bilmeyen arkadaşlar için wikipedia, transfermarkt verilerine falan başvurmadan hayranı olduğum bu golcüyü anlatayım kısaca. bilgi hataları yapacak olabilirim çünkü gaza gelmişken az önce belirttiğim gibi internetten bilgi teyidine uğraşıp akışı bozmak istemiyorum. siz oralardan bakıp gerek görürseniz mesaj atarsınız, editlerim.
kendisi avrupa gol kralı olarak porto'dan bize geldi. cem uzan'ın hediyesiydi. ya da ücretinin bir kısmını o ödedi. nasıl geldi hala bilmiyorum önce bunu belirteyim. çünkü öyle bir sezonluk istatistiklerle ön plana çıkmış bir golcü değildi. porto formasıyla 4 sezon boyunca lig ya da avrupa demeden ortalığın anasını ağlatmış adam. tabii o zamanlar internet şimdiki gibi yaygın olmadığından, yaygın olsa dahi internetten bilgiye ulaşmak günümüz kadar kolay olmadığından bu bilgilere şu an ulaşabiliyoruz ve aslında jardel'in ne kadar büyük bir transfer olduğunu inanın biz o zamanlar pek anlayamamıştık bu yüzden. tamam büyük transfer, tamam heyecanlandık ve biliyorduk ki avrupa gol kralı geliyor takıma. fakat oyun yapısını falan bilmiyoruz. bizden başka isteyen var mıydı, neden bize geldi bilmiyoruz, en azından ben bilmiyorum. hala da bize gelişine şaşırıyorum. porto'nun forveti şu anda da bu ülkeye transfer olabilir ama jardel, porto için de normal bir forvet değildi. yani jardel'in bize transferini sakın ola ki aboubakar'ın transferine falan benzetmeyin.
neyse efendim, jardel geldi. yanlışım yoksa helikopterle ali sami yen'e getirildi hatta. sonra hazırlık kampına gitti takım. ilk hazırlık maçında jardel çok büyük bir hayal kırıklığı yarattı. takım arkadaşlarının ''bu ne biçim forvet, hakan her topa koşardı, bu adam sahada yürüyor'' dendiği falan yazıldı. ikinci hazırlık maçında jardel karşı karşıya bir pozisyonda gol kaçırmıştı ki bunun dışında bir pozisyona daha girmişti hepsi bu. onun dışında etkisizdi. yine eleştiriler gelirken hıncal uluç ya da osman tanburacı'nın yaptığı yorumu çok iyi hatırlıyorum. evet yorumcudan emin değilim ama yorumdan eminim; ''önemli olan bugün jardel'in nasıl oynadığı değil, önemli olan dünkü jardel ile bugünkü jardel arasındaki fark'' evet, jardel 2. hazırlık maçında etkiliydi, en azından pozisyona girmişti çünkü. jardel gelmeden önce ''hakan şükür gibi karşı karşıya pozisyonlarda saç baş yoldurtmaz ama hakan kadar koşar, takıma katkı verir mi meçhul'' diye yazanlar vardı. hazırlık maçlarında jardel, oyuna katkı verememesinin yanında bir de saç baş da yoldurtuyordu üstelik. bu arada eleştirilerden galatasaray da nasibini alıyordu. zira bir önceki sezonda rakipleri sahaya çıktığına pişman edecek akdar yoğun bir presle boğan galatasaray yerine geride bekleyen, kontrollü oyunu tercih eden, rakibe pozisyon vermeyen ama çok da pozisyon bulamayan bir takım hüviyetine bürünmüştü galatasaray lucescu ile. bu eleştiriler altında sezona girdi galatasaray.
sezonu deplasmandaki st gallen maçıyla açtık. şampiyonla ligi ön eleme maçıydı. jardel maça dazlak kafasıyla çıktı. taffarel'in inanılmaz hatasıyla 1-0 geriye düştüğümüz maçı jardel'in attığı iki golle kazandık. bu iki gol jardel ile ilgili yeterli bilgiyi veriyordu aslında. ceza sahasında bu adamı topla buluşturursan sana golü yapar. attığı ilk gol mermi gibi bir kafa ile geldi. adam topa kafayı tüm vücudundan güç alarak belden vurdu. ikinci gol ise bence bir estetik harikası. böyle yazınca insanın aklına demi vole falan geliyor ama değil. başka bir oyuncunun ayak içiyle gol yapacağı bir pozisyonda jardel sağ bileğini döndürerek ayak dışı bir dokunuşla gol yaptı. bu golü benim için özel yapan şey vuruştaki gariplik kadar rahatlıktı da. antrenmanda denemezsin belki onu ama bu adam maçta denedi. (bu andan itibaren internetin nimetlerinden faydalanmaya başlıyorum) işte o goller;
https://www.youtube.com/watch?v=wMzxBer_4To daha sonra bir röportajda da söyleyeceği üzere jardel bu maçta gösterdi ki kendisi ceza sahasının kralı. topu ceza sahası içerisinde bu adamla buluştur da nasıl buluşturursan buluştur fark etmez, o golü yapıyordu.
bu maçın ardından bir denizli deplasmanı oynamışız ve jardel de o maçta oynamış ve maçı boş geçmiş. ben o maçı anımsamıyorum. internet olmasa hayatım boyunca da bilmezdim böyle bir maçı. ben ligi içerideki erzurumspor maçı ile açtık sanıyordum o sezon. erzurumspor maçı jardel'in galatasaray formasıyla 3. resmi maçı ve seyirciyle buluştuğu il resmi maçtı. gazeteler jardel'in saçlarını kestirdikten sonra gol atmaya başladığıyla ilgili haber yapmıştı. bir batıl inanç sonucu saçlarını kesmiş ve gollere başlamış jardel habere göre. bu bilgi ne kadar doğru bilemem tabii ama seyirciyle buluştuğu ilk maç olan erzurumspor maçından 1 gün önce
cenk işler lig maçında 5 gol atmıştı ve spor programlarında bunun bir daha kolay kolay olmayacağı konuşulmuştu, büyük bir başarı diye övülmüştü. bu maçtan sadece bir gün sonra jardel erzurumspor'un içinden geçti adeta. uçan kafayla attı, solla attı, sağ ile attı, kaleceyi geçip de attı. jardel 19 ağustos 2000 tarihinde erzurumspor'a 5 gol atarken attığı 3. golden sonra tribünler ''yeter artık jardel, yeter artık!'' diye bağırıyorlardı. maçtan sonra jardel ile ilgili yorumları sorulan galatasaraylı oyunculardan hakan ünsal, ''skorbordu görüyorsunuz işte'' demişti. ayrıca aynı maçta serkan aykut'un ve jardel'in attığı birer gol daha vardı fakat ikisi de ofsayt gerekçesiyle verdilmedi. serkan'ın golü kesinlikle ofsayt değildi de jardel'inkinden emin değilim.
bu maçın ardından oynanan st. gallen rövanşında ise spikerin anlatımıyla jardel korkusu yüzünden rakip oyuncu topu kendi ağlarına yollamış ve 1 0 öne geçmiştik. sonrasında jardel penaltıdan attığı golle maçı 2 0'a getirdi. bu maçı taffarel'in yine inanılmaz bir hatası sonucu yediğimiz golle 2 2 bitirip tur atladık. bu maçın görüntüleri ne yazık ki youtube'da mevcut değil.
erzurum maçıyla birlikte zaten seyirci jardel' e ısınmıştı ama jardel'i tüm galatasaray taraftarlarının kalbine yerleştiren maç kesinlikle süper kupa finalidir;
bkz: 25 ağustos 2000 galatasaray real madrid maçıjardel'in penaltı golüyle 1 0 öne geçip skandal bir penaltı kararıyla maç 1 1 olmuş ve 90 dakikada eşitlik bozulmayınca altın gol uygulamasının olduğu uzatma dakikalarına geçilmişti. uzatma dakikalarındaki o an hepimizin kulaklarındadır hala; ''fatih içeriye doğru sokuldu, fatih içerde... şut pozisyonu... jardeeelllllll!!'' jardel galatasaray formasıyla çıktığı 5. resmi maçta 10. golünü atarken kupayı da galatasaray'a getiriyordu. bu gol ayrıca 4. kez rakip olduğu real madrid ağlarına bıraktığı 5. goldü. zaten kariyeri boyunca 6 kez karşılaştığı real madrid'e 6 gol atmış bir adam jardel.
9 ağustos 2000 st gallen deplasmanı: 2 gol
19 ağustos 2000 erzurumspor: 5 gol
22 ağustos 2000 st gallen: 1 gol
25 ağustos 2000 r madrid: 2 gol
ligin ilk yarısındaki oynadığı 15 maçta rakip kalelere 18 gol atmış kendisi. o sezonn gol kralı olan okan yılmaz'ın 23 golle kral olduğunu düşünürseniz jardel'in nasıl bir ilk yarı geçirdiğini sanırım anlayabilirsiniz. o sezon ilk yarıdaki gol atmadığı maçlara şuradan bakabilirsiniz hafta hafta;
http://www.tff.org.tr/...=552&hafta=1#grp1. hafta 0
2. hafta 5
3. hafta 1
4. hafta 1
5. hafta 1
6. hafta 0
7. hafta 3
8. hafta 2
9. hafta 0
10. hafta 0
11. hafta 0 (kadroda yok)
12. hafta 2
13. hafta 1
14. hafta 0
15. hafta 1
16. hafta 1
17. hafta 0 (kadroda yok)
18. hafta 0 (kadroda yok)
19. hafta 0
20. hafta 1
21. hafta 0
22. hafta 0 (kadroda yok)
23. hafta 0 (kadroda yok)
24. hafta 1
25. hafta 0
26. hafta 1
27. hafta 0
28. hafta 1 (2. yarı oyuna giriyor)
29. hafta (yedekte)
30. hafta (kadroda yok)
31. hafta 0 (65' te giriyor)
32. hafta 0 (kadroda yok)
33. hafta 0 (kadroda yok)
34. hafta 0 (kadroda yok)
tam olarak ne oldu, jardel nasıl bu hale geldi bilmiyorum ama basında çıkan haberlere göre takımdaki oyuncular jardel'i istemedi. emre belözoğlu, okan buruk gibi adamlarla jardel arasında sorunlar vardı. jardel'in aldığı yüksek ücret sorun oluyordu.
****
tam olarak neden gitti bilmiyorum ama gittikten sonra sporting lisbon ile 42 lig golü atarak altın ayakkabıyı tekrar kazandı. yani form olarak bir sorunu olmadığı çok açık.
milli takıma seçilen bir adam değildi. bununla ilgili olarak ''brezilya'nın hocası gol sevmiyorsa bu benim sorunum değil'' demişti. oyun tarzı, sahadaki duruşu pek alışık olunan türde değildi kesinlikle. ama jardel koşmuyor lafını ben kabul etmezdim. jardel pres yapmazdı, topa basmazdı. ama top 3. bölgeye geçtiğinde jardel, kendisine doğru pozisyonu yaratabilmek rakip savunmadan kurtulup kendisini boşa çıkartabilmek için ceza sahası içerisinde hep hareket ederdi. aksi durumda böyle tehlikeli bir golcünün rakiplerce boş bırakılıyor olması zaten çok saçma olurdu. biz süper mario jardel desek de kendisinin anlattığına göre lakabı kaleci katiliymiş. dediğim gibi, o zamanlar internet pek yaygın olmadığından böyle bilgilere ulaşmak kolay değildi.
onu en iyi tanımlayan cümle ise kendisine aitti aslında;
''ben 16 metrelik alanın(ceza sahası çizgisiyle kale çizgisi arasındaki mesafe 16,5 metredir) kralıyım.''
edit: allah'ım allah'ım
sultans of europe kayıp görüntüleri buldu.
*22 ağustos 2000 galatasaray st gallen maçı;
kendi kalelerine attıkları gol ile öne geçiyoruz. 2. golü jardel penaltıdan attı. bu ilk gol
https://www.youtube.com/watch?v=YGGBgNcfBWI yediğimiz ilk gol ile skor 2 1 oluyor
https://www.youtube.com/watch?v=He3Kl4B28AU taffarel'in hatası ya da hakemin tartışılamsı gereken kararı ile maç 2 2 oluyor
https://www.youtube.com/watch?v=cPQa5bwaV edit 2: eşiyle de sorunları oldu. daha doğrusu söylenenlere göre eşi portekiz'e dönmek istemiş. sonrasında, yani portekize dönmelerinden bir iki yıl sonra boşandılar zaten ve jardel de iflah olmadı bir daha.