galatasaray’a edebilecekleri tek hizmeti istifa etmek olan kan emici topluluğu.
4677
yönetim mi?? otelleri var bu adamların ya, şaka gibi. onu nasıl yönetiyorlar merak ediyorum
4678
bu isin sonu korkarim taraftarlarda infial, linc ile filan gelecek. hadi galatasaray'i dusunmuyorlarsa kendilerini dusunup istifa etmeliler.
4679
diğer tüm başlıklarda yazılanlar -kendi yazdıklarım da dahil- bu galatasaray yönetimi değişmediği sürece boştur. balık baştan kokar. sorunun asıl kaynağı ne sneijder ne selçuk ne tudor'dur. işte sorunun kaynağı burasıdır. futbol aklı olmayan, ticari zekası olmayan, futbolda trendleri takip edemeyen, kulubun mali işlerini gününde ve eksiksiz yapamayan bu rezil yönetim değişmeden galatasaray spor kulubunun her branşı gün geçtikçe eriyecektir.
4680
mâlûm şimdi referandum var ya hani. başkanlık sistemi başkanlık sistemi diye tutturuyorlar. ve diyorlar ki; yeni sistemde başkan olacak kişiyi denetleme sistemi var, yargı yolu açık, yargılanabilecek. aha bizim kulüpte de başkanlık sistemi var ve ibra edilme, edilmeme gibi bir denetimi var güya başkanın. tüm yaptıkları/yapmadıklarına rağmen hani denetim mekanizması? nerde? kim hesap sorabiliyor? kendi adamların o yönetimde olduğu sürece bu mümkün değil. ülkenin başkanı da bizim başkan gibi olacak. referandumda oy vereceklerin bizim kulübün yönetimine şöyle bir bakmalarını istiyorum.
divan kurulunun yapıldığı gun yazilan entrylere bakarsaniz ismi gecen 5 kisinin konusmasi sozlukte cok begenilmistir. neden cunku dogrulari soylemislerdir.
ihrac istemi ise yeni turkiye'de artik normallesmistir. cunku artik bu ulkede gucluye muhalefet olamazsiniz, onun yanlislarini soyleyemezsiniz.
4683
2015-2018 periyodundaki `dursun aydın özbek yönetimi` kısmı bugün olduğu gibi ileride de çok kötü biçimde hatırlanacaktır..
kulübü `aziz yıldırım` stayla yönetmeye kalkışmak kendini imhaya teşebbüstür, umarım hiç değilse bu konuda başarılı olacaklardır..
edit: yazım hatası düzeltildi..
4684
uygulamaya koydukları ihraç istemleri tam aziz'in işidir. eğer buna sessiz kalınırsa da galatasaray taraftarı ve camiası en az fener'in ki kadar aşağılıktır, haysiyet yoksunudur. yıllarca "o" adama sövdük şimdi bizimkiler benzer bir çaba içinde. sessiz kalırsak bu kabul haysiyetlerimizin eriyor olması anlamına gelir. yönetim istifa! “kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat, kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim. bir eğik baş bir boyundur'ktan ağırdır boynuma; fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir galatasaray'ım.”
2016-2017 yaz transfer döneminde avrupa kulüplerinden sanıyorum sadece tolga ciğerci'nin kulübü wolfsburg'a bonservis ücreti ödeyerek oyuncu transferi yapabilmişlerdir. yanılıyorsam lütfen düzeltin. bu durum kulübün ekonomik olarak tükenmiş durumda olduğunun bir diğer göstergesi. aynı zamanda eren derdiyok, serdar aziz ve ahmet çalık'ın fahiş fiyatlara transfer edilmesinin de bir diğer sebebi. nihayetinde yurt içinde eş dost bağlantılarından ötürü hiçbir oyuncu transferi için banka teminatı falan vermeye gerek duyulmuyor. ama avrupalılar hem türklerle daha önce yaşadıkları ödeme problemleri hem de galatasaray'ın ffp gözetiminde olması sebebiyle işi sıkı tutup alınması istenen oyuncular için net garantiler istemiştir. bu aymazlar da bunu yapamadıkları için mecbur yurt içindeki vasatlara yöneldik.
4687
3 milyon euro banka teminatı bulamadıkları için andre pierre gignac'ı alamamışlardır.. genel kurul da çıkıp; efendim işte otel için kredi alınmış ama para başka yere kullanılmış demeyi biliyor dursun efendi.. evet otel için alınan kredi ile alex telles alındı, sizde onu satıp bir güzel 8 milyon euro gelir elde ettiniz ama o parayı serdar donk ve cavanda'ya vererek hiç ettiniz.. yaptığınız çapsızlıklar yaz yaz bitmez
başarısız değillerdir. sanılanın aksine çok başarılı bir yönetimdir.
zira ben bu ekibin, kulübü kasıtlı olarak uçuruma sürüklediğini düşünenlerdenim. bu kadar rezalet bir yönetimin beceriksizlik ile falan alakası yok. beceriksizliği bir yaparsın iki yaparsın üçüncüde çevren uyarır. kesinlikle bir kasıt var buna eminim.
4696
yönetimin genelini bilmem de, transfer komitesinde yabancı dil konuşabilen adam sıkıntısı çektiklerine dair şüphelerim var. yurtdışından futbolcu getirmekte veya yurtdışına futbolcu satmakta bu kadar başarısız olmaları başka türlü açıklanabilir bir durum değil. bir diğer korkum da, matematikten anlamıyor olmaları. japonya'ya podolski'yi satarken aradaki noktayı görmeyip, 26 milyon euro'ya sattık diye sevinmiş olabilirler. ya da topu kötü niyetlidir. ama bu adamlar o kadar başarısız ki kötü adam olmayı bile beceremezler diye düşünüyorum.
4697
hatalarından ders almayan yönetim. hala ve hala 1 futbolcuya takılıyorlar ve transfer dönemi boyunca o futbolcuyla ilgileniyorlar. alternatifleri yok. türkiye'nin en beceriksiz yönetimi olabilir.
4698
görünen o ki 17/18 sezon başı transferinde fiyat performans olarak bir tane bile iyi anlaşma yapamayacaklar. bu defa konuşulan oyuncular belli kalitede isimler. ancak bizim gibi takımlar bu gibi isimleri iyi maliyete alabiliyorsa sevinmek lazım.
belhanda için konuşulan bonservis 8-9 yıllık ücret ise inanılmaz 3,2. bana göre bu transfer tam bir soygun. üstelik de takımın belhanda gibi bir isme ihtiyacı yokken. hele takımı oynatamıyorken ve sözleşmesinin son senesindeyken, üstelik de talibi yokken...
32 yaşında gomis 3 milyon eu'dan bahsediliyor. bak gomis 3 milyon eu alabilir ona lafım yok. çünkü formda bir forvet. bonservisi de 2,5. bu da avrupa piyasasında normal. ancak galatasaray'ın 3 sezonda 12 bonuslarla 14-15 milyon bir forvet oyuncusuna bağlama lüksü yok. var da... geri dönüştürebiliyosan. yani 3 sezon sonra verdiğin parayı ya da en azından bir kısmını geri alabileceksen.
tete yaşı itibarıyla arzu ettiğim tarz bir transfer. ancak dursun özbek'le riola'nın başbaşa neler döndüreceklerini düşünmek bile istemiyorum. yine de endeişeli olduğum transferler içinde çekince koyduğum bir tek bu var. 3-4 milyon eu maliyet ve uygun bir yıllık ücret olursa hiç sesimi çıkarmam.
maicon'u tanımıyorum. 29 yaşında bir oyuncu için 7 milyon bonservis bana göre fazla. hep 3-4 sene sonra geri dönüşüne bakıyorum ben bu rakamların. belki kapı gibi bir oyuncudur.
velhasıl iyi oyuncular fakat fiyat performans olarak ya normal ya da normalin üzeri paralar veriyoruz. dolayısıyla bu politika bizi bu günlere getiren borçlanmayı devam ettirmek demektir. zaten üretmiyorsun. altyapın çalışmıyor. çalıştığında çıkardığın emre çolak gibi adamları da hizipçilere kurban ediyorsun. o halde ekonomik olarak sürdürülebilir bir düzen kurman imkansız. mutlaka ama mutlaka transfer edilen adamın geri dönüşümü olmalı.
bu gün soruyorum size, bruma pahalı transfermiydi geldiğimiz noktada? demek ki isteyince yapabiliyoruz. hem de oyuncuyu yok etmek için elimizden ne geliyorsa ardımıza koymamamıza rağmen. takımı böyle 8-9 oyuncuya çıkardığın vakit geleceğin garantide demektir.
akıllanmıyoruz. akıllanmayacağız. ama artık deniz bitti. aynı hataları tekrar etme şansımız yok.