resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 3888
    mariano içe kat eden bir oyuncu değil ve 24 eylül 2017 bursaspor galatasaray maçında açtığımız ortalardan sonuç alamadık. ceza sahasında ekstra savunulacak bir adam istediği için bunu yaptığını düşünüyorum. kazanmak için iyice çökmek istedi bursa kalesine. 2-0 da olabilirdi maç ama oyunu koparmayı başardı. zaten her maç yapılacak bir hamle değil. bu kadar tartışmanın lüzumu yok.

    kafasındakini tabii ki bilemeyiz lakin değişikliği moron bir kafayla yaptığını düşünmüyorum. en azından öyle olmamasını umuyorum.
  • 2255
    önce brumayi podolski yi yollatip serdar gürler, emre akbaba, adem büyük istediği iddia edilerek eleştirildi. bu eleştiri, istediği transferlerin basina düşmesiyle taca çıkınca, sneijder tarafindan kıçınin kurtarıldığı (sneijderi fiziksel olarak forma sokan kisi kendisi olmasina rağmen) ve sneijderi takımda istemediği iddia edildi. şimdi bu eleştirinin de yersiz olduğu ortaya çıktı. temelsiz eleştirilerin yeni dalgasını merakla bekliyorum umarım onların da üstesinden gelip galatasarayla başarıdan başarıya koşacaktır. yürüyedur.
  • 3893
    24 eylül bursaspor galatasaray maçı ile alakalı katılırsınız veya katılmazsınız en azından skoru değiştirmek adına bir şey yapmıştır.
    yaptığı şey sert bir taktik değişikliğiydi. son zamanların populer tabiriyle henüz a planı bile tam oturmamış yepyeni bir takımken tüm oyuncuların yerinin değiştiği bu b planına takım hemen tepki vermemiş ve hatta etkinliği bir 5 dakikalık periyodda azalmıştır.

    fakat yapılan taktik değişikliği şuursuzca değildir. maçın özellikle 30. dakikasından sonra iyi baskı uygulayan fakat yeterince net gol vuruşu şansı yakalayamayan bir galatasaray vardı. hep asist öncesi pozisyonları yakalayıp, atağı bir adım öteye taşıyamıyorduk.

    tudor da iki defansif oyuncu çıkarıp iki ofansif oyuncu sokarak oyunu enine iyice genişletti. bunu yapınca zaten kapanmış ve çıkamayan bursa'nın savunma boyu da enine genişledi. yani merkezdeki oyuncu yoğunluğu azaldı. konsantrasyonları bozuldu. eskisi kadar iyi kapanamadılar ve eskisi kadar iyi adam paylaşımı yapamadılar. zaten bulduğumuz 2 golü de, ki beceri isteyen gollerdi, bulamayabilirdik, amma velakin ceza sahası yayında iki defa futbolcularımızın hiç bir rakip müdahalesi olmadan top alıp şut çekmeleri boşuna değildi. rakip ceza sahası futbolcu doluydu. ancak rakip enine doğru yayıldığından savunması daha delikli hale geldi. nitekim enine savunduğu alan genişlediği için boyuna savunması incecik ve seyrek bir çizgi halini aldı. toplara müdahale edilemedi ve biz de şut imkanı yakaladık.

    bir detay var. mariano çıkarken önce hadi canım ben mi der gibi gülümsedi. ancak tüm değişiklikleri görünce o suratındaki yanlış yapıyorsun hocam ifadesi gitti. zaten cenk ergün de bu taktiğin soyunma odasında konuşulduğunu söylemişti. nitekim format bir anda mariano'nun da güvenini kazandı.

    yasin'i sevmem. ve hatta ben olsam mariano'yu çıkarmazdım. çıkarsam da ofansif özellikleri yasin kadar olan linnes'i tercih ederdim. ancak bir nokta var. maçı oynadığınız esnada ister istemez rakip savunma, stilini futbolcunuza göre oturtuyor. bir şekilde ezber oluşuyor. bazen o nedenle çok iyi oyuncuların yerine giren vasat oyuncular skora çok olumlu etki yaparlar. dinamizm, hırs yanında rakibin ezberi bozulur. sanıyorum hocanın böyle bir amacı da vardı.

    ve hatta iki bekin çıkıp iki hücum oyuncusunun girmesi az önce bahsettiği enine yayılmaya zorlayan psikolojik de bir faktördü.

    üstelik yasin tarz olarak dripling deneyen fuleli bir oyuncu. yorulmuş rakibin çalım yemesi kolaydır. halı sahada kendimden biliyorum. yorulunca daha koşuşundan ne yapacağı belli adamın yanımdan geçip gitmesini seyretmek zorunda kalıyorum. e rakip de yorulmuştu...

    ve bir de bazen sadece sezgiler bile sonuca etki eder. bir teknik adamın sezgilerinin iyi olması özel bir artıdır. yasin belki de hocanın o anlık sezgisiydi. tercihini mariano ile devam etmekten veya linnes'i oyuna almaktan yana kullanmaması sezgileri yüzünden de olabilir. yasin bu maçta iş yapacak demiş olabilir hoca. yaptı mı? bence pek iyi değildi. ancak topu rakip yarı sahaya iyi taşıdı. ve dediğim gibi rakibin enine genişlemesini sağlayan faktörlerden biriydi.

    velhasıl sözlük yazarları ne isteyeceğini şaşırıyor bazen. gidişatı değiştirmek için sorumluluk alan bir hocamız var. bu adamın tarzı böyle. sadece bursa karşısında değil... zor kararlar alıyor. kimi tutuyor kimi tutmuyor. ancak bu gün kadro yenilendiyse tudor'un da eminim payı vardır.

    ezber bozmak iyidir. galatasaray'ı çözdüm sanıp öyle gelirsiniz. kafanızdaki plan takımın 60. dakikadan sonra düşmesi üzerine kuruludur. o dakikadan sonra 2 gol yer evinize dönersiniz. bunu sezon içinde yaşadık. veya önde götürürsünüz maçı. kapanırsınız. karşınıza hiç görmediğiniz bir taktik çıkar, 2 gol yersiniz, maçı kaybedersiniz. önümüzdeki maçlarda bu mental olarak da rakiplerimizi zorlayıp bize önlem almalarını, başarılı taktikler geliştirmelerini engelleyecek bir faktör. çözümün çoksa önlem alması da doğru orantılı olarak daha güç hale geliyor.

    totalde tudor hiç fena gitmiyor. az pozisyon veriyoruz. hücum aksiyonlarımız çeşitleniyor. dişliler işliyor. oturmuş kadrolardan daha iyi futbol oynuyoruz. ligin en korkulan takımıyız. yanlışlar, yanlışlar yüzünden yaşanan kayıplar olacaktır. ancak resim genel olarak iyise bu cefayı da çekmek gerek. cefasız sefa yok. dünyanın en iyi müslüman takımı bile cennet elmasını yemek için fani dünyanın sınavlarını geçmeye, acısını çekmeye mecbur. kodumun din istismarcıları...
  • 5184
    eşi ve çocuklarından sonra, anne ve babasını da ülkesine yollayıp florya'ya taşınmış tekrar. çalışma azmi ve hırsı çok yüksek.

    üzerinde bu kadar baskı varken, kendisine tam anlamıyla destek olmayan bir yönetim varken, kendisi ve takımına dört koldan (tff, medya vs) saldırılar varken ve tüm bunlar olurken taraftarın da çok büyük bir bölümü kendisine karşıyken yaptığı iş (15 hafta sonunda liderlik) büyük iş.

    bir de her şeyin adil olduğu, desteğin yanında olduğu bir ortam olsa demek ki çoktan arayı açmış olacaktı...

    artık sezon ortasında hoca konuşmaktan yıldım, usandım. taraftarın takım ve hoca etrafında kenetlenmesi gerekiyor.

    kaldı ki galatasaray'ın hocasına karşı yapılan çirkin operasyonlar sebebiyle adamla aramda duygusal bir bağ oluştu. yani epik bir derbi galibiyeti alamayan, sneijder'i yollayan, östersunds'a elenen bir hocaya karşı önce tepkili, sonra mesafeli olan duruşum şimdilerde desteğe kaydı.

    dilerim emeklerinin karşılığını alırsın hoca.

    kovulma sonrası edit: kendin ettin kendin buldun!
  • 2259
    şu ana kadar bende iyi bir izlenim veriyor, gözü kara, pek adamları severim. zamanında bu platformda kendisine medyanın yalan yanlış haberleri baz alınarak, o dönemde sabri'nin sözleşmesinin uzatılacağı yönünde haberler çıkmıştı piyasaya, bu über sağlam bilgiye! dayanarak tudor gömülmüştü bu mecrada. ne kadar çiğ, ne kadar saçma sapan davranışlar. şimdi de bir hafta önce sneijder'le alakalı über sağlam bilgiler! medyaya düştü ve yine bu mecrada deli gibi gömüldü. ne kadar çiğ ne kadar saçma sapan. selçuk inan'dan hem futbol anlamında hem de karakter anlamında nefret ederim. 3 milyon maaşı olan, takımın şu anda maalesef ki mevcut kaptanı olan herifi arkanda yönetim durmuyorsa öyle şak diye kesemezsin. mecbur etinden sütünden yararlanmaya çalışacaksın. ha eminim tudor selçuk'un yetersizliğinden kendisi eve gidince yatmadan önce uzun uzun düşünüyordur ne bok yiyeceğim diye. adamın talibi de yok ki elden çıkaralım. bu italyan'a eleştri yapacağım bir nokta ise; semih. semih'i devamlı oynattı. sanırım kendi algısında balta'nın yavaş kaldığını ve sistematik şablona uymadığını düşündü. bu yüzden devam etti, bilmiyorum, peşin hükümlü değilim. vardır bir bildiği defans konusunda 8 yıl juve'de oynamış adam. şımarık ergen brumayı'da şimdi hatırlayamadığım bir maçta 18.dk'da oyundan almasıyla içimin yağları erimiştir. saygı, seviye, erdem. sonra da bruma gittti zaten, sevindim kendi adıma gittiğine, kişisel görüşümdür, yolu açık olsun. sanırım sneijder bir yıl daha kalacak gibi gözüküyor. ben artık sneijder ve selçuk'un miladını doldurduğunu düşünüyorum, selçuk çoktan doldurdu tabi o ayrı mesele. ama şıno kalitesiyle bir yıl daha idare edebilir tabi. bu sefer de seneye bonservissiz gider, bu sene bonservisiyle değerlendirilebilir. ben sorunun galatasaray'da teknik adamlarda olduğunu düşünmüyorum. sorunun bu gamsız ve tembel, iş ahlakı olmayan çoğunluk populasyona sahip futbolcularda ve çapsız yönetimde olduğunu düşünüyorum.
    edit:oğlum herife italyan yazmışım la. hırvat olacak o* önceden de yapmıştım bu hatayı.
  • 3775
    bu adami sevmeyeni gercekten anlamiyorum. yaratmak istedigi takim profili ortada. takimin kondisyonu ve uyumu mukemmel. disiplinine ve hirsina laf soylemek ayiptir. taktik bilgisi meselesinden yuklenilmeye calisiyor ki bu adam tolga cigerci'den surpriz golcu yaratacak kadar ilginc hamleler yapti ki butun bir spor basini tolga cigerci tam olarak nerede oynuyoru konustu gectigimiz haftalarda. bu adam juventus'ta ve hirvatistan milli takimi'nda yillarca top oynamis bir adam. gercekten taktikten anlamadigini falan dusunuyorsaniz bu aslinda "igor tudor cok embesil biri yillarca en ust duzeyde futbol oynayip hala taktikten falan haberi yok" demek oluyor aslinda ki kendisinin tam tersine cok zeki ve ustune ustluk cok da cesur bir insan oldugunu hepimiz goruyoruz. ne istiyor bu adami sevmeyenler cidden anlamis degilim. karizmasiyla, futbolculuk kariyeri ve hatta tecrube kazanarak yukselen hocalik kariyeriyle bu adam bizim icin bicilmis kaftan.

    ben igor tudor'u gercekten cok seviyorum. insan olarak da hoca olarak da takimin basina cok yakisiyor. umarim cok uzun yillar beraber cok guzel gunler gorecegiz.
  • 4079
    ya hoca daha önce de söyledim, ver istifanı git gözünü seveyim. bu taraftarın kahrını çekmek sana mı düşmüş, git italya'ya başla alt basamak takımlardan ve yine çık ligin kafaya oynayan takımlarına. dertsiz başına dert mi arıyorsun da kindar ve zeka sorunu olan taraftarların takımına teknik direktör oluyorsun?

    inan bana, elimde seni takımdan gönderme gibi bir şansım olsa saniye düşünmem yollarımızı ayırırım. takımın iyiliği için falan da değil ha, rahatın bak hak ettiğin değeri bul diye. sonra bizim zeka sorunu olma ihtimali olan kitlemiz hoca arayıp dursun. üzülmez miyim, bu kindarlardan bin kat fazla üzülürüm de yine de yaparım bunu. hak etmiyorlar çünkü. dönsünler rıza hoca, şenol hoca, okan hoca, yılmaz hoca. onlar taktikten çok anlıyorlar, top class teknik direktörlere kafa tutuyorlar ya getirsinler takımın başına onlardan birini de görelim madem. ne uğraşacağız ya!

    dilimizde tüy bitti takıma kattığın taktik artıları anlatmaktan, olmayanı da söylemiyoruz hani olan şeyler. yine geldiler diyorlar ki bu adam taktik falan bilmiyor, bu adam teknik direktör falan değil diye.

    evet abicim bu adam ''teknik direktör falan değil.''
    sensin teknik direktör.

    tv başında sallamayı çok iyi biliyorsun da taktik bilgin ''bu takım 4-4-2 oynar biladeeer'' demek. evet, birader de değil biladeeer!

    versinler eline bir maçlık teknik direktörlük belgesini, zamanı da geri sarıp bu sezonki bursa maçına dönelim. skor yine 1-0 olsun. iki bek çıkartıp iki açık almaya ne aklın yeter ne cesaretin de, hadi onu geçtim, böyle bir şey yapmaya kalksan ayakların titrer ayakların acaba hamlem tutar mı tutmaz mı diye. tabi ya tudor korkak. sen cesursun. çünkü sen tv başındasın... sallamanın serbest olduğu yerdesin. takımına 4-4-2'yi geçtim 0-0-10 oynatırsın da işte teknik direktör değilsin. hadi oradan kindar herifler.

    daha düne kadar ağlayan galatasaray taraftarı, ''siz diz çöktüğünüz için onlar büyük gözüküyor ayağa kalk'' pankartı açan galatasaray taraftarı, yasin'e selçuk'a sabri'ye semih'ye sövmekten sesleri kısılan galatasaray taraftarı, geçen birçok maçta stattan ağlayarak çıkan ve iki senedir beşiktaş- fenerbahçe'nin ''mazlum''u olmuş takımın taraftarı gelmiş bugün o rezil takımı ayağa kaldıran adamı beğenmiyorlar. hadi oradan kindar herifler.

    yazıklar olsun.
  • 3344
    ben riekerink'e de destek vermiştim çünkü futbolu bildiğine inanıyordum. ama uygulamada ipleri oyuncuların eline teslim edince kendi ipini çekmişti. geçen sezonun ilk maçında, son dakika bir galibiyet almıştık. yine geçen yıl kayseri'yi 2 maçta da yenemedik. son teknik direktör riekerink olduğu için ondan başladım ama daha öncesini de biliyorsunuz: budayan denizliler, dengeoğulları, gökyüzüne giden galibiyetler. bu adamlara az destekler vermedik. son yılların en güzel lig başlangıcını yaptık. bu saydığım isimleri düşününce en az onlar kadar desteği hak ediyor bence de tudor. hele de 19 ağustos 2017 osmanlıspor galatasaray maçı'nı iyi geçersek sonraki hafta içeride 3'te 3 yapma şansımız olur ki bence o maç tribünlere çağrılıp bir barışmayı ve takdiri fazlasıyla hak etmiş olur bence.
  • 482
    18 şubat çaykur rizespor galatasaray maç kadrosu kararı sebebiyle, daha takımı başında hiçbir maça çıkamadan gömülmüş; evlatçı, kukla, yeniçeri destekçisi ilan edilmiş ve muhtemelen bir kaç hafta içinde de kendisine stajyer lakabı takılacak olan teknik direktör.

    bence artık teknik direktör falan getirmesinler takımın başına. 2 kondisyonerle taraftar halleder bu işi. haftalık anket yapsınlar taraftarlar arasında, en yüksek puanı alanlar ilk 11'de çıksın, en yüksek puan alan taktik diziliş o hafta kullanılsın. takım mağlup olursa da sahaya iner, topluca takımı döveriz.
  • 1155
    jan olde riekerink'i tartışırken "bu takımın sorunu teknik direktör değildir" dediğimizde üç-beş destekten başka bir şey görememiştim. herkes efsunlanmış gibi, jor gidince, daha doğrusu başka bir td gelince her şeyin düzeleceğini düşünüyordu.

    eğer oyun açısından düşüneceksek bu takımın ilk sorunu oyuncu kalitesiydi arkadaşlar. arada bir, bir meczup çıkıp da "bu kadro şampiyon olacak kadro" deyince mal bulmuş mağribi gibi sahiplendiniz bu sözleri. ama bu sözün geçerlilik süresi 2013, bilemedin 2014'te sona erdi. farkında mısınız bilmiyorum ama 2012'nin üzerinden 5 yıl geçti.

    eğer mesele bu kadronun ve oyun anlayışının galatasaray üzerine yapışıp kalması ise temel sorun yönetim. ama yönetim konusunda da 15 yıllık aralarla çıkan iyi yönetimler hariç birbirinin kopyası yönetimleri görüyoruz. bunun sebebi de tabii ki galatasaray kulübünün üye yapısıdır, tüzüğüdür, liseci zihniyetidir. zorladık zorladık, 2012'de son bir hamle yaptık ama işte buraya kadar. bu kafayla daha da yürümez. şöyle bir etrafınıza bakın dünyanın değişim çağındayız. bir şeyler değişiyor ve emin olun dünyada artık her şey köküne kadar birbirine bağlı. dünya siyasetinde yaşanan olaylar eninde sonunda gelip sporu etkiler. aylardır söylediğim gibi tekrar söylüyorum, isterseniz mourinho'yu getirin. kulüp yapısı baştan aşağı yenilenmedikçe yaşadıklarımıza mahkumsunuz. ufak değişikliklerle bir şeyler başarılabileceğine inanıyorsanız rüya görüyorsunuz ki o rüyadan da eninde sonunda uyanıyorsunuz işte. ama her seferinde rüyanızı gerçeğe çevirmek için uğraşmak yerine "neden bu rüyadan uyandırıldım" diye kızıyorsunuz ve aynı rüyayı görmek için tekrar uykuya dalmaya çalışıyorsunuz. ne diyeyim, inşallah görürsünüz tekrar o rüyayı.
  • 932
    kendisi hakkında yapılan haksız yorumları okudukça çok üzüldüğüm teknik direktör. neymiş? 3'lüden vazgeçmeliymiş. arkadaşlar, bu takım 3 yıldır 4'lü oynuyor, sanırım 7 teknik direktör değişti ve defans sorunlarına çare bulundu mu? hayır. 2 tane çok iyi stoperi olsa tudor 3'lü oynar mı? adam gerizekalı değil ya. 3 yıldır her maç 10 pozisyon veriyoruz ve bu adam paldır küldür geldiği bir takımda en azından kimsenin cesaret edemediği bir şey yapıp 3'lü oynatıyor. ve 3 maçtır rakiplerine pozisyon vermiyor. en azından bir şey deniyor yahu, geçen sene küme düşmeye oynayan chelsea'nin bu sene çok da oyuncusu değişmemişken premier lig'de 10 puan farkla lider olduğu dizilişle oynuyor. bir şey yapıyor ulan, tepki gösteriyor en azından.

    6 mart 2017 antalyaspor galatasaray maçında yediğimiz ilk gol chedjou hediyesi. ikincisi de carole oyunda yokken yaptığımız yerleşim hatasından kaynaklı bir gol. bir tek sanıyorum charles'ın muslera'yı geçip semih'in çizgiden çıkardığı top var, o da olacak o kadar yani. buna rağmen yine aynı maçtan ilk yarıda 15'inci dakikadan itibaren oynanan futbol gayet ümit verici. ikinci yarıda da sneijder olmamasına rağmen geliştirdiğimz birkaç güzel hazırlanmış pozisyon vardı. yani belli ki artık takım haftaiçi yan gelip yatmıyor, çalışıyor. öte yandan bu adam geldikten sonra şu sahada gösterilen mücadeleyi de mi görmüyoruz? bugün selçuk bile semih bile hata yapmalarına rağmen ölümüne mücadele etti. itin bir tarafına sokulan tolga son golün serbest vuruşunu hızlıca topu oyuna soktuğu için kazandırdı ve genel anlamda oyun olarak hiç fena değildi. birilerini eleştirmek artık alışkanlık haline gelmiş olabilir ama şu at gözlüklerini bir çıkarın. iyiyse iyi, kötüyse kötü diyelim yeter. bugün chedjou o laubaliliği yapmasa hatta golden önce 5'e 2 gittiğimiz hızlı hücumda bruma topu herhangi bir arkadaşına çıkarabilse maç 4 ya da 5 olacak şekilde ilerliyordu. ilk yarının sonunda yediğimiz gol hem bizi psikolojik olarak 'ulan yine mi kaybedeceğiz' bunalımına soktu. rakibe de soyunma odasına giderken büyük moral verdi. bunları es geçmeyin, bunlar futbolda bilmeyenlerin iplemediği ama çok önemli faktörler.

    ben alışkanlık haline gelmiş eleştiri değil, doğru eleştiriler getireceğim. ve bugün inanın bu takım maçı sonuna kadar kazanmayı hak etti. kulübedeki adam gibi teknik direktör bana büyük cesaret verdi, rakip kim olursa olsun dedirtti. siz de at gözlüklerinizi çıkarın, göreceksiniz.
  • 3872
    24 eylül 2017 bursaspor galatasaray maçında yapılan yasin-mariano değişikliğinin teknik-taktik nedenlerini yukarıda açıklayan arkadaşlar olmuş. maçlar sadece teknik-taktik ile kazanılmıyor. aynı zamanda psikolojiyide oyuna yansıtmak gerekir. karşı takımdan 2 bek çıkıp, 2 kanat oyuncusu alındığında ezbere değişikliklere alışan karşı takımın ve teknik direktörün oyunu çözme ve ona karşı alacağı önlemde kafa karışıklığı meydana geliyor. ben bu psikolojiyi maç sırasında bursasporlu oyuncuların vücut dillerinden gayet net anlayabildim.
  • 599
    çok bilmiş futbol ulemaları vurmuş da vurmuş. bu kafalara göre mou gelip manu'daki başlangıçı yapsa 10. haftada götüne teneke bağlarlardı. bir de bu futbol cahillerinin değişilmez savları futbolcu değişiklikleridir. kıçla gülüyordum eskiden şimdi kıç da kalmadı, dağıldı, rot balans lazım.

    takımın zorlasan da öyle bir fizik kapasitesi yok. hikmet karaman'ın takımıyla fizik vs atılmaz. ilk yarıda ikinci golü bulamayınca sonuç kaçınılmaz oldu. senin kıçı kırık kontrana herifler 5-6 kişi savunmaya geliyor direk, kimi kandırıyorsunuz? daha önce bu senaryoyu ben o tribünde sucuk ekmekcilerin arkasından izlemiştim geçiniz.

    özellikle orta saha ikilisi tolga hariç 90 dakika bu futbolu kaldırabilecek değil. stoper hattında ise chedjou ne kadar tecrübesini konuştursa da yavaşladı, semih dersen bu futbolda geriye atılan topları kovalayabilecek hızda değil, kaldı ki semih hiçbir şey değil. sabri'ye değinmiyorum bile, git-gel yapabildiği yaşın 3-4 sene ötesinde bir adam.

    tudor'un kendi futbolunu özellikle poldi-şıno-de jong-selçuk dörtlüsü aynı anda oynarken tam olarak sahaya yansıtmasının imkanı yok. yarım da yok. mümkün değil böyle bir şey. kontra atıyorsun poldi 50 metre geriden izliyor, ol-maz. ceza sahasında müthiş bitirici bir adamı ceza sahasına sokamazsan seni 10 kişi oynatır. orta sahada yaptırdığı pres sonrası ikilinin dili 30 dakika sonra dışarı çıktı, ikinci yarı rize'ye bıraktılar oyunu, ol-maz. 'bielsa benim hocam' bam bam geliyor, rakip takımlar önder özen gibi gülüyor.

    son 5 senede değişen bütün teknik direktörler de hatalı değil, şımarık mı şımarık galatasaray taraftarı, taraftar kafalı yöneticilerin eline maşa vermekten vazgeçsin artık. ha onlar da haklılar, 30-40 bin kişi doldurdukları statta kayseri galibiyeti görmek yıkıcı bir olay. ama bunun faturasını elinde kendisine hiç uygun olmayan bir kadro verilen bir adama 'yav şunu niye değiştirdi, al stoçu çek sağa bilader!' savlarıyla kesmek saçmalığın daniskasıdır.

    juve'ye pısırık mı pısırık bir futbol oynatan conte'nin chelsea'de tozu dumana katmasının sebebi de tam da konumuzla alakalı. yazın bu kadro tırnak içinde yazıyorum 'teknik direktör ve scout ekibi'nin işbirliğiyle revizyona gidecek. çocuğundan transfer tavsiyesi alan otel havlusu kılıklı terli kravatlılar bu işin içine sokulmayacak, her gördüğü mikrofona atlayıp takım hakkında saçma sapan yorum yapan yöneticiler bu işe burnunu sokmayacak. yazın bunları yapın hele de sonra görüşelim. eleştirileri de lütfen futboldan anlamayıp her şeyi sabote eden ve takımın başında teknik direktör varken her gördüğü mikrofona düşünce sıçan, sıçtığı düşüncelerin çok iyi tespitler olduğunu sanan, oğlundan fikir alan, milyonluk dembele'yi kaçırıp kıçı kırık şekilci yaşlılara bel bağlatan yönetici kılıklı, çakma beyaz yaka, porşesi lahmacun kokan görmemiş heriflere yöneltin.

    şimdi sakinim.
  • 5722
    geçen akşam çok sevdiğim bi abimle kendisi hakkında konuştuk. yetersizliği konusunda ikimiz de hem fikirdik ama benim ayrıldığım bir konu vardı, o da kurduğumuz kadro... eğer 2017-2018 transfer sezonunun son gününde asamoah'ı alabilseydik, neredeyse sıfır hata ile bir 11 kurmuş olacaktık. evet çok para harcadık bunda sizinle hemfikirim ama sonuçta birbirini tamamlayan iyi bir kadro kurduk.

    "ben başarılı olacağına inanıyor ve bunu gerçekten istiyorum. ama bazen düşününce aklıma biliç'in beşiktaş'ı geliyor. onlarda kompakt oyun konusunda çok güzel işler çıkartmışlardı ama final haftalarında tecrübesizliklerine kurban gitmişlerdi. ben tudor'un takım olgusunu oturtacağından eminim. sahada mücadele eden, savaşan ve güzel işler yapan bir takım göreceğiz. inşallah sonu biliç'in beşiktaş'ına benzemez ve şampiyonluk ipini göğüsleriz."
    bu entry'i mart 2017'de yazmışım. malumun ilanı olmuş yani:) tudor kalsaydı, muhtemelen biliç'in beşiktaş'ı gibi şampiyonluğu kaçıracaktık.
    başka bir entry'de de iyi bir takım kurduğumuzu ve tudor ile olmasa da başka bir hocayla başarılı olacağımızı yazmıştım. tabii o zamanlar hocanın gelebileceğine inanmıyordum.
    evet gayet iyi bir kadro kurduk ve fatih hoca ile beraber başka bir seviyeye çıktık, daha da çıkacağız. bu kadronun kurulmasında tudor'un ne kadar payı var bilmiyorum ama sahamızda canlı izlediğim ve kaybetmeyi bi an bile hissetmediğim bütün maçlar için kendisine teşekkür ederim. sonuçta aynı maliyet ile gomis yerine negredo'yu da isteyebilirdi:)
  • 960
    kendisi ve tüm galatasaraylılar için dileğim; adam gibi bir yönetimle çalışma imkanı bulması. ilerleyen günlerde bir seçim olur ve cemal özgörkey, ebru köksal gibi isimler yönetimde kendilerine yer bulurlarsa işte o zaman tudor efsanesi ali sami yen arena çimlerinde doğabilir. oynattığı oyun, yaratmaya çalıştığı sistem beni gerçekten oldukça umutlandırıyor. iki haftadır maçların özetlerini izliyorum ve gözüm ne casper'ı, ne kutsal portakalımızı, ne bruma'yı görüyor. sadece sistemi, üzerinde sarı kırmızı formalar olan ve belirli şeritler ve gruplar halinde sağ, sol, ileri ve geri giden (en azından gitmeye çalışan) bir oyuncu topluluğunu izliyorum. ve ben sadece bunu izlemek istiyorum. skor ne olursa olsun, kim kaç gol atmış, kaç asist yapmış olursa olsun. sadece belirli bir metot, belirli bir iş ahlakı çerçevesinde hareket eden ve mücadele eden 11 kişi görmek, izlemek istiyorum.
    ben sıkıcı futbolu seviyorum ve tudor bana bu sıkıcı futbolu izletebilecek bir teknik direktör, yıllardır her hafta sonu serie b özetlerini izliyor, sadece bu lige bahis oynuyorum gerçi artık orada bile kompakt futbol oynanmaya çalışılıyor. konuyu dağıtmadan söylemem gerekirse, galatasaray'ın içerisinde bulunduğu durum elbette can sıkıcı fakat tudor ile birlikte bir çok şeyin değişeceği belli. sözlük, twitter ve bilumum sosyal ağlarda rize ve beşiktaş maçlarında yaşanan puan kayıpları sonrasında yasin'in mevki ve bir takım kadro değişiklikleri ile ilgili konuşuldu, yazıldı, çizildi.
    bu yasin denen vatandaşa yaklaşık bir yıldır sadece koşuyor diyen futbol alimleri, yasin'i sadece koşturan tudor'a tepki göstermeye başladılar. ve bana kalırsa yasin saha içinde parlamaya çalışmıyor artık, sadece görünmeden işini yapmaya çalışıyor, yapabildiği en iyi işi yapıyor ve tabiri caizse at gibi koşuyor. ben işte bunu istiyorum. yasin koşsun, semih stoper bölgesinde aptal saptal top kayıpları yapmıyor artık, semih'in abuk hava toplarına yükselmeye çalışması ile gol yemiyoruz üç haftadır çünkü semih artık savunmanın sağında oynuyor. ve benim için en önemlisi artık sabri eli belinde savunmaya dönmüyor, çünkü sabri artık kadroya giremiyor. ve bu beni çok mutlu ediyor, sözlük. mancini'den sonra ilk kez bu kadar mutlu oluyorum, ben barcelona, real madrid, manchester, bayern olmak istemiyorum ben 90'lı yılların marsilya'sı, steau bükreş'i, lazio'su, roma'sı, inter'i hatta gerekirse belki aynı dönemlere pek denk gelmiyor ama parma'sı olmak istiyorum. yaşasın sıkıcı futbol, yaşasın igor tudor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın