teorik olarak en geniş çerçevede ele alındığında sözlükteki entrylerin yarıdan fazlasının dahil olduğu sınıflandırma. belki dörtte üçü hatta daha fazlası bile olabilir...
ancak hem sözlüğün iyi kötü bir akışı olması, hem de sözlükte fikir ağırlıklı entrylerin de olabilmesi adına en çok esnetilen kurallarından biri de budur. tabi aynı oranda ve doğrultuda, yazarların en çok sulandırdığı ya da sulandırmaya çalıştığı kurallardan biri de budur.
örneklerle anlatmak gerekirse;
* doğrudan "kardeşim öyle diyorsunuz da " gibi bir başlangıca sahip entryler silinir ki zaten
forum tarzı entry maddesinin de kapsamına girer zaten bu entryler. bu zaten açık seçik belli olan bir entry üslubu olduğu için pek istisnası olmaz, silindiği zaman şikayet de olmaz haliyle.
* entry numarası bakınızının bulunduğu ve birilerine ya da bir konuya cevap vermeye yönelik entryler konusunda iş biraz karışıktır. aslında bu tarz entryleri kapsayan bir de
başlıktaki entry'lere fiziksel referans içeriyor maddesi var. en temel hatlarıyla bakarsan aslında herhangi bir entry'de başka bir entry numarası ile birlikte bakınız şeklinde yer alıyorsa format dışı kabul edilir. bakınız dediğimiz olay yazı dilinde atıfta bulunmak olarak tabir edilen konudur ve özünde sadece başlıklar için kullanılmak maksatlı tasarlanmıştır. ancak örneğin
ne dediler gibi genel içerikli bir başlıkların oluşmasıyla, o tarz bir başlıkta yer alan bir olaya atıfta bulunmak gerektiği zaman doğrudan entry numarası ile bakınız vermek de kabul edilebilir bir kullanım haline gelmiştir.
bu kullanımın aslında çok da farkında olmadan sulandırıldığı/esnetildiği bir nokta vardır. bu da özellikle yazarların, genelde diğer kişilerin özel hayatlarındaki mutlu ya da üzüntülü olaylar hakkında dilek/temenni içerikli entrylerdir. bu entrylerde sözlük formatı biraz esnetilir, insiyatif alınır falan. örneğin bir vefat haberinin ardından başsağlığı dilemeye çalışan bir yazara çıkıp da kardeşim niye tanım yapmadın ya da niye bakınız verdin diye kolay kolay sorulmaz. bu da gayet insani bir reflekstir aslında.
ancak gel gelelim bu tarz entryleri emsal göstererek, birileriyle münkaşa halinde girilen bazı entrylerin
önceki entrylere cevap niteliğinde diyerek silinmesi üzerinden itirazlar gelir. bazen art niyetli bazense tamamen yanlış/eksik anlaşılmadan kaynaklı sorunlar yaşanır.
* son olarak geldik bu hükmün en esnek ve dışardan bakınca sanki moderasyon tarafından keyfi uygulanıyormuş gibi algılanmasına sebep olan kısmına. başlangıçta şunu söylemek lazım. herhangi bir başlıkta birbirini takip edip yeni bir durum/detay tanımlamayan entryler, aynı yönde ya da zıt yönde olsun farketmeksizin, aslında birbirine cevap niteliğindedir. kelime anlamı olarak ele alınırsa bir söze ya da yazıya verilen her karşılık cevap niteliğindedir, basit bir "tamam" kelimesi bile bir cevaptır aslında. özellikle aynı duyguyu ya da sonucu içeren entryleri içine kapsayan bir de
daha önce yazılmış zaten bu hükmü var aslında.
ancak hem sözlük yazarlarının kendini/hislerini ifade edebilmesi, hem sözlükte bilgi kadar duyguların da yer alabilmesi
*, hem de bazı konularda kamuoyu oluşabilmesi adına bu konuda epey bir esneklik uygulanmaktadır aslında. ancak bu esnetmeler de yine bazen art niyetli bazen de eksik ya da yanlış anlaşılma kaynaklı problemlere yol açmaktadır.
örneğin " falan tarihteki filanca maçta attığı golle göğsümüzü kabartan futbolcu" ve "falan tarihteki filanca maçta performansıyla gurur duymamıza sebep olmuş futbolcu" entryleri ayrı ayrı ele alınınca format dahilinde entrylerdir. alt alta yer aldığında ise ikinci entry
daha önce yazılmış zaten bu kapsamına girer. hatta az önce anlattığım açıdan bakarsak
önceki entrylere cevap niteliğinde bile sayılır. ancak bu entryler alt alta girildiği vakit haklarında bir işlem yapılmaz.
aynı şekilde "falan tarihteki filanca maçta çok kötü oynayan futbolcu" ya da "falan tarihteki filanca maçta çok iyi oynayan futbolcu" entryleri ayrı ayrı ele alınınca format dahilinde entrylerdir. alt alta yer aldığında ise ikinci entry
önceki entrylere cevap niteliğinde kapsamına girer. ikinci entry silindiği vakit kıyametler kopar. moderasyonun faşistliğinden saygısızlığına, tahammülsüzlüğünden babasının çiftliği sanmasına kadar uzanan bir yelpazede ithamlar uzar gider. ve malesef sadece o gecenin siniriyle bir yazarımız daha hesabını kaybetmiş olur...
başka bir örnek. yine bir futbolcunun başlığında "falanca sezonun ilk bilmemkaç haftasındaki performansıyla göz doldurmuş futbolcu" diye bir tanımla başlayan bir analiz entrysi yer alır. hemen altında da "falanca sezonun ilk bilmemkaç haftasındaki performansıyla batırmış futbolcu" diye bir tanımla başlayan başka bir analiz entrysi yer alır. bu iki entry de ayrı ayrı ele alınınca format dahilinde entrylerdir. alt alta yer aldığında ise ikinci entry
önceki entrylere cevap niteliğinde kapsamına girer. ancak yaptığı analiz mantıklı temellere ve istatistiklere oturtulmuş bir analiz olduğu için, çıkarılabilecek dersler olduğu için hatta fikir jimnastiğine uygun olduğu için o entry silinmez. hatta bazen sadece vicdana ve mantığa dayanan uzun ama üstteki entrye/genele karşıt görüşlü bir entry bile yine yazının niteliğine ya da tartışmaya katkısına istinaden silinmeyebilir.
böyle sakin kafayla anlatınca da herkes "zaten adam ne güzel yazmış abi niye silesiniz ki" der. ama ortada bir tartışma varsa, bir maçın siniri varsa, birilerine bilenilmişse; en kötüsü de art niyet varsa kimsenin gözü kimseyi görmez. bu tarz esneklikler de önümüze bir şikayette emsal olarak düşebilir. aslında sözlük yazarlarının kendilerini ifade edebilmesi için verilen bu tavizler günün sonunda moderasyonun faşizan bir uygulaması olarak anılır.
oysa amaç sadece yazarların istedikleri gibi kendilerini ifade edebilecekleri bir ortam yaratırken az da olsa dizginlenebilir kalmasını sağlamaktır...