sonunda kendini de beni de yakacak teknik direktör.
zira daha önce avrupa nın paralı takımlarından birini çalıştırmamış. bu bir kesim için olmazsa olmaz şartlardan. fırsat kolluyorlar, burdan görüyorum.
sonracıma bizden uzak allaha yakın imparatorumuzun da milli takımda karizması sallanmakta. birkaç kötü sonuç görünce sepeti yine takacaklar koluna.
kanatlı basın tarafından da sübliminal "tehlikenin farkında mısınız?" mesajları verilmekte. zira kendisi birkaç sene aralıksız bu takımın başında kalırsa, baya bildiğin sistemi olan, kendi futbolcusunu yetiştiren, yıldızını yaratan, bunları parlatıp satan porto ajax ayarında bir takıma döneceğimiz kesin. bu süreçte de avrupa dan filan bir kupa gelirse tutabilirsen tut artık galatasaray'ı.
durum bu iken, ne yapacak bu medya ve içimizdeki kanatlılar? kışkırtacaklar tabi. adam mesela selçuk her ne kadar kötü oynarsa oynasın çıkıp demeyecek "bu herif rezil topçu, ama napayım elime bunu verdiler, yoksa buna futbol topu veren hocayı öpeyim" diye. hep diyecek ki "futbolcumdur, formsuzdur, ama yeri geldiğinde faydalı da olur, günü gelene kadar da moralini yüksek tutmak benim görevim ve takımın menfaatine".
vay sen misin bunu diyen? yerli seviciliğinden girilcek korkaklığından çıkılacak. akabinde -ki ufaktan başladı- birileri çıkıp diyecek ki, "elinde üç oyuncu değiştirme hakkı var, hem de bedava, ama kullanmıyor, bedava lan bedava, israf ediyor".
işte o vakitlerde buralardaki bazı futboldan anladığını sanan yavşaklar gaza gelecek. aha bu kanatlıların lafını takım iyi de gitse kötü de gitse, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp burda yazacaklar "bak ben
#1029083284 nolu entrymde demiştim zaten, neden? çünkü ben biliyorum, en iyi benim, en süper benim, artı oy verin, sevin saygı duyun karı ayarlayın bana" diye.
bu iş tribünlere sirayet edecek, homurdanmalar başlayacak -ki bu arada takım şampiyonluğa bile gidiyor olabilir, hiç farketmez- "fener bize koysun da bu gitsin" diyen bile çıkacak.
en nihayetinde yönetim de gaza gelecek, absürd bir zamanda yollayacak kendisini. yerine bizden uzak allaha yakın imparatorumuz, ya da avrupa da boşta kalmış isimli bi paragöz gelecek, hoop yine geldik mi altıncılıklara yedinciliklere?
hah. işte o gün, ben dükkandan çıkıcam, sigaramı yakıcam, tam köşeden dönerken görücem bu yukardakileri yazanı, sırıtıcak bana, "nasıl gönderttim" diycek. "gel lan buraya" diycem. bu başlıycak kaçmaya, ben de takılcam peşine.
teeee fayrapgöt fatih'in tekel dükkanının oraya kadar kovalıycam, yakalıycam. "abi abi" diycek. "sikerim abini" diycem, bi koycam buna, yuvarlancak gitçek bu. ceketi filan çamur olacak. kalkacak uzaklaşacak, "benim moderatör tanıdığım var, uçurtçam seni sözlükten, görürsün" diyip kaçacak. yakalayamıycam.
bi bakıcam sözlükte arkamdan sövüyor "ben zaten
#5465454654524 nolu entrymde demiştim bunun kaba adam olduğunu, neden? çünkü ben biliyorum, en iyi benim, en süper benim, artı oy verin, sevin saygı duyun karı ayarlayın bana" diye. iyice hırslanıcam.
sonra akşam çıkıcam biraz hava alayım diye, bi bakıcam şeşkop memet in kahvesinde oturuyor bu, anlatıp duruyor "tam elini kaldırdı, indir lan elini dedim, bu hemen tırstı, bak
#45746845442 nolu entrymde neler yazdım, ağzını açıp bi laf diyemiyo, karı ayarlıcan mı şimdi bana abi" diye.
tutucam bunun enseden, kaldırımın köşeye bi vurcam alnını, akıtıcam pekmezi. yakıcam sigaramı gidicem.
sonra sürün mahkemelerde cezaevlerinde
korki, sürün.