• 526
    uzun zaman sonra kavuştuğumuz organizasyon. lig bu gece oynanan dört hazırlık karşılaşmasıyla geri döndü.

    (bkz: 22 temmuz 2020 clippers magic maçı)
    (bkz: 22 temmuz 2020 wizards nuggets maçı)
    (bkz: 23 temmuz 2020 nets pelicans maçı)
    (bkz: 23 temmuz 2020 heat kings maçı)

    lig geri dönmüşken hakkında birkaç bir şey yazmak gerekiyor. lig şu an orlando, florida’da disney’in bubble dedikleri bir olimpiyat kampı tarzı kampüsünde konaklıyor ve lige hazırlanıyor. oyuncular kampa ilk geldiklerinde ikişer covid-19 testi oldular ve iki gün karantinada kaldılar. sadece birkaç oyuncuda, birisi westbrook (ancak o da bugün virüsü atlatıp antrenmanlara başladı), test pozitif çıktı. bubble, gerçekten para verip konaklamak isteyeceğiniz bir kampüs. aklınıza gelebilecek her imkan mevcut. golf oynayabiliyor, antrenman yapabiliyor, masa tenisi oynayıp nehir manzaralı bir restaurantta yemek yiyebiliyorsunuz. oyuncular, hakemler, kulüp ve nba yetkilileri sürekli olarak orada. onun dışında tesis çalışanları (temizlik görevlileri, şoförler, test yapan sağlık çalışanları vs.) gün sonunda tesisten ayrılabiliyorlar. ancak bahsettiğim tesis çalışanlarının oyuncularla teması sıfır. tesisteki herkeste sağlık durumunu kontrol eden bir bileklik bulunuyor. tesisin herhangi bir bölümüne giriş esnasında bilekliği ufak bir kutuya okutuyorsunuz, herhangi bir anormal sağlık veriniz yoksa erişim izni veriyor kutu size. bunun dışında oyuncular her gün iki kez covid-19 testi oluyor. bunun sebebi ise tek testle nihai sonuca ulaşamama ihtimali.

    burada ufak bir şerh düşmek gerekiyor; nba test ve sağlık masraflarını tamamen kendisi karşılıyor. yani devlet halkına uygulaması gereken testi nba’e tahsis ediyor gibi bir durum yok. nba anlaştığı sağlık kuruluşuna ücreti mukabilinde testleri yaptırıyor. burada kaan kural’dan öğrendiğim bir bilgiyi de paylaşayım; bu tesisin toplam maliyeti nba’e yaklaşık 120 milyon $’a mal olacakmış. vay ebenin kemüğü.

    bubble’a merak duyanlar için iki youtube kanalı önereceğim. javale mcgee ve matisse thybulle youtube kanallarında tesisteki günlerinin vloglarını paylaşıyorlar. özellikle thybulle’un vloglarını izlemenizi tavsiye ederim zira çalıştığı kurgucu inanılmaz iş çıkarıyor. harika videoları var.

    https://www.youtube.com/c/JaValeMcGee
    https://www.youtube.com/c/Matisse

    22 takımın bütün oyuncuları tesiste değil. bazı sebeplerden ötürü gelmek istemeyen ve gelmeyen birkaç oyuncu var. avery bradley, montrezl harrell, bradley beal, davis bertans, trevor ariza bunlardan birkaçı. yani oyuncunun tercihine bırakılmış bir durum ortada. bu da amerika’da virüs kaynaklı problemleri düşününce işin etik tarafına olumlu bakmamızı sağlayan bir durum oluyor.

    ligi bıraktığımız noktada üç tane büyük şampiyonluk adayı vardı; lakers, clippers, bucks... ligin durduğu noktada benim düşüncem batıdan gelen takımın doğudan gelecek takımı net bir şekilde yeneceği şeklindeydi. düşüncem hala aynı ancak pandemi sonrası dengelerde büyük değişiklikler olabilir.

    lakers: bradley çok iyi bir sezon geçiriyordu diyemeyiz belki ama kuzma’nın bir türlü verilen rolü kaldıramaması sebebiyle son dönemde net olarak takımın üçüncü oyuncusuydu. hücumda alan açması ve işin savunma kısmında her zaman kısa savunmasında önemli bir silah olması onlar için çok önemliydi. onu kaybettiler. rondo da orlando’ya gelmedi. lebron’un kenarda olacağı 8-10 dakikalık sürede rondo’nun varlığı çok çok hayati olacaktı. ancak ondan da yoksun olacaklar. bu iki kaybı dion waiters ve jr smith’le kompanse etmeye karar verdi lakers front office’i. jr smith belki oynanabilir bir kumardı ancak dion waiters hamlesi saçmalıktan başka bir şey değil. oraya kimseyi almasalar daha büyük artıda olacaklardı muhtemelen. kanat savunmasındaki sıkıntıları sürecek zira lebron’dan başka bir oyuncuları yok orada. lebron demişken, çok açık bir şekilde pandemi arasında çalışma imkanları en geniş olan oyuncu kendisiydi. yaşına bakınca da verilen bu ara onun fiziğini ve enerjisini korumasına çok büyük fayda sağladı. kendisini izlemeyi dört gözle bekliyorum.

    clippers: hali hazırda şampiyonluk adaylarından kadrosu en geniş olan takım kendileriydi ancak ne olursa olsun montrezl harrell’ın kaybı çok önemli olacak onlar için. şu an bitmiş olan maçta paul george çılgın attı. en büyük soru işareti onun nasıl döneceğiydi ve şu an çok sağlıklı görünüyor. kawhi standardını koruyacaktır. kendileri için asıl önemli olan soru şu; kısa ve kanat savunmasında sıkıntı yaşamayacaklardır ancak olası bir nuggets, mavs, lakers eşleşmelerinde jokic, porzingis ve davis’i nasıl savunacaklar? burada da iş doc rivers’a kalıyor. düzen dışı bir basketbol oynadıkları ve yetenek tavanları çok yüksek olduğu için pandemi arasını en az hasarla geçirmiş olan takım olacaklarını düşünüyorum ancak bu şampiyonluğa yeter mi? göreceğiz.

    bucks: üç şampiyonluk adayı arasında ne oynadığını bilen, muhtemelen en iyi oyuncuya* ve muhtemelen en iyi koça* sahip olan takım. ancak şöyle birkaç durum var ki, lopez’i savunmada ne kadar efektif kullanacaklar? bledsoe saçmalayacak mı? middleton normal sezonda kaldığı yerden devam edebilecek mi? son iki sezonda playoffta en büyük şansları giannis’i sezon içinde 32 dakikanın üzerinde çok nadir kullandıkları için giannis playoffa inanılmaz diri giriyordu. ancak şimdi öyle bir avantajları kalmadı çünkü bütün lig dinlenmiş olarak gelecek lige. geçtiğimiz sene acil çıkış kapısı olarak brogdon’ı kullanıyorlardı ancak o bu sezon yok. yaşını almış george hill o görevi görebilir ancak brogdon olmadan ne kadar uzun süre kaldırabilir? soru işareti.

    bu üç büyük aday dışında diğer takımlar hakkında da birkaç kelam etmek gerekirse:

    76ers: en önemli üç oyuncuları embiid, simmons ve horford sezonu bıraktığımız noktada sakatlık ve yorgunluk sıkıntılarıyla boğuşuyorlardı bu noktada ara onlara çok yaradı. ancak 27-2’lik bir iç saha performansına sahipken iç saha avantajının kalkması mı onlara zarar verecek yoksa deplasman dezavantajının kalkması mı fayda sağlayacak göreceğiz.

    celtics: kemba walker ilk 8 maç yok. playoffa yetişeceği söyleniyor ancak ne kadar performans verecek bilemiyorum. tatum inanılmaz bir noktada bırakmıştı ligi. onlar için asıl soru işareti (kemba’nın sağlıklı döneceğini varsayarsak) kemba, smart, brown, hayward, tatum beşiyle ne kadar sahada kalabilecekleri...

    rockets: westbrook virüsi atlatıp antrenmanlara başladı dediğim gibi. diğer takımlar arasında ne oynayacağını en tahmin edebildiğimiz takım rockets. yarı sahada harden’ın izolasyonları, açık sahada westbrook’un temposu... dark horse olabilirler ancak harden’ın et mi tavuk mu olduğunu bu playofflarda anlayacağız bence. senede 82 maçta ortalama 40 dakika oynayıp playoffta batırdığında doğal olarak normal sezonda sırtladığı yük onun için güzel bir kamuflaj oluyordu. şu an öyle bir durum söz konusu değil ve göreceğiz; harden playofflarda gerçekten sıçıyor mu yoksa normal sezon kendisinin performansını düşürüyor mu...

    jazz: bogdanovic yok, gobert-mitchell kavgasını geçirdiler. çok bir şansları olduğunu sanmıyorum.

    raptors: budenholzer ligin en iyi normal sezon koçuysa nick nurse overall olarak “bence” ligin en iyi koçu. böyle bir koça sahiplen asla hafife almamak gerekiyor ama konferans yarı finalinden ötesi çok zor.

    nuggets: en ilginçlerinden birisi bu takım. bugün oynanan maçta jokic oyun kurucu, bol bol kısa forvet, plumlee pivot başladı. jokic’in çok fazla kilo verdiğini de biliyoruz. bir gözünüz üzerlerinde olsun.

    heat: kapasitelerinin üstünde bir normal sezon oynuyorlardı. çok iyi bir koçları var ancak onların da nefesinin yeteceğini sanmıyorum. adebayo için izlenirler.

    pacers: oladipo dönecek. ancak normal sezonda döndüğü hali takımı çok bozuyordu. oladipo’yla yapacakları onları rezil de edebilir vezir de...

    mavs: doncic’in ilk playoffu. porzingis yavaş yavaş topluyordu kendisini. bu ikili ne yapar çok bilinmez ancak kötü olmayacakları da kesin gibi duruyor.

    thunder: üç kısa*, gallinari, adams beşi çok zevk veriyordu izleyiciye. ayrıca ligin en clutch takımı kendileri. yakın geçmesi muhtemel playoff maçlarına bu clutch performansını yansıtabilirlerse çok ilginç şeyler görebiliriz. bir de inşallah rockets’la eşleşirler. westbrook, harden ve paul’ün çekişmesi film olur film.

    pelicans: zion ve ingram için takip edilirler. playoffa kalmaları dışında bir şey beklemiyorum kendilerinden. umarım playoffla kalırlar ve lakersla eşleşirler.*

    grizzlies: playoff mücadelesi verecekler ancak başarırlar mı bilmiyorum. ja morant ve brandon clarke’ı dikkatle izlemek lazım.

    blazers: lillard, mccollum zaten otomatik olarak playoff adayı yapıyor sizi. melo da beklenenden çok daha iyi oynuyordu. collins ve nurkic de bir aksilik olmazsa dönecek. playoff için çok çok güçlü bir aday portland.

    spurs, nets, wizards, magic, suns, kings: izlemeyin boşverin.*

    batıda bir play-in eşleşmesi görmemiz neredeyse kesin. ilk defa şahit olacağımız bir şey olduğu için umarım bir aksilik olmaz ve böyle bir eşleşmeyi umarım izleriz.

    çok çok ilginç bir sezon sonu olacak. kim kazanırsa kazansın seneler boyunca meşru bir şampiyonluk olarak görülmeyecek. ne olursa olsun umarım zevkli geçen ve sonunda lebron james’in dördüncü yüzüğünü aldığı bir sezon olur.

    edit: montrezl harrell sezon başlangıcı esnasında dönmüş olacakmış.
  • 530
    şu sıralarda başlaması gereken doğu konferansı play-off birinci tur maçı* başlayamamıştır. zira milwaukee bucks oyuncuları geçtiğimiz günlerde vurulan siyahi vatandaş jacob blake'in ölümünü protesto ediyorlarmış. orlando magic oyuncuları da onlara katılmış.

    spor tarihine geçecek olaylardan birisi, sosyal duyarlılık konusundaki aktifliğiyle bildiğimiz nba'den geliyor. bütün basketbolculara sadece sızlanmayıp cidden bir adım attıkları için tebrikler.

    https://twitter.com/.../1298715312594927617

    edit: minnina uyardı, jacob blake ölmemiş, fakat felç kalma riski varmış. geçmiş olsun dileyelim.
  • 534
    kendi ülkesinde herkesin her şeyi yutmasına alışkın olanlar için yapılanlar kimilerine göre şov gelebilir fakat bundan 100 sene sonra da bu boykot kararı dergilerde, kitaplarda yer alacak.

    bu olayın ırkçılığı durdurması elbette söz konusu değil fakat benim için önemli olan insanların hakim figüre baş kaldırmasıdır. ne kadar göz ardı etsek de insanların hala belli değer yargıları olması ve bunları milyonların tepkisine rağmen dile getirip, hareket etmeleri benim gözümde çok önemli.
  • 535
    boylarından daha dev yüreklere sahip oyuncuların oluşturduğu lig.

    insan hayatından daha önemli hiçbir şeyin olmadığı tüm dünyaya ancak bu kadar güzel anlatılabilinir.

    belki kayıpları olacak.
    içlerinde; 50 sayı atıp seneye daha iyi bi kontrat alacaklar, 3 asist yapıp maçı kazandıracaklar, ya da son saniye basketiyle şampiyonluğu getirecek olanlar vardı.

    ancak bu sefer sahaya değil saha dışına karakter koydular.

    hepsine helal olsun.
  • 536
    bir yanda adam silah çıkartabilir diye 7 kurşunla öldürülüyor. başka bir yanda silahıyla polisin yanından geçen adam 2 kişi öldürüp 1 kişiyi komalık yapıyor. çok yüksek miktarda zencilerin olduğu bir organizasyon nba. bu oyuncuların çoğu da gençliklerinde bu çifte standartlar silsilesine maruz kalmış insanlar. hatta hatta oyunculardan biri elleri cebinde diye elektro şok cihazına maruz kalmıştı. yani bu insanların son dönemde olan olaylara karşı tepki veriyor olmalarından daha doğal bir şey yok.

    bahsettiğim faktörler olmasa dahi tepki vermeleri beklenir zaten.

    bir de şöyle bir şey var. grev yaparak ekonomik bir anomali yaratıp dikkat çekmek bir amaç. ancak işin diğer tarafı ise yanan mahalle taranan saç ilişkisi. oyuncuların hissettiklerini, içinde bulundukları durumu anlamak lazım.

    grevi haftasonu sonlandırma kararı aldılar. bence doğru bir karar aldılar. oyuncular gerek tepki hızları gerek takım sahiplerinden bekledikleri tepki ile bu konuda çok ciddi bir konsensusa sahip olduklarını gösterdiler. çok ağır bir yatırım yapıldı orlandoya. bunun dışında orada kendini göstermeye çalışan, minimum ücret alan, para kazanan insan var. bazen ihtimal olayın kendisi kadar kuvvetlidir. şu an bu bahsettiğim kuvvet söz konusu. o yüzden devam etmek verdikleri tepkiyi bence zayıflatmaz.
  • 537
    nba oyuncularının aldığı kararı sonuna kadar savunuyor ve ayakta alkışlıyorum.

    bu oyuncular yılda milyon dolarlar kazanıyor. hayal edemeyeceğimiz evlerde yaşıyorlar. nba oyuncusu olmanın verdiği şöhretle de inanılmaz toleranslar görüyorlar. isteseler şovlarına bakar ve bütün olaylara kulak tıkayarak, maçın gecesinde milyon dolarlık evine yine milyon dolarlık arabasıyla gider, ayaklarını uzatır ve şampanyasını içerek rahatına bakardı. onlar ne yapıyorlar? irkçılık gibi bir soruna karşı yek olup tepkilerini dile getirebiliyorlar. gerektiğinde devlet başkanlarına bile posta koyup, hak isteyebiliyorlar...

    aynı şey türkiye'de olsa, milyon liralar kazanan ünlüler bunu yaparlar mıydı sizce? 1 cengaver çıkar ben yaparım der ama maalesef o cengaver 10 çakal tarafından arkadan vurulur. çünkü bizde boyun eğme; tabir-i caizse yalakalık var. biz boyun eğiyoruz, onlar ise böyle posta koyuyorlar işte. helal olsun lan sizlere.
  • 538
    politik karar vermemesi gereken kurum. siyahilerin gücü eline geçirince doncice yaptıkları muamele ortada. clipperslılar ne çaylak ne genç ne de yıldız adayı olmasını umursamadan basketbol kariyerini bitirmeye çalıştılar adeta.

    o yüzden ırkçılık sadece beyazdan siyaha değil, karşılıklı. nasıl ki türkiye'de ırkçılıktan şikayet edenler asıl ırkçıysa, aynı şey burada da geçerli. irkçılıktan şikayet eden iki güruhun şikayeti de ırkçılığa değil, gücü elinde bulunduramamasına.

    eğer siyahilerin egemen olduğu bir abd düzeni kurulursa halk olarak hem siyahiler hem beyazlar çok daha fazla zulme maruz kalırlar.

    trump değişik bir karakter. nba konusunda haklı. nba daha tarafsız olmak zorunda. basketbolcuların aldığı o paranın içinde böyle zamanlarda çıkıp beyazları... pardon bütün basketbol severleri eğlendirmelerinin karşılığı da var. banane oynamıyorum deme hakları yok. benim fikrim tabii.
  • 539
    turkiye'de bizim vatandasimizin irkcilik anlayisliyla gercekten bunu gunluk yasantisinda tecrube eden amerika'linin irkcilik tanimi ayni degil.

    bizde beyazin siyaha nigger demesi ile siyahin beyaza bitch ass white boy demesi ayni kefede degerlendiriliyor.

    amerika'da ise isin sistematik kismina bakiyorlar. irkciligi, elinde guc bulunduran bir zumrenin, ayni kaynaklara erisimi olmayan baska bir zumreye uyguladigi baski penceresinden degerlendiriyorlar. bu sekilde degerlendirince de, beyazin siyaha nigger demesi ile siyahin beyaza white boy demesi arasinda ciddi bir fark doguyor. birinde nigger sozcugu o sistematik ayrimi ve gercekten derin olarak empoze edilmis sosyal esitsizligi simgelerken, bir zencinin bir beyaza bitch ass white boy demesi ancak karsisindakinin kalbini kiracak bir soylemden ibaret kaliyor.

    unutulmasin ki bu insanlarin buyuk cogunlugu fakir ailelerden gelen, yani irkciligi, polis siddetini, beyaz irkin kendilerine dayattigi sistematik ustunlugu iliklerine kadar hissederek buyumusler. yani o batakligin icinden geliyorlar ve zaten bu konuya karsi hem son derece hassas hem de son derece farkindalik sahibi kisiler. ne kadar milyonlarca dolar para kazanirlarsa kazansinlar, bu insanlarin kimliklerini, gecmislerini degistirmiyor.

    bunun yaninda nba'de oynayan basketbolcularin %75'i siyah. bu sporun en onemli sporculari da siyah hatta jordan, lebron, kobe gibi isimler irk, din, dil farketmeksizin dunyada bir cok insanin kahramani. boyle bir platform siyahlar icin dunyaya mesaj vermek acisindan cok cok degerli. onlar da dogal olarak bu platform uzerinden seslerini duyurmaya calisiyorlar.

    nba yonetimi ise bu durum karsisinda uc sebepten dolayi ilimli davraniyor. birincisi yukaridaki istatistik. yani en onemli sporcularin buyuk cogunlugunun siyah olmasi. ikinci takim sahipleri. 30 takim sahibinin 20'den fazlasi demokrat parti mensubu. ucuncusu de seyirciler. nba izleyicisinin yuzde ellisinden fazlasi siyah, yuzde otuz kadari asyali. sadece yuzde on gibi bir kesim beyaz ve bunlarin cogu da yine demokrat parti sempatizani.

    bu sartlar altinda nba dogal olarak sosyal esitsizlige karsi en sert ve ses getiren protestolarin yapildigi spor organizasyonu halini aliyor.

    bu baslik, montrezl harrell, luka doncic, cesitli nba maclari gibi basliklar altinda bazi arkadaslarimizin yazilarini gordukce bu yaziyi yazma ihtiyaci hissettim. bizim gercekligimizle abd'de yasayanlarinki ayni degil. bizim irkcilik deyince anladigimizla onlarin anladigi da ayni degil. o yuzden buradan yargi dagitirken aradaki farkliliklari once bir dusunmek lazim derim sahsen.

    edit: white boy olayina kevin love ve jj reddick'in bakisi: https://www.youtube.com/watch?v=FWEl9hZGBQU
  • 540
    bu aralar birtakım şovlara alet edilen lig.
    öncelikle "white boy" ırkçı bir ifadedir, onu bir oturtalım. amerika'nın bütün topraklarında beyazların üstün olduğu kanısı yanlış bir kere. öyle mahallelere girersiniz ki size de "white boy" derler, zaten mahalleden sağ çıkabilirseniz de kendinize yapılan ırkçılığı falan unutur gider, problem etmezsiniz. muhtemelen harrell da nba'in %75'inin siyah olmasından ötürü gücü arkasında hissetti de söyledi.
    gelelim bu son olaylara. önce belirteyim, siyah-beyaz ayrımına dibine kadar karşıyım. türkiye'de olmasam gerekirse ben de eylemimi yapardım. lakin bu yapılanlar pek de samimi değil be beyler. bana "black lives matter" diyip, afrika'daki kardeşlerinin ölümüne çalıştırılıp gerçekten köle olarak kullanıldığı madenlerden çıkan elmasları takıp takınıp da polisin ihtarına uymadığı için, bana göre gayet anlaşılabilir şekilde kurşunlanan suçluyu savunmak plastik geliyor sanki biraz. ırkçılığın, köleliğin, acının, açlığın en beteri yıllardır kara kıta'da yaşandı, yaşanıyor. kaç tane afro amerikan'ın umurunda oldu bugüne kadar? mesela orada hala insanlar açlıktan ölüyor, madenlerde kan kusarak ölüyor. yıllardır bu böyle oldu, böyle de olacak. kaç nba oyuncusunun aklına geldi bunlar? şimdi problemimiz jacob blake mi oldu? mevzudaki fikrimi söyleyeyim, jacob haksız. 9/10 hatalı. polis dur diyorsa duracaksın, durmayıp üstüne üstlük elini arabanın içine götürürsen kurşunu yersin. ben bayağı beyaz bir insanım. %100 eminim o kurşunları ben de yerdim ve haklı olarak yerdim. ee şimdi problem ne? boykot sebebi bu mu? aynı olayın yaşandığı diğer onlarca örnekte duygusal ya da yavaş davranan birçok polisin suçlu tarafından beynine mermiyi nasıl yediğine şahitken bu olayda benim "evet siyah gardaşlarımız eziliyor yauv bilek layvs medır" demem saçma olur. bu eşitlik değil, imtiyaz beklemek olur. bir de samimi olun, dürüst olun beyler, amerika'da siyahların gücü ele geçirseler beyazlara nasıl davranacağını ben aklıma bile getirmek istemiyorum. eşit davranmazlar yani o kadar söyleyeyim, eşit davranmamaktan öte neler olacağını az çok herkes biliyor.
    evet siyahlar eziliyor ama çoğunlukla amerika'da değil. gerçek lider de didier drogba gibilerdir, neler yaptığını herkes biliyor. lebron gibi eyleme dahi katılmayıp evinde şarap yuvarlarken bütün olayı üstlenmeye çalışan twitter kuşları değil.
  • 541
    bir takim sovlara alet edildigi sanilan, daha esas problemi anlayamamis insanlarin hakkinda yazi yazdigi, oyuncularinin sapka cikarilacak hareketler yaptigi lig.

    amerika'daki irkcilik sorununu kendi "irkcilik" anlayisina gore yorumlayip, buradan amerika'daki siyahilere samimiyetsiz demek en ufak tabiriyle cahillik. amerika'daki irkcilik sorunu, taa 70 yil oncesine kadar kanunlar ile belirlenen sistematik bir irkcilikti. bakin bu sizin gidip bir zenciye "n****" demenizden cok farkli bir sey. siyahiler beyazlar ile kanunlar onunde esit degildi. ayni restoranda yemek yiyemezler, ayni otobuse binemezler, toplumun belirli fiziksel ve sosyolojik alanlarina kanunlar nedeniyle dahil olamazlardi. amerika'nin irkcilik sorunu budur, sadece kisilerin birbirine yaptigi irkciliktan da ote bir devlet anlayisinin yazili kurallar ile korudugu bir irkcilikti amerika irkciligi.

    bu olay kanunlar nezdinde sona erdi, ama bu sona erdirilis tepeden oldu. halktan, ozellikle de ayricaliga sahip beyazlardan, asla bir talep gelmedi, bu yuzden de oturamadi. amerika'da hala ciddi bir kesim zencilerin 70 yil oncesi gibi farkli alanlarda yasamasi gerektigini, ayni haklara sahip olmamasi gerektigini dusunuyor ve bu insanlar polis, yargic, savci vs. oluyorlar. eski gelenegi geri getirmek istiyorlar. ote yandan tepeden bir degisim oldugu icin bunun kamu alanina yansimasi uzun suruyor, ve hala surmekte. amerika bu sorunu cozemedi, ve eger hizli bir sekilde cozemezse bolunmeye kadar gidebilir. cunku bu konu cok ciddi kutuplasmalara yol aciyor ki, trump da bunlari alevlendirmek icin her seyi yapiyor zaten.

    turkiye'de asla boyle bir durum olmadigi icin (kisisel bazda irkcilik cok fena var ama bu kanunlarla desteklenmedigi icin bizde sistematik bir irkcilik yok) amerika'daki olan irkciligi anlayamiyoruz ve herhangi bir irkciligi turkiye'de bildigimiz irkcilik tanimiyla degerlendirmek zayif ve cahilce kaliyor.
  • 544
    26 ağustos 2020 çarşamba takviminin bu geceye kaydırılmasıyla devam edece lig.

    buna göre;

    milwaukee bucks - orlando magic 22.30,
    houston rockets - oklahoma city thunder 01.30,
    los angeles lakers - portland trail blazers 04.00'te başlayacak.

    ben nba'de hakem etkisinin istendiğinde çok büyük olabileceğini 20 yılı aşkın bir süredir takip ettiğim bu sporda defalarca gördüm. zaten sıkışık bir takvimde oynanırken bir de üstüne hiç hesapta olmayan 3 günlük bir gecikme ardından bir de üstüne serilerde 7. maçlar falan oynanacak olsa takvim ciddi şekilde etkilenebilir. umarım öyle bir durum olmaz ama özellikle maç sonlarının başa baş geçmesi durumunda hakemlerin tutumunu hilhassa takip edeceğim.
  • 545
    (bkz: ırkçılık)

    direkt gireyim; "black lives matter" hareketinin, mottosunun bir nebze amacından sapmaya başladığına inanıyorum.

    abd'de ikamet etmeyen ve siyah olmayan bir bireyin abd'deki renk ırkçılığı hakkında yüzde yüz fikir sahibi olabilmesinin imkanı yok. söz konusu kitle yüz yıllardır renk ırkçılığıyla karşı karşıya ve artık ciddi bir birikmişlik hali var. bizler bunu anlayabiliriz fakat hissedemeyiz, özümseyemeyiz.

    yapısal açıdan hiçbir benzerliği olmasa da blm'nin gelişim sürecini gezi parkı olaylarının gidişatına benzetiyorum. üstüne basa basa yinelemek istiyorum, herhangi bir benzerlik ve/veya aynı amaç gibi bir vaziyetin olmadığının farkındayım, değinmek istediğim detay yalnızca gidişattan ibaret. her şeyin son derece saf bir protestoyla başladığı gezi'de durum bir zaman sonra bambaşka bir yöne dönmüştü maalesef. george floyd'un insanlık dışı bir biçimde öldürülüşü sonrası patlayan blm'nin gelmeye başladığı nokta da beni kenarından köşesinden rahatsız etmeye başladı.

    entry'i yazmaya başlamadan önce daily mail'de şöyle bir haber okudum:

    --- alıntı ---

    siyah bir abd vatandaşı, autozone çalışanı olan beyaz bir abd vatandaşını bıçakladı. polisin siyahlara karşı gösterdiği şiddetin videolarını izledikten sonra bir beyaz öldürme ihtiyacı hissettiğini ifade eden...

    --- alıntı ---

    blm başlangıç itibarıyla harika bir dik duruş örneği lakin şiddet şiddeti teşvik ediyor. buna medya da bir güzel çanak tutuyor, insanları nefis bir şekilde parçalıyor.

    işin sporla alakalı kısmına gelirsem; nba oyuncu havuzunun %70'i siyah oyunculardan oluşuyor. blm'nin en sert ve yoğun şekilde eyleme döküldüğü organizasyon da doğal olarak nba. ben luka doncic'in clippers-mavericks çeyrek final serisinde* uğradığı muamelenin, ek olarak siyah takım arkadaşlarının kendisine çok da destek olmamasının altında bir reaksiyonun yattığına inanıyorum. sanki doncic üzerinden bir mesaj verildi gibi. büyük yanılıyor da olabilirim tabii. diğer taraftan nba yönetiminin yine bu seri özelinde bazı konulara göz yumduğunu düşünüyorum. blm'nin gücü karşısında hakkaniyetten geri adım atıldığına, tepki çekmemek adına adaletsizliğe "olur" dendiğine inanıyorum.

    nhl organizasyonu blm hareketine direkt olarak dahil* olmadı. çeşitli hashtag'lerle ve sloganlarla destek oldu fakat olabildiğince uzak durdu birtakım şeylerden. tabii ki linç edildiler. linç sözcüğü mübalağa olsa da ciddi şekilde reaksiyon gördükleri bir gerçek. abd tandanslı birçok medya kuruluşu nhl'in ırkçılığın karşısında değil de yanında durduğuna dair yazılar paylaştı. nhl ise açıklamasında "maksimum spor" vurgusu yaptı. nhl'in oyuncu havuzundaki siyah oyuncu popülasyonu sanıyorum %5 bile değil, haliyle nhl'in bu yönde bir duruş sergilemesi çok da anormal gelmedi şahsen bana.

    blm hareketinin gelmeye başladığı noktadan rahatsız olmaya başlayan siyah sayısı gittikçe fazlalaşmaya başladı okuduğum kadarıyla. eylemin kendisine ve çıkış noktasına herkes sahip çıkıyor fakat "hak değil, ayrımcılık isteyen kitle" kalabalıklaştıkça motto anlamını yitirmeye başlıyor. "all lives matter" vurgusu da bu sebepten ötürü daha yüksek sesle dillendirilmeye başladı.

    dengeyi iyi kurmak, koşullar ne olursa olsun adalet terazisini kararında ayarlamak şart. blm'nin sporun doğasını bozmasını istemiyorum. umarım en kısa sürede bazı şeyler rayına oturur yoksa işin gittiği yer tatsız bir hal almaya başladı.
  • 546
    uzun zaman sonra maçları izlemeye ve keyif almaya başladığım lig.
    izlemememin sebebi yıllardır ciddi bir savunma yapılmaması ve oyunun gerçek bir rekabet hissi vermemesiydi.
    ancak, bu sezon play-offlar gerçekten kıran kırana geçiyor.
    zaten takımlar bir bütün halinde oynadıkları için harden, giannis gibi "süper kahramanlar" erkenden evlerine döndü.

    şampiyonluk favorim lakers
    onlar olmazsa denver plase...
    yani bence şampiyon batıdan çıkacak.
    doğuda ise seride 1-0 geride olsa da, celtics'in finale daha yakın olduğunu düşünüyorum.
  • 547
    geçtiğimiz sezonun başında şunları yazmıştım. (bkz: #2699849)

    bu yüzden denver ve miami'nin konferans finallerine kalması benim için çok çok büyük bir keyif oldu. umarım da ikisi nba finaline kalırlar da yıldız grubu yoksa ben de yokum diyen sözde yıldızlara iyi bir kapak olur.

    2011 yılında dallas mavericks nba finallerine kaldığında tüm abd medyası lebron, wade ve bosh'lu kadronun rahat şampiyon olacağını söylüyordu. ama bir kişi ısrarla her gün aksini iddia ediyordu. o da charles barkley'di ve söylediği cümle tam olarak şuydu. team beats talent. bu sabah itibariyle denver nuggets'ın clippers'a yaptığı da bu oldu. (bkz: 2020 nba playoffs)

    bu sporun kanseri yıldızların bir araya gelip takım oluşturmasıdır. bu ligin geleceği için derhal nfl'deki gibi çok keskin hatlarla çizili bir salary cap getirilmesi ve bunun abidik gubidik isimlerle aşılmasına engel olunması gerekiyor. işte o zaman daha iyi, daha mücadeleci, daha rekabetçi bir spor izleyebileceğiz. emin olun böyle bir düzende gelecek sene çok daha iyi bir utah, çok daha iyi bir denver, çok daha iyi bir oklahoma hatta alttan gelen çok daha iyi bir memphis ve çok daha iyi bir phoenix görebileceğiz.

    eğer nba yönetimi bu kafada giderse hiç ama hiçbir zaman nfl'in ne kalitesine ne de popülaritesine ulaşamayacak.
  • 549
    2019-2020 sezonu los angeles lakers şampiyonluğu ile tamamlanmış lig. fakat maalesef şunu söylemeliyim ki nba artık asla eski nba değil. çünkü bu sporda rekabeti öldürdüler. bu sporda mücadeleden çok yıldızları bir araya getiren takımların anında doğal favori konumuna gelmesi söz konusu. bunu da geçen sezon playoff'lara bile kalamayan takımın yıldız eklemeleriyle bu sene şampiyon olmasında görebiliyoruz. ya da önceki sezonlarda adı sanı olmayan clippers'ın bu sezon bir anda en büyük favori görülmesi, gelecek sezon yıldızları geri dönecek gsw ve brooklyn'in de yine doğal favori olacak olmaları gibi örneklendirebiliriz.

    yıllardır belli başlı takımların etrafından dolanan bir organizasyon başta abd'de olmak üzere bütün dünyada popülerliğini kaybetmeye başladı. en basitinden dün gece abd'de lakers'ın şampiyonluğu dallas cowboys quarterback'i dak prescott'ın feci sakatlığı kadar yer bulmadı. koca final serisi sıradan nfl maçlarının yarısı kadar rating getirmiyor mesela. bunda da en büyük sebep nba tarafından salary cap'in ağzına sıçılması. madem ortada bir cap var o zaman ona sadık kal. yok lüks vergisi yok cart exception'ı curt exception'ı derken takımlara rahat bir şekilde 3 yıldız oyuncu ve daha fazlasını barındırma imkanı verirsen oyuncular da doğal olarak belli piyasa takımlarında bir araya gelir, sen de yıllarca o takımların etrafında kurulu sezonlar izler durursun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın