76
üniversitede birinci sınıftaydım.
bir gün önce iptal olmasıyla ben de derde tasaya düşmüştüm. ertesi gün sabahtan öğlene kadar dersim vardı. neyse maç saati açıklandı. ders bittikten 15 dakika sonra başlayacaktı maç. ders biter bitmez koyu galatasaraylı bir diğer arkadaşımla onun yurduna depara kalktık. onun yurt odasında televizyon vardı bende yoktu çünkü.
neyse geldik yurda, çektik sandalyeleri, oturduk ekranın karşısına. ufacık bir ekrana dört adam bakıyoruz. ikisi ayakta izliyordu maçı. dakikalar geçiyor, zemine baktıkça içim kararıyor ve umutlar tükeniyordu. savaş alanına dönmüş bir sahada juventusu devirmeye çalışıyorduk. ve o an gelmişti... o tarihi an... umut şişirdi, drogba indirdi, yerde seke seke giden topa wesley vurdu ve gol! allahım yurt koridorlarında dört manyak gol diye bağırıyoruz. önce koridorun bir ucuna ordan diğer ucuna koşuyoruz. birbirimize sarılıyoruz "gol ulan gol" diye bağırmaya devam ediyoruz. daha sonra ekran başına dönüp "bitir hoca bitir" diye diye maçın sonuna geliyoruz.
şimdi üzerinden 5 sene geçti. o dört manyak da bambaşka yollarda yürüyor. ama hepsinin de yüreği hala sarı kırmızı için atıyor, atacak.
(bkz: en güzel anıların kahramanısın şanlı galatasaray)
bir gün önce iptal olmasıyla ben de derde tasaya düşmüştüm. ertesi gün sabahtan öğlene kadar dersim vardı. neyse maç saati açıklandı. ders bittikten 15 dakika sonra başlayacaktı maç. ders biter bitmez koyu galatasaraylı bir diğer arkadaşımla onun yurduna depara kalktık. onun yurt odasında televizyon vardı bende yoktu çünkü.
neyse geldik yurda, çektik sandalyeleri, oturduk ekranın karşısına. ufacık bir ekrana dört adam bakıyoruz. ikisi ayakta izliyordu maçı. dakikalar geçiyor, zemine baktıkça içim kararıyor ve umutlar tükeniyordu. savaş alanına dönmüş bir sahada juventusu devirmeye çalışıyorduk. ve o an gelmişti... o tarihi an... umut şişirdi, drogba indirdi, yerde seke seke giden topa wesley vurdu ve gol! allahım yurt koridorlarında dört manyak gol diye bağırıyoruz. önce koridorun bir ucuna ordan diğer ucuna koşuyoruz. birbirimize sarılıyoruz "gol ulan gol" diye bağırmaya devam ediyoruz. daha sonra ekran başına dönüp "bitir hoca bitir" diye diye maçın sonuna geliyoruz.
şimdi üzerinden 5 sene geçti. o dört manyak da bambaşka yollarda yürüyor. ama hepsinin de yüreği hala sarı kırmızı için atıyor, atacak.
(bkz: en güzel anıların kahramanısın şanlı galatasaray)