• 1951
    dün gece sahurda a spor'da yayınlanan bir programı izledim. çok alakalı değilim, bir şeyler yerken gürültü olsun diye açtım. serdar sarıdağ ve savaş çorlu vardı galiba programda. orada mevcut yabancı oyuncu sayısının takımlara ne getirdiği, ne getirmediğinden konuşuyorlardı. tabi iktidar destekli bir programda elbette yabancı sınırı savunulur, bunu biliyorum. orada herkesin tek örneği, galatasaray uefa kupası kazanırken takımda as oynayan yabancıları saydılar ve hagi, taffarel ve popescu haricinde geri kalanın hep türk olduğunu, istenirse türklerle de başarı elde edilebileceğinden bahsettiler.

    iyi ki türklerle bir uefa kupası kazanmışız he. kimse o jenerasyonun 100 senede bir denk gelip de aynı çatıda buluştuğunu söylemiyor. sınırdan dolayı artan fahiş bonservis bedellerine dokunmuyor. sözde liberal ve demokrat yapıda olan bir zihniyetin, böylesi korumacı ve aslında rekabeti köreltici etkisini söylemiyor. sporda yarışma esastır, kulüpler kendileri için maksimum ve marjinal faydayı en üst seviyede tutacağı kuralları isterler. sırf pasaportundan dolayı daha pahalı bir ürünü (sporcu) kimse istemez, mecbur tutulmadıkça. galatasaray, marcao ve luyindama gibi oyuncuları yurt içinden alsa ne kadara patlardı, bir düşünsenize... kaldı ki ikisi için bile pahalı ücretler olduğu telaffuz edildi ilk transfer edildiklerinde. ancak potansiyelleri ve yarın öbür gün olası transferleri halinde kazandıracakları bonservis bedelleri bunun çok daha üstü. böyle bir şeyi türk oyuncularda elde etmeniz şimdilik çok zor, giden oyunculara bakın, hepsi çok daha genç yaşta ve yaşıtları diğer yabancılara nazaran daha ucuz. zaten 22-23 yaş ve üstü türk oyuncuları tatmin edici bonservis ile satmanız da çok zor. o yaşa kadar çoktan transfer edilmiş oluyorlar zaten.

    cenk ve arda dışında avrupa'ya gidip de hatırı sayılır bir bonservis getiren bir oyuncu da yok o yaşta. ancak yabancı oyuncular için bu yaş mevzusu çok da sorun değil, 30'u geçmediği sürece. zaten 30 yaşındaki bir oyuncuya hangi ülkeden olursa olsun kim ne kadar verir ki?
  • 1953
    hiç kimse yürürlükte olan mevcut kuralı, kulüpler uzun dönem planları yapmışken, belirli bir süre öncesinden haber vermeden kafasına göre değiştiremez. o kadar da değil! yeni seçilecek olan tff yönetimi, ileri bir tarihten itibaren kural şu diye zırvalamak ister mi bilmem. o zaman da imparatorun dediği gibi birileri çıkıp "mevcut kuralda yerli sınırı yok zaten" diyerek itiraz etmelidir. artık yetti birilerinin bu kuralı oyuncak haline getirdiği! galatasaray avrupa kupalarında büyük hedefler peşindeyse, artık her şahlandığında çeşitli yollardan önünü kesmek isteyenlere dur demelidir. bu ise tek başına yönetimin görevi değildir. genel kurul, taraftar, tüm camia gereken tepkiyi ortaya koymalıdır.
  • 1954
    bein sports ekranlarında yerli yersiz her fırsatta bu kuralın saçmalığını ve sınırsız yabancı uygulamasının ligde tüm takımlar için nasıl fayda sağladığını anlatıyorlardı sezon içinde. yeni seçilecek federasyon ile yayıncı şirketin de önemliötoplqntılqrı olacaktır. şimdiden komplomteorilerine kapılmaya gerek yok. önümüzdeki sezon için lak diye getiremeyeceklerdir. zira bir çok anadolu takımının yabancılarının kontratları da iki senelikten bile uzun.
  • 1955
    biz bağırdıkça değişmesi daha da yüksek sesle söylenen kural. hayır bırakalım bu 30 milyon 130 milyon taraftarı kimse karşısına alamaz romantizmini. bütün sezon yayıncı kuruluş dahi aldı karşısına. kaç kişi iptal ettirdi üyeliği? kaç kişi boykot uygulayalım dediği markalara boykot uyguladı? değişirse değişsin varken de biz şampiyon oluryorduk. yokken de biz oluyoruz. biz değişsin bu kural dediğimiz gün sınırsız hale getirirler.
  • 1956
    aklıselim bir yöneticinin ısrarla karşı çıkması gereken saçma sapan kural.

    ali koç, sırf galatasaray'ın başarısının önüne geçmek adına bu toplara giriyor lakin son bir senede aldığı tolga-serdar-dürümcü üçlüsünün içinde boğuldu kaldı. çöpe attığı milyon dolarların haddi hesabı yok. bu politikayı desteklediği sürece daha çok tv8 ekranlarında para toplar.

    ha acır mıyım , umurumda olmaz.
  • 1957
    19/20 sezonu için tartışılması bile anlamsız olan konudur. seneye zaten bjk'yi ya da fener'i şampiyon yaparlar; yine unutulur.

    muhtemelen 10 haziran civarında başlayacak transfer dönemi. kalmış 15 gün. bütün planlar yapılmış. 1 haziran'da yeni başkan seçilse tartışıldı edildi derken en erken 5 haziran'da sen çıkıp "hoooop artık 8 yabancı sahada, 3'ü kulübede" diyemezsin.

    ama bu memlekette derler. diyebilirler. şaşırmam. velhasıl bu aşırı milliyetçilik çok zarar verdi hükümete. bu nedenle artık dillendirilmeyebilir. bekleyip göreceğiz kaderimizi.
  • 1960
    2013'te iki sezon ust uste sampiyonlugumuzu takiben sahada 6 mac kadrosunda 8 olan kontenjan once mac kadrosunda 6 sonra mac kadrosunda 5 olacak sekilde dusurulmustu. 2019'da iki sezon ust uste sampiyonlugumuzun ardindan yine dusurulecek.

    diger yandan, mayis sonu gelmis, haziran yaklasiyor, kontenjan ne zaman belirlenecek? 2019-2020 sezonunda hangi kadro kurallariyla oynanacagi hala belli degil. takimlar transfer planlamasini nasil yapacaklar?
  • 1962
    önemli olan yabancı oyuncu sayısını düşürmek değil, futbola yabancı oyuncu ve yönetici sayısını düşürmektir.

    bu kural uygulanmaya başlandığı günden itibaren, oyunun seyir zevkinde artış olmadı mı ?
    isim vermek istemiyorum bir çok x oyuncuya ''abi bu nasıl topçu olmuş'' söylemlerimiz azalmadı mı ?
    anadolu takımlarının 4 büyüklere şampiyonluk mücadelesinde rakip olmaları ve şampiyonluk mücadelesi veren büyük takımlara x deplasmana gidiyoruz zor maç olur dedirtmedi mi ? pek çok takım buralarda yaralar almadı mı ?
    bu sistem doğrultunda kaliteli yerli oyuncular kendini belli etmedi mi ve büyük takımlara gelme ihtimalleri artmadı mı ?
    ilk 18'e giremeyecek yerli oyunculara asılsız paralar ve kontratlar verilmesinin buna bağlı olarak bu oyuncularının menajerlerinin zengin edilmesinin önüne geçilmedi mi ?
    yine bu sistem içinde kendi performansı gözle görülür şekilde arttıran yerli oyuncularımız avrupa'nın önemli liglerinde önemli takımlarına transfer yapmadı mı ?
    yine bu sisteme bağlı olarak milli takımımızın seviyesi artmadı mı ?
    ülkeye getirilen yabancı oyuncuların kalitesi gözle görülmüyor mu ?

    ülkecek avrupa gibi top oynamaya, avrupa kupalarına sürekli katılır performans da kalmaya ve buralarda başarı yakalamaya çalışacaksak ve bu sistem globallikse o halde kapılarını açacaksın kardeşim. kaliteli yerliye, kaliteli yabancıya kapılarını açacaksın. kim iyi performans sergilerse o aradan sıyrılır transferini yapar sana para kazandırır, takımı şampiyon yapar veya başarılı sayılacak hedeflerine ulaştırır.

    önemli olan sayıyı değil zihniyeti değiştirmektir.
  • 1963
    halen yabancı oyuncu sayısının kısıtlanması ile beraber olabilecekler, bununla beraber hali hazırdaki yabancı oyuncu sayısının faydaları yazılıp çiziliyor. sanırım anlaşılamayan şu; bizim bu yazdıklarımızı, konuştuklarımızı, düşündüklerimizi bu işe karar verenler ya da verecekler de biliyor. ama gelin görün ki durum türk futbolu durumu değil ki. bu işi dallandırıp budaklayanların, genç türk futbolcuların avrupaya açılması, takımlarımızın uluslararası arenada rekabet edebilmesi, sırf yerli oynatma zorunluluğundan milyonlarca euro para saçılması umurlarında değil. siz hiç galatasaray haricinde bir takım başarılıyken yabancı konusunun açıldığını gördünüz, duydunuz mu? söyleyeceklerim bu kadar.
  • 1964
    --- alıntı ---

    mevcut yabancı kuralının sürekli böyle devam etmesi mümkün değildir. fakat gelecek sezonda da mevcut kuralla devam edilecektir. ilerisi için yabancı sayısının kararını kulüpler birliği ile vereceğiz.

    --- alıntı ---

    nihat özdemir

    2019-2020 sezonu için değişmeyeceği kesinlşemiş gibi bir şeydir bu açıklama ile. önemli olan diğer sezon için gereken baskıyı oluşturup azaltılmasının önüne geçmek.
  • 1965
    sınır falan gelmesin ama lütfen altyapıya teşvik yapılsın, türk oyuncular çıksın. ligin ikinci yarısı takım yeni yeni birlikte oynamaya başlamıştı,11 yabancı olarak.benfica maçında tribünden bir yerlerimizi yırtıyorduk oyuncuları tribüne çağırıyorduk hemen maç öncesi, kimse anlamıyor ki sahada hiçbiri dönüp bakmadı bile uzun süre,içim bir kötü olmuştu orada. bu kadar genç nüfus avrupanın falan hiç bir yerinde yoktur lütfen el atın, oyuncu yetişsin şu takımlardan.
  • 1966
    19-20 sezonunda bu yıl ile aynı sayı olacaksa bizim için çok büyük bir fırsat olur. 19-20 sezonu için bir kaç ay içerisinde yerli kalitemizi arttırmamız zor olacaktı. ancak sonrası için hem altyapıdan yetişenlerden kullanabileceklerimiz hem de mali durumumuz daha da düzeleceği için kadroya katabileceğimiz kaliteli yerliler bulmakta zorlanmayız.

    keşke hiç düşmese ve gönül rahatlığıyla kadro yapabilsek.
  • 1967
    atanan federasyon başkanının buyurduğuna göre önümüzdeki sene aynı kalıp sonra gene değişecekmiş, böyle devam etmesi mümkün değilmiş.

    cidden bu insanlar eğitilmez, ulan yabancı sınırını 5-6-8 her şey yaptınız, her şeyi denediniz ne faydasını gördünüz ya. tarık çamdal, ozan tufan, yiğit gökoğlanlara milyon eurolar akıtmak dışında tek bir faydası oldu mu bu sınırın.

    amaç nedir insanları futboldan soğutmak mı ? türk takımlarının avrupa ile rekabet şansımı kalmasın nedir yani. salın artık şu futbolu salın ya. 3-5 menajer milyonları kaldıracak, 3-5 dayı zengin olacak diye yaptıklarınız yeter.

    cenk, cengiz, merih, ozan, çağlar bu serbestlik varken çıkmadı mı. çalışan adam için sınır falan yoktur. yetenekliyse, çalışıyorsa formayı da kapar yurt dışında da oynar. kaypak ise yabancı sınırından faydalanıp senelik 3 milyon euroyu alıp götünü büyütür. futbolu öyle insanlar yönetiyor ki bu göt büyütme olgusuna her türlü katkıyı yapıyorlar.
  • 1968
    alt yaş kategorilerinde ortalığı kasıp kavuran* gençlerin a takım seviyesinin yanından bile geçemediği bir futbol ikliminde tartışılması gerizekalılıktır. senin u19-u21 liglerindeki rekabet seviyesi o kadar düşük ki elindeki yeteneğe bile profesyonelliğe sıçrama yapma imkanı veremiyorsun. sen denesen bile 19 yaşına gelmiş çocuk orta okul talebesinden hallice fiziğiyle süper lig maçlarında sahada kayboluyor, kaybolmadığında da her ikili mücadelede dayak yiyor.

    çok daha büyük problemlerimiz varken tutup bunun tartışılması bizim memleketin muazzam bir özetidir. koskoca türk futbolunu hayatının hiçbir döneminde futbolla alakası olmamış yandaş iş adamları yönetirse bundan daha iyisini bekleyemezsin.
  • 1974
    bu sayıya eninde sonunda sınır geleceğine katılmıyorum.
    yayıncı kuruluş istemiyor.
    izleyici de istemiyor.
    çoğu kulüp istemiyor.
    her anadolu kulübünde iyi futbolcular var. bu saatten sonra insanları vasata mahkum edemezsin. ligin mali yapısı zaten kabus. bana göre tüm bu söylentiler galatasaray'ın kimyasını bozmaya yönelik. işte rahat transfer yapamayacaz. illa bütçemizin bir kısmını türk futbolcu almaya ayıracaz falan. hadi düşür bakalım türk futbolunda yabancıyı 7'ye. kimi oynatacak ondan sonra bu kulüpler geç karşısına izle.

    burada gerekli olan şey taraftar ve yönetim olarak dik durmak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın