resim
José Mário dos Santos Félix Mourinho
Görev:Teknik Direktör
Takım:Fenerbahçe
Yaş:61
Uyruk:Portekiz
  • 1705
    portekiz gazetesi expresso'ya yaptığı açıklamalar ile gündemde şu sıralar. valla nasıl yapıyor ediyor, bilemiyorum; fakat sezon bittikten sonra bile bir şekilde gündemde tutunabilmeyi becerebiliyor. bence bu adamın dört beş kuşak ötesinde bir türklük yatıyordur. bu kadar enteresan bir kişiliğe sahip olabilmek de meziyettir.

    http://gss.gs/4CD.jpg

    röportajında yine çarpıcı açıklamalar var. ekibini seçerken "korkunç" olduğunu ve her zaman "büyük sorunlar" yaşayan kulüplerle çalışmayı seçtiğini söylüyor. 2008 yılında inter'e giderken de, 2010'da real madrid'e imza atarken de, yine 2013 ve 2016'da premier lig'de chelsea ve man united'ın başında geldiğinde de takımların birden fazla büyük problemlei ile uğraştığını, bunu yaparken de büyük zevk aldığını anlatıyor.

    tam bir adrenalin tutkunu.

    röportajda eski kaptanı sergio ramos'a da dokundurmadan geçememiş. ramos, şampiyonlar ligi finali öncesi yapılan basın açıklamasında çalıştığı antrenörler arasında en formda ismin zidane olduğundan bahsetmişti. bunun üzerine ise mourinho da: "geçtiğimiz finalde şampiyonlar ligi kupasını kaldıran real madrid kaptanı bunu üçüncü kez başarıyor; ancak 2010 yılında real madrid'e geldiğimde bu adam çeyrek finalin ötesini bir kez bile görememiş biriydi" diyerek yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. bakalım ramos ne cevap verir, göreceğiz.
    yine aynı röportajda kendi takımındaki oyuncularına da dokundurmuş: "takımda sir alex ferguson'un transfer ettirdiği oyuncular haricinde hala nasıl kupa kazanılır, şampiyonluk yarışı nasıl geçer bilmeyenler var!" cümlesini de sarfetmiş.

    çok sivri dilli.

    antrenörlüğünü yaptığı her oyuncunun, her zaman bazı şeyleri bilerek yanına gelmesini istediğini, bir oyuncuya antrenmanda asla futbolu nasıl oynayacağını anlatamayacağını söylüyor:

    "oyuncularıma asla futbol oynamayı öğretecek değilim. benim işim teknik direktörlük. onlara nasıl futbol oynayacaklarını öğretemem, onlara sahada nasıl düşünebileceklerini öğretebilirim. bu zamana dek yaptığım şey buydu."

    fazla cesur.

    son birkaç yıldır portekizli teknik direktörlerin başarılı sonuçlar almasıyla ilgili bir soruya ise mourinho, sürekli rekabette olduğu meslektaşı pep guardiola'yı örnek gösteriyor. guardiola'nın ispanyol antrenörlere, arrigo sacchi'nin de italyan antrenörlere zamanında yaptığı gibi, kendisinin de vatandaşlarına olumlu bir imaj oluşturmada ve portekiz'den çıkacak menajerleri avrupa'da ciddi rekabetlere girme konusunda teşvik etmekte olduğunu söylüyor.

    bildiğimiz mourinho işte. yaklaşık 15 senedir onu en üst seviyelerde görüyoruz. ilk adını duyurduğu zamanlardaki gibi hırslı ve farklı.
  • 1709
    vay benim garip hocam vay benim yiğit hocam deyu peşine takılasım var mourinho hocamızın. önce madrid'te kurda kuşa yem oldu, sonra da gitti ''uzun zamandır yoktum biri demiş öldü, şimdi de yazsınlar kral geri döndü'' edalarıyla londra'ya. o üstünden güneşler eksik olmayan, cennetten bir köşe şehre(!) ikinci senesinde bir şampiyonluk bahşetti. bununla da yetinmeyip mavilerde ne kadar çer çöp artık varsa hepsini temizledi. üstüne bir de premier lig buglarından olan kendisinin chelsea default taktiğini entegre etti. tam arayı açıp ligi domine edecekken de birkaç kendini bilmez sonradan görme çocuğun ihanetine kurban gitti.

    ha mou hocamın bu süreçte belki de tek suçu kurt zouma denen futbola yabancı elemanı ilk on birde oynatmasıydı. ne vardı bu elemanda bu kadar ısrar edecek onu hala anlamış değilim ama çok net ki kellenin gitmesinin en büyük sebeplerindendi. gerçi zouma'nın da hakkını bir konuda vermek lazım, neredeyse tüm takım kasten kötü oynarken kendisi gerçekten kötü olduğu için kötüydü. yani ihanet etmeyen ender isimlerden biri oldu zira futbol ona ihanet etmişti, kendisiyle hiç iyi anlaşamayarak.

    chelsea'de mou hocanın adamları da var mıydı elbette vardı ancak diğer taraf daha kalabalık olunca savaşı kazanamadı mou hocam. yok eva carneiro'yu neden kovmuş falan. canım mou'nun başını yemek için olmayacak bahaneler ürettiler. zaten türlü dedikodulara göre eva denen mahalle karısı! * (doğuş denen cahile selamlar) kovulduktan sonra chelsea futbolcularını ayartıp mourinho'ya karşı dolduruşa getirmiş. olmayacak iş mi? değil, babacım orası ingiltere ingiltere. imparatorlukları yıkan, savaşlar çıkartan, milyonlar öldüren entrikanın vatanı orası. ha bir de eva hanım üstüne gitti mourinho hocaya tazminat davası açtı. sonra da davayı geri çekti durduk yerde. kim bilir el altından nelerin pazarlığını yapmıştır bu kadın. şeytan yemin ediyorum ya, rıdvan yanında halt etsin.

    neyse sakinim, mou londra'dan ayrılınca manchester taraftarları ellerini ovuştura ovuştura beklemeye başladı tabi. taraftar istiyordu ama taraftarın istemesi yetmezdi. kulübün tanrısı sir alex ferguson'un oluru alınmadan manchester semalarında kuş uçmazdı. gözler sir alex'e çevrildi. sir, mourinho'ya epey de istekli bir şekilde onay verip destek olunca manchester united'ın patronu oldu. oldu da... işlerin kötüleşmesi duraklamadı. gitti pogba denen gamsıza 100 milyon avroyu verdirdi, bütün okları gereksiz yere üzerine çekti. sene boyunca da pogba'nın kötü oynadığı her maç kendisi de ağır eleştiriler aldı. olmayacak transferlerle kendi meşhur taktiğini bozdu, ben her şekilde başarırım dedi ama başaramadı. statik forvet ibra başına bela olunca, ses de çıkartamadı. ander herrera olmasa kefeni yine giydireceklerdi ama sayesinde yırttı. pogbalar, ibralar değil kendisini sezon başında üvey evlat muamelesi yaptığı herrera kurtardı. yine de sezon başında alınması ihtimal dahilinde olan 6 kupanın 3'ünü kazandı, 1'ini de daha oynayacaklar. mourinho bu, o kadar da fark yaratsın değil mi! mesela pep sezonu sıfır kupayla kapattı.

    onun dışında esas mevzu gelecek sezon özelinde. yıllardır mou'yu yakınen takip ederim ama hiçbir dönem şimdiki kadar çaresiz kaldığını görmemiştim. seneye manchester'daki son şansı olacaktır. premier lig'i aldı aldı alamazsa kellesini alacak yönetim. geçen seneki futbolla almasına imkan yok, ee yeni bir taktik üretecek kadar vakti de olmadı. chelsea default taktiğine dönmeye niyetli ama o taktiği oturtmak daima bir seneden fazla sürüyor. yani chelsea taktiğine dönse önünde 2 yıllık bir şans olmadığı için yine kelle gidecek. tek çare şimdiki düzenini geliştirmek gibi duruyor. lukaku transferi bu konuda hayati önemde zira geçtiğimiz sezon manu'yu yakan ibra'nın statikliği ve az koşması oldu. lukaku tam ters profilde bir oyuncu. hem hareketli, hem fizikli, hem de golcü. bir kanat takviyesi ve hakiki bir ön libero ile acaba dedirteceklerdir. yine manu'nun bir başka sorunu da mata ve rooney'nin aynı anda kullanılmasıydı ki rooney de gidecek gibi gözüküyor. stopere lindelöf gelince o bölge biraz soluklandı. şu an orta sahaya yoğunlaşacaklar.

    şimdilik bekleyeceğiz mourinho hocamızın son bir hamlesi daha var mı yok mu öğrenmek için. yeni sezondaki ilk epl maçını iple çekiyorum manchester united'ın. orada az çok detaylar belli olacaktır, diziliş, mentalite, kadro vs. açıkçası tek umudum, italyanların zeki ama asi çocuğu conte'nin londra cephesinde bir kavga çıkartıp sezon ortasında takımdan ayrılması. yoksa işler zor gözüküyor hem de çok zor gözüküyor.
  • 1715
    mourinho'nun bize teknik direktör olarak uyacağını düşünüyorum.

    birincisi, dünyanın en büyük kulüpleri arasında sayamayacağımız inter ve porto dönemlerine dikkat çekmek gerek. galatasaray hepimizin sevgilisi, hepimizin tutkusu olsa da kabul edelim, potansiyeline ulaşamamış bir kulüp. 25 milyon taraftarımız var ama 25 milyon "müşteri"miz yok. 25 milyon ürün alacak, maça gelecek taraftarımız yok. bunun bazı nedenleri var. birincisi; takım tutuyorum demek için takım tutan insanlar. bu insanlar takım kazanınca sevinir, eşine dostuna takılır. takım kaybedince, kötü gidince ne üzülür, ne umursar. global anlamda futbolu takip etmez. çoğunlukla yetişkindir. haliyle işe gider, geçim sıkıntısı çekiyordur kuvvetle muhtemel, çok fazla "zamanı" yoktur ona göre.
    ikincisi, ülke vatandaşları olarak çoğumuzun durumu çok iyi değil. şurada futbol tutkunu kaç kişiyiz. fifa satılıyor playstation'da 150 lira en aşağı, football manager satılıyor en aşağı 75. çıktığı zamanlar bunlar. ki fifa daha pahalı. ki bu oyunlar yıllık. günlük bir kaç kuruşa geliyor hesap edince. şunları bile rahat rahat alamıyoruz. kombine, bilet, lisanslı ürünler falan... zor.
    bir de ülkenin durumu, siyaset-futbol ilişkisi var. arkadaşlar bugün siyaset desteği olmadan tuvalete gitmekte zorlanıyoruz. durum böyleyken, atı alan üsküdar'ı geçemiyor. iç dinamikler var, dış dinamikler var, rezil dinamikler var.
    sözün özü galatasaray, potansiyeline erişememiş bir kulüp. bunun dış nedenleri de var, iç nedenleri de var. mourinho, inter ve porto gibi kulüplerle avrupa'da çok ama çok başarılı oldu. porto ve inter bir daha şampiyonlar ligi kazandığında ya benim çocuğum 20'li yaşlara gelmiş olur, ya da torunum las vegas'a ışınlanırken alkollü olduğu için para cezası falan yer. geçmiş başarılarından ve tecrübesinden dolayı ben mou'nun galatasaray'da da başarılı olacağına inanıyorum.

    ikincisi, bu adam öyle çok eğilip bükülmez. karizmatiktir. ağırlığı vardır. hocalığı tartışılmaz. başarısız olabilir, uyum sağlayamayabilir. ama mourinho'da hoca mı denemez. galatasaray teknik direktörü mourinho'yu düşünün. iyi hoca, iyi taktisyen, karizmatik, işine hakim. her hocada bir şeyler buluruz. riekerink efendidir, mancini iyi taktisyen ve karizmatiktir, tudor balrog'dur, fatih terim iyi motivasyon konuşmaları yapar. bunlar genel söylemler. mourinho'da bir çok şey, çok iyi seviyede var. bunlar hepimizin bildiği, hepimizin de arzuladığı şeyler.

    ben galatasaray'ın potansiyeline ulaşmasını kısa veya orta vadede çok zor görüyorum. öncelikle siyaset-futbol ilişkisi en azından normal seviyelere inmeli. özerk federasyonlara siyaset atamaları yapılmamalı. sonra, ülke vatandaşlarının alım gücü artmalı. galatasaray taraftarıyım diyen adam çat diye yeni sezon forması da alabilmeli. galatasaray lisanslı ürünü olan anahtarlık, kalemlik v.s. gibi şeylere para verebilmeli. bunun için de kişi başına düşen milli gelirde atılımı bırakın, depara kalkmamız lazım. bunlar kısa veya orta vadede çok zor. dolayısıyla bence galatasaray, kısa veya orta vadede potansiyeline ulaşamayacaktır.

    böyle bir ortamda; kupa 1 için, yarım kalan iş için, hepimizin hayalleri için, o büyük savaş ve büyük zafer için bizim mourinho gibi birine ihtiyacımız var. sihir yapmış, yapmayı bilen birine ihtiyacımız var. umarım bir gün, mourinho bizimle birlikte olur. umarım hep birlikte, bütün zaferler gökyüzüne* deriz.
  • 1720
    chelsea'ye ilk gittiğinde lampard, makalele, j. cole'lu 3 merkez orta saha ve tek forvetli dizilişiyle ligi domine etmişti. bu genelde 4-4-2 oynayan, 2 merkez orta sahalı epl takımlarına karşı büyük avantaj sağlıyordu. ortada bir kişi fazlasın. ve drogba faktörü. sonrasında diğer takımlar yavaştan bu dizilişi benimsemeye başladı. mourinho kariyeri boyunca bu dizilişten asla ödün vermedi. şimdi dönüp baktığımızda 3'lü defans deniyor ve 2 merkez orta saha ile orta sahayı madrid'e teslim etmiş durumda. oysa ondan yeni şeyler beklerdim.

    (bkz: 8 ağustos 2017 manchester united real madrid maçı)
  • 1721
    nolacak bu adamın hali gerçekten çok üzülüyorum. elit teknik adamlar arasındaki yerini kaybetmek üzere.

    elindeki kadroya ve oynattığı futbola bakıyorum, 17/18 sezonunda tottenham, arsenal, liverpool ile mücadele edecek seviyede görmüyorum. bak city ve chelsea'den bahsetmedim bile.

    e be adam koskoca mancherster united nam-ı diğer manu maçlarını ortalama %35 top hakimiyeti ile oynar mı? hayır oynar da böyle oynarsa eğer topu her ayağına aldığında heynckes'in bayern'i gibi gelmeli. selçuk'lu galatasaray gibi değil...

    bana göre mourinho otobüs çekme işini fazla abarttı. futbolun hücum yönünü unuttu. 1-0 olsun bizim olsunu anadolu takımı seviyesinde kanıksadı. oysa porto'dan çıktığında böyle değildi. evet yine defansı sağlam tutan bir oyun anlayışı vardı ama hücumda da çok şey ortaya koyuyordu.

    belki de real madrid'in ekstra oyuncuları kendisini hiç bir şey yapmamaya alıştırdı bir şekilde golleri atarak. bilemiyorum.

    sesimi duy mou. takımının iyi oyuncuları var ama uyguladığın sistem pogba'yı yok ediyor. gerçi zaten hiç büyük oyuncu olduğunu düşünmedim ama neyse... yine de çok iyi oyuncu, bir koz olduğu kabulüm. ve o takıma en az bir tane, tartışmasız-dominant kanat forvet gerekiyor. alexis mi olur, mbappe mi olur bilemiyorum.

    kendini geliştir, yerinde sayıyor hatta geri gidiyorsun, biraz hücum yap yahu...
  • 1722
    bu sene de man'yu ilk 4'e sokamazsa biletini keserler. ben mourinho'yu çok severim, manu'yu da öyle. hatta galatasaray'ı ayrı tutarsak dünyada en sevdiğim takımdır manu.

    ne güzel ikisi bir araya gelmiş diyorum ama yok. mourinho'nun kendini geliştirmediği fikrine ben de katılıyorum. arkadaş manu'dasın yahu. çatır çatır oynayacaksın abi. karşındaki takım real de olsa oyunun hakimiyetini vermeyeceksin. hadi real bahane olsun da geçen sene lig maçlarının da ciddi kısmı böyle geçti.

    city, chelsea ve liverpool'a karşı hatta tottenham'a karşı şansı yok bu oyun planının. daha agresif, daha dominant olmalısın mourinho'cum. bu kadar para harcadın değsin lütfen. üzme la bizi.
  • 1725
    eğer sistemini güncellemezse manchester macerası bu sene biter ve bu başarısızlık nedeni ile de artık büyük takımlarda olan saygınlığını yitirir. bir şeyler yapması hem kendisi hem de çalıştırdığı takım için ciddi derecede önem taşıyor. kendisi, ikinci sezonlarında takımlarını pik seviyeye çıkarmıştır bugüne kadar, bakalım bu yıl nasıl geçecek ama son şansı olabilir bu sene.
App Store'dan indirin Google Play'den alın