resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 7051
    aziz yıldırım'a, tüpçü ve medyasına gereken dersi verirdi.
    mancini, prandelli tercihleri; drogba, muslera, sneijder, bruma transferleriyle vizyonunu ispatladı.
    fatih terim denilen safradan kurtularak onurlu duruş nedir gösterdi.
    hataları olsa da hala bu adamın kurduğu kadronun meyvelerini yiyoruz.

    özetleyecek olursak, bu adam 70 kiloysa 69'u taşaktır.
    özledik seni büyük başkan.
  • 7052
    şampiyonlar ligi şampiyonluğu hedefleyip, iğrenç transferler ve yapılanmayla sıfır çektirmeye ramak kala gol yeme rekorunu da kucağımıza bırakarak sezon ortası kaçan efso başkan.

    fatih terim denilen safradan kurtulduktan sonra ne başarılı sezon ne de başarılı transfer(çilek) gerçekleştirebildi. tesadüf işte. yoksa ünal aysal başkan kalsa, teknik direktörlüğe aramızdan herhangi bir fm kurdunu da getirse şampiyon olurduk.

    2011'de mancini'yi veya prandelli'yi getirseydi, o koltukta sanırım en az oturan galatasaray başkanı olarak tarihe geçerdi. adnan polat'ın yanına da ismi yazılırdı. yatsın kalksın bazı safralara dua etsin.
  • 7053
    fatih terim'i kovduktan sonra bir sene dayanabilmiştir. ahahahahaha. bir sene içerisinde 2 teknik direktör harcamış, bırakıp kaçtıktan sonra üçüncü teknik direktör gelmiştir. 2 transfer döneminde 10'dan fazla oyuncu transfer edilip telles dışında hiçbirinden verim alınamamıştır. telles de tartışılır hani... ooo vizyon alırım bir dal. hem vizyon değildir o, vizyon olsa biz de görürdük. le vision'dur, lö vision'dur o :) belki eurovision bile olabilir.
  • 7054
    fenerli uefa kupamıza tesadüf deyince kızan adam ünal aysal'ın başarısına tesadüf diyor. fenerli kafası yoktur, dar kafalı taraftar vardır. tanıma pek gerek yok ancak döneminde 2 lig şampiyonluğu 1 türkiye kupası şampiyonluğu 2 de süper kupa şampiyonluğu yaşadığımız başkandır. arsenal cup da tesadüfen bir tarafınıza girse hiç üzülmem.
  • 7055
    kendisinden sonra gelen başkanımız duygun yarsuvat, 2014 - 2015 sezonunda gelen şampiyonluk sonrası bu şampiyonluktan gelen maddi gelirle kulübümüzün önümüzdeki altı ayını kurtardık fakat sonraki altı ayı da kurtarabilmemiz için şampiyonlar ligi grubumuzdan çıkmamız gerekiyor demiştir. sonraki altı ay için ise formül yine şampiyonluk. işte böyle bir bombayı çok sevdiği! kulübüne bırakarak ardına bile bakmadan kaçan eski başkandır.

    taraftar olmak güzel. sorunları bilmeden yıldız transferleri beklemek ise normal. ama artık bilgi çağındayız. milleti vizyonsuzluk ile suçlamadan önce kendine bir sor önce neden avrupa kupalarından men edilmemiz konuşuluyor diye. neden futboldan sonra ikinci önemli branşımız basketbolda bile en önemli oyuncularımızı kaybediyoruz diye güzel kardeşim.

    canım kardeşim kim istemez ki mevkisinin en iyilerinin olduğu bir takım ile yarıştığı tüm kulvarlarda en iyi olmayı. senin mantığınla yarın ben başkan olup gs'a messi ve ronaldo'yu alıyım. bu isimler ile birlikte mevkilerinin de en iyilerini. ancak bu yıldızları almak için kulübün yıllardır konuşulan ve teminatımız gözüyle bakılan arazilerini ve tüm gayrimenkullerini de satayım. gider olmasın zaten gelir geldiği yok diye de futbol dışındaki tüm branşları kapatayım. sonra benim "vizyonum" yüzünden kulübün kapısına kilidi vursunlar. vizyonlu başkan olur, şapkamı alır giderim ne güzel. ayağını yorganına göre uzat diye kim demiş ise halt etmiş.

    kısaca gemisine kaldırma kuvvetinden çok daha fazla yük almış sonra gemisinin batacağını fark ederek, gemisini terk etmiştir. benden sonra tufan mantığı ile hareket etmiştir. bu yüzden de kendisinden sonra kulübe fazla yük olarak gelen ancak aslında fazlalık olmayan oyuncular ile yollar ayrılmak zorunda kalınmıştır. çünkü mantık basit kardeşlerim, gemiye kaldırma kuvvetinden fazla yük alırsanız gemi batma riskiyle karşı karşıya kaldığından gemiden bir takım kişileri ya da yükleri herkes ölmesin diye feda etmek zorunda kalırsınız ya da gemi batıyor deyip bazı vazgeçilmezler de gemiyi terk etmek ister; kendi canlarının derdine düşerler. yani bu mantık ile kendisinden sonra "feda" sezonları yaşayan bjk'nın eski başkanı demirören'de efsane başkandır. öyle ya guti'ler, simao'lar, quaresma'lar vs. onun zamanında gelmedi mi?
  • 7056
    el insaf. hala daha avarel destekli şike çetesinin "sizi değiştireceğiz" lafının ardından tüpçünün kader ortağının da içinde bulunduğu divan tarafından hareket alanı tamamen kısıtlanan başkan için kaçtı diyebilenler var.

    galatasaray'a el koydular sizler farkında olmasanız da. galatasaray'a el koyanlara desteği de dedeler verdi. parasızlık, borç muhabbeti de hiçbir şeyden haberi olmayan taraftarı gazlamak için yapıldı.

    rakamları büyüterek büyüyebilirsiniz diyen efsane başkan. rakamlar borçta da büyüycek gelirde de büyüyecek tabii ki.

    özlüyoruz https://www.youtube.com/watch?v=Eu9B0polR4Y
  • 7057
    yaptığı diğer şeyleri boş verin sadece fenerbahçe'nin ağzına sıçması ile bile benim gözüm de efsane başkan ünvanını almıştır.

    söyleyin faruk süren'den sonra kim fenerbahçe'ye bu kadar çaktı, kim azizi bu kadar silkeledi.

    şimdi ki ondan önceki başkanlara bakın hepsi aziz'in köpeği.

    ben ayrılmasında kendini padişah sanan o zatın parmağı olduğunu düşünüyorum.
  • 7061
    sanki her gelen baskanin her yaptigi transfer muhtesemmis gibi her mesjin altina hayrovic, ontiverio yazan genc arkadaslar. neden galatasaray tarihindeki hagi'den sonra yapilan en buyuk transferleri yazmiyorsunuz. mesela muslera, drogba, sneijder, melo, elmander, hamit, selcuk, burak vs. bu kadar at gozlugu takilmaz. biz adamin yanlislarini soyleyebiliyoruz siz neden dogrularini soylemiyorsunuz. o taptiginiz terim'in 2. donusunde yaptigi fiyaskolardan, esas kulubu batiran ilk transflerden neden bahsetmiyorsunuz, ya yasiniz yetmiyor ya da gozunuz kor. bu kulubun her daim borcu vardi. bundan 15 sene once de hep iflas haberleri okurduk. adnan polat yillar once telegol'de yardim kampanyasi bile yapmisti. demem o ki resmen basinin yarattigina bir cok saf arkadas burda bayrak aciyor.
  • 7064
    transferde doğruları da yanlışları da olan başka. ki normaldir, transfer işi böyle.

    aysal'a olan kinlerinden gözleri dönmüş arkadaşlar gibi atıyorum süren'in, cansun'un, denizli'nin, gerets'in hatta herkesin çok iyi bildiği terim'in 2. dönemindeki neredeyse kulübü iflasa sürükleyen transfer hatalarını mı yazalım.
    görüldüğü üzere her başkanın her td'ün transfer yanlışları var. ki aysal döneminde toplam yatırıma kıyasla küçük bi oranda yanlış yatırım yapıldı.

    ama aysal'ın diğer başkan ve tdlerin yaptığı transferlerden şöyle bir "vizyon" farkı var. sneijder ve drogba transferleri dünya çapında ses getiren maddi manevi inanılmaz geri dönüşü olan, galatasaray taraftarının da ufkunu açmış çok çok iyi 2 yatırımdı. şampiyonluklar, cl zaferleri kadar kulübün dünya üzerindeki imajı ve marka değerine inanılmaz katkıları oldu. bugün hala dünyanın her yerinde bu yatırımın geri dönüşlerini yaşıyoruz, görüyoruz, okuyoruz. işte bunu galatasaray'da aysal'dan başka kim yapabilmiş, onu sormak lazım. bir tek hagi transferiyle faruk süren, onun dışında kimse. hayroviç-ontivero-burdisso yazanlarda azıcık vicdan olsa utanır bari sessiz kalırlar.

    şimdi bırakıp kaçtı ama diyen arkadaşlar da çıkacaktır. o gün ben de çok kızdım. ama bugün geriye dönüp baktığımda şunu anlıyorum; varlığı galatasaray'a zarar vermeye başladıysa yokluğu da bi hizmettir. istifa şerefli bir kurumdur. ülkemizde böyle şeylere pek alışık değiliz tabi. koltuğa yapışan kalkmıyor.

    galatasaray'a kazandırdıkları ( büyüme vizyonu, rekor düzeyde gelir artışı, cl ve lig başarılarındaki payı, şikeye ve şikecilere karşı dik duruşu ve daha bir sürü şey) kadar yapamadıkları ve başarısız olduğu (giderlerin kısılması ve paranın daha efektif kullanılması, türkiye şartları ve yerli kuralının yarattığı yeniçeri tayfasının reaksiyonunu düşünülmeden veya etkileri küçümsenerek italyan td lerin getirilmesi, kulüp içinde çöreklenip parmağını yalayan yiyici tayfayı atamaması ve benzeri şeyler) gibi konular vardı.

    kendisine bütün hizmetleri için galatasaray taraftarı adına teşekkür ederim.
  • 7065
    ünal aysal ya da başka bir yönetici için bu kadar birbirinizi kırmanız, hakaret etmeniz taraftarlık etiğine aykırıdır arkadaşlar. ünal aysal da fatih terim de diğer bütün yöneticiler de öncelikle galatasaraylıdır ve galatasaray:ın başarısı için çalışmışlardır. beğenmeyebilirsiniz ya da sevebilirsiniz eleştirebilir veya destekleyebilirsiniz ama hakaret ve aşağılama yoluna gitmemelisiniz.

    fatih terim'in 1996-2000 arasında galatasaray'a kazandırdığı taraftar sayısını bir düşünün. ünal aysal döneminin iki şampiyonluğunda da terim var. ünal aysal'ın da başarılı yanları var hataları var. savunurken eleştirenlere hakaret yoluna gidilmemeli. ünal aysal'ı savunanlar da galatasaraylı, eleştirenler de galatasaraylı. burada hiç kimsenin kişisel hesapları olduğunu da düşünmüyorum. o halde eleştirenler savunanlara, savunanlar eleştirenlere hakaret etmesin. herkes fikrini söylesin, bilgisini ortaya koysun bundan da galatasaray kar etsin.

    ben şahsen ünal aysal ve bütün paralı başkanları ilke olarak yanlış buluyorum. takıma orta ve uzun vadede zarar verdiğine inanıyorum. örneğin hiçbir paralı başkan altyapıya ciddi yatırım yapmaz. çünkü paralı başkanlar kısa vadede başarı beklerler. aksi halde koltuklarını koruyamazlar. halbuki altyapı yatırımı uzun vadede ve sabırla meyvelerini verir.

    yine futboldan anlamayan paralı başkanlar teknik adam ve menejerlere kolayca yem olurlar. daha bunun gibi birçok neden var ama bütün bunlar benim ünal aysal'a ya da dursun özbek:e saygı duymama engel değildir. bütün sözlük yazarlarını bu konuda galatasarlı etiğine uygun davranması gerekir.

    not: küfür ve hakaretin hastalıklı depresif insanların başvurduğu bir yol olduğunu düşünürsek. hiçbir galatasaraylı'nın hastalıklı ruh yapısına sahip olabileceğini düşünemyorum. (4. yıldız, uefa ve süper kupa sahibi olmak azımsanacak bir şey değil ve bunlar bizden başka kimsede yok)
  • 7066
    tayyip, tüpçü uğraşmaya başlamış bununla. o yüzden kaçmasına kılıf hazırlıyor bazıları. bitireceklermiş bizi sözde. ben tt arena açılışında tayyip'i yuhalarken, ünal aysal'ın esamesi okunmuyordu. bittik mi? bitmedik. 8. de oluruz, şampiyonlar ligi şampiyonu da, galatasaray'ız biz çok şükür.

    dik duruşu da şöyle bir şey sanırım;

    http://i.ensonhaber.com/.../diger/unal_3792.jpg

    tayyip'in vizyon(!) toplantısında tüpçüyle yan yana..

    bir de 17 haziran duruşu var. nasıl bir duruşsa maça çıkmayıp kupayı rakibe hediye etmek. üstüne de bir kaç ay sonra o basketbol şubesinin maaşlarını ödemeyip dağılmasına ve 6 kişilik rotasyonlarla mücadele etmesine sebep olmak.

    kaçmıştır. bir tarafınızı da yırtsanız bu gerçeği sıvayamazsınız. sezon ortasında işler her branşta boka sarınca kaç-mış-tır. kulübü batırdı iddiası doğru değildir ama vasıfsız adamları servet sahibi yapmıştır.

    eray işcan bugün porsche'ye biniyorsa ünal aysal'ın kapısında geceleri nöbet tutmalı. keza çamdal ve diğer çapsızlar ordusu da öyle.
  • 7067
    taraftarı eleştirmek için komik duruma düşüren başkan.

    herkesi biraz geçmişe götürmek istiyorum. (buradaki taraftarların en azından 15 yaşından büyük olduklarını varsayıyorum.)

    2010-2011 senesini 8. olarak bitirmiştik. 2002-2011 arası ise sürekli galatasaray muhabbeti ile geçiyordu. adnan polat başkan olmadan önce para bile dilenmişti. galatasaray'ın gerçekten maddi durumu çok kötüydü. hatta o kadar kötüydü ki başkan adayı bile çıkartamazdık. kimse bu yükümlülüğe girmek istemezdi. tarihimizin en başarısız başkanlarından özhan canaydın bile 2 sefer seçildi.(efendi adamdır, sever sayarız ama başarısızdır.)

    2002 senesinde özhan başkan fatih terimi getirmişti. herkes mükemmel başarılar beklerken 20-30 tane çöp futbolcu almış ve 1,5 senenin sonunda takımı 6.sırada bırakıp istifa etmişti fatih terim.

    son şampiyonluğumuzu 2002 yılında almıştık ve fatih terim ile başlayan süreçte 2006 yılına kadar şampiyon olamadık. 2006 yılında ise gerets ile epik şampiyonluğumuz ve trajik tromsö mağlubiyeti. çok iyi bir kadromuz yoktu ama kenetlenerek şampiyon olmuştuk. biz fenerin gönderdiği tomas, kimsenin bilmediği iliç, yaşlı hakan şükürle falan oynarken fenerbahçede alex, anelka, appiah, aurelio, nobre falan vardı.

    2006 yılında şampiyon olmuştuk ama yine parasızdık, durumlar kötüydü. transfer yapamıyorduk. hatta özhan başkan çıkıp şöyle bir açıklama yapmıştı:"şampiyon kadromuzun tamamını koruduk, sözleşmesi bitenleri yeniledik. bundan daha büyük transfer olamaz." bunu demiş olmasına rağmen inamoto ve carrusca'yı aldık. bir de 32 yaşındaki okan buruk ile tolga seyhan katılmıştı takıma.

    kadro epik şampiyonluktaki motivasyonu bulamadı tabii ki ve ligi fenerin 14 puan gerisinde 3.olarak bitirdik.

    sene 2007-2008. feldkamp geldi. elle tutulur transferlerimiz lincoln, nonda, servet, hakan balta. bir de linderoth var ama adam hep sakattı. lincoln de deplasmanlara pek gitmezdi. koca sezonda ligde 19 maç oynadı. zaten karakterli bir adam olsa o paralara alamazdık kendisini. neyse.. sonuç olarak feldkamp'ın istifası cevat hocanın başa geçmesi ve yine epik bir şampiyonluk. henüz gümbür gümbür bir şampiyonluk görmemişiz lucescudan beri.

    2008-2009. haldun üstünel show zamanı. baros, kewell, de sanctis, meira. ismi güzel ve çok pahalı olmayan oyuncular. sonuç: lig 5.si galatasaray.

    2009-2010. keita, elano, jo, leo franco, neill, dos santos, jo, caner erkin. keita ve elano toplam 13 milyon euro. son kurşunumuzu atıyoruz. sonuç: 11 puan geride 3.lük.

    2010-2011. son kurşunu geçen sene attığımız için satıyoruz herkesi. elano, keita, mehmet topal falan gidiyor. yerlerine pino ve cana geliyor. işler kötü gidince devre arasında borç batağına batıyoruz. stancu, culio, yekta, zapata, colin kazım. sonuç: 8.lik.

    2011-2012. başkanlık seçimi var ama aday çıkartamıyoruz. ünal aysal ben bu işi çözerim diyor ve başkan seçiliyor. "size üç şey vaadediyorum: başarı, başarı, başarı..."

    hikayenin devamını biliyorsunuz. batacak denen, transfer yapamayan galatasaray sneijderleri drogbaları getiriyor. tekrar şampiyonluklar alıyor. borçların %73ü tlye çevriliyor. bu sırada dolar-euro deli gibi artıyor. tahmin mi etti şansa mı böyle bir şey yapıldı bilmiyorum. ölmüş bitmiş galatasaray'ın avrupada tekrar adını duyurması da cabası.

    bir de mancini, prandelli, transferler ve ücret konuları var. mancini'yi tartışmıyorum bile. çok ünlü ve başarılı bir teknik adamdı. yanlış bilmiyorsam italya ve ingilterede şampiyonluk yaşayan tek teknik direktör. kimse mancini geldiğinde bize layık değil demedi.(defansif yaklaşımını eleştirenler oldu ama mancini bizim kalibremizde değil diyen olmadı.)

    prandelli ise geldiğinde efsane bir heyecanla karşılandı. tüm galibiyetler gökyüzüne idi o zamanlar. herkes çok emindi prandellinin en doğru tercih olduğuna. ama sonuç fiyasko.

    transferlerde ise bir bilal kısa eleştirisini hiç bir oyuncu almadı. veysel sarı, tarık çamdal, salih dursun, olcan adın ve diğerleri. hepsi yabancı sınırını hesaba katınca çok mantıklı transferlerdi. yapacak bir şey yoktu. yabancı sınırı önce 6 sonra 5e düşecekti. yabancılarımız zaten çok iyiydi. anadoludan alınabilecek en iyi yerliler bunlardı ve piyasaları da yüksekti. planlamada hata yapıldığı kesin. sonuçta 40 oyunculu bir takım haline gelmiştik ama oyuncularımızın hepsi alabileceğimiz yerlilerin en iyileriydi.

    ve yıllık ücretler.. yıllık ücretlerin 2 parçalı bir durumu var. birincisi yabancı sınırı olduğu için zaten ücretlerin şişkin olması. diğeri ise ünal aysalın kontrat yenileme politikası. aslında ünal başkan kontrat yenilemelerin hepsini kur farkı için yaptı. ünal başkanın yaptığı yeni sözleşmelere bakarsanız kurun her zaman sabitlendiğini görürsünüz. ücret skalasını yukarı çektiği doğrudur. ama selçuk ve burak dışında uçurduğu bir kontrat yoktur.(semih var sadece ama ona da sen daha fazlasını hakediyorsun diyerek verdiler ve haklıydılar.) selçuk ve burak'ı ise türkiye'nin en iyi iki oyuncusu olarak en iyi kontratları verdi. bir işletme stratejisidir aslında bu. sen en büyük takımda oynuyorsun ve en çok parayı kazanıyorsun. çünkü sen en iyisisin demek. aynı stratejiyi p&g, garanti falan da yapar üst düzey adamlarına. doğrudur-yanlıştır tartışılabilir ama kendi stratejisinin gereğini yapmıştır.

    duruşu, lafını esirgememesi, boynumuzu eğdirmemesi gibi konulara hiç girmiyorum. sadece genel yaklaşımını ve çok başarılı bir başkan olduğunu anlatmak istedim.

    edit: 1 arkadaş da erayın kontratından bahsetmiş. haklıdır. ama orada yine genel ücret stratejisi yatıyor. taffarel'in çok iyi dediği bir kaleci eray. hiç beğenmesek de tafo böyle diyor. galatasaray'ın yedek kalecisiyken de aylık 2000 tlye oynaması mantıksızdı. o yüzden iyileştirme yapıldı. bence de çok kötü kaleci ama maalesef tafo öyle demiyor.
  • 7070
    tff seçimleri için bu bir seçim değil, atamadır demişti zamanında. çok haklıymışsın başkanım tam da dediğin gibi oldu. senin çok önceden içini gördüğün o büyük galatasaraylıyım diyenler şimdi demirören'in safında yer almakta. bugün de ali dürüst geçmiştir onun yanına, adalet aramaya...
    biz bu sahneye alıştık başkanım. imparator dediğimiz insanların para için onun yanına geçtiğini gördü bu gözler.
    çok büyük adammışsın vesselam başkanım. özlüyoruz seni, kulübün içi de dışı da içler acısı...
  • 7075
    kulüpten uzaklaştırdığın adamların pislikleri bir bir çıkıyor büyük başkan. fatih terim'in yıldırım demirören'le kankalığı, abdurrahim albayrak'ın maç günü takımı saraya el öpmeye götürmesi ve şimdi de son olarak ali dürüst'ün demirören'in ekibine girmesi. parasız kalsaydık, küme düşseydik; ama yine de senin gibi ilkeli adamlarla yürüseydik be başkan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın