• 5332
    elalemin taraftarı schalke bayrağı açacak, madrid atkısı açacak, g4l4t4s4r4y diye dalga geçecek ama galatasaray taraftarı rakibinin kaybına sevinmeyecek öyle mi size göre?
    yapması gerekeni yapan, iş rakiple goygoya geldiğinde kralını yapabilecek taraftardır, yapmalıdır, yapıyordur ve yapacaktır.

    edit: iş bu konu 5 mayıs 2000'de takımımızın uefa finali oynamasından 12 gün önce kadıköy'deki şu https://store.donanimhaber.com/...625d05a26251d637.png rezillikle başlamış, devam ettirene karşı yapılmaya da devam edilmiştir. onlar tiner çekiyor diye biz tiner çekmeyiz ama onlar takımımızla dalga geçerken de "aha ne güzel dalga geçiyorlar, ben bunları desteklerim avrupa'da" diyecek kadar da geniş insanlar değiliz, olamayız.
  • 5334
    bazen anlamadığım taraftardır, güruhtur. ergin ataman başlığında gezerken fark ettim. bence de ergin ataman şu an başarısız bir form çiziyor. bence de yolları ayırmak bir ihtimal olmalı. ama geçen sene burada hakkında methiyeler düzmediniz mi bu adamla ilgili. ben de o zamanlar çok seviyordum. ben de kendisine imparator dedim. ama hiçbir zaman futbol takımını da o yönetsin, kredisi sonsuz, ölsün de bırakmasın demedim.

    e siz dediniz bunları. kimseyi birebirde itham etmiyorum ama güruh olarak kafa yapısı bu değil miydi? sonsuz kredi böyle bir şey değil arkadaşlar. kimseyi faal sporculuk yaşantısını bitirmeden efsane yerine koymamak gerekiyor. sonra hayal kırıklıkları da büyük oluyor çünkü.
  • 5335
    bundan muhtemelen birkaç hafta önce ışid tarafından yakılarak öldürülen, görüntüleri ise dün internete düşen sefter taş'tır.

    http://i.hizliresim.com/41MknJ.jpg

    ah benim güzel kardeşim...

    8. sınıfta okulu bırakıp sakat kardeşine bakan, askeriliği "aradan çıkarıp" teyze kızıyla evlenme hayalleri kuran, ığdır dağlarında çobanlık yapmış canım kardeşim...

    21 yaşında, 1 yıldan fazladır tutsak ettikten sonra acımadan yaktılar seni... nasıl bir kaderdir ki seni, benim gariban kürt kardeşimi yakan caniler birkaç sene öncesinin türk vatandaşı, hem büyük ihtimalle askerlik vazifesini de yapmış yaşı başı aşkın, şimdinin ışid militanıydı... üzerinden pislik akan suratları, semirmiş bedenleri, iğrenç sakalları ve dişleriyle türkçe olarak atıp tuttular dakikalar boyu ve senin zincire vurulmuş ince uzun bedenini ateşe verdiler...

    https://cdntr2.img.sputniknews.com/...59/70/1017597053.jpg

    sen vatan sınırını korumak için canından oldun, aradan geçen sürede kaybettiğin umudun ve çatık kaşlarınla, yere düşüp hareketsiz kalıncaya dek vakur bir şekilde dayandın alevlere karşı... hayata karşı o son duruşun bana o kadar büyük bir ders oldu ki, lakin şu ülkede neler üzerinden boş edebiyat yapılırken sen haberlere tek bir satır bile çıkmadın, çıkamadın...

    seni yaşarken görmek nasip olmadı, görmez olaydım ki ölümünü gördüm... kendini tanıttığın o birkaç saniye ve bakışlarına doyamadım. senin canına kıyan şerefsiz vatan hainlerini itlaf etmek bu milletin boynunun borcudur.

    seni asla unutmayacağım iki yıldızın üstüne üçüncüyü ekleyen galatasaraylı kardeşim... sen de bu bakışları unutma ey türk halkı;

    http://i.hizliresim.com/zaBV8j.jpg

    unutma...
  • 5339
    asil sorunu gayet iyi bilmekte olan taraftardir. galatasaray neden her sene transfer yapiyor? bu transferlerden kimler nemalaniyor? galatasaray takiminin neden her sene eksikleri var? sag bek bolgesine kac oyuncu alindi? sol bek bolgesine defans bolgesine kac oyuncu alindi?

    lafi uzatmaya gerek yok. cavanda kac mac oynadi? linnes kac mac oynadi? kac mac kotu oynadilar? sabri kac mac kotu oynadi ve devam etti?

    sorun gayet ortada. 2 tane cop oyuncu devamli transfer ihtiyaci doguruyor. bu transfer ihtiyaci sayesinde devamli transfer yapiliyor ve komisyonlar donuyor. bu artik bir politika. futbolcuya elden yoneticiye de komisyondan para odemek gibi birsey. bu adamlarin yerine gelen oyuncular coplerin menejerlerinin mamaladigi basin tarafindan itin bir tarafina sokuluyorlar. coplerin abisi yardimci antrenorler falan da ince ince yeni transferleri dogruyorlar. soguk soguk oyuna sokmalar hocalara manipulatif tavsiyeler vb. en az maliyet de hoca degisimi. mumkunse o da komisyoncu olsun kulupten para cikmasin. taraftar nasilsa enayi ve kaderci. nasilsa alisveris yapar nasilsa maca gider.

    daha nasil anlatalim? bu islerin duzelmesi icin td aklina degil yonetim aklina/politikasina ihtiyac var. hoeee 2 0 oldu fatih hocam nerde kafasiyla yurumez bu isler. yurumedi de.

    edit: ayrica gonderilmek uzere alinan ihtiyac yaratmak icin alinan cop oyunculara girmiyorum bile.
  • 5341
    çok sığ bir topluluktur.

    biliyorum sık sık kulüp, taraftar, yönetim başlıklarında ona buna laf atar konumda, duyar kasar konumdayım ama yönetimin, taraftarın ve kulübün çoğunluğunu oluşturan kite gerçekten çok vasat.

    galatasaray, metin oktay'dan önce halkın takımı etketine bu denli sahip bir kulüp değildi. metin oktay'ın transferi ile birlikte taraftar profilinde değişimler ve kitlesinde muazzam bir büyüme oldu. lise başlığı altındaki taraftarların devletin malı deniz, yemeyen keriz düsturuile yaklaştığını aramızda hala anlamayanların olabileceğine ihtimal vermiyorum. lise dışında kalan ve galatasaray'ı halkın takımı yapan, türkiye'dir galatasaray diyen insanların çoğu da öyle bir şekle şemale sokuyorlar ki kulübü akıl mantık çaresiz kalıyor.

    biliyorum eleştirilmeyi de sevmiyorsunuz, sonuçta sizler ortadoğu'nun göbeğinde, çölde bir vaha gibi eğitimiyle, toplumuyla, devlet organlarıyla bütün dünya'yı aydınlatan bir ülkenin vatandaşısınız.süper güç olma hayalleriniz, komşu ülkelerden toprak almak, başka mezheplerin camilerinde namaz kılarak onları aşağılamak, türk devletlerine abilik yapıp türk birliğini kurmak ve abd'ye kafa tutmak gibi hayalleriniz var. bir tek sıkıntınız var, mantığınız bu tarz hayallere galip gelemiyor. düşünmeden konuştuğunuz ve yazdığınız için sürekli tükürdüğünüzü yalamak durumunda kalıyorsunuz.

    çok yanlış var ülkede ama bunlara değinme için yazmıyorumu entry'i ama işte ne yazık ki bu tükürdüğünü yalamak konusunda bir türlü iflah olmuyorsunuz.

    sportif zemine geri dönelim, bir manchester united örneği vermek istiyorum. ferguson emekli olduğunu açıkladığından beri 3. hocalarıyla da istedikleri ve alışkın oldukları yerde değiller. ama hala ferguson kulübün başına geçmiş değil. bizse her sıkıntılı süreçte fatih terim'e, hagi'ye sarıla sarıla hem adamları yıprattık hem kendimizi. 4. fatih terim ya da 3. hagi dönemleri konuşulur oldu ki ben buna anlam veremiyorum. biraz gurur, biraz mantık her insan evladında olmalı diye düşünüyorum. yani bu yaklaşımı özel hayatınızda da uyguladığınızı farz edersek eski sevgilinizle 3 defa 4 defa 5 defa bir araya gelip, ayrılık sonrası kendini alkole, sigaraya veren ve hayatını ilerlemek yerine sefil hale getiren insanlarsınız. çok acı, sizin adınıza üzülüyorum. bu düşünce yapısı, başka oy verecek parti mi var? diye diye yıllardır bizleri nerelere getirdi açıp twitter'i ya da interneti öğrenebilirsiniz.*

    tek sorun gelecek hoca mi? hayır. siz kulübün aktif olarak başındaki insanlara da saygısızsınız. bu işte en mide bulandırıcı özelliğin senin kardeşim. beden eğitimi hocası, altyapı hocası diye diye o kadar itibarsızlaştırdınız ki, o kadar yalnız bıraktınız ki 25 yıldır ilk defa böyle iğrenç bir tutum daha hatırlamıyorum. yani kulübün başındaki özbek kardeşleri eleştiriyoruz falan ama biraz olayın dışına çıkabildiğinizde bu adamların tam sizin profilinize uygun yöneticiler olduğunu görebilmemek mümkün değil. aysal'ı anlamamıştınız, faruk süren'i de anlamadınız. bu adamlar yanlışlar yaptılar bunu kabul ediyoruz ancak basiretsiz değillerdi. şu gün şu dakika galatasaray yönetiminde bulunan topluluğun hareketleri ve kitleleri yönlendirme yöntemleriyle ak parti'nin yıllardır yaptıkları birbirinin aynısı. hele ki bir podolski için 20m euro'yu taraftarı hareketlendirmek için yönetimin ortaya attığı iddiası var, bu gerçekse sizlere müstehak bu yönetimler.

    kusura bakma kardeşim ama süzmesiniz. her seferinde dalda ağzında peynir tutan kargasınız ve her yönetici adı altında gelen adam da o peyniri ağzınızdan alan tilki'dir. okumuyorsunuz, şu son cümlemdeki karga ve tilki hikayesini dahi bilmiyorsunuz. çünkü eğitimsizsiniz, eğitimsiz olduğunuz için eleştiriye tahammülsüzsünüz, hadsizsiniz. eleştirmeyi dahi bilmiyorsunuz.

    geçen gün bir başka hadsiz, jermain lens başlığına " lens 29, bruma 22 yaşındadır" yazdığım vakit "bu ne saçma entry yeaaa!" gibi bir mesaj atmıştı bana. hayır bunun peşine kendisinin hadsiz bir hırt olduğunu dile getirdiğimde saygısız olarak beni ilan ediyorlar. eleştirinin ne olduğunu bilmeyen, herkese kendisi gibi düşünmeyi ve kendisi gibi yaşamayı dayatan bir toplumun içerisinde pek anormal karşılanacak bir durum da değil bu ancak yıl olmuş 2017 artık şu kafayı değiştir biraz medeni ol be kardeşim.

    biraz önce fatih terim başlığındaki entrylerin birisinde galatasaray sözlük yazarlarının sokaktaki galatasaraylı profilini temsil etmediği eleştirisini okudum. sözüm ona bu bir eleştiri ama ben bir övgü olarak alıyorum bunu. evet kardeşim ne mutlu ki burada sokaktaki taraftar profiline uyan pek bir yazar yok, o profildeki adamlar da genelde burada fazla barınamıyor ya da işte böyle kötü günden kötü güne ortaya çıkıyorlar, çıkıyorsunuz :) buradaki yazar profili ile sokaktaki taraftar profilinin uyuşmamasının sebebi de sokaktaki adamın aksine buradaki kitlenin çoğunluğunu eğitimli insanların oluşturması. sokaktaki futbolu sadece holiganizm ve toplumda yer edinmek ve tribünden yolunu bulmak için takip eden adam ile stad atmosferinde tek maç izlememiş, galatasaray'ı duruşundan ve saf duygularıyla seven adam aynı olamaz.

    ama hala inancımı koruyorum, siz de gelişeceksiniz, siz de kültürleneceksiniz hiç sıkıntı yapmayın. hep böyle cahil ve vasat kalmayacaksın güzel kardeşim. yarınlardan ümidini kesme, senin kültürün ve tahsilin yükseldikçe başımızda ne özbek kardeşler gibi yönetici, ne fatih terim gibi bir figür ne sabri gibi bir oyuncu olur.

    edit: henüz bahsetmediğim bir sürü yanlış var ama senin bünyen kaldırmaz bunları biliyorum. yavaş yavaş anlatacağım hepsini sana zamanla.
  • 5343
    benim neslimden olanları (1978)belki de en şanslı olan taraftarlardır.

    - 1985 yılında bu takımı tutmaya başladım. 2 yıl sonra şampiyonluk gördüm. o zamandan bu yana da tam 15 şampiyonluğa şahitlik ettim.
    - 11 yaşımdayken takımımın şampiyon kulüpler kupasında yarı finale yüksediğini gördüm.
    - 14 yaşımda takımın kupa galipleri kupasında çeyrek final maçına çıktığını gördüm.
    - 15 yaşımda takımın şampiyonlar ligine katıldığına şahit oldum (o sene sekiz takım şampiyonlar ligine kaldığı için otomatik olarak çeyrek finali de görmüş oldum).
    - 17 yaşımda ulubatlı souness olayına canlı canlı televizyon başında şahitlik ettim.
    - 18 yaşımda bir futbol efsanesi hagi' nin galatasaray forması giydiğini gördüm.
    - 18 ile 22 yaş arasında takımımın şampiyonluklara ambargo koyduğuna şahit oldum.
    - 22 yaşında galatasaray ın uefa kupasını ve uefa süper kupasını kazandığını gördüm.
    - 23 yaşında takımımın ikinci kez şampiyonlar liginde çeyrek finale kaldığını gördüm.
    - 24 yaşımda galatasaray' ın toplam 15 şampiyonlukla 3. yıldızı taktığını gördüm.
    - 28 yaşımda 16, 30 yaşımda 17. şampiyonluğu gördüm.
    - 35 yaşımda takımımın 3. kez şampiyonlar liginde çeyrek finale çıktığını gördüm.
    - 37 yaşımda 4. yıldızı taktığımızı gördüm.

    şu ana kadar galatasaray' ın katılıp da ,hali hazırda devam eden organizasyonlar içinde, alamadığı tek bir kupa kaldı; şampiyonlar ligi kupası. onu da kırkımda falan görürüm diyordum ama belli ki biraz gecikecek. ama biliyorum ki allah yaşamayı nasip ederse yaşım 50 olmadan o kupadan en az bir tanesini galatasaray müzesinde göreceğim.

    edit: düzenleme.
  • 5344
    koyun şapkanızı önünüze bir düşünün. soğuk falan gibi bahaneleri kenara koyun. her fırsatınızda gidip bas bas istifa diye bağırmalısınız. aramızda satılmış çok. sucukçusundan biletçisine hepsi içimizde. florya mı basılır, her maç mı işgal edilir, istifaya sözlükte yazarak zorlayamayız. imkanı olan herkes, istanbul'daki herkes istifaya zorlamalı. skor ne olursa olsun. armayı seven herkes stada. başka yolu yok. başka galatasaray yok.
  • 5347
    futbolu en iyi bilen taraftardır, ama bir o kadar sözü hiç dinlenmeyendir. tribünde en çok sesi çıkanların, çoğunluğu temsil ettiği sanılır ama yanılgıdır.
    benim mensubu olduğum tüm taraftar platformlarında teknik, taktik ve futbolcu yetersizliklerinde büyük çoğunluk (trolleri saymazsak) hem fikirdir.
    vefalıdır, 17 yıl önce yolu buralardan geçmiş bir hagi'yi asla unutmaz, sırtında taşır, metin oktay resminin önünde saygı ile eğilir, kulüp tarihini iyi bilendir, gurur duyulandır.

    ve maalesef buna rağmen kulüp içinden, genel kuruldan, yönetimden, söz sahibi olunabilinecek her platformdan uzak tutulandır. genel kurul mantığı ile bir nevi müşteridir yani. vefa kelimesinin en çok içini dolduran kısım da tam olarak burasıdır aslında. kulüpten bu kadar uzak tutulduğu halde, bu kadar sevgi gören bir takımın taraftarıdır onlar. iyi ki varlardır.

    https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/...93c78600840d277f.jpg
  • 5349
    sahit olabildigim kadarı ile en etkili oldugu sezon 92-93 sezonu olabilir bence.

    asy'de katowice, frankfurt, roma macları , bjk ile inonu'de 9 kişi ile 2-2 kaldıgımız kupa macı , kadıkoy'de fener'i 4-1 yendigimiz mac, inonu'de bursa'yı geriden gelerek yendigimiz 4-2' lik mac ve ozellikle sezon basında inonu'de fener'i 3-2 yendigimiz tsyd macları taraftar etkisi bakımından baya iyiydi.

    inonu'deki 2-2 lik bjk kupa macını vhs video'ya cekmiştim o zamanlar. tekrar tekrar geriye alıp arif'in golunden sonra ekranda kapalı sol tarafın delirmesini seyrederdim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın