başkanlığının son dönemleri hariç gayet iyi ve taşaklı bir yönetim sergilemiş, genel olarak sözlerini tutmuş, şikecilere ve spora siyaset karıştıranlara karşı dik duruş sergilemiş, galatasaray tarihinin en iyi ayarlarını vermiş başkandır.
mali konularda yaptığı iyi işler de var, yanlışlar da. örneğin borçları türk lirasına çevirmesi bizi çok daha vahim bir durumdan kurtarmıştır. bunun dışında store gelirlerini arttırmıştır. en önemlisi sportif başarıyı yakalamıştır. 3.5 yılda 2 lig şampiyonluğu, 2 süper kupa, 1 türkiye kupası, 1 şampiyonlar ligi çeyrek finali, 1 şampiyonlar ligi 2. turu. az zamanda çok iş.
en büyük yanlışı ve en çok eleştirildiği konu da özellikle mancini döneminde gereksiz ve ederinden fazla para ödenerek yapılan transferlerdir. çer çöp adamlarla yapılan şişkin mukaveleler, kulüp bünyesinde çalışanlara verilen haddinden fazla maaşlar da cabası.
kulüp ünal aysal döneminde aşırı borçlandı, borç batağına sürüklendi gibi bir algı var bazı taraftarlarda ama bunun pek de gerçekleri yansıtmadığını mali kurulda madde madde açıklamıştı diye hatırlıyorum.
* bir başka eksisi de fatih terim'le yaşadığı sorun. gerçi ben onda haklı olduğunu düşünüyorum aysal'ın. kendi egosunu her şeyin üstünde tutan, demirören'le gizli gizli görüşen, başkanın telefonlarına çıkmayan, milli takıma gitmek için yol yapan bir adamı görevinden almakla iyi etmiştir. süreç daha iyi yönetilebilir miydi orası tartışılır.
kim ne derse desin genel olarak gayet ideal bir başkandı. kötü başkandı demek için art niyetli olmak gerekir bana göre. ama bir efsane de değildir. efsane olma kıstası sadece sportif başarı veya icraat olmamalı, uzun dönem kulübe bağlılıkla iyi hizmet etmek olmalı. bir kişinin bir kulüpte efsane olabilmesi için adının o kulüple özdeşleşmesi gerekir. şu anda da, 10 sene sonra da, 20 sene sonra da galatasaray dediğinde sayacağın isimlerden biri olmak gerekir efsane sıfatını kazanmak için. ünal aysal henüz o aşamada değil.
efsane olmasa da dediğim gibi gayet ideal ve iyi bir başkandı. kendisinden sonra gelen duygun yarsuvat ve henüz net yorum yapmak için erken ama dursun özbek'i görünce ünal aysal'ı arıyor insan. umarım yollarımız yine kesişir.