hakkında manasızca, teknik direktör olur mu olmaz mı tartışması hala dönen
teknik direktör.
yıllarca herhangi bir başarı elde etmemiş, tribünlerin dalga geçtiği, futbolla alakasız, sahada kesik başlı tavuk gibi koşan ya da kasap olan futbolcudan, sadece pro lisansı aldı diye teknik direktör oluyor, bu ligde takım yönetiyor. kimse de "sen kimsin" demiyor?
dinozor olmuş bir teknik direktörün yanında süs biberi olarak bir kaç yıl geçirmek, o tecrübeyi elde etmek oluyor. dünün küçük bilmemnesi, bilmemne
hoca oluyor. kimse "teknik direktör olamaz" demiyor.
eğitimde avrupa görmemiş, dünya futbolunu takip etmeyen, say desen premier lig'den 10 takım sayamayacak, "kadınla futbol konuşmam ben" diyecek kadar sığ, yalnızca eş dost tanıdıkları olan, evlat kategorisinde takılan ya da başkanın kuklası olmayı kabul eden adamlar teknik direktör oluyor bu ülkede. kimse "sen nasıl yöneteceksin, sana nasıl emanet edilir bu takım" demiyor.
bir insanın bir işe yeterli olduğunu ne gösterir? pro lisansı var olana teknik direktör demeyeceksek, ne kanıtlayacak da ona diyeceğiz?
antreman bilgisinin yeterliliği mi? türkiye'nin en filozof hocası nereden öğrenmiş antreman tekniklerini?
riekerink futbol fabrikası
ajax'ta yıllarca oyuncu tasarladı antremanlarıyla. bu adam işin mutfağından çıktı.
büyük futbol adamının yanında stajını tamamlaması mı? sizin imparator dediğiniz adam pişme eğitimini kimin yanında yaptı?
* riekerink modern futbolun babası
johan cruyff ile çalıştı.
büyük takım/avrupa görüp, büyük takımda çalışması mı? hani bu takıma geçen sene başında layık görülen adamın cv'sindeki en büyük takım hangi ege temsilcisi idi? bu adam
ajax'ta antrenör,
porto'da yardımcı antrenör, daha sonra tekrar ajax'ta
gençlik gelişim sorumlusu olarak çalıştı. şampiyonlar ligi tecrübesi yaşadı. koca bir ülkenin, çin'in futbol geleceği emanet edildi. hem de parasız kaldı diye para kazansın diye sırf eski oyuncularını alt yaş gruplarına teknik direktör yapanlar gibi değil, hakkıyla geldi o pozisyona.
adam yönetimi kadro yapılanması mı? sizin yönetebileceğinden büyüğünü kabul etmeyen "teknik direktörleriniz" kaç yıldız gördü, kaç sorunu
çözebildi?
riekerink o yıldızları
* yetiştirdi. bu seneki kadro yapılanması gözünüzün önünde. aldığı kararlar, kestiği oyuncular önünüzde.
teknik direktör olarak çalışması/başarısı mı? efsanemiz hagi geldiğinde, bırakın başarıyı, kaç yıl takım çalıştırmıştı? bin tane örnek var.
riekerink 1995'te futbol antrenörüydü. bu takımla iki finale çıktı. ikisini de başarıyla sonuçlandırdı.
daha sayabilirim bir sürü soru. ama konu yine aynı yere çıkacak.
"rehber hocası" diye aşağıladığınız bu adam,
götü göbeğine karışmış, profesyonellikten nasibi almamış şeker spor'a kadar düşerek kariyerini bitirmek zorunda kalmış adamların
* "galatasaray'ın teknik direktörü yok yea" diye aşağıladığı bu adam,
daha altyapıya geldiği günde aspor'da futboldan yorum yaparak -ne yazık ki- para kazananların "bilmem kimin kovduğu, sneijder'in torpillisi, kim bu ya" diye aşağıladığı bu adam,
bırak geçmişini bilmeyi, insani olarak ayıp ettiğini fark edemeyen muhabir parçasının yüzüne karşı "sizin teknik direktörlüğe layık olmadığınız söyleniyor, bu moralinizi bozuyor mu?" sorusunu sorduğu bu adam,
galatasaray'ı yedek kapı olarak gören, garantisi belleyenlerin "döneriz, bakarız neler olacak" diye terbiyesizlik yaptığı bu adam,
başarılı olsa da olmasa da,
galatasaray'ın
teknik direktörü'dür.
bu iş için yeterliliğini sorgulayacak olan, önce kendi geçmişini/geçmiş teknik direktörlerini sorgulasın.