• 80
    https://youtu.be/wkvSxdf31Zc

    ilk yarıdaki derbide yapılanların acısının çıktığı derbidir. özhan canaydın döneminde yaşanması da aşırı ironik. senelerce bu derbinin utancıyla yaşadık. utandığım noktaları sıralasam burdan fizana yol olur. ama en utandığım nokta ise; sahaya o kadar su atıp da birisini bile isabet ettiremememiz. çok başarısızız bu konularda zaten. diğer bir utanç duyduğum nokta ise kale direği atmamış olmamız.

    https://www.beinsports.com.tr/...erbisi-fenerbahcenin

    daha dünkü çocuk bein'in maç hakkında attığı başlığa bakın. ki o zamanlar ortada bile yoklardı "utanç derbisi" imiş. elin bedevileri bile kendini nimetten sayıp şöyle şeyler yazabiliyorlar.
  • 53
    oradaydım. eski açıkta. sağ tarafımızda fener taraftarı vardı.
    maçtan önce şampiyon olarak geliyorlardı ama bizim de canımız yeterince sıkkındı.
    o gün bu maça giden herkes biliyordu ki olay çıkacaktı.
    sami yen'e girdiğim ilk dakikadan son dakikaya kadar tek bir şey düşündüm.

    "haydi galatasaray be, şunları yenelim"

    maç başlamadan fener taraftarı ile atışıyoruz. oturan küfretmeye başlıyor, fener taraftarı elinde bi bayrak asmaya gelmişler.
    tellere tırmanıp asmaya çalışırken bir gerizekalı
    bayrağı tellere takmıştı.

    "ooooo gerizekalı" diye dalga geçmiştik.

    maç başladı. maç boyunca kapalı ve eski açık tezahüratlar ediyor takımı desteklemeye çalışıyorduk.
    ancak yeni açık'tan hiç ses çıkmıyordu. alkışlamıyorlardı bile... demek ki o anı bekliyorlarmış.

    bir pozisyon oldu ve köşe bayrağının önünde cihan ve tuncay ikili mücadeleye girdiği an resmen su yağdı üzerlerine.
    tümer'in çirkeflikleri, tuncay'ın pislik hareketleri iyice deli etmişti taraftarı.

    2-0 geriye düştüğümüzde artık işin içinden çıkılmaz bir hâl alacağı belliydi.

    fırlatılan telefonlar, çakmaklar, koltuklar...

    maç maç olmaktan çıktı. arda'nın attığı gol bile umrumuzda değildi.

    geriye tek bir şey kaldı. umutsuzluk... kaybeden biz olmuştuk ancak sadece skorda değil.
    seneye ceza almıştık. sadece ceza değil, kendimizi de kaybetmiştik.
    hem de hiç bize yakışmayan şekilde.

    fenerliler mi? şampiyon! tezahüratlarıyla neşeli bir şekilde eve döndüler.
    ama bitti bunlar. 2 senedir yüzlerine taşağımızı vura vura ağlattığımız günler geldi çok şükür...
  • 24
    bu maç nedeni ile bize 5 maç ceza verenden allah razı olsun. ali sami yen de seyircisiz oynadığımız 5 maçın 4'ünü galip 1'ini berabere (ankaraspor) bitirmemiz, "biz süperiz abi, tribüne gidip takımın maç almasına katkıda bulunuyoruz" diye boş boş övünenlere kapak olmuştur. ha utandılarmı? hayır. boş övüntülere hala devam etmektedirler. 2007 2008 sezonunda da takım oynadığı zaman coşanlar takım oynamadığı zaman (bkz: kasımpaşa maçı) mal mal sahaya bakıyorlardı.
  • 51
    bülent dölek , gani müjde zihniyetindeki fenerlilerin yıllarca yaptıkları yüzünden çığrından çıkmış derbidir.

    o maçta konu sadece alkış değildi. o maçta konu yıllarca kadıköy'de yapılan rezilliklere cevap vermekti.

    ulan saptırmasına izin vermeyin kamuoyunun. o maç bir milattı. yıllarca sidiklerin, tezeklerin içinde bekletilen galatasaray taraftarının, futbolcusunun kafasına yumurta atılan galatasaray taraftarının, antrenörünün kafasına para atılan galatasaray taraftarının, maçı beklerken yönetim eliyle çaldırılan takımına küfür edilmesine müsait şarkılara, her kadıköy maçı öncesi ortamı gerip sami yen maçları öncesi centilmenlik naraları atan basına isyanıydı.

    o maç alpaslan dikmen'in ''galatasaray taraftarı efendidir ama gerektiğinde tepkisini de en sert şekilde gösterir'' cümlesinin vücut bulmuş halidir.

    konu sadece alkış meselesi değildi.
  • 54
    galatasaray tribünlerinin kendi kendini feda ettiği unutulmaz maç. 2009'da "kasıklarından sakatlanan"(!) volkan demirel'in sebep olduğu dalgalanmayı bir kenara koyarsak kapalı tribün lütfen sakin olalım efsanesi son kez yaşanmıştır bu maçta. galatasaray tribünü hem intikamını almak, hem kadıköy'e gelecekte yaşanması mümkün olayları engellemek, hem de senelerdir sıçıp sıvayan bir yönetime sağlam bir mesaj verip tekrardan kulübün ayağa kalkmasını sağlamak adına kendi kendini bitirmek pahasına yakın hatta belki uzak geçmişte dahi eşine rastlanmayacak türden olaylar çıkarmıştır. "fenerbahçe'nin şampiyonluğunu hazmedemediler" diye küçümsenmesi, sıradanlaştırılması bile çirkin olan o gün yaşananlar aslında başlı başına bir devrimdir. ve her devrim kendi evlatlarını yer metaforu gibi bu olaylardan zararlı çıkan da galatasaray tribünü olmuş, gelişen süreç sonunda bazı tarihi maçlar hariç o eski günlerinin yanına dahi yaklaşamaz olmuştur. bu olayların ardından mesajı alması gereken kişiler almış; yılların kangreni yeni stad nihayete ermiş, "devler ligi cimbomun evi" günleri geri gelmiş, ikinci ligden çıkan kadın basketbol takımı avrupa kupası kaldırmış, bilmemkaç senelik çileyi bitiren erkek basketbol takımı şampiyon olmuştur*...

    o gün biber gazından cayır cayır yanan boğazlarını patlatırcasına "yönetim istifa" diye haykıranlar, yediği allah bilir nasıl bir darbeyle kulağı parçalananlar, çekilen silaha koltukla hücum edenler, dakikalarca polisle çatışanlar, o hengamede üst kattan alt kata uçanlar; özetle çok bilmiş ve kendini beğenmiş monşerler biraz olsun titreyip kendine gelsin diye kendini paralayanlar huzura ermiştir.
  • 5
    bu cikan olaylari, parasiz gunleri, ba$arisiz gecen gunleri geride biraktik ve son 3 yilda ki 2 $ampiyonlugumuzla geride biraktik!

    ne olacak bizim bu halimiz diye yakinirken, $imdi uefa kupasini hedefliyoruz, bunlari yapmak kolay degil!

    bu galatasarayimizin ba$ina gelen olaylar herhangi ba$ka bir takimin ba$ina gelseydi, resmen coku$ olurdu.

    galatasaray oyle buyuk bir takim ki, bundan zerre kadar etkilenmedi!
  • 92
    işgal komutanının gönlünü eğlemek için yapılan general harrington kupasını milli mücadele zaferi olarak lanse eden zihniyetin "galatasaray taraftarının hazımsızlığı" olarak yaftaladığı, özellikle o günleri hatırlamaya yaşı yetmeyen taraftarın da bu kayığa kolayca bindiği maç.

    tıpkı sahaya dikmek için getirdikleri kocaman bayrak ve deplasman tribünü önünde salağa yatmış dolanan tuncay şanlı'nın sahada bekleyen bizim futbolcuları ve maçtan da kalabalık hale gelmiş kapalı üst tribünü görüp lig tv kamerasına "dikmeyeceğiz ya gidebilirsiniz" diye gevşek gevşek konuşması gibi...

    tuncay şanlı'nın saha içindeki tek maharetinin rakip toçunun peşinden 40-50 metre depar atıp gidip adamın bileğine basıp kendini yere atıp kıvranarak sarı kart aldırması olduğunu bilmeyen nesil tabi ki pek anlayamaz o günleri...

    sadece bardağı taştığı bir gündü. 1996-2002 arası 5 lig + 1 uefa + 1 süper kupa sonrası 2002-2007 arası bir türkiye kupası hariç hiçbir şey görmemiş bir galatasaray. tarihinin açık ara farkla en başarısız ve pasif başkanı. fenerbahçe ile o sezon sanırım tüm branşlarda 14 maçta 14 mağlubiyet. son 4 yılda 3. defa şampiyon olmuşlar. üzerine de hafta boyu yavrum basın "şampiyon fenerbahçe sami yen'de alkışlanır mı" diye tüy dikmiş...

    herkesin o gün taşkınlık çıkarmak için bir sebebi vardı aslında. tabi o yıllar tribünlerin de tribün olduğu son yıllar. şimdiki gibi devlet mekanizması o kadar da çökmemiş tribünlerin üzerine. hakem takımın anasını bellerken "aman ceza alırız" korkusuyla "hep oyunlar senaryolar" diye miyavlayıp geçiştirmek yok. hareket alanı bugünküyle kıyas kaldırmayacak kadar geniş.

    ve hep pas geçilen en önemli konu, öğlenden itibaren polisin stad çevresindeki ateşe benzin döken tavırları. hiçbir maçta görülmemiş "kıta geçişi" kıvamında yürüyüşler, manevralar, tacizkar tavırlar. öğlen eski gima'nın oradan başlayan ve muhteli bölgelerde devam edip sonra kapalı üst'e kadar uzanan çatışmalar. biber gazından zehirlenen insanlar, artık nasıl vurdularsa cop darbesiyle kulağı kopan bir taraftar ve daha niceleri...

    herkes televizyonda canlı canlı verildiği için kapalı üst'teki muharebeleri bilir ve hatırlar o güne dair. ama öğlenden beri yaşananları ve hatta polisin koridorlardan nasıl gelip de milleti tahrik ettiğini bilmezden gelir. bütün gün yaşananlara rağmen o olaylar olmasaydı muhtemelen maçın genelinde bu kadar büyük olaylar olmazdı. çünkü her ne kadar stad çevresinde çok taraftar olsa da herkes maruz kaldığı kadarını gördüğü için ve şimdiki gibi herkes her şeyi anında göremediği için etkisi o kadar fazla olmazdı. ancak maçın başlamasına 45 dakika kala, o yılların gereği hemen herkesin stadda olduğu bir anda yaşanan bu olaylar herkesin çıldırmasına sebep olmuştur.

    general harrington'a gider ayak yaptıkları cilveyi milli mücadele diye anlatanlar, 16 mayıs 2010 ve 12 mayıs 2012'de stadlarındaki orantısız polis saldırılarını "fetö'nün canımıza kast ettiği gün" diye anlatır. ancak ne bu maçta yaşananları, ne de 17 haziran 2011 galatasaray fenerbahçe basketbol maçında maç biter bitmez ortada en ufak bir olay yokken polisin biber gazıyla tribünlere girişmesini ve salon dışında çoğu kameraya alınıp internete de düşmüş olan tacizli küfürlü kovalamalarını yok sayarlar.

    bugünden dönüp bakınca tek teselli tüm bu maçlardaki olaylarda bile isteye provokasyon yaratan ve keyfi şekilde insanların üzerine emrindeki polisleri salan lokman yanık'ın fetönün bir köpeği olduğunun mahkemece tescillenip hapislerde çürümeye terk edilmiş olmasıdır...

    taraftarın yaptıkları, en azından televizyonlara yansıdığı için pek çoklarının bildiği kadarı, rezillik falan da değildir. isyanın ta kendisidir. o gün boyu dayak yemesine rağmen geri adım atmayan, biber gazından nefes alamazken yönetim istifa diye bağırmaya devam eden, yarı çıplak tabancanın üzerine giden o kapalı üst insanları olmasaydı fenerbahçe kopuk giderken galatasaray hala özhan canaydın yönetiminde geri geri gitmeye devam ederdi.

    ortada rezillik diye bir şey varsa biri fetönün köpeği bir amirin emrindeki polisleri bile isteye insanları kışkırtacak şekilde oradan oraya sürmesi, diğeri de soyunma odasına giren bülent demirlek'in türk hakemliğinin şanına yakışır bir eyyamla geri dönüp maçı devam ettirmesidir...
  • 89
    (bkz: oradaydim)

    eski acikta izledigim, ust taraflardan uzerimize cakmak, plastik koltuk parcasi, bozuk para ne varsa yagdigi, ve mac sonu kafamizi korumak icin kirik plastik koltuklardan birini alip ani olsun diye eve goturdugum mac.

    kapalinin maci 10 dakika durduran mesale gosterisini o donemki henuz tam smart olamamis cep telefonum sony ericsson k750i ile videoya cekmistim.

    maca gelirsek, mac kimsenin umrunda degildi zira fenerbahce zaten sampiyonlugunu ilan etmisti. ama taraftarin bu kadar sinirli olmasinin iki sebebi vardi: 1. o sezon aralik ayinda oynayip 2-1 kaybettigimiz kadikoy’deki fenerbahce macinda teknik direktorumuz erik gerets‘e atilip basini yaran cakmak. 2. rahmetli canaydin’in uefa sampiyonlugundan sadece 2 yil sonra goreve gelmesine ragmen 5 yillik hayal kirikligi yaratan, ve ezeli rakibin onumuze gecmesine sebep olan yonetimine yeter artik tepkisi. hatta canaydin icin soner arica’nin vefasiz sarkisindan uyarlanmis acilarla yuregimizi kararttin bestesi soylenip durmustu.*

    kisacasi bir tepki maciydi ama tepki sadece sahaya degil, canaydin yonetiminin 5 yillik skandallarina, hayal kirikliklarina- ki sadece futbolda degil basketbolda da rezalet bir donemdeydik - yapilamayan transferlerine, iyi yonetilemeyen ribery surecine, avrupa’daki basarisiz sonuclar ve facialarina*, 6 kasim’a ve daha nicelerineydi. tepki o kadar birikmisti ki, derbi sadece isin bahanesiydi.

    allah tekrar rahmet eylesin, rahmetli canaydin iyi bir insandi -ki kendisini bodrum’a giderken mola verdigimiz bursa outletteki iskenderoglu’nda gormustum yanimizdaki masadaydi ve gayet mutevazi saygili bir adamdi - ama yonetim konusunda oldukca basarisizdi.
  • 22
    maçtan sonra febe tribününde büyük bir bayrak belirmiş ve akılları sıra o bayrağı bizim sahamıza dikmeyi istemişlerdi. önlerine serilen büyükçe souness in bayrak dikerken resminin olduğu bayrak bu iştahlarını kabartsa da orta sahada nöbet tutan futbolcularımız ve kapalıdan yükselen 'o bayrak inerse biz de ineriz' ve 'g.tünüz yiyosa bayrağı dikin' tezahüratları geri adım atmalarına vesile olmuştu. tribündeki kimse sahadaki futbol ve maç sonucu ile ilgilenmemiş adeta donanmış bir ordu gibi şiddet saçan birer asker karakterine bürünmüştü.
  • 62
    ustunden 10 sene gecince ne ara buyuduk ya dedigim mactir bu sulu derbi.

    eski acikta 14 ile 15 yasinda iki cocuk, mac oncesi turnikelere kafasini sokup araya sikismaya calisan taraftarlar, 20 dakika boyunca yakilan ve maci durduran kapalidaki mesaleler (bendeniz goruntuleri o donem kullandigim sony ericsson k700i modeline tost makinasi kalitesinde cekmistim ) ve tabiki kafamizi yukardan atilan maddelerden korumak icin kalkan yaptigimiz plastik koltuklar. haa birde macin tarihinden yaklasik 3 sene evvel bir minibus yolculugunda babamin p900 model telefonu yankesicilige kurban gidince bende nasil bir etki altinda kaldiysam stadin etrafina geldigim an elim hep cebimdeydi...

    o gun kirdigim koltugu 1 sene falan saklamistim hatira diye. cocukluk iste. ha mac mi? ne maci, mac trtribunde oynandi...
  • 75
    yazılacak çok şeyin olduğu maçtır. fakat o güne ve sonrasındaki bir iki aya hiç gitmek istemiyorum. tek yazacagim şey, sokaktaki onca olaydan sonra kapaliya girdiğimizde henüz olaylar çıkmamıştı ama öyle bir elektrik öyle bir gerginlik vardı ki anlatılmaz yaşanır cinstendi. çocukluğumda gittiğim bazi maçlarda fb tarafı kapalıda bizden fazla olup gür ses çıkartirdi özellikle sağ kapaliyi aldıklarında. dolayısıyla ile gerginliği hissederdiniz.bu maca da girdigimizde aynen o yıllardaki o gergin atmosferi hissetmiştim. ve ne yazık ki hissettigim çekindiğim şey başımiza geldi.
  • 7
    fbli arkadaşların tepkilerin kendilerinin şampiyonluğu üzerine olduğunu sanarak, hatta iddia ederek kendilerini fasulyeden saymalarıdır. "yok olm size saldırmak için atılmadı onlar, bi güzel yıkanın, arının diyeydi" dedikçe, "yok yok saldırdınız" dediler. amma meraklılarmış kendilerine saldırmamıza.mazoşizmin bu türlüsü işte,hayret...

    nitekim mütareke medyasına iyi ayar verilmiştir. neymiş de alkışlayacakmışız... bizim bir tek şampiyonluğumuzu bile, yarım ağızla da olsa kutlayamamış futbolcu-yönetici-taraftarlardan oluşan bir klübün şampiyonluğunu neden stadımda alkışlayarak kutlayacakmışız? herkesi kendiniz gibi sandınız heralde.
App Store'dan indirin Google Play'den alın