• 15401
    büyük ujfalusi şef'ten beri tandemi bir türlü oturtamıyoruz. semih-dany, samih-chedju,chedju-balta tandemleri hiçbir maçta güven vermedi. melo-selçuk ikilisi yıllarca bu zayıf tandemlerin yüklerine ortak oldu. ancak gelişen futbolda artık konsantrasyonunu maçın tamamında koruyamayan(chedju), ağır ve hamlesiz(balta) stoperlerin geçerliliği kalmadı.

    umarım serdar aziz ve yazın yapılacak bir transfer ile bu bölgeyi sağlamlaştırırız. nitekim önümüzdeki sene şampiyonlar liginde mücadele edeceğiz ve gelen geçenden 4 yemek istemiyoruz.
  • 15403
    stoper arayışı için konuşursak, bana göre bu sene beşiktaş'ın barcelona'dan almak için uğraştığı mathieu tam aradığımız tipte bir oyuncu. gelecek sezon takımdan ayrılmasına izin vereceklerini düşünüyorum. adam ayağına hakim, soğuk kanlı ve hava toplarına da hakim. bir de yanına sürekli oynar mı oynamaz mı bilemediğimiz serdar aziz'in sertliğini ekleyebilirsek gayet iyi bir tandem olabilir.
  • 15404
    her ne kadar futbolunu geliştirse de durarak oynama problemi devam eden takimimiz. selcuk-sneijder ikilisi bu problemi cozmek yerine bu durumun bir parcasi konumundalar. bu sebeple en az biri 11'den tasfiye edilmeli artik. wesley 8 numarada oynayabilecekse bu selcuk olur. yok o mevkiyi kaldiramayacaksa ikisi birden kulubeye gider. josue gelir o mevkide gorev yapar cift forvete geceriz.

    beklere de deginmek isterim. arkadas su bindirme ve zamaninda orta yapma islerini ogrenin artik. ne yardim yapacaginiz ani tutturabiliyorsunuz ne de orta zamanlamasini. tum kanat organizasyonlarini acik oyuncularinin tek baslarina yapmalari mumkun degil. sizde tasin altina ellerinizi sokmalisiniz ki bunu dogru anlarda yapmalisiniz.
  • 15405
    transfer döneminde mutlaka ama mutlaka iki tane ilk 11 stoperi bünyesine katması gereken takım. semih'ten bülent korkmaz çıkarma çabası sonuç vermezken, chedjou'dan da popescu, song, ujfalusi gibi isimlerden aldığımız güven ve performansı alamıyoruz. hakan balta desen, dördüncü stoper olmasına ağzımı açmam.

    popescu'da, bülent korkmaz'da, song'da, ujfalusi'de ortak olan neydi bir soralım kendimize. hatta ben sizin yerinize hemen cevap vereyim, hepsi lider özellikte ve korkulan stoperlerdi. şu an bünyemizde böyle bir stoper yok. hatta en azından 1 tane böyle stoperimiz olsa, chedjou'ya sezon sonuna kadar katlanabilirim. bilmiyorum yönetim burayı okuyor mu, birileri iletiyor mu ya da kendileri düşünüyor mu ama, allah rızası için en az 1 tane stoperi şu andan itibaren araştırmaya başlayarak transfer edin.

    ve nasıl olacak bilmiyorum ama umarım yaz transfer döneminde de sabri, linnes ve cavanda'yı gönderirsiniz. hiçbiri galatasaray seviyesinde değil. bakın bir carole bulmak zor değil, bunu yaptınız. aynısını yine şu andan itibaren araştırmaya başlayarak sağ bek için de gerçekleştirebilirsiniz. size gidip de carvajal'i, sergi roberto'yu getirin demiyoruz. sadece yabancı sınırının kalkmasıyla da birlikte gözünüzün önünde yer alan sınırsız futbolcu kaynağını değerlendirin diyoruz.

    gördünüz, biraz bile kıpırdanma olduğunda bu taraftar takımın arkasında durmaya hazır bir şekilde bekliyor. sizin de bu takımı sevdiğinize inanmak istiyorum. lütfen bunu yapın.
  • 15406
    ara dönem transfer sezonunda, yani kışın, takıma 2 adet dünya standartlarında stoper monte etmesi gereken, ancak bu isimleri monte ederken de bir zahmet artık afrika ve güney amerika kıtalarından uzak durması gereken takımımız.

    abi çok zor değil ya, stoper dediğin adam ya kuzey avrupalı olacak ya da italyan...
    hani atla deve değil yani...

    savunma yapmayı bilmesi için soğukkanlı, sezgisi yüksek, fizikli bir adam olması ve pozisyon bilgisi yeterli.
    gerisini yardır gelsin zaten...

    takımın en eksik, belki tek eksik bölümü burası... doldurduk mu demeyin keyfimize...

    tercihimiz danimarka, italya vb.
  • 15408
    6 numarasını bulmuştur. tolga ciğerci stsl 2016 2017 sezonunda şu ana kadar maç başı ortalama 5.2 ile en çok top kazanan oyuncu olmuş. 8 numarasını da bulmuştur çünkü tolga ciğerci pas sayılarında da maç başı ortalama 94.3 ile lider *. şaka bir yana bu çocuk bu kadar dayanamaz. 8 numaranın daha fazla topla haşır neşir olması gerekiyor. yaratıcılık açısından ise maç başına atılan kilit paslarda sneijder batalla'dan sonra 2. sırada geliyor. benzer şekilde 6/8 li oynayan takımlardan örnek vermem gerekirse; maç başı 3 top kapmayla gabi atletico madrid ortasahasında en çok top kazanan isim konumundayken maç başı ortalama 80 pas ile koke la liga'nın bu kulvarda lideri durumunda. tolga ciğerci o kadar fazla topla buluşuyor ki , la liga'da pas konusunda lider konumdaki koke'den maç başı 15 pas daha fazla vermiş. 6/8 oynayan takımlar içerisinde ortasahada iki istatistiği de bu denli yüksek bir oyuncu yok. ön liberolarda henderson her iki istatistikte de tolga'ya en yakın oyuncu.
  • 15409
    stoper hattı için 2 değil, 1 tane transferin yeterli olacağı takım.

    stoper rotasyonumuzda serdar, koray, semih ve hakan gibi milli takım havuzunda bulunan stoperler var. her ne kadar serdar ve semih'e (haklılık payı yüksek) ön yargı bir hayli fazla olsa da 2 oyuncunun da belli bir potansiyeli olduğu gerçek, tıpkı koray gibi.

    elde bu kadar stoper varken ve uzun yıllar takıma hizmet edebilecekken, chedjou'nun gönderilip yerine ujfalusi tarzı bir stoper getirilmeliydi, ki benim sezon başı transfer dönemindeki beklentim buydu. ujfa tarzı bir stoperimiz olursa eğer, genç yaşta diyebileceğimiz diğer 3 stoperimizden de randıman alabileceğimizi düşünüyorum.

    eldeki değerleri kullanmak, faydalanmak durumundayız, sürekli tüketim halinde olmanın zararını yıllardır çekiyoruz.
  • 15410
    bu sene futbol takımımızın başına sevip saydığım bir teknik direktör geldi. bence şu zamana kadar da iyi gidiyoruz. hala eksiklerimiz var, bu eksiklerden ilki savunma. savunmamıza ilk bakınca chedjou göze çarpıyor. chedjou her zaman hata yapabilme kapasitesi olan bir futbolcu. hakan ise yaşından dolayı hantal. sağ bekte ise cavanda 'nın nasıl olacağına bağlı olarak sıkıntı var ya da yok. sabri iyi bir yedek ama asla ilk 11 oyuncusu olamaz. orta sahada ise de jong'un nasıl döneceğine bağlı olarak durum değişecek. bence selçuk devre arasında elveda denilip gönderilmeli. benim fikrimce kesin bir tane sol bek almalıyız. carole düzeyinde, carole'ü daha iyi noktalara taşıyacak bir sol bek olmalı. bunlara rağmen takımın genel havası çok güzel gidiyor. güneşli günler bizi bekliyor.
  • 15415
    milli mac sonrasi podolski ve de jong'un takima tam anlamiyla katilmasiyla birlikte asimetrik bir 433 oynayabilecek bir takim olarak duruyor kagit uzerinde. savunmada yeri garanti uc isim mevcut yanlarina bir de perfirmansa dayali sag bek eklenmesiyle "idareten" bir savunma blogu cikiyor karsimiza.

    carole hakan chedjou ve sabri/cavanda/linnes

    riekerink'in savunmayi onde kurmayi istemesi sebebiyle ben bundan boyle atletizmiyle birlikte cavanda'yi sag bek olarak gorecegimizi dusunuyorum cok riskli olmakla birlikte. hizli bir oyuncu olmasi sebebiyle hem onde basip hem de arkaya kosabilir tabi pozisyon bilgisi konusunda sikintilari var. savunma oyuncularimizin genelinde olan bir sikinti bu gerci.

    orta sahada saglikli bir de jong olursa sneijder'in tolganin bir adim onune ama direkt olarak orta sahaya cekilmesi en dogru teshis ve tedavi olacaktir. gecen sezonun son maclarinda savunmadan hucuma selcuk-emre-sneijder seklinde uclu olan orta sahamiz bu sezon cok daha caliskan iki isimle yer alacaktir bu sayede. sneijder de bir merkez orta saha olarak takimi daha rahat yonlendirebilir. zira su anda kendini hucum bolgesinde sol tarafta konumlandirmasiyla karsisinda sadece onu tutan bir tetikci dahil 4 kisi oluyor rakip sag acik rakip sag bek ve rakibin merkez orta sahasiyla birlikte. yanlis anlasilmasin hepsi sneijder'i savunmuyor ancak sneijder'in oyunu yonlendirip yanindaki arkadaslarini oynatabilecegi imkani saglamamaya calisiyorlar bunda da cogu zaman basarili oluyorlar ki sneijder arkasindaki tetikciyi ileriye cekmek icin deplase olup oyunu diger yone cevirecek kisa pasi atiyor en yakinindakine. sneijder'i verimsiz kullaniyoruz. bunda yasin'in ayagina top bekleyen yapisi ve eren'in ceza sahasi icine top bekleyen yapisi da etken. sneijder sadece bruma'yla yakin oynayip topu ileri tasiyacak paslari atabiliyor. daha once de surekli dedigim gibi takimin agirlik merkezi solda. sag kanadimizda ise bu boslugu degerlendirebilecek isim yok.

    sinan-linnes ilk mactan sonra savunma zaafiyetleri sebebiyle kesik yedikten sonra yasin-sabri devraldi orayi ama yasin ne bos kosu yapiyor ne de ceza sahasina girebiliyor oradan. sabri de topu aldigi anda sadece orta acmayi dusunuyor iceride kimse var mi diye bakmadan. simdi ise ucuncu alternatif devreye girecek: podolski-cavanda. (sag kanadimizdaki lukse bak) podolski oyun yapisi geregi daha serbest dolassa ve iceriye dahil olan ikinci forvet gibi oynasa da cavanda atletizmi sayesinde orayi isleyebilir dogru verkaclarla. bu da o kanada atilacak ters toplarin daha iyi ortalanmasi imkanini doguracaktir.

    sonuc olarak sneijder'in daha efektif kullanilabilmesi adina de jong ve tolga'yla birlikte bir orta saha oyuncusu gibi oynamasi gerekiyor. hollanda milli takiminda oldugu gibi. bu sayede oyunun hizini daha artirabilir ve takimi bir blok halinde hareket ettirebiliriz. su anda takimin merkezi sneijder gibi dursa da aslinda onun en etkisiz oldu onun surekli geriye gelmek durumunda kalmasi hucum bolgesinde islevsiz olmasi anlamina geliyor. evet kilit pas atiyor hala ancak o bolgede sneijder'e baglanmis bir fazla tetikci sayesinde oyun gorusu inanilmaz daraliyor bu da oyunun yavaslamasina sebebiyet veriyor zira diger bolgede bu rakip eksikligini kullanabilecek adamlarimiz yok ve sol tarafta da brumayla ikiye bire girmeden duran top ya da duran top sonrasi oyunlarla sonuca gidebiliyoruz. riekerink'in onundeki en onemli iki sinavdan birisi bu. digeri de savunma organizasyonlariyla ilgili takimin bireysel hatalari telafi edebilecek yardimlasmayi saglayabilmesi. eger bu iki kilit sorun da cozulurse takimin bir makineye baglayip ligin sonuna kadar rahat bir sekilde gitmesi cok kolay olur. aksi halde ya savunma hatalariyla yenen golleri cikarmakla ugrasiriz ya da kilidi acamadigimiz her dakika uzerimizde artan baskiyla. neyse ki takim iki senedir bir sekilde yenen golu cikartmak icin reaksiyon gosteriyor ancak riekerink'in futbol felsefesi oncelikle proaktif olarak oyunu surklase etmek ve gerektiginde de reaksiyonlari hizlica gosterebilmek. bu sonuncu icin de ne kadar yeterli bir yedek kulubemiz var tartisilir. zira an itibariyle stoper rotasyonumuz yok, sol bek rotasyonumuz yok, tolga'nin yerini alabilecek oyuncumuz yok, sneijder'in yedegi josue uyum saglayabilecek mi belli degil, podolski ne kadar surekli oynayabilecek? bruma takimi ne kadar tasiyabilecek? sinan savunmaya yardim etmedigi surece ve sadece ayagina top istedigi surece yasin'i bile kesemeyecek gibi gorunuyor zaten. yasin de hareketli olmasina ragmen bos kosu yapmadigindan ceza sahasi ici karambolleri disinda katki veremeyecek gibi.

    iyimser bir tablonun uzerine kotumser seyleri de katmak gerekti. bu kotumser tablonun gerceklesmemesi icin de takimin daha da proaktif olarak oyunu domine edip istedigi sonuclari almaya baslamasi gerekiyor. bu yolda ilerliyoruz orasi kesin ama riekerink'in ve takimin basarisizligini arzulayan cok buyik bir kesim var pusuda bekleyen. son viraja kadar pusuda kalmalarini saglarsak mayis bizim zaten.
  • 15416
    sahada ortaya koyduğu oyunu her geçen gün geliştiren, her maç daha iyi oynayan takımımız, geride kalan 6 haftada ligdeki istatistikleri domine ediyor.

    ligin en çok pas yapan, en çok topla oynayan, en isabetli pas yapan, pas yüzdesi en yüksek olan, en çok şut atan, en çok isabetli şut atan, en az faul yapan.
    tüm istatistiklerde lig ortalamasının neredeyse 2 katı üzerinde, en yakın takipçisine de "fersah fersah" fark atmış bir takımdır kendileri.
    medyanın "patronları istiyor diye" ayıla bayıla övmekten bıkmadığı beşiktaş ve bir oyuncu değişikliğinde bile dick adcovaat'ın büyüklüğünü konuşanların fenerbahçe'sine nal toplatmaktadır.

    belli bir seri, belli bir kalite yakalamış durumdayız. ancak tabii ki, bunu yazabilecek - kaleme alabilecek kaliteli bir basına sahip değiliz.
    birilerinin hazırlık maçlarını bile "rekor" diye lanse edenlerden ne bekliyoruz ki..

    --- alıntı ---
    süper lig'de ilk 6 hafta geride kalırken bu karşılaşmalarda topladığı 14 puanla kulüp tarihinde son 7 yılın en iyi başlangıçlarından birisine imza atan galatasaray, ligdeki tüm rakamları da alt - üst etmeyi başardı. jan olde riekerink önderliğinde her geçen hafta daha iyi oynamaya başlayan ve aşama kaydeden takımımız her ne kadar zirvenin 2 puan gerisinde yer alsa da, istatistik tablolarında bir çok alanda zirvede yer alıyor. savunma, orta saha ve hücum anlamındaki neredeyse tüm istatistiklerde ligin en başarılı takımı olan galatasaray'ın rakamlarda en yakın rakiplerine fersah fersah fark atması dikkat çekiyor.
    --- alıntı ---

    http://www.fcnblog.com/...akamlar-alt-ust.html
  • 15417
    güzel futbolunun istatistikle açıklanamayacağı takım. zira 6. bitirdiğimiz 2015-2016 sezonu istatistikleri şu şekildedir; *

    toplam pas:
    1. galatasaray 499.3
    2. beşiktaş 495.6

    isabetli pas:
    1. galatasaray 383.9
    2. beşiktaş 380.3

    topa sahip olma:
    1. beşiktaş 55.9%
    2. galatasaray 55.2%

    pas yüzdesi;
    1.galatasaray 82.4%
    2.beşiktaş 81.8%

    en çok şut atan;
    2. beşiktaş 14.9
    4. galatasaray 13.9

    en çok isabetli şut;
    1.beşiktaş 6.1
    3. galatasaray 5.4

    en az faul yapan;
    1.beşiktaş 13.7
    3.galatasaray 14.5
  • 15418
    istatistikler oynanacak oyunu belirlemez, oynanan oyun istatistikleri belirler.

    sırf istatistiğe odaklanan oyuncular ve takımlar, yemeğin lezzet ve faydasına değil, sadece sofranın görüntüsüne odaklanan aşçılar gibidir.

    galatasaray'ın j. o. riekerink'in gelmesinden bu yana, sistemli bir şekilde iyi futbol oynadığı, daha iyi sonuçlar aldığı bir gerçek. dolayısıyla istatistiklerimizin de iyileştiği tartışmasızdır.

    ön liberoda tolga-king kong ikilisinin, sağbekte cavanda'nın görev almasıyla takımımızın level atlayacağına inanıyorum. o zaman istatistikler patlayacak, herkes övecek kelime arayacak ama bulamayacak.:)
  • 15421
    sakat olan oyuncularının ezici çoğunluğu yeni transfer olan takım. buraya kadar "talih" ile açıklanabilir. ancak ufak bir araştırma ile yeni transferlerinin yine ezici çoğunluğunun (sanırım sadece sightorsson hariç) geçmişlerinde uzun süreli ya da sık sakatlandıklarını görebiliriz.

    burada riekerink'e paye çıkarmak mümkün değil. ancak sanırım transferlerde yönetimin bu riski (!) almış olması bize pahalıya patlayacak. hele tiote'nin de sakat getirildiği düşünülünce aklımdaki soru işaretleri artıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın