1
türk olmayan teknik direktör. yabancı. yabancı futbolcu gibi. yabancı teknik direktör. bu ülkeye çokça geldi bunlardan. bazılarının türk futbolunun ivme kazanmasında ciddi katkıları da oldu, yadsımayalım. ama son yıllarda gelenlerin hepsi başarısız olup gitti. bunların içinde o dönem dünyanın 1 numaralı hocaları da vardı. aragones gibi, rijkaard gibi, del bosque gibi. hepsi olmadı. bundan sonra olur mu? bence gene olmaz. hatta imkansız.
türkiye'de teknik adamlık artık insan yönetme sanatı. aslında dünyanın her yerinde öyle de bizim ülkemizde bu, biraz daha fazla öyle. bu işte başarılı olmak istiyorsan önce futbolcuna kendini sevdirmen lazım. sen sinan engin'i sevmezsin. ama futbolcu sever. futbolcu severse, sinan engin de başarılı olur. istediğin kadar futbol bilgin, taktik zekan olsun. futbolcu grubu seni sevmiyorsa, odasına gittiğinde dedikodunu yapıyorsa başarılı olman imkansız.
antrenman bilgisi, taktik zeka. bunların hepsi önemli görünen küçük detaylar. artık dünyada pazarspor da, chelsea de üç aşağı beş yukarı aynı antrenmanı yapıyor. dünya futboluna yön veren 20 takım var, 15'i benzer sistemi oynuyor. buralardan fark yaratman artık zor. farkı teknik adamın karizmasıyla, hitabetiyle, motivatörlüğüyle, ülkenin dinamiklerini iyi bilmesiyle, çakallığıyla yaratacaksın.
bunlar da yabancı bir teknik adamla imkansıza yakın. istersen mourinho'yu getir galasaray'ın başına. ersun yanal yönetimindeki fenerbahçe her zaman daha şanslıdır. ersun yanal, emrah eren'in ortalar gibi yapıp, sola çekip keseceğini bilir çünkü. olimpiyat stadı'nı bilir. manisa 19 mayıs'ın zeminini bilir. kötü havalarda yusuf şimşek'in verimli olamayacağını bilir, büyük zaferlerden sonra türk futbolcunun rehavete girme özelliğinden haberdardır, bir sonraki maça ona göre hazırlar takımını.
ama mancini ya da rijkaard bunları bilmez. kötü isimler mi bunlar? rijkaard belki de galatasaray tarihi'nin en kötü teknik adam performanslarından birine imza attı ama gelirken belki de o pozisyon için getirebileceğin en taşaklı adamlardan biriydi. keza aragones, kötü müydü gelirken? ya da del bosque?
fatih terim'in başarılarında elbet antrenman bilgisinin, sisteminin payı vardır. ama fatih terim'in başarılı olmasında en büyük pay fatih terim ismidir, taraflı tarafsız bütün futbolcuların fatih terim'e duydukları sevgidir, hoca'nın karizmasıdır, hitabet yeteneğidir, futbolcuların sabah 8'deki yükleme antrenmanına güler yüzle gelmesidir.
vedat inceefe kötü stoperdi. ama ben, vedat'ın stam'dan daha iyi oynadığı 30 maç sayarım. rijkaard yönetimindeki vedat'a 4 tane iyi maç oynatamazsın. ama imparator'la çıkıp stam gibi oynadığı 30 maç vardır. melo iyi futbolcu. ama imparator yönetimindeki melo=dünyanın en iyi futbolcusu.
hiz öyle uzağa da gitme lan. öğrenciliğini düşün. ben de lisede çoğu liseli gibi gerizekalı haylazlığında bir öğrenciydim. hoca bir hata yapsa da şaka yapsak, espriler olsa diye kovalardım. lise yıllarım arka sırada, bunların peşinde geçti. ama sonra çok sevdiğim bir adam geldi, yapamadım. utandım. yarraklığı bırakıp en ön sıraya geçtim. haylazlık yapana da mani oldum. dersi sevdiğim için değil. hocayı sevdiğim için yaptım bunu. yoksa ders gene anasının amını siktiğimin matematiğiydi.
türkiye a milli futbol takımı..hiddink geldi lan. sonra abdullah avcı. derken şimdi imparator. kayseri'deki estonya maçını biliyorsunuz değil mi, tarihi şu an aklıma gelmedi. futbolcular, çarpı 2 tempoyla oynadılar maçı, hepsi motor takmış gibiydi. geçen hafta sahada uyuyan adamlar bunlar mı dedin. istediğin antrenmanı yaptır, istersen dünyanın en özel kondisyonerini getir, istersen dortmund sistemini tamamiyle al. 1 haftada yapamazsın bunu. teknik, taktikle olmaz bunlar. kulübede duruşuyla herkesi etkileyen, hangi futbolcusuna nasıl davranacağını bilen, onları koruyup kollayan, hiç şans vermediği bir adamın bile deliler gibi taptığı bir teknik adamla olur. bu tip teknik adam sayısı da dünyada 3'ü geçmez. sen 1'ini kovdun.
şimdi mancini burak'ın solda oynayamayacağını öğrenene kadar rakiplerin şampiyon olacak. sonra bir daha yerliye döneceksin. dönerken rakiplerin atı alıp üsküdar'ı geçecek.
mancini'yi tanımam. hiçbir şey de hissetmiyorum. ama selçuk inan'ı seven, bırak yılmaz'ın sevdiği, şansal büyüka'yı tanıyan saba tümer'i getirsen, mancini'den daha başarılı olurdu.
türkiye'de teknik adamlık artık insan yönetme sanatı. aslında dünyanın her yerinde öyle de bizim ülkemizde bu, biraz daha fazla öyle. bu işte başarılı olmak istiyorsan önce futbolcuna kendini sevdirmen lazım. sen sinan engin'i sevmezsin. ama futbolcu sever. futbolcu severse, sinan engin de başarılı olur. istediğin kadar futbol bilgin, taktik zekan olsun. futbolcu grubu seni sevmiyorsa, odasına gittiğinde dedikodunu yapıyorsa başarılı olman imkansız.
antrenman bilgisi, taktik zeka. bunların hepsi önemli görünen küçük detaylar. artık dünyada pazarspor da, chelsea de üç aşağı beş yukarı aynı antrenmanı yapıyor. dünya futboluna yön veren 20 takım var, 15'i benzer sistemi oynuyor. buralardan fark yaratman artık zor. farkı teknik adamın karizmasıyla, hitabetiyle, motivatörlüğüyle, ülkenin dinamiklerini iyi bilmesiyle, çakallığıyla yaratacaksın.
bunlar da yabancı bir teknik adamla imkansıza yakın. istersen mourinho'yu getir galasaray'ın başına. ersun yanal yönetimindeki fenerbahçe her zaman daha şanslıdır. ersun yanal, emrah eren'in ortalar gibi yapıp, sola çekip keseceğini bilir çünkü. olimpiyat stadı'nı bilir. manisa 19 mayıs'ın zeminini bilir. kötü havalarda yusuf şimşek'in verimli olamayacağını bilir, büyük zaferlerden sonra türk futbolcunun rehavete girme özelliğinden haberdardır, bir sonraki maça ona göre hazırlar takımını.
ama mancini ya da rijkaard bunları bilmez. kötü isimler mi bunlar? rijkaard belki de galatasaray tarihi'nin en kötü teknik adam performanslarından birine imza attı ama gelirken belki de o pozisyon için getirebileceğin en taşaklı adamlardan biriydi. keza aragones, kötü müydü gelirken? ya da del bosque?
fatih terim'in başarılarında elbet antrenman bilgisinin, sisteminin payı vardır. ama fatih terim'in başarılı olmasında en büyük pay fatih terim ismidir, taraflı tarafsız bütün futbolcuların fatih terim'e duydukları sevgidir, hoca'nın karizmasıdır, hitabet yeteneğidir, futbolcuların sabah 8'deki yükleme antrenmanına güler yüzle gelmesidir.
vedat inceefe kötü stoperdi. ama ben, vedat'ın stam'dan daha iyi oynadığı 30 maç sayarım. rijkaard yönetimindeki vedat'a 4 tane iyi maç oynatamazsın. ama imparator'la çıkıp stam gibi oynadığı 30 maç vardır. melo iyi futbolcu. ama imparator yönetimindeki melo=dünyanın en iyi futbolcusu.
hiz öyle uzağa da gitme lan. öğrenciliğini düşün. ben de lisede çoğu liseli gibi gerizekalı haylazlığında bir öğrenciydim. hoca bir hata yapsa da şaka yapsak, espriler olsa diye kovalardım. lise yıllarım arka sırada, bunların peşinde geçti. ama sonra çok sevdiğim bir adam geldi, yapamadım. utandım. yarraklığı bırakıp en ön sıraya geçtim. haylazlık yapana da mani oldum. dersi sevdiğim için değil. hocayı sevdiğim için yaptım bunu. yoksa ders gene anasının amını siktiğimin matematiğiydi.
türkiye a milli futbol takımı..hiddink geldi lan. sonra abdullah avcı. derken şimdi imparator. kayseri'deki estonya maçını biliyorsunuz değil mi, tarihi şu an aklıma gelmedi. futbolcular, çarpı 2 tempoyla oynadılar maçı, hepsi motor takmış gibiydi. geçen hafta sahada uyuyan adamlar bunlar mı dedin. istediğin antrenmanı yaptır, istersen dünyanın en özel kondisyonerini getir, istersen dortmund sistemini tamamiyle al. 1 haftada yapamazsın bunu. teknik, taktikle olmaz bunlar. kulübede duruşuyla herkesi etkileyen, hangi futbolcusuna nasıl davranacağını bilen, onları koruyup kollayan, hiç şans vermediği bir adamın bile deliler gibi taptığı bir teknik adamla olur. bu tip teknik adam sayısı da dünyada 3'ü geçmez. sen 1'ini kovdun.
şimdi mancini burak'ın solda oynayamayacağını öğrenene kadar rakiplerin şampiyon olacak. sonra bir daha yerliye döneceksin. dönerken rakiplerin atı alıp üsküdar'ı geçecek.
mancini'yi tanımam. hiçbir şey de hissetmiyorum. ama selçuk inan'ı seven, bırak yılmaz'ın sevdiği, şansal büyüka'yı tanıyan saba tümer'i getirsen, mancini'den daha başarılı olurdu.