resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:82
Uyruk:Türkiye
  • 8027
    sportif konularda bülent tulun'a, medya ilişkilerinde rasim ozan kütahyalı'ya danışan başkandır. üzerine çok fazla konuşmaya gerek yok herhalde. o bahsettiğiniz meşhur başarılarının hepsini fatih terim'e borçludur. bunun matematiği çok basit. terim gittikten sonraki kararlarına, transferlerine ve başarı tablosuna bakın. hee şimdi sabaha kadar ofsaytlarsınız. ama hiçbir zaman bunun korkusundan inandıklarımı yazmaktan çekinmedim. dolayısıyla zerre kadar etki etmeyecektir. bruma'yı türk hocalar oynatmadı falan demiş röportajında da, bruma'nın kariyerini s.kip atan bizzat getirdiği savunma manyağı italyan hocalardır geçirdiği sakatlıkla birlikte. hükümete biat etmemiş deniyor da, 20 milyon galatasaraylı akp'ye oy verdi lafını terim kullansa herhalde arena'da sallandırırdı sözlük yazarları. he ama özür dilemişti değil mi? doğru. benim gözümde vizyoner başkan, iyi başkan kulübün bütün parasıyla yıldız getirip göz boyayan değil, kulübün geleceğini düşünen başkandır. drogba, sneijder vizyondan dolayı gelmediler. para için geldiler. bunu bir anlayın artık.
  • 8028
    galatasaray'ın, faruk süren ile birlikte en iyi ve en başarılı başkanıdır.

    kendisi vizyoner değilmiş, drogbalar sneijderler hep para için gelmiş falan. para için gelen bu adamların, galatasaray'ın marka değerini ne kadar yukarılara çektiğini söylemezler, söyleyemezler.

    ayrıca bunu diyen kişinin, her entrysinde bir şekilde övmeye çalıştığı fatih terim de, para ve güç için saf değiştirdi. ne ironi ama.

    uzun yıllar daha kendisi gibi bir başkan bulamayacağız. hataları çok ama sadece adımızın unutulduğu avrupa'ya bizi tekrar hatırlattığı için minnettarım kendisine.
  • 8029
    galatasaray'ın faruk süren ile birlite en iyi başkanının kendisi olduğu söylenmiş. selahattin beyazıt diye bir adam geçti bu kulüpten bilenler bilir. bir araştırın isterseniz. şimdi kulübün kurtuluşu olan riva'yı o zamanki o çok kullandığınız "vizyon"la nasıl kazandırmış galatasaray'a bir bakın. öneririm. bir de anlamadığım şu. para için gelen adam marka değerini yukarı çekemiyor mu. bunu niye söylemeyeyim. neden söyleyemeyeyim. drogba da, sneijder de bu kulübün marka değerini çok ama çok yukarı çeken transferlerdir. ama bunlar vizyon için değil, para için geldikleri gerçeğini değiştirmez. aradaki bağlantıyı ben anlayamadım.
  • 8031
    kendisi şöyle vizyonlu oluyor:

    diyelim elinizde 8 milyon euro var.
    *bu parayı ligimizde yaptığımız bir maçta bize karşı iyi oynadığı için ortalama bir kanat oyuncusuna yatırırsanız vizyonsuz oluyorsunuz.
    *futbolu kafada bırakmış, son bir vurgun yapmaya çalışan kaka'ya vermeye çalışırsanız vizyonsuz oluyorsunuz.
    *yeteneği bariz, ufak bir düşüş yaşasa da dünyanın en önemli yıldız 10 numaralarından birine verirseniz vizyonlu oluyorsunuz.
    *takımdaki evlatların maaşına zam olarak bölüp abuk sabuk takım içi denge açıklamaları yaparsanız hamza hamzaoğlu oluyorsunuz.

    sonuçta tüm oyuncular para kazanmak için takımınıza geliyor. eğer eldeki parayla takımın marka değerini ve bizzat oyununu yukarı çekecek oyuncu alırsanız vizyonlu oluyorsunuz. oyuncu zaten vizyon için gelmez, vizyon transferleri de para için gelecek oyunculardan yapılır.
  • 8032
    bir grup yazar tarafindan olumune elestirilen baskandir. yaptigi her transfer tutan, aldigi her oyuncudsn maksimum randiman alan bir kulup var midir? su bir gercektir ki, unal aysal hep teknik direktorlerin istedigi oyunculari almis, sneijder transferi haric asla teknik direktorun gonulsuz oldugu bir transfer yapmamistir. her hamlesi bir plana yatirima donuktur. tutmustur tutmamistir o ayri, ancak asla plansiz programsiz transfer yapmamistir. 8. olup topa vuracak mecali olmayan takimdan, 3 sampiyonluk, 3 super kupa, 3 turkiye kupasi, sampiyonlar liginde bir gruptan cikma bir ceyrek final goren takim cikarmis. catir catir turkiye liglerini domine etmistir. bu sezon bile az biraz umudumuz varsa, zamaninda kendisinin aldigi muslera, sneijder, bruma ve sinan (poldi'yi dursun transfer ettigi icin saymadim) sayesindedir. dun bruma'ya cop diyenler bugun dunya yildizi olacak diyor ya, ve biz bu adamlara bruma'nin cop olmadigini o zamanlar anlatamadik ya, iste unal aysal'in da bu kulubun gelmis gecmis en buyuk baskanlarindan biri oldugunu anlatamadik. adam kulubu batirmismis, he amk. boyle bir mantik olabilir mi yahu? adam geldi gelirleri artirdi, artirdigi geliri de harcadi. geldiginde aldigi borcla biraktiginda ortada olan borcun bir farki olmadigini belgelerle anlatti. terim'in ihaneti ve serefsiz tupcunun yabanci siniri olmasaydi onunde de kimse duramayackti. belki bir sezon tokezler ama catir catir giderdi bu kulup. zamaninda ozhan canaydin'in, adnan polat'in milletten para dilendigini unuttunuz. kulubun zaten su anki durumunda oldugunu unuttunuz. unal aysal geldi, ezik, milletten para dilenen baskana alismis taraftara galatasaray baskani nasil olurmus gosterdi. bu kulup kuculerek kurtulmaz, tek yolumuz buyumek dedi. gelirini artirdi, artan geliri de harcadi. siz de sandiniz ki biz hep zengindik de unal aysal bizi fakirlestirdi. adam kazandigi parayi harcadi. yeni borc yapmadi. drogba, sneijder, muslera, melo, elmander, riera, bruma gibi oyunculari getirdi. o donem formunun zirvesinde olan burak, hamit ve selcuk'u transfer etti. herkes sol bek diye haykirirken gitti telles'i alip getirdi. rakiplerinin korkulu ruyasi oldu. birakip gittikten sonra dahi bu kadar rezil bir yonetim ve teknik direktor gelip takimi mahvetmeseydi gecen sezon sampiyon olabilirdik. her neyse, o zaman herkes icin buyuk baskandi. sonra yavsak iktidarin oyunlari ve onun masasi tff'nin itlikleri sonucu birakmak zorunda kaldi. ya insan dusunur, boyle vizyonlu bir adama defalarca istemesine ragmen riva'yi kullandirtmayan adamlar, bakkala verdi o arsayi. niye verdiler amk? o donem bu adami defetmek icin metroyu acmayan, kulube 100 kusur milyon uydurma ceza kesen serefsizler, bu adam gittikten sonra o cezayi 19 milyona dusurdu. butun fenerlilerin besiktaslilarin nefret ettigi adam unal aysal. butun fenerlilerin besiktaslilarin sevdigi adam dursun bakkal. niye diye bi dusunur insan.

    neyse size onyargilarinizla, fener medyasinin pompaladigi yalan haberlerle olusturdugunuz sacma fikirlerle basarilar dilerim.

    bir cok hatasina, bir cok problemine ragmen, yerinde baskasi olsa halen 8. oldugumuz sezonun izlerini silmeye calisacagimizi bildigimiz bir adami yargilamam ben. hata yapmistir ama bu kulup icin calismistir ve o kadar kisa surede olacagini ruyamizda bile goremeyecegimiz basarilari bizlere yasatmistir. benim icin efsane baskandir. keske yine gelsedir.

    edit: kendisini, kulubu batirdi, umut gundoganla bilmemkimi aldi diye elestiren herkesi itinayla eksiliyorum. onlar da beni eksileyebilir. dikkat ceken noktalardan biri de, iflah olmaz yerli sevicilerin genellikle unal aysal dusmani olmasidir. onu da baska bir entry de anlatirim artik. haydi allah carsinizi pazar etsin.
  • 8035
    dursun aydın özbek neden duygun yarsuvat ile kıyaslanmıyor, niyefaruk süren ile kıyaslanmıyor, adnan polat ile niye kıyaslanmıyor, niye alp yalman ile kıyaslanmıyor, niye özhan canaydın'la kıyaslanmıyor, mehmet cansun ile kıyaslanmıyor mesela?

    sebebini ben söyleyeyim, ne kadar yanlış yaptığı, hata yaptığı şeyler de olsa kendisini acımasızca eleştirenler bile bu adam sayesinde gururla dolaştı sokakta, kendisinin başkanlığı döneminde sportif başarıdan sarhoş oldu, galatasaray'a dair en güzel anılarının * en güzellerini bu adamla yaşadı.

    biten erkek ve kadın basketbolunda takımı tekrar zirveye çıkardı.

    kadın basketbolu 1 numaralı kupayı kazanırken erkek basketbol son 8 yaparken o vardı ve 2 numaralı kupayı kazandıran hocayı takımın başına getiren oydu.

    şikecilerle gücünün sonuna kadar savaşan oydu. futbolda yaşadıklarımızı yazmıyorum bile...

    bazılarının 20 yıldan bu yana söylediği "maça çıkmam, havuzdan çıkarım" tehditleri gibi sallamadı, şampiyonluk maçında takımı sahaya çıkarmadı bu adam.

    büyüklüğü kupa büyüklüğü olmayanlara, bir kupa için şereflerini satanlara "büyüklük böyle olur" dedi.

    17 haziran duruşu diye bir gurur tablosu var tarihte...

    köpek gibi aşık olduğumuz ama biraz şey olan kızlar vardır ya, bazı hataları o gittikten sonra görülür ama her zaman sizi çok mutlu etmiş ve kolunuzda gururlanarak gezdiğiniz ama kalitesiyle, hayat dolu oluşuyla, avrupai güzelliğiyle, size ait olsa, gözü sizden başkasını görmese bile kıskançlıktan çıldırdığınız, bazen "lan bu ne buluyor ben de" diyerek kendi öz güven eksikliğinizi çıkarmaya çalıştığınız, maddi durumu iyi bir ailenin kızı ve kalite seven, eli biraz fazla bol ve sizi sürekli kaliteli mekanlara götüren, dolayısıyla cebinize de zararlı, diğer kızların kıskançlıktan hasetinden yerin dibine sokmaya çalıştığı, iftiralar attığı kız vardır ya, gidince de daha fazla üzülmeyeyim diye, kötü yanlarını bulmaya çalıştığınız, kendinizle çeliştiğiniz, içinizin içini yediği...

    işte ünal aysal o sevgilidir.
  • 8036
    galatasaray kongre üylerinin büyük bir kısmı tarafından, had i onları da geçtim galatasaray'ın efsane denilen yöneticileri tarafından "kaçtı" diye nitelendirilen adamdır. ama tabi onlarda kesin kıskanıyorlardır büyük başkanı.

    kendisinin özeti; ilk iki yılı harika bir ekip çalışması ile külübün şahlanmasında rol oynaması, son 2 yılında ise bu şahlanmayı tamamen kendi üzerine almak için çabalayıp her şeyi batırmasıdır. ontiviero, burdisso gibi peş-keş transferleri kendi döneminde yapılmış olup, yerli futbolculara deli gibi para bırakan sözleşmeleri imzalayan da kendisidir.

    dediğim gibi ilk iki yılını kötüleyen art niyetlidir, keza son iki yılını öven de aynı şekilde.
  • 8037
    her futbolcunun, her hocanın olduğu gibi her başkanın da yanlışları vardır. yaptığı iyi transferlerin yanında kötü transfer de yaptığı doğru. bunu onu destekleyenler de kabul ediyor. ancak ben, dışımızdaki galatasaray düşmanı olan* ve içimizdeki galatasarayın büyümesini kendilerinin dışında olduğu için kabul etmeyen düşmanlarımızın* ona olan nefretinden de onun galatasaraya faydalı olmak için çalıştığını anlıyorum.

    batırdı kaçtı diyorsunuz ama o geldiğinde kulüp zaten belli borcun altındaydı ve futbolcu kalitesini hepiniz biliyorsunuz. gittiği zamana baktığınızda belki maddi olarak toparlanamasak da futbolcu kalitesi arasındaki farkı söylememe gerek yok. ki hatırlarsınız adam zaten çıkıp aldığım borçta bıraktım itirazı olan varsa buyursun dedi karşı çıkan olmadı.

    yaptığı yanlış transferler ve yüklü sözleşmeler uğruna yaşattığı unutulmaz günleri*, iktidara boyun eğmeyişi, tffye, şikecilere karşı tek başına yaptığı savaşı çabuk unutuyorsunuz. kendisi zamanında çıkarılan saçma sapan cezaların şuanki yönetimimiz döneminde bir anda azalmasını mantıklı karşılayabiliyorsanız sizlere her mevkiide kullanabileceğiniz yeni transferimiz kevin grosskreutz ile mutluluklar diliyorum.
  • 8038
    kendisi iyiydi de çevresi kötüydü. çevresindeki kötü insanları da ikiye ayırırsam

    1.si ona akıl verenler hep yanlış tercihler yapmasına sebep oldu. yönetim kadrosunu değiştirmek başlı başına büyük bir yanlıştı çünkü 3 isim de en tecrübeli yöneticilerdi. fatih terim olayı da var tabii. orası biraz karışık. kimse ne olduğunu tam bilmiyor o konuda. o yüzden oraya girmek istemiyorum.

    2.si ise etrafında güvendiği adamların yiyici çıkması. ünal aysal'ın paraya ihtiyacı yok, orası kesin de gazetelere yansıyan stad müdürü, lütfi arıboğan vs. olayları vardı. bilmediğimiz ne olaylar döndü kim bilir? her gün bir yenisi açıklanan sponsorlar, şampiyonlar ligi gelirleri, tv gelirleri, kombine rekorları vs. nereye gitti bu paralar sanıyorsunuz?
  • 8039
    kimilerine göre başarılı, bana göre başarısız eski yönetici.
    mesele o değil arkadaşlar. şu an galatasaray'ımızla ilişiği olmamasına rağmen niye bu kadar dillendiriliyor bu insanlar? (diğer örnek hamza hamzaoğlu)
    giden gitti, ölenin ardından üç gün ağlarsın en fazla.
    diğer mesele: biri birini eleştiririr. hemen başlığa karşı görüşlüsü gelip "ergen, yerli sevicisi" gibi etiketleri yapıştırıverir. nerden geliyor bu rahatlık arkadaşlar?
    ne kadar iyi tanıyorsunuz da bu genellemeleri yapıyorsunuz?
    bilgi vermekten ziyade birilerini yüceltmeye, birilerini gömmeye dönüşmüş sözlük. bilgi için başka yerlere bakacağım artık.
    size hayırlı forumlar.
  • 8040
    baskanlığı döneminde fatih terim hamlesi ve şartların ardı ardına iyi bir şekilde lehimize gelişmesi sonucu çok iyi zamanlar geçirmemize sebep olan başkandır özellikle sneijder ve drogba transferleri takımımıza sınıf atlatmıştır buraya kadar her şey çok güzel ama özellikle fatih terim'in ayrılmasıyla başlayan garip dönemde transfere harcanan akıl almaz paralar ve tutarsız işler kulübü borç batağına sokmus ve bugünlerde aldığımız cezanın mimari olmuştur resmen kulübü batma noktasına getirmiştir bunu görmemek, kabul etmemek için ya çok duygusal olmalı ya da bu işlerden hiç anlamamak lazım anlık ego tatmini, başkan direktör arasında yaşanan bu güç savaşı, eleman muhabbetleri kulübü büyük bir çıkmaza sokmuş bizi dursun bakkal ve saz arkadaşlarının kucağıma atmıştır.

    son altı sezonda yüz elli milyon euro bonservis ücreti ödemiş bu kulüp ve bu paraların yüz yirmi milyon euro' su ünal aysal dönemine ait.
  • 8043
    galatasarayı batırdı yaaaaaaaaaaa

    aynen kanka mario jardel'i 3 oyuncu karşılığında satıp 2002'de toplama takımla oynamamazın sebebi ünal aysaldı.
    2004'de 90 tane futbolcu alıp, 2005'te ribery'i elimizden kaçırıyor, 2006'da futbolcular paralarını alamamamısın sebebi de ünal aysal'dır.

    aynen aynen.

    batık galatasaray'a geldi küçülerek büyüme olmaz dedi onun yönetimindeki galatasaray fenerbahce egemenligini kırdı yıllar sonra sampiyonlar ligi gördü, üst turlar gördü, kupalar gördü ama galatasaray'ı batırdı.

    uzun zaman önce sene 2010 filan sanırım bu sözlükte sadece okur iken galatasaray dair özlenilen şeylergibi bi başlık vardı. biri kupa kaldıran galatasaray yazmıştı. heh işte başka sözüm yok.

    edit: 3-4 dk içinde en begenilen entrylerime girerken 20 dkya çıktı. eksilemezsiniz adam değilsiniz oglum. gerçekler böyle koyar işte adama.
App Store'dan indirin Google Play'den alın