golde dağılmayı allah aşkına sadece oyunculara, morale, özgüven eksiğine bağlamayın. bu takımın ciddi anlamda bir oyun planı yoktu beşiktaş maçında. bir şekilde gol olmaz, kalede muslera devleşir es kaza da bir tane atarsak diye derbiye çıkılmaz! kontra atak oynayacaksan adam akıllı kapanırsın, ayağa paslarla seri biçimde çıkarsın kalende 10 tane net pozsiyon vermezsin ve sıkıştırabilirsen de bir tane sıkıştırırsın.

    bu maç gösterdi ki galatasaray futbol takımının kendisinden güçlü herhangi bir takımı yenmeyi bırak zorlama olasılığı sıfır. kendisinden kadro olarak güçsüz veya denk takımlar içinde ise bir oyun planı olan ve onu disiplinli şekilde sahaya yansıtan her takım bizi yener veya en kötü beraber kalır. maalesef puan farkının suni olduğu çok acı bir şekilde görüldü trabzon, başakşehir ve beşiktaş deplasmanlarında. kısacası takke düştü kel göründü :(
  • 187
    bence bu maçta nasıl oynadığımız bizim şampiyon olup olamayacağımızı yüksek oranda belirleyecek. sonuç demiyorum, nasıl oynadığımız diyorum. takımımız iyi, beşiktaş'ın da son zamanlardaki derbi performansı da iyi değil. neden olmasın? beşiktaş'ı evinde yendiğimiz tarihi maçlara neden bir yenisini daha eklemeyelim? hasan kabze, elmander, bir üçüncüsü neden gomis olmasın?
  • 132
    28 kasim 2017 galatasaray sivas belediyespor maci'ndaki feghouliyi gördükten sonra insanlar nasıl kendisini direkt 11'e yazıyor ben anlamıyorum. ya adamın yürüyecek hali yoktu sahada dün. beni baya korkuttu herifin durumu.

    yasin çapsızı da şu hırsı, forumdayken onu kesip hiç hazır olmayan feghouli'yi oynatmaz heralde hoca bu macta. feghouli su hali ile maglup durumda isek son 15 dk şapkadan tavsan cıkarır belki diye sahaya sürülür ancak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın