resim
Okan Buruk
Görev:Teknik Direktör
Takım:Galatasaray
Yaş:50
Uyruk:Türkiye
  • 12813
    sezona* başlangıcı, maç sonu açıklamaları, transfer tercihleri, yönetimi koruma çabası diye uzayan listede birçok eleştiriyi hak eden teknik direktörümüz. gel gelelim hocayı tek kalemde silip hakaret edenler, istifasını bekleyenler yüzünden eleştirmek istemiyorum.

    dursun aydın özbek gibi bir isim ve beceriksiz yönetimi dururken başarısızlıkların ilk faturası oraya kesilmelidir. iki sene üst üste gelen şampiyonlukta en büyük pay sahiplerinden olan hocayı üçüncü senesinde bu denli yıpratmak akıl işi değil.
  • 12814
    geldiğinde en büyük artısı aksayan noktalara anında müdahale etmesi ve olası bir hatalı tercihinde ısrarcı olmamasıydı. zamanla bu özelliğini kaybetmeye başladı ya da gelen galibiyetler ile hatalı tercih yaptığını düşünmüyor ve ilk geldiği zamanki gibi doğru müdahalelerde bulunmuyor.

    ta geçen sezon başından beri böyle. ön elemedeki molde maçlarında o kadar rezalet oynamıştık ki icardi molde forması giyiyor olsaydı elenmiştik. rövanş maçında şampiyonlar ligine katılmamıza rağmen çok öfkeliydim. hiç umut vermemiştik.

    peki hocamız ne yaptı. gruplarda molde tipinde ama daha üst seviye copenhag maçına da aynı 11 ile çıktı ve zar zor 2-2 berabere kaldık.

    umarım young boys'u eleyip şampiyonlar ligine kalırız. eğer öyle bir durum olursa oyuna bakmadan yine aynı kazanan takımı sahaya süreceğine eminim.

    formsuz inşallah düzelir. böyle devam ederse de galatasaray'ın bu periyottan en az zararla çıkmasını dilerim. bundan sonra transfer yaptıracaksa da takıma 1.90 civarı zebellah gibi futbolcu aldırsın. derbilerde ve avrupa maçlarında oyun olarak ezilmemiz ve sıradan performansımız tesadüf değil.
  • 12815
    ne oynattığı oyuna uygun oyuncu alabilen, ne de aldığı oyuncuya uygun oyun oynatabilen teknik adam.

    daha kötüsü de oynatmaya çalıştırdığı oyundan çok, ortaya çıkan oyunu çözümlemekte olan başarısızlığı. oyunun içindeki eksikliklere, defolara dair hiçbir gaile gütmeden sukunetle devam ettiği her açıdan kusur fışkıran futbolundaki ısrarı artık sağlıksız bir hale geldi.

    seti geçiyorum, sahadaki herhangi bir top kaybına dair bir antitez dahi yok. kalecinin alalade şişirdiği bir top bile rakibi stoperlerle karşı karşıya bırakabiliyor.

    kötü mühendislik gerçekten her şeyi öldürüyor. sadece 2 transfer lazım olan takıma, yapılan 2 transferin ardından takımı toplamak için 3 transfer daha gerekmesi için direkt majör hatalar gerek. işin tuhaf yanı, ufak bir dizilim değişikliğiyle bir çok defoyu halının altına süpürebileceği bir kadro yaratmışken bundan imtina ederek, oturup göz göre göre gelmekte olan bu başarısızlığın evrelerini izlemesi.

    fatih terim'in de bu tarz inatları olabiliyordu fakat bir süre sonra yaratmak istediği şeyden çok, ortaya çıkan sonuçla ilgilenmeye başlardı. böyle bir şeye ilk defa tanık oluyorum.

    2 senedir rekor puanlarla şampiyon olmuş bir hocanın kendisini bu konuma sürükleyebilmiş olması inanılmaz bir durum.
  • 12817
    öncelikle neyi istediğimize karar vermemiz gerekiyor, her sene şampiyonluk mu? istikrar mı? ben istikrardan yanayım. bu sene geriye gidebiliriz, 3. olabiliriz bu dünyanın sonu değil. hayat inişler ve çıkışlardan oluşur, biz 'başarısızlığa tahammül etmeyiz bu yüzden büyüğüz' bakış açısını artık abarttık şımardık, en ufak tökezlemede bile istifa diyerek en hafif tabiriyle hadsizlik yapıyoruz. işini yılda %99.9 doğruluk oranıyla yaparsın ama en küçük bir hatanda şefin seni çağırır ve 'ne biçim iş yapıyosun' der şu an durum tıpkı bu. puan ve galibiyet rekorları kıran adamın kellesini almaya an kollar olduk. istikrar olmadan başarının kalıcı olmayacağını öğrenemeyeceğiz maalesef. evet eleştrilcek yönleri var, evet çözüldü, evet 4-2-3-1 sisteminden taviz vermiyor ama burda yapmamız gereken bizimde hocadan taviz vermememiz. elenelim, şampiyon olamayalım her ne olursa olsun ben hocamın arkasındayım, ben bizi puan rekoruyla şampiyon yapan, bayernin ağzına ağzına basıp elinden kaçıran adamın yanındayım, düşse bile kalkar.
  • 12818
    galatasaray'da hocalığının ilk iki sezonunda üst üste rekor serilerle gelerek şampiyonluk kazanmış olan çocukluğumuzun futbolcusu. üçüncü sezona girerken sahanın içinden başkanlık makamına kadar her tarafından sorunlar fışkıran, artık çoğu şeyin tolere dahi edilemeyip ayan beyan göründüğü bir ortamdayız. bu fırtınalı denizde gemisini doğru rotada tutup limana yanaştırıp yanaştıramayacağı, kendisinin önündeki yeni challenge gibi duruyor.

    sahadaki oyunun zayıf kaldığı, ne kadar insiyatif sahibi olduğu bilinmese de bazı transferlerin tartışmalı olup bazı ihtiyaçların hiç karşılanmadığı, bazı futbolcuların bariz geriye gittiği 2024-2025 sezon başı döneminde eleştirilmesi kadar doğal bir durum olamaz elbette.

    ama sorun olan konu, özellikle sosyal medyanın hayatımızın merkezine oturması sonrası, artık uçlarda yaşıyor oluşumuz. 10 saniyelik bir video sıradan bir insanı ülkenin en bilindik siması da yapabilir, her konuda tam ortadan ikiye bölünmeyi başaran toplumun tek vücut halinde nefret ettiği biri de yapabilir.

    çeşitli formatta içerik üretip yayınlamanın aşırı kolaylaştığı bu devirde, tüm bu imkanların çeşitliliğe yol açması beklenir. ancak tam ters şekilde, siyah ya da beyaz, evet ya da hayır, iyi ya da kötü şeklinde net ve keskin reaksiyonlardan ibaret oluyor. ılımlı ya da aklıselim yorumlar değil, aşırı uçlarda tepkiler ve reaksiyonlar ilgi görüyor. iyi anlamda ya da kötü anlamda fark etmez, bir şekilde lafınızın bir ağırlığı olup konuşulması için bunun olması gerekiyor. bu da uzun vadede insanların, bir şekilde kaba tabirle "sallanmak" için kendini bu şekilde hissetmek zorunda kalıp düşünme eğilimini de buraya yöneltmesine sebep oldu.

    maçları muhtelif sebeplerden dolayı göz ucuyla izleyebilen ve salonları bok eden futbol seyircisi olarak çok da bir şeyden anlama iddiası olmayan benim bile sayabileceğim onlarca şey var. bunların bir kısmı da elbette okan buruk ekseninde ya da onunla alakalı. ama öyle bir noktaya geliyoruz ki, en haklı eleştiri bile içindeki bir cümle yüzünden linç malzemesi olabiliyor. ya da genellikle "bıraksın gitsin" cümlesi kadar itibar göremiyor. öte yandan "bıraksın gitsin" cümlesi, sayfalarca mantıklı argümanla desteklense bile, sadece "bırakmasın" eksenli duygusal reaksiyon sebebiyle linç malzemesi olabiliyor.

    garip bir şekilde insanlar artık uzun yazı yazmayı, düşünmeyi ve argüman üretmeyi sadece karşısındakini bok etmek için kullanıyor. en yumuşak başlayan uzun yazı bile günün sonunda "pıçaklama" seviyesine gidiyor. sözlüğün ilk yılları demeyeyim, bir de "sözlük bozuldu yea" geyiği ateşlenmesin sabah sabah. ama bundan 10 sene önce mesela, biz birilerini övmek ya da destek olmak için de uzun yazılar yazardık. sadece canımız öyle istediği için yapardık. hiçbir yükümlülüğü de olmazdı, "fanboy" ya da "x savunucusu" gibi ünvanları kimse istemezdi bile.

    artık nefret ortamı bir kenara, nefret etmeyene ya da uçlarda yaşamayana da bir nefret var.

    bütün bunlar da birike birike bizi bugün "sosyal medya taraftarlığı" temalı debelenmelerin içine atan ortamı oluşturuyor.

    ha tüm bunların okan hoca ile alakası nedir, onu ben de tam bilemiyorum. zor bir dönemden geçtiğimiz aşikar. buradan toparlanabilir miyiz, önceki iki sezon gibi bir yerden sonra gaza basar mıyız bilemiyorum. olumsuz bir fikri kibarlaştırmak için bilemiyorum demiyorum, gerçekten bilemiyorum. bu da beni tedirgin ediyor ki muhtemelen farklı tonlarda eleştirileri yükselten taraftarın çoğunu da asıl rahatsız eden şey bu tedirginlik.

    umarım bir şekilde toparlarız...
  • 12819
    gün hocamızın arkasında durup destek olunması zamanıdır. her insan inişler ve çıkışlar yaşayabilir. unutmayın biz 2 sezondur başlangıçları çok iyi yapamadık ancak sonrasında takım alev aldı. lanet olası transfer sezonunun bitmesiyle her şey yoluna girecektir. öncelikle şu young boys maçını atlatıp bir an önce cl'ye kalmamız gerek. sonrasında takım günden güne yükselecektir. eminim ki hoca çok iyi niyetli bir insan ve kimseyi kırmak istemiyor. şu aşamada bu yönetimle kendisinden daha iyi hoca getiremeyiz. birkaç hafta dişinizi sıkın ve hocaya güvenin. 40 yıldır bu işlerin içindeyim ve adım gibi eminim ki birkaç üst üste galibiyet ile takım kendine gelecektir. şu ortamda ne oyuncularımızı ne hocayı ne de yönetimi gömmenin bir faydası yok. bekleyip görelim başarısızlık durumunda zaten eleştiririz ama önce sabır lütfen.
  • 12820
    daha önce kimisi galatasaraylı kimisi farklı takımlı çok fazla insanla konuştuğumda herkesin idealinde olan şuydu: bir hocamız olsun ve 5-6 sene aynı adamla ilerleyelim. bunun bir mantığı var, istikrar. hele ki türkiye gibi futbolun ip üzerinde yürümekten farksız olduğu ve en ufak bir tökezlemede kelle avına giden bu adını koyamadığım sürüncemede gerekli olduğuna inandığım bir şey. herkes bir alex ferguson istiyor, 20+ yıl aynı hocayla ilerlemeyi diliyor ve her sene sil baştan kadro, yönetim, idari heyet vs. zararlı görüyor. bunun bir sebebinin de dünya ve politik görüşünüz ne olursa olsun, ülkedeki siyasi konjonktürden etkilenmemiz. çok basit bir şekilde “ülkeyi yöneten adamlar 25 senedir burada, takımlarda bu niye yok?” tarzı bir savunma gerçekleşiyor. bu da savımı güçlendiriyor.

    geçtiğimiz günlerde -galiba linkedin’de- bir yazı okumuştum. insanlar uzun vadeli işlerde artık eskisi kadar verimli olamıyorlar. bunun çeşitli sebepleri var, kimisi mantıklı, kimisi gerçekten saçma. ancak bu bir tespit, eskisi kadar uzun süreli başarılı olamıyor. birçok yönetici, müdür, şef, idareci birkaç yıl eskisi kadar verimlilik gösteremiyor. artık metal yorgunluğu mu dersiniz, bıkkınlık mı, körleşme mi bilmiyorum. insanlar belirli bir düzeyde başarılı olduğu şeyleri, bir zaman sonra aynı verimde yapamamaya başlıyorlar. bu yüzden bunun adı mali beklentiler oluyor, işten sıkılma oluyor, yeni heyecanlar oluyor ama neticesi değişmiyor, o netice de ayrılık. çünkü değişmeyen tek şey değişimin ta kendisidir.

    siyasi olarak zaten değişimin geciktiğini düşünen birisi olarak, bu tarz uzun vadeli teknik direktör ilişkilerinin artık olmaması gerektiğini düşünüyorum. çünkü devir değişti. teknoloji, sosyal medya, günlük işler çok yüksek bir tempoda gidiyor. insanların birbirlerine tahammülü çok az. bir hatada hemen astığım astık, kestiğim kestik modu gözleniyor.

    üzgünüm ama, galiba bundan sonra hiçbir zaman 4 sene boyunca aynı hocanın çalıştırdığı bir takımı göremeyeceğiz. zaten fatih terim’in iki farklı 4’er yılı dışında böyle bir şeyi hiç görmemişiz. bundan sonra, hele ki bu sosyal medyanın da gücüyle böyle bir şeye tanıklık edeceğimizi zannetmiyorum.

    bu yazıyı da okan hocanın durumundan bağımsız yazıyorum. belki de değişim her iki taraf için de iyi gelebilir. ya da çok farklı bir hasar tespiti ve doğru müdahale ile işler yoluna girebilir. zaman gösterecek.

    her şey benim elime kalacak olsa şunu elbette isterim ki, okan buruk en az 5 tam sezon bizimle geçirsin ve ne yapmak istediğine karar verip onu uygulayabilsin. ancak ne bana soran var, ne de benim bunu yapabilecek kabiliyetim.
  • 12822
    son dönemde aşırı sinirli ve gergin gördüğüm hocamız. belli ki erden timur'un ayrılığı sonrası bizim de tahmin ettiğimiz üzere bazı problemler oluşmaya başlamış. hoca fazlasıyla gergin ve dolu görünüyor. yeni emekli olmuş hayata farklı bir pencereden bakmaya çalışan yaşlı dedeler gibi konuşuyor;
    hakem niye alman?
    bizde azeri hakem istiyoruz.
    neden sentetik saha?
    niye olimpiyat stadında oynuyoruz?
    bu adam niye burada park etmiş?
    belediye niye çöpleri almıyor. *

    okan hoca her ne kadar basın önünde "yönetimden memnunum" tarzı açıklama yapsa da gerçeğin böyle olmadığını temmuz 2024 galatasaray lecce maçı sonrası şu söyledikleri ile ortaya koymuştu.

    --- alıntı ---
    bu sene birçok mevkide tek oyuncumuz olduğu için 4 hazırlık maçına da benzer kadrolarla çıktık.
    --- alıntı ---
    burada aslında hocanın bir iç hesaplaşma içerisinde olduğu anlaşılıyor.

    bunlarla birlikte malum köstebek olayı. soyunma odasında olanların dışarıya sızdırılması, adam yönetime verdiği transfer listesinin bakkal defterine işlenmesi. kulübün resmi mühürlü belgelerinin malum kişilerin eline geçmesi vs. bunlar da muhtemelen hocanın konsantrasyonunu düşürüyor olmalı.

    ayrıca son dönemde futbolculara karşı olan yaklaşımını da doğru bulmuyorum. zaha konusu. bu kadar açık bir şekilde her şeyi anlatmasına ne gerek vardı?

    kerem konusunu basın toplantısında kabul etmesi ne kadar doğru?
    muslera benim olduğum yerde öyle bir olay olmaz derken çok daha güzel bir şekilde yanıtlamıştı bu soruyu.

    okan hocanın kerem'in kaptanlığının elinden alınmasına nasıl izin verdiğini de anlayamıyorum. kendisi futbolculuk zamanında bu tartışmaları yaşamıştı. tugay kerimoğlu'nun kaptanlığının elinden alınması nedeniyle camiayı terk ettiğini bilmiyor mu?

    yani sonuç olarak okan hocanın biraz yönetim desteğine ihtiyacı var. artık bu bir menajer olur, sportif direktör olur. ben bilemem. abdurrahim albayrak bence düşünülmeli.
  • 12823
    arka planda yönetimin takımın üzerinde hakimiyet kurmasını engellemeye çalıştığına bu yüzden takıma odaklanamadığına yüzde bir milyon eminim. kerem kaptanımız diyor bir yönetici üç gün sonra kaptanlığı elden alınıyor.

    okan buruk'a bu sezonu zehir ederler gibi. ne sara ne jelert birinci tercihi de değildir bana kalırsa ama bunu alabiliyoruz işine gelirse denmiştir. oyuncuların kötülüğünden değil yanlış anlaşılmasın tercih edilmesinden. kim isteniyorsa alınıyor hezeyanı bize ait bence. adamın olayı pres. ilerde pres yapmayı bilmeyen ofansif özellikli beklere ve orta sahalara ayılıp bayıldığını sanmam.

    ortalığa yabancı hayranları çıkmış, size şöyle söyleyeyim bunlar ne zaman ortaya çıksa sezonu çok çok geride bitiriyoruz. hele son donemde torrentçiler türedi galatasaraylılar arasında onlar dahi kafalarını çıkarmaya başlamış. sonun başlangıcına mı giriyoruz nedir...
  • 12824
    maalesef son bir buçuk yıldır hedef maçlarda sınıfta kalmıştır. her ne kadar kazansak da molde maçları, fc copenhagen maçları, sparta prag maçları, evimizde 70 dakika 10 kişi oynayan fenerbahçe maçı, süper kupadaki beşiktaş hezimeti ve 21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçı kendisinin taktiğinin artık işlemediğini göstermiştir. artık bu saydığım maçlardan ders çıkarmalıdır. kendisinin istifa etmesini ya da kovulmasını istemiyorum ancak taktik ve oyun anlayışını düzeltmesini bekliyorum.
  • 12825
    insanın en zayıf anı, kendini en güçlü hissettiği andır. hoca 2 sezondur rekorlarla lig şampiyonu. burada şu ana kadar inanılmaz işler başardı. büyük maç kazanamıyor deniyor ya hakkında, işin en başında derbilerin kralıydı. ama bu kopenhag maçından beri final maçı kazanamama durumuna dönüştü ne yazık ki. bunun tek ana sebebi var. galatasaray çok tahmin edilebilir bir takım oldu. oyun planı çözüldü. hoca ise ana planına aşık oldu. bence bu güç zehirlenmesi. ben yıllardır city izlerim, guardiola'dan dolayı. guardiola'nın planı ve oyun sistemi futbol üzerinde en oturmuş sistem olabilir. bir şeye sınırsız güvenecekse en çok guardiola güvenebilir. ama inanın her sezon farklı başlıyor guardiola. rakiplerinin onları çözmelerine müsaade etmiyor. takımını diri ve konsantre tutuyor. premier lig gibi dünyanın vitrini bir ligde son 7 sezonda 6 şampiyonluk gelmez öteki türlü. guardiola kibirlidir, takıntılıdır bu arada. sevmeyeni de çoktur ama doğru bildiğinden şaşmadığı kadar, hatalarında ısrar etmeyen de bir adamdır.

    benim hocanın pres futboluna saygım sonsuz. kendisine saygım, desteğim de sonsuz. ayrıca o teknik direktör, ben değilim. ben sadece bir taraftarım. taraftar gibi davranmalıyım. bunu sadece taraftar olarak söylüyorum. okan hocam hatalarını görmezden geliyorsun. sana kibirli olmak da takıntılı olmak da yakışmıyor. ama o gerginliğinin sebebi de bu. hala gemi buzdağına çarpmadı ama çarpabilir, geriye dönmesi mümkün olmayan anlar gelebilir. o an gelmeden muhakkak kendini sorgulamalısın hocam. elbette herkes gibi benim de bir fikrim var ama futbolda tek doğru yol da yok. sana taktik de öğretecek değilim haşa. bu işi sadece sen çözebilirsin.

    27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçında turladığımız gibi 1 ay daha zamanın olacak. muhakkak kendini gözden geçirmelisin hocam, muhakkak. tabi bunun için öncesinde turlamak şart.
  • 12826
    son basın toplantısında oldukça gergindi, sinirliydi de.
    bence fatih terim'in zamanında dediği gibi dışarısı yetmezmiş gibi içerisiyle de uğraşıyor.

    takım kaptanlarına müdahale edilmiş, okan hoca kendi müdahale etse zaten çıkıp açıklardı. şimdi icardi demez mi yarın bana da aynısını yaparlarsa diye? üstelik icardi kerem'i baya seviyor.

    takımın iç meselelerine okan hoca'dan başkası karışmaya başladıysa geçmiş olsun. mertens dahi oyundan alınırken tepki gösterir olmuş. teknik direktörden bağımsız kararlar ortaya çıkıyor ve olaylara etki ediyorsa o kadar kişiyi kontrol etmek daha zor hale gelir.

    okan hocam'ın yerinde fatih terim olsa çoktan yönetimle arayı bozmuş olurdu şu işlerden sonra.
  • 12827
    son kaptanlık meselesi ile "kendisini artık savunmasam bile çıkıp eleştirmem" çizgisinden çıktım ben de.

    yönetim müdahalesi ile kerem'in kaptanlığı mı alınıyor? yani yönetim tarafından takıma müdahale ediliyor? susmayacaksın o zaman hocam. susmayacaksın. yağlı bir kontratın hatrına susuyorsan ayrı sorun. yönetimin yanında olduğun için susuyorsan ayrı sorun. yönetim tarafından sindirildiğin için susuyorsan ayrı sorun.

    çıkıp çat çat açıklasan sana ağzını açacak, "hoca yönetimi yiyor" diyecek tek bir samimi insan bile yok. ama sen susuyorsun. sen göz göre göre takımın sabote edilmesine susuyorsun. sen göz göre göre takımı sabote edenleri koruyorsun.
  • 12828
    2 sene üst üste takımı şampiyon yaptı, ikinci şampiyonlugu ise rekor kırarak 102 puan aldı. iki sene boyunca fenerbahce milyonlarca euro harcayıp, hakemin de desteğini alarak penaltı rekorları kırdı. yeni sezon başladı, lig maçlarında iki de iki yaptı ve şampiyonlar liginde muhtemelen gruplara kalacak, ki playoffu kazanıp gruplara kalma sayımız tarhimizde cok cok az; fakat kupa maçında yenildi. şu resmi dünyanın neresinde çizsem ve üstüne; yalnız taraftar sürekli kendisini eleştiriyor ve gitmesini isteyenler de var desem, şaşkınlıkla yüzüme bakarlar diye düşünüyorum. adam dünya yıldızlarını yönetiyor, şampiyon yapıyor, bırakın da adam işini yapsın, sizden daha iyi bildiği kesin.
  • 12830
    kulüp içerisinde öyle bir kaos var ki yaşanan sorunları sadece saha içine indirgemek çok sert bir tavır.
    belli ki okan hoca bu kaos yaşanırken tek başına yeterli olamıyor. çünkü oyuncularımızın yarısından fazlası duygusal insanlar ve mental sağlık, ne yazık ki fizik ve yeteneğin önüne geçiyor. ne hoca ne de oyuncular şu an için futbol için tam konsantre değiller. başardıklarını hafife almak tamam yeter gitsin demek tüketim çılgınlığının ve yeni neslin mastürbasyonundan başka bir şey değildir. iyi ki bizimle beraber.
  • 12831
    cenk ergün bir geldi, okan hoca onca eksiğe rağmen 'şu transfer dönemi bir bitse de rahatlasak' dedi. geçen sene son anları bile değerlendirmeye çalışan adamı bile ne hale getirmişler.

    eksik gedik farketmez, adama korku gelmiş. elimdeki iyi oyuncuları da yiyecekler korkusu.

    dur hocam arkadan eray yazgan geliyor. yakında keşke her maçımızı deplasmanda oynasak diyeceksin.

    dahası da var bitmedi. harman alper var daha. keşke taraftarımız olmasaydı diyeceksin, çünkü sizin ulaşımınıza ultrasucukçular eşlik edecek. sövecekler, dövecekler.

    en son keşke başkan olmasa diyeceksin. çünkü ilk fırsatta seni harcayacak.

    (bkz: oynatalım uğurcuğum)
  • 12832
    fatih terim mi olacak yoksa hamza hamzaoğlu mu olacak kaderi kendi ellerinde olan hocamız. fatih hoca prime döneminde böyle durumlardan öyle bir güçlenerek çıkardı ki önünde kimse duramazdı. okan hoca gerekirse radikal bir şeyler deneyip sonuç almak zorunda. sonucu buradan da alırsa fatih terim olur yok yönetimi savunayım onu küstürmeyeyim bunu kırmayayım derse hamza olur. güveniyoruz hocam. arkandayız.
  • 12833
    açıkçası belli bir süredir devam eden sorunları halı altına süpürüp sorgusuz sualsiz savunanları gün geldiği zaman en azılı eleştirenleri olacak, bu hiç değişmedi değişmez. eğer kimse eleştirmesin sırf desteklesinse olay onu başka taraftar gruplarında bulabilirsiniz.

    ben kendisini çok seviyorum ama bu demek değil ki sorunları konuşmayalım. açıkçası herkes diyor aynısı ama haklılar gibi; tam ibb dönemi gibi oluyor. oyunu çözüldü, rakiplerine de net bir çözüm bulamıyor ve oyuncular ile arası da sosyal medyaya yollanan gülücüklü fotolardaki gibi değil.
    yani işler düzelebilir ama şu an için yönetim ile beraber yokuş aşağı bir profil var.
  • 12834
    sevdigim ve guvendigim hocamiz. hatalar, kusurlar, kotu gunler olacaktir. neticede robot degil, ozel hayatinda yasadigi seyler de oluyor, isini etkileyebilecek. adam gecen sene kimseye belli etmedi ama hayat arkadasindan bosanmis, o donem takim galibiyet serisi yapiyordu, avrupa'da iyi maclar cikarmisti. su an yasiyor olabilir o dususu misal, mazur gormekte, kredi vermekte fayda var. test olacak onun icin de bizim icin de bu surec.

    basariya ulasmak zor, ama korumak daha zor benim gozumde, hele de ulkemiz icin. sifirdan kurmak genelde daha kolay oluyor, ilk senemizde baslar haric harika bir goruntu verdi. hatta acik konusayim, hayatimda izledigimiz en iyi galatasaray takimi denebilirdi bence, yani uefa kadrosu ve 2011-13 arasi takimlarla kiyaslanabilir haldeydik rahatca. ben sirf bunun icin mutesekkirim. benzer bir durum o 2012'de de yasanmisti aslinda. ilk sene ujfalusiyle, elmanderle, engin baytarla alinan sampiyonluk, keyif farkliydi. sneijder ve drogba'nin eklenmesinden sonra o tad gitti, evet baska bir keyif aldik ki formamizi giymelerinden gurur duyuyorum ikisinin de, ama kesinlikle ilk yilki takim degildi. bilmiyorum bunun insan dogasiyla da alakasi olabilir, veya ilk seneki takimin beklentilerin, potansiyellerin ustunde performansiyla da. basarili sezondan sonra onu bozmadan dokunmalar yapmak, guclendirmek zor oluyor, riskli oluyor, keza 3.senede dagildik iste. simdi de 2.sezonda alinan yildizlar(!) bizi ilk sezondan uzaklastirdi, bazi konularda daha guclu olduk belki ama ilk sezonun takimindan kesinlikle uzaklastik, butunluk gitti. 3.sene yine kadro planlama ve uygulama hatalari var, saha icinde isler iyi gozukmuyor, care uretemeyen, bulamayan bir okan hoca var. ama guven duygum da var kendisine, umudum var, buralardan tekrar dogrultabilir. en iyi hocalardan klopp da harika bir liverpool yarattiktan sonra tepetaklak oldu ve cozum uzun sure bulamadi, kendisi de bulamazsa dunyanin sonu degil, cani sagolsun der yolumuza bakariz. umarim young boys rovansinda bir mesaj verir bunla ilgili, turu gecer ve tekrar moralleniriz.
  • 12835
    kazandığı iki şampiyonlukta yönettiği takımın galatasaray olmasının ve galatasaray'ın finansal fair play kısıtlamalarından çıkmış, kaliteli oyuncuları alabilmiş ve onların maaşlarını sorunsuz ödeyebilmiş olmasının önemli payı olduğu gözden kaçırılan, buna karşı 2023-24 sezonun sonu ve 2024-25 sezonunun başında galatasaray düzeyinin altında olduğu görünmeye başlayan teknik direktör.

    young boys karşısında daha ilk yarıda içeri 5-0 ile girebilirdik. beşiktaş'tan beş yedik. yıllarca kafamıza kakacaklar. 70 dakika on kişi oynayan fenere evimizde 50 bin taraftarımızın önünde ezildik, pozisyona giremedik. onlar da yıllarca kafamıza kakacak. o rezillik yüzünden şampiyonluğu biz hak etmiştik demeye devam edebiliyorlar, yaptıkları her türlü şikeyi ortaya dökmemize rağmen o maç yüzünden ağızlarının payını tam olarak veremiyoruz. azıcık fizik gücü ve taktik çalışması olan takımlarla her yeni maça yeni bir rezillik riski ile sahaya çıkıyoruz. ve en kötüsü hiçbir düzelme umudu yok çünkü okan buruk tüm bunlar karşısında bir değişiklik yapmaya yönelmiyor. demek ki hiçbir hata görmüyor oyun planında, antrenman anlayışında ya da tercih ettiği oyuncularda.

    renault symbol, fiat egea vb. gibi: ne ararsan yok!

    çalışılmış taktikler, oyun setleri: yok!
    bir avrupa takımı gibi üçgenler, organize paslar sonucunda oluşmuş gol izleyemeyecek miyiz biz?

    oyuna müdahale yeteneği: yok!
    önemli maçların hepsinde zamanında oyuncu değişikliği yapmadığı için maçı ya verdi ya da rakibi ortak etti. en sıradan taraftar tv'de maç izlerken görüyor, saha kenarında yanında antrenörlerle maç izleyen teknik direktör göremiyor.

    taktiksel esneklik: yok!
    bu dizilişle pozisyon üretemiyoruz ve pozisyon veriyoruz. olmuyorsa ısrar etmenin anlamı ne?

    fizik gücü yüksek takım: yok!
    young boys maçının daha ilk yarısında rakip bizden 65 km daha fazla koşmuştu. hangi maçta bizim oyuncular öyle koştu ki diyebiliyoruz? hangi maçta ikili mücadelelerde rakibe açıkça üstünlük kurduk?

    takım içi disiplin: yok!
    abdülkerim lakayt lakayt üç gol yediriyor. kırmızıyı yemese dördü de yedirirdi. kerem sürekli el kol hareketi, takım arkadaşına fırça atıyor, surat yapıyor.

    forma adaleti: yok!
    bu zaten açık.

    iki yıl üst üste şampiyon yapmasının büyük bir anlamı yok. son 35 yılın neredeyse yarısında zaten şampiyon galatasaray. iki kez şampiyon olması, iki kez yazı tura attığında doğru bilmek gibi bir olasılık. yüzde yirmi beş. hamza hamzaoğlu ile de şampiyon olduk, teknik direktörümüz olmadan da şampiyon olduk. aklı başında, çalışkan, insan ilişkileri kötü olmayan, biraz öz eleştiri yapabilen x bir avrupalı teknik direktörü al koy, o da kadrosunda icardi, torreira, muslera olan galatasaray'ı ligde şampiyonluğa oynatır.

    sürekli aynı oyuncularla sürekli aynı taktiği oynayıp oyun planında zerre değişiklik yapmadığı için kazanması gereken maçlarda kazanmayı bir yana bırak istikrarlı biçimde hezimet tabloları ile karşı karşıya bırakıyor.

    galatasaray'ın büyük hayallerine ayak uyduramıyor ne yazık ki.
App Store'dan indirin Google Play'den alın