resim
Mário de Jardel Almeida Ribeiro
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:50
Boy:1.88
Uyruk:Brezilya
  • 428
    --- alıntı ---

    faruk süren : bir gün muhabbet ederken, ikinci başkanımız mehmet cansun’un ağzından mario jardel ismi çıktı.

    burak elmas: mehmet abi’nin pozitif düşüncesi ve girişimleriyle başlayıp bizim detaylarını takip ettiğimiz bir süreçtir jardel transferi. geldi yönetim kurulu’na, “ya, bu jardel’i alalım biz” dedi. jardel o zaman avrupa’daki her takımın transfer hedefiydi. biz “gelmez” derken mehmet abi “ben konuştum, gelecek” dedi ve birkaç gün sonra beni florya’ya çağırdı. üstünde hawaii gömlek, altında şort, elinde bond çanta, yanında jardel’in menajeri… üçümüz florya’da oturuyoruz, mehmet abi’nin rahatlığı beni de rahatlatıyor. zaten öyle bir egodan uzaktır ki bazen o işi bitirir, siz kendiniz yaptınız zannedersiniz. “sen otur anlaş işte” dedi bana. “abi ne anlaşacağız, sen ne söz verdin bu adama?” diyorum ama mehmet abi öyle rahat ki… başkan’ın haberi olup olmadığını sordum, “hallederiz onları, sen konuş” dedi. sonra da kalktı teknesine gitti. ben jardel’in menajeriyle detayları konuştum, anlaştım. ama nasıl ödeyeceğiz diye kara kara düşünüyordum.

    faruk süren: telsim devreye girdi, 8 milyon dolara forma reklamı verdi. o zamanlar öyle bir para yok tabii, o işler 1 milyona falan oluyordu. aig sayesinde opel ile de görüşüyorduk. ama bir gün cem uzan ile malaga’ya uçarken bu işi bitirdik.

    burak elmas: öyle bir baskı altındaydık ki o dönem… ali abi’yle biz zaten her zaman karamsarız; jardel helikopterle florya’ya inip imzaya oturduğunda bile “acaba bir pürüz çıkacak mı” diye birbirimize bakıyorduk.

    faruk süren: mehmet güzel bir şey yaptı, ama biraz pahalıya yaptı! 7-8 milyon dolarlık bütçemiz vardı ama jardel’i 16 milyona aldık. bir sonraki senenin ücretini de ona verdik. ne yapalım, aldık işte!

    burak elmas: transferi bitirmiştik. jardel idmana çıkmıştı. tam rahatladık derken lucescu beni aradı ve “bu adam iyi bir oyuncu değil galiba. futbol oynayamıyor” dedi. biz panik olduk. ali dürüst ve aziz üstel’le kampa gittik. hazırlık maçında jardel hakikaten çok kötü oynuyor, kaval kemiğiyle pas veriyordu. türk futbol tarihinin en büyük parasını verip getirdiğimiz adamın futbolcudan uzak bir görüntüsü vardı. zürih sokaklarında ali dürüst, aziz üstel ve ben, iki saat boyunca “hepimizi topa tutarlar bu herif böyle çıkarsa” diye dertli dertli yürüdük. bonservisi ödedik mi, teminat mektupları gitti mi, transferi iptal edebilir miyiz; bunları düşünüyoruz… bir yandan mehmet abi’yi arıyoruz, “oğlum siz manyak mısınız?” diyor. sonunda bunun bir adaptasyon süreci olduğuna karar verdik. hocayla da konuştuk; “transferi yaptık, artık bir şekilde faydalanacağız” dedik.

    fatih akyel (futbolcu): açıkçası biz hakan şükür’den sonra işimizin biraz zorlaşacağını düşündük. çünkü devamlı pres yapan bir takımdık ve o pres de en önde hakan’la başlardı. jardel ise pres yapan bir oyuncu değildi. daha sakin ama daha golcü bir yapısı vardı. önce bir “ne oluyor?” dedik ama çabuk kaynaştık. topları jardel’e taşıdık, her pozisyonda onu gördük. o da hemen gollerini atmaya başladı.

    ümit davala (futbolcu): portekizce ve biraz ispanyolca hariç hiçbir dil bilmiyordu. elle kolla, vücut diliyle ancak anlaşıyorduk. bizim gözümüzde hiç koşmayan, mücadele etmeyen ama iş bitiren oyuncuydu.her zaman doğru yerde bulunurdu, en büyük özelliği de buydu. antrenmandan sonra sağdan soldan ortalar kesip ona ceza sahası içinde son vuruşları çalıştırıyorduk. kendisi bunu özellikle isterdi. birçok oyuncunun ayağıyla çektiği şutları kafasıyla atardı.

    hakan ünsal: jardel’den ön tarafta baskı yapmasını, rakibi kovalamasını bekleyemezsin. ama gözüne bandanayı bağla, topu sadece ceza sahasının içine ortala, golü yapmasını bekle. ben bir dönem sonra onu çözdüğümde, öyle yapıyordum artık. şükür koştuğu yere isterdi ortayı, bu adama ise orta yapmana gerek yoktu; nereye istersen oraya yap. kendisine gelirse gol olma ihtimali zaten yüzde 90 ama oldu ki ona gelmedi; fark etmez: rakip oyuncuya çarpıyordu, önüne düşüyordu ve yine gol oluyordu. dolayısıyla o kadar kolay olmaya başlamıştı ki benim için; rastgele yaptığım ortalarla sürekli asist yapıyordum. koşmasına, topu sürmesine bakınca “futbolcu mu bu?” dersin ama ruhen adam gol için yaratılmıştı, vücudunun her yeriyle gol atıyordu.

    --- alıntı ---

    https://www.socratesdergi.com/...ema-2000-super-kupa/
  • 430
    ilk porto - realmadrid maçında izlemiştim. oyuna sonradan girip iki gol atmıştı. o zamanlar avrupada ses getirdiğimiz yıllar ve içimden gelse ne güzel olur demiştim. geldiğinde inanamamıştım. ali samiyen'de ki milan'ı 2-0 yendiğimiz maçta kalktığı depar ve attığı gol efsaneydi. özel yaşamındaki problemleri futbola erken veda etmesine neden oldu. ne güzel bir adamdın sen süper mario.
  • 433
    yav kızmayın ama ben kendisini çok tutmazdım. vurduğu gol oluyordu gibi bir algı yaratılıyor adam hakkında da kendini tanıyanlar jardel için şöyle derlerdi; çalım atmayı bilmeyen tek brezilyalı. evet, aynen böyle bir adamdı. duracağı yeri iyi bilirdi, bitiriciliği de iyiydi ama jardel'den bir raul, vieri, shearer falan gibi bahsedilmesini enteresan buluyorum.

    hakan şükür jardel'den en az 1 gömlek iyiydi bana kalırsa.

    not: ulan iyi ki galatasaraylı'yız be. mukayese ettiğimiz adamlara bak...
  • 434
    gayet çalım atabilen ama rakibin sağından atıp solundan geçemeyecek kadar da yavaş bir oyuncuydu. ama tüm bunlara rağmen oldukça enteresan bir golcüydü. iki ayağına da hakim hava toplarında oldukça iyi komple özellikleri nedeniyle rakibi tarafından kolay kolay çözülemez bu yüzden de bir şekilde saha içinde pozisyon bulabilirdi. bence hakan şükür ile didier drogba arasında bir yerde durur galatasaray golcüleri arasında.
  • 438
    nasıl terim'den sonra galatasaray taraftarının lucescu'ya ısınamaması son derece normaldi. jardel de hakan şükür'den sonra öyle. her şeyi yapan bir hakan şükür'den sonra sadece golcülük vasfı olan jardel gözümüzde biraz eğreti kaldı. yine de çok kaliteli bir forvetti tabi. sevdik de kendisini ama erken de ayrıldık.

    o zamanın parasıyla 17 milyon euro verdik kendisine. şimdilerde olsa portekiz kulüpleri kendisini en az 70-80 milyon euroya bırakırdı. ve biz bu adamdan sadece bir sezon faydalanabildik. bu yönden de hayal kırıklığıdır benim gözümde.
  • 439
    futbol, her izleyicisinin farklı beklentisi olan bir oyun. benim nazarımda bir golcünün en temel görevi, topsuz oyunda doğru yerlerde doğru zamanlarda bulunması ve yakaladığını atmasıdır. yanında ekstra işler yapıyorsa ne âlâ ama temel görevini üst seviyede yapmıyorsa, bir anlamı yok benim için. bu bağlamda, galatasaray formasıyla izlediğim, tanju ile beraber en iyi iki golcüden biriydi.
    evet eksikleri vardı ama o dönem oynanan futbol için belki de en ideal golcülerden biriydi mario.
    farklı formalarla oynadığı tüm real maçlarını dolu geçmiş bir adamdı yanılmıyorsam.
    keyifti kendisini izlemek. yazık etti yeteneklerine.
  • 441
    forvet deyince kralın yeri bizde başkadır ama benim favorim kesinlikle jardel. metin oktay'ı izlemek nasip olmadı ama golcü denince akla hemen onun adı gelir süper mario mario! deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalıştığımız o zorlu yıllarda o dönemin çocukları olan bizlerin yüzünü güldürüp bir ağustos gecesi her şeyi unutturmuştun :) canım jardel!
  • 442
    iyi bir bitiriciydi ama galatasaray'da oynarken ilk 7-8 haftadan sonra cok elestirilmisti. hakan sukur sonrasi oyuna pek katilmayan bu santrafor biraz yavan gelmisti. o zamanlar sozluk olsaydi, eminim kendisine atip tutan cok kisi olurdu. simdi badem gozlu olmasin da.
    o kadar yogun elestirilmisti ki sampiyonlugu belirleyecek fenerbahce deplasmaninda, ki ligin bitimine 3 hafta kala ve puan puanayken, seyirci ve basinin baskisiyla yedek oturtulmustu diye hatirliyorum. son uc-dort haftada golleri siralayan serkan aykut tercih edilmisti.

    (bkz: 6 mayıs 2001 fenerbahçe galatasaray maçı)
  • 443
    iyi forvetti... yani gol atan forvet iyidir diyorsan iyi forvetti. mesela forvetini parlatan şenol güneş'in takımlarında olsa ortalama bir formla 40'ı bulurdu gol olarak...
    ama ben gomis'i bin defa tercih ederim. elimizdeki gomis jardel'den iyi futbolcudur. tabi futbol tek doğrunun olduğu bir spor değil. benim doğrumda, teknik direktör olsam benim oynatacağım futbolda jardel'in yeri yok. başkasınınkinde vardır ve orda topunu oynar jardel. kendi janrında da çok iyi futbolcuydu. hatta avrupa'da kupa kazandıracak kadar iyiydi. ama jardel mücade etmezdi. takıma hiç bir katkı sağlamazdı. sadece gol atardı. ama atardı bir şekilde. aynı şekilde inzaghi de benim takımımda yer alamazdı.adı üzerinde takım. 10 kişinin 1 adama pozisyon hazırlamak için mücadele etmesi bana saçma geliyor. evet öyle futbolcular var ki pratikte bu fayda sağlayabilir. mesela jardel alt yapınızdan çıkmıştır, ekonomik değerdir, mali durumunuz aklınızdakini almaya uygun değildir ve mecburen kullanırsınız. bundan bahsetmiyorum. fakat galataray jardel'e dünyaları verdi. işte ben o paraları jardel'e vermezdim. nitekim kendisi gibi forvet de kalmadı dünyada. futbolun doğal seleksiyonu işledi ve bu türü tüketti.
  • 444
    bein sports'a röportaj veren eski forvet oyuncumuz.

    http://tr.beinsports.com/...ahurati-unutamiyorum

    geldiği ilk yılın sonunda müthiş bir sezon geçirmesine rağmen, takımdan ayrılması için her şey yapılmıştı. ancak tek bir kötü söz etmemiş, aksine taraftarı övüp, özlemle bahsetmiş bizden.

    genellikle altyapımızdan çıkan türkiye cumhuriyeti vatandaşı eski futbolcularımızın tavırlarına, açıklamalarına karşın, eski/yeni yabancı oyuncularımızın açıklamalarını gördükçe yabancı oyuncularımızın karakterlerine hayran kalıyorum.

    ayrıca röportajında, yakın zamanda türkiye'ye geleceğini ve galatasaray'ı ziyaret emek istediğini belirtmiş. umarım gelişi bir iç saha maçında olur ve yıllar sonra süper mario jardel tezahüratını bu sefer 50.000 kişinin önünde yeniden dinler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın