resim
Haldun Üstünel
Görev:-
Takım:-
Yaş:57
Uyruk:Türkiye
  • 1205
    yaptığı transferlerin başarısızlığı kendisine değil rijkaard'a sorulmalı. sonuçta rijkaard'ın istediği doğrultuda transferler yaptı bu adam ve yaptığı operasyonların çoğunda başarılı oldu.

    keita, elano, neill, jo, baros, kewell, giovanni dos santos gibi futbolcuları kazandırdı bu takıma. bunlardan baros ve kewell dışındakiler bizzat rijkaard'ın isteğiyle getirilen adamlardı. şimdi ise fatih terim istiyor ama bülent tulun başta olmak üzere bizimkiler alamıyor.
  • 1208
    sevilmesinin sebebi transferler olmamalı, galatasaray'ı çok seviyordu bu adam, bir tek bu yüzden seviyorum kendisini.

    transfer meselesine gelince; galatasaray'ın transfer konusunda en fazla ödeme yaşadığı sezonu yaşadık o dönem, para vardı gidip alınıp geliniyordu. açık konuşmak gerekirse para falan yoktu, eksilerden yedik o dönem çünkü başarılı olmak için herşeyi göze almıştı yönetim. yani işin özü haldun üstünel'e parası verildi,gitti aldı geldi bu kadar. aldığı oyuncuların hepsi kulübü tarafından gözden çıkarılmış oyunculardı zaten onuda unutmayalım.

    abdul kaderkeita: bu adam ciddi bir transfer hamlesiydi ve çok ciddi bonservis bedeli ödedik. zaten tam manasıyla verimi de sadece kendisinden aldık.

    elano: ha patladı ha patlayacak, "orda mı oynasın şurda mı?" sanki böyle iyi gibi oldu derken adam katkı yapmadan ayrıldı. ödediğimiz bonservis büyük para.

    lucas neill: aga bu adama olan hayranlığım hiç bitmeyecek. karakter olarak 10 numara adamdı. bu transferi eleştireni allah çarpar.

    jo: manchester city'nin bu bizde bir boka yaramıyor hacı bide siz deneyin diye kiraladığı oyuncu. bizede forvet lazımdı aldık. turşusunu bile kurmak nasip olmadı

    milan baros: emre iti kendisinin ayağına kırana kadar gösterdiği performansla hepimiz hayran olduk. sonrası karışık ne sen sor ne ben söyleyim.

    harry kewell: saygıyla eğiliyorum.

    giovanni dos santos: galatasaray sözlük'ü 2 dakka okusa messi'den formasını geri kapar o gazla.

    cassio lincoln: en son kendisi bile dayanamayıp herifin boğazına sarıldı, hala hayranları var, anlamak mümkün değil.

    shabani nonda: gönderilmesi bizim için dönüm noktası gibi göründü. ama ilk sezon oyununu oynamış ve 2. sezon bu adamın pili bitmişti. maçları yeniden izleyin.

    fernando meira: rakibi gol atana kadar takip ederdi. gol atınca da ah ulan meira derdik. bilekleri düzgündü, servet'in yanında abdurrahman çelebi oldu.

    morgan de santcis: hamburg maçında yemeyecektin o golü hacı.

    leo franco: sana seni anlatamam isyan edersin.

    bana göre transfer başarı oranı % 30'u geçmez. bu oranı da sıradan bir anadolu kulübü bile tutturabilir. populizmi çok seviyoruz, zaten bu yüzden adnan polat'a hala tapanlar var. ama ayaklarımız yere basınca neyin ne olduğu daha net görünüyor.
  • 1209
    arkadaşım adam yönetici başarısı aldığı futbolcunun oynadığı oyunla belirlenmez. istenen oyuncuyu alıp alamaması ve duruşu ile belirlenir. oyuncuyu oynatamayan teknik direktör, vb çevresel faktörlerdir. elano'nun patlamaması zaten üstünel'in suçu. ne yapsın adam elano'yu mu şişlesin patlasın diye. zaten hamburg maçında golü de üstünel yüzünden yedi santcis. şimdi üstünel'in gerçek başarı oranına bakalım.

    istenilen oyuncuların alınması: yüzde 80 civarı.

    duruş: yüzde 100

    karizma: yüzde 100

    bana göre başarı oranı yüzde 90nın altına düşmez. hala adamın adını adanan polat ile ananlar var. bre, adam adnan polat istemediği için uzaklaştı klüpten resmen.
  • 1211
    acil takima kazandirilmasi gereken eski yoneticimizdir (olmayacagini biliyorum ama, umarim yeni secimlerde bir sekilde kaynar arada).

    her ne kadar goz boyama transferleri yapiyor gibi gorunse de, sonucta bu oyuncularin isimleri kendisine ya yonetim kurulu, ya teknik direktor, ya da transfer komitesi tarafindan veriliyor degil mi?. ustunel ise aldigi isimlerin hepsini oyle veya boyle istanbul'a getirdi ve bize kazandirdi. sonucta verim alamadigimiz isimler olsa da, hicbirimizin, ustunel'in getirdigi adamlara zamaninda burun kivirdigimizi hatirlamiyorum. kaldi ki burun kiviracak bir durum yoktu, hepsi iyi transferler olarak gorunuyordu. hangisi kotu siz soyleyin, baros-kewell-lincoln-nonda-leo franco-meira-jo-dos santos...hepsini bir sekilde gitti getirdi, ya da getiren olusumun icinde yer aldi.

    ama gel gelelim transferlerin hepsi tutacak diye bir sey yok. bazisi tuttu, bazisi da elimizde/icimizde patladi. ancak bu gercek bile, ustunel'in is bitirici ozelligini degistirmez. bence mutlaka transfer komitesinde olmasi gereken adamdi. bence fatih hoca ile birlikte iyi bir ikili olurlardi.

    varsa soyleyin bakalim, var mi boyle bir adam su an galatasaray yonetimi'nde?...
  • 1215
    eski yöneticinin transfer konusundaki ''efsaneleşen'' mahareti üzerine bir şeyler söylemek istiyorum; sizi bilmiyorum ama ben transfer yapma konusunun ciddi bir konu olduğunu düşünüyorum ayrıca tüm takımlar kendi maddi çıkarlarını hesap ederek aksiyon alırlar, özellikle oyuncu satan ya da kiralayan kulüpler. çok prezantabl olmak ya da piyasadan çeşitli kişilerle aranın iyi olması, m.city'i alan arapların sana sempati duyması gibi sebepler sonucu transferlerin kolaylaşması ya da olmayacak işlerin oldurulması mümkün değildir. istenen -arzulanan oyuncuların hızlı bir şekilde kadroya katılması tamamen karşı tarafın ''maddi'' taleplerinin karşılanıp- karşılanmamasına bağlıdır. karşı tarafın belirlediği bonservis bedelini pazarlık yapmadan ilk belirlendiği şekilde ya da çok az bir revizyonla kabul ederseniz transferi ederinden fazla vererek hemen bitirebilirsiniz, aynı şey oyuncular için de geçerli, ama bunun bir başarı olup-olmadığı tartışılır. ayrıca kulüp borçlarını yavaştan toparlama yoluna girdi ama hala ciddi miktarda borç gözüküyor, bu borcun önemli bölümünün yakın geçmişteki yönetimlerin kulübün sınırlı kaynaklarını har vurup-harman savurarak, isabetsiz ve ilerisi için yatırıma dönüşmeyen, taraftarın gözünü boyamaktan öteye gitmeyen ''transfer''leriyle yakından alakalı olduğu rahatlıkla söylenebilir.
  • 1217
    her ne kadar takım içerisindeki yönetimini, idaresini beğenmesem de transfer olayında 10 numara adamdı. özellikle de yurt dışı transfer de cl'ye gitmeyen mali yapısı da iyi durumda olmayan bir takıma çok iyi transferler yapmıştı. fakat aynı yönetim o takımı idare etme konusunda sınıfta kaldığından başarı gelmemişti. rijkaard'ın kapısında yatıp istanbul'a getiren haldun üstünel şu anda transfer komitesinde olsaydı eminim kaka leite'nin forma numarasını tartışıyor olurduk.
  • 1219
    yanlış anlaşılmasın, galatasaray futbol kulübünde transferden sorumluydu kısa bir dönem. teknik direktörlük yapmadı yani, oyuncuların saha içinde ne yaptığı onun iş alanına girmiyordu, verim alabilmek hocanın işi. kendisi de görevini layıkıyla yerine getirdi, o dönem hiçbirimizin burun kıvıramadığı oyuncuları net şekilde takımımıza kazandırdı..
  • 1220
    aldığı oyuncuların/antrenörlerin şu an nerede oldukları değil, aldığı zaman nerede oldukları önemlidir.
    ona bakarsanız f.torres(maddi açıdan değerlendirmeyin) chelsea adına rezalet bir transferdir. çünkü beklenen verim alınamamıştır.
    takım içerisinde gelecek başarı ayrı bir yönetim becerisidir. adnan polat yönetiminde hiç olmayan ve olmamış bir beceri.

    h.üstünel'in ikna kabiliyetini görmek/hatırlamak için tek imza yeterlidir: f.rijkaard barcelona'dan 2 sene öncesinin şampiyonlar ligi şampiyonu olarak gelmiş ve galatasaray'a imza atmıştır..
  • 1224
    onun önderliğinde takıma katılan isimler şunlardır;
    linderoth, lincoln, nonda, meira, baros, kewell, de sanctis, rijkaard, elano, keita, leo franco, neill, jo, dos santos.
    tek tek irdelersek;
    linderoth: çok iyi bir orta saha oyuncusuydu bize gelmeden önce. burada da önemli işler yaptı fakat kariyerinde 1 haftadan uzun sakatlık yaşamayan adama bir haller oldu 2 sezonda hemen hemen 30 maçı zor çıkardı. yazık oldu çok daha fazla yararlanabileceğimiz bir oyuncuydu.
    lincoln: yukarıdaki bütün isimler arasında bence en yetenekli olanıydı ama hiç bir zaman kendinden beklenenleri yerine getiremedi, çok şey bekledik, çok sevdik ama olmadı.
    nonda: adına tezahüratlar yaptık, lakap oluşturduk. kariyeri boyunca çok golcü bir insan olmamıştır ama kritik zamanlarda attığı gollerle bizi sevince boğdu. 2007/2008 şampiyonluğumuzda volkanın elinden kaçırdığı topa kafayı vurarak golü getirmiş yani bir anlamda şampiyonluğu getirmiştir. gönderilmesi tam bir skandal olmuştur, sezon ortasında beklenmedik bir anda takımdan gönderilmiş ve ikinci yarıda forvetsiz kalmamızla sonuçlanan olaylar zincirinin baş kahramanı olmuştur.
    meira: hem defanstaki oyun yeteneği hem de takım liderliğiyle önemli bir oyuncuydu fakat takıma hiç bir zaman uyum sağlayamadı. takıma katıldığı sezonun devre arasında da zenit'e satıldı. maddi anlamda kar ettiğimiz bir oyuncu olmuştur.
    baros: nam-ı değer kral! golcülüğü hakkında çok fazla şey söylemeye gerek yok. bu seneye kadar en önemli forvet oyuncumuzdu fakat sürekli hakemlerle tartışması ve gereksiz kartlar görmesi taraftarın ve yönetimin sabrını taşırmaya başladı. kötü niyetli olduğuna hiç bir zaman inanmadım tamamen hırsıyla alakalı olduğunu düşünüyorum bu hareketlerinin. geçen seneki fb derbisinde emre b.'nin sert hareketinden sonra uzun süreli bir sakatlık süreci oldu. halen kendine tam olarak gelemedi. sezon sonu takımdan gönderilmesi gündemde.
    kewell: hemen hemen her taraftarın can-ı gönülden sevdiği bir oyuncuydu. hele benim gibi taa leeds günlerinden beri hayranı olunan bir oyuncunun takıma katılması hepimizi heyecanlandırmıştı. turuncu forma hiç kimseye onun kadar yakışmadı. ilk maçında süper kupada kayserispor'a karşı oynayıp golünü atmıştır. ilk sezonunu harika geçirdi. fakat daha sonra çok büyük bir düşüş yaşadı. maçların 90 dakikasını çıkaramaması en büyük eksisiydi ama olsun gönderilmesin kenarda otursun yeterdi bize hatta tribünde sabri'den çekirdek çitlemeyi öğrenişi, yüz ifadesi her şeye değer. hala bordeaux maçında köşeye astığı golü izleyip heyecanlanmayan varsa bıraksın bu işleri, masa tenisi oynasın!
    de sanctis: kadroya katıldığında sevilla'nın yedek kalecisiydi, ilk maçlarında hatalı goller yediği için çok eleştirildi fakat daha sonradan takıma çok iyi uyum sağladı hemen herkes tarafından sevilmeye başladı, tam kalecimizi bulduk derken bu kez bonservis problemi ortaya çıktı ve takımdan ayrıldı. devam eden sezonlarda napoliye transfer oldu ve kariyerinin en parlak yıllarını geçirmektedir. kendisini hala fb derbisinde semih şentürk'ü tek eliyle yerden kaldırışıyla hatırlıyoruz.
    rijkaard: galatasaray.org'da 'rijkaard galatasarayda' açılış sayfasıyla karşılaştığımda anlık kalp krizleri geçirdiğimi hatırlıyorum. bunun gerçek olduğuna inanmam 2-3 haftamı aldı. anlamadık onu ne taraftar olarak ne ülke olarak anlamadık! farklı sistemi vardı, oyun anlayışı bize heyecan veriyordu fakat işler bir anda kötüleşti ve "bence" yönetimin kendini kurtarma çırpınışları içinde boğulan, kurban edilen o oldu. hep sevdik ve sevmeye de devam edeceğiz.
    elano: arap iş adamlarının man. city'i satın almasından sonra başlayan yüksek maliyetli yıldız transferi furyasının ardından gözden düştü, haldun üstünel'in ada çıkartmasıyla takıma katıldı. onun da galatasaray formasıyla ilk golü kayserispor'a nasip olmuştur. o mükemmel golü unutmak mümkün değildir. lincoln gibi kendisinden de beklentiler büyüktü, daha sonra o da düşüş yaşadı ve yedek kulübesi yolu göründü. yedek kalmaktan şikayetçi olunca brezilya'ya eski kulübü santos'a geri döndü.
    keita: nam-ı diğer "papito". imza töreninin başında 'selamün aleyküm' diyerek galatasaray'daki yaşamına 3-0 önde başladı, tekniği, hızı, çalımları ve sempatikliğiyle kısa zamanda hepimizin sevgilisi oldu. fb derbisinde r.carlos'a attığı sağ kroşe carlos'un sağlık ekibinen öpücük almasına sebep oldu. bazı dönemler maç seçmesiyle eleştirildi. son olarak dünya kupasındaki kaka'yı oyundan attırışı galatasaray kariyerindeki sonunu getirdi ve katar'ın al sadd takımına satıldı. geçtiğimiz ara transfer sezonunda takıma dönme ihtimali belirdi, galatasaray'ın kiralamak istediği oyuncuyu al sadd'ın kiralamak yerine aldıklarından daha yüksek bir bedelle galatasaray'a satmak istemesinden sonra transfer suya düştü.
    leo franco: aslında taraftar tarafından hiç bir zaman benimsenmedi, çok fazla hatalı gol yedi, maç kaybedilmesine sebep oldu, son olarak fb derbisinde selçuk'un saçma vuruşunda golü yemesi galatasaray kariyerini bitirdi.
    neill: yıllarca bugün geliyor, yarın havaalanında haberlerinden sonra sonunda takıma katıldı. yaşlı olmasıyla eleştirildi fakat zaman geçtikçe takıma çok iyi uyum sağladı. defans göbeğindeki başarısı, sağ bek oynadığındaki bindirmeleri, takımı çekip çevirmesiyle önemli bir oyuncu olduğunu gösterdi. hagi yönetiminde oynadığımız ilk maç olan fb derbisinde ceza sahası dışından attığı şut gol olmuş olsa şu an daha farklı bir yerde olabilirdi. takımdan gönderilmesine halen anlam verebilmiş değilim. eboue'nin arkasında sağ bekte veya urfaluji'nin sağ bekte olduğu zamanlarda defans göbeğinde çok iş yapabilirdi. yazık oldu.
    jo: kariyeri boyunca disiplinsizliğiyle gündeme geldi. galatasaray günleri de bundan farklı olmadı. spor sayfalarından çok evinde verdiği partiler ve komşular tarafından şikayet edilmesiyle magazin sayfalarında gündeme geldi ve takımdan gönderildi.
    dos santos: kiralık olarak takıma katıldı. genelde kenardan gelip oyuna dahil oldu ve her seferinde takıma bir hareketlilik getirdi. fiziksel zayıflığı ikili mücadelelerde çok top kaybı yapmasına sebep oldu. fakat her ne olursa olsun takımda yer alması gerekliydi bana göre, yönetim de bunu görmüş olacak ki bonservisini almak için gayret gösterildi fakat yüksek bonservisi sebebiyle transferden vazgeçildi.
    oyuncuların galatasaray'daki maç gol asist istatistikleri;
    oyuncu maç gol asist
    linderoth 25 1 -
    lincoln 67 16 31
    baros 104 60 22
    jo 15 3 3
    dos santos 18 - 3
    kewell 91 34 18
    nonda 92 37 7
    meira 38 - 2
    neill 50 1 1
    keita 39 10 14
    elano 47 7 8

    ayrıca leo franco galatasaray formasıyla 37, de sanstic 41 maça çıkmıştır.
    rijkaard galatasarayın başında 66 maça çıkmış, galatasaray bu maçlarda 36 galibiyet 15 mağlubiyet 15 beraberlik almıştır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın