resim
Mário de Jardel Almeida Ribeiro
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:50
Boy:1.88
Uyruk:Brezilya
  • 477
    şu dönemde diagne alındığında trezeguet de alınmalı denildi. aynı senaryo o dönem de işlemişti. porto'da jardel - drulovic işbirliği olduğu için kendisi gelirken drulovic'in de takıma katılması gerektiği çok söylenirdi. özellikle asistleriyle jardel'i besleyen bir isimdi.

    kendisinin oyun karakteri belliydi. kendisinden bambaşka bir oyun anlayışı benimseyip yansıtmasını bizler istedik maalesef. hakan şükür benzeri dinamik bir oyun yapısını ve aynı zamanda bitiriciliğini görmek istedik. oyun yapısından dolayı medyanın yoğun baskısına maruz kaldı, beklentileri karşılamadığı her platformda söylendi. attığı goller göz ardı edildi. ardından soyunma odasında bücürlerin saldırısına uğradı, takım içinde yalnız bırakıldı. taraftar da kendisine destek olmadı bu dönemde. belki de bunun sebebi, herkesin terim dönemindeki futbola olan özlemiydi. lucescu ile başlayan kontrollü oyun anlayışı kimseyi tatmin etmemişti. 1-0'lık galibiyetler insanı huzursuz ediyordu.

    takım içerisinde hagi ile jardel'in aynı anda olması sıkıntı doğuruyordu. hücum anlamında güzel ama işin savunma kısmında takımı eksik bırakan bir etkendi. sonraki sezon hagi'nin vedasının ardından yok pahasına kendisini elden çıkarmak çok büyük hata oldu. sıkıntı yaşadığı isimlerin de takımdan ayrılışıyla belki yeni bir başlangıç yapılabilirdi.

    bizden gittikten sonra da sporting lizbon'da farkını gösterdi. bu tarzı bir oyuncuya yerinizin olup olmadığı en başta düşünülmesi gereken şeydi. porto veya lizbon kendisini nasıl kullanacaklarını bildiler. biz ise camia olarak olmayacak şeyi oldurmaya çalıştığımızdan dolayı tarihimizin en sükseli ve pahalı transferini heba ettik.
  • 479
    bu zamana kadar türkiyeden yolu geçmiş en iyi forvet.

    dün gibi hatırlıyorum. ikinci maçıydı sanırım. erzurum ile oynuyorduk. 7 ya da 8-0 bitmişti. tam tamına 5 gol atmıştı kendisi. yeni bir takıma gidip ilk maçlardan 5 gol atmak herkese nasip olmaz. şimdilerde bir futbolcu aldığın zaman takıma uyum süresi adı altında en az 7-8 hafta geçmesi gerekiyor. jardel ise ilk geldiği günden itibaren damgasını vurmuştu.
  • 480
    20 yıl önce süper kupa finalinde altın golü atan süper futbolcumuz. top ona geldiğinde bilirdiniz ki birazdan gol atacak. normalde maçlarda hiç oyunun içinde olmazdı. ama öyle bir adamdı ki, 3 gol atıp maçı kazandırırdı. atırladığım bi maç var psg maçı. 2-0 yenik duruma düşmüştük. sonra maç 2-2'ye geldi. rakip ardel'i 3 kere düşürdü diye hakem penaltı vermişti. golü atıp 3-2 kazanmıştık.

    tabi onun başarılı omasının en önemli sebeplerinden biri de 10 numara mevkisinde gheorghe hagi nin oyamasıydı. sadece 1 yıl kaldı takımda. sonra da zaten onun kadar iyisi gelmedi denebilir.
  • 481
    https://www.youtube.com/watch?v=0YHPTD9kjO0
    şu adamı küstürüp kaçıranların iki cihanda yüzü gülmesin. adam insan değil makina sanki, her açıdan gelen topları çerçeveye otomatik yollayan bir makina. geldiği günkü sevincim hâla aklımda. gazete bayisinin önünde tuhaf sesler çıkarmıştım. hele süper kupa finalinde attığı golden sonra, marmariste cafede o ingilizlere inat önce dev ekran televizyona uçarak sarılmam ve sonra yerlerde anıra anıra debelenmem, hey gidi jardel hey.
  • 483
    az önce youtube'da galatasarayın 00-01 senesinde ki avrupa macerasına denk geldim de kendisi baya baya hatırımda kalandan çok daha efsane bi adammış yahu.

    milanın'dan madrid'ine büyük küçük demeden önüne geleni tokatlamış. ve attığı goller kupa, tur, çeyrek final falan getiren goller. boş beleş goller değil.

    bu adamın muadili günümüz aguero'su falandır sanırım. böyle bir adamı getirebildikten sonra kesinlikle uzun yıllar sahip çıkılmalıydı ama uzun yıllar boyu süren aşırı başarının verdiği boşvermişlik ile de kıymet bilinememiş.

    bu arada ilgili video : https://www.youtube.com/watch?v=DgbbbUdwPog

    3.50'de göğüsü ile dönerek attığı çalımı şuan dahi yapabilecek sayılı forvet var. fiyatı 80-90 milyon euro'dan başlayan.
  • 484
    bugün 25 ağustos 2000 galatasaray real madrid maçını izlerken dikkat ettim ki aslında mario jardel'in çok zor bir sezon geçireceğini sezon başından belli etmiş bu maç. ömer üründül maç yorumlarında jardel'in hakan şükür gibi orta sahaya gelip pres yapmadığı için galatasaray'ın yeni sezonda oyun anlamında sıkıntı yaşayacağını iddia etti. oysa bu adamın ceza sahasında golle buluşması demek gol demekti.. porto'da son 4 yılda 170 maçta 168 gol atmış avrupa gol kralı'ydı o. zaten şampiyonlar ligi şampiyonluğu hedefi için transfer edilmişti.

    ligin ilk yarısında oynadığı 16 maçta 18 gol atmıştı jardel. fenerbahçeli medya sürekli bu adamla uğraşıyor, "jardel golcü değil ona nasıl 20 milyon dolar verilir" diyerek adamı yıpratmaya çalışıyordu. hıncal uluç çıkıp "jardel futbolcu falan değil" diyordu. jardel bir gün dayanamayıp şöyle bir demeç vermişti:

    “istanbul’u çok seviyorum. elbette galatasaray’ı da... hakkımda bu tür haberleri çıkaranlara sesleniyorum; beni rahat bırakın" ifadelerini kullandı. baskı altında tutulduğunu belirten jardel, “yeter artık. bir yere gitmiyorum. şu an sadece benim için çok önemli olan fenerbahçe maçını düşünüyorum. böyle bir karşılaşma öncesi bu tür şeyleri konuşmak bile istemiyorum."

    o zamanlar emre belözoğlu'nun ve okan buruk'un soyunma odasında jardel'in üzerine yürüdüğü, "en çok parayı jardel alıyor ama hiç koşmuyor" dedikleri, maçlarda ona pas atmadıkları, hatta lucescu'ya jardel'i takımdan kesmesi için baskı yaptıkları iddia edilmişti.

    hatırlanacağı üzere mircea lucescu 18 nisan 2001 real madrid galatasaray maçından sonra jardel'i takımdan tamamen kesmiş, bir daha da takımın şampiyonluğu kaybettiği maçlardan biri olan 6 mayıs 2001 fenerbahçe galatasaray maçında son 25 dakika dışında asla oynatmamıştı. lucescu'nun 13 mayıs 2001 galatasaray ankaragücü maçında takımın deli gibi gole ihtiyacı olduğu halde jardel'i tribünde oturtması çok konuşulmuştu.

    lucescu'ya jardel'in niye oynamadığı sorulduğu bir gün "arkadaşları arif ve serkan'la daha iyi oynadıklarını söylüyor" demişti... ah o sezon fatih terim olacaktı da emre'yle okan da gidip ona "jardel'i oynatma hoca" diyeceklerdi... tahmin edersiniz uyarının koyusunun da koyusunu gösterirdi onlara.

    yıllar sonra bu konu jardel'e sorulduğunda şöyle konuşmuştu:

    soru: "g.saray'da oynadığınız sezonda f.bahçe'ye ve ankaragücü'ne yenilerek şampiyonluğu kaptırmıştınız. siz o maçlarda oynatılmadınız. takımda sizinle ilgili bir sıkıntı mı vardı?"

    jardel'in cevabı: "benim 16 milyon dolara transferim, helikopterle sezon açılışına katılışım, yönetimin benimle özel olarak ilgilenmesi diğer futbolcuları rahatsız etmişti. o yıllar g.saray'da bir mali kriz yaşanıyordu ve oyuncular paralarını almakta sıkıntı yaşıyordu. bana ödenen rakamın yüksekliği takımda bana karşı bir cephe oluşturdu. tek arkadaşım taffarel'di. özellikle kaptan bülent ve suat'ın beni istemediğini biliyordum. bu gruba diğer oyuncular da katılınca benim huzurum kaçmaya başladı. istediğim toplar bana gelmiyordu ve gol atamıyordum. lucescu da onların baskılarına boyun eğmek zorunda kalmıştı."

    2000-01 sezonunda galatasaray'da 43 maçta 34 gol atmış jardel, 2001 yazı boyunca gönderilmeye çalışıldı. transfer sezonu kapanırken karşılığında bize hiçbir hayrını göremeyeceğimiz 3 tane futbolcu veren sporting lizbon'a gitti. 2001-02 sezonunda 42 maçta 55 gol attı orada. 2003'ten itibaren dibe vurmaya başladı ve sonra da piyasadan silindi gitti. resmen azalarak bitti adam.

    böylesine bir golcüye o kadar para verip elde etmişken, iyi kötü verim de alıyorken bu tür medya ve takım içi huzursuzluklarla onu göndermek büyük bir yönetim zafiyetidir.

    son söz, 2000-01 sezonu için teşekkürler avrupa gol kralı süper mario jardel...
  • 485
    döneminin bugünkü tabiriyle en underrated dünya yıldızı. talihsizliğinin en önemli sebebi brezilya milli takımının belli menajerler üzerinde dönmesidir. her zaman medyada olumsuz haberlerle itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. pozisyonunu en kısa zamanda gole odaklayabilen ve vuruş anını en uygun zamanlamada yapan, topu doğru noktaya tam isabet atan karşıkonulamaz bir bitiriciydi. striker mevkisinin tam olarak çıkış noktası kendisidir. asla kendisi kadar
    net bir bitiriciyi ne bizim takımda ne de ülke genelinde gördüm. yok pahasına gönderildi. ribery olayı ile birlikte en büyük hayal kırıklığım mario jardel' in ayrılış şeklidir. kendisinin yerine dört beş tane adam geldi, jardel yerine hepsini aynı anda sahaya sürsen jardel' in yaptıklarının yarısını yapamazdı. tam bir büyük takım golcüsüydü. fark attığınız maçın 3. golünü atarak tabela yapmazdı. direk en baba maçı kazandıran golleri atar galibiyeti getirirdi.
  • 489
    türkiye'ye transfer olmuş en kaliteli yabancı futbolculardan biridir.

    kısa süren galatasaray macerasına 24 lig maçında 22, 14 şampiyonlar ligi maçında 6, 2 türkiye kupası maçında 1,real madrid'le oynanan süper kupa maçında da 2 gol atarak toplamda 31 golle noktayı koymuştur.

    passat medyası ile dönemin galatasaray yöneticileri adamın kaçmasına zemin hazırlamışlardı.galatasaray'dan ayrıldıktan sonra gittiği sporting lizbon takımında 49 maçta 53 gol atarak ikinci kez avrupa altın ayakkabı ödülü'nün sahibi olmuştur.
  • 492
    zamanında takım içi dengelere ve 2001 yılındaki ekonomik krize kurban verilmiş zamanın avrupa gol kralı transferimiz.

    kendisinin transferi prime dönemindeki diego costa veya falcao'yu direk atletico madrid'den transfer etmek ile eşdeğerdir ki ülkemizde bu tarz bir transfer yapmak mümkün değildir.

    böyle bir adamı aldık adam leblebi gibi gol attı ve şaka gibi ama okan emre istemiyor diye oynatmadık ve şampiyonluğu ellerimizle fenere verdik.
  • 494
    ilk maçını canlı izlemiştim. erzurumspor'du sanırım ve 7 gol atmıştık. bu arkadaş hat trick yapmıştı.
    stadta maç izlerken jardel ne zaman depar atsa gülerdik ama ne zaman ayağına top gelse bağırırdık. pinokyo gibi adamdı, çok hızlı değildi ama net golcüydü.

    malesef diğer futbolcuların egolarına kurban vermiştik. ilk yarıdan sonra sakatlanan hakan ünsal hariç diğerleri tavır alınca sonu gelmişti.
    özellikle süper mario jardel diye bağrılması ve hıncal uluç'un diğer futbolcular rahatsız temali yazıları ve fenerli medyadaki fişeklemelerin ekonomik yetersizliklerle birleşmesine ek olarak sebebiyle klübe de de yeterli hiyerarşik ağırlık olmayınca müthiş bir potansiyeli kaybetmiştik...

    eh kasada para yokken bir tek bu adama teminat karşılığı ödeme yapıldığından diğer futbolcularımız burnundan soluyordu, keza fatih terim olsa , soluyabilirlerdi tabi ama başka bir uzuvdan .^^
  • 495
    kendisi gogocu olabilir, o dönemde öyle olduğunu söyleyen çok vardı ama atıyordu işte. o kadar parayı da vermişken, o fetöcü iki zibidi bıraksaydı sezon sonuna kadar da atacak ve bizi şampiyon yapacaktı. sonra da ister 1 sene daha oynatır ister ederine satardık.

    okan buruk’un galatasaray’a hoca olarak gelemeyecek olmasının sebebi sadece ankaragücü maçı değildir. taşlar yerine konduğunda kendisinin galatasaray’ı defalarca sattığı ayan beyan ortadadır. belöz hakkında konuşmaya gerek yok zaten. bunlar göxel’in adamlarıdır ve bu adamlar militandır. galatasaray bunlarla ilişkisini çoktan bitirmiştir.
  • 496
    geldiğinde avrupa'nın en iyi golcüsü olarak gelmişti. helikopterle florya'ya ininceye kadar inanmamıştım geldiğine çok net hatırlıyorum. tabi o dönemler sosyal medya falan yok, internetle yaptığımız şeyler sınırlı, bilgisayardaki aktivitemiz csgo ya da half life üzerine, yapabildiğimiz tek şey haber bülteni sonrasında yayınlanan spor haberleri ve her allah'ın günü figo'nun bize, zidane'ın fenere, berkamp'ın beşiktaşa gelirim dediği spor gazeteleriydi...

    geldi, oynadı ve gitti. ağzımıza bal bile çalamadı. tadı damağımızda kaldı.. saha içi ve dışında sorunları olduğu belliydi. yerli takım arkadaşları tarafından sevilmiyordu fazla para alması sebebiyle. yine de, lucescu alabildiği verimi aldı süper mario'dan. özellikle şampiyonlar ligi maçlarında çarşı iznine çıkmış asker gibi oynardı. öyle koşarak ya da rakibe basarak yapmazdı bunu. doğru yerde doğru zamanda her nasılsa bulunup dünyanın en saçma gollerini atardı. hatırlıyorum bi glasgow maçı var mesela asy'de. sağ açıktan ümit davala'nın ceza sahası dışına doğru saatte 20 km bile hızla gitmeyen öylesine açtığı ortaya yine aşağı yukarı o kadar hızda vurduğu bir volesi var mesela. garibim sabri ugan sert vuruyor falan diyor da alakası bile yok ): top yuvarlana yuvarlana ağları bulmuştu. lan bu nasıl adam aq diye gol sevinci yaşardık. keza yine içerdeki monaco maçı.. hani şu hagi'nin diğer galaksiden attığı golün oynandığı maç. jardel garibim kale içindeki topa doğru düzgün vuramadan gol yapmıştı. o kadar çok golü vardı ki öyle. adam her türlü golü atıyordu. yine asy'deki ac milan maçında arif'in uzaklaştırdığı topu sürüp kaleciyle karşı karşıya kalıp golü yazdıktan sonraki gol sevincini yorgunluktan dolayı yaşayamaması falan ahahahaha.. real madrid maçında 3-2'ye getirdiği kafa golü sonrası korner direğinde samba yaparken kendisine sevinçten su atılması falan... 25 seneden fazladır futbol izlerim bilinçli olarak.. onun gibisini görmedim gerçekten. garip tarzı sebebiyle hep underrated kaldı. brezilya milli takımında bile doğru düzgün oynamadı, çalkantılı özel hayatı da eklenince erkenden koptu futboldan. hele son zamanlarına gerçekten üzülmüştüm ama hayat da biraz böyle zaten. bir anlık düşmeye gör direkt tepiği yersin.. hele ki karakter olarak da güçlü değilsen yuvarlandığın merdiven sayısını bile unutursun. neyse bu saatte felsefeye gerek yok harbiden... yazımda bahsetmiş olduğum golleri koyup yazımı noktalıyorum. yolun açık olsun super mario jardel. umarım bundan sonraki hayatında mutlu olursun.

    https://www.youtube.com/watch?v=7xFhScfrDbo

    https://www.youtube.com/watch?v=lRux75QL58w

    https://www.youtube.com/watch?v=vEd6QgY6v_U
  • 498
    galatasaray forması ile izlediğim en komple santrafor kendisidir. eşi benzeri bulunmayan bir gol sezgisi, hava topu üstünlüğü ve bitiricilik vardı. bu adamdan sadece bir sezon yararlandık. bunun başlıca nedeni de emre ve okan denen adamların yapmış olduğu takım için mobbingdir. keza bu adam 2000-2001 sezonunun son kısımlarında oynatılmadı. zaten o noktadan sonra şampiyonluğu kaybedip, 5 senelik seri yapma şansını kaçırmıştık. özetle adamın emre nefreti boşuna değil yani.
  • 499
    zamanında koşmuyor diye eleştirilmiş benim dünya gözünde gördüğüm en iyi forvetlerden biri. messi'nin ronaldo'nun günümüzde yaptığı gol istatistiklerini yapılması daha zor olan 98-02 yılları arasında yapmıştır. ezeli rakip kendisini gönderdiğimiz senenin üç yıl sonrasında kendisinin asist yapan versiyonu almış 2012'ye kadar kullanmıştır. kendisi bizde uzun yıllar kalsaydı kırılmadık rekor bırakmazdı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın