1
öncelikle şunu belirtmek isterim ki; ilgi alanımızdır. akabinde karalayacak bir kaç satırım var müsadenizle.
malumunuz; sözlükte sık sık bazı arkadaşlarımız çıkıp olmayacak zamanlarda, olmayacak insanlarla ilgili bizlerin sinirlerini zıplatacak yorumlarda bulunuyorlar. sinirleniyoruz, cevap vermek istiyoruz, yaygara koparıyoruz. bazılarımız da bu arkadaşların başlıklarında, bu arkadaşları savunmak adına şu bakınızı veriyor: (bkz: düşünce özgürlüğü)
eyvallah, haklısın sevgili iyilik meleği. ancak; bazı ön koşullar var, bunları naçizhane hatırlatmak isterim.
düşünce özgürlüğünden bahsedeceksek; fikirlerin ifade ediliş biçimleri ve kişilerin karşı argümanlara hazırlık düzeyi oldukça önemlidir. bilen, hatırlayan arkadaşlar olacaktır; kendileri düşüncelerini ifade ettiklerinde eğer eleştirecek bir şey bulmuşsam bunu genellikle özel mesaj yoluyla yaparım. kendi fikrimi beyan eder, onun fikrinin karşı argümanını sunar, eğer o yazarın beyan ettiklerine anlık veya birikmiş duygularını kattığını sezersem bu duygularından sıyrılıp resme biraz daha uzaktan bakmasını telkin ederim. bir çok yazar arkadaşımla da bu yolla ortak noktayı bulduk, bazen fikir ayrılığına düşsek de birbirimizi kırıp dökmedik. en azından ben böyle olduğuna inanıyorum, aksi yönde davrandığım kardeşlerim olmuşsa da aflarına sığınır, özrü borç bilirim.
yukarıda da değindiğim gibi; fikirlerin ifade ediliş biçimleri gerçekten çok önemli. örneğin "semih kaya şu, şu, şu hataları yapıyor ama çok özverili oynadığını da görüyorum, umarım kendisini geliştirir ve benim gözümdeki galatasaray seviyesine bir an önce ulaşır." şeklinde bir ifade oldukça kabul edilebilir iken; "semih kaya ikinci ligde zor oynar, zaten şu maçta kendi kalesine de gol atmıştı, ötekinde de filanca adamı kaçırdı. tü kaka!" demek kabul edilebilir değildir. üslup oldukça önemlidir, alacağınız tepkinin şiddetini belirler.
son olarak; fikir beyan ettiğiniz konu hakkında lütfen bilginiz olsun. sokak seviyesinin üstü olsun bu bilgi, ülkemizde kronik bir problemdir araştırmadan konuşmak ve cehaletinin farkında dahi olmamak. ben buradaki insanların; en azından futbol konusunda; sokak seviyesinden yüksek bilgi seviyeleri olduğuna inanıyorum. en azından genele oranladığımızda yüksek bir oran çıkacağını düşünüyorum futbol bilgisi olanların. ha, bu demek değil ki; ben futbol allamesiyim. hayır, sadece öğrenmeye çalışıyorum; dinlemeye ve değerlendirmeye, acele etmeden mukayese etmeye ve dikkatli gözlemlemeye özen gösteriyorum. yapacağınız sadece bu. hiç birimizi bu konu ile ilgili edindiğimiz bilgi ile hayatımızı kazanmıyoruz ancak; burada fikir beyan edeceksek eğer, bir miktar bilmemizin, genelden biraz farklı olmamızın gerekli olduğunu düşünüyorum.
lütfen ama lütfen, düşünce özgürlüğü derken bunları dikkate alalım. özgürce fikir beyan etmenin başkalarına da aynı hakkı doğuracağını ve kendi üslubumuzun alacağımız karşılığı belirleyeceğini bilelim. özellikle cesur düşünen kardeşlerimizin, en az cesaretleri kadar bilgileri olmadan konuşmamalarını öneriyorum. ben sizleri "aptal" olarak değil, "cesur" olarak anmak isterim. siz de öyle anılmak istiyorsanız, konuştuğunuz lafın altını doldurun. sizden şahsım adına tek istediğim bu.
imza: hepinizi konuşmaya ve dinlemeye değer bulan, bir yerlerde sizinle birlikte bira içip sizinle birlikte tezahürat eden; statta yan yana durduğunuz kardeşlerinizden biri.
malumunuz; sözlükte sık sık bazı arkadaşlarımız çıkıp olmayacak zamanlarda, olmayacak insanlarla ilgili bizlerin sinirlerini zıplatacak yorumlarda bulunuyorlar. sinirleniyoruz, cevap vermek istiyoruz, yaygara koparıyoruz. bazılarımız da bu arkadaşların başlıklarında, bu arkadaşları savunmak adına şu bakınızı veriyor: (bkz: düşünce özgürlüğü)
eyvallah, haklısın sevgili iyilik meleği. ancak; bazı ön koşullar var, bunları naçizhane hatırlatmak isterim.
düşünce özgürlüğünden bahsedeceksek; fikirlerin ifade ediliş biçimleri ve kişilerin karşı argümanlara hazırlık düzeyi oldukça önemlidir. bilen, hatırlayan arkadaşlar olacaktır; kendileri düşüncelerini ifade ettiklerinde eğer eleştirecek bir şey bulmuşsam bunu genellikle özel mesaj yoluyla yaparım. kendi fikrimi beyan eder, onun fikrinin karşı argümanını sunar, eğer o yazarın beyan ettiklerine anlık veya birikmiş duygularını kattığını sezersem bu duygularından sıyrılıp resme biraz daha uzaktan bakmasını telkin ederim. bir çok yazar arkadaşımla da bu yolla ortak noktayı bulduk, bazen fikir ayrılığına düşsek de birbirimizi kırıp dökmedik. en azından ben böyle olduğuna inanıyorum, aksi yönde davrandığım kardeşlerim olmuşsa da aflarına sığınır, özrü borç bilirim.
yukarıda da değindiğim gibi; fikirlerin ifade ediliş biçimleri gerçekten çok önemli. örneğin "semih kaya şu, şu, şu hataları yapıyor ama çok özverili oynadığını da görüyorum, umarım kendisini geliştirir ve benim gözümdeki galatasaray seviyesine bir an önce ulaşır." şeklinde bir ifade oldukça kabul edilebilir iken; "semih kaya ikinci ligde zor oynar, zaten şu maçta kendi kalesine de gol atmıştı, ötekinde de filanca adamı kaçırdı. tü kaka!" demek kabul edilebilir değildir. üslup oldukça önemlidir, alacağınız tepkinin şiddetini belirler.
son olarak; fikir beyan ettiğiniz konu hakkında lütfen bilginiz olsun. sokak seviyesinin üstü olsun bu bilgi, ülkemizde kronik bir problemdir araştırmadan konuşmak ve cehaletinin farkında dahi olmamak. ben buradaki insanların; en azından futbol konusunda; sokak seviyesinden yüksek bilgi seviyeleri olduğuna inanıyorum. en azından genele oranladığımızda yüksek bir oran çıkacağını düşünüyorum futbol bilgisi olanların. ha, bu demek değil ki; ben futbol allamesiyim. hayır, sadece öğrenmeye çalışıyorum; dinlemeye ve değerlendirmeye, acele etmeden mukayese etmeye ve dikkatli gözlemlemeye özen gösteriyorum. yapacağınız sadece bu. hiç birimizi bu konu ile ilgili edindiğimiz bilgi ile hayatımızı kazanmıyoruz ancak; burada fikir beyan edeceksek eğer, bir miktar bilmemizin, genelden biraz farklı olmamızın gerekli olduğunu düşünüyorum.
lütfen ama lütfen, düşünce özgürlüğü derken bunları dikkate alalım. özgürce fikir beyan etmenin başkalarına da aynı hakkı doğuracağını ve kendi üslubumuzun alacağımız karşılığı belirleyeceğini bilelim. özellikle cesur düşünen kardeşlerimizin, en az cesaretleri kadar bilgileri olmadan konuşmamalarını öneriyorum. ben sizleri "aptal" olarak değil, "cesur" olarak anmak isterim. siz de öyle anılmak istiyorsanız, konuştuğunuz lafın altını doldurun. sizden şahsım adına tek istediğim bu.
imza: hepinizi konuşmaya ve dinlemeye değer bulan, bir yerlerde sizinle birlikte bira içip sizinle birlikte tezahürat eden; statta yan yana durduğunuz kardeşlerinizden biri.