türkiye'de takım çalıştırıyorsa
türk spor basınıtarafından tabiri caizse itin götüne sokulan teknik direktörler.
türk meslektaşlarına ise aynı muamele asla yapılmaz.
igor tudor'a sen bu kulübün büyüklüğünü biliyor musun, istifa edecek misin diye soru sorulur,
jan olde riekerink'e kızınız garsonluk mu yapıyor diye soru sorulur,
aykut kocaman basın toplantısını terk eder, soru sorulmaz.
şenol güneş'e soru sorulamaz, şenol güneş her hafta bi yerlere ayar verir.
fatih terim'e soru sorulamaz.
ondan sonra bizim ligde türk teknik direktörler iş yapıyor yaaa hacı. sen adamı medya olarak kayırırsan olur tabi. ha bazı yabancı teknik direktörler cidden başarısız olmuş olabilir, ama şu olayın da etkisi vardır kesinlikle.
istiklal marşı okuyan topçu istiyoruz diyen zihniyet, istiklal marşı okuyan teknik direktörleri de kayırıyor. asıl lige gelmesi gereken kurallardan biri
yerli hoca sınırı.
o kadar kötü ki türk teknik direktörlerin durumu. türk topçusundan fersah fersah geridedir türk hocaların durumu. avrupa'da takım çalıştırabilecek yeterlilikte türk teknik direktör şu an
sıfır. çoğu zaten dil bilmeyen adamlar. şu an süper ligde ingilizce bilen türk hoca sayısı 1 falandır heralde, abdullah avcı'dır o da büyük ihtimal.
bu şartlar altında
ümit özat,
bülent uygun gibi isimleri hala süper ligde takım çalıştırırken görmemek için teknik direktörlere
yerli sınırı net gelmeli. belki o zaman kendini geliştirme ihtiyacı hissederler. şimdi iş garanti nasıl olsa.
türbülent 5 haftaya kovulur, yerine
sergen gelir, sergen gider
hikmet gelir, o gider şu gelir, dön babam dön.