• 15
    galatasaray taraftarı, z kuşağı olan kişilere karşı ön yargım var. bu grup 2002-2008 arası özhan canaydın dönemindeki finansal krizi görmediği için sosyal medyadan takımdan herhangi bir oyuncu bonservissiz gitsin, kovalım diyebiliyor. ulan sizin altınız bez varken bu taraftar almanya liginde kümede kalma savaşı veren takımın ortalama oyuncusu marek heinz'ı heyecanla bekliyordu. fenerbahçe appiah, anelka, kezman gibi bombaları patlatırken bizim yönetim o zamanlar scout ne arar kulüpte youtube'dan carrusca'yı izleyip getirmişti. 2007 yazında yıllar sonra ismini duyduğumuz bir oyuncu olan lincoln transfer olduda ülkede herkes lincoln formasıyla gezdi.

    o dönemden bugüne denk getirecek olursak taşları fenerbahçe'nin sağ kanadında feghouli bizde deniz türüç, orta sahada fenerde belhanda bizde ozan tufan oynadığını düşünün. bugün fenerbahçe'nin içinde olduğu günlerden bile transfer aylarında daha kötü bir dönemdeydik. onun için bugünlerin kıymetini bilin, medya gazlamasıyla teknik ekibin işine karışıp stada gidip formanızı giyen futbolcuya ana avrat sövmeyin.
  • 32
    gs sözlük özelinde, büyük çoğunluğu maalesef geçmişte galatasaray'ın hakkının ne kadar çok yendiğini hatırlamayan, taraftarının deplasmanlarda uğradığı eziyeti, yaşanan hakem rezaletlerini, takım her kafasını kaldırdığında paçasından aşağıya sistematik olarak çekildiğini bilmeyen jenerasyondur.

    galatasaraylılığın vakurluğundan hakemi bahane etmeyi kendine yediremiyorlar belki, olabilir. ama genç galatasaray taraftarı şunu çok iyi bilmelidir ki, mafya tekelindeki türk futbolu camiası içinde galatasaray takımı ve yönetimi parıldayan bir güneştir, yönünü batıya çevirebilmiş yegane takımdır.

    genç galatasaraylı,

    14 sene şampiyon olamayan takımını,
    2000-2001 sezonunu,
    2003 yılında aziz yıldırım olmasaydı biz şampiyon olamazdık diyen sinan engin'i,
    1 sene boyunca yok yere olimpiyat stadı yollarında helak olan taraftarı,
    sulu derbiyi ve polis şiddetini,
    2010-2011 sezonunda yaşananların yapanların yanına kar kaldığını unutma!

    ah benim yalnız ve güzel galatasarayım...

    bu kadar mağdur olup üstüne başarılı olduğun için en büyüksün, düzene çomağı sokansın.
  • 33
    şunu bilmesi gereken taraftardır ki, eğer kendisinden önceki 2 jenerasyon olmasaydı bugün beşiktaş olurduk.

    uefa ve süper kupa kucağında doğan kuşaktır.

    bazen zamana dair hissiyatım değişik oluyor. mesela uefa kupasını aldığımız senenin üzerinden 21 sene geçmiş düşününce bugün 25- yaşındaki galatasaray taraftarı hagi'yi falan hatırlamıyor.

    2000'li yıllarda galatasaray'ın nasıl geride bırakılmaya çalışıldığını, mafyatik ilişkilerin, bazı karanlık (?) ilişkilerin türk futboluna nasıl sokulduğunu bilmiyorlar tabii.

    tff ve kurulları, medya patronları ve spor medyasının köşe başlarına kimlerin nasıl geldiğini falan pek bilmiyorlar.

    tv.de, gazetelerde algının kralını yapıp birçok gerçeği sakladılar.

    bugün 80 kuşağı galatasaraylıları artık her yerde söz sahibi olmaya başladı da hakkımızı savunmakta daha güçlüyüz.
  • 16
    bizim yaşadıklarımızı anlaması mümkün olmayan kuşak. internet yok olsa da mahallede bilgisayarı olan 1-2 arkadaş size webaslan'da gördükleri kolpa haberleri okuyor ve siz heyecan yapıyorsunuz. her şeyi gazeteden takip ediyoruz. 3 ay pires, 4 ay insua bekliyoruz. işin sonunda altan aksoy geliyor. 4 ay gravesen bekliyoruz ama oraya özhan canaydın gidiyor inamotoyu alıyor. cidden çok zor zamanlardı. allah bir daha yaşatmasın.
  • 18
    pennant'ı savunmaya çalışan orhan ak'ı, luis garcia'yı savunmaya çalışan cihan haspolatlı'yı izlememiş, nerede genç bir gurbetçiye talip olsak aziz yıldırım'ın 500k fazla basıp fenerbahçe'ye aldığına tanık olamamış kuşaktır. kendisine büyük saygı duyarım ama özhan canaydın dönemi o kadar karanlık bir dönemdi ki dursun özbek'e bile net bir şekilde galatasaray tarihinin en başarısız başkanı diyemiyorum. çünkü daha kötüsünü kanlı canlı yaşamıştım. bir de franck ribery konusu var ki tüm yaşananların üzerine tuz biber adeta.
  • 73
    https://twitter.com/...680627177705480?s=19

    (bkz: victor nelsson)
    (bkz: sacha boey)
    (bkz: berkan kutlu)
    (bkz: gustavo assunçao)
    (bkz: olimpiu morutan)
    (bkz: barış alper yılmaz)
    (bkz: muhammed kerem aktürkoğlu)
    (bkz: halil dervişoğlu)
    (bkz: mostafa mohamed ahmed)

    edit: z kuşağı diye 1996 ve daha sonrası doğanlar için deniliyor. bu nedenle alexandru cicaldau ve marcao'yu da ekleyebiliriz.
  • 1
    ülkemizde ve sözlüğümüzde bolca gördüğümüz nesildir. arkadaş bir nesil hiç mi birseyden memnun olmaz hic mi birseyi begenmez ya. aramızda çok yas farkı yok ama ben bile kendilerini anlamakta zorluk yaşıyorum.
    bizim için iyi olan spikerlerin hepsine bir cemkirme var. bizim icin efsane olan adamlara cemkirmeler.
    elbette ki fikirlerini söyleyecekler elbette ki eleştirecekler.
    anlatmak istediğim nesiller arası fark aslında.
    zaman değişiyor ve biz yaşlanıyoruz.
  • 44
    z kuşağına "gökten zembille inmişler" gibi davranılmasını oldukça yanlış buluyorum. bu kuşak senin benim yeğenim, kardeşim, hatta çocuğumuz olarak dünyaya geldi. öğrendiği ve yapmaya başladığı tüm alışkanlıkların temelini biz, siz attınız. şimdi davranışları için onları suçlamak kolaya kaçmak olur. tıpkı bizden önceki neslin "ahh nerde o eski gençler, şimdiki gençler bir garip, saygı bilmiyorlar" hayıflanmaları gibi şimdi bir olup hepimiz z kuşağına mı hayıflanacağız?

    bende farklı bir bakış açısı getireyim, teknoloji ve kapital dünya da z kuşağı şüphesiz tüketmeye alışık olacak, ama hepimiz x ve y kuşaklarıda tüketmeye alışığız. hanginizin telefonu eski, yada eski bir bilgisayar kullanıyorsunuz? bozulan bir eşya yı önce tamir mi ediyorsunuz yoksa yenisini almak mı daha cazip geliyor? önceden 10 bin sms fazla gelirken şimdi 10gb internet yetmiyor fazlasını mı alıyorsunuz? ister kabul edin ister etmeyin z kuşağındaki özellikler sizin mirasınız önce bunu netleştirelim.

    z kuşağı futbolu falan şekillendirmiyor bana kalırsa, tam tersi z kuşağını futboldan ayıran şeylerin başında oyunculara verilen milyon euroluk paralar ve bunların bir takımı desteklerken ne kadar mali külfet olduğu geliyor. forma pahalı, bilet pahalı, kombine zengin işi. z kuşağı sizin benim gibi önce duyguları ile hareket etmek yerine daha çok mantığını kullandığı için futboldan uzaklaşıyor. biz takımımıza duyguyla bağlıyız, nerdeyse hiç okumadığım halde senede 150 tl verip dergiye abone oluyorum. ama futbolda yeni düzen kurulurken para babalarının suçu kapıtalist futbolda bulmasındansa yeni nesile yıkmasına ses çıkarmazsak bu girdap hepimizi yutar söyleyeyim. daha çok para, daha çok gelir diye kendini yırtanlar "futbol eglenceli olacaksa bu genç nesil için" söylemi kadar saçma bir söylem yok. daha önce heyecanı eglencesi yokmuydu? minareyi çalan kılıf uydurmaya çalışıyor.

    dilerim futboldaki bu darbe ilerleyen 10 yılda "eeh yeter artık bu finansal düzeni değiştirmeliyiz" diyerek tekrar oluşur. böyle gittikçe aldığımız keyif her sene azalmaya devam edecek. siz kabul etmesenizde makas açılalı çok oldu, o aradaki uçurumu nasıl daha çok arttırırız derdine bile düşüldü.

    (bkz: avrupa süper ligi)
  • 30
    eski kuşaklara nazaran futbolla daha az ilgilenen ve çok da iyi yapan kuşak.

    türk futbolunun bu ülkenin insanına, gencine katabileceği şeylerin sayısı çok az. ahlak mı? hak ve hukuk mu? kalite mi? örnek yöneticiler, yönetimler mi? siyasetten arınmış saf bir spor kültürü mü? sıfırın kenarlarında geziniyoruz.

    genç kardeşlerimizin dünya görüşü bilim odaklı olsun yeterli. bu zamana kadar güzel ülkemizi din tüccarlığı - kirli siyaset ikilisinin hükümdarlığına mahkum ettik. umarım yeni kuşak bazı şeylerin değişmesini sağlar ve her açıdan laik türkiye cumhuriyeti için duru, temiz günler bizlerle olur gelecekte.
  • 76
    galatasaray spor kulübü'ne üye olanları, mustafa cengiz yönetimi'nin ibra edilmemesi sürecinden bu yana her oylamada öncekinden daha kötü sonuçlara sebep olmayı başarmaktadır. yürüyedursunlar.

    edit: yanlış anlaşılma olmasın, ucundan dahil olduğum kuşaktır ayrıca. hoş, eleştiri yapabilmek için dahil olma şartı da bulunmamaktadır. bu entry, galatasaray spor kulübü'ne üye olanlarını genellemekte olup 358 olayı ve sonrasında verilen pozlar bu genelleme için kanımca yeterli bir kriterdir.
  • 37
    bu adlandırmalara göre, 38 yaşında genç bir y kusagiyim. erken evlendigim içinde, z kuşağında doğmuş 3 kızım var. ama 16 yaşında olan kızımın, arkadaşlarının ve yigenlerimin üstünden yorum yapmak istedim.

    maddi olarak doyumsuzlar, çünkü x kuşağı anneanne, babanne ve dedeler ile y kuşağı ebeveynler bizim olmadı, onun olsun diyerek fazlasını veriyor. bu durumda mutlu olmaları için gereken eşiği sürekli yükselttiği için, işi zorlastiriyor.

    teknolojinin içine doğdular. bu sebeple de, dünyaya bakışları çok farklı. arkadaşlık, dostluk gibi kavramlar çok üst düzey değil. tüm dünya, tüm bilgi telefonlarında olduğu için, yalnız bir hayat onlar için korkulacak birşey değil. şu pandemi süreci, 2000 bin öncesi yasansaydi, hepimiz kafayı yerdik.

    takım tutma meselesine gelince, ailece galatasarayliyiz, hepsine aşıladim, benim yokken, kızıma formasını aldım. fakat sevmedi futbolu. gerçi sevdiği herhangi bir spor var mı ondan da emin değilim. çevremde erkek z kuşağı fazla olmadığı için, net bir şey söylemek istemiyorum ama, z kuşağının bağlılık gibi bir derdi yok. manevi kavramlara bizim gibi bakmıyorlar. popülerlik, sosyal medyada görünür olmak, herşeyi anlık olarak tüketip, toplu linç, onlar için daha onemli.

    son olarak, x kuşağı buna benzer yorumları, biz y kuşağına da yaptığı için onları elestirdigim sanılmasın. herkes gençliğini, dönemin gerektirdiği gibi yaşar. x kuşağı 15 yaşında olgundu, y kuşağı 20 yaşında olgunlaştı. z kuşağı muhtemelen 30 yaşında olgunlasacak.
  • 21
    önceki kuşaklar olarak ülkeyi bir akıl hastanesine çevirdik... şimdi de z kuşağını gömüyoruz. aynı tek hatasında gömdüğümüz genç futbolcular gibi.

    z kuşağı benim geleceğe dair umudumdur. bu ülkedeki iğrenç siyasi figürlere siktirin gidin diyecek bilince sahip olduklarını da şimdiden gösterdiler. bana göre tüm defolarına rağmen diğer kuşaklardan daha bilinçliler.

    bu gün diğer kuşaklar olarak ülkenin, dünyanın, doğanın haline bakıp kendimizden utanacağımıza yeni nesile bok atacak kadar hadsiziz. iste buna çok gülüyorum.
  • 64
    hayatını yaşayamayan, yalnızca hayatta kalabilen kuşak. bir ayakkabı almak istese, kaliteli ayakkabılar 400 liradan başlıyor. bilgisayar alıp oyun oynayayım dese ortalama üstü bir bilgisayar 10 bin lira. bir pantolon bir kazak almak istese yine ortalama üstü olanlar için ödemesi gereken para 300 lira. bir futbol maçı izlemek istese, maçlar varken misal en ucuz bilet galatasaray için 90 lira falandı. yemeği yolu desen tavuk döner bile olmuş 13 14 lira.

    bu kuşağa bir hayat borçlu olanlar var. o yüzden hiç de yok güdülüyor yok şöyle yok böyle diyerek bu çocuklara borçlu olanları aklamaya çalışmasın kimse.
  • 9
    uefa kupası öncesi ve sonrası başarılarımızdan ötürü pek çoğu galatasaraylı olan gençlerimiz.

    genel kabul gören tanıma göre üç aşağı beş yukarı 1995 - 2005 arası doğanları kapsayan demografik topluluk. büyüdükleri çağın ruhuna göre eskilerden daha iyi ve daha zayıf oldukları alanlar var elbette.

    gözlemlerime göre, şehirli, orta ve orta-üst gelir grubunda olanlar için, çok genel olarak,

    - bir yandan daha başlarına buyruk ve özgür, bir yandan daha evcimen, daha izoleler. *

    - teknolojide ustalar ama teknolojiye bağımlılar. *

    - sosyal medya okur-yazarlıkları daha üst düzeyde ama içerik beklentileri daha yüzeysel. *

    - bilgiye erişmede daha donanımlı, bilgiyi üretmede daha zayıflar. *

    - gerçekliğe dolaylı erişimleri sınırsız * ama gerçekle birebir karşılaşmaları çok sınırlı. (u: özel okullar, servisler, güvenlikli siteler, alışveriş merkezleri, tatil köyleri vb.)

    - kendini internette daha ustaca, kısa ve öz ifade edebilen ama siber zorbalığın ve kabalığın her türlüsünü de en şiddetli biçimde yansıtan kuşak. (u: iki laftan biri "aq" ama daha canlısını görmemiş)

    onlar için üzücü olan şu, umut nedir, amaç nedir, emek nedir pek bilmiyorlar. 68 kuşağı hippilerinden farklı olarak toptan bir reddedişten söz etmiyorum. daha çok olduğu gibi kabullenme, garip bir tevekkül var üstlerinde.

    yolları açık, yaşamları güzel olsun...
  • 54
    her kuşak gibi işe yaramaz saçma sapan konularla ilgilenen üyeleri oldukça ama bu kuşağın farkı gelişen teknoloji sayesinde herkesin gözü önünde oluyor bu olaylar. yani 15-20 sene önce siz üniversiteye gitmeden hatta askere gitmeden sadece kendi az çok yalıtılmış çevrenizle muhatap olurken şimdi sosyal medya sayesinde bu seviyeyi görüp bunlar çok boktan falan diyorsunuz ama eldeki mal aynı bokun laciverti maalesef hatta bu kuşaktaki kalilteli kişi sayısının daha fazla olduğunu bile söyleyebilirim gerçi onlar da ülkeden kaçma derdinde 'sizin nesillerinizin' bıraktığı durum yüzünden.

    ayrıca burdaki çoğu kişinin 2014-15'e kadar yaşadığı gençlik hayatını hiçbirimiz yaşayamıyoruz pandemi vs olmasa da ülkenin ekonomik ve siyasal durumu buna izin vermiyor. ülke içi yaşamı zaten saymıyorum artık adamlar irandaki gibi her sokağa devrim muhafızı dikti neredeyse. ekşi sözlükte yurtdışı hikayeleri başlığını okuyorum millet gezmiş eğlenmiş bizim en zengimiz bile(maddi durumu gayet iyi olan arkadaşım şu an erasmusta ordan biliyorum) artık onu zor yapacak durumda çünkü euro 10 dolar 8.5. her şey ateş pahası, tanıyan bilir silahlara ilgim var airsoft silah alayım dedim yurtdışında 200-300 birim olan alet bizim ülkede 4000 birim az daha zorlarsan idlipten gerçeğini daha ucuza getiriyorsun. bilgisayar playstation bisiklet kamp malzemeri vs hepsinde aynı durum var yani kısaca hobi edinemeyince mecburen elinde olan saçma salak şeylere sarıyorsun ben bile burdaki ekşideki toksik tartışmalardan bıktım tiktok indirdim izleyip vakit öldürüyorum.

    eğer üniversite sınavında çok iyi sonuçlar elde edecek biri değilseniz ortalama bir yaşam sürmenizin tek yolu polis asker olmak sizi resmen buraya doğru itiyor ülkenin durumu. her yerde üniversite var kaliteli kalitesiz bir ton mezun veriliyor odtü mezunu boğaziçi mezunu bile asgari ücretin bir tık üstüne çalışmaya mahkum bırakılıyor sonra z kuşağı şöyle böyle z kuşağı napsın siz söyleyin.
    konuyu çok dağıttım içimi boşaltmam lazımmış kusura bakmayın.*
  • 34
    bu kuşağın büyük çoğunluğu galatasaray taraftarı. gerek popülasyon fazlalığı gerek bu insanların kendilerini yetiştirmeleri ileride daha baskın bir galatasaray ortaya çıkaracaktır. fenerbahçe 1950-1960-1970 doğumluların çoğunun kendisini desteklemesinin kaymağını yedi ancak bu jenerasyonun sonu gelmek üzere. tüm departmanlarda galatasaray üstünlüğü başladı zaten ancak asıl farkı önümüzdeki 10-15 yıl içinde göreceğiz.
  • 17
    fazla tahammülsüz kuşak. internetin çok yaygın olmadığı dönemlerde fotomaç ve fanatik ertesi gün neler yazacak diye beklerdik. sabırsızlıktan tırnaklarımızı yerdik. pazar günleri star’da şampiyonlar ligi özeli beklerdik maçların özetlerini izleyebilelim diye. transferde ne olup ne bittiği fazlasıyla sürprizdi. artık üç aşağı beş yukarı biliniyor her şey. kim kimi alacak öğrenebiliyorsunuz. daha göz önünde yaşanıyor süreçler. fazla bir şey söyleyemiyorum bu kuşağa bu yüzden böyle gördüler çünkü. anlayabiliyorum ruh hallerini. sadece biraz daha sükunet.
  • 10
    bu nesil o kadar mükemmel, o kadar efsane bir nesildir ki anlatılmaz. galatasaray hakkındaki en iyi kararları onlar verirler ama gelin görün ki galatasaray en büyük başarısını bu neslin bir çoğu daha portakalda vitamin iken kazanmıştır. yavaş olun la biraz. yeni nesil iyi güzel de her bok sizin sayenizde olmuyor ve sizin neslin en büyük hatası bu. dünyayı kendi etrafınızda dönüyor zannediyorsunuz. aslında bunda sizin suçunuz yok tabi. sizi birer prens veya prenses olarak yetiştirmeye çalışanlarda suç.
  • 7
    internetin için doğmuş nesildir. bir kısmı yedikleri etin süpermarketlerin arka tarafında üretilen bir "şey" olduğunu düşünüyor. görmediler çünkü. yani kaburga dediğinde bir hayvanla eşleştiremiyor.

    bu yüzden de manipüle edilmeleri çok kolay. bilgiyi kucaklarına bırakılan bir olgu olarak algıladıkları için doğru bilgiye ulaşmak gibi bir çabaları hatta kaygıları bile yok. önlerine koyulanı yiyorlar. en büyük sorunları bu.
  • 43
    sabırsız, sebat nedir bilmeyen, rasyonaliteden uzak, anlık yaşayan, tüketici bir çekirge sürüsü *. o yüzden de bilimsel araştırmalarda hep perseverance * yönünden eksik çıkarlar. ha bu nesli de yaratan toplum ve aileler onu da atlamayalım. dolayısı ile bu kaos ortamında onlara iyi rehber olacak, gerekli ortam ve düzeni sağlayacak yetişkinlere ihtiyaç var. o yüzden her şey taleplerine göre şekillenmemesi gerektiği gibi futbol da bu tercihlere bırakılmamalı ve kendi kültürel düzenini korumalı. yoksa onu da heveslere kurban edip, tüketeceğiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın