• 326
    --- alıntı ---

    "neden insanların yüzü kızarır? utanç ya da suçluluk duyduğunda yüzü kızaran tek primat biziz. utangaçlık ve suçlulukla ilgili duyguları ifade etmek için neden bu kadar bariz bir işarete ihtiyacımız vardı? yüzün kızarması, diğer insanların ahlaka aykırı bir şekilde kandırılmasını engeller. ilk insanlar, kendilerini dürüst kalmaya iten seçilim baskılarına mı maruz kaldı?"

    --- alıntı ---

    eğer illa yapılacaksa, her onursuzluğu yapabilen aptallara ırkçılık yapılmalı. zira onlar yüzü kızarmayan maymunlardır.
  • 327
    ırkçılıkla bağdaşlaşan negro, nigger kelimeleri n word olarak adlandırılan bayrak kelimelerdir. dile getirilmesi bile infial yaratacak cinsten bir hale geldiği için kodlanma gereği hissedilmiştir.

    kölelik dönemi amerikası’ndan bugüne ırksal aşağılamanın yegane ifadesi haline gelen bu kelimeler ku klux klan’a uzanan, acı, gözyaşı ve kan barındıran bir dönemi de hatırlatır.

    ırkçılar günümüz dünyasının en alçak insanları olma payesini tecavüzcüler, sübyancılar ve katillerle birlikte paylaşmaktadır. belki bu grup sandığımızdan daha da geniştir fakat şimdilik aklıma gelenler bunlar.

    edit: konuyla alakalı olarak 12 years a slave filmini tavsiye ederim.

    https://m.imdb.com/title/tt2024544/
  • 329
    8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçında 4. hakemin ben negro demedim negru dedim diyerek savunmuş kendisini. sadece google translate üzerinden bakarak konuşuyorum şu an;

    google romancadan türkçeye negru kelimesini siyahi olarak çeviriyor. yani maçın hakemi ben siyahi oyuncuyu at dedim diyor. negru'nun negro olarak anlaşılması çok olası bir kere bu kesin. diğer yandan demba ba da diyor ki; ''sen beyaz bir insana şu beyaz insan demezsin, şu insan dersin o zaman şu siyahi insan da diyemezsin.'' demba ba haklı ama bu durumda bizim türkçede birine siyahi, sarışın ya da esmer dememiz de ırkçılık olmuyor mu?

    hakemi savunmuyorum. negru kelimesinin kökenini bilmem gerek savunabilmek için, köken olarak da masum bir kalime olduğundan emin olmam gerek. dahası, zaten hakemin negru dediğinden emin olmam gerek. belki negro dedi de şimdi kendini kurtarmak için negru dedim diyordur bilemem.

    benim tepkim linç kültürüne; ''ırkçılık insanlık suçu'' güzel cümle eyvallah. peki neden insanlık suçu? neden black demek normal de nigger demek suç ya da negro demek? ya da bunlar ne zamandan beri suç? bunları bilmiyorsun diye ırkçılığa karşı çıkamazsın demiyorum, öyle salakça bir şey dediğim anlaşılmasın. bana göre ırkçılığa karşı olmak bir insanlık vazifesidir. ancak ırkçılığa karşı olmanın yolu ırkçılık yaptığı iddia edilen(kesin değil, ırkçılık saiki var mı onu da asla bilemeyiz sanırım) kişiyi linç etmek değil bence. ben böyle olaylardan sonra sosyal medyada bir kişinin hedef tahtasına konulmasına çok karşıyım. çünkü bir yerden sonra olayın kendisi olayın faili ile kimse ilgilenmiyor. olaya yönelik tepkilerle ilgileniyor herkes ve insanlar arasında daha büyük tepkiyi gösterip daha fazla fav alabilme yarışı başlıyor. bu yapılırken olayın ne boyutlara götürüldüğüyle ya da olayın failine ne olduğuyla kimse ilgilenmiyor. bu çok tehlikeli bir şey ve kant'a göre de insanlık ile hiç bağdaşmayan bir şey. düşünmek, aklın ürününü ortaya koymak yerine bir kitlenin peşine takılıp dogmalarla hareket ediyor insanlar. ırkçılık kötüdür, hakem ırkçılık yapmıştır, o halde hakem kötüdür ve yok edelim hakemi.

    biliyorum hakemi savunduğum zannedilecek ve biliyorum ki çok az bir kesim de olsa benim ırkçılığı savunduğumu iddia eden bile çıkacak. ikisini de yapmıyorum. ırkçılığa tepki gösterelim ama bunu yaparken elimizde bir fırsat varken bir okuyalım, araştıralım ne, neden ırkçılıkmış öğrenelim, ezbere gitmek yerine bir içselleştirelim, dönüp kendimizi bir sorgulayalım; bizde ırkçılığın bir kırıntısı kalıntısı var mı zihnimizde, bilinçaltımızda bir bakalım diyorum ben. yoksa orospu çocuğu hakem, webo yanındayız yazmak zaten kolay olanı. ben o kolay yolu tercih etmiyorum ama.
  • 330
    her zamanki gibi galeyana gelip isi abartiyoruz. bir insana siyah demek irkcilik degildir; lutfen hassas olmak ile sjw denen lagim cukuruna dusmeyi karistirmayalim.

    zaten siyahi insanlar bundan gocunmazlar da. webo'nun sinirlendigi kelime, 'the n-word' dedikleri 'nigger' kelimesinin kardesi 'negro'. birisine sarisin dediginde gocunmuyorsa, siyahi bir insanin gocunacagini varsaymak irkciligin dik alasidir zaten. iki saniye bir soluklanin, bir geriye adim atin ve dusunun.

    tabii belli olmaz, belki de ben yanlis biliyorum ve birlikte okudugum, calistigim, dostluk kurdugum onca siyahi insan (kiz, erkek, amerikali, afrikali, ingiliz etc.) hepsi rol yapiyorlar*.
    ah, bazilari mesela african-american ifadesini tercih ederler, dogrudur; fakat benim hayatimda karsilastiklarim arasinda sadece asagilik komplekslerini yuksek egolariyla kapatmaya calisanlari sadece 'amerikali' veya 'ingiliz' olarak tanimlanmayi tercih ediyorlar.

    fakat burada daha once de yazdim, formata uygun degil diye silindi... her siyahi oyuncu transferi konusuldugunda 'cig et yesin', 'adami parcalasin', 'boynuma dolasin', 'afrika'nin balta girmemis ormanindan gelsin' vs. vs. yazip da burada irkciligi yermek, (bkz: #3028070) entry'sinin ne kadar dogru oldugunu da gosteriyor.
  • 331
    özellikle yabancı dildeki forumları takip edenler iyice görecektir; bu illet özellikle avrupa futbolunun iliklerinde var.

    mesela bu akşam gidin reddit r/soccer'a bakın. yorumların yarısı olanı meşrulaştıran, hakem için bahane üretmeye çalışan ırkçı holigan tipler.

    tamam, türklerde de ırkçılık var, malesef sadece son 10 yılda bile neleri neler gördük, ama avrupalıların bu siyahi insan nefreti apayrı bir seviyede.
  • 333
    bu satırları yazarken hala daha birçok şeyden emin olmadan yazıyorum. dolayısıyla biraz kavam kargaşası yaşadığımı önceden belirtmeliyim. daha doğrusu kavram kargaşası da değil, neyin ne olduğunu bile bilmiyorum belki de.

    pierre webo'nun 8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçında dördüncü hakem ile olan diyaloğunda maruz kaldığı durumla ilgili ortada muğlak kalmış birden fazla durum var. maçın dördüncü hakemi constantin sebastian coltescu'nun kendisini nitelemek için* kullandığı "negru" kelimesinin ırkçılığa çıkan bir şey olup olmadığını bilmiyoruz. her ne şekilde olursa olsun, ırkçılık anlamıyla da söylese, nitelemek için de söylese kullandığı kelimenin sıkıntılı bir duruma gidebileceğini bilip, ona göre kelimelerini seçmesi gerekirdi. en azından burası kesin. bir kere yaptığı iş ciddi profesyonellik gerektiren bir şey. uefa'nın resmi müsabakalarda hakemler için belirlediği dil ingilizce ve ingilizcede bu ayrım kesin çizgilerle ayrılmış durumda. sırf bu yüzden bile hakeme kuralları çiğnediği için bir ceza gelmesi gerekiyor.

    olayın kendisine gelelim. burada anlamadığım ilk kısım geliyor. mesela negro, negru, nigger gibi çeşitli formda olan ve birkaç harfin değişerek birçok dile geçen bu sıkıntılı kelimenin rumencede de bu şekilde kullanılması dördüncü hakemin biraz şanssızlığı olmuş. bu maçta olmazdı ya, türk bir hakemin yönettiği maçta böyle bir duruma maruz kalındığını düşünelim. pierre webo'nun türkçe bilip bilmediğini ben bilmiyorum. fakat oradaki dördüncü hakem türkçe "siyahi oyuncuya kırmızı kart göster" dese bu kadar hassas olunacağını pek düşünmüyorum. n, e, g ve r harflerinin herhangi bir tanesinin bile bulunmadığı bir kelime "siyahi". bu açıdan bir türk hakemin yönettiği maçta böyle bir kullanım olsa, bu akşam yaşanılan bir durumu asla göremeyebilirdik. türkçe bilmediğini varsaydığım webo, kendisi için kullanılan siyahi kelimesine, "negro" kelimesini duymuş kadar tepki gösterebilir miydi? tabi tepki gösterip göstermemesi önemli de değil, ne amaçla kullanıldığı mühim, burasına elbette katılıyorum.

    kaldı ki türkçe, rumence veya en azından negru kelimesinin rumencede çok masum bir anlama gelip gelmediğini webo dahil hiçbir dünya vatandaşı bilmek zorunda değil. hakemin, eğer ırkçı bir mana gütmediyse de bunu bilmesi gerektiğini düşünüyorum. bu tarz hassasiyetlere değinilmesi gerekiyor. yan hakem webo'yu nitelerken başka bir sıfat kullanabilirdi.

    kullanabilirdi, ama neyi? işte bu kısmı hala aşamıyorum. 10 kişiden fazla yardımcının bulunduğu bir toplulukta, diğer 9'undan daha kolay ayırt edilmesini en kolay sağlayacak bir özelliğinden dolayı, tamamen masumane, saf bir niyetle o kişinin ten rengi belirtilemeyecekse, acaba ne tür bir ifade kullanılmalıydı? mesela yine aynı 10 erkek arasında bulunan bir kadın yardımcıya gösterilecek bir kırmızı kart için yardımcı hakem "kadın olana kırmızı göster" dese cinsiyetçilik mi olacaktı?

    bunu kimseye laf çarpıtmak için değil, bilmediğimden ötürü soruyorum. ya da derdimi şöyle özetleyeyim, "bu hakem webo'yu en kibar tabirle nasıl tarif edebilirdi?"
  • 334
    https://twitter.com/...989130505670657?s=21

    --- alıntı ---

    there are so many dynamics around this topic. it’s an interesting one that i would really love to debate about. i think there is a lot to be learned about. it would also be so interesting for people to hear it from guys being referred to as such. straight from the horses mouth.

    one of the challenges is that there have not been many people of color or black people or african people in the limelight or who have some influence who have been able to fluently and accurately express their thought in turkish regarding this topic. most also evaded it altogether

    i always ask people if i am that what are you. they usually answer turk. then i explain the depth of what it means to be called turk. the history, heritage, culture an all that. and i ask for them to give me the same about “zenci” people.

    they usually get stuck and they have nothing to say but it being color black, then i simply tell them not to rob me off of my background and reduce me into a color. this usually hits home for many.

    --- alıntı ---

    3y1t youtube kanalı yayıncısı joel moriasi

    https://twitter.com/...015724248801280?s=21

    bir twitter kullanıcısı: “ türkiye'de zenci kelimesine bakış açın nedir ırkçılık olarak algılıyor musun? yoksa siyahi denmesini mi tercih edersin? bizde ona göre dikkat edelim. bu arada adamın dibisin.”

    kenyalı youtuber joel moriasi: “o kelimeyi sevmem.”

    “türkçe” konuşan başka bir youtuber:
    https://youtu.be/BNl-0Qrx-DA

    ayrıca;
    (bkz: zenci/@mokoena)
    (bkz: pascal nouma/@mokoena)

    tarihsel köken, farslar, niyet, kullanılan amaç... hiçbirinin önemi yok. koca bir türk dili uzmanı olsanız dahi “zenci” kelimesinin olumlu anlaşılabilecek bir anlamı yok. “ni..a” neyse o da o. ve ırkçı. abd’de de yüzbinlercesi “nigger means just black in hundred years...” falan diye savunuyor zaten.

    ek: konuyla bağlantılı “blackface” muhabbeti de var tabi çok ilgi alanımızın dışında. onun neden ırkçı olduğunu anlayan* zaten tüm konuyu da anlar.

    ek2: blackface; ama ilgi alanımızın dışında değil.

    https://www.instagram.com/...igshid=19er5emu2gjy7
  • 335
    yaklaşık 6 senedir romanya'da yaşayan biri olarak, ben de bir iki kelam etmek istedim. öncelikle hakemi tanımadığımı belirtmek isterim, zira rumen futbolunu yakından takip eden biri değilim.

    ancak, olayın bağlamından koptuğunu ve 8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçı'nda 4. hakemlik yapan bu şahsa aşırı tepki gösterildiğini düşünüyorum.

    burada da, diğer başlıklarda da yazanlar olmuş, ama eşimin ana dilinin rumence olmasından mütevellit, affınıza da sığınarak bu konuda biraz ahkam keseceğim. hakemin söylemiş olduğu "ala negru", içinde herhangi bir ırkçılık barındırmayan, tamamen betimle olarak kullanılan, "siyahî olan" demektir.

    "siyahî" kelimesini ırkçılık olarak nitelendiren arkadaşların da öncelikle ellerini vicdanlarına koyup tekrar düşünmelerini rica ediyorum. "ermeni komşum", "kürt arkadaşım", "zenci/siyah/siyahî futbolcu" tabirlerini, sırf betimleme olarak bile kullanmamış bir kişi bile var mı acaba? zira "zenci, kürt, çerkez, ermeni, laz, boşnak, vs..." kelimerini çokça kullanan bir milletiz ve ırkçılık, bir kelimeye indirgenemeyecek kadar derin bir olgu. (tarihteki konumuna bakarak "nigga/negro" kelimesini bunun dışında tutmalıyız pek tabii, anca "siyahî" kesinlikle aradığınız kelime değil.)

    ve bu tarz söylemleri, bağlamının dışında değerlendirmemek gerekir. misal;

    --- alıntı ---
    ya bırak ten rengini, birinin ayağı aksıyor diye “lan topal bak bi” diyemezsin.
    --- alıntı ---

    çok saygı değer kaideyi taciz eden istisna arkadaşımın samimiyetine güvenerek, buradan kendisine de iki kelam laf etmek istiyorum. arkadaş, "lan topal bak bi" demek ile "şu topallayan adam" arasıda dağlar kadar fark var. biri düpedüz aşağılama içerirken, diğeri tamamen betimleme için kullanılan bir ifade.

    kimse kusura bakmasın, ama kendi kullandığımız ifadeleri başkasından duyunca verdiğimiz tepki, en amiyane tabiri ile iki yüzlülüktür. bugün bu olaya tepki veren herkesi, ama herkesi, "siyahî" ve türevi sıfatları kullanmadan oyuncu tarif etmeye davet ediyorum.

    (bkz: fener zenci sever)
    (bkz: adam yiyen orta saha)

    son olarak, bu hakem kişisinin yapmış olduğu şey profesyonellik dışı mıdır, evet. düşüncesiz bir davranış mıdır, evet. daha dikkatli mi olmalıydı, ona da evet. ama kesinlikle ırkıçılık ile bağdaştırılacak bir söylem değildir.

    edit: imla
  • 336
    8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçında bir çirkin örneğini daha gördüğümüz ırkçılığa, gerekli ağır yaptırımlar gelmedikçe dünya futbolunun kanını emmeye devam edecektir. aslında ırkçılığın önünü açan en temel etken dünya futbolu yöneticilerinin ve organizasyon oluşumlarının bu tür olaylara karşı göz yummasıdır. bu aşağılık düşünceye sahip kişilerin, insanı rengi, dini, dili ve ırkıyla yargılayıp, yaptırım alsalar dahi bununla gururlandıklarına da bir o kadar eminim.
  • 337
    bizim canimiz, kodlarinda irkcilik olmayan turkiyede yasayan, anadoluda yasayan insanimiz bile irkciligin ne oldugunu halen bilmiyor. yok çünkü kodunda. hala daha zenci asagilamaktir diyor. siyahi denmesi lazim diyor.

    yok cunku bilmiyor, kendince yorum yapiyor.

    zenc= kara
    siyah = kara

    biri arapca biri farsca.

    sonuna i ekledin mi; kara olan anlamina gelir. ikisi de turkcelesmistir.

    aaa kara dedim. ben de irkciyim cok ilginç.

    konudan sapma editi: ulkedeki suriyelilere, afganlara, pakistanlilara aman gitsinler, başımıza bela oldular, nereden cikti bunlar, aman yapimiz bozuldu diyen adamlarla, yok aman ben zenci dostuyum aman irkcilik, aman siyahiler kardesimiz, no to racism slogani atan kimselerin de ayni kisiler oldugunu gordum ya bu ulkede, sosyal medyada yanarim yanarim ona yanarim.
  • 338
    irkçılık için, yapacağınız kökene karşı bir etkilesiminizin olması lazım. türkler siyahilere ırkçılık yapmaz, çünkü onlarla tarihsel birlikteliğimiz yok. osmanlı döneminde köle vardır, köle yapılmak için getirilen bir çok afrikalı da mevcuttur. siyahiler eşit insan mücadelesini buralarda yapmadıkları için biz onlara karşı hayranlık belirten betimlemeler kullanırız. bu nedenledir ki ülke de negro adında bisküvi var ve türkiye de bulunan onca siyahi arkadasin bu biskuviden haberinin olmadığını düşünmek safliktir. bu güne kadarda bunu dert edeni görmedim. hatta oreo mu negro mu tartışması bile yapıyor olabilirler. sorun siyahi insanlarla avrupa ve amerikalı insanlar arasında yaşanan bir durum olduğu için, oralarda sıkıntı yaşanıyor. onlarda bizim, ermeni ve rumlarla olan ilişkimizi anlamazlar. bugün ırkçılığa isyan eden başakşehir, emre belözoğlu o takımın kaptaniydi. webo takım arkadaşıydı. hatta basaksehir yönetimindeki bir çok kişinin afedersin ermeni diye hitap ettiklerinden eminim. kendiniz için tehdit oluşturmayan bir topluluğa ırkçılık üstünden sahip çıkmak kolaydır. türkiye'de 10 milyon afrika kökenli insan olur, o dönemde de sempati ile bakabilirseniz gerçekten ırkçı olmadığınızi savunabilirsiniz.
  • 339
    evrenimiz 13.7 milyar, dünyamız ise 4.5 milyar yaşında.

    net olmayan verilere göre de insan olarak 1 milyon yıllık bir geçmişimiz var ancak gerçek manada varoluşumuz, genotip, psikoloji ve evrenimizle ilgili veriler son 100-150 yılda darwin, freud, einstein gibi düşünürlerle ortaya çıkmıştır.

    yani tum geçmişimizi ele alırsak 10binde 1'i kadar bir sürede.

    demem o ki henüz çok genciz ve anlayamadığımız, anlamlandıramadığımız o kadar şey var ki...

    irkçılık konusu da bunlardan biri.

    bir insanı vurgulamak için ten rengini kullanmak ırkçılık değildir. tıpkı afrikada beyaz birini vurgulamak için "beyaz olan" , asyalı, çekik gözlü vb demek gibi.

    bunları küçümsemek, aşağılamak için kullanmamak şartıyla.

    afro insanları da anlayabiliyorum tabi, bu kelimeler farklılıklarını vurgulamak için değil yıllarca aşağılamak için kullanıldığından hassaslar ancak bazen de aşırı hassasiyet kötü sonuçlar doğurabilir.

    8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçında hakemin ırkçılık yaptığını düşünmüyorum, sadece digerlerinden farklı birini vurgulamak için kullandığı romence "siyahi olan" negru kelimesinin aşağılama ifadesi olarak kullanılan "negro" kelimesine benzemesinin handikabını yaşadı.

    ee sen de zenci değil "siyahi oyuncu" vs diyorsun tv'de? senin farkın türkçe'deki "siyah" kelimesinin negro'ya benzememesi mi?

    veya farklılık vurgulamak ırkçılık ise kürt kardeşlerim, türbanlı bacılarım, suriyeliler vs hepsi ırkçılık.

    bakın bu hakem kötü zamanlar geçirmiş hatta zamanında intiharı bile denemiş, şimdi tüm dünya adamı "ırkçı" olarak yaftaladı ve inanılmaz baskı oluşturuyor.

    yarın bu hakem tekrar intiharı deneyebilir, unutmayın ki o adamın da anası, çocuğu vs var.

    herhangi bir ülke değil dünya vatandaşı olduğumuzu, sınırların, toprakların bizi hemşehri yapmayacağı gibi ayrıştırmayacagini da düşünen biri olarak önemli olanın "insan" olduğunu hatırlatmak isterim.

    farklılıklar güzeldir.

    yeter ki bunları aşağılamak için kullanmayalım.

    aksi düşüncede her başlıkta "fenerli" ifadesi kullanılan sözlükte ırkçılıktan dem vuruluyor olması abes olacaktır.
  • 340
    mithat fabian sözmen konuya yine ince yerden dalmis: https://www.evrensel.net/...em-tarihi-riyakarlik

    --- alıntı ---

    akla gelen bir başka isim, ingiltere ve türkiye’de üç ayrı ırkçılık olayıyla suçlanan, didier zokora’ya ettiği ırkçı küfür nedeniyle hapis cezasına çarptırılan buna rağmen yıllarca başakşehir’in kaptanlığını yapan bugün de fenerbahçe futbol takımının en yetkili isimlerinden biri olan emre belözoğlu’ydu.

    herhalde ırkçılığa bu kadar tepkili bir ülkede emre belözoğlu hakkında cumhurbaşkanlığı bir khk hazırlamaya girişmiştir diye düşündüm! sonra emre belözoğlu’nun tüm bu mesaj seferberliğine girişen kesimlerle arasının gayet iyi olduğunu hatırladım.

    --- alıntı ---
  • 341
    hastalıklı ruh halinin eylem ve söze yansıtılmış hâli.

    ırkçılardan, cinsiyetçilerden ve ötekileştirenlerden nefret ediyorum.

    maalesef her kesimde olduğu gibi burada da ırkçı söylemlerde bulunan bir kaç yazarı, çaylaklığım döneminde engelledim. benim için kardeşim bile olsa bu tür söylemlerde bulunanların, sözlerin hiç bir değeri yoktur.

    ırkçılığın bitmesi dileğiyle...
  • 342
    ırkçılık gibi konularda "niyet önemli" görüşüne katılmıyorum. "o anlamda demek istememiştim", "benim kültürümde o anlama gelmiyor", "söylediğim şey o kişiyi tanımlayıcı bir kalıp" gibi açıklamalar empatiden uzaktır.

    aynı dünyada yaşıyor gibi görünsek de her insan kendi öznel dünyasında yaşar. var olduğu andan itibaren biyolojik, sosyal, psikolojik, çevresel birçok etken bireyi "biricik" kılar. aynı nesneye baktığımızı düşündüğümüzde bile o nesnenin bizdeki temsili çok farklıdır. bu farklılık, her kişiye, nesneye ya da duruma dair algımız için de geçerlidir. basit bir örnek vermek gerekirse birlikte uyuyan bir karı-kocanın gece vazo kırılma sesiyle uyandığı anı düşünelim. ikisi de aynı sesi duydu ama aynı şekilde mi yorumladı? eşlerden birisi bu olay karşısında "hırsız girdi" düşüncesine sahip ve bu sonucunda yoğun bir kaygı yaşıyor, terleme, kalp çarpıntısı gibi fiziksel belirtiler yaşıyor ve tüm bunların sonucunda davranışsal olarak saklanma, eşine sarılma gibi eylemlerde bulunuyor. diğer eşe baktığımızda ise sakin ve rahat bir durumda olduğunu görüyoruz. zihnini incelediğimizde ise "yatmadan önce pencereyi açık unuttum, esen rüzgar vazoyu düşürmüş olmalı" düşüncesini görüyoruz. iki insanın aynı olay hakkındaki düşüncesinin, duygusunun, fiziksel tepkisinin ve davranışının farklı olduğunu görüyoruz.

    peki, hiçbir konu hakkında tam anlamıyla ortak bir algıya ve dolayısıyla ortak bir duyguya ve düşünceye sahip olamadığımız halde nasıl sosyal bir varlık olarak yaşayabiliriz? en ufak olaylarda bile farklı yaşantılar deneyimliyorsak ortaya çıkan kişilerarası çatışmaları nasıl çözebiliriz? sizin bir kişiyi "tanımlamak" için söylediğiniz kelimenin karşı tarafta nasıl bir anlam yaratabileceğini öngörebilmenin bir yolu olsaydı keşke. hatta biyolojik olarak böyle bir gücümüz olsaydı her şey ne kadar kolay olurdu. mesela dünyanın gözü önünde bir insanı üzmezdik, sinirlendirmezdik. ya da "siyahi demek sarışın demek gibi bir tanımlamadır, bana da beyazi denebilir" diye düşünerek birçok kişiyi derinden yaralayan toplumsal bir problemi hafifletmeye çalışmazdık. buradaki kimseyi suçlamak niyetinde değilim ama biyolojik*, psikolojik ve sosyal boyutları olan ve empati olarak tanımlanan gücümüzü daha etkin şekilde kullanabileceğimizi hatırlatmak istiyorum. bu kavramı çok duyduk, duyuyoruz. çocukluktan beri kendimizi karşıdakinin yerine koyuyoruz. ama empati bundan çok daha fazlası. kendimizi karşımızdakinin yerine koyarken onun gibi hissetmeye, onun gibi düşünmeye çalışmalıyız. evet, bu çok zor. çünkü daha önce bahsettiğim gibi her birimiz öznel dünyamızda yaşıyoruz. ama sizin "beyaz olan" olarak diye işaret edilmeniz sonucu ortaya çıkan duygu, düşünce ve davranışınızla bir başkasının "siyah olan" diye işaret edilmesine karşı vereceği tepkilerin farklılaşabileceğini o öznel dünyamızdan bir nebze ayrılarak görebiliriz. çünkü bu olaya karşı geçmiş yaşantılarımız farklı ve olaya atfettiğimiz anlam farklı. mesela siz de "gözlüklü olan" şeklinde çağırılmaktan rahatsız olabilirsiniz. çünkü çocukluğunuzdan itibaren gözlük kullanıyorsunuzdur ve geçmişte bu olaya ilişkin olumsuz deneyimleriniz şu an verdiğiniz tepkileri etkiliyor olabilir. 65 yaşında yeni yeni gözlük kullanmaya başlamış birisi için ise "gözlüklü olan" şeklinde tanımlanmak sorun olmayabilir, çünkü gözlüğün anlamı onun için hayatını kolaylaştıran bir araçtan ibarettir. ancak bu demek değildir ki sizin bu konudaki tepkilerinizi önemsemeyeceğiz.

    her ne kadar zor gibi görünse de mümkün olduğunca gerçek anlamda empati yapabilmek, hayata ve insanlara bakışımızı etkileyecektir. bunun da hayatın her alanında yararımıza olduğunu düşünüyorum.
  • 343
    demba ba aslında olayı aptala anlatır gibi anlatmış ama hala anlaşılmayan bir konu. en başta pierre webo olmak üzere olaya maruz kalan oyuncular bu konudan rahatsız olmuşken diğer insanların "yaa ne var gardeşim onda" demesi bana baya garip geliyor. adam rahatsız olmuş işte daha ötesi var mı? 2020 yılında "şu siyah adam" diye bahsedilmesini istemiyor adamlar kendileri hakkında. anlamak ne kadar zor olabilir. sana normal gelebilir de adam bunu is-te-mi-yor.

    kulübede kim olduğunu tarif etmek için "siyah" demek zorunda olduğunu söylemek aslında problemin ta kendisi. "yardımcı antrenörlerden biri" dersin, sonra hakem geldiğinde elinle işaret edersin amk ne kadar zor olabilir. bir de deniyor ki iki tane beyaz olsa "yeşil gözlü olan, sarışın olan" diye tarif edicekti aynı şey fhsfajshf. birincisi göz rengi, kıl tüy rengi ile ten rengi aynı şey değil. sarışınlık diye ırk mı var amk. ikincisi hakem ebesinin nikahındayken kimin hangi göz renginde olduğunu yine anlamayacağı için kulübeye geldiğinde gösteriyosun zaten kim olduğunu. aynı şekilde yap adamı rahatsız etme birader.

    son olarak da eminönünde saatçi, kabilene dön, çiğ et ye esprilerine zuhahaha diye gülünen, fenerbahçe, beşiktaş tribünlerinde alanen yapılan ırkçılık için bizim ülkemizde yok demek de ayrı bir komedi. evet bizim siyahilerle bir nefret ilişkimiz yok ama bu yapılanlar da ırkçılıktır. ilişkinin o boyutta kalmasının nedeni onların kürtler, ermeniler, rumlar vs. gibi ülkenin her sosyal katmanında yer almamalarıdır. yoksa onlar da az çekmezdi türkiye'de.
  • 344
    "bizde ırkçılık yok" ülkemizde çok dar çerçevede bakılan bir kalıp. evet bu ülkede siyahi (belirtmek için kullandım) insanlara karşı bazı ülkelerdeki gibi bir bakış yoktur.
    yani ten renklerinden dolayı ülkenin neredeyse tamamı bu insanlardan iğrenmez, yani öyle bir bakış açısı yoktur.
    mesela "adam yiyen orta saha" kalıbı vardır, ki ben de kullanmışımdır. bu futbolcunun adamı çiğ çiğ yiyeceğinden değil, nefes aldırmayacağı, pres yapacağı, baskı yapacağı anlamında kullanılır. he kullanılmasa daha iyi olur ama burada niyet asla bir ırkçılık değildir. yani en azından ben o niyetle yazmam, ki burada yazan arkadaşlarımın da o niyetle yazmadığına kefelim.
    siyahi insanlar konusunda çok çok az bir grup dışında gerçekten hiç kimse ırkçı düşünmüyordur. yani evet bu konuda bizde ırkçılık yoktur.
    diğer taraftan ırkçılık sadece siyahi insanlara hakaret etmek değildir. insanların dilini, inancını ve inançsızlığını, etnik kökenini vb bir sürü şeyi eleştirmek veya hakaret etmek de ırkçılıktır.
    ve üzgünüm bu bizim ülkemizde çok sık yapılan bir şeydir.
  • 345
    çok alengerli bir konudur.

    ırkçılığı lanetlemek için post yazan çok kişi, siyahi insanları anlatmak için siyahi insan betimlemesini kullanmışlardır, ve bu yaptıkları (son başakşehir maçı tartışmaları sonucuna göre) ırkçılıktır.

    ben kendi adıma, bir insanın ten renginin siyah olması utanılacak bir şey değilse (tabi ki değil, ne güzel bir renk, bizimki ne öyle domuz pembesi gibi), bunu dile getirmenin de ayıp olmadığını düşünüyorum. ortada bir ayıp, bir eksik varsa , bunu dile getirmek hoş değildir. engelli bir insana hop sakat, demek gibi.

    afrikalı bir arkadaşa siyahi dediğinde ortada bir ayıp varsa söyleyenin ayıbıdır.
    ermeni bir arkadaşa afedersin ermeni deniyorsa, o ayıp ermeni kelimesinde değil, söyleyen kişinin beynindedir. o kişi kötü niyetli diye ermeni kelimesini de mi cız kaka yapalım?

    kötü niyetli insanları engellemek için kendi dilimizi kısıtlıyorsak, o zaman sistemi ileri değil geriye götürmüşüz diye düşünüyorum.
  • 346
    geldigimiz nokta budur;
    https://youtu.be/zrbzVkwyiNM

    türkçe latin latin dilinden gelseydi biz de büyük ihtimal siyah yerine negro kelimesinin turevini kullanirdik. ama kullanmadigimiz için burada hakemi eleştirmek kolay. çünkü bizi etkileyen bir şey yok, adamın kendi dili, kendi sorunu. kendi dilinde bir kelimeyi kullandi diye linç edilip işinden olacaksa olsun, sonuçta bize dokunmuyor. zaten intihar da etmeyi denemiş, su olaylar üstüne intihar ederse göbek atılır işte, ohhh ne güzel twitterda iyiki racist demiştim diye.

    madem x kişi böyle dedi o zaman bizde onun istediğine göre davranmaliyiz, o zaman micah richards'da bana biri siyah olan dese hiç alınmam diyor, napalim şimdi?
    https://youtu.be/TUvkCgjuqs8
  • 347
    son yaşanan pierre webo olayında biraz osuruktan nem kapıldığını düşünüyorum.

    öncelikle her ülkede zenci, siyah, kara vb. kelimeler farklı anlamlar içeriyor. kelimenin sözlük anlamı aynı olsa da insanlarda uyandırdığı çağrışım farklı oluyor. ten rengi siyah olan insanların ünlü olan büyük bir kısmı, geçmişte siyah ırklarının yaşadıklarından dolayı bu konuda fazla hassasiyet gösteriyorlar. bu tarz durumlarda suçlu ve suçsuz insanları iyi ayırmak gerekir. hem ülkemiz hem de bütün dünyada anlamadan dinlemeden veya araştırmadan ırkçılık karşıtı paylaşımı yapmayı bekleyen insan topluluğu var resmen.
    biri bana siyah dense alınmam biri alınırım denmesiyle olmuyor o iş. dünya dil kurumu vs var ise bütün dillerde kullanılmaması gereken ırkçı kelimeleri tespit etsin, suçsuz insanlarda bu konuda mustarip olmasın. böyle bir durum da olamayacağına göre en ufak bir ırkçılık olayında biraz daha soğukkanlı olup iyi anlamak lazım. boş boşuna duyar kasmaya bayılan insanımız çok.
  • 348
    ayrımcılığın bir türü olan ırkçılık bir insanlık suçudur. alt metni bir kişinin doğumla kazanılan ırksal özelliklerinden dolayı yaşama ve kendini geliştirme hakkının sınırlı olduğu savıdır. belki de dünyadaki en iğrenç suçtur. pek tabi ki kast ile işlenir. bu suç için kast olmazsa olmazdır. şekle değil de manaya bakmak gerek. çok şık bir hareket de ırkçılık içerebilir bu durumda veya tam tersi lafzı ırkçı olan bir cümle aslında ırkçılık içermeyebilir. dediğim gibi önemli olan kasttır.

    9 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçının hakemi tüm dünyada linç edildi. muhtemelen de kariyeri bitti. peki bu adamın webo'ya olan ifadeleri az önce bahsettiğim kastı taşıyor mu? bence bir insanı gerçekten boşu boşuna yok etti populer kültür. herkes ben ırkçı değilim şovunu yaptı. hakem bir hata yaptı, tüm dünya üzerine piranha sürüsü gibi üşüştü, oysa hatası en fazla patavatsızlık, üsturupsuzca ve düşüncesizlik olarak nitelendirilebilir. webo'yu olmayacak şekilde tarif etti orta hakeme. bence çok talihsiz bir andı kendi adına. webo rahatsız olmuş olabilir, demba ba, kimpembe ve hatta neymar rahatsız olmuş olabilir. ama bu tavır ırkçılık kavramını sulandırıyor. içini boşaltıyor. ırkçılık kastı gütmeyen birine sırf kullandığı yanlış bir ifade yüzünden sen ırkçısın demek gerçekten büyük vicdansızlık. bu adam hayatının sonuna kadar bu etiketi taşıyacak.

    tüm dünya saçma sapan bir konuda el ele verip 1 "bir" kişinin talihsizliğinin üzerinden ırkçılık karşıtıyım etiketini kendine taktı. bu etiketin ne kadar sahte olduğunu ise azıcık hafızamızı zorladığımızda görüyoruz.

    zokora'ya pis zenci denmesi ne de güzel halı altına süpürüldü.
    ya da galatasaray futbolcularına muz sallayan taraftar basın toplantılarıyla ne de güzel savunuldu.
    olimpiyat bayrağımızı kimin taşıdığını hatırlatmaya gerek dahi yok. bakın bu konularda bizim federasyonlar uyudu ama uefa, fifa gibi uluslararası organizasyonlar da kıllarını kıpırdatmadılar.
    tüm basın el ele verip hande sümertaş'a saldırırken ayrımcılığın bir başka cinsi olan cinsiyetçiliği nasıl da sindirdi.

    önce millet bilinç altını temizlesin. siyah tenli olmak ayıp değildir. bir insanın siyah tenli olduğunu tahkir kastı içermeden belirtmek de ırkçılık değildir. oldum olası böyle gösterilerden nefret etmişimdir. bu şovu yapan insanların çoğu gerçekten tepkilerine ihtiyaç duyulduğunda ortada olmadılar, bundan sonra da olmayacaklar.

    saçma sapan bir tiyatro oynandı, en azından türkiye'de. isteyen alkışlayabilir. bence rezalet bir performanstı.

    bu sözlükte de benzeri hatalar yapıldı, yapılıyor... mesela kuzey afrikalı futbolculara. herkes biliyor ki bir hakemin rumen olması nasıl ayıp değilse futbolcunun da kuzey afrikalı olması ayıp değil ama bu sporculara doğdukları bölgeden dolayı disiplinsiz damgası vurmak ırkçılık olmasa da net bir ayrımcılık. çünkü tabiyeti negatif bir sıfat ile bağdaştırıyorsun. takıma kuzey afrikalı futbolcu transfer edilmesin lafı ise bireyin var olma hakkına saldırı olduğu için ırkçılığa daha yakın bir tutum. aslında kasıt disiplinsiz futbolcu almayalım... ama ifadeyi ölçüp biçmek şart. maksadını aşıyor ve objektif olarak ne ifade ettiği önem kazanıyor. napalım şu kelimeleri kullanmış bir çok yazar var, karmalarını ırkçı diye mi değiştirelim?

    bir insanı ırkçılıkla itham çok ciddi hadisedir. o yüzden bu ithamı yaparken karşıdakinin kastından gerçekten emin olmak gerek.

    netice itibarıyla ırkçılığın bir tanımı var ama bir hareketin ırkçılık içerdiği, bir kişinin ırkçı olup olmadığı somut olayın koşulları doğru şekilde değerlendirildikten sonra belirlenmeli. her olay kendi koşullarına bakarak nitelendirilmeli. tabi kaypakça değil. kaypakça yaptığımızda ne oluyor? ırkçılık sahaya yansımadı denip üzeri kapatılıyor.

    eyorlamam bu kadar.
  • 350
    sözlükte de dahil olmak* üzere sosyal medyada sıklıkla karşılaştığım bir türü vardır: orta doğuluları istediğiniz gibi aşağılayabilirsiniz. sihirli kelime! istediğiniz kadar hakaret edin, istediğiniz yakıştırmayı yapın! bir başka coğrafyadaki veya millete mensup kişilere ima dahi edemeyeceğiniz her şeyi, bu topraklarda yaşayan insanlara rahatlıkla söyleyebilirsiniz. orta doğu insanı, orta doğu zihniyeti, orta doğu bilmem nesi vs. bu, bir tür aşağılık kompleksinin ve kendini hayran olduğu topluluğa kabul ettirme ihtiyacının dışavurumudur. ''bunlar aşağılık; ama ben onlar gibi değilim! bakın ben de onları aşağılık görüyorum. ben de sizin gibiyim'' telakkisinin yansımasıdır.

    meselenin komik kısmı, bunları yazan kişiler genellikle ırkçılığa sözde karşı olan insanlar. kişi kendi zihninde ne yaşarsa yaşar, ilgimi çekmiyor. ancak, bu coğrafyada yaşayan birçok milleten insan hakir görmek ve dövüş torbası gibi her canı istediğinde pataklak kimsenin hakkı değil. bütün hayatı bugünden ibaret gören kişilerce ifadelerini meşrulaştırılacak temeller bulabilirler. uzun uzun yazmaya gerek yok. biraz kültür tarihi bilen bu topraklarda neler olduğunu bilir. yazdığımız yazıyı bile o 'aşağılık' orta doğululara borçluyuz. yurtdışında pek çok kez ırkçığa maruz kaldım. kimseyi yaşadığı millet veya coğrafya üzerinden küçük göremezsiniz. ben de o küstah tavırlı kişilere karşı, bu topraklarda yaşayan ne süryani'yi ne kürt'ü ne de türk'ü ne de arap'ı ne de onlarca halktan kimseyi, sırf onlara dahil olmadığı için aşağılatmadım, gücüm yettikçe de karşılarında durdum. yok biz kendi kendimizi ezdirmeyi seviyoruz diyorsanız, o zaman ırkçı biri sizi silindir gibi ezer geçer. kendisine saygısı olmayana kimse saygı duymaz!
App Store'dan indirin Google Play'den alın