öncelikle belirteyim
süleyman seba gidip
serdar bilgili gelirken çoğu beşiktaşlı arkadaşım mutluydular, hatta onlarla çok konuşup tartışırdık bu konuyu o zamanlar. ancak, şu anda hatırlattığımda aynı görüşte değiller. demek ki yaklaşımlar değişebiliyor -en azından benim çevremde-.
bize gelirsek, 9 sene öncesini tutup da nasıl ispat edeceğiz bilmiyorum çünkü sanal alemde anladığım kadarıyla bunlar ciddi sıkıntılar. ama "o zamanlar kimse eleştirmemişti" demek ne derece doğru bilmiyorum, çünkü ben ve çevremdeki çoğu galatasaraylı bu kararı eleştirmişti, yaşımız da haytalık yapmasak üniversiteyi bitireceğimiz bir yaştı
**.
bu kararı eleştirirken de gelenin
fatih terim olması hasebiyle yapılan eleştiriler değildi bunlar, yazılanlardan anladığım kadarıyla gelen
fatih terim olduğu müddetçe kim giderse gitsin eleştirilmeyecek bir karar gibi yansıtılmış. kilit nokta bu zaten,
fatih terim'in başarısını küçük görmekle tüm başarıyı
fatih terim'e mal etmemek arasında fark olduğunu göremediğimiz müddetçe daha çok eleştirilecek karara imza atarız diye düşünüyorum.
yarın birisi çıkıp da
harry kewell yerine
shabani nonda'nın gönderilmesi son yılların en büyük yönetim yanlışlarından çıkmış ama o zamanlar kimse eleştirmiyordu derse de aynı şeyi söylerim: ben eleştiriyordum arkadaş.
fatih terim'i veyahut
harry kewell'ı sevmediğimden değil yapılanın o anda yanlış olduğunu düşündüğümden, yanılabilirim de, yanılabiliriz.
atılan gol sayısına gelince ilginç bir istatistik vereyim, 2000'li yıllarda ligimizde arka arkaya sezonlarda 75 gol atabilen sadece 2 takım var: 2000-02 arası
mircea lucesculu
galatasaray ve 2003-06 arası
christoph daumlu
fenerbahçe. bizim
fatih terim döneminde yani 1996-00 arasında ilk 3 sezonu 80 gol üstü olmak üzere bunu 4 kez başardığımızı da belirteyim. yani biraz da sıkıntımız çok iyiden sonra iyi geldiği vakit, onun hakkını veremememizden kaynaklanıyor.