• 14351
    sezon başı yanlış kadro yapısı ve iyi çalışmamanın vermiş olduğu çöküşü yaşamış takımdır. hamza denen eski teknik direktör, takımın bu hale gelmesinde baş suçludur. yönetim de bu düşük kaliteli kişinin dediklerini yaparak, en az onun kadar suçludur. galatasaray, beşiktaş gibi başarısızlıklara alışık bir takım değildir. onlar gibi 7-8 senede şampiyon olan bir takım da değildir. her sene biz olacağız diye bir kural da yok. ama böylesine ruhsuz bir takım izlemeyi haketmiyoruz. her şeyden önemlisi, galatasaray futbol takımı ruhunu kaybetmiş bir takımdır.
  • 14352
    2014-2015 sezonunun sonunda ex olmasına rağmen ligimizin vasatlığı sayesinde bir süreliğine dirilmiş,ama eninde sonunda malum sondan kaçamamış takımım.tabi selçuk ve burak ikilisinin ortalama üstü performanslarına rağmen aldıkları yabancı sınırı ikramiyeleri de,adım atma konusunda elimizi kolumuzu bağlamıştır bir süreliğine.sahada hemen hemen hiç bir şeyi çok iyi yapamayan,buna rağmen 3 milyon euro garanti kontrat alan adamları doğal olarak hiç kimse arzulamaz.selçuk ve burak'ın hem kontratla saha içinde hem de menajerler aracılığıyla saha dışında bu kadar güçlü oluşu,takımı sneijder'in etrafında kurmamıza izin vermemiştir.oysa ki sneijder'in çevresine bir 'beşiktaş' kurabilmiş olsaydık hem maddi hem de oyun açısından çok daha parlak bir durumda olabilirdik.
    ve herkesin bildiği gibi bir şeyi tedavi etmenin yolu teşhis koymaktan geçer.o teşhiste takımın ruhunu kaybettiği değil,öldüğüdür.yani donk'un yerine melo gelseydi takım dirilmeyecekti belki bir süreliğine kalbi atacaktı ama o kadar.o yüzden seneye sneijder dışında hiçbir vazgeçilmemiz olmadan takımı dağıtıp genç,aç,belki vasat ama bunun farkında olan mümkünse kuzey avrupalı adamlarla yola çıkmamız lazım.
  • 14353
    bu yıl yaşadığımız büyük kaosu, sefaleti, kepazeliği… kısaca içinde bulunduğumuz bu bunalımlı hali ancak ve ancak net bir yönetim zafiyetinde ve kulübün genetik yapısında aramak lazım. mayıs ayındaki kongre ile birlikte kulübün üstüne çöken çapsızlık abidesi bu kepaze yönetim olduğu sürece; maalesef dibin dibin bizim için yoktur. kulüp küme bile düşebilir ki şu an acil bir müdahale yapılmazsa; ben bu sene bundan sonra herhangi bir maçı kazanma şansımızın olmadığını düşünüyorum. durum o kadar vahim. çünkü doğdum doğalı bu renklere aşığım; ciğerini biliyorum; ruhunu biliyorum. biz dağıldık mı tam dağılırız. ve daha eper bir maç var önümüzde.
    çözüm: en kısa zamanda olağan üstü kongre kararı alınmalı. zira iş artık teknik direktör değişikliği ile olabilecek boyutu aştı. kriz çok büyük. eğer dikkate alınmazsa taraftar infiali bazı futbolcuların dövülmesine falan bile işi götürür. hatta başkanın stada falan gelmesi bile şu şartlarda imkansızdır. taciz kesin olur.

    çünkü artık herkesin sabrı taştı! özellikle terim-aysal kavgası ile başlayan 2013 eylül’den beridir süregelen 2 yıllık bu tiyatro, üst üste alınan saçma sapan kararlar, aptalca transferler, haksızca uzatılan kontratlar, kayırılan türk futbolcular, adaletsizlikler, harcanan ve çarçur edilen onca para&kaynak, kulübün; yöneticiler ve onların uzantısı olan menecerler ve komisyoncu vampir simsarlar yolu ile içinin boşaltılmasından ötürü çok kızgın, kırgın, heyecanını yitirmiş ve çok üzgün. 2 yılı aşkın sürede bir kulüp nasıl olurda şampiyonlar ligi yarı finalinden bu hallere gelir, getirilir, herkesin gözü önünde cereyan eden bu vahim tablo tüm gerçek galatasaray aşıklarının ciğerini yakıyor, kahrediyor!
    bütün bu öznel koşulları ve değişkenleri okuyamayacağı, okuma kabiliyetinin olmadı; çapsiz olduğu için okuyamayacağı; veya işine gelmediği için kulağına yatmak işine geldiği için önemsemeyecek olan başkan dene o zat!; dış koşulların baskısı yüzünden mecburen kongreye gitmek zorunda. başka kurtuluş yok. tabi kongre çözüm olur mu? kongre maalesef hala bir kliğin veya oligarşik bir yapının elinde. öte yandan iktidarın uzantıları da orda. yani kırt katır mı kırt satır mı hikayesi. yine de kongreye işi götürmek belki bazı aklı başında, gerçek galatasaraylıları bu zor zamanda harekete geçirir. başka çözüm yolu şu an yok. sonrası ise hepimizin bildiği gibi; aklın ve bilimin ışığında bir yönetim; doğru finansal adımlar, etkin ve akılcı bir futbol yönetimi ile orta/uzun vadede yeniden başarı tabi ki gelir. gelecektir. ama kader gibi bir bir ileri bir geri bu döngüleri ben yaşamaktan sıkıldım artık.
  • 14354
    http://www.ligtv.com.tr/...spor/axel-meye-17361

    şu golü izledikten sonra ister istemez "bizim takımda bu golü atabilecek birisi var mı" diye düşündüm. sneijder? o kadar hızlı koşamaz, rakip defans şut açısını kapatır. podolski? ters ayağını o kadar iyi kullanamıyor, yine de belki atabilirdi. sinan? sakatlandı ve bir ay yok, ne halde dönecek bilmiyoruz. yasin? %99 kalecinin üzerine vurur. umut? topa vuramaz bile, ıskalayıp yere düşer. olcan? sağ ayağını topu düzeltmek için bile kullandığını görmedim.

    bu golü atan axel meye, eskişehirspor'a gabon ligi'ndeki missile fc'den gelmiş. piyasa değeri 50 bin euro. aldığı maaşı bilmiyorum ama maaş listemizin sonundaki jem karacan'ın aldığı paranın yarısı kadar bile almadığından eminim. ligin son sırasındaki eskişehirspor, bizim takımımızda belki bir belki de iki oyuncunun atabileceği bir golü atan bu adamı alıyor ve oynatıyor, verim alıyor. biz ise verimsiz futbolculara büyük paralar ödeyip, sürekli onları oynatıyoruz, yeni isimler denememekte ölümcül bir inat gösteriyoruz.

    şu an sakat olmasa ilk 11'e ilk yazılacak isimlerden olan sinan gümüş'ü bedavaya aldık. beşiktaş, şu an ligin en değerli on futbolcusundan biri olan oğuzhan özyakup'u 500 bin euro'ya aldı. çok büyük ihtimalle birkaç sene sonra milli takımda forvet hattını enes ünal'la beraber oluşturacak olan oğulcan çağlayan, kayseri erciyesspor'a 365 bin euro'ya transfer oldu.

    bu çocukların hiçbirisi büyük şöhrete sahip değildi, geldikleri zaman kimse onları havaalanında karşılamadı. kimse onlar adına beste yapmadı, kimse aldığı formaya onların adını yazdırmadı. ama gelin görün ki, onlar diğer şanlı şöhretli isimli futbolculardan çok daha başarılı oldular. demek istediğim şey şu, futbol sahada futbolcuların oynadığı bir oyun. kağıt üzerindeki isimlerin oynadığı, şanın şöhretin oynadığı, geçmişteki muhteşem performansların oynadığı bir oyun değil. futbolu sahadaki futbolcular oynar. futbolda dün yoktur, bugün vardır.

    galatasaray yönetimi ve teknik ekibi bunu idrak edemedi. performansı her geçen gün biraz daha düşen futbolcuları elinden çıkarmak için gayret göstermedi. bu sebeple onları suçluyoruz, kızıyoruz ama dönüp kendimize de bakmamız gerekiyor. acaba zaman zaman biz de aynı hataya düşüyor olabilir miyiz? "koskoca bilmemkim'i eleştirmek nedir abi, bu adama gelene kadar ohooo" diyerek süperstar parası alan futbolcuların vasat performansını övüyor olabilir miyiz? "bilmemnetakım'dan gelen futbolcunun galatasaray'da işi ne abi, niye geldi bu herif" diyerek, şöhretsiz futbolcunun iyi oynayamayacağı yanılgısına düşüyor olabilir miyiz?

    acaba koskoca bilmemkim'e gelene kadar bütün kötü futbolcuları sihirli bir değnekle yok etsek, yerine yeni ve üstün performans gösteren futbolcular koysak, böylece koskoca bilmemkim'in iyi anlaşacağı ve rahatça oynayacağı bir ortam hazırlasak, koskoca bilmemkim'in aldığı maaşı hak etmediği gerçeğini yok edebilecek miyiz? koskoca bilmemkim, takım arkadaşları kötü oynadığı için 1.5/5 oynarken, takım arkadaşları düzeldiğinde 3/5 oynasa bile, ancak 4/5 performans gösteren bir futbolcunun alacağı parayı alıyorsa çözüm nedir? onun etrafına sıfırdan yeni bir takım kurmak mı, yoksa aldığı parayı hak etmeyen koskoca bilmemkim'i göndermek mi?

    hatta koskoca bilmemkim, bu fahiş maaşı aldığı için yedek bırakılamıyor, hatta yerine transfer bile yapılamıyorsa, onu eleştirmeyi ertelemek takıma yapacağımız en büyük kötülük değil midir? "ona gelene kadar ohoooo" lafı, takımın günden güne vasat performanslarla eriyip gitmesi için en büyük desteği vermiyor mudur?

    bu yaz, herkesin adını ezbere bildiği ptt ligi ayarındaki futbolculardan kurtulduk diyelim. onların yerine aldığı maaşı hak etmeyen koskoca bilmemkim'ler gelmeye devam ettiği müddetçe, bu takım nasıl düzlüğe çıkabilir? üç liralık iş yapıp beş lira alan futbolcuların olduğu bir takımın gelişmesi, başı sarıklı petrol zenginleri istila etmedikçe nasıl mümkün olabilir?

    merak etmeyin, "ben bu laflarla kimseyi kastetmiyorum, sadece ufkumuzu genişletmeye çalışıyorum" yavşaklığını yapacak değilim. koskoca bilmemkim gerektiğinde muslera'dır, gerektiğinde sneijder'dir, gerektiğinde podolski'dir, gerektiğinde chedjou'dur, gerektiğinde selçuk'tur. gerektiği zaman her futbolcu eleştirilmelidir. performansı düşen ve aldığı parayı hak edip etmediği şüpheli hale gelen her futbolcu, serbestçe tenkit edilmelidir. ancak böyle büyük takım olabiliriz, bizi katar veya çin takımlarından ayırt eden şey budur.

    benim hayallerimdeki galatasaray'da en büyük yıldız futbolcular var gücüyle oynuyor, sanki a takıma yeni çıkmış gibi canla başla mücadele ediyor. ama bundan daha da önemlisi, kulübede ve yönetimde, en büyük yıldız bile kötü oynadığı zaman o yıldızı yedeğe çekecek veya satacak kadar cesur insanlar bulunuyor.

    ama bundan daha da önemlisi, tribünde en büyük yıldız bile kötü oynadığı zaman onu eleştirmekten korkmayan; en isimsiz, en ünsüz, en ezik büzük, en ramiz köfte takımdan gelen bir futbolcu bile canla başla oynayıp, aldığı paranın hakkını veriyorsa onu alkışlayan ve hakkını veren taraftarlar oturuyor.

    futbolu kağıt üzerindeki isimlerin değil, sahaya çıkan futbolcuların oynadığını unutmayalım. bunu unutursak, dün lig sonuncusu takımdan aldığımız mağlubiyet ne ilk ne de son olur.
  • 14355
    seneye izlemek istediğim galatasaray ilk 11'i:

    muslera
    linnes denayer koray carole
    transfer-transfer
    sinan gümüş - wesley - transfer
    transfer

    burak yılmaz satıldı, bruma ve tellesin de bonservislerinin alınacağını varsayarsak toplamda 25 milyon euro gibi bir rakam giriyor kasaya. 10-12 milyon euroya podolski de çin kulüplerine satılmalı eğer isteniyorsa. aynı şekilde selçuk inan da.

    semih kaya, aurelien chedjou, sabri sarıoğlu, hamit altıntop, tarık çamdal, umut bulut, jem paul karacan, yasin öztekin, blerim dzemaili, lucas ontivero, furkan özçal, umut gündoğan gibi isimler kulüpten uzaklaştırılmalı.

    sonra bir sağ bek, üç ortasaha, üç forvet, üç de kanat oyuncusu kadroya katılmalı.

    galatasaray taraftarı sahada hareketli, hırslı yani rakibini ısıran bir takım görmek istiyor. buna uygun bir isim gelmeli teknik direktör olarak da mustafa denizli futbolla ilişkisini keseli çok olmuş.

    her yıl taraftara yeni bir bileklik kampanyası sunup ona medet umulmak istenmiyorsa genç ve gelecek vaadeden bir kadro kurulup, maksimum maaş sınırı iki milyon euro olmalı yeni oyuncularda. o da ince elenip sık dokunmalı.
  • 14360
    avrupa kupası ve ztk maçları hariç, sezon sonuna kadar linnes, koray, denayer, carole, rodriguez, sinan'ın (sakatlığını atlattığında) ilk onbir oynatılarak gençleştirilmesi gereken takımdır. bruma ya da telles'den en az birisi de geri dönerse kadromuz iyice gençleşir. ilk transfer sezonunda ilk onbir oynayacak kapasitede 3-4 genç ve yetenekli futbolcu transfer edilerek önümüzdeki on yıl kurtarılabilir. (muslera, sneijder, chedjou ve donk takımda tutulmalı, selçuk, yasin, olcan ve de iyi bonservis verilirse podolski satılmalı, diğer oyuncular serbest bırakılmalı)

    ayrıca altyapıdan volkan pala ve ferhat'a da yedekten bolca süre verilmesi gerekir. bunlar yapılırsa kayıp sezon kazanca çevrilebilir.
  • 14364
    transfer yapma işinden önce milyon tane derdi olan takımdır. ''o gitsin bu gelsin''le de çözülecek dertler değil bunlar biliyorum ama artık maçlar hiç tat vermediğinden midir nedir, boş zamanlarda oturup minimum şartlarda ne yapabiliriz diye düşünüyorum. mevcut tablo gereği, yaz ayında öyle 5-6 tane adam alamayacağımıza göre eldekiler üzerinden bir planlama yapılması şart. şöyle bir bakalım;

    sociedad bruma'nın opsiyonunda mırın kırın etmeye başladı. inter'de de mancini'ye yol görünmek üzere. yani telles, bruma sezon sonu büyük ihtimalle geri dönecekler.
    nando ve wesley'nin dokunulmazlıklarını göz önüne aldığımızda, euro2016 sonrası satabileceğimiz tek adam podolski, o da ancak çin'den teklif gelirse.
    denayer kalır mı, tam bir muamma. tek bildiğim, adamı sağ bek oynatırsan kalmaz, kalmak istemez.

    bu durumda benim aklımdaki 11:
    nando
    linnes-ched-denayer(koray)-carole(telles)
    jose(çolak)-transfer
    sinan-wesley-bruma
    transfer

    yani podolskiden gelecek parayla bir defansif orta saha bir de forvet almak lazım. yedeklere ayrı bir parantez açmadım. son iki seneye bakıldığında rotasyonda kullanılan ve takıma 'yetenekleri ölçüsünde' katkı sağlayan adamlar aşağı yukarı belli zaten. alt yapıdan 1-2 oyuncuyla da bu rotasyona destek çıkılabilir. bunun dışında, daha önce bin kez yazıldığı gibi, ''çöpleri gönderelim'' demek istiyorum ama o da kolay değil. en azından o çöpleri ilk onbirden keselim ki maç başından tasarruf edelim*. ztk maçıydı, sıkışık fikstürdü derken birkaç maç bu adamları da oynatırsın. oynamadıkça ya gitmek ister (ki bu durumda üçe beşe bakmadan satarsın) ya da yüzsüzlük yapıp kontratını tamamlamayı seçer, bu durumda da konuyu taraftarın takdirine bırakırsın.*

    bu kadroyu yazmadaki amacım, öncelikle yaş ortalamasını düşürmek. uzun zamandır takımdan beklediğimiz tempoyu yakalamanın ilk koşulu bence bu. ikinci olarak yazılan kadroda alternatif pozisyonlar çok. sinan'ın forvete kayması, jose'nin sağ iç oynaması, çolak'ın kanatlara geçmesi, carole ve telles'in sol kanadı birlikte götürmesi gibi. böylece oyuncu değiştirirken sadece forvet çıkar forvet al, orta saha çıkar orta saha al durumunda kalmayız. tabi bu girdiyi okuyan yazarların bir kısmının* aklında, koray'a, jose'ye, bruma'ya nasıl güveneceğiz sorusu olabilir. şartlar ortada. sabrisi umutu donku selçuku oynayacağına gençler oynasın demiyor muyuz? ver formayı oynasınlar o zaman. oynadıkça ritim yakalayacaklar, güven kazanacaklar çünkü. ujfa'nın yanında oynayan semih'i geleceğin bülent korkmazı ilan eden taraftarlar vardı. e yakın zamanda ztk maçı sonrası chedjou çıkıp demedi mi ''koray potansiyelli, onunla iyi anlaşıyoruz'' diye. adam bizzat ben eğitirim mesajını vermiş zaten. daha ne arıyoruz?

    olmayan parayla vasıfsız futbolcular alıp, lig yarışına girmektense, yeniden yapılanma süreci içinde bence en mantıklı hareket birkaç deneyimli futbolcunun* yanına gençleri monte ederek ilerlemek. liderlik özelliği olan futbolcuların* etrafında gelişen gençler uzun vadede sana her türlü katkı sağlar. bu sürede de ekonomini düzeltirsin, oynadığın futbolu düzeltirsin. en önemlisi de şampiyonluk kovalayamasan bile günü kurtarmayı değil, galatasaray'ın geleceğini düşündüğünü göstererek taraftarla aranı düzeltirsin.
  • 14365
    yedeklerle birlikte kafamdaki kadro
    muslera
    linnes-ched-transfer-carole
    transfer-transfer
    sinan-şıno-transfer
    transfer

    yedeklere gelecek olursak
    sağ bek, sol bek, defans, kaleci, ortasaha, forvet ve kanatlara genç potansiyelli ve ucuz oyuncular alınmalıdır. scout sistemi bizde artık oturdu ve böyle oyuncular bulabilirler diye düşünüyorum. 10 milyon dolara bu saydığım yedekler rahat alınabilir. şimdiki takımdan ise; olcan, koray, selçuk, donk, poldi, jose kalması yeter de artar bile. bruma gelirse ilk 11 e yerleştirerek risk alınabilir. galatasaray' ın böyle risklere çok ihtiyacı var. telles den gelecek para ve sezon sonunda göndereceğimiz oyuncular sayesinde bu kadro kurulabilir.
  • 14367
    belli ki futbolcuların da bizim gibi şu an morali sıfır. bunun sebebi doğrudan ve dolaylı olarak yönetim. doğrudan; çünkü yönetim futbolcuya güven vermiyor. dolaylı yoldan; çünkü yönetim taraftara da güven vermiyor, taraftar da ruh hali bozulduğu için futbolcuya desteğini hissettiremiyor. bu kısır döngü koltuğu dolduracak sağlam ve doğru demeçler verecek yöneticiyle aşılır, geçmişe sövüp geleceği muğlak bırakan tiplerle gitmez bu iş.
  • 14368
    gelecek sezon ceza almasak bile şampiyonlar ligine katılmak artık bizim için bir mucize. bu yüzden önümüzdeki sezon için şampiyonluğa oynayabilecek bir kadro kurmamız yeterli.

    sezon sonu sözleşmesi bitecek oyuncularımız denayer, emre, sabri ve hamit. geçtiğimiz günlerde guardiola'nın denayer'i planları içerisinde düşündüğü haberleri vardı. eğer bu gerçekse kendisiyle devam etme hayallerimiz suya düşer. eğer gerçek değilse bile city kendisini ucuza bırakmayacaktır. en fazla 1 sezon daha kiralayabaliriz ki denayer'in son yaptığı açıklamalara göre bu durumu kendisi istemeyebilir. zira ben stoper oyanamak istiyorum diyen adamı, kurt hocamız son maçta yine sağ bek oynattı. sabri ve hamit'le devam edilme ihtimalini düşünen yönetici umarım yoktur. iyi bir futbolcu olma konusunda kendisinden ümidi kessem de içinde bulunduğumuz durumda emre gibi ortalama bir katkı veren oyuncuyla devam etmemek budalalık olur.

    kaleci konusunda muslera gitmek istiyorum demedikçe bir sıkıntımız yok. cenk ise ikinci kaleci için gayet yeterli bir isim. sadece maaşı biraz fazla ama indirime gideceğini sanmıyorum. yapmamız gereken tek hamle eray'ı göndermek. gönderemiyorsak bile sözleşmesini feshetmeliyiz. ismail ve antep'e kiraladığımız alperen, 3. kaleci olarak kullanılabilir.

    stoperde elimizde chedjou, semih, hakan ve koray'dan oluşan bir rotasyon var. semih'e derhal kulüp bulmasını söylemeliyiz. çok çok kötü oynasa da geçmişte şampiyonlar liginde oynamış bir oyuncu ve avrupa'da ligimizi takip eden yok. avrupa'nın vasat takımlarına satabilirz. chedjou konusunda birçok yazarla farklı fikirdeyim. kesinlikle bizim seviyemizde bir stoper değil. şu an 30 yaşında ve 2.2 milyon euro maaşı var. gelecek sezon son senesi. satabiliyorsak satalım derim. semih ve gönderebiliyorsak chedjou'nun yerine birer stoper almalıyız. 1 tane ujfa tarzı lider bir stoper ve scout ekibinin önerdiği maliyeti düşük genç bir stoper alınabilir. oyuncu seçerken hava hakimiyeti konusuna çok dikkat etmemiz lazım. geçmişte drogba ve melo bizi bu konuda çok rahatlatıyordu. onlar gidince hava hakimiyetimiz çok kötü bir hale geldi.

    sağ bek için linnes, sol bek için carole gayet yeterli isimler. tarık'ın katkı veremeyeceği ortada. semih gibi acilen gönderilmesi gerekenler listesinde. satabileceğimizi sanmıyorum. en fazla anadolu kulüpleriyle takasta kullanabiliriz. bu durumda sağ bek oyuncu takviyesi lazım. gerçi gitmese de lazım. sol bek için olcan, carole'ü yedekleyebilir. kadıköy'deki fenerbahçe maçından beri taraftarla buzları biraz eritti. şu durumda yıllık ücretinde de indirime giderse sevilen bir oyuncu haline gelir.

    orta sahada sneijder'in arkasında oynayacak ikili için elimizde donk ve selçuk var. donk yeni geldi. selçuk'un da gideceğini sanmıyorum. o yüzden kısa vadede revizyon yapabileceğimiz bir mevki değil. 1 adet defansif yönü de olan ısıran bir oyuncu alınabilir. bilal ve emre rotasyon ve hamle oyuncusu olarak yeterli. jose'nin kullanılma ihtimali çok düşük. kötü oyuncu deyip bir kenara atacağımız yaşta bir oyuncu değil. süre alabileceği bir takıma kiralanması iyi bir hamle olur.

    kanatlarda çok oyuncumuz yok. yasin'i de semih ve tarık gibi gönderilmesi öncelikli oyuncular arasında görüyorum. sürekli maaşından şikayet ediyor. ayrıca bu sezon rezalet oynuyor gitsin arap kulüplerine, orada iyi paralar kazanabilir. sinan inşallah gelecek sezon sakatlığının etkisinden kurtulup kaldığı yerden devam edecek. olcan yine burası için rotasyonda kullanılabilir. podolski'yi çok sevsem de sene sonunda çinlilere güzel fiyata satabiliriz. 3 milyon euro maaşı var ve yaşı da genç değil. alman milli takımıyla belki de son turnuvasına çıkacak. çinlilere çok iyi miktarlara satıp transferler için kaynak yaratabiliriz. kimse gitmese bile kanat transferi yapmamız lazım. senelerdir kanatsız oynamaktan sneijder'in bile psikolojisi bozuldu. bruma da muhtemelen geri dönecek. gerçi taraftar kendisine sabredecek durumda değil. kendisini geliştirecek bir teknik direktör gelirse kalsın. aksi halde yine kiraya verilmesi taraftarıyım.

    geldik en önemli mevkiye. elimizde sadece, bir sezon daha sabretmemiz gereken umut bulut var. 2 tane çok iyi forvet almamız lazım. bütçenin büyük bölümünü buraya harcayabiliriz. iyi bir forvetin takıma ne kadar seviye atlattığını mario gomez'in bu sezon yaptıklarıyla görüyoruz.

    kiralıktan dönecek çok fazla gereksiz oyuncu var. salih, jem, dzemaili, furkan, oğuzhan, endoğan, ontivero, sercan ve berk. hepsiyle mümkün olan en düşük maliyetle yollarımızı ayırmalıyız.

    toparlayacak olursak;

    kesinlikle göndermemiz gerekenler: eray, semih, tarık, yasin ve kiralıktan dönecek oyuncuların tamamı.*

    satabilirsek göndermemiz gerekenler: chedjou ve podolski.

    transfer yapmamız gereken mevkiler:

    forvetx2
    stoper*
    kanatx2
    orta saha
    sağ bek

    takımın şu anki performasının aksine çok kötü şampiyonluğa oynayamayız diyebileceğimiz bir kadromuz yok. ancak birer tane kaliteli forvet ve stoper şart. kalan mevkilere maliyeti düşük, potansiyelli oyuncular alıp sezon sonuna kadar kazanabildiğimizi kazanırız.

    tabi bunlar için mustafa denizli'nin gönderilip, yerine en az 2-3 sezon arkasında durabileceğimiz yabancı bir teknik direktör getirmemiz şart.
  • 14371
    -----------------muslera---------------

    linnes---denayer---chedjou---telles

    ----------transfer---emre çolak----

    bruma-------sneijder------podolski

    ---------------sinan g.---------------

    (sinan ile poldi yer değiştirebilir)

    yedekler: cenk-hakan b-koray-carole-jose-trasnfer(orta saha)-transfer(kanat)-transfer(forvet)

    şimdi bu kadro bizi uçurur falan demiyorum ama bu kadronun maliyeti, şu anki kadromuzdan çok daha düşük ve bu kadro şu anki kadromuzu mahveder.
  • 14372
    pochettino veya simeone turunde, oncelikle takim savunmasi ve fiziksel kaliteyi temel olarak koyan, bunun uzerine de forma rekabetini ve kadro yapisini iyi oturtan bir teknik direktore ihtiyaci olan takim. vakti zamaninda kalli'yle galatasaray'in iki kez yaptigi jenerasyon yenileme operasyonlarinin temelinde de tam olarak bu vardi.

    yillardir kalite fazlasina ragmen futbolun temellerinde sinifta kaliyoruz. belli basarilar geliyor ancak takimin ne oynadigi belli degil, ve hicbir oyuncu ileri gitmiyor. 2011/2012 sezonundan beri ustune koyan tek bir oyuncumuz yok, cunku ne oynadigimiz belli degil.

    kadroya bakip, yaslilari ve/veya gelecegi olmayan oyunculari ayiklayip, genc ve ac 3-5 oyuncuyu ilk 11'e yerlestirip, takima dogru fizik kaliteyi katacak bir teknik direktor. boyle bir teknik direktorun altinda koray, bruma, emre colak, carole, jose, linnes ve sinan gercekten galatasaray'a yararli olabilecek isimlere donusebilirler. misal semih kaya de eski gunlerine eger donebilecekse ancak boyle bir ortamda bunu basarabilir.

    benzer bicimde galatasaray'da haddini bilmesi gereken isimler de ancak boyle ayrilir veya verimli hale getirilebilir. yasin oztekin, sabri, tarik gibi isimler buna dahil. bu mentalitede bir teknik direktor podolski, sneijder, selcuk, chedjou gibi as isimlerin gonderilmesinde de problem yasamayacaktir.

    var mi piyasada boyle bir isim, bilmiyorum. ama ihtiyacin bu oldugu ortada.

    tek cikis yolu bu.
  • 14373
    şu sıralar ihtiyacı olan tek şey futboldan anlayan, ekip çalışmasına yatkın, kişisel gelişime açık, gaddar, kuralcı ve en önemlisi türkiye süper ligini ve türkiye süper liginde oynayan futbolcuları* dahil tanımayan bir teknik adam. evet en önemli özellik türkiyede kimseyi tanımaması. belki o zaman değişikliklere ve kadro seçimine adalet gelir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın