• 7576
    bir grubun var, kendilern anlamak çok zor. rakip takım, yi bir futbolcu transfer edince o futbolcuya takacak kulp arar. rakip takım, başka bir takımla oynarken gol atınca halı sahada o golü yesek, defans oyuncusunu bir daha maça çağırmayız diye açıklamalar yapar.

    takımında iyi futbolcu hata yapsa, türkiye ligindeki var hakemleri gibi o hatadan önceki 5 dakikayı didik didik inceler ve hatayı başka futbolcuya yıkmaya çalışır.

    insanın hayret ettiği taraftar tipidir.
  • 7577
    yavaş yavaş fenerbahçe ve diğer takım taraftarlarına dönmeye başlamıştır. çünkü birlik yavaş yavaş bozuluyor. taraftar ikiye belki üçe dörde bölünüyor yavaş yavaş.

    sözlükte bile bi kesim forma adaletsizliğinden bahsederken bi kesim hala f.t’nin bir bildiği vardır diyo.

    galatasaray bir his takımıdır. galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır. unutmamak lazım.
  • 7581
    takım iyiyken destek olan kötüyken silkeleyip kendine getiren taraftar. 2017-18 şampiyonluğunun en önemli unsurlarından biri kombine yakan taraftardı. ama sezon sonu şampiyonluk gelince insanlar o taraftara teşekkür etmek yerine onunla dalga geçtiler. şimdi de takım yalpalıyor, ama ben sezon sonunu parlak görüyorum. tek endişem takımı silkeleyip kendine getirecek taraftarın takımın yanında olmamasından kaynaklanıyor.
  • 7582
    gerçek anlamda sümsük taraftardır. anca kendi takımını klübünü eleştirir. efsanesini yerden yere vurur.

    fenerbahçenin 2020-2021 sezonunda yapmış olduğu açık açık hileyi, transfer şikesini hiç konuşmaz. aynı durumda galatasaray olsa uefa ya mektuplar uçmuş, rakip takım yöneticileri avukatlarını yığmış, twitterda maaşlı troll lerini salmıştı.

    birde yalan dolan bir bestesi vardır. "hep oyunlar senaryolar" diye başlayan. yemin ederim duyunca kahkaha atmaya başlıyorum. galatasaray zaten sahipsiz, televizyonlara çıkıp konuşabilecek 1 tane bile taşşaklı bir galatasaraylı yok. tv kanalı sahibi ya da ülkeyi yönetenlerde bir tane bile galatasarayı koruyacak adam yok. tek dayanağı taraftar olan bu kulübün taraftarıda artık yelkenleri suya sermiş

    gerçekten yazık.
  • 7583
    içlerinde maçı sabote edecek futbolcuyu bile haklı görenler var.

    tüm oyuncuların indirim yaptığı dönemde 2 oyuncumuz takıma uymamış ve indirim yapmamış. galatasaray da maaşlarından kesmiş.

    bunu yapmasa yönetim zaten indirim yapanlar "hayırdır biz enayi miyiz diyecek" yani mecburi bir hamle.

    eee? neticede bu hukuki bir sorundur.

    bakın borçlar kanunu ne diyor?

    --- alıntı ---
    iii. aşırı ifa güçlüğü
    madde 138- sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de
    beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve
    sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına
    aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya
    ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden
    sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden
    dönme hakkına sahiptir. sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine
    fesih hakkını kullanır.

    bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.
    --- alıntı ---

    bu maddenin uluslar arası hukukta da karşılığı var.

    yani futbolcu ile kulüp uzlaşamamış. kulüp kuralı kendince makul şekilde uygulamış ve kesintiyi yaparak borcunu ödemiş. kalan %15 ise hukuken çekişmeli kalmış. futbolcu dava açar kazanır, dava açar kaybeder.

    öngörülmesi imkansız olağanüstü bir hal ortaya çıkmış.
    maçlar durmuş - tribünler boşalmış - futbol ekonomisi çökmüş. burada mahkeme dürüstlük kuralını tartışacak. gayet de kazanılabilir bir dava.

    ama sırf yönetime transfersizlik yüzünden duyulan öfke kulübün haklarını savunan insanları çirkin şeylerle itham etmeye sebep olmamalı.

    * futbolcu maçı sabote ettiyse o ağır suçludur. ispatlansa kariyeri biter. teknik adam bile olamaz.
    * maçı sabote eden futbolcu varsa ve hala kadro dışı kalmadıysa, üstüne de sahaya çıkıyorsa teknik direktör suçludur.
    * yönetim ise böyle bi durum varken futbolcuyu kadro dışı bırakmadıysa suçludur, onun dışında suçlu değildir.

    futbolcu çıkıp galatasaray'a ihanet edecek ve haklı olacak ha? gerçekten mükemmel taraftarlık...
  • 7584
    barcelona yönetimiyle kavgalı lionel messi dahi pandemi nedeniyle maaşında yüzde 70 indirim yaparken galatasaraylı iki oyuncunun yüzde 15 indirim yapmamasını nasıl oluyor da haklı gören ve bu nedenle maç sabote etmesini doğru bulan insanlar bulunduğunu anlayamadığım kesime sahip taraftar topluluğu.

    --- alıntı ---

    barcelona football club’s players will take a 70 percent pay cut and make an extra contribution on top during the enforced la liga break so that the club’s other employees can earn their full salaries during the coronavirus crisis, captain lionel messi said.

    --- alıntı ---

    adam kulüp çalışanlarının işten çıkarılmasını engellemek için bir karar aldık diyor. barcelona'nın yanında tribün, forma ve yayın geliri ufacık kalan galatasaray'da yüzde 15'lik kesinti gayet makul.

    yönetimin bunu saçma sapan yollarla twitter'da açıklaması çok yanlış ancak bir yanlışın diğer yanlışla savunulması da büyük haksızlık.
  • 7586
    kendi ile çelişen, henüz yeterince olgunlaşmamış bir kısım var ki sosyal medyada sesleri çok çıkınca çoğunluk onlar sanılıyor.

    -dün yönetime oyuncumuzu değersizleştiriyor satamıyor diyor; bugün de feghouli, belhanda, babel vs kadro dışı kalsın diyorlar.

    -dün niteliği geçtik nicel yeterlilik için transfer yapın bari diyor; bugün yine aynı nicel yetersizliğe rağmen şu oyuncular kadro dışı kalsın diyorlar.

    -fatih terim, ozan kabak ı oynatınca galatasaray defansı bir anda böyle bir çocuğa emanet edilir mi diye kızanlar; sekidika, emin bayram vs oynamayınca da hoca cesaretini kaybetmiş diyorlar.

    -portekiz liginin dibindeki takım stoperine bu kadar para harcanır mı, porto nun benfica nın göremediğini biz mi gördük diyor; bugün marcao 20 milyon eurodan aşağı satılırsa hainliktir diyorlar.

    -başka takımlar katakulli ile iş çevirince, kuralların arkasından dolaşınca iyi ki galatasaraylıyım diyor; galatasaray transferde hile yapmıyor, dürüstlüğünü korumaya çalışıyor diye de isyan ediyor.

    -hoca çıkıp konuşursa sahaya odaklansın diyor; konuşmazsa da hiç ağzını açmıyor kesin bir husumet var deyip velveleye veriyor.

    -mustafa cengiz çıkıp konuşuyor, her mikrofona başkan atlamaz, makamına göre hareket et diyor; başkan konuşmuyor, ancak iyi günde konuşur zaten diyorlar.

    -her fırsatta altyapıya önem verilmesi gerektiğini söyleyen, alt yapı hocasının maaşı şu kadar diyen tek adama altyapıya önem vermiyor, oyuncuyu önemsemiyor ki diyorlar.

    -organize ve profesyonel kötülüğe karşı gereken destek verilmiyor diyor; sonra da organize ve profesyonel kötülüğün maşalarının yaptığı karalama haberleri sorgulamadan galatasaray yönetimine, hocasına, oyuncusuna saldırıyor.

    yani diyor da diyorlar, örnek vererek bitmiyor.

    bu entrydeki amacım kesinlikle eleştirmeyin demek değil. veya bir fikri kötülemek de değil. örnek verdiğim eleştiriler içinde katıldıklarım da katılmadıklarım da var. sözlükte de bahsettiğim bazı örnekleri savunan yazar arkadaşlar var ama zaten amacım bunları değerlendirmek de değil. amacım sadece zıtlık peşinde koşan, hem ak hem kara diyen, altyapısız ve sağdan soldan duyduğu ile kendi değerine saldıran bir kesimin varlığını göstermek.
  • 7587
    ekseriyeti futbolun f’sinden anlamamasına rağmen sağdan soldan duyduğu şeyleri kendi düşüncesiymiş gibi öne sürüp futbol dersi vermeye çalışır. diğer rakip taraftarlardan bir farkı yoktur aslında. sadece daha çok başarı görmüş versiyonudur. %80’lik bir kısmı sosyal medya taraftarıdır. ben diğer taraftarlardan bir fark göremiyorum. türk taraftar tipi böyle. futbolun bildiğimiz şekillerde oynanmadığını anlasak bi sorun kalmayacak aslında ama neyse.
  • 7588
    --- alıntı ---

    geçen sene florya’da ne yediriyorlar ki galatasaray’a tekrar gelmek için adamlar depresyona giriyor diyen şahıs şimdi de peynir ekmek yedirildiğini söylemiş demekki galatasaray da oynamak için peynir ekmek yemeye razı olan insanlarda var senin gibi 3 kuruşa satacak olanlar da !!

    --- alıntı ---

    https://twitter.com/...139485273038849?s=21
  • 7589
    2020-2021 sezonunda pek çoğunun takımından ne beklediğini bir türlü anlayamıyorum. madem bu takım orta sahasız da şampiyon olabilirdi, neden transfer dönemi boyunca her gün bas bas orta saha diye bağırıldı? istediğimiz kalitede orta saha oyuncularından yoksunken doğru düzgün bir oyun planı oturtulamayınca kötü skorlar alınmasına neden şaşırılıyor? bu takımın teknik adam problemi mi yoksa futbolcu problemi mi var? bence ciddi bir paradoks yumağının zihnen içindeler şu an.

    önemli bir kısmının manipüle edilmeye açık, futboldan anlamayan kişilerden oluştuğunu düşündüğüm taraftarlardır.
  • 7590
    galatasaray futbol takımı;

    süper lig 2017-2018 sezonunda evinde oynadığı 17 maçta, 16 galibiyet ve 1 beraberlik; deplasmanda oynadığı maçlarda ise 9 galibiyet, 7 mağlubiyet ve 1 beraberlik alarak sezonu şampiyon tamamlamıştır.

    süper lig 2018-2019 sezonunda evinde 13 galibiyet ve 4 beraberlik almıştır. deplasmanda ise 7 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 5 beraberlik alarak sezonu şampiyon tamamlamıştır.

    süper lig 2019-2020 sezonunda evinde seyircili oynanan 13 maçta, 9 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet almış. pandemi nedeniyle seyircinin alınmadığı 4 maçta 1 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet; deplasmanlarda ise 5 galibiyet, 6 beraberlik ve 6 mağlubiyet alarak sezonu 6. bitirmiştir.

    süper lig 2020-2021 sezonunda pandemi nedeniyle seyircinin alınmadığı 3 maçta, 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet alınmıştır. deplasmanda oynanan 2 maçta ise 1 galibiyet ve 1 mağlubiyet var.

    galatasaray taraftarının olduğu 47 maçta, 38 galibiyet, 8 beraberlik ve 1 mağlubiyet,
    galatasaray taraftarının olmadığı veya azınlıkta olduğu 60 maçta, 24 galibiyet, 21 mağlubiyet ve 15 beraberlik alınmıştır.

    antrenmanlara 30 bin kişi akın ediyor, türlü türlü organizasyonlar düzenleyip ekonomiye yardımcı oluyor, kar kış demeden maça gidiyor ve görüldüğü üzere takımı şampiyon yapıyor.
  • 7591
    maalesef hem saha içinde hem de saha dışında galatasaray'ın tek gücü.

    tt arena'da 52 bin kişi olunca takım daha farklı oynuyor, hakemler de istedikleri gibi at koşturamıyor. hakemi alanya maçı* özelinde demiyorum, genel olarak taraftar, hem hakemi hem de futbolcuyu belli başlı şeyleri yapmaktan alıkoyuyor. mesela hakem yanlış penaltı veremiyor, futbolcu savruk oynamıyor vs.

    istisnalar kaideyi bozmaz bu arada. konya maçı* gibi olaylar 5 senede bir olur.
  • 7592
    turkiye liginde en kotu yonetilen takimin taraftari. oyle ki, iflasin esigine gelmis $ikeci fener'e yasama umudunu biz sagladik, can simidini kendi ellerimizle verdik.

    taraftarin terim'ci, mustafa cengiz'ci diye ayrisip kendini kandirmayi birakmasi ve acilen tatli uykusundan uyanmasi lazim yoksa sadece bu sezon degil, onumuzdeki sezonlari da geri donusu olmaksizin kaybedeceegiz. nasil avrupa kulupleriyle aradaki makas acilirken oyle avel gibi seyrettiysek, su anda bunun benzeri borc batagindaki fener ile gerceklesmek uzere.
  • 7594
    galatasaray buyuklugunun en temel ogesidir, oyle ki taraftarsiz galatasaray, benzer durumdaki rakiplerinin daima cok gerisindedir. bunda, en azindan yirmi yildir istisnalar disinda idarecilerin buyukler ve hatta super lig takimlari arasinda en alt seviyedekilerden biri olmasi etkili olabilir. ne enteresandir ki bu durum ortadayken taraftarin en alt sinif gorulup camiadan dislandigi kulup de galatasaraydir.
  • 7595
    acilen ortak bilinç geliştirmesi gereken ve "başarıya alışkın taraftar" kisvesinden hızla kurtulup "iyi gün taraftarı" olarak anılmaya başlanacak kitledir. dünkü maçta * belhanda'nın golü sayılsa "kuzeyin oğlu", "joker", "kaptan" diye öve öve bitiremeyecekleri martinciğimi anında boklamışlar. yahu adam canını dişine takıyor oynuyor işte. yahu takım hepten kötü işte. yahu geride kurduğumuz sabırlı oyunu ön alanda iki topta eziyoruz işte, ya noolacağıdı ya? bazı şeylerin gerçekleşeceğini görmek için alim olmaya gerek yok. ama sevdamızdan kanıyoruz işte bu yönetici olacak insanlara. kulüp bu taraftarın gücünü çok iyi biliyor ancak taraftar bunun pek de farkında değil gibi.
  • 7596
    hepimizin dahil olduğu ve belli bir kesimi hakkında naçizane bir özeleştiri yapmak istediğim taraftar gurubu. galatasaray taraftarının en sevdiğim yönü, içinde futbolu bilen kesimin diğer taraftar guruplarına göre çok daha yaygın olması. rakip başarıları dahil olmak üzere, bunları değerlendirirken saçma sapan argümanlar kullanmak yerine, olayın teknik ve taktik bilgisiyle açıklamaya çalışma çabası gerçekten bir galatasaraylı olarak gurur verici. zaten kaliteli spor yorumcularının bir çoğu da bu yüzden galatasaraylı.

    fakat gel gör ki, bizim taraftar gurubumuzun büyük çoğunluğunu oluşturan bir yabancı futbolcu takıntısı var maalesef. özellikle bu yabancı futbolcu isim sahibi veya yüksek bonservis ödenmiş biriyse, son ana kadar hatta daha da ileri giderek yıllarca patlayacak diye tahammül edilebiliyor. bunun en net örneğini falcao ve diagne ikilisiyle yaşadık. falcao sırf geçmiş kariyeri, diagne'de 17-18'de ki gol krallığı ve juventus macerası sebepleriyle tahammül sınırlarını çoktan aşmış olmaları ve camiaya artık kambur olmalarına rağmen saçma sapan sebeplerle uzun süre savunuldu. 24 yaşındaki okan kocuk ise 3 maça çıkmadan yerin dibine sokuldu ne yazık ki. benzer şeyleri ozan kabak'ın çıkış yaptığı dönemde yaşamıştık. açıp eski yorumlara bakarsanız "çok penaltı yapıyor", "ayakları yere sağlam basmıyor" gibi argümanlarla zerre tahammül edilmeden eleştirildi bir kesim tarafından.

    velhasılı kelam umarım son 2 sezondur yaşadıklarımızdan ders çıkarır ve futbolcuların isim yada kariyer durumuna takılmadan, objektif bir biçimde değerlendirmesini öğrenebiliriz.
  • 7597
    ne istediğine karar vermesi gereken taraftar grubu. o kadar çok değişik hizipler var ki gerçekten. bence hiçbirisi de galatasaray'ı başarıya götürecek düşünceye sahip değil. mesela şampiyonlar ligi maçlarını seyredip adamlar şöyle iyi böyle iyi diyen aynı taraftarlar kulüp içinde teknik direktör olsun başkan olsun yönetimden bir kişi olsun profesyonellikten ve kurumsallıktan uzak bir açıklamasını,hareketlerini savunabiliyorlar. savunmayanları da galatasaray düşmanı birilerinin trolü yok onların oyunununa geliyorsunuz diye itham ediyorlar. peki biz nasıl bu zihniyetle şampiyonlar ligi maçlarında izlediğiniz o kulüplerin seviyesine çıkacağız ? bu noktada çelişki ortaya çıkıyor bence önce o kulüplerin nasıl başarılı olduğuna bakıp ona göre yorumlamak gerek yoksa daha çok abi adamlar bizle karşılaşsa fark atarlar deriz. falcao transferi de bir örnektir mesela. falcao gelsin kampanyaları yapıldı ondan sonra kötü oyuncu ilan edildi. falcao'nun son sezonunu izlediler mi acaba illa gelsin diyenler ? falcao'yu tsubasa mı sandılar acaba ? ben hiçbir zaman falcao transfer süreciyle ilgili gelsin veya gelmesin yazmadım . yönetim istifa gibi şeyleri de saçma buldum. ama şimdi bu yönetime istifa yazanlar aynı yönetimi falcao transferi yüzünden eleştiriyorlar. yönetim kadar bu zihniyetteki böyle düşünen bir kısım taraftar da hatalıdır. kurumsallıktan uzak yönetime kurumsallıktan uzak taraftar maalesef. battık bittik muhabbeti yapmayı herkes seviyor ama çözüm nedir nasıl ayağa kalkarıza gelince yok tek suçlu fatih terim yönetim süper yok yönetim suçlu fatih terim suçsuz şeklinde hatalı tespitler yapılıyor ve tespitler de sorunu çözmeye yönelik değil kişisel sevgilere dayalı galatasaray'ın çıkarını düşünmekten çok.
  • 7598
    eleştirilecek bir çok yanımız vardır, doğrudur.

    ancak galatasaray başkanlığı için hiç bir zaman başkanın maddi durumuna göre hareket etmez bu taraftar grubu. gerek sözlükte gerek başka mecralarda hiç bir galatasaray taraftarının “x başkan olsun, parası var bize şunu alır bunu getirir” dediğini görmedim, duymadım. bu kafa yapısı suyun öteki tarafında var, bizim taraftarımızda değil. yoksa bu kulüpte özhan canaydın’dan, adnan polat’tan, duygun’dan, dursun’dan ve mustafa cengiz’den kat be kat daha zenginleri varken bu isimlerin başkanlığı rüyalarında dahi görmeleri mümkün olamazdı.

    şimdi de bu taraftar ozan korkut’a, “yaşlı abi” modeline, statükonun çatı adayına karşı çıkıyorsa, sebebi bu isimlerin parası pulu değildir. galatasaray fenerbahçe gibi başkanın eline bakan dilenci bir kulüp değil. bilhassa ozan korkut’u isteyenler, istemeyenleri para pul yüzünden istemiyorsunuz diye yaftalamasın lütfen.

    edit: ünal aysal’ı saymadım, çünkü maddi gücü çok iyi olan bir tek kendisi var. ama onu da taraftar parası-pulu için istemedi. kendisi de galatasaray’a para pul borç vermedi/hibe etmedi zaten.
  • 7599
    bu sezon* ilk 7 hafta itibariyle mustafa cengiz yönetimini, fatih terim'i ve birçok oyuncuyu eleştiren ama maalesef ki en önemli konuyu atlayan taraftardır. nedir bu en önemli konu?

    fenerbahçe'nin el birliğiyle raydan çıkmasıdır.

    bundan birkaç sene önce eski fenerbahçe asbaşkanı, yeninin ise tff başkanı nihat özdemir: "kim olursa olsun harcama limiti konusunda asla taviz vermeyeceğiz" şeklinde bir açıklama yapmıştı. tarihler 4 ağustos 2020'yi gösterirken, tff 2020-2021 sezonunun harcama limitlerini açıklamıştı. https://www.tff.org/...687&ftxtID=33547

    fenerbahçe'nin %15 sapma payıyla birlikte maksimum 177 milyon 573 bin tl'lik bir harcama yapması gerekliydi. bu açıklamadan sonra her yerde kıyamet koptu. ali koç çıktı tehdit etti, siteden açıklama yaptılar, yayıncı kuruluş laf etti, bazı taraftarlar bugün bana yarın sana kafasıyla hareket edip yaygaraya ortak oldu falan filan derken fenerbahçe birkaç tane transfer yaptı. yahu bunlar harcama limitine takılmışlar, hatta fenerbahçe, sözleşmesi devam eden oyuncularının giderlerinin 154 milyon tl'nin çok çok üzerinde olduğunu açıklamış, bu yüzden transferlerine lisans vermezler dedik ama nerdeee.
    https://www.fenerbahce.org/...%20%C3%BCzerindedir.

    bankalar birliği ile anlaşma gibi içeriği henüz bilinmeyen haberler medya'ya düştü ve fenerbahçe yaptığı transferlere lisans çıkardığı gibi, sonrasında 9, toplamda da 16 transfer yaparak adeta herkese masa başı dersi verdi. roma'da yıllık 3.5 milyon euro alan perotti transfer edildi ve medya'ya göre yılda sadece maksimum 1.6 milyon euro alacak. aynı medya, omar transferinde menajere verilen paranın peşine düşmüştü. fenerbahçe'nin kuralları çiğneye çiğneye yaptığı 16 transferin peşine kimse düşmedi. hatta o kadar alçaldılar ki, kasımpaşa en önemli oyuncusunu fenere beleşe verirken ayakta alkışladılar.

    çakallıklarla geçen dönemden sonra ligler başladı ve hile hurda devam etti. 11 eylül 2020 çaykur rizespor fenerbahçe maçında fener lehine 2 penaltı verildi. fener lehine 2 penaltı veren hakem, son yönettiği fener maçında fener lehine 3 penaltı veren arda kardeşlerdi. maç 1-1 ilerlerken, dakikalar 86'yı gösterdiğinde 2. penaltı verildi ve fenerbahçe sahadan 2-1'lik galibiyetle ayrıldı. fenerbahçe'ye verilen 2. penaltı'nın penaltıyla uzaktan yakından alakası olmadığını herkes gördü ama kimse doğru dürüst konuşamadı.

    ilk hafta fener lehine 2 penaltı verildi ve ikinci haftaya geçildi. 21 eylül 2020 fenerbahçe hatayspor maçında bu sefer hatayspor'a tam 2 tane kırmızı kart verildi. maç 0-0 bitti.

    2 kasım 2020 antalyaspor fenerbahçe maçında antalyaspor'a haksız bir kırmızı kart verildi. hiçbir art niyet yokken yapılan bu faule kırmızı kart vermek saçmalığın daniskasıdır. keşke bununla sınırla kalsaydı ama 83. dakikada fener lehine bir penaltı verildi ve görev başarıyla tamamlandı.

    fener'in göztepe ve trabzonspor ile oynadıkları maçlardaki hataları konuşmuyorum bile. hani o maçlar hariç, sadece yukarıdaki maçları hesaba katarak şu yargıyı çıkarmak yanlış olmaz: fenerbahçe, hakemler sayesinde 4 puan kazandı. bu da topladığı puanların %20'sinden fazla demek.

    galatasaray futbol takımı olarak kötü bir oyun ortaya koyduğumuzu söylemek yalan olmaz. gerçekten çok kötü top oynuyoruz ve bunun yanına yönetim-terim krizi eklenince tek bir noktaya odaklandık ve ezeli rakibimiz lehine yapılan hataları hep arka planda bıraktık. yahu 20 eylül 2020 istanbul başakşehir galatasaray maçında ceza sahası içerisinde demba ba iki eliyle de topa temas etmiş ve haklı olarak net bir penaltı kazanmıştık. maç sonunda bu kadar bariz bir penaltıyı bile kabullenemeyen bir kesim vardı. hatta o kadar ki "oyun kuralları penaltı diyor ama ben penaltı vermem." diyen şeytanlar bile oldu. fb trolleri bu net penaltıyı bile günlerce konuştu durdu. bakın bunlar haklı olarak kazandığımız bir penaltıda bile kıyameti koparabiliyor ama bizler ise fenerbahçe'nin bu kadar çok kollanmasına bırakın ses çıkarmayı, ses keser olduk. fenerbahçe iyi oynuyor olabilir, pozisyon buluyor olabilir ama bu lehlerine hata yapılacağı anlamına gelmiyor. susmayacaksın arkadaşım, çatır çatır konuşacaksın.

    fenerbahçe'nin tüm bunların yanında, mağazalarında anadolu takımlarının formalarını satışa çıkarması zaten ayrı bir skandaldır ama bu da unutuldu gitti.

    fatih terim'i en çok eleştirenlerden biriyimdir, yönetimi transfer anlamında veya diğer konularda eleştirmekten hiç kaçınmadım ama bazen takımı da rahat bırakmakta fayda var çünkü tüm gözlerimizi takımımıza çevirdiğimiz zaman arkamızdan dolaplar çevriliyor ve bizde bunları göremiyoruz. halbuki takımımızı birazcık rahat bırakıp, arkamızdan dönen dolaplara odaklanırsak, baskıyı takımımıza değil, rakibimize yapmış oluruz.

    ha bide şu var; milyonların seyrettiği bir televizyon kanalında tarafsız olması gereken bir adamın bile "taraflıyım" dediği ve sürekli yalan yanlış yorumlarla kamuoyunu etkilediği yerde, taraftarlarımızın objektifliği(!) bırakması, en azından bu süreçte takımımıza fayda sağlayacaktır. bu devirde orta da kalırsan, sağındaki ve solundakine yem olursun. ülkemizin efendilik ve doğruluk gibi kavramları terk etmesinin üzerinden yıllar geçti.
  • 7600
    sadece ultaslandan oluşmayan, hatta ultraslanın aslında bir azınlığı olduğu gruptur. geldiğimiz noktada ultraslan dışındaki taraftarlarımızın gerek sessiz tavrı gerekse ses çıkardığında aldığı desteğin neredeyse hiç denecek kadar az olmasından dolayı, galatasaray taraftarları sosyal mecralarda oldukça zayıf görünmektedir.

    bu duruma çare olarak benim düşüncem ultraslandan farklı oluşum ya da oluşumların tribünlerimize katılmasıdır. galatasaray taraftarı her zaman sorgulayan, iyi kötü eleştirebilen, seviyesi yüksek ve spordan anlayan bir grup olmuştur. tekrar eski günlere dönüp, özünden ayrılan bir grubun adı altında anılmamak dileği ile...
App Store'dan indirin Google Play'den alın