• 1803
    herkes tarafından bir kalıba sokulmaya çalışılan asrın lideri. herkesin siyasi görüşü çerçevesinde övdüğü bir figür. solcusu devrimlerini, militaristler askerliğini, liberaller sanayi atılımlarını, ulusalcılar üniter devlete bakışını, sekülerler laikliğini, milliyetçiler türkçülüğünü övüyor fakat atatürk kümülatif olarak bunların hepsi. orta doğu ve dünya coğrafyasında gerçek bir oyun değiştirici. siyaset denen bilimi 5 boyutlu oynayabilen bir deha.

    bir insan aynı anda 5 farklı kutupla görüşerek beşinden de destek alabilir mi? atatürk alıyor işte. aslında savaş meydanında değilde savaşların gerçekte kazanıldığı masalarda arkadaşlarıyla birlikte değil arkadaşlarına rağmen savaşı kazanmış bir deha. neresinden bakılırsa bakılsın, trablusgarb savaşından çanakkaleye, kurtuluş savaşından büyük taarruza ve son olarak cumhuriyetin ilanına kadar ilmek ilmek ördüğü bir oyunu oynamıştır. sadece cumhuriyetin ilanıyla ilgili bile kitap yazılır, kurduğu oyunla ordu ve halk üzerinde söz sahibi adamları (arkadaşlarını) bir nevi pasifize ederek (il dışında görevler vererek) milletin geleceği için gayriresmi bir darbe yapmış. iradesinin, kararlılığının ve zekasının önünde saygıyla eğiliyorum. var ol türklerin babası.
    1283 içimizde.
  • 1807
    türk milletine "efendiler" veya "yurttaşlarım" şeklinde hitap edip, türk milletinin karakteri yüksektir diyerek bizleri onore ettiğin için sonsuz teşekkürler paşam. nutuk kitabında dahi bizlere sürekli "efendiler, izin verirseniz, canınızı sıkmayacaksam şunuda anlatmak isterim, izninizi rica ediyorum" tarzı gönlümüzü hoş edecek şeyler söylediğin için minnettarız sana. seni çok seviyorum, mekanın cennet olsun en büyük umudum...
  • 1808
    demokrasi inancı bütün dünyaya örnek olan, tarihteki en önemli liderlerden biri hatta belki en önemlisi.

    öyle bir adam ki vefatından sonra yurt dışında, almanya, amerika, ingiltere, fransa, italya, belçika ve daha nice ülkede kendisinin vefatı "türkiye cumhuriyeti lideri hayatını kaybetti." gibi normal ve beklenen bir kalıpla değil "yüzyılın en büyük liderini kaybetmiş bulunuyoruz." ve ya "20. asrın en büyük gerçekliğini yaratan yeni türkiye'nin şefi aramızdan ayrıldı." gibi manşetlerle anıldı. şüphesiz kendisinin vermiş olduğu mücadele, bütün azınlıklara, bütün ezilenlere, bütün bağımsızlık sevdalılarına, bütün demokratlara öte yandan bütün büyük devletlere, bütün liderlere örnek ve ilham olmuştur. bugün, ölümünün üstünden çok uzun yıllar geçse de dünyanın birçok yerinde gıpta ettiğimiz birçok tanınan başarılı insan ondan alıntılar yapmakta, onu örnek almakta ve bunu gurur kaynağı olarak göğsünü gere gere belirtmekte.

    kendisi, türkiye cumhuriyeti'nden çıkan tek dünya lideridir. bizlere bıraktığı yegane armağan olan, aynı zamanda emaneti olan cumhuriyet'i 100. yılında aydınlığın içinde yürütmek ona karşı boynumuzun borcudur. bugünlerde çok daha iyi anladık diye düşünüyorum.

    damarlarımda seninle aynı kan aktığı için, senin kurucusu olduğun ülkede yaşadığım için, yabancı arkadaşlarıma ne zaman seni söylesem inanılmaz bir saygı hatta sevgiyle seni hatırladıkları için, bu ülkeyi güvenip benim gibi gençlere emanet ettiğin için, uğrunda canını göz ardı ettiğin cumhuriyet'i korumaktan bir an bile çekinmeyeceğim için çok gururluyum büyük ata'm. yolundan asla dönmeyeceğim.

    son olarak: "sezar, iskender, napolyon ayağa kalkın. büyüğünüz geliyor!" (10 kasım 1938 sabahı italyan radyolarında italyanca geçilen bir anons.)
  • 1813
    19 mayıs'ta kendi deyimiyle doğum gününde birkaç şey yazmak istedim. bu ülkeye karşı olan umudumu, sevgimi, inancımı yitirmeme ramak kalmışken hatta ben yitirdiğimi zannediyorken tekrar karşıma çıktı.

    kılıçdaroğlu'nun adaylığından seçim döneminde yapılan yanlışlara, ittifaklara, aradaki farka her şeye çok öfkeli ve tepkiliydim. 28 mayısta oy kullanmayacağını açıklayanlara kızamıyordum, çünkü aynı umutsuzluk aynı hayal kırıklığı gidip oy kullanacak dahi olsam bana da sirayet etmiş ve bu ülkeden kurtulma planları yapmaya başlamıştım bile çoktan.

    ama bugün bir şeyi fark ettim.

    her şeyden, herkesten önce benim atatürk'e bir borcum var. günümüzde yaşanan her şeyden hücrelerime kadar nefret etsem de onlar için değil, atatürk için elimden gelen neyse onu yapmalıyım. kendisinin binbir zorlukla çukurdan çıkardığı, büyük hayallerle kurduğu bu ülkeyi tekrar çukura sokmamak için, kendisinin kurduğu hayallere tekrardan ortak olabilmek için elimden geleni yapmam gerek. yapmam gerek ki kendisine karşı yüzüm kızarmasın.

    küsmenin, isyan etmenin, tepki göstermenin kesinlikle haklı sebepleri olduğunu biliyorum ama atatürk'e küsülmez. benim de sizin de atatürk'e bir borcu var.
  • 1814
    geçen günlerde sakarya savaşında kazanılan zafer sonrası büyük tarruza kadar geçen bir yıllık sürecin detaylarını okuma fırsatım oldu. sakarya zaferini kazanmış muzaffer bir başkomutan ve siyasi liderin başkomutanlık yetkisinin, büyük tarruzdan haftalar önce ( 5 mayıs 1922') meclis tarafından elinden alınmasına ne dersiniz?

    hani herşey 10 sene, 20 sene, 30 sene önce başladı sananlar var ya. işte o öyle değil. o'ndan korkuları o günlerde başladı.
  • 1815
    kendisini düşman gibi görenlerin olduğu ülkeyi kurtarmış büyük lider.

    farkında değiliz. kendisini taraftarlarına deccal diye tanıtan tarikatlar var ülkede. deccal. sebebi de ne biliyor musunuz? “deccal’in bir gözü kördür, atatürk’ün de bir gözü diğerinden daha küçük.” memleketi kurtarmak için gözünü kaybetmek üzere olan, yaralanıp gazi olan insana bu olaydan ötürü deccal diyenler var.

    12 adaları verdi diyorlar falan. elinden geleni yapıp memleketin her köşesini kurtarmış adamı, 12 adaları kurtaramadığı için eleştiriyorlar. bunu yaparken de, bu adam milli mücadele yaparken ingilizlerin köpeği olmuş, sonra memleket kurtulunca götüne baka baka memleketten fransa’ya kaçmış tipleri ölümüne savunuyorlar. keşke o savundukları tipler de azıcık uğraşıp 12 adaları kurtarıverseymiş.

    asla unutmayın. bugün meclise giren hizbullahçılar’ın, tarikatçıların söylemi, ittihat ve terakki ve onu destekleyen türklerin işgalci olduğu, ve o işgalcilerin bu vatandan kovulmasına az kaldığı şeklinde. milli mücadele sırasında aynı anlayış, uçaklardan cemiyet-i müderrisin beyannamesi adındaki şu fetvayı halka atıyordu:

    https://tr.m.wikisource.org/...derrisin_Beyannamesi

    beyannamenin tamamını okuduğunuzda koca gazi’nin, yedi düvelle birlikte nasıl hainlere karşı memleketi kurtardığını anlayabiliyorsunuz. fetvanın içerisindeki şu cümle bile, mücadelesinin kutsiyetini anlatmaya yeter:

    “düşünmüyorsunuz ki yunanlılara fazla zayiat verdirmek bile bundan sonra bizim için hayırlı ve menfaatli bir şey olmaz”

    bu memleketi tarikatların eline teslim etmeyin. sonumuz kötü.
  • 1817
    --- alıntı ---

    ey türk gençliği! birinci vazifen; türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

    mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

    ey türk istikbalinin evladı! işte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

    --- alıntı ---

    türkiye cumhuriyetinin kurucusu, ulu önderi, başkomutanı.

    o bir gün bugün atam. senin mirasına sahip çıkacağız. bu hayattaki tek dileğim seni utandırmamak. huzur içinde yat.
  • 1820
    ben arkamda dogma bırakmadım, benimle ters düşerse bilime gidin demiştir. biz ne mülkün temeline adaleti yerleştirebildik, ne de dogmaların dışına çıkabildik. az zamanda çok ve büyük işler yaparken çok zamanda az iş yaptık, uçurumun kenarına geldik. bir büstten çok daha fazlası olan kurucu atatürk'ü unuttuk, tembelce kafamızda metalaştırıp nelere meze ettik. üstüne de kendisinden açıkça "rövanş" almak isteyenlerle doldu ülke. herkes zehirden nasibini aldı, hükümetin tek başlılığı ile zaptettiği kurumlar, halka sahte kanser ilacı satacak kadar düştü bu ortamda.

    atatürk çok özel bir şahıstı ancak şahsından öte, cumhuriyeti ve kuruluşu, ilerlemeyi ve çalışkanlığı, kararlılığı ve dayanıklılığı, birliği ve aklı temsil ediyordu.

    cumhuriyetin değerini anlamamızı sağlayabilecek toplumsal aydınlanma için yarın bir şansımız var, yoksa milli mücadele öncesi gibi musibetlerin en beterine gideceğiz ve şansı orada arayacağız.
  • 1821
    bugün soğan için vatanı bırakmayız diye zırvalayanlara izmir iktisat kongresi'nde gerekli cevabı vermiş olan dünya tarihinin en büyük liderlerinden biridir. cesur, yiğit, halkını seven, ön görülü, bugünün deyimiyle fütürist bir dahidir.

    kurduğu cumhuriyetin şu anki cumhur başkanı bırakın ingilizceyi konuşmayı türkçe bile bir şeyler konuşurken promptıra bakmadan konuşamamaktadır. kendisi fransızcayı da bilirdi. çok yönlü bir insandı atatürk. her zaman idolüm oldu ve olacak. savaşta en önde giden biriydi. şimdiki gibi kendisini darbe girişiminden kurtarmak için halkı sokağa davet edip kendisini saklayan biri değildi.

    kendisi gibi bir lidere gelecekte tekrar ulaşır mıyız bilmiyorum ama yarısı kadarına bile yeniden sahip olabilirsek ne mutlu bize.

    şimdi soğana vatanı bırakmayız diyenlere çok önceden vermiş olduğu cevabı ekleyeyim buraya:

    "yeni türkiye'mizi layık olduğumuz düzeye eriştirebilmemiz için mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. çünkü; zamanımız tamamen bir ekonomi devresinden başka bir şey değildir.

    siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmamışlarsa, meydana gelen zaferler devamlı olamaz.

    ekonomi demek, her şey demektir, yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir. ziraat demektir, ticaret demektir, çalışma demektir, her şey demektir."

    soğan ekonominin önemli bir sembolüdür günümüzde. her şeyde kullanılan bir şey pahalılaştığında hiçbir şey yolunda değildir. ekonomi her şey demektir. bugün körfez ülkelerinin paralarına muhtaç hâle geldiğimizi hatırlamalı ve artık buna bir dur demeliyiz.

    ekonomi kötüyse diğer şeylerin anlamı yoktur.
  • 1822
    ülkemizin kurucusu ve ebedi liderimiz. açtığı yolda gösterdiği hedefe durmadan yürümek görevimizdir.

    yalnız kurduğu ülke için tarihi önemi olan bugünlerde gösterdiği hedefe yürümekten çok kendisinin romantizmi yapılıyor. özellikle ağzından atatürk'ü düşürmeyenler tarafından.

    lafa bakınca ağzından atatürk'ü düşünmeyenlere seçimi soruyorsun, oy vereceği aday zaten kazanamaz diye oy kullanmaya gitmiyor. sorsan atatürk'ün ne zorluklarla mücadele ettiğini anlatır ancak dibindeki okula oy kullanmaya gitmiyor sırf yenilgi korkusundan. iyi ki atatürk döneminde çevresindeki insanlar böyle değilmiş. nasıl olsa kaybederiz diye savaşmazdı bu gibi tipler.

    her meydanda atatürk diyerek, atatürkçükük diyerek oy isteyen siyasetçiye seçimi soruyorlar "oy vermek içimden gelmiyor" diyor. sabah akşam atatürkçülük nutku atan kişi tarihimizin en önemli seçiminde oy kullanmayacak.

    yahu karşıdaki topluluk kadınlara atatürk'ün verdiği özgürlüklere bile göz dikmiş bir grup, bari atatürk'ün kadınlara bıraktığı bu mirası koru. lafa gelince ingiltere'den bile önce haklara sahip oldu kadınlar atatürk sayesinde. korumaya gelince üşeniliyor.

    aslında daha da uzatılabilir ama ana fikir anlaşılmıştır.
  • 1823
    36 yıllık hayatımda atatürk ilkelerinden hiç ayrılmadım, onun izinde yaşayan bir vatandaş oldum. bu sebeple; hiç yan yollara sapmadım, hiç kandırılmadım, hiç çalmadım, hiç yetim hakkı yemedim. alnım açık, başım dik. senin yolunda yürümeye devam edeceğim atam. ve sana söz; bu memleketi cumhuriyet'in 100. yıl dönümünde yeniden var gücümüz ile hedeflediğin yere getirmek için çalışacağız ve bunu başaracağız. sana söz atam.
  • 1824
    --- alıntı ---

    "umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. ben asla umudumu yitirmedim."

    --- alıntı ---

    türkiye cumhuriyetinin kurucusu, ulu önderi, başkomutanı.

    bugün bir kez daha atamızın sözünü paylaşalım. umudunu biraz olsun kaybetmiş olanlar varsa iletelim. çünkü o gün bugün değil. senin mirasına sahip çıkacağız. aynı zamanda gelecek nesillere aktaracağız atam. her daim izindeyiz!

    açtığı yolda gösterdiği hedefe durmadan yürüyoruz atam.
App Store'dan indirin Google Play'den alın