• 527
    saçmalık..

    taksim'deki arkadaşlara sesleniyorum;

    en azından 20-30 kişi toplanın(bjk-fener taraftarı fark etmez), giderken birkaç basın mensubuna da durumu haber edin, sonra gidin federasyon binasının önüne tepkimizi dile getirin.. tam zamanıdır.. medyaya biraz yansısa yeterlidir.. son zamanlardaki olayların katkısıyla etkisi büyük olur.. istanbul'da olsaydım ben organize ederdim ama..
  • 528
    galatasaray taraftarının istese çok rahat serrbest kalmasını sağlayacağı durum. ligtv almayalım bakalım ne yapacaklar. alıyorsan bu duruma razısn demektir. sonra yedekteki 6 türkten herhangi biri oyuna girdiğinde söylenmeye hakkın yok. bu senin eserin.
    tüpçünün reddetme nedeni de çok basittir. 2013-2104 şl ön elemelerini geçemeyecek fenerbahçe'sine hizmet amaçlıdır.
  • 529
    fazla takıldığımız mevzu.

    fenerbahçe'nin uzun zamandır istemediği ama alper'i aldıktan sonra çok istediği bu durum aslında bizi o kadar da etkilemez. sanırım herkes şu anki kadromuzun durumuna göre bir değerlendirme yapıyor ama bence olaya biraz daha yukarıdan bakmak gerekiyor. altyapıdan futbolcu çıkarıp a takımda görev verebilen bir takımız. teknik direktörümüz, kültürümüz, seyircimiz hep buna uygun. bu kısıtlamadan en az etkilenecek kulübüz. bir yabancı gider yerine bir genç parlayıverir. semih'i, emre çolak'ı, salih'i, oğuzhan'ı kaç kişi takip ediyordu? ama sonuçta bir şekilde çıkabiliyorlar. yabancı sınırı 0 a bile inse bununla en iyi başa çıkabilecek kulüp galatasaray'dır. kimse üzülmesin. işin "türk futboluna fayda" kısmını ise gerçekleştiğinde göreceğiz.
  • 531
    türk futbolu sadece fenerbahçe'nin isteklerine ve çıkarlarına göre yönetiliyor ya, yazıklar olsun. allah aşkına ligtv almayın, aldırmayın. nasıl olsa yeni yabancı statüsü ile bu artık bu lig çekilmez olacak. düşünsene sneijder'e "koçum yabancı sınırı yüzünden sen bu hafta tribünde oturacaksın, senin yerine erman oynayacak" diyorsun veya gelmeleri halinde nani, melo gibi üst düzey yabancı oyunculara. ve sen kadronda bulunan/bulunacak olan bu kaliteli yabancıların her hafta iki tanesini izlememek için para ödeyeceksin. neresinden bakarsan bak saçmalık.
  • 532
    uluslararası mahkemeler aracılığıyla en azından ab birliği ülkelerinin vatandaşlarının uygulama dışına çıkarılabileceği kuraldır.

    eğer ispanya'da ab ülke vatandaşları -ki türkiye ab ülkesi olmamasına rağmen yabancı sayılmıyor- yabancı sınırına takılmıyorsa sende mütekabiliyet kuralı esaslarına göre bunu uluslararası mahkemelere başvurarak düzenleyebilsin.

    hukukçu arkadaşlar bu konuda görüş belirtirlerse daha fazla aydınlanabiliriz.
  • 533
    türk futbolunun başına sporun içinden, futbolun içinden biri geçmediği sürece kalkmayacak/düzelmeyecek olan kural.

    şöyle bir son on seneye bakalım.
    acaba hangi ülkelerin takımları başarılar elde etmiş.

    ---------------------------------------------------------------------

    şampiyonlar ligi şampiyonları:

    2002 - 2003: milan (italya)
    2003 - 2004: porto (portekiz)
    2004 - 2005: liverpool (ingiltere)
    2005 - 2006: barcelona (ispanya)
    2006 - 2007: milan(italya)
    2007 - 2008: manchester united(ingiltere)
    2008 - 2009: barcelona(ispanya)
    2009 - 2010: inter milan(italya)
    2010 - 2011: barcelona(ispanya)
    2011 - 2012: chelsea(ingiltere)
    2012 - 2013: bayern münih(almanya)

    dünya kupası sıralamasında ilk 3'e bakacak olursak.

    1. brezilya (5 kupa)
    2. italya (4 kupa)
    3. almanya (3 kupa)

    ilk 3'te 2 avrupa ülkesi var.

    avrupa şampiyonası:

    bu kupayı 3'er kez almış iki ülke var.

    almanya ve ispanya.
    ------------------------------------------------------------------

    yukarda saydığım başarılı ülkeler sadece son yıllarda başarılı ülkeler değil.
    ülke olarak ve kulüpler bazında hemen hemen her sene başarılı olan ülkeler/kulüpler.

    peki ama neden? nasıl oluyor bu iş?
    acaba hepsi alt yapıdan her sene über yetenekler mi çıkartıyorlar?
    acaba hepsi sadece kısıtlı bir sayıda yabancı futbolcular ile mi oynuyorlar?
    hayır.

    evet bu saydığım ülkeler'de alt yapılar olağanüstü.
    çok yatırım yapılıyor. bunlara eyvallah.
    ama bu ülkelerin bu konuda tek ortak noktası yabancı sınırının olmaması.

    mesela ingiltere: bu ülke'de ab ülkesi vatandaşı olan futbolculara hiç bir sınır yok.
    ab vatandaşı olmayan futbolcular için ise bir takım kriterler getirilmiş.
    mesela o futbolcunun oynaması için çalışma izni bulunması gerekiyor. bu çalışma iznini ise sadece son 16 milli maçın en az yüzde 50'sinde oynayan futbolcular alabiliyor.
    yani ingiltere "kaliteliysen gelir oynarsın yoksa kusura bakma" diyor.

    almanya'da mesela bir sınırlama yok ama almanya milli takımı taş gibi futbol oynuyor.
    2012/2013 sezonu finalinde iki alman takımı karşılaştı. iki takımda sadece alman futbolcular mı vardı?
    hayır. kaliteli alman futbolcular kaliteli yabancı futbolcular ile beraber oynadılar.

    bu ülkelerin yayın gelirleri ülkemiz ile karşılaştırıldığı vakit arada bir uçurumun olduğu gözüküyor.
    neden almanya, ingiltere, ispanya gibi ülkelerin ligleri dünya'da yayınlanıyor?
    çünkü başarı var, futbol zevki var.

    ama siz bir yabancı sınırı koyarsanız, yerli futbolculara uçuk fiyatlar biçerseniz olmaz.
    zaten kaliteliyse o paralar verilir, ama sırf yabancı sınırı var diye vasat bir yerli futbolcuya uçuk fiyatlar ödemek yazıktır günahtır.

    türk futbolunun ileri gitmemesi tek yabancı sınırına bağlanmamalı evet ama bu en büyük sorunlardan biri.

    biraz fazla oldu kusura bakmayın.
    sevgiler.
  • 534
    http://www.radyospor.com/...a-TFF-noktayi-koydu-

    sahtekar federasyonun kim bilir hangi hesaplarla değiştirmeye yanaşmadığı kural.. sorunca da saçma sapan sebepleri önümüze koyuyorlar.. sıradan bir taraftar olarak haftalar önce her soruna ayrı ayrı cevap yazmıştım, buraya tekrar kopyalıyorum. o 'görevli' belki görür de utanır biraz..

    bu konuda ortalığı ayağa kaldırması gerekirken verdiği 1-2 pasif röportaj dışında hiçbir girişimde bulunmayan galatasaray yönetimi de, kareografi dışında hiçbir halta yaramayan, daha bir kez federasyon binasının önüne gidip şu yabancı sınırı saçmalığına tepki göstermeyen menfaatperest ultraslan da baksın ve daha fazla utansın o 'görevli'den, o 'maşa'dan..

    (ve biri lütfen şu mesajın linkini -türkiye'deki futboldan haberi olmayan ya da yokmuş gibi davranan- spor bakanı suat kılıç'a tweet falan atsın, belki o da okur da insafa gelir biraz. inanın kendisiyle görüşme fırsatım olsaydı çoktan gidip derdimizi anlatmıştım)

    juppderwall tarzı yabancı oyuncu kuralı : (upgraded)

    her insan gibi her ülke de kendine özel. dolayısıyla farklı ülkelerdeki uygulamalar örnek alınsa da, aynen kopyalayıp uygulamak doğru değil.. nacizane süper ligimizin en üst düzeye çıkabilmesi adına önerilerim ve sorunlara dair çözümlerim:

    öncelikle var olan örnekleri incelemekle başlayalım:

    avrupa'nın en iyi 6 ligine sahip ülkeler:

    ingiltere, almanya, fransa, ispanya, italya ve portekiz..

    şüphesiz herkesin izlemekten en çok keyif aldığı, futbol dünyasının 'nba'i olarak tanımlayabileceğimiz lig; premier league.. dolayısıyla bu ligi kaliteli yapan vasıfları kendi ligimize aktarmaya çalışmamız lazım.. kurallara göz atarsak:

    - ab dışı transferlerde, oyuncu için son 2 yılda milli takımı ile maçların %75'ine çıkmış olma şartı.(work permit)
    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene ingiltere'de geçirmiş oyuncu olacak.(ab oyuncularına karşı önlem)
    - en fazla 25 yabancı oyuncu
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    şüphesiz en çok dikkat çeken kural milli olma şartı..

    http://img593.imageshack.us/...lioyuncuyzdeleri.jpg

    en yüksek milli oyuncu yüzdesine sahip lig: premier league. büyük çıkışta olan bundesliga'nın 2. sırada oluşuna dikkatinizi çekiyorum. istisnalar hariç genellikle liglerin kalitesi milli oyuncu yüzdeleriyle doğru orantılı.

    ligin kalitesini arttıran unsur, dünya'nın her köşesinden, daha önce profesyoneller tarafından maçları defalarca izlenip, değerlendirilip seçilmiş oyuncuların tekrar bir rekabete girip ilk 11'de düzenli şans bulabilenlerini, takımların transfer etmesi.. milli takımında düzenli oynayabilen oyuncunun fos çıkması çok düşük bir olasılık. dolayısıyla premier league'den örnek alınması gereken -olmazsa olmaz- kural:

    yabancı futbolcular için çalışma izni. milli olma şartı, yani sadece kalifiye futbolcuları lige kabul etmek. peki bunun ölçüsü ne olacak? premier league ve championship kulüplerinin maddi imkanlarının çok yüksek olduğunu ve liglerinin prestij açısından çok avantajlı olduğunu düşünürsek, kuralı aynen kopyalamak mantıklı olmayacaktır.

    -kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı.

    (yüzdenin ingiltere'den düşük olması herkesçe mantıklı bulunsa da rakam konusunda kesin konuşmak için bir istatistik çalışmasının gerekli olduğunu düşündüğümden kesin bir rakam belirtmiyorum. daha önce %70 olmasını savunsam da bunun biraz ağır kaçacağını düşünmeye başladım. artık şahsi fikrim %50 olmasıdır. ligimizin futbol seviyesini düşünürsek milli takımların rotasyon oyuncularının da transferi lige kalite katacaktır)

    kulüplerimizin maddi şartlarını düşünürsek ciddi futbolcu ihracatı yapan brezilya, arjantin gibi ülkelerden oyuncu transferi çok zorlaşacaktır. dolayısıyla milli takımlar sıralamasını göze alarak üst sıralardaki ülkelerden transferlere bir serbestiyet tanımak uygun olacaktır. ayrıca milli takımı bırakmış ama yine de ülke futboluna ciddi katkıda bulunabilecek tecrübeli oyuncuların önünü açmak adına 40+ kez milli olmuş oyunculara izin vermek lige olumlu katkı yapacaktır. (bkz: theofanis gekas) dolayısıyla;

    kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı + 40+ milli oyunculara çalışma izni + ülkeler sıralamasındaki ilk 8 ülke için kural istisnası. (brezilya'nın durumuna bakınca puan değil de toplam değer sıralamasını kaale almak daha mantıklı gibi.. bu konu hakkında değerli görüşlerinizi bekliyorum)

    güncel ülke sıralaması için:

    http://www.transfermarkt.com.tr/...nalmannschaften.html

    ülkeye kaliteli yabancı ithalatı adına önlemleri aldık.

    premier league'in zayıf özelliklerine bakarsak;

    -tam bir öğütme makinesi, dışarıya oyuncu satışı yok. ancak oyuncuların posalarını alabilirsiniz.
    -alt yapıdan çıkan oyuncuların da yurt dışına çıkışı alışageldik bir durum değil.
    -ayrıca dünyanın en kaliteli ligine sahip olmalarına rağmen milli takımlarının beklenen başarıları yakalayamaması da başka bir sorun.

    gelecek örneklerde çözüm bulmamız gereken konular bunlar.. devam edelim.

    almanya: yabancı sınırlaması yok.

    herkesçe son yıllarda büyük çıkışta olduğu kabul gören ve bu sene 2 takımı şampiyonlar ligi finalinde karşılaşacak bundesliga'nın bu gelişimindeki en önemli unsurlardan biri 2006'da yabancı sınırlamasının kaldırılmasıdır. zaten sağlam bir altyapıya sahip almanya futbolu, kural değişikliğiyle beraber zincirlerini kırmış ve daha da büyümüştür.

    ispanya:

    - max 3 tane avrupa birliği dışı oyuncu
    - max 3 kaleci
    - max 25 oyuncu
    - avrupa birliği dışı olmasına rağmen avrupa birliği kapsamında sayılan ülkeler: rusya, türkiye, cotonou
    - maç kadrosunda kısıtlama yok

    ispanya örneğinde ise ab dışı oyuncu sınırlaması var. altyapısı nispeten sağlam fakat lig, 2 kulübün tekelinde. 2 kulüp dünyanın en iyi kulüplerinden de olsa güçleri, ligi premier league seviyesine taşımaya yetmiyor. ligin örnek alınabilecek tek özelliği serbest dolaşım hakkıyla ab oyuncularının serbest olması ve ab dışı oyuncu sınırlaması. şu anda buna benzer bir sınırlamaya hepimiz razı olsak da daha iyisine çalışalım. devam..

    italya:

    italya'da ise her sezon en fazla 2 avrupa birliği dışından transfere izin var. italya futbolu düşüşte olsa da yine dünden razı olacağımız bir kurala sahip. ab dışı oyuncu kuralını da ispanya'nınkinden daha mantıklı bulduğumu söylemeliyim. fakat bunun dışında örnek alınacak bir özelliği yok.

    fransa:

    - max. 4 tane avrupa birliği dışından oyuncu
    - avrupa birliği kapsamında değerlendirilen ülkeler: ozbekistan, kırgızistan, mısır haricinde tüm afrika ülkeleri, yeni zelanda haricinde tüm okyanusya ülkeleri,
    bosna sırbıstan ve karadağ haricinde tüm avrupa ülkeleri, mısır haricinde cotonou ülkeleri*
    - maç kadrosunda sınırlama yok.

    gelelim fransa'ya. altyapı ve ihracat ülkesi. ama altyapıları fransızlardan ziyade uluslararası bir nitelik taşıyor. neredeyse afrika'nın tamamı ab üyesi sayılmış (şimdi yemeyin bizi). bildiğiniz sömürgecilik devam ediyor. eğer bizde de ab oyuncuları serbest olacaksa buna nispet edercesine türki cumhuriyetlerin tamamına, hatta orta doğu ülkelerine de kolaylık tanınabilir. takımları avrupa'da, belli yıllar hariç yarıştığı ülkelerin takımları kadar başarılı olamayan fransa'nın, ihracat ülkesi olmasına yol açan bu kolaylık dışında örnek alınacak bir özelliği yok. (son 20 yılda tek bir cl finalleri var, o da 1992/93 sezonu marseille'nın şikeyle -fener usülü- aldığı kupa)

    portekiz:

    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene portekiz'de geçirmiş oyuncu olacak.
    - max. 50 oyuncu (alt yapı takımları dahil)
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    portekiz ligi ulaşmak istediğimiz noktada olmasa da, arzuladığımız önemli bir özelliğe sahip; avrupa'nın ham madde tedarikçisi konumunda ve ham maddeleri işleyip büyük liglere servis ediyorlar. en azından anadolu kulüplerimizin sahip olmasını istediğimiz meleke bu..

    ingiltere'de de, almanya'da da, portekiz'de de yabancı kısıtlaması yok ancak kendi ülke vatandaşlarını veya alttan gelen oyuncuları koruyan tedbirleri var. futbolcuların 25 yaşına gelene kadar adam yerine konmadığı, gelişimlerini çok geç tamamladığı (bkz: burak yılmaz) ülkemizde kesinlikle örnek almamız gereken uygulamalar bunlar..

    18 kişilik kadrolara zorunlu kılınacak alt yapıdan yetişmiş, ya da genç yaşta transfer edilmiş oyuncular bu soruna çözüm olacaktır. peki rakam kaç olmalı? zamanında kadroda 2 alt yapıdan yetiştirilmiş oyuncu zorunluluğu bulunan ligimizde kuralın nasıl su-i istimal edildiğini hatırlıyoruz.. trabzonspor'un kuralın cezasını peşin ödeyip yine de yedekte bile oyunculara yer vermediğini hala hatırlarım.. mesela sayının 2 olması durumunda bunun fazlaca şans bulamayan yedek kaleci ve yedek stoper mevkilerinde kullanılarak su-i istimal edileceğini öngörebiliriz. 18/4 şeklinde uygulanırsa takımlar her bölge için oyuncu yetiştirmek zorunda kalacak ve sakatlıkları da hesap ederek en azından 7 kişilik bir genç gurubu hazır tutacaktır. bizim millet ancak böyle katı kurallardan anlar o yüzden çekinmeden kuralı dayatmak lazım. kural için bu ülkeler örnek alınarak (az sonra yazacağım 23 yaşaltı kuralıyla beraber düşünerek) '21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu' şeklinde kriter belirlenebilir.

    -yine de kulüplere esneklik, genç oyunculara daha fazla şans tanınması adına, ve kulüplerin bu sürece uyumunu kolaylaştırmak açısından italya'yı örnek alı(maç kadroları 23 oldu) maç kadroları sayısı 20’ye, bulundurulması gereken altyapıdan yetişmiş oyuncu sayısı 5’e çıkarılabilir. yine aynı mantıkla en az 9 oyuncuyu hazır tutmayı gerektirir.-

    -kural: 18 kişilik maç kadrosunda en az 4 tane 21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu bulundurmak.

    -uyulmaması halinde önce ağır para, sonra puan cezası verilmesi kuralın - özellikle bizim ülke için - olmazsa olmazı..

    böylece yabancı sınırlaması var diye, almanya’dan , hollanda’dan yapılan türk oyuncu ithalatının bir önemi kalmayacak ve bu oyuncular genç oyuncuların önünü kesemeyeceklerdir. zaten kendi kulüplerinde şans bulan oyuncular gerekirse o ülkelerden de milli takıma seçilebilirler..

    yine bu kural, ülkede fiyatları aşırı şişmiş türk oyuncuların piyasasını da normal seviyelere çekecek ve takımları daha çok oyuncu yetiştirmeye teşvik edecektir.

    http://img20.imageshack.us/...ndalkeleregretra.jpg

    klüp bazında ülkelere göre senelik yeni transferlere bakarsak, avrupa futbolunu domine eden hiçbir ülkenin üst sıralarda olmadığı dikkatimizi çekiyor. fransa sürekli yetiştirip ihraç etmesine rağmen bir istikrar yakalamış durumda.. keza ispanya'da öyle.. çöküşte olan italya futbolu ise 4.sırada.. sürekli ihraç eden istikrar abidesi portekiz ise atlanmamalı. transfer sirkülasyonundan olsa gerek portekiz de 6.sırada. yine de portekiz ulaşmak istediğimiz noktada değil, maddi olarak ligimizin gerisinde bu yüzden portekiz'i bu açıdan değerlendirmiyoruz.

    zaten yabancı oyuncuların transferine milli olma şartı koyarak bu sorunun önüne geçtik sayabiliriz. mesele nasıl fransa, portekiz gibi ihracat yapacağımız. milli olmuş oyuncuları transfer etmek kaliteyi arttırsa da, dışarıya oyuncu satışına büyük katkıda bulunmuyor ingiltere örneğinde olduğu gibi.. kulüplerimizin fransa ve portekiz örneklerinde olduğu gibi bir serbestiyete ihtiyaçları var ülkeye genç oyuncuları getirip, parlatıp, satabilmek için.. bu istidadı ortaya çıkarmanın yolu belli bir yaş altında yabancı transferini serbest bırakmak. bir iktisatçı olarak normalde katılmasam da bu sefer adam smith'in dediği gibi: laissez faire, laissez passer. (bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler).

    kural: 23 yaş altı yabancı oyuncu transferinin kriter olmaksızın serbest bırakılması.

    büyük takımlar kadar kaliteli yabancı almakta zorlanacak anadolu kulüpleri için oyuncu yetiştirip ihraç etmeleri için bir fırsattır bu kural. 2. ligde benzer bir kural uygulanmış ve emenike gibi bir oyuncu bu sayede 2.lige gelmişti unutmamak lazım. demek ki isteyince oluyor. bırakalım yaşı müsait olduğu sürece istedikleri kadar adam alsınlar.. en fazla 22 yaşındaki oyuncu kariyer peşindedir, çalışır çabalar. yeteneği yetersiz bile olsa asla yatmaya gelmeyeceğinden zarar etmek zordur.. genç oyuncular düşük maaş aldıklarından kulüplerden çıkan para az, oyuncunun katkısı veya transferiyle gelecek para nispeten daha fazla olacaktır.

    >>türk kulüpleri, portekiz kulüplerinin brezilya’ya, fransız kulüplerinin afrika’ya açıldığı gibi, başta azerbeycan olmak üzere orta doğu ve orta asya ülkelerine açılarak genç oyuncu keşfinde bulunabilirler.

    senelik yayın gelirlerinden neredeyse super lig şampiyonu kadar ingiliz kulüpleriyle anadolu kulüplerini bir tutup, transfer için sadece milli olma şartı koymak asla yeterli olmaz.. genç yabancıların önünün açılması çok önemli..

    gerekli uygulamalar yapıldığı takdirde, uzun vadede ligimizin marka değerinin avrupa'da ilk 4'e girmesi mümkün.. futbol kalitesi olarak olmasa da, şu anda ligin maddi değeri avrupa'da 6. konumda.. (nüfusun da yardımıyla tabi)

    http://img405.imageshack.us/...lleaguesbrandval.jpg

    (neden hollanda'yı listeye almadın diye soranlara cevabım; hollanda'nın ihraç etmekten ve kaliteli oyuncuları ülkeye getirememekten dolayı avrupa'da istikrar sağlayamaması ve afonso alves gibi vasat topçuların çılgın atabildiği sıradan bir lige sahip olmaları.. portekizlilerle avrupa'da kıyas kabul etmiyor..)

    tüm bunlara ilaveten federasyonun kulüplerin alt yapıya yaptıkları yatırımları denetlemesi, belli düzenlemeler getirmesi, bunları aksatan kulüplerin yayın gelirlerine el koyması gerektiğini not düşelim.

    bu entry beğenildiği, desteklendiği sürece güncellenecek ve tekrar gündeme taşınacaktır. daha burada bitmedi.. *

    5 heceli 11 harfli hayat 'a tablolar için teşekkürler.

    kendisinin çok daha sağlam çalışması>> bakmadan geçmeyin: (bkz: yabancı oyuncu sayısı/#1166708)
  • 536
    sözlük hemen birleşip, oyuncularımızın 'ab vatandaşlarının nihat kahveci'nin kazandığı davayı emsal göstermesi için' en azından twitter'dan gerekli kampanyayı başlatmalıdır. ftw, haluk yürekli gibi bizim yanımızda olacak takipçi sayısı fazla isimlerle irtibata geçilmeli. ben twitter kullanmıyorum, rica ediyorum sözlük, birleşin ve başlatın şu olayı.. sosyal medyanın gücü yadsınamaz..
  • 539
    fenerbahçe ve beşiktaş'ın uefa'dan alacakları muhtemel 'avrupa kupalarından men' cezasından sonra maalesef azalması olası, mevcut haliyle kalması bile zor olan kural.

    bu da dolayısıyla bizim avrupa hedeflerimizi ve vizyonumuzu birkaç sene ertelememiz anlamına geliyor. bir ihtimal y.demirören denyosu görevi bıraktığında gelecek vizyoner bir t.f.f. başkanı gidişatı değiştirebilir.

    (bkz: fenerbahçe'nin uefa disiplin kuruluna sevk edilmesi)

    (bkz: beşiktaş'ın uefa disiplin kuruluna sevk edilmesi)
  • 540
    adamlar inat ediyor. daha da kısacakmış gibi görünüyor. bu sınırı kaldırtmanın ya da genişletmenin bir yolu var. nasılsa herkes bize düşman. bizim güç kaybetmemiz için her şeyi yaparlar. bizim de zaten üst düzey birkaç türk oyuncumuz var. selçuk, semih, burak, umut*, hamit hatta bazı sezonlarda parlayan emre çolak, hakan balta ve gökhan zan. bu sezon için geç oldu ama gelecek sezon yine şampiyonlar liginde başarılı olup yine şampiyon olup yine şampiyonlar ligine katılıp ekonomik olarak iyi bir takım olalım. sonra da avrupa'da oynayan kaliteli türk oyuncuları ne pahasına olursa olsun takıma katalım. alalım gökhan inler'i. alalım arda'yı. gerekirse nuri'yi, kerim'i, cem'i, serdar taşçı ya da ömer toprak'ı alalım. hatta bayern'den emre can'ı. bir iki tane de süper ligden türk oyuncu aldık mı tamamdır. o zaman bu kural kalkacak. kalkmazsa da onların bileceği iş. biz yapacağımızı yapmış oluruz.
    http://inciswf.com/1285450499.swf
  • 541
    bu saçmalığı kaldırmak için avrupadaki türkleri toplayıp 30-40m euroluk bir külfetin altına girmeyi doğru bulmuyorum şahsen.. bizim isteğimiz hak.. ülkedeki futbolun selameti açısından mantık dahilinde bir kural.. o zaman bu düşünceler için gereğini yapmalı.. lobi mi olur, hukuksal girişimler mi olur orasını bilemem.. yönetimde olsaydım tüm mesaimi bu işe harcardım..
  • 542
    uefa'nın bir standart getirmesi gereken, kulüpler ve ülke federasyonlarını dara sokan uygulama.

    arkadaş eğer bu takımlar birbirleriyle mücadele edeceklerse, aynı platformda karşılaşacaklarsa, eşit şartlarda olmaları gerekmez mi? ingilteresi, fransası, ispanyası aynı şartlarda mücadele etmezse, kazanılan başarıların adil olduğunu kim söyleyebilir?

    evet, her ülke, kendi vatandaşı olan futbolcuların yetişmesine ve takımlarda yer almasına teşvik sağlayıcı kurallar koymalı, ama bu ülkeden ülkeye farklılık içermemeli bence.

    şahsen galatasaray'ın 11 tane türk olmayan futbolcudan oluşmasını istemem. tamamı yabancı olan bir takım ile aidiyet hissi yaşamak çok zor olur. ancak mücadele ettiğimiz ülkelerin takımlarında da aynı sınırlama olmalı. 6 yabancı 5 yerli, iyi bir rakam, ama bu manchester'a da, chelsea'ye de barcelona'ya da inter'e de bu şekilde uygulanmalı.
  • 544
    --- alıntı ---

    galatasaray spor kulübü yönetim kurulu üyesi sedat doğan, sabah gazetesine açıklamalarda bulundu.

    sedat doğan'ın, türkiye futbol federasyonu'nun 2013-2014 sezonunda uygulayacağı yabancı oyuncu prosedürü ile ilgili açıklamaları, sabah gazetesinin bugünkü nüshasında şu şekilde yayınlandı:

    türkiye futbol federasyonu'nun önümüzdeki sezon yabancı futbolcular için "6+0+4" uygulamasıyla ilgili galatasaray hukuk mücadalesi başlattı. tff başkanlık makamına hitaben 8 mayıs'ta dilekçe veren sarı-kırmızılılar yabancı sınırlamasının ab kuralları ve çerçevesinde revize edilmesini istedi. işleme alınan dilekçede 1963 tarihli ankara antlaşması, 1972 yılındaki ek protokol ve 1980'deki ortaklık konseyi kararları çerçevesinde avrupa adalet mahkemesi'nin nihat kahveci ile ilgili kararının örnek alınması ve mütekabiliyet esasları çerçevesinde türkiye'de de ab ülkesi futbolcular için sınırlamanın kaldırılması gerektiği vurgulandı. konuyla ilgili sabah'ın sorularını yanıtlayan galatasaray'ın hukuk işlerinden sorumlu yöneticisi sedat doğan, yabancı futbolcu kısıtlamasının ucunun türkiye'nin dış siyasetine kadar gittiğine, bugüne kadar bazı işadamlarının ve işçilerinin konuyla ilgili ab'de kişisel başvurularda bulunduğuna dikkat çekti.

    kahveci kararina vurgu
    doğan, "nihat kahveci, real sociedad ile anlaştıktan sonra 'türkiye ile avrupa birliği arasında yapılan anlaşma gereği ab oyuncusu gibi muamele görmem lazım' dedi. bu talebini önce ispanya futbol federasyonu, sonra başvurduğu ispanya'daki spor mahkemesi reddetti. o da avrupa adalet divanı'na gitti. tüm ülkelerin anayasa mahkemeleri de dahil hepsinin en üzerindeki yargı organı olan adalet divanı, nihat lehinde karar verdi. bizim tff'ye 8 mayıs'ta verdiğimiz dilekçede de bu karara ve gerekçelerine vurgu yapılıyor" diye konuştu. 1963'teki ankara antlaşması'nın "uyrukluk sebebiyle ayrımcılık uygulayamazsın" dediğini belirten doğan 1972'deki protokolün "bunun kapsamına giren alanlarda türkiye tarafından topluluğa uygulanan rejim üye devletlerle bunların uyrukları ve ortaklıkları arasında hiçbir farklı işleme meydan veremez" şeklindeki 58. maddesinin ve 1980'deki ortaklık konseyi kararı'nın 10. maddesinin nihat kahveci davasının karar metninde de yer aldığını hatırlattı.

    tazminat davasi mümkün
    doğan, "tff bu uygulamayı değiştirmezse futbolcular tazminat davası açabilir mi?" sorusuna "türkiye'de herhangi bir takımla sözleşme imzalamış olan ab vatandaşı futbolcu elbette maddi kaybının tazminini isteyebilir. yani, ücret ve diğer çalışma koşulları bakımından bir ayrımcılık gözetemezsin. 11 türk ile oynayabiliyorsan, 11 ab vatandaşı ile de oynayabilirsin. herhangi bir karar merciinin kararından dolayı kayba uğrayan herkesin tazminat talebi olabilir. 6+0+4 sisteminde maç oynayamayan futbolcu bu uygulamadan mağdur olduğunu ispatlayabilirse, buraya dönüp tazminat talebinde bulunabilir."

    eşitlik ilkesi vurgusu!
    ab vatandaşı futbolculara kısıtlama uygulanmasının türkiye'nin dış siyasetini de ilgilendirdiğini savunan sedat doğan şöyle konuştu: "tff'nin, ab vatandaşlarına ayrımcılık uygulaması türkiye'nin yıllardır ab ülkelerinde haklı olarak yürüttüğü 'benim işçim, işadamımın burada serbest dolaşmalıdır' politikasına zarar verir. ünal aysal yönetiminin göreve gelişinden 4 ay sonra bunun çalışmalarını yaptık. o sırada üzerine gitmedik. geçen sezon da lig sürerken uzak durduk ama ligin bitimine yaklaşık bir ay kala bu dilekçeyi verdik. kulüp olarak ses çıkartmadan yapalım istedik. ne zaman ki kulüpler birliği'nde gündem yaratıldı; sonra konuşmaya başladık. türkiye'nin zarar görmesini istemiyoruz. türkiye'nin ab ile ilgili adımlarını destekliyoruz. ülkelerarası ilişkilerde mütekabiliyet (eşitlik ilkesi) esası var. nihat kahveci örneğinde, adalet divanı türk vatandaşlarına bu hakkı vermiş. siz kalkıp 'ben bunu tanımıyorum' dediğiniz anda, diğer ülkelere 'türkiye bunu uygulamıyor. mütekabiliyet sebebiyle ben de uygulamıyorum' deme hakkı verirsiniz. tff'nin ısrarı, türkiye'ye karşı mütekabiliyet esasına sığınmaya çalışan ülkelerin işini kolaylaştırıyor."

    ankara antlaşmasi (1963)
    9.made: akit taraflar, anlaşma'nın uygulanma alanında, 8. maddenin uygulanması ile ilgili olarak ortaya konabilecek özel hükümler saklı kalmak üzere, uyrukluk dolayısıyla uygulanan her türlü ayrımın, topluluğu kuran anlaşmanın 7. maddesinde anılan ilke uyarınca yasak olduğunu kabul ederler.

    ek protokol (1972)
    58.madde: türkiye tarafından, topluluğa uygulanan rejim, üye devletleri ile bunların uyrukları veya ortaklıkları arasında hiçbir farklı işleme meydan veremez. topluluk tarafından, türkiye'ye uygulanan rejim, türk uyrukluları veya türk ortaklıkları arasında hiçbir farklı işleme meydan veremez.

    ortaklik konseyi karari (1980)
    10.madde: topluluk üyesi devletler, işgücü piyasalarına dahil bulunan türk işçilerine, çalışma koşulları bakımından, topluluk işçilerine göre farklılık içermeyen bir rejim uygularlar.

    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/kulup/haber/17206.php
  • 545
    sürekli düşürüleceği konuşulan hede. ve galatasaray'ın da sürekli yabancı oyuncu transferleri konuşuluyor. carlinhos, bastos, nani, shaqiri, melo, mikel vs. vs. ya kulübün bir bildiği var, ya da bir bildiği var. başka açıklaması yok zira bu kadar çok yabancının.

    dünyada hiçbir ülke futboluna katkı vermeyecek bir kural ya da sınırlandırma, cezalandırma diyelim. en kısa sürede bu yanlıştan dönülmesi dileğiyle.
  • 547
    alt yapı sorunumuz malum ve türk oyuncularının gelişme çabasının çok düşük olması dolayısıyla tamamen kaldırılması türk futbolunu olumsuz etkileyebilir. 10 yabancı sınırı bence en makul sınırdır ve bu 10 yabancı direkt ilk 11'de oynayabilmelidir. +2+2 saçmalıklar olmamalıdır.

    bu düzenlemeyle beraber kulüplerin altyapı organizasyonu tff tarafından belli kriterlere sokulmalıdır. kulüpler bütçelerinin bir kısmını altyapıya harcama zorunluluğunda olmalıdır.
  • 549
    elinde domates, biber, yumurta varken ızgara tavuk yapmaya çalışanların kuralı. halbuki senin elindeki malzemelerden olsa olsa menemen oluyor birader, ötesi olmuyor işte. ne diye hala 3+5, 6+3, 7+28 diye ugrasırsın?

    hal böyle olunca da yapılan yemek bir şeye benzemiyor. ülkece hem kulüp takımlarını hem de milli takımı yerlerden topluyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın