• 1679
    memur olunması gereken ülke. hatta geçtim memuru kamu kurumunda işçi olmak bile hayat kurtarır.

    çaycı, temizlikçi, öğretmen, avukat, polis, mübaşir, katip, denetmen, uzman vs. vs. herhangi bir şekilde kamu çalışanı olmak mis gibi iş.

    nasıl bir kriz varsa amk millet ayda 20 kira ödeyebiliyor misal, ben hayret ediyorum, herkeste iphone 12. 13 pro max ultra fusion galaxy interstellar falan var.

    lan şu ülkede bir fakir ben miyim amına koyayım vallahi aklımı yitireceğim.

    bakıyorum yaşıtım çocuklar, araba almışlar, ceplerinde 50 binlik telefon, her gün başkasıyla yatıp kalkıyorlar, o kafe senin, bu club benim, o bar ötekinin, mis gibi yaşıyorlar.

    ben de sabah işe git, akşama eve dön, asgarîden bir tık fazla kazan.

    sikeyim böyle düzeni afedersiniz.
  • 1681
    otomotiv sektöründe çalıştığımdan mütevellit çok fazla insan ile muhatap oluyorum. geçenlerde passat cc geldi belçika plakalı. sol yan komple hasarlı. aracı yapma süresi de haliyle uzuyor ağır olunca hasar. gel zaman git zaman araç sahibi ile muhabbeti koyulaştırdık. 21 yaşında oraya gitmiş şimdi 60 yaşındaymış. belçika'nın asgari ücreti ile neler yapıldığını buradaki asgari ücret ile neler yapıldığını tartıştık. en üzücü tarafı ise "ben bu yaşımdayım cebim para gördü" demesiydi. bunun izahını yaptım. burada yaşamanın o kur farkının bu memlekete zarar ziyan olduğunu anlattım ancak adam haklı olarak ben cebimdeki paraya bakarım kardeşim diyor. birim mirim hak getire. sen gel orada havayı bir gör komple kapalı güneş yok diyor. kendi isteği ile yurt dışına gidebilmiş ve oranın şartlarıyla asimile olmuş ancak buranında güzel olduğunu bilerek hikayeden vatanım ayaklarına yatan çok insan tanıyorum.
    bunun zıttında aynı şekilde kendi hür iradesi ile dünyaya açılan ve buraya bir daha gelmemek adına elinden geleni yapıp çok çok mutlu insanlarda tanıyorum.
    bu memleket içindeki insanlarla güzel. ancak içindeki insanların da hayata dair neyin güzel olduğunun farkına varmasının zamanı geldi de geçiyor.
  • 1683
    bir abi vardı, sokak röportajında kendisine asgari ücret ile ilgili soru sorulduğunda: benim durumum iyi bana ne olm ben mi düşüneceğim diyordu.

    ben atatürk ilkeleriyle büyümüş bir türk vatandaşıyım. hayatımın her anında bu ilkelere bağlı kaldım. fakat son seçim ile birlikte halkçılık ilkesini maalesef hayatımdan çıkarma kararı aldım. bu zamana kadar istediğim bütün değişimler, sadece ben değil bütün türk halkı mutlu ve refah içinde yaşasın diyeydi. fakat maalesef politikacılar ve halkın bir kısmı bana gösterdi ki, halkımı onlardan daha fazla düşünmem bana zarar veriyor.

    artık o sokak röportajındaki abi gibi yaşıyorum. ve evet daha mutlu ve rahatım.
  • 1686
    şu anda gidişatı pek iyi gözükmeyen ülkem.
    burada seçim sağ sol muhabbetlerine girmeyeceğim* ki benim azılı muhalif olduğumu eski entrylerimden anlarsınız, genç yaşta* olan bu kardeşinize yatırım tavsiyesi vermenizi isteyeceğim. yaklaşık 6-7 bin tl param vardı bu sabah dolar aldım fakat dolar arttıkça her şeye zam geliyor zaten yani paranın değerini korumuş oluyorum. paradan para kazanma konusunda tavsiye verebilir misiniz biriktirdiğim paraları nereye yatırarak kazanabilirim? 6-7 bin tl para mı derseniz değil tabii de benim gelir kaynağım yok bizde anca bu kadar birikebiliyor maalesef.
  • 1688
    döviz kurunun yükselmeye devam etmesi ve yapılan son maaş artışlarından sonra gıda ve tekstil gibi temel tüketim ürünlerine inanılmaz zamlar gelen, ekonomisi hiç olmadığı kadar çukura sürüklenen ülke.

    öncelikle sabit gelirlilerin daha zamlı maaşlarını almadan satın alma güçleri düştü. çoğu kişi son aylarda temmuz maaş artışlarına göre pozisyon almıştı, gelecek zamlarla biraz olsun nefes alacağını düşünmüştü belki ama iktisadın rasyonelitesi yüzümüze gerçekleri tokat gibi çarptı.

    şirketler, bozulan fiyat algısı ve olmayan denetim mekanizması sayesinde enflasyonu bahane ederek maaş zam oranlarından ve artan vergi oranlarından çok daha fazlasını ürünlere yansıtmaya başladılar. biz "enflasyon var, bu zamlar normal, buna alışacağız" dedikçe de zam yapmaya devam ediyorlar ve servet transferi her geçen gün büyüyor.

    ahlak ve etik açısından iyice zayıflamış bir toplum haline geldiğimiz için; enflasyon ortamında bile satıcı kar marjını büyütecek fiyatı belirleyebiliyor. alıcı ise bırakın tüketim alışkanlıklarından ödün vermeyi, statü için sofrasından azaltıp, kullandığı saçma sapan ürünlere uçuk fiyatlar vermeyi tercih ettiği için talep kesinlikle durmuyor. ha bu arada katiyen tüketim alışkanlıklarımızdan ödün vermemiz gerektiğini savunmuyorum; aksine avrupalı, amerikalı, uzak doğulu insanlar gibi çok daha refah içinde ve mutlu yaşam standartlarımız olması gerektiğini düşünüyorum.

    ayrıca tl'deki değer kaybı ve beklenen enflasyonun yüksek olması sebebiyle talebin öne çekilmesinin enflasyonu daha da azdırması gibi bir kısır döngünün çarpıcı bir örneğini yaşıyoruz ülke olarak.

    irrasyonel ekonomi politikalarından dönüş gerçek anlamda bir plan program ile kararlı şekilde yapılmazsa, biraz olsun denetim ve caydırma mekanizmaları kullanılmazsa ve toplumun dinamiklerinden bağımsız şekilde sadece kalıp müdahaleler kullanılırsa bu kısır döngüden çıkmak çok zor olacak. ekonomi bir döngü işi olduğu için çoğu sektörde fiyat balonları patlayacaktır ve dibe vurduktan sonra toparlama olacaktır ama o zamana kadar çok şey kaybedeceğimiz kesin.
  • 1689
    dışarıda yeme, içme, eğlenme fiyatları avrupa seviyesinde olan ülke. evet şimdi annemlerin evinin yanındaki pideci uygun fiyat ama herhangi bir merkezi yerde bir bar, restaurant vs şu an fiyatları fransa'daki herhangi bir yere endekslese bir şey değişmez.

    bu fiyatlarla devam edilirse herhangi bir turist çekmesi kolay değil. ben hayatımda ilk defa malum tip gurbetçilerin bile şikayet ettiğini gördüm.
  • 1691
    halkin agir vergiler altinda ezildigi ulke. agir ekonomik kosullar tabi spora da yansiyor. ancak android telefonlara kolayca indirilen apklar sayesinde macları bedavaya izleyenler oldugunu da duyuyoruz. acikcasi galatasaray'in vaaddettigi futbol keyfinin medya baronlarinin bizden istedigi miktarlarla alakasiz oldugunu da soylemek lazim. gercekten ortalama seviyelerde futbol izlemek icin bu kadar parayi vermek mantiksiz. dost aci soyler. evet son 1 senedir nispeten izleyene keyif veren bir takimiz, ancak bu kadar parayi hak ediyor muyuz? bilemiyorum altan.
  • 1694
    bulgaristan, macaristan, romanya, hırvatistan, sırbistan hatta norveç ve isveç çatır çatır elit oyuncular çıkarmış/cikariyorken elit seviyeye cikarabildigi tek oyuncu arda turan olan ülke. ki arda da a+ değildi ve barcelona'da tutunamadı. arda güler wonderkid adı altında real yaptı ama tutunacak mi henüz meçhul.

    nüfus, sosyoekonomik durum, altyapi vs. bahane değil. misal hırvatistan'da romanya'da insanlar fakirlikten futbola asiliyor. isveç veya norveç onların aksine refah ülkeleri. nüfus desen var. altyapı tesisleri desen almanya kadar olmasa da romanya bulgaristan gibi ülkelerden kötü de değil.

    öyle veya böyle, elit oyuncu çıkaramayan ülke.
  • 1695
    12 ağustos'u 13 ağustos'a bağlayan gece saat 00.00 ile 04.00 arasında en yoğun hâline bürünecek perseid göktaşı yağmurunu izleme fırsatı verecek ülkemiz. halk dilindeki adıyla saatte 60 ile 100 yıldız kayması gözlemlenebilir.

    yanınızda kap, kaçak, leğen, kova bulundurur, ıssız ve yüksek bir yere çıkarsanız; göktaşı olur, yıldız olur bir şeyler yakalayıp formaya ekletebiliyorsunuz. hiçbir şey yakalanamazsa çıktığınız dağdan kaynak suyu doldurur eve getirirsiniz. bence win win.

    yukarıdaki paragrafta başkalarıyla konuştum dostlar, siz sadece izleseniz kafi.

    ulan şu hayatta bize kaymayan bir yıldızlar kalmıştı, onlar da bireysel değil de toplu bir kaymayı uygun görmüşler. çıplak şeyle izleyebiliyoruz bu kaymayı. hımmm gözle evet çıplak gözle.
  • 1696
    bir garip memleket.

    bugün üç kuruş parası olup zamanında fetullahçı terör örgütü ile bağlantısı olmadan, icazet, destek almadan iş yapmayan; işlerinin baltalanmaması için ricacı olmayan kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez. en basiti ülkenin cumhurbaşkanı bile "ne istediler de vermedik." söyleminde bulunmuş.

    kişiler bazında her spor kulübünden birileri bu terör örgütü ile bağ kurmuşken, her zaman olduğu gibi galatasaray'da forma giyen ülke tarihinin en büyük futbolcuları da bu örgüt ile bağ kurmuş diye beyni küçükler tarafından yönetilen kulüpler koca camiayı fetö ile yan yana getirmeye çalışıyor.

    e boşuna dememişler imam osurursa cemaat sıçarmış diye. baştan aşağı herkes bok içinde yüzüyor, kimse aynaya bakmadan birbiri ile alay ediyor.
  • 1697
    https://twitter.com/...ee7jYSzSCzw&s=19
    ulkenin muhafazakar yobazi kadar bu kendini entellektuel sanan solcu yobazi da zarar veriyor. sen nasil bir bos adamsin ki konunun arkasina bile bakmadan mal bulmus magrip gibi atlamissin aha hukumete cakacam, ustune besiktasa da yanlarim oh.

    sami yen haber'i vs taniyan varsa su adamin tweetini paylassin, turke ve turklukle ilgili her seye dusman bunun gibi soytarilar yuzunden turk oldugunu soylemekten utanan bir alt nesil yetisiyor.
  • 1698
    voleybol ülkesiyiz ve kazandığımız başarıları şu parti dönemi bu hükümet dönemi diye değerlendirmek çok doğru bir yaklaşım değil. tabii ki hepinizin istediği ülkemizin her anlamda gelişmesi ilerlemesi fakat sırf kültür seviyemiz onlardan daha düşük diye ülkemizde insana yeteri kadar değer verilmiyor diye bu muazzam başarıya kayıtsız kalmak bununla gurur duymamak çok yanlış.
  • 1699
    bir başkadır benim memleketim. cennet vatan olacakken üzerinde yaşayan insanlarca cehenneme çevrilmiş. kalitesizlik, yüzsüzlük, pişkinlik, ahlaksızlık almış başını gidiyor. hatasız değiliz hiçbirimiz ama hatasından utanmayan, geri adım atmayan, hatta hatadan ziyade art niyetli olan, adamı varoluşsal problemlere iten, her gün intiharı düşündüren varlıklarla dolmuş güzel ülkem. herkesin her şey olabildiği ama asla rezil olamadığı canım ülkem. çok seviyoruz seni kaderin böyle olmasaydı keşke. her insanın ayrı bir hayalkırıklığı.
  • 1700
    liyakatsizliğin, adamcılığın, torpilin her köşeye kanser gibi yayıldığı ülke. bu saatten sonra düzelceğini sanmıyorum. her taraftan cehalet akıyor, dizel yakıtın 40 tl olduğu ülkede bir kaç ay önce “atam abdülhamid yedirmedik” diye bağıran tiplerin, kolunda ingiliz kraliyet düğmesi taşıyan sarıklı sapıkların peşinden koşan insanların daha beter olmasını istesem de gelecek, masum nesiller için üzülüyorum. bu kadar pisliğin, rezilliğin yaşandığı futbolu da bu vesileyle takip etmek istemesem de zorlanıyorum.

    hemen hemen hepimizin bir zaman tepki gösterdiği aysun kayacı resmen bizden 16 yıl önde yaşıyormuş. bu ülke yeniden kurulsa gerçekten oy kullanabilmek için insanları sınava sokmak gerekiyor.
    temel matematik, türkçe okuma ve okuduğunu anlama, yazma, dinleme ve dinlediğini anlama, konuşma bölümlerinden, temel tarih ve vatandaşlık, dış gündemi takip edebilecek kadar temel yabancı dil soruları barındıran bir sınav yapılmalı.

    bu sınav bugün yapılsa eminim vatandaşların %95’i oy kullanma hakkı elde edemezdi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın