aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 1751
    tepki | kamuoyuna

    dün akşam cev kupası’nda ülkemizi temsil eden galatasaray bayan voleybol takımımızın kıbrıs rum kesimi’nde apollon limassol takımı ile oynadığı müsabaka’da bizleri derinden yaralayan olaylara sahne olmuştur.

    tüm renk, din ve ırkların ortak dostluk paylaşımına sahne olması gereken bir spor müsabakasında olmaması gereken her ne varsa bunları ortaya koyan spor ile ırkçılığı birbirinden ayıramayan sözde “insan”lar muhtemelen yıllardır içlerinde yaşadıkları ezilmişliği, klozet kapağı, musluk, ses bombası, koltuklar ile üstlerinden atmaya çalışmışlardır.

    takımımıza, teknik ekibimize ve ultraslan kıbrıs temsilciliğimize yapılan saldırıyı kınıyor, her şartta, her durumda ve her yerde yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.

    oyuncularımızın üstlerinde taşıdıkları arma, ay yıldızlı bayrağımız ülkemizin gururu, onurudur. dün olduğu gibi bugün de kutsal saydığımız simgelerimize, oyuncularımıza, taraftarlarımıza saldıran zihniyete yeri geldiği zaman en sert tepkiyi ve refleksi göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

    sabrımızı sınamaya kalkmayın, savaş baltalarını gömdüysek yerini unutmadık..!

    oğuz altay
    ultraslan genel koordinatörü
  • 1752
    7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçındaki koreografi güzeldi eyvallah ama maç öncesi ultraslandan olduğunu iddia eden birkaç kişiyle küçük bir tartışma yaşadım.

    saat 4.30-4.45 arası sanayi mahallesinde seyrantepeye gidecek metroyu aşağıda peronda beklerken yanımda bir duman fark ettim ve kafamı çevirdim ve adamın biri fosur fosur sigara içmekte.döndüm adama ve:"beyefendi burada sigara içmek yasak değil miydi?" dedim ve cevabı:"yasaktııı.ultraslana yasak değil." gibi laflar söyledi.ben de sesimi fazla çıkaramadım çünkü tek başımaydım ve onun yanındaysa arkadaş grubu vardı ve de ellerinde büyük kalın şişede "absolute votka" sek halde içmekteler.daha da uzatsaydım olay çıkacaktı.uzatmadım ama peron gibi hava sirkülasyonunun zaten olmadığı üstüne bir de o kalabalıktan zaten azalan o2 daha da azalmıştı ama tek olduğum için hiç birşey diyemedim kendisine.sonrasında da saat daha 5 iken metro 15 dk kalkmadı tezahüratlardan dolayı.çünkü normal şekilde tezahürat yapmıyorlardı, sağa sola elleriyle vurdukları ve zıpladıkları için metronun kapısı açılmakta kaptan en azından 5-6 defa uyarı yaptı, ve sonunda kalktı ama gereksiz yere 15 dakika o havasızlıkta bekledik.eğer ki ultraslan salt bu ve bunun gibi tiplerden oluşuyorsa dağıtılması gereken gruptur benim gözümde.
  • 1757
    bunların birde istanbul harici şehirlerde olan oluşumları vardır ki evlere şenliktir.
    kütahya'da bir kafe de izlemeye çalıştığım son iki maçta da (hadi biri fener maçıydı neyse dedim gençler kanları kaynıyor) onca kişiye maçı zehir zıkkım etmeyi başarabilmişlerdir.bütün kafe maçı izlerken sürekli herkesi zorla ayağa kaldırıp tezahürat yaptırmak, maçtan 20 dakika önce başlayıp maçın ilk 10 dakikasına kadar kendi yaptıkları mıymıymıy iç bayıcı bir tezahüratı dinletmek zorunda bıraktılar ve sonunda neredeyse kafede kendi içlerinde bulunmayan herkes için bütün maç zehir oldu.nitekim kimlerden neyi görüyorlarsa artık sırf egolarını tatmin etmek için her yerin ağası, reisiymiş gibi davranıyorlar ve bu durum git gide kendileri daha itici, sevimsiz ve nefret duyulur hale sokuyor.
  • 1758
    istanbul harici temsilciliklerinin çektiği sıkıntılar, katlandığı çileler bilinmeden, münferit bir olaya istinaden tüm temsilciliklerinin lekelenmemesi, bir bütün halinde karalanmaması gereken oluşumdur.

    otobüs firmalarının ıskartaya çıkardığı, camı kırılmış, koltuğu sökülmüş, her yerinde sorun olan o302 otobüslerinde kimi zaman 20 saati bulan deplasman yolculukları yaparken ısıtacak tek şey yanındaki dost, üstündeki sarı-kırmızı monttur bu temsilciliklerde tribün kovalayan emekçileri.

    "hadi yallah" deyince kalkmaz o dökülmüş otobüsler. kolay kolay vermez firmalar otobüslerini. neticede onlar boş beleş ve topluma zararlı insanlardır. zar zor otobüs tutarsın, 44 kişiyi çıkarmakta zorlanırsın. kemik tayfa bellidir. geri kalan 20-25 kişiyi bulmak öyle kolay değildir. hadi buldun diyelim, tanımadığın bu insanların her an kolpa yapabilme ihtimali son dakikaya kadar endişeyle bekletir insanı. bazen 60 kişi olur, iki otobüs tutamazsın, tek otobüste gidersin. koridorda yürüyecek yer kalmaz yatanlardan, oturanlardan. iki kişilik yerde üç dört kişi oturursun. bagajlara doluşursun. karanlık, soğuk, dar, havasız bagajlara. imkanın olmaz, bir transit tutarsın, yirmi kişi binersin. koltukların önündeki daracık yerleri dahi değerlendirirsin.

    tüm bunlar da "hadi yallah" deyince olmaz. kimisinin ailesi izin vermez, kimisinin parası olmaz, kimisinin durumu en baştan müsait değildir zaten, kimi zaman da sen bu durumların içindesindir. ailesi izin vermeyenlerin ailelerini ikna edersin işi gücü bırakıp. ailen izin vermez kaçarsın aileni karşına alma ihtimalini göze alarak. deplasmanın her saniyesi senin için korkudur. kameraydı, fotoğraf makinasıydı, basındı, gördüğün an kaçacak delik ararsın. başına bir şey gelse istanbul'da, konya'da, antep'te ne işin var, izah edemezsin. yakalanırsın, afiş olursun, alıntı olursun, her türlü ailenle aran bozulur. paran olmaz, telefonunu satıp gidersin kimilerinin gözünde sıradan maç olan herhangi bir maça. otobüste açık olur, onu tamamlarsın, gelmeyen olur, onun parasını da verirsin. arkadaşının parası olmaz, sen verirsin. yoksa bulursun. okulun varsa ekersin, işin varsa asarsın, patronla takışırsın hepten yanarsın, işsiz kalırsın.

    saatlerce yol gidersin. ama cebinde bilet yoktur. bilet bulma ihtimalin çok düşüktür, stada girememe ihtimalin yüksektir. zaten bileti alsan en iyi ihtimalle iki, iki buçuk katına alırsın karaborsadan. biletsiz bir halde kilometrelerce uzağa maça gitmen, en yakınındaki insana dahi izah edemeyeceğin bir durumdur. uykusuz, yorgun, yeri gelir aç bir halde dört dönersin etrafta bilet diye. üstelik bir tane bile değil, tüm tayfana lazımdır bilet. hiçbir zaman şahıs olarak düşünemezsin, ordaki grup olmuştur senin şahsın. yeri gelir kendi biletini verirsin arkadaşına yahut yeni gelen hiç tanımadığın birine. dışarda bir kafede izlersin maçı hiç gocunmadan.

    bilmediğin bir şehrin ara sokaklarından geçerken taş yağmaya başlar başını yasladığın cama. sırtını siper edersin camlar patlamasın diye. yeri gelir "istenmeyen olaylar"ın içinde bulursun kendini. muharebenin içinde buluverirsin kendini. üstelik bu bilmediğin şehirde arkadaşlarından başka güveneceğin kimse, tututacağın dal yoktur o canhıraş hallerde. yara alırsın, verirsin, hiç istemediğin halde.

    tüm bunların ödülü merdivenlerden çıkıp yeşil sahada sarı kırmızıyı görebilmektir. o an sanki evinden çıkıp arabana binip on dakikada stada gidip tribündeki yerini almışsın gibi her şeyi, her zorluğu unutursun. yorgunluğun, uykusuzluğun, hiçbir şey umrunda değildir artık. durmadan yırtınırsın etrafında takımına sövmekten başka ses çıkarmayanlara şaşarak ve onlara inat.

    yenilirsin, o yol bitmez. uyumak istersin, uyku tutmaz. "ne işim var lan benim burda?" diye sorarsın kendine saatlerce. yollardaki şeritleri saymaktır tek eğlencen. yenersin, makaranın, eğlencenin kralı döner otobüsteki muhabbetlerde. daracık yerin sana o kadar ferah gelir ki... halbuki rezilden rezilsindir haberin yok.

    maçtan dönersin, sabahın körüdür. yatağın köşktür gözünde. yatarsın, üç saat sonra tekrar vedalaşırsın. basketbol maçı vardır yakın yerlerde. yakın dediğim iki, üç saat. yine düşersin yollara. yine aynı hikaye...

    maçlarla, deplasmanlarla da sınırlı kalmaz çektiklerin. yaşadığın şehrin taraftar gruplarıyla başın derttedir illa ki. ilk fırsatta tepene binmeye hazır insanlara bu imkanı vermemek için her an teyakkuzda olmak zorunluluğu vardır üstünde. şehrini sevmenin şehrinin takımını tutmaktan geçtiğini sanan insanlarla mücadele etmek hayatında önemli olaylardan biri olmuştur artık.

    şehrinde galatasaray'ın maçı olur, türkiye'nin her yerinden temsilcilikler arar seni. bilet sayılarını verirler. sen de onlar için de bilet aramaya koyulursun. bunların alımı, dağıtımı, organizasyonu sendedir artık. koreografi hazırlarsın, stad müdürlüğü engel olur. pankart yaparsın, il gsgm astırmaz. resmi, gayriresmi tüm kuruluşlarla, insanlarla uğraşır durursun.

    çok fedakarlık ister istanbul dışından tribün kovalamak. fedakarlığın sınırı yoktur. bahsettiğim gibi işinden olmayı, eğitim hayatının kötüye gitmesini, maddi, manevi zorlukları, yeri geldiğinde can güvenliğini hiçe saymayı göze alırsın. üstelik isimsiz, hiçkimseden yardım beklemeden, kimseden medet ummadan yaparsın herşeyi. çünkü sen farkında olsan da olmasan da galatasaray'ın o şehirdeki sancağı olmuşsundur artık.

    hani denir ya hep, ultraslan tayfa ayrıdır, bh ayrıdır, üni ayrıdır, hell ayrıdır, karşı, sultans, uğruna vs. ayrıdır. il temsillcilikleri apayrıdır.

    işte böyle evlere şenliktir temsilciklerin hali.
  • 1760
    14 aralık 2011 galatasaray union olimpija maçında gene kendini takımından önde tutmuş ve galatasaray yazan pankartlar yerine ultraslan yazan pankartlar açmıştır.

    takımı desteklemelerine lafım yok ancak şu bir gerçek ki kendilerini takımın önünde tutmaya çalışmaktadırlar.

    yine aynı maçta top 16 zevkini yaşarken o anı tadına doyum olmaz şekle getireceklerine 'heyya heyya ultraslan' diye bağırmışlardır.
  • 1762
    http://www.ultraslan.com/...ribunburada2011p.jpg

    (gbkz: toplanti | tribün burada! )

    sevgili ultraslanlar,

    20 aralık salı günü saat 20:30 da park cafe’de ( mecidiyeköy katlı otopark 6.kat ) ‘‘tribün burada!’’ toplantımız yapılacaktır.

    toplantıdaki ana başlık; şu an bulunduğumuz önemli noktadan daha ileriye nasıl gideceğimiz konusudur.

    bu fikir-alışverişi toplantısına katılmak isteyen bütün galatasaraylıları aramızda görmek dileğiyle...

    ---

    hadi bakalım.. her fırsatta acımasızca eleştirenlerin mutlaka orada olması gerekir. besteler...30 derece şapkalı reyizler...biletler... artık klavyeden değil de bizzat toplantı içerisinde dertler anlatılmalıdır. güzel bir hava yakaladık. tribünde buna paralel her maçta performansı basket olsun futbol olsun artmakta. daha iyi nasıl olabiliriz,
    neler yapılabilir konusmak lazım.

    bilhassa vecihi de gelsin. *
  • 1763
    değerli galatasaraylılar,

    ultraslan.com olarak bir süredir sitemizdeki bölümleri iyileştirmek adına çalışmalar yürütmekteyiz, sosyal medya'yı daha etkin kullanan, bilgiyi görselleştirerek taraftarlarımıza en doğru ve en hızlı sunmak adına bir takım girişimlerimiz mevcut, bunların ilki ultraslan resmi youtube sayfası, sizlere daha hızlı ve güncel videoları izletmek adına sitemizdeki mevcut arşivi'de bu kanal altına taşıyarak güncel bir ua video arşivi sunmak için çalışmalarımız devam ediyor.

    şu an arşivimizin çok küçük bir bölümünü taşıdığımız ve belirli periyotlarla taşıyacağımız ultraslan resmi youtube sayfasında güzel vakitler geçirmeniz dileğiyle.

    bizi izlemeye devam edin...

    ultraslan resmi youtube sayfası
    http://www.youtube.com/user/ultraslancom
  • 1767
    29 aralık 2011 galatasaray bildirisinden sonra bir açıklama da kendilerinden gelmiştir.

    --- alıntı ---

    türk futbolunda 3 temmuz'dan sonra yaşanan gelişmeler ile ilgili ultraslan olarak tff'nin kulübümüzü hedef alan açıklamalarının dışında herhangi bir görüş bildirmedik.

    bugüne kadar yaşanan süreçte taraftarımızı teskin edici davranarak, bu konuda karar verici mercilerin takındıkları tavırları yakından takip ettik.

    zaman zaman ultraslan içinden de sessizliğimiz nedeniyle tepkiler alsak da tutumumuzu değiştirmedik.

    ancak, iddianame ve ek delil klasörleri açıklandıktan sonra ivedilikle karar almasını beklediğimiz tff'nin tavrı karşısında susmanın galatasaray kültürü ve değerlerine ihanet olacağı görüşünde olduğumuz için bu açıklamayı yapma gereği hissettik.

    - öncelikle şunun altını çizmek isteriz ki ultraslan, galatasaray yönetimi'nin gerek tff gerekse futbol dünyasını sarsan ve sevdiğimiz oyunu lekeleyen girişimler karşısındaki tavrını sonuna kadar desteklemektedir.
    bu destek her ortam ve platformda koşulsuz ve karşılıksız olarak sürdürülecektir.

    - futboldaki şike ve teşvik iddiaları ile ilgili herkesce malum olan delil ve belgelere rağmen halen birilerini kurtarmak adına girişimlerini toplumun akıl sağlığını ve sabrını zorlayacak derecede bir pişkinlikle sürdüren tff yönetim kurulu'nu görevini yapmaya davet ediyoruz.

    - bu oyunun gerçek sahibi olan bizleri yok sayanlara karşı her platformda demokratik ve hukuksal haklarımızı kullanacağımızı önemle belirtiyoruz.

    - şike iddianamesi ve deliller ışığında alınması gereken kararları 3 temmuz'dan bu yana erteleyerek güvenilirliği ve meşruluğu tartışılan tff'nin paydaşlarını bu kirli oyuna taraf olmamaları konusunda uyarıyor, yüce türk adaletinin harcadığı mesaiyi yok sayma yoluna giden bu tutumdan sakınmalarını tavsiye ediyoruz.

    - dünyada alınan emsal kararlar göz önüne alındığında uefa ve fifa'nın gerek kulüpler gerekse milli takımlar düzeyinde ülkemize uygulayacağı yaptırımlara çanak tutacak bir eylem içinde olmanın sorumluluğunu kimsenin kaldıramayacağını önemle ifade ediyoruz.

    - tff tarafından 26 ocak'ta yapılacağı açıklanan şike genel kurul'una katılacak tüm delegelere vicdanlarının sesini dinlemelerini tavsiye ediyoruz.
    zira orada destekleyecekleri ya da karşı çıkacakları her kararın, gelecekte doğuracakları sonuçları iyi tartmaları gerektiği gerçeğini bir de buradan dile getirmemiz gerektiğini düşünüyoruz.

    - futbolu sadece para unsuru olarak gören ve bu güzel oyunu kirletmek adına yapılan girişimlere kayıtsız kalanların da şikeyi yapanlardan hiçbir farkı olmadığının altını önemle çiziyoruz.

    - ultraslan olarak bizler bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızı ve galatasaray yönetim kurulu'na olan desteğimizin bu hususta koşulsuz olduğunu bir kez daha önemle ifade etmek istiyoruz.

    - sayın başkanımız ünal aysal'ın da daha önce ifade ettiği gibi, "bu ateş üfleyerek sönmez" diyor, galatasaray taraftarına da her türlü provokasyona karşı dikkatli davranmaları hususunda uyarıyor, bu onurlu duruşa destek vermeye davet ediyoruz.

    ayrıca, tüm sporseverleri türk futbolunun geleceğini yayıncı kuruluşlara teslim etmek isteyenlere karşı dik durmaya davet ediyoruz.

    ultraslan

    --- alıntı ---
  • 1768
    trabzonspor taraftarının 1 ocak 2012 tarihinde yaptığı temiz lig için yürüyedur mitingine benzer bir organizasyonu hala neden yapmazlar anlamak mumkun değil!!

    biz fenerbahçenin düştüğe duruma düşmüş olsaydık, çirkeflerin nasıl organizasyonlar yapacağını düşünmek bile istemiyorum.

    ama bunca pisliğin, kirliliğin devletin savcısı eliyle ifşa edildiği ve açığa çıkarıldığı bir ortamda hala sessiz kalmak, hala bir organizasyon düzenlememek nasıl bir yetersizliktir! ne farkı kalıyor ultraslanın dut yemiş bülbüle dönen çarşı'dan! basit bir bildiri ile olmaz bu işler.

    temiz futbolun karşısındaki ittifak çok ama çok güçlü.

    sayalım isterseniz:

    1- turk spor dünyasında lobisi inanılmaz derecede güçlü, yaptığı yanına kar kalan, sporun tüm unsurlarının, devlet erkanının bile karşılarında tir tir titrediği fenerbahçe denen çirkef bir camia
    2- kutsal ittifak fener medyası. yayınlara dikkat edin. sabah grubu, taraf, bugün gazeteleri hariç şike konusunda adeta: 'yaa çok abartmayın, futbolda olur böyle şeyler' tadında yayın yapan omurgasız bir turk medyası.
    3- kulüpler birliği denen omurgasız başkanlar topluluğu. şikeye mutlak destek veren, hatta affedilmesi için karşı koyanlara meydan okuyan srfsizler ordusu.
    4- digiturk denen kan emici yayın organı. utanmasalar lig tv ve haber organlarında şike hakkında tek bir kelime etmeyecekler.
    5- gençlik ve spor bakanı suat kılıç. hazret daha 2 ay önce 'yasa ve talimat değişikliği çocuk oyuncağı değil demişken önce yasanın değişmesi için canını dişine takan, sonra da tff'nin 58. maddesinin değişmesi için elinden geleni yapan, turk spor tarihine kapkara harflerle kazınacak bir hukukçu.
    6- malesef inanmak istemiyorum ama başbakan bügüne kadar her konuda irade beyan eden ve gücünü kullanan insanken, 6222 sayılı sporda şiddet yasasının değişmesinde mutalk bir şekilde tek kişilik rol oynamış ve suat kılıç'ın şike ile ilgili tff talimatının değiştirilmesine yönelik söylemlerine tek bir demeç verip de açıklık getirmemiş olup hala da sessizliğini korumaktadır.

    bu maddeler çoğaltılabilir. aklıma gelen şimdilik bunlar.

    son olarak, biz böyle sessiz kaldıkça ilhan cavcav gibi izansizlar hala ürümeye ve meydan okumaya devam edecek. acı tarafı da bu!
  • 1770
    meşale rekoru, desibel rekoru, en uzun pankart rekoru, muhteşem kareografiler, galatasaray'ın avrupa'da oynadığı maçlarda takımımızı yanlız bırakmamak... eğer ultraslan olmasaydı yukarıda saydıklarımın hiç biri gerçek olamayacaktı. bunun farkında mısınız? hala lag lug yapıyorsunuz birde.. alıp veremediğiniz nedir arkadaş bu insanlarla? pankartların sonuna ''ua'' yazmaları mı? ''he ya he ya he ya he ya ultraslan'' diye bağırmaları mı? eleştirin herkesin hakkı var eleştirmeye ama nefret etmeye hakkınız yok. onlarda birer galatasaray'lı olduğunu unutmayın. yiğidi öldürün ama hakkını verin.

    edit: ne kadar ua'yı sevmeyen insan varmış arkadaş.

    edit2: aşağıda yazılanları okudumda; gasp ediyo, paramızı aldılar üğğğ ağlayanlar falan var. van'da depremzede çocuklara kaşkol,mont,yemek,yiyecek yardımı yaparken de cebinizdeki parayı döve döve alıp yaptı o yardımı dimi? batman'da ki yunus emre i.ö.okulunu tadilat ettirip onarımını sağlarken cebinizden aldı paraları dimi? pankartlara, kareografilere masraf yaparken cebinizden aldı paraları dimi? afrika'da ki aç insanlara yiyecek-içecek yardımı yaparken cebinizdeki paralarla yaptı dimi?
  • 1771
    galatasarayı ticarethane gibi gören üstleri vardır. ultraslan olmasa; meşale rekoru, desibel rekoru, en uzun pankart rekoru, muhteşem kareografilerin hepsi olurdu, belki daha iyileri olurdu, rerere rararayı yuhalamayacak birileri olurdu belki, kendi istedikleri söylenmediği için susan değil eşlik eden, kendisinin itibarından daha önce galatasaraya destek vermek amacıyla tribüne gelen, kendi çıkarları için yalakalık yapmayıp, inandıkları doğrular için göğüs geren bir oluşum olurdu belki tribünlerde omuz omuza hep birlikte.
    pankartlarına ua yazmaları umrumda değil. yazsınlar hatta hakları. ancak sen sadece ultraslan diye pankart acarsan orda bir sorun vardır. ultraslan pankartlarının altına gs yazıcak kıvamdalar su anda..
    onları eleştirenler de galatasaray'lı sizler de bunu unutmayın. *
  • 1773
    lise süresi dahil sürekli maçlara gidip geldim. kendimi hiç onlardan hissetmedim.neden mi? ben bireysel bağırdığım için dayakla tehdit edildim. maltepe grandhouse'da bir gece öncesinden derbi maç bileti için kuyruğa girdim; bu adamlar ellerinde baltalarla gelip çantayla bilet kaldırdılar. kimse benden onlara minnet beklemesin. 15 ocak sonrası duruşları da ortada. kendi çıkarını düşünen bir topluluk. evet organize oldukları kesin. ancak beni temsil etmiyorlar.

    bütün maç kıçımı yırtarım ancak heyaheyaheyheya ultraslan ultraslan dedikleri zaman tezahüratlarına katılmadığım tribün oluşumu.

    not: ben galatasaraylıyım tribüncü değil. birkere haksız kazanç geçmedi galatasaray üzerinden boğazımdan. bu insanlar bunu iddia edemez.

    edit: noooldu acıttımı ya....

    edit 2: oğlum bunların ultraslan yazdığına bakmayın. ultras falan değil bunlar. o maddi destekle bunların yaptıklarını hepiniz yaparsınız. siz ultras görmemişsiniz. .

    edit 3 ve son edit: ultras ve endüstriyel futbol terimlerini en çok böyle saçma bir oluşum birleştirebilir herhalde. hem ultras olacaksın hem karaborsanın bel kemiği olacaksın. hem ultras olacaksın hem üniversitelerde sana üye olmak isteyen öğrencilerden zorla para toplayacaksın. bu para maç; yolculuk falan değil. ben .... üniversitesi ultraslan'a üye olmak istiyorum dersin; kapı 20 tl'den açılır. vay amk.
  • 1774
    her insanın*, eleştirmeye de nefret etmeye de hakkının olduğu oluşum.
    mesela ben hem eleştiriyorum, hem de nefret ediyorum. çok da kolay oluyor. şimdiye kadar 'buna hakkım var mi' diye de düşünmedim. çünkü uzun uzadıya yazmaya gerek yok daha önceki yazılan entrylerde ki olaylarda da onlar nasıl haksızlıklar yaptıysa benim de onlara karşı nefret duygusu beslemem son derece hakkımdır ve doğaldır. daha da kötüsü bir galatasaray'lı olarak galatasaray tribünlerinin böyle kötü yönetilen, çıkarcı, kendi bildiğini okuyan insanların elinde olmasından utanıyorum. kendi taraftarına sırt çevirmiş bir taraftar grubu olabilir mi ? elimde olsa bir saniye düşünmeden kapatırım yada adam gibi yönetecek kişilerin eline veririm. ama ben inanıyorum gün gelecek o da olacak. gücünü sokaklardan taraftardan değil, yönetimlerden kulislerden alan insanlar illa ki bir gün gideceklerdir.

    çok sevdiğim bir sri lanka atasözü var; gün gelir devran döner horoz domalır tavuk gömer !

    edit: aklıma geldi. dünyanın en uzun pankartını yapmışlardı. aferin onlara. orda geçen bir cümleyi aynen aktarıyorum.

    'dünyanın en büyük taraftar oluşumu ultraslan’ın gururu'

    galatasaray'dan bahsediliyor. ultraslan'nın gururuymuş.

    allah razı olsun.*
  • 1775
    8 aralık 2011 galatasaray montepaschi siena basketbol maçı'ndan önce koreografi amaçlı salona getirilen bayrakların %92,7'sin de ultraslan yazısı vardı * sırf üzerinde ki isim sebebiyle bayrakların hiçbirine elimi sürmedim,koreografiye de eşlik edemedim haliyle."ultraslan olmasaydı hiçbir şey beceremezdi bu tribün" düşüncelerine sahip oksijenle yaşayan canlılar da gördü ya bu bünye*
App Store'dan indirin Google Play'den alın