bruno ngotty'nin yaptığı etkiden daha az olan şey.
52
çanakkale zaferi'nin yeşil sarıklı evliyalarca kazanıldığına iman edenlerin uydurduğu yeni zırva.
53
"hayliden hayli kalınlaştı yobazlık yeniden, softalık zorlu anırtı ile aldı yürüdü. kara bir kinle taassub pusudan çıktı yine, yurdu şâhâne cehâlet yeni baştan bürüdü."
54
deli saçmasıdır ama olduysa da şu şekilde olmuştur. malum cemaat lideri, can dostu abd başkanı billy the clinton'u arayıp "sizin çocuklar 12 eylül'de bir iş başarmışlardı, bir el atsınlar da şu uefa kupasını da ülkemizin bir takımına kazandırsalar ne olur? size olan büyük minnettarlığımız daha da artar." demiş, bunun üzerine billy the clinton ingiltere, ispanya, almanya bilimum devlet başkanlarına ünlü enstrümantalist monica lewinsky ve saz heyetini gönderip ricada bulunmuştur. konserden memnun kalan devlet başkanları da el ele verip uefa kupasının yanına süper kupayı da ekleyerek operasyonu tamamlamışlardır.
etkisi olmasını bir yana bırak; içinden ''acaba ?''diye bir şüphe bile duyan arkadaşlar varsa o arkadaşlara acil şifalar diliyorum..
57
akdeniz'deki dağların kıyıya paralel olmasının etkisiyle hemen hemen aynı düzeydedir .
58
11 eylül'deki etkisi kadardır. komploculara göre vardır, normal insanlar için eğlence konusudur.
59
"uefa'yı ne zaman aldık lan? yeni transfer mi?" sorularını akla getiren etkidir. *
60
camii yaptırmaktan futbola vakti mi kaldı adamın diye sorulması gerekir. ayrıca dünya futbol delegeleri f.g. denen şahsiyeti ne kadar ciddiye alabilir diye de sormak isterim. sorularım hazır. şimdi onlar düşünsün.
uefa kupasının alınmasında hiç kimse kendine pay çıkarmasın. biz aldık, taffarel'in arkasında 12.000 kişi kaleye geçtik, sizin direkten döndü gördüğünüz topları biz kurtardık.
63
geçen bi arkadaşın bahsettiği etki. konuşuyoduk böyle 3 arkadaş. kafede arkadaş arası sohbet bildiğin. bir tanesi bana galatasaray'ın uefa kupasını almasında fetullah gülen'in etkisinden bahsetmeye başladı. bi arkadaş daha vardı yanımızda. o da yıldırım demirören'in şikenin üstünü örttüğünden, hükümetin adamı olduğundan, zaten bu devlette işlerin düzgün yürümediğinden, yargının devlet tarafından ele geçirilmiş olduğundan, ergenekon davasındaki çarpıklıklardan bahsetti. derken birini sağlıkçılar geldi arda kural'ın yanına koydular, diğerini polisler geldi hapishaneye koydular. ben de şaşırdım kaldım. dedim ki devlet ne kadar hızlı ve temiz çalışıyor. deliyi dakkasında tımarhaneye akıllıyı dakkasında hapishaneye atıyor. sözlük çok şaşkınım.
her tasin altindan cikan feto'nun turkiye'nin kazandigi en buyuk basariyla iliskilendirmesi hic degilse ayiptir. bu tip soylemlerin de karsiligi cezasiz kalmamali.