• 101
    bahane değil ama biraz da iki takımın türkiye kupası'nda 17 senede yalnız üç kez eşleşmesinden kaynaklanmıştır (final maçları tarafsız sahada oynandığı için onu saymıyorum). bu üç eşleşmenin kadıköy ayağındaki maçlarda iki beraberlik, bir mağlubiyet aldık ki o da alex'in son dakikalarda attığı bir frikik yüzündendi.

    kupada bütün grupları ve eşleşmeleri galatasaray-fenerbahçe finali oynatmak üzere ayarlıyorlar. halbuki hile yapmayıp fenerle rövanşlı eşleşme oynamamıza müsaade etseler kadıköy'de uzatmalarla muzatmalarla bir şekilde galip gelmiş olurduk diye düşünüyorum.

    umarım bu sezonki kupada final maçından önce fenerle eşleşiriz. kupada oynanan derbilerin heyecanı da bir başka oluyor hem.
  • 103
    öncelikle (bkz: #2060605).
    sahada bir çaba sarfetmeden golü ayağımıza bekliyoruz. topu bile değil bak golü. biz nasıl olsa seyirciden etkileneceğiz maça hazırlanmayalım, disipline bağlı kalmayalım, yerimizde durarak savunma yapalım, tempoyu yükseltmeyelim basmayalım, volkan falan bir mallık yaparsa biraz da şansımız yaver giderse 1 tane atar geçeriz. bu kolaya kaçmaktır ve her yıl yapıyoruz. orada oynamaya çalıştığımız maçların çoğunu kaybetmemişizdir. gidin oynayın olum ya. cehennem denilen tt arena'da millet 10. dakikadan sonra cayır cayır top oynuyor. onlar mal mı?

    sonra bir anımı anlatayım. burada çok alakasız ayrıntılara yer vereceğim arkadaşlar. bence okumayın.* geçen yıl halı sahaya gideceğiz ama rakipteki elemanları tanımıyoruz. hava buz gibi. karla karışık yağmur yağıyor saha sivas 4 eylül stadının zeminine dönmüş. karşıdakiler kendi aralarında sızlanmaya başladı oynamayalım falan diye. hani biz de tam işsiz tayfa, okula gittiğimiz yok evden 2 günde bir çıkıyoruz onda da 100 metre yürüyüp markete gidiyoruz. hasta olsak, ayağımızı sakatlasak, kolumuzu kırsak önemi yok. her türlü oynayacağız. biz herifleri sızlanır halde bulduk ya gevşek gevşek hareketler yapıyoruz. biraaader biz her türlü oynarız yaaa soğuktan mı korkucaz olmadı 7 kişi tek kale oynarız falan daha bilumum gevşeklikler. kolpaçino 2'de bizimkiler nedim'in mekanda artistlik yapıyorlar, böyle dayılanıyorlar ya aynen onlar gibiyiz. her neyse maç başladı rakip belli ki toptan anlıyor bizden daha iyi oynuyorlar, bu durumu pek takmıyoruz 4-1 öne geçtik, hala biraaader modunda takılıyoruz ama kötü zemin ve günlük yaşamdaki hareketsizliğin verdiği kondisyonsuzluktan 10. dakikada belimizi tutmaya başladık. sonra adamlar sazı eline bir aldı. deli gibi top çeviriyor ve saklıyorlar. hepsi messi gibi çalım atıyor zaten bizim ayağımızı kaldıracak halimiz yok kaldı ki adamlara girip de ayaklarından topu alalım. nedim'in bizimkilere etek giydirip oynatması gibi oynatıyorlar bizi. her geçen dakika daha da rezil oluyoruz. en son hatırladığım ben kaleye geçmişim, bizim bütün elemanlar forvette. her atağı gol yiyerek savuşturuyoruz öyle bir yorulmuşum ki yanımdan geçen topa elimi uzatamıyorum. normalde bu durumda ufak çaplı bir kavga çıkarmamız gerekiyor ama o derman bile yok aq. sonuç olarak maç bitmedi beyler. biz maçı bitiren zili duymadan kendimiz bitirdik daha doğrusu adamlar bu ne aq oynasanıza diyerek kendileri bitirdi. hayatımda bu maçtaki kadar utandığımı hatırlamıyorum. bizi ilgilendiren kısım ise ben maçın ortasına doğru fark daha açılmamışken rezil olacağımızı anladım. maçtan önce o kadar gevşeklik yaptık bir de bunlar bize fark atarsa yerin dibine gireceğiz. dedim ki "allah'ım bize yardım et". ulan hıyar. 2 aydır evden bile çıkmıyorsunuz 3 aydır maç yaptığınız yok, üstüne gömmüşsünüz pizzaları, pideleri, tatlıları, börekleri. takım desen 4 adam sabit, 3'üyle hiç beraber oynamamışsınız. taktiksel disiplin yok, geri koşma yok, pas yok hiçbir şey yok. ondan sonra "yardım et". insan utanır şu duayı etmeye değil mi? işte bizim takım da böyle. hiçbir çaba yok. yenilmemek için bile uğraşmıyorlar. top birinin götüne çarpar, kaleci hata yapar, 5-6 topu da muslera çıkarır biri direkten döner, kazanır efsane oluruz. yok böyle birşey aq sen önce çabanı göster, elinden geleni yap sonra beklenti içine gir. işte biz bu kafada olduğumuz sürece kadıköy'de asla kazanamayacağız. çünkü o ihtimal fenerbahçe'nin 22 nisan 2012'de mucizevi bir şekilde kazandığı maçla kapandı. 50-60 yıl beklememiz lazım ama o kadar vaktimiz yok. bu arada galatasaray'ın travmatik bir sorununu ele alırken kendi travmamı anlattım. takımı kötü emellerime alet etmiş gibi oldum da ben napayım amk çok kötü bir maçtı be. şu an bile içimi bir sıcaklık bir baskı kapladı. üstünden neredeyse bir yıl geçti, halı sahaya gitmedik ondan sonra. yuh lan bize.
  • 104
    beyler dillendirmek istemiyordum ama tutamadım kendimi. galiba o sene bu sene.

    bu adamlar futboldan ziyade başı kesik tavuk gibi oradan oraya koşuşturarak seyirci ugultusunu arkasına alarak kazanıyor kadıköy'de. bizde de bu etkeni engelleyebilecek ilk akla gelen isim fernando. sadece soğukkanlı olup ayağa oynayınca fenerbahçe'yi etkisiz hale getirebiliyorsun evinde oynadığı derbilerde.

    hoş ben kalsa içerde dışarıda yenilip şampiyon olmaya razıyım ama hadi be aslanlar, o sene bu sene olsun!
  • 114
    --- alıntı ---

    iş adamı traş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir.
    derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. berber, iş adamının kulağına fısıldar; “bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir! bak; dikkat et şimdi…”
    berber çocuğa seslenir: “ali, buraya gel!”. bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar.
    berber iş adamının kulağına sessizce, “bak şimdi” diye fısıldar ve bir elinde 5 tl, diğer elinde 20 tl lik bir banknot olduğu halde çocuğa sorar: “hangisini istiyorsan alabilirsin?”
    çocuk dalgın dalgın bir 5 tl ye bir de 20 tl ye bakar ve sonunda 5 tl lik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır.
    berber iş adamına döner ve gülerek: “gördün mü? sana söylemiştim.” der. traş bitince iş adamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan ali’yi görür. yanına giderek, neden 20 tl değil de, 5 tl lik banknotu aldığını sorar.
    çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir:
    “hehehe… eğer 20 tl yi alırsam oyun biter.

    --- alıntı ---

    vay anasını aynısı daha önce yazılmış. hepimiz aynı fikirdeyiz. ah ulan berber 20 yıl oldu hala aynı numarayı yiyorsun. sen otur koltuğunda.
  • 115
    bu sezon son bulması en çok muhtemel olan sezondur. şöyle ki yıllardır o deplasman öncesi gazetelerde bizim türk futbolculara çaktırmadan psikolojik baskı yapılır kac senedir olmuyor falan fıstık denilerek takıma aşırı gaz yüklenir ve bizim üstün zekalar da normal oynasalar kazanacakları maçları bu gazın etkisiyle saçmalayarak oynadiklarindan kaybederler.
    bu sezon ise başka. takımda o döneme kadar kimse sakatlanmaz ise neredeyse 10 tane yabancı ile çıkacağız maça. yabancılar bizim gibi duygusal olmaz. çıkar takır takır topunu oynar kazanır kaybeder kısmına bakmaz. rahat olur.
    hah ışte bize o deplasmanda lazım olan şey de o rahatlıktir.
  • 121
    her horoz kendi çöplüğünde öter
    sen kendi evinde fenerbahçe maçlarını kaybetmediğin sürece kimsenin şeyinde olmaz...
    ev sahibi olmak bunu gerektirir zaten kendi evinde derbi kaybetmemek...
    ünal aysallı dönemde fenerbahçe 3 sene bile gelirken kaybederiz düşüncesi içerisindeydi...
    sağolsunlar bunu yönetimimiz ve futbolcularımız dağıttı...
    bu seneden sonra yeni bir seri başlatabilir miyiz ve ne kadar süre devam ettiriz meçhul...
  • 124
    pek de önemli bi durum değil modern futboldaki iç saha avantajını kullanıyorlar sadece. şöyle örneklendirelim; arenaya taşınan galatasaray fenarbahçe maçlarını nasıl vermemeye başladıysa saracoğlu'nda da aynı şey geçerli, sadece modern stada erken taşındı fenerbahçe.
    üstelik lig maçı en fazla haneye üç puan yazar o yüzden pek dramatize etmiyorum. evet maçı izlerken sıkıntı çekiyorum bir taraftar olarak, fakat sezonun misyonu bu olarak gören bazı insanlar var lig mi khalkedon mu versusu yapıyorlar hatta...
    hocam şampiyon olduk saracoğlu'nda, rakip ali sami yen'de şampiyonluğu tadamayacak bunu bilmek asıl şahane olan.

    edit: 3 mağlubiyetimiz var arena'da fakat iki sene evvel orta alanda jose-bilal-selçuk, savunmada semih vardı.
    fenerbahçe kadro kalitesi hiç bu kadar düşmedi sbt.
    rangers - celtic rekabeti buna epey iyi örnek.
  • 125
    ciddi bir cenabetligin sonucudur. benim zoruma giden onlarin 4-5 senede bir de olsa mutlaka bir sekilde sacma sapan bir sekilde bizi sahamizda yenebilmesi. gecen seneye kadar yanilmiyorsam 5 yildir arena da yenilmiyorduk bu senede yenilmedik 6 yil olmus olacakti gecen sene yenilmesek. son olarak 22 nisan 2012 de stoch un attigi macta yenilmistik. bu duruma üzülüyorum. abarti gibi olacak ama o gecen seneki mac bile tek basina tudora ayar olma sebebimdir. güzelim seriyi bozdu hirvat.
App Store'dan indirin Google Play'den alın