anderlecht'in hızdan başka bir numarası olmayan, anadolu takımları ayarında savunma yapan, anadolu takımlarından artı olarak genç yıldız adaylarına ve ilerde çok çabuk hareket edebilen süratli topçulara sahip olan bir takım olduğunu gördüğümüz maç. böyle bir anderlecht'e kendi sahanda 90 dakika boyunca vermediğin pozisyon kalmıyor, üstüne üstlük çok net olabilecek pozisyonları saçma sapan tercihlerle harcıyorsun. maç sonu 5 atabileceğimiz bir takıma karşı 5 tane yemediğimiz için dua eder haldeydim amk. açık söylüyorum, geçen sene oynadığımız kopenhag bunlardan iyi takımdı.
maçta galatasaray'a gelince...
pandev,
dzemaili ve
tarık hakkında bir şey söylemek için erken. tarık için konuşmayacağım ancak pandev ve dzemaili iyi sinyaller verdiler. özellikle dzemaili'ye orta sahada melo'nun yanında ayak uyduracak biri olursa ya da kanatlardan güzel bindirmeler yapılırsa çok daha verimli hale gelecektir. pandev de burak'a yönelik değil kaleye yönelik oynamaya başladığı zaman çok daha verimli olacaktır.
eski adamlarımıza bakacak olursak;
melo: kaldığı yerden devam ediyor. hala kendisinin malum yerlerine kurban olunur.
muslera: melo için yazdıklarımın aynısı geçerli.
chedjou: galatasaray düzeyinde, iyi bir futbolcu. chedjou'nun tartışılacak tek yanı semih'le uyumlu olup olmadığıdır. bunun haricinde takımı en az melo kadar sahiplenmiş 2. adamdır chedjou. anasının karnından galatasaray'lı doğmuş gibi her maç mücadelesini ortaya koyuyor. takdir ediyorum.
semih kaya: geliştirdiği vücudunun etkisini ikili mücadelelerde fazlasıyla gördük. ancak rakibin süratinden midir, yoksa kendisi hantallaştığından mıdır bilinmez, bu maç biraz ağır gözüktü gözüme. yine de canımızdır.
veysel sarı: henüz beklentileri karşılayamıyor. bu maçta çok ters bir adamla eşleşti. küçük zenci yardıra yardıra geçti yanından. neyse ki herif yoruldu, oyundan çabuk düştü
de veysel ileri destek vermeye başladı. tff sebebiyle sağ bek için takımımızdaki en iyi oyuncu kendisi.
alex telles: geçen sene ilk geldiği zamanki performansından çok çok uzak. adam gelişeceğine geri gidiyor. savunmada hiç görmedim. hücuma çıktığındaysa bal yapmayan arı gibiydi. kendine gelmesi lazım.
wesley sneijder: çok iyi mücadele ediyor. topu almak için rakibe basıyor, topu aldığında bir şeyler yapmaya çalışıyor ama önünde kazma arkasında da onun kankası oynadığı için anca bu kadar oluyor. biraz daha insiyatif alması gerek diyeceğim de adam gol atmaya harcayacağı enerjiyi prese, boğuşmaya harcıyor. kaldı ki bu adam hiç bir şey yapmasa, sırf o 85. dakikada attığı 50 metrelik efsane pas için oyunda tutulur.
takım için yorumlarım bu kadar. ilerde tuttuğumuz direkten bozma bir kazma ve onun kankası, kendilerine gelir de adam gibi oynamaya başlarlarsa belki ben de onları adam yerine koyarım.