• 78
    https://twitter.com/.../1473366510374731781

    21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçında da takımımız lehine olan istatistk. sorun nerde acaba? futbolcuların her hatasında kenarda bağırıp çağıran, sonra da gereksiz yere üç dört hafta oynatmayan hocada olabilir mi? özgüven duymayan futbolcu o topu kaleye sokamaz. morutan ligin başlarında uzaktan her vurduğunu kaleye sokuyordu, söz konusu maçta dağlara taşlara vurdu. öte yandan yunus akgün bizde olsa o şutlardan gol çıkarabilir miydi? bir düşünmek gerek.
  • 195
    istatistiki bir veri değil, bir ihtimal tahminidir.

    futbol takımları için nelere çalışmaları gerektiğini tespit etmek ile bazı oyuncuların değerini ve/veya performansını ölçmek, taraftarlar olarak da izlemediğimiz bir maçın nasıl geçtiğini tahmin etmek adına şut istatistiklerinden biraz daha iyi bir metriktir.

    xg hesaplayan farklı modeller olduğu için aynı takımın aynı maçtaki xg'si, farklı modellere göre farklı çıkabilir. en sık kullanılan modeller arasında dahi aynı takım için yarım sezonda 4 xg'ye dayanan farklar görülebilmektedir.

    https://gss.gs/8h7.jpg * *

    fatih terim'in galatasaray'la yollarının ayrılmasının üstünden bir yıl, iki teknik direktör, tamamen farklı bir kadro geçmesine rağmen galatasaray adına hala korele seyretmemektedir. galatasaray taraftarının gündemine 2021 yılında girdiği doğrudur ancak bu gündeme girme sürecinin terim'in performansını eleştirmek adına mı, yoksa savunmak adına mı yapıldığı tartışmaya açıktır.

    paris anlaşması'nı imzalayan ülkelerin 2030 yılında emisyonlarını yarı yarıya azalttıktan sonra küresel iklimde görülmesi olası orta ve uzun vadeli değişiklikleri falan bile fatih terim ekseninde tartışmak isteyenler için expected akıl fikir metriği çıkarma amacıyla oluşturacağımız modelde çalışmak üzere big data developer arayışımız devam etmektedir.
  • 123
    futbol skor olarak kısır bir spor, o yüzden veri az, anlamlı analiz için zorlayıcı.
    xg'yi ben seviyorum, yaptığınız işlerin iyi veya kötüye gittiğini takip edebileceğiniz bir metrik. çünkü puan, attığınız gol, yediğiniz gol gibi veriler çok keskin veriler. attığınız şutların, girdiğiniz pozisyonların veya tersi yediğiniz gollerin, verdiğiniz pozisyonların incelenmesi size daha iyi bir fikir edinmeniz için yardımcı olur.

    yani ortada ham veri var, bunu anlamlandırıyorlar. ama unutulmasın xg sadece bir metrik, her şeyi bunun üzerinden okumaya çalışırsanız hataya düşersiniz. xg yüksek ama küme düşüyoruz, demek ki kaçırdığınız bir şeyler var (gol demeyin bozuşuruz). diğer metriklere bakmak gerekiyor. ya da bu xg nasıl yüksek, organize ataklardan mı, duran toplardan mı, rakibin hatalarından mı?
    neyse daha birçok şey var ama xg yüksek diye hocayı savunmak olmuyor bence de, maçları izlemesek yerim ama izliyorum.
    kalite problemi diye işin içinden çıkamayız.
  • 2
    gol beklentisi istatistiğine göre 2018/19 şampiyonlar liginde grup aşamalarında oynanan maçlarda takımlar kaç gol atmalıymış, gerçekte ise kaç gol atmışlar şeklinde şöyle bir tablo paylaşılmış.

    https://twitter.com/.../1073321812875010050

    http://gss.gs/m9g.jpg

    beklenen gol istatistiğimiz(xg) 9.9 iken biz 5 gol atabilmişiz. arada 4.9'luk bir fark var. bu konuda bizden daha kötü olan sadece iki takım var; onlar da juventus(5,5) ve liverpool(5,3). tabi onlar 9'ar gol atıp gruplarından çıktıkları için bizim kadar koymamıştır. yani çok fazla pozisyon bulmuşlar, çok da kaçırmışlar ancak 9 tanesini atmışlar.

    biz atamadığımız için elendik. boşuna denmiyor özellikle bizim gibi takımlar için şampiyonlar liginde net pozisyon harcamak fazla lüks diye.
  • 140
    elime sonunda kaliteli bir süper lig xg verisi geçti, bir süredir kurcalıyorum.

    en önemli bilgi: başakşehir'in maç eksiği olduğunu not düşerek süper lig'in xg bazlı puan beklentisi (xp) olarak ilk sıradaki takımı, bildiniz, galatasaray.

    son on maç özelinde şut kalitesi ile 17.14 puan almasını bekleyeceğimiz bir dönemi 6 puan ile kapatmışız. 10 maçlık seride beklentinin 11.14 puan, sezon boyunca ise 12.47 puan altında kalmışız. puan cetvelinin diğer ucunda trabzon ise inanılmaz bir şekilde beklenenin 19.33 puan üstünde seyrediyor. futbol verileriyle bayadır haşır neşirim, bunların ikisi de çok anormal rakamlar. son üç sene için avrupa'nın büyük 5 ligi + rusya premier ligi'nde sezon boyu puan beklentisi farklılıklarını inceledim. (kaynak: understat)

    bu sezon galatasaray'ın xg beklentisinin bu yedi ligde daha fazla altında kalan takım ispanya'da levante. trabzon'a puan beklentisi üzeri "şans" konusunda yaklaşan bir takım yok.

    trabzonspor kadar xg beklentisinin üzerine çıkabilen son beş senede veritabanında üç tane takım var. 2017 juventus, 2019 liverpool, 2020 atletico madrid. bu üç takımdan ikisi bir sonraki sene puan beklentisine geri düşmüş olsa da juventus pirlo gelene kadar inatla beklenenin 10-15 puan üstü almaya devam etmiş.

    xg türkiye'de sunulduğu gibi bir "maçın hakkı" istatistiği değildir, fakat uzun dönem performansı tahmin etmede aşağı yukarı diğer tüm istatistiklerden daha iyidir. bahisçiler için altın değerindedir, galatasaray'ın trabzon maçına iddaa oranı olarak favori çıkmasının altında yatan sebeplerden temel olanı da budur. bu sebeple xg ile geçen 10 maç üzerinden rolling average olarak çalışıyorum. atıyorum torrent dönemine bakmak şimdilik sağlıklı bir analiz değil, 5-6 maç sonrası değişime bakabiliriz.

    baktığım bir şeyin daha notunu geçeyim:

    fantasy premier lig için kullanılan fikstür zorluğu metodunu kullanarak (1'den 5'e) galatasaray'ın fikstür zorluğuna baktım. gelecek 5 maçta 10 maç xg performansı olarak en kolay, 10 maç puan performansı olarak en zor fikstürü oynayacağız.
  • 38
    bir pozisyonun gol ile sonuçlanıp sonuçlanmama olasılığını gösteren istatistik.

    istatistikten çok anlamam.

    üniversite'de bile vizeden sonra finale 3 gün günlük 2 saatlik uyku ile sabahlayıp ancak geçebilmiştim dersinden. *

    ancak bir bilim olarak saygı duyuyorum, duymalıyım. hepimiz de aynı saygıyı göstermeliyiz. nedenine gelecek olursam eğer;

    bir istatistiği gerçek ve doğru sonucuna ulaştırmak için verilen emek, toplanan data, bu datanın doğru işlenmesi emin olun dünyanın en zor işlerinden birisi.

    neyse anladığımı düşündüğüm; kendimi geliştirmek için kitaplarını okuduğum, videolar izlediğim, dökümanlar incelediğim konuya gelelim bunu geçtikten sonra: futbol.

    düşünün hepimiz bir üniversitede birlikte okuyoruz, bir amfi salondayız. aldığımız ders futbol 101, futbola giriş. dönemin ilk dersindeyiz.
    gelen öğretim görevlisinin ilk söyleyeceği şey şu cümledir: futbol 11 kişilik 2 takımın olduğu, takımların birbirinini kalesine gol atarak üstün gelmeye çalıştığı bir spordur.

    yani futbol 101 dersinde ilk öğrendiğimiz şey: futbolun amacının gol atmak olduğudur.

    peki bu konu ne alaka, xg ne alaka diyecek arkadaşlarla devam edelim:

    xg bize gole ne kadar yaklaştığımızı gösterir. şut başına xg oranı pozisyonun kalitesini, gole yaklaştığımızı - yaklaşmadığımızı, şut atma becerimizi ve daha bir çok verimizi bize verecektir. bunu çalışmadan, incelemeden, analiz etmeden başarıya ulaşabilmek pek de kolay bir sonuç olmayacaktır.

    bir takım düşünelim, sözlük fc. bu takımın forvetinde de pivot santrfor oynuyor olsun (başka kimse olmazdı bizim sözlükten zaten *). bakıyoruz xg istatistiğine, takım 3 xg üretsin maç başı. biz maçları 3-4-5 gol civarı bitiriyorsak, pivot santrfor iyi bir bitirici diyebiliriz. ama aynı xg'de 1-2 gol buluyorsak pivot santrfor bitiricilik çalışmalıdır, daha iyi şut atmalıdır. böylece oyun gelişmeli ve daha iyi bir takım elde edebiliriz.

    istatistik (xg de dahil herhangi birisi de dahil) size asla ama asla bir takımın nasıl oynadığını doğru parametreleri ile göstermez. gösteremez. sadece bir istatistiğe bakarak "off takım uçuyor kaçıyor" da denmez, "bu takımdan bi yol olmaz" da denmez. denilirse o zaman istatistik bilimine ihanet etmiş oluruz.

    ancak bir takımın sahada yapması gereken her şeyi istatistik + video analizlerle birleştirirsen ve bunlara uygun doğru antrenman metotları kurarsan o zaman işte bir şeyler değişir. ki benim "modern futbol" dediğimde aslında anlatmak istediğim kavram bu. halen 80'ler 90'lar gibi belli başlı antrenman düzenleri geride kalmıştır. her takım eksiğine çalışarak "nasıl daha iyi olabiliriz" sorusunun cevabını bulmalıdır.

    yani istatistik, takım bazında gelişimin önemli kilit noktalarından birisidir. neyi eksik yaptığınızı salt maçı izleyerek göremezsiniz, en bilemedin oyuncu başına top kaybının sayısını tutarsın ki bu bile bir istatistiktir. xg de size atılan şutu gösteren istatistiktir, takımın attığı şutları sayıp hangi bölgeden kaç gol attığının sayısını tutarsan sen de evde kendi xg'ni yapabilirsin aslında. büyük veri şirketlerinden (opta - wyscout vb.) data aldığında da sana dünya çapında database'lerinde olan aynı noktadan atılan şutların gol olma / olmama olasılığını verir. yani babel'e gidip "35'ten attığın şutun bizdeki dataya göre gol olma olasılığı yok, buradan şut atma" uyarısını yapabilirsin. ya da cicaldau'nun gol pozisyonlarının xg'sine bakıp "bu adamı daha ceza sahası çevresi ve içinde kullanmamız lazım 8 olursa uzak kalıyor kaleye" diyebilirsin.

    şunu da eklemeyi bir borç bilirim, salt bu istatistiğe bakarak "takım uçuyor kaçıyor" denilmez. diyeni de görmedim açıkçası, sadece "takım pozisyon bulma sorununu bitirdi, pozisyon buluyoruz. şimdi bu pozisyonları gole çevirmeyi çözmek lazım" diyoruz, ben de öyle diyorum. yani şut kalitesi artmalı, yani şut çalışmalıyız, yani bitiricilik önemli.

    takımın uçup kaçmadığını bilmek için matematik dehası, taktik uzmanı olmaya gerek yok. açıp premier lig'den bir maç izliyoruz bizim maçtan önce, bizim maça dönünce ağlamaklı oluyoruz. bu kadar basit oynadığımız futbolun yeterli olmadığını görmek için. ancak nerede hata yaptığını istatistik + video analiz olmadan bulamazsın, bunlara çalışmadıkça da oyununu düzeltmezsin.

    modern futbol diye direttiğim (en azından benim) dalga bunun ta kendisidir.

    futbol 101 diye girdik, futbol 302 falan bitirdik galiba ama, neyse. *

    edit: eklemeyi unutmuşum az da gülelim ya. * https://pbs.twimg.com/media/EVT-YaEXYAAfCHZ.jpg
  • 182
    geçenlerde bu istatistik modeli hakkında bir şeyler yazmıştım. hala ikna olmayanlar için başka bir metod vermek istiyorum. diyelim kş buradan çıkan verinin tanımıyla uyuşmasığını düşünüyorsunuz. normal bir durum bu. sebeplerinizi söyler tartışırız. ancak bu model ve üzerimden üretilmiş türev istatistiklerin (ki bence türevler daha önemli) temel alındığı paternler gözlemleyebiliyoruz. haliyle sizde her ne kadar tanıma inanmasanız da paternler üzerinden okuma yapabilirsiniz.
  • 40
    şutu çeken futbolcunun meziyetlerinden, çekilen şutun kalitesinden, kalecinin veya defansın kalitesinden, en önemlisi de defansın hazırlıksız yakalanıp yakalanmamasından bağımsız olarak, şutun çekilmiş olduğu konumdan çekilen şutların golle sonuçlanabilme ihtimalini gösteren istatiatiki bir değerdir. her istatistik gibi 3-4 maçlık örneklemde anlamlı olmayıp, 40 maçlık bir sezonda takımın pozisyona girip girmediği konusunda daha anlamlı sonuçlar verecektir.

    ancak pozisyona girmek iyi bir futbol mudur? bence problem burada başlıyor. evet, futbol bir fırsat oyunu ve yeterli fırsatı yakalayabiliyorsan "iyi oynadım" diyebilirsin. en azından sonuç odaklı baktığın zaman bu doğru bir önerme olabilir. ancak futbol bir eğlence aracı ve sadece sonuç değil, sonuca nasıl gittiğin de önemli. net bir örnek değil ancak anlatmak istediğimi anlatmakta yardımcı olabilir: 80 dk. boyunca hiçbir aksiyonun olmadığı bir oyunda son 10 dk. üstüste 5-6 net gol fırsatı yakalayabilirsiniz ve bu 10 dk. boyunca gerçekten iyi oynamışsınızdır, ancak 80 dk. boyunca seyirciye hiçbir şey vaadedemiyorsanız seyirciyi kaybedersiniz. sonucu almış veya alamamış olmanızdan bağımsız olarak, futbol izleyicisi sizi izlerken kısa bir süre hariç sıkıldığı hissine kapılıyorsa burada iyi bir oyundan söz edilmemeli.

    buradan galatasaray'a bağlayabiliriz. evet, pozisyona girebiliyoruz ancak pozisyona girmediğimiz zamanlarda ne kadar aksiyon veya heyecan yaşatabiliyoruz. tempolu bir oyunumuz yok, sadece sonuç odaklıyız. katı bir savunma futbolu kadar olmasa da sonuç odaklıyız ve topu vermezsem gol yemem anlayışıyla daha risksiz olduğunu düşündüğümüz bir oyun oynuyoruz. kontrataklarda yaşadığımız problem de bu oyunun daha az riskli olup olmadığı konusunda bir soru işareti oluşturuyor. maç içerisinde bölüm-bölüm oyunu hızlandırıp gol atmayı amaçlıyoruz ama bu bölümler genel anlamda yetersiz. daha düşük tempoda oynayıp topu kaptığımızda ani atağa çıkıp rakibi düzensiz yakalamak yerine topu kaptırma riskini almayarak topu tutup rakibin geri dönmesine müsaade ediyoruz. burada da xg açısından fatal olmasa da bir error oluşuyor. bizim xg yarattığımız pozisyonlarda savunmaya yerleşmiş takımın defans hattının arasında görece küçük boşluklar yaratarak o boşluklardan şut çekerken rakip takımlar bizim kalemize ani ataklarla 3'e 3 veya 4'e 4 gelerek çok büyük boşluklardan çok daha rahat şut pozisyonları buluyorlar. misal bizim çektiğimiz şut 4 savunma oyuncusunun arasından gol olmak zorundayken rakibimizin birebir aynı yerden çektiği şut en fazla iki savunma oyuncumuzun arasından atılıyor. xg değeri aynı da olsa daha az baskı altında yapılan vuruş daha kontrollü ve gol ihtimali daha yüksek olan vuruş oluyor.

    sonuç olarak rakiplerimizden daha fazla pozisyona girip ve xg üretmiş olabiliyoruz ancak hem dar alandan yapılan vuruşların kalitesi çok daha düşük oluyor hem de pozisyon bulamadığımız zamanlarda coşkulu olmayan hücumlarımız yüzünden izlemesi hayli zor oluyor. son oynadığımız randers maçının ikinci yarısı ve kasımpaşa maçının ilk yarısında çok daha coşkulu ve hızlı bir oyun oynadık, rakip savunmanın düzenini bu şekilde bozabildik. bunu şahsen bir istisna değil, ilerleme olarak düşünmek istiyorum. umarım bu oyunumuzu 90 dakikaya yayabildiğimiz maçlar izleyebiliriz.
  • 42
    insanların nedir ne değildir araştırmadan hakkında fikir yürüttükleri istatistik. iddianın galibiyet oranları gibi zannedenler bile var anladığım kadarıyla. ancak bu xg öyle bir şey değil. yaptığınız vuruşun gol olarak değeridir. hani ortaokulda falan çok olurdu maç berabere bitmiştir biri der ki bizim şu şu pozisyon var gol olsa yenmiştik öbürü der bimem kim kafayı vurabilseydi biz almıştık falan. işte xg bu pozisyonların gol değerlerine bakar. yani daha önce bu pozisyonların 100 tanesinden kaç tanesi gol olmuş? 3 tanesi mi? o zaman o pozisyon 0,03 gol değerindedir. 20 tanesi mi gol olmuş? o zaman 0,2 gol değerindedir. yani kim maçta gol atmaya daha çok yaklaşmış, daha gerçekçi gol tehlikeleri üretmiş onun veriyor elimize. aynı zamanda kim daha iyi bitirici kim hiç pozisyona giremezken şapkadan tavşan çıkartmış bunu gösteriyor. olayın iyi oynamak kötü oynamakla pek bir alakası yok. girilen pozisyonun kalitesi ile alakası var tamamen. bunların gol değerlerinin toplamı tam olarak.

    galatasaray ligin en çok xg üreten ve en çok pozisyona giren takımı olduğu ortaya çıkınca şu istatistiğe de saçma sapan sallanıyor ya yuh diyorum cidden. adamlar 300.000 civarında şutu incelemişler ortaya bilimsel bir şey koymuşlar ama hatalı nesnel bilgiler girip çürütmeye çalışanlar var. sebep? galatasaray kaleye gidemiyor tezlerini çürütüyormuş...
  • 148
    son yıllarda popüler olan metriklerden biri. barış gerçeker bugün xg değerlerine göre maçlar bitseydi ve lig sıralansaydı nasıl olurdu diye lig tablosu paylaşmış.

    https://twitter.com/...115126024179713?s=21

    buna göre fenerbahçe 56 puan ile lider oluyor. zaten şu an 53 puandalar. inanılmaz bir farklılık yok diyebiliriz.
    biz ise 54 puan ile 2. sıraya yükseliyoruz. 16 puan fark demek bu.

    evet iyi değildik. göze hoş gelen bir oyunu genel çerçevede oynayamadık. ama bunları görünce ve sonra lig sıralamamıza bakınca daha fazla üzülüyorum.
  • 203
    mevcut en iyi istatistiklerden biri. süper lig 2022-23 sezonunda ligin en verimli hücum eden takımının galatasaray olduğunu gösteriyordu, ama gol yollarındaki şanssızlığımızdan ötürü bir türlü xg'mize uygun gol bulamıyorduk.

    12 kasım 2022 istanbul başakşehir galatasaray maçında goller girince ne xg hesaplamasının ne kadar doğru olduğu da anlaşılmıştır. kaldı ki bu maçta 2 tane direkten dönen topumuz da var ve bu 2 topla birlikte bu sezon 13. direkten dönen top oldu.

    kısacası hakemler vs. araya girmeseydi şu anda açık ara farkla lig lideriydik. umarım dünya kupasında sonra da böyle devam ederiz.
  • 234
    her istatistik gibi futbolu anlamaya tek başına yeterli gelmez. istatistikleri bir bütün olarak ele alsanız bile her maçın öyküsü atmosferi başka. 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçında galatasaray skoru 30 dakikada 2-0 yaptı.

    deplasmanda ligdeki en zor maçınızda 30 dakikada skoru ele alırsanız maçın kalanında çok daha dikkatli olmak zorunda kalıyorsunuz. zaten ilk yarı o skorla bitip ikinci yarının ilk 15 dakikasında baskı yiyen galatasaray maçı 3-0'a getirip tekrar koparmayı başardı. o golden sonra gelen uydurma penaltı ile farkın açılması önlendi ve yine temkinli oyuna geçtik ki bu penaltı 0.80 xg demek.

    fenerbahçe maçın yaklaşık 65-70 dakikasında skor olarak geride olduğu için daha rahat ve arkada alan bırakarak hücuma çıktı. ev sahibi takım olmanın avantajını maç başında ve maç sonu doldur boşaltta da yaşadılar. lehlerine çok faul verildiği için duran top ve korner sayıları da arttı ve bunların hepsi xg demek.

    benim nazarımda diğer istatistiklerde olduğu gibi çok bi' önemi yoktur. saha içinde yeterince mahir olmayan yorumcular bu ve benzeri istatistiklere çok takılırlar çünkü oyunu ifade edecek sözel becerilerden çok kanıtlı sayısal verileri yorumlamak daha kolaydır. sayısalcı arkadaşlar bana kızabilir ama futbol da inandıkları kadar matematik değil, hiçbir zaman da olmadı. mühendis kafasıyla kadro kurulur ama maç yorumlanmaz.
  • 27
    bilimi de mi yok saymaya başlayacağız şimdi? hem de hagi'nin 35 metreden golünün ne kadar değerli ve zor bulunan bir şey olduğunu anlatan bir metriği bu olayla eleştirerek mi? bu oksimorondur arkadaşlar. yapı kendi içinde kendini çürütür.

    buradaki problem ise basit. tanımlara dair kafa karışıklıkları var. gördüğünüzle cümleleriniz uyuşmuyor. sonra gidip bunun sebebini metrikte arıyorsunuz. çok saçma. örnek vereyim takıma hala "geçen seneki gibi" pas takımı deniyor. evet takımımız az pas yapmıyor ama geçen senenin aksine dribling sayın 30'dan 45'e çıkmış (başarı oranın artarken ki düşmesini bekleyebilirsiniz) pas sayın bir önceki senenin %60 %65'ine falan düşmüş. bu tablo nasıl geçen yılla aynı olabilir. ama kafayı takmışsınız bir tane sese onu hep dışarı atmak istiyorsunuz. bu arada iki oyun da varlığıyla eleştirilecek şeyler değil. bunlar yöntemler ve bir yöntem değişimi var.

    ya da takımın baskı yapmadığına inanıyorsun ancak metrik öyle göstermiyor. hatta bunun verimini bile ölçebilirsin ancak sadece bir şeyin varlığı ve yokluğu üzerinden konuşalım. bir şeyi var olması eleştiremeyeceğin anlamına gelmiyor. ama yok dersen orada işler can sıkıcı hale gelmeye başlıyor.

    xg'de topun şuta dönüştüğü noktaların doğruluğuna dair bir datadır. çok basit bir datadır. o bölgeden çekilmiş şutlara bakarsın yüzde kaçı gol olduğu ise xg'yi verir. işe yarar ve basittir. buradaki teknisyenlik ve bilim insanlığı kısmı nerede? parametrelere bölme işlemi teknik kısmıyken bu çıkan verilerin mantıklı olup olmadığı ise istatistik biliminin işidir. sizin kafanızı karıştıran psxg datası. yani top şuta dönüştükten sonraki değişkenleri ele alır. şutun geliş yönü, savunmacıların ve kalecinin yeri, şutun gittiği yer gibi ekstra parametreler dahil olur. böylece topu ulaştırdığın yere doğru gitmiş misin, rakibinden kurtulabilmiş misin, iyi şut çekebilmiş misin buna dair tahminlerde bulunabileceğin bir datan olur. şu anki teknoloji ne kadar izin veriyor bilmiyorum ancak buradaki parametreleri sabitleyip diğer değişkenleri kontrol ettiğinde problemine ulaşman çok daha kolaylaşır.

    istatistik bir eleştiri unsuru değildir. size olanı, gerçeği anlatma aracıdır. siz gerçeği algıladığınız zaman (ki datayı ne kadar istatistiki olarak manalı şekilde geliştirirseniz o kadar iyi anlarsınız) daha düzgün eleştiriler, çözümler önerebilirsiniz. daha sonra bu öneriliniz de yine istatistikle aktarırsınız. göz testiniz önemsiz demeye çalışmıyorum. zira analizlerimizin sonucuna bir amaç koyan göz testiniz ya da daha doğrusu aklınız. kerem'in top kayıpları üzerine konuşmaya karar verdik diyelim. benim için kerem'in top kaybının yükseklüğü ve muadillerine olan farkı hiç önemli olmayabilir. zira ben kerem'in getirdiği yırtıcılığın maliyeti olarak bunu kabul etmişimdir. bir başkası ise tam tersi düşünüp kerem bu tok kayıplarını ağırlıklı nerelerde nasıl yaptığını kontrol eder ve bu senaryolardan onu uzak tutar ya da oyuncuyu değiştirir. istatistik sana bir durumu anlatır. eylemler yine sana kalmıştır.

    takımı özetlersek: takım topu doğru yerlere götürüyor ama şuta dönüştürdükten sonrası çok kötü. geçen yıla kıyasla daha topla harekete dayalı bir takıma dönüşüyor. rakibe baskı yapmaya çalışıyor (verimini konuşmuyorum). kat edilen mesafeler daha yüksek. sprint sayılarını ve top kayıp sayılarını hatırlamıyorum. biraz daha arttırabiliriz ama ben aradığınız sıkıntıyı söyleyeyim size. tempo arkadaşlar tempo. oyun hızlı oynanmıyor. galatasaray'ın 2 3 tane temel problemi var. bunlardan biri de oyunun hızı. oyunun hızı artırılırsa ki bu çalışmayla olacak sorunların önemli kısmı çözülür. siz de bir anda bak daha fazla dribling yapıyoruz dersiniz. hayır! zaten daha fazla dribling yapıyorsun. ama bu daha çok etkili, daha göze çarpar hale gelecek.

    edit: şunu söylemeyi unutmuşum. futbol bağımsız değişkenlerin çok etki ettiği bir spor. bu sebepten bir basket maçının istatistik kağıdına baktığınızda kafanızda maçı hemen hemen oturtabilirsiniz. zira basketbol bağımlı değişkenlerin fazla olduğu bir spordur. bu sebepten istatistiğe rağmen futbolda "tuhaf" sonuçlar çıkabilir. bundan data sayısını arttırdığınız uzaklaşabilirsiniz (muhtemelen de tam kurtulamazsınız). ancak optimizasyonla alakalı bir işe yaparken temele odaklanmak zorundasınız. istisnai sonuçlara değil çoğunlukla olan basit ve belki sıkıcı olaylara göre işlem yapmanız gerekir.

    edit 2: şu amme hizmetini de yapayım. duran topların devamında gelen hücum beraber sayılıyor. bu da penaltıda problem yaratıyor. kurtarılan penaltı sonrası şutlarda yöntem farklı. mantık ve istatistik derslerini hatırlayın. bir birine bağlı olaylarda biz ihtimalleri çarparız değil mi? buradaki mantık şu. p = penaltının gole dönüşmesi olsun. q = penaltı dönüşü vurulan şutun gol olma ihtimali olsun. bu ikisinin de tersini yani değilini düşünün. yani iki şutun da gol olmama ihtimallerini ele alıyoruz. bir birine bağımlı olduğu için yani p'nin değili "ve"q'nun değili olabilmesinn ihtimalini buluyoruz. dikkat ederseniz şuan kesinlikle gol yok. biz golün ihtimalini aradığımız için metrik bu çıkan sayıyı 1'den çıkartıyor. işte size penaltı ve penaltı sonrası şutun xg'ye etkisi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın