• 16
    anlattığım ancak anlaşıldığını düşünmediğim olay kurgusundaki başrol.
    gazetelerden ve belli haber kaynaklarından çıkan bütün haberleri derlediğimde vardığım sonuç şudur.

    olayın başlangıcı:

    seçil erzan'ın istanbul florya denizbank'a atanmadan önce borsada 1 milyon dolar veya tl* kaybettiğidir. kendi parası olsa idi bu para, korkuya kapılmasına gerek yoktu. ancak anladığım kadarıyla bu para o dönemler çalıştığı bankadaki bir müşterisi ile ilgili.

    bu parayı kurtarmak için seçil erzan bir daha şansını deniyor.* bu sefer 2 katını kaybediyor.

    ancak florya'daki şubenin müdürü olması sebebiyle ekonomik anlamda daha zengin bir zümre ile tanışan şahıs, şansını borsada denemek yerine(veya iyi niyetli olalım huylu huyundan vazgeçmez) bu zümreden fon adı altında para toplamaya başlıyor.

    arada çokomelli bir bilgi verelim, iş adamı bülent çeviker'in anlattıklarından yola çıkarsak, seçil hanım bülent bey'den 3 milyon dolar istiyor. bülent bey ise 'o kadar param yok' diyor ve zaten ikna da olmuyor. seçil hanım son koz olarak, fonun ismini 'fatih terim' fonu yapıyor ve daha bir sürü tanınmış güvenilir insanın bu fonda olduğunu söylüyor.

    buraya kadar anladıysak güzel. peki faiz oranı ne bu fonda?
    yine bülent bey'in iddiasına göre 31 mart 2023'te 2 milyon koyan bülent bey'e vaadedilen para 3 nisan 2023 için 3 milyon dolar!

    bakın 3 günde yüzde 50 getiri! hem de dolar cinsinden! yılda yüzde 6000 faiz eder. şöyle basit bir hesap yaptığınızda, ve bu fonun gerçek olduğunu düşünürsek, 1 yıl için 1 milyon dolar veren iş insanı, yılın sonunda 61 milyon dolar sahibi olmalı! birisi bana gelip böyle bir şey söylese, fonun değil adı fatih terim fonu olsun, fonun üstünde babamın donunun resmi olsa ben bu işe girmem. ingilizce özdeyişle devam edelim, 'too good to be true!'.

    yine bülent bey'in anlattıklarından yola çıkarsak, parayı vermesi için gönderdiği eşinin iddialarına göre parayı bankanın dışında alan ve bunu yaparken banka çalışanı olarak tanıtılan kişi ise ali yörük. seçil erzan'ın eski sevgilisi olduğu iddia ediliyor. çorlu'da toyota bayii işletmeciliği olan bir galerici.

    ali yörük isimli bey, bir iddiaya göre de bülent bey'e banka çalışanı olarak tanıtılıyor. görüntülü konuşma yapıyorlar, ve bu fonun gerçekte olduğuna adamı ikna ediyorlar. yani eşi geldiğinde eşinden parayı alan şahıs da, görüntülü konuşmada güven telkin eden de bu kişi.

    tabii bülent bey daha önce de başına böyle bir iş geldiği için çantaya gps koyuyor. ertesi gün seçil hanımdan, 'bülent bey çantada gps mi var?' diye sorulduğunda, 'evet' diye cevap veriyor. bülent bey gps'i kontrol ettiğinde de, çantanın istanbul havalimanına gittiği, ancak tahminen gps yüzünden kontrolden geçmediğini anlıyor. bu böyle gerçekleşmeli, çünkü başka türlü seçil hanım neden 'çantada gps mi var?' diye sorsun.

    burada belli farklılıklar gösteriyor haberler. kimine göre parayı yurtdışına çıkarmaya çalışan kişi semih kaya, kimine göre de ali yörük.

    şimdi sorular:

    1) ali yörük isimli, seçil erzan'ın eski sevgilisi olduğu iddia edilen, çorlu'da toyota bayiiliği yapan galerici arkadaş, neden banka çalışanı taklidi yapıyor? neden parayı bizzat kendisi alıyor? neden yurtdışına çıkarmaya çalışıyor?

    2) seçil erzan, arda'nın da ısrarla sorduğu gibi ne yaptı? daha önce gps koyan olmadığı için yine aynı şekilde yurtdışına mı çıkardı? yoksa sistemi döndürmek için tefecilerden borç aldığı parayı mı ödemeye çalıştı? veya kendisinin de iddia ettiği gibi, ancak ifadesinde bile 30 kişi içerisinden 2-3 kişi olan diğer ponzi üyelerine mi kaptırdı?

    bakın bu kısım önemli, çünkü arda turan ısrarla bu soruyu soruyor...
    seçil hanım sürekli, 'kafam karışık', 'mermi verdiler', 'şuna verdim' falan diyor ama, hesabı ortaya koyamıyor. bakın bu kadın bir banka müdüresi. böyle alengirli işlere girdiğine göre, her gün kime ne kadar borcu var kontrol etmesi gerekir. eğer gerçekten sistem içinde dönmüş olsa bu para, şak şak sayar.

    3) kadın şimdilerde 'ben de mağdurum, beni soydular' ayağına yatıyor. 'kazan doğururken iyiydim, şimdi hırsız oldum' diyor. kime doğurttun bacım kazanı? tek tek çık göster, hesabını ver, bu bireylerin banka hesapları incelensin. en sonunda da para eğer sistemde ise aralarında çözsünler. ama olur mu, türkiye'de soyut şeyler üzerinden hamaset prim yapar.

    şimdi sonuç kısmına gelelim. bütün bu çıkanlardan yorumladığım, seçil erzan'ın istanbula gelmeden önce ve geldikten hemen sonra ezdiği paralar eski sevgilisi 'ali yörük'e aitti. bu parayı toparlayabilmek için, ünlü isimlerin güvenin kazandı ve gelir vaadiyle onların da parasını aldı. sonra bir kısmını ali yörük'e ödedi, bir kısmıyla da bu işleme devam etti. mızrak çuvala sığmamaya başlayınca, kendini de güvene almak adına, 'ali yörük' denen şahıs aracılığıyla yurtdışında depo yapmak istedi. ancak 'gps' olayı sonrası onu da eline yüzüne bulaştırdı.

    bu arada bu hanımefendinin gırtlağına çöken parasını aldı. faizli veya faizsiz. tahmin ediyorum ki semih kaya ve fatih terim bu grupta. veya işin ilginç tarafı fatih terim'in böyle bir fondan haberi dahi yok. çünkü bankacılık işlemlerini komple bu kadına bırakmış durumda. seçil erzan sadece fatih terim'in yatırım danışmanı. o yüzden mağdur listesinde değil.

    umarım anlatabilmişimdir kendimi. 3 günde yüzde 50 getiri elde edeceğini düşünerek bu işe giren aptallar, hiç boku sağa sola atmaya çalışmasınlar.
  • 7
    https://www.odatv4.com/...atti-neler-120012828

    önce bilgi edinmek, sonra yorumlamak lazım her işi.
    hanımefendinin olaylar patlamadan önce arda turan ile telefon konuşması burada.

    öncelikle başta arda'ya saygı duydum bu konuşmalar esnasında. bu kadar sakin kalabilmesine de şaşırdım. keşke futbolculuğunda da böyle olsaydı.

    ikinci konuya gelirsek, arda olayı anlamaya çalışıyor. kaç kişi var, kimler karda vesaire. bu hanım kızımız fatih terim'in karda olduğunu iddia ettiği için, 'ama o da benim kredilerim var dediğini iddia ediyor.'

    belli bir ısın kodları gösterilmiş bu mağdurlara. terim fonu falan hikaye. konuşmanın herhangi bir bölümünde bu kesit yok.

    arda konuşmanın bir kısmında, 'seçil sen bana çorlu'dayım demiştin, terim'in yanındaymışsın' diyor. medya bunu güzel manipüle etmiş, sanki arda'ya bunu söyleyen başkasıymış gibi. konuşmanın bütününe bakıldığında zaten terim bunu arda'ya söylemiş.

    ilk gidip bankaya şikayette bulunacak kişiler arasında terim, emre b. ve arda turan bulunuyor. hatta organize olan grup da bunlar.

    seçil hanım konuşmanın bir bölümünde karda olan kişileri söylüyor. burada fatih terim'in ismi geçmiyor. hatta konuşmanın büyük kısmında arda'nın anlamak istediği kısım da şu: 'sen bizim paralarımızı birbirimize mi kaydırdın?'

    çünkü durum eğer böyle olursa, 20-25 kişi bu işi aralarında çözebilir.
    arda konuşmanın bir kısmında 'faize mi yedirdin paramızı?' diye soruyor. arda'nın faiz takıntısı olduğu doğru ama benim metnin tümünden anladığım, 'tefecilere mi yedirdin paramızı?' kısmı. seçil de inatla bu bilgiyi vermiyor. çünkü aslında seçil hanım kızımız, olayın ilk gününden beri takip ediyorsanız paranın büyük kısmının tefeciler tarafından alındığını iddia ediyordu.

    karda olan isimler arasında semih kaya var. semih'in adını başka nerede duyuyoruz? bu kadının darp edilmesinde. kadının görüşmelerinden ne çıkıyor, semih'in fazla para aldığı.

    aslında olayların daha da özüne inerseniz, semih'in menajeri de para yatırmış. yani bir grup bu hanım kızımızdan kötekle, faizi de ana parayı da kurtarmış.

    bu hanım kızımız daha kimlerden sopa yedi, onu ödemek için kimlerden nasıl para buldu, buraları hep bir muamma. sonuçta anladığımız tek bir nokta var, üzerine gelindiğinde bir şekilde hep para bulmuş.

    sonuç kısmına geri dönelim. arda olayı anlamaya çalışırken seçil'in ifadeleri sonrası, 'fatih terim karda mı?' sorusunu soruyor. seçil karda diyince, 'ee adamcağız da darmadağın, krediler duruyor' diyor. seçil'in cevabı 'ıı,aa'.

    edit: haberleri en başından beri takip edenler için kolaydı olayın ne olduğu. isteyenler bir de bu haberi okusun.

    https://www.ensonhaber.com/...-hapis-cezasi-istemi

    buradaki ifadelere göre, semih kaya'nın menajerinde bir numaralar var. veya masum da olabilir ama...
    uyanığın biri verdiği çantaya gps koyuyor. 1 gün sonra seçil arıyor, çantada gps mi vardı diyor? adam gps kayıtlarına bakınca, önce özel bir site, sonra da istanbul havalimanı görüyor.

    şimdi soru 1: seçil ezan bu çantayı kime verdi?(u: iş insanı bu çantanın semih kaya'da olduğunu iddia ediyor ama mantıklı gelmedi bana)
    2: bu çanta neden istanbul havalimanına gitti?
    3: acaba birileri sıkışan seçil'i kullanarak paraları atta'ya mı götürdü?*

    https://www.haberturk.com/...las-detaylar-3588210

    edit2: geçmiş haberler turu sürüyor. yukarıdaki habere benzer bir haber ancak bu sefer parayı alan da, görüşmeyi yapan da, yurt dışına çıkmaya çalışan da seçil ercan'ın eski sevgilisi, galerici ali y...

    edit3: o da güzel hikaye seçil hanım kızımız...
    https://gazeteoksijen.com/...-ortaya-cikti-177107

    sonuç olarak, hanım kızımız en son terim üzerinden yürümeye karar vermiş. tabii buna balıklama atlayacak olan kuşlar var. tefeci falan artık olayın son raddesi. hanım kızımız borsada çatır çatır ezmiş paraları. bi kısmını da yurt dışına aktarmaya çalışmış. boğazına çökene de, sağdan soldan para bulmuş. bakmış en son herkes beraber geliyor, hapse girip kurtulayım demiş. olayın özeti budur.

    şimdi orayı beğenmemiş olacak ki, bir şekilde yırtmanın yollarını arıyor. ah ber terim'i çekebilse olayın içine. kamuoyunu da arkasına aldı mı... değme keyfine.

    edit4: bütün bilgiler ışığında değerlendirmemin ne kadar haklı olduğunu görmek beni mutlu etti.

    https://www.fanatik.com.tr/...hale-getirdi-2531064
  • 10
    finansal okur yazarlığın önemini ve şark kurnazlığının zararlarını ülkem insanına bir kez daha göstermiş kişi.

    bankacı ve finansçı olduğum için dedikodu daha çıkar çıkmaz mevzunun ne olduğunu, paranın nerede nasıl battığını az çok tahmin ettim hemen, meslektaşlarım da anlamıştır tahmin ediyorum. mağdurlara geçmiş olsun, üzerine ancak bir bardak su içerler.

    haberlerde bir detay çok trajikomik; bankanın teftiş raporunda bir mağdurla ilgili, "ortalama zekaya sahip biri bile, vaat edilen getiri ve evrakların düzmece halinden şüphelenip, dolandırıcılık olduğunu anlamalıydı" deniyor.

    bir yerlerden galatasaray'a da ucunu dokundurturmuyuz acaba diye koç bulmuş mağribi gibi sevinenlere de gün doğmuş, haber başlıklarından anladığım kadarıyla.
  • 5
    bu kadının dolandırdığı parayı; ismi geçen banka, dolandırılan müşterilerine her halukarda ödemek zorunda kalacak. kadın şube müdürü. alalede bir insan hatta alalede bir banka çalışanı da değil. hukuken ticari temsilci. kadın dolandırırırken bankadaki konumunu ve yetkisini kullanarak dolandırıyor. dolandırılan müşteriler de kadının bu bankanın şube müdürü olmasına güvenerek bu işi yapıyor. bankanın hukuki sorumluluğu doğacaktır yani her halukarda. bu iş bizim dışımızda deme şansları yok. gerisi magazin.

    ayrıca bu özel fon dedikleri dünyanın belli ülkelerinin belli bankalarında uygulanan bir şey. avrupa'da bildiğim kadarıyla monaco ve isviçre'nin iç hukuku buna uygundu. amerika, katar, hong kong özel bölgesinde de var diye hatırlıyorum yalan atmayayayım. her şeyi geçtim bugün 10 milyon euro para yatırıyorum diye bankaları gezsen bir çok banka yetkilisi size özel teklif farklı faiz ve yatırım fırsatları falan sunacaktır, normal müşterilerden farklı teklifler yapacaktır yani zengin müşterileri elde tutmak için. bu kadının dolandırıcılığı, dolandırdığı kişilerin salaklığı ile ilgili değil açıkçası.
  • 6
    https://www.youtube.com/shorts/qHbB5DL7d8w

    tam emre belözoğlu'nun kaybettiklerine sevinecekken arda'nın rakamı duyduğumda daha da üzüldüm.

    7.5 milyon dolar nedir arda? neyse bu arada faizler düşmeli he mi arda? başbakanımızın çağrısında niye bozmadın dolarları arda? güçlü bir türkiye için sen da-vardın arda. neyse takiyyenin sonu böyle olur, olmalı.

    arda'yla nefret-aşk ilişkimin önüne geçemiyorum sanırım.

    bu arada ilk mesajı atan olarak sanırım yanlış anlaşıldım veya anlattım. özel fon tabii ki vardır, ama içeriğini bilmediğin özel fon falan yoktur. fon dediğiniz şeyin içinde genelde hisseler veya tahviller olur. o hisse ve tahvillerin de ne olduğunu, yüzdesel ağırlığını sorgular, öğrenirsiniz. o hisse ve tahvilleri kontrol ettikten sonra, fonu da kontrol ederek gerçek olup olmadığını anlarsınız. tahvillerin 6 aylık veya 1 yıllık getirileri vardır, ve belli fiyatları vardır. hisselerin de fiyatları vardır. basit mantıkla bu hisselerin veya tahvillerin batmadığını ve fiyatlarının değişeceğini düşünürsek, belli olan bir getiri miktarı ve spekülatif bir getiri miktarı olmalıdır.

    özetle, gel paranı üçe katlayayım diye bir durum söz konusu olamaz. olacaksa da bunların umduğu kadar kısa sürelerde olamaz. süre kısaldıkça veya getiri oranı arttıkça, risk de artar. bu senin parandan bağımsız bir olgudur. yoksa kodamanlar gelir, 3'e, 5'e katlar gider. öyle milyon dolarla falan da olmaz. trilyon dolarla çarpar gider. neyse daha uzun uzun anlatıp, kafa didiklemeye gerek yok.

    konumuza dönersek, zaten dünyadaki herhangi bir banka müdürünün odasına çantayla para gitmez. çantayla para getirilir, vezneye bırakılır. sayım yapıldıktan sonra çıkan miktara hesap cüzdanına yazdırılır. bunun bir nüshası alınır/verilir. böyle yapılmadığı için, bu tür şeylerde bankanın ödemesi kadar saçma bir durum olamaz. para gelmiş çanta ile, vezneden geçmemiş vesaire. tahminen kadına özel telefonundan ulaşılmış. bankanın tek suçu çalışanının hırsız olması ki, bu durumda bile ödemenin hepsini yapması saçma.

    gerçi bu ülkede parasını kıbrıs off shore hesaplarına götürüp, o banka battıktan sonra devletten almaya çalışanlar da var ve alıyorlar. kimden alıyorlar? niye götürüyorlar? soru işareti mi ünlem mi?

    uzun versiyonunu da buldum, merak edenler için.
    https://youtu.be/v2JJVDAKBRc?t=7008

    edit: rezan epözdemir'in anlattığına göre selçuk, emre çolak, muslera ve mert çetin parasını alır.
    ama arda ve emre b. hava alır normal bir ülkede.
  • 1
    fatih terim fonu adında hayali bir fon kurarak, fatih terim'e yakın kişileri dolandırmış hanım. 'ponzi', bir diğer adıyla 'saadet zinciri' yöntemiyle, ondan al buna ver diyerek, süreci sürdürmüş. buna başlama sebebi olarak da, borsada başka bir yatırımcının batırdığı parasını döndürme çabası olarak anlatmış. denizbank'ın florya şube müdürü oluyor 2011'de. bunun sonucu olarak galatasaray kulübü ile ilişkisi de başlamış oluyor.

    o değil, türkiye'de genel bir algı var. bir koyup üç alınabileceğine dair. imkansız değil, tabii ki alınır. ama genelde bu tür yatırımlar riskli yatırımlardır, üzerine iyice düşünülmesi gerekir. kazanç miktarı arttıkça* ana para riski de artar. finansın en temel kuralı budur. bakın dolandırılanların içinde en sevmediğim kişinin nasıl dolandırıldığına bakalım.

    --- alıntı ---

    seçil erzan:

    bir sabah saat 7’de volkan bahçekapılı ‘bu fon hala duruyor mu? emre belözoğlu senden haber bekliyor’ diye mesaj attı. sonrasında ben emre belözoğlu’nu aradım. konuyu çok kısa anlattım. hem volkan bahçekapılı hem de emre belözoğlu bana nakit para bulup volkan bahçekapılı’nın ofisinde teslim ettiler. toplamda iki gün boyunca ben önce 1 milyon 400 bin dolar, sonra 1 milyon 492 bin dolar ve son olarak 400 bin dolar parayı 2023 senesi mart ayı içerisinde aldım. fakat şu zamana kadar volkan bahçekapılı’ya ödeme yapmadım” dedi

    --- alıntı ---

    emreciğim hiç üzülmedim sana canım. sağlık için spor yapmadın ama, bence hayatının idamesi için beynini geliştir tatlım.
    sabahın saat 7'sinde yemeyip içmeyip, 'bu fon duruyor mu' diye sağa sola saldıran tip, parasını kaybetmeye mahkumdur. git finansal eğitim al 'erkeğin kralı'.

    https://www.youtube.com/watch?v=Dp2qG8XL_V0
  • 8
    denizbank florya şubesinde müdürlük yapmış ablamız. hatta denizbank 2013 yılında bize sponsor olmuştu ve kendisi o zaman da müdürmüş ve kulübümüz ile bu sponsorluk kapsamında da çalışmış ve bayağı içli dışlı olmuş. kendisi ile o tanıştırdı bu tanıştırdı şeklinde garip garip haberler okuyoruz. komedi cidden. bankada milyonları olan ünlü biri iseniz, çalıştığınız banka şubesinin müdürünü tanımamak gibi bir lüksünüz olmuyor ki. belki yabancılardan unutan falan olmuştur ama o yıllar galatasaray'dan maaş alan tüm yerli topçular bu kadını tanıyordur. tanımamak gibi bir seçenekleri yok.
  • 15
    ponzi dolandiriciligi yapmis kriminal bankaci.

    burada olay kadinin eski sevgilisi galericinin teki aslinda. sonra adamdan ayriliyor, baskasinin kucagina dusuyor. o baskalari da tefeci. sanirim fatih terim killanip uzaklasiyor isin baslarinda. semih kaya gibi bazi kisiler de fiziksel zorlamayla parasini geri aliyor. ancak arda turan gibi sessiz kalanlarin parasi buhar oluyor.

    burada merak ettigim kadinin borsa/btc/forex yapip yapmadigi. eger yapmadiysa bu isin arkasinda o kucagina dustugu tefeciler var demektir ki bu durumda sucu fatih terim'e atmaya calisip tefecilerden bahsetmemesi normal. para anladigim kadariyla yurtdisina kacirilmis. haliyle tefecileri bulsan bile geri donmez. eger forex yaptiysa zaten gecmis olsun.

    kayitsiz milyon dolarlari yurtdisina fiziki olarak tasiyabilen adamlarin arkasi da saglamdir. tefecilerin baglantilarina gore isin derinligini gorecegiz, ya oldu bittiye gelecek, ya da isimler ortaya cikacak.
  • 28
    https://www.youtube.com/watch?v=crAeoXjcfHg

    fatih terim dolandırmış. bu adamın düğününü de fulya terim yapmak için söz vermiş. ses kayıtlarında bunlar var.

    hatta inanmazsanız, terim çok korkmuş var olan soruşturmalardan, ondan dolayı yunanistan'a kaçmış. baksanıza ses kaydına, tam bir fatih terim fonu.

    yine bazı çomarlar yaprağı yerken kıtır kıtır yemiş, köküne gelince 'me' demiş. işte fatih terim'in gerçek yüzü.

    edit: yahu çok üzüldüm ses kaydındaki adama da, eşine de. inanmıyor aslında, ama... ah amcam ah. aslında seçil'in konuşmasında 50 tane falso var... amcam da çok boş değil ama. eşi de sakinleştirmeye çalışıyor. haksız kazanç ve cahilce bir davranış belki ama... üzülüyor insan.

    edit2: kinayeyi bırakırsak, kısaca konuşmada geçen kısım şöyle. konuşmadaki kişiler iş adamı bülent çeviker, eşi inci çeviker, ve seçil erzan. tahminen bir telefon konuşması değil, beraber oldukları bir yerde kaydetmişler.

    özetle seçil erzan önce 2 milyon dolar alıyor, ve karşılığında bir ısın kodu veriyor bu kişilere. bülent bey, ısın kodunu araştırınca, böyle bir fon olmadığını görüyor. doğal olarak da bunu sorguladığında, seçil erzan 'fatih terim gizli fonu' diyor. neyse bu 2 milyon doların bir hafta önce tahaddütü doluyor, ancak parayı çekmek için bu insanlar hamle yapmadan önce seçil bir numara daha yapıyor. '3 milyon dolarınızı 1 ayda 5 milyon yapmak ister misiniz?'

    tabii bu aralıkta, öncesinde paranızın valörü dolmadı, yarın gelecek, öteki gün gelecek gibi muhabbetler dönmüş olabilir. bu gecikmeleri de fonun bir bütün olduğundan ve bozulamadığından dem vurarak açıklıyor seçil hanım. aslında bülent bey de söylediği çoğu şeyin saçma olduğunu anlıyor, ancak bir yanda kendisine saçma sapan bir şeyler söyleyerek güven telkin etmeye çalışan biri, diğer tarafta yanan paraları.

    neyse, anlaşılan inci hanım, bir anda gerçekleşen bu olayda panik de yaparak vadeyi uzatıyor. malum düşünün uzun süre gelmeyen bir para var ortada, ve karşınızdaki 'sürpriz bugün geldi, ancak acele edin bir şey yapmalıyız, 3'ü 5'leyebiliriz veya paranızı almak istiyorsanız, saat 5'e kadar gelin.' unutmayın, dolandırıcıların en adi numarası budur. karşı tarafa süre vermemek. o yüzden atalarımız, sabah ola hayrola demişler. acele işe şeytan karışır.

    neyse inci hanım da, aslında o gün alabileceği parayı(büyük ihtimal arda'nın parası o gelen) elinin tersiyle itip, hamdi beyin 3 milyon dolarlık teklifini reddedip, kutusundaki 5 milyona gitmeye çalışıyor. bülent ise azıcık çakal olduğu için kurt döküyor.

    telefon konuşması ise, 'bu belgeleri istiyoruz seçil hanım', 'bu sefer vade günü geldiğinde yeni bir bahane söylemeyeceksiniz değil mi?' diyerek bülent bey tarafında sorgu gibi geçiyor. inci hanımsa, 'ya bülo, az sakin olsana, seçil gibi biri bizi niye kandırsın?' şeklinde geçiyor. iyi polis, kötü polis gibi.

    bülo'nun bir kızgınlığı da, fonun görünmemesine. aslında fonu bir görebilse, fatih terim fonunu rahat edecek ama. neyse bir ara kendini kaptırıp, 'bu fondan çıkalım, bülent fonu kuralım' diyor. seçil ise bunun için minimum tutar 10 milyon dolar deyince üzülüyor bülo. bu arada fonun adı fatih terim ama içeriğini fatih terim bile bilmiyormuş, kimseyle paylaşılmıyormuş seçil'in ifadesine göre. yersenkirşen.

    sonunda, seçil'in 'bülom ben seni üzer miyim? ay bülo, alem adamsın, parayı alınca ben de seni darlayacağım.' kısmıyla bitiyor. inci hanım da 'he valla bülent, ya bi sakin ol.' diye destek çıkıyor. ah bülo, vah bülo.

    yani ez cümle: seçil gayet net bir yalancı. antetli kağıtla milleti geçiştiriyor. fona güven sağlamak için fatih terim fonu diyor. ama ifadesine göre, terim'in de fonun içinde ne olduğunu bilmediğini, ve bunun banka tarafından yaratılan gizli bir fon olduğunu söylüyor. banka güya bu fonu oluşturmuş, giriş bireysel, ancak grup halinde çıkılıyormuş. öyle kafana göre çıkamıyorsun. gecikmelerle ilgili de, fonun devam ettiğini, geçmişte tahsil edilecek tutarlardan güvenmeyerek çıkanlar olduğunu, o yüzden böyle büyük miktarlar kazandırdığını söylüyor.

    aslında kafasındaki fikirler de net değil seçil'in. güya bu bir fon ama ısın kodu gizli. sonunda kazanacağı hakkında, bir yerde 'kesin eline 5 milyon dolar geçecek perşembe' diyor, birinde '5 olmaz da 3 olur, 3.5 olur, 4 olur ne olacak ki?' diyor. yani tamamen nabza göre şerbet, ve karşı tarafta sürekli bir dolandırılıyorum hissini de veriyor. ama o zaman da kendi mevkisini ve tanıdık isimleri kullanıyor. yani dolandırıldığını bilsen de bana güvenmek zorundasını hissettiriyor. hatta bunu çoğu yerde alay ederek yapıyor.

    mesela perşembe günü, haber alamayınca paranı yine fona soktum dememesi için, hesabıma swiftle diyor bülent. ıban kodu isteyince de, doğal olarak neden banka'nın, bankada var olan ibanını istediğini anlayamıyor. 'tamam ben söyleyeyim de, ya yanlış yatırırsan' diyor. aslında bülent'in kafada bu bahanenin kendisine karşı kullanılmasının önünü kesmek var. o zaman da seçil, 'ya bülo, kendi ibanını mı bana yanlış vereceksin?' diyor. yani kendi kendini mi dolandıracaksın gibi? seçil ve inci'nin kahkahalar havada uçuşurken, bülo kara kara düşünüyor.
  • 3
    baya baya ünlü birçok ismi dolandırmış banka müdürü. ağzı muhtemelen çok iyi laf yapıyor ve iyi bir ağ kurarak güven kurduktan sonra vurgunu patlatmış; paraların nakdi olarak yurt dışına çıkartılmış olma olasılığından bahseden haber siteleri var. bulgaristan'a gidip gelen kişilerle ciddi telefon konuşmaları tespit edilmiş.

    bu kadar ünlü olup bu kadar para kazanan insanlar ciddi ciddi birilerine nakdi olarak banka dışında nasıl para teslim eder benim aklım almıyor; lan biz 10-20 bin tl paramızı deliler gibi koruyoruz adamlar baya baya milyon dolarları bu kadına ve ortaklarına elden teslim etmiş güvenip. bu kadar para kazanan insanlar nasıl avukatsız falan bu işlere girişir hiç anlayamıyorum.

    dolandırılan isimler arasında fatih terim, damadı, emre belözoğlu, arda turan, fernando muslera, semih kaya gibi bir çok ünlü isim var. geçmiş olsun.
  • 40
    https://twitter.com/...QbaW5qXMl4Q&s=19
    ben sıkıldım bu iftiralardan. kişisel davalar açılmadıkça susmayacaklar. bu kadınım arsızlığı, bankasının başındaki adamlarım kendilerini koruma içgüdüsü kulübün ve çalışanlarının itibarını zedeliyor.

    kollektif bir karşılık verilmeli, özellikle bu hakan denen işgüzarlara. spor yasasından değil, ecnebilerim defamation dediği türden bir dava dosyası açarak üstlerine gitmek daha iyi olabilir. böylelikle yüklü tazminat ödemek zorunda da kalabilirler.
  • 19
    telefon tapelerinden gördüğüm kadarıyla profesyonel bir dolandırıcıdır. arda’ya elli tane martaval okuyor bir tanesi bile elle tutulur değil. verdiği tek bir cevap bile paralara ne olduğuna işaret etmiyor.
    net şekilde paraları başka ortaklarla iç etmiş. bence paranın çoğu kripto yoluyla yurtdışına çıkmış.

    arda’nın yaptığı en büyük hata, bu dolandırıcıya iyi niyetle yaklaşmak. kardeş sen berkay’a bile silah çeken adam değil misin? alsaydın yanına iki tane kiralık müebbet, çökseydin kadından kaç tane varsa gırtlağına, en azından paranın bir kısmını kurtarırdın.

    kaptan hem enayisin hem de cahilsin be.
  • 25
    fonu geçtim de orada denizbank şube müdürü olarak kimlere ne krediler dağıtmış şahıstır. 2021 dönemi biliyorsunuz kredilerin ucuz olduğu ama bankaların kimselere kredi vermediği gidip kredi ile ev yalı bodrumda yazlık alanların kredilerini halkın ödediği kredi ile yükselen dolara bassan bile deli para kazanacağınız bir dönemdi. yazıklar olsun o dönem bu fırsatçıları başımıza musallat eden ve böyle bir ortam oluşturan herkese. resmen yeni bir zengin kitle yarattılar. faizler düşmeli diyen adam fona koymak için ne meblağlarda ucuza kredi alıyor.
  • 26
    ben dolandırıcılık olaylarında suçun çift taraflı olduğunu düşünüyorum. yani dolandırıcının planının işlemesi için mağdurun da dolandırıcı kadar açgözlü olması lazım, yoksa kimse tuzağa falan düşmez. ancak kendisi ile ilgili olayda sürekli papağan gibi "bu kadar faiz vereceğine nasıl inanmışlar" diye sorulmasından gına geldi.

    böyle durumlarda burada adı geçen hanım gibi kişiler gelip size direkt 3 haftada %250 faiz vereceğini söylemiyor. şöyle yatırım yapacağız, parayı şurada değerlendireceğiz, şu hisseden alacağız, yatırım fonu hesabı açacağız vs. gibi uzun uzun konuşup karşısındakini kandırıyor. benim babam aynı şekilde dolandırıldı, parasını yatırım şirketinde değerlendirileceğini zannediyordu. parası gidince uyandı olaya.

    "3 haftada %250 faize nasıl inanmışlar?" diye sormak gereksiz, iş sadece o cümleyle olsa kimse bu numaraları yemez zaten.
  • 39
    eski bir bankacı şimdinin avukatı olarak ortaya saçılan mesajlaşmalarından net bir şekilde fatih hoca ile bankacılık jargonunda çokça kullanılan "butik müşteri" ilişkisinden öteye gitmediği bariz anlaşılıyor. bizim bankada da "açık kasa" müşterilere görece teknoloji geride olmasına rağmen dönemin yaygın iletişim araçlarıyla "private banking" hizmeti sunulurdu özellikle 50+ müşterilere. en baştan yetki alınır daha sonrasında "alo ben emre abin" şeklinde işlemlere devam edilirdi.

    türk borçlar kanunu 66. madde "adam çalıştıranın sorumluluğu" kapsamında ilgili banka mağdurların paralarını da er ya da geç öder. herkes parasını eksik/fazla bir şekilde alır kenarıya çekilir.

    tüm bu dalgada benim en çok canımı sıkan aynı anda idare edilen elemanlar. en çok onlara üzüldüm. para pul bir şekilde yerine gelir de kalp malp gelmez. bypass da yapamazsın.

    ne demiş azeri şarkıcı eyyüp yakubov: "kim bilir, qəlbimin ağrısını kim bilir, yamanca yorulmuşam mən"
  • 4
    her dönem ülkemizde bogaz köprüsünü sattığını iddia edenler ile köprüyü satın aldığını zannedenlerin olduğunu ve olacağını gösteren kadındır. ya hadi banker mevzularını, kombasan veya jet fadıl olaylarını insanlar hatırlamıyor diyelim yahu daha yeni çiftlikbank meselesi oldu bu ülkede. hiç mi akıllanılmaz, ders alınmaz? hadi oradaki mağdurlar daha mütevazi hayatları olup gelirleri daha sınırlı insanlardı bir hayalin peşine gittiler.

    ama ismi geçenlere ne demeli? 10 milyon usd ile yapamadığın ne var ki 3 ay içinde 12 milyon usd olduğunda yapacağın?
App Store'dan indirin Google Play'den alın