galatasaray futbol takımı

• 651

  kontrol futbolu oynayamadığı bir kez daha görülmüştür.
  (bkz: 18 ekim 2009 galatasaray trabzonspor maci)
• 652

  2009 - 2010 sezonunda gol rekoru kırar mı bilinmez ama gol yeme rekoru kıracağı garantidir.
• 653

  18 ekim 2009 galatasaray trabzonspor macinda 4-3 olduğunda taraftarının bir kısmını taşıkardik yapan takımım. ama bence bir problem var mı, yok. öyle ya da böyle yendik sonuçta.
• 654

  18 ekim 2009 galatasaray trabzonspor maçı'nda futbolcularının keita hariç tamamının oynadığı oyundan utandığım takımdır. galibiyete sevinmeyi geçtim, galip geldiğimizi bile düşünmüyorum. bu takım, evet yanlış duymadınız bu akşam sahada bulunan birbiri ile alakasız 11 adam bir takım olarak değerlendiriliyor, bugün galip gelmeyi hak etmedi. başta ayhan akman olmak üzere bütün oyuncular galatasaray'a ve bu teknik kadroya layık olup olmadıklarını sorgulamalı. hatta mümkünse yarın bu adamlar toplanıp rijkaard'ın karşısına çıkıp "biz futbolu bilmediğimiz ve öğrenmeye niyetli olmadığımız için özür dileriz" şeklinde bir şeyler söylemeli. üçüncü golde trabzonspor'un set atağını kontra atak şekline dönüştüren bir takımdan bahsediyorum. ya bu takımın öyuncuları sahaya içip çıkıyor, ya da büyü falan yapılmış hepsine. sağolsunlar gayet ümitli olduğum fenerbahçe maçından yavaştan ümit kesmeye başladım.
  
  not: bu entry'de yazılan tek kelime bile abartılmamıştır. az bile yazdım.
• 655

  yediğinden fazlasını attığı sürece sorun yok efendim.
  (bkz: 18 ekim 2009 galatasaray trabzonspor maci)
• 656

  gerçek bir ön liberosu olmayan ve bunun cezasınıda o mevkiye kaliteli bir futbolcu transfer edene kadar çekecek takımdır.
• 657

  bu takıma geriye oynamak yasaklanmalıdır. rijkaard'ın total futbol felsefesini tamamiyle ters oynayan bir ekip var karsımızda. total futbol pas yaparak ileriye oynamayı söylerken, bizim futbolcularımız pas yaparak geriye oynamayı seçmektedir. baskı yiyince ne yapacağını bilmeyen bir orta saha ve kademeye girmeyerek adam kaçıran defans olduğu sürece afedersiniz ama bok avrupa ligi'ni alırız. ligde azıcık da olsa sansımız var bu futbolla. zira her takım böyle gol yemez ve her takım bu kadar az atmaz. 25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçı için açıkçası çok fazla ümidim yok. umarım beni yanıltırlar ve galip gelirler.
• 658

  bu sezonki gol sayısını 25'e çıkararak, 18'er gol atan fenerbahce ve bursaspor'a fark atan takımdır. 9 maçta atılan 25 gol gerçekten müthiş. ama 7 gol fazla attığımız fenerbahce ile averajımızın aynı olması düşündürücü.
• 659

  bir kuş olsan, zümrütü anka olurdun, kendi küllerinden doğan.
  bir karakter olsan, asil.
  bir organ olsan, yürek.
  bir sembol olsan, aslan olurdun, krallığı daim kalan.
  bir kelime olsan, aşk.
  iki kelime olsan, seni seviyorum.
  bir sevgi olsan, anne olurdun, her şeyi karşılıksız yapan.
  bunların hepsi biraraya gelince,
  adın galatasaray oldu.
  uğruna ölünse bile,
  asla yalnız yürümeyecek olan.
• 660

  18 ekim 2009 galatasaray trabzonspor maci'nı kazanmasından ziyade, sakat oyuncularının hazır bir şekilde dönüşleri ile yüzleri gülümseten takımdır. gerek sabri, gerek keita, gerekse de gökhan zan; iyileşme sürecinden sonra ciddi bir şekilde hazırlandıklarını ve arkadaşları ile oluşan farkı çalışarak kapattıklarını kanıtlamışlardır şahsıma. teşekkürü bir borç biliriz bu özverileri için.
• 661

  oynadığı maçları tekrar tekrar izlemesi gereken takımımızdır.maçlara genelde iyi başlıyoruz, çok pozisyon buluyoruz, öne de geçiyoruz, sonra bir panik havası oluyor, oyunu rölantiye alıp 20-30 pas yapmamız gerekirken 5-10 pas yapamıyoruz.öndeyken sürekli ileri oynamak zorundayız sanki.mesela gökhan zan 18 ekim 2009 galatasaray trabzonspor maci'nda 2.golden önce pres yiyor geriye yani kaleciye dönmüyor,top da sol ayağında olduğundan en fazla baskı altındaki ayhan'a oynayabiliyor,ayhan alıyor topu kewell'a atıp oyunu açmak yerine çalım deniyor topu kaptırıyoruz golü de yiyoruz.2.gol sonrası aynı tür 2 pozisyon daha oldu birinde serkan karşı karşıya dışarı attı diğerinde gökhan zan yetişti tehlikeyi önledi.rakip beraberliği yakalayınca strese girip taktik disiplinden uzaklaşıyoruz.sonra rakip pozisyona gimeye devam ediyor biz de sürekli pozisyona giriyoruz.atan yenere dönüyor bir yerden sonra.bu oyunla türkiye'de şampiyon olabiliriz yıldızımız çok biri duruyor, biri vuruyor ama avrupa'da ilerleyen turlarda telafisi olmayan maçlara geçildğinde telafi edemeyeceğimiz bir sonuç kaçınılmaz olur.bu sistemde* savunma yapmamız için topun sürekli bizde olması gerekir.eğer olmazsa keita, kewell geri koşacaklar, kademe yapacaklar 1-2 olur, 3.ye biterler.micheal essien gibi 2 adam olsun ilerdeki 2 kanatta da 90 dakikayı her pozisyon geri gelerek çıkaramaz.geri gelmediğinizde ise maç halı saha maçına döner, atan yener.4-3-3 oynanabildğinde bence dünyadaki en iyi sistemdir ama aynı zamanda en riskli sistemdir.bu yüzden dünyada bu sistemde oynayan büyük takımların sayısı bile bir elin parmaklarını geçmez.şu anda takımın en formsuz oyuncusu hakan balta.onun forma girmesi takım için çok önemli.çünkü defansta top tekniği en yüksek oyuncu kendisi.şu aralar maçı izlemeye gelmiş bağırmayan taraftar modunda oynuyor kendisi.ayrıca maçın belli bölümlerinde konsantrasyonumuzu kaybediyoruz sahaya iyi yayılamıyoruz öyle ki 18 ekim 2009 galatasaray trabzonspor maci'nda 2.yarıda soldan orta sahanın rakip yarı alanına bakan diliminden(u: orta saha çizgisine 5-10 metre uzak bir bölgeden,tacı kim atıyordu unuttum, zaten önemli olan o değil) taç atıyoruz.kamera da bayağı bir geniş alanı gösteriyor o pozisyonda ama bizim tek top isteyen oyuncumuz sol çizgide, o da markaj altında.en son tacı atan oyuncumuz kimse gelmeyince orta saha yuvarlağına kadar gönderdi topu.yani ne var kardeşim sahaya güzel bir şekilde yayılsak, basit oynayıp sürekli pas yapsak*, topu rakibe göstermesek, rakibi kıl etsek.çok mu şey istiyorum.**
  
  edit:imla
• 662

  sakat oyuncumuz olmadan tam takım antrenman yaptık, sabri'nin yaptığı orta hedefini buldu hatta asist oldu, 4 gollü galibiyetler başladı yine. güzel şeyler oluyor nazar değmesin.
• 663

  frank rijkaard yonetiminde 22 ekim 2009 galatasaray dinamo bukres maci ile 18. resmi macına cıkıyor. geride kalan 17 macta takımı 12 galibiyet 4 beraberlik 1 maglubiyet aldı. attgı 48 gole karsın kalesinde 17 gol gordu. ankaraspor macini saymazsak atılan 45 golun 15'i ilk yari, 30'u 2. yarılarda gelirken; yenilen 17 golun 8'i ilk yarı, 9 ikinci yari geldi.
• 664

  22 ekim 2009 galatasaray dinamo bukres macinda görmüşüzdür ki takıma yeni katılan oyuncuların zamana ihityacı vardır, zaman geçtikçe bu arkadaşlar daha iyi oynamaktadırlar. demek ki neymiş, 1 maça göre oyuncu hakkında atıp tutulmazmış. böyle yapanlara ben "1 maçcılar" diyorum. izledikleri maçta takıma ısınamayan bir oyuncu hata falan yaptığında hemen bu tipler devreye girer ve "yok hacı bunda iş yok, acilen hebele kişisi oynamalı onun yerine, daha bi numarasını göremedik" tarzında yorumlar yaparlar. sözlükte de denk gelir arada.
• 665

  22 ekim 2009 galatasaray dinamo bükreş maçı'nda 4-0'a kadar gayet iyi bir futbol oynayan, ancak fark geldikten sonra tam anlamıyla bocalayan ve oyuncuları konsantrasyon sorunu yaşayan takımdır. bu takımın oyuncularına net skor batıyor belli ki, bükreş gibi sahada zayıf kalan bir takıma dikine yapılacak her isabetli pas organizasyonu büyük bir gol şansı demekti, ancak nedense takım son yirmi dakikada savunmada top dolaştırmayı seçti. bakın top çevirmek stoperlerin kaleciyle yaptığı top alışverişi değildir. orta saha oyuncularının biraz tempo düşürmek amaçlı, veya aleyhine artan akınları yavaşlatmak amaçlı yaptığı savunmada açığı kollayan dengeli kısa paslardır. bu pasları stoperler yapmaya çalışırsa pek hoş şeyler olmaz. top çevirme işini geçtim, dinamo bükreş 75'ten sonra oyundan düşmese ve bir süre devam ettirdiği akınları sürdürse takım iyiden iyiye sarhoş bir savunma anlayışına bürünecekti. trabzonspor maçında daha erken oyundan düşen galatasaray ve daha uzun süre maça asılan trabzonspor neler gösterdi zannederim unutulmamıştır. atılan gol veya gelen farktan sonra takım savunmasında meydana gelen gevşekliğe çözüm bulunmalı diyeceğim ama bu ne taktikle ne sistemle ilgili. oyuncuların konsantrasyonunu bu kadar kolay kaybetmesi hayret verici bir durum. neyse yani sonuçta maç kazanıldı, uzun süre mükemmele yakın bir top oynandı, ama sahada oyuncuların zihninde meydana gelen problemler benim canımı sıkıyor. bunun takıma zaman vermekle alakası yok, deneme ama yapamama, istekli olma ama başaramama, sisteme alışmayla alakası yok. oyuncuların kafasında bir problem var.
• 666

  küçükken mahalle aralarında futbol oynarken rakip takımlar bazen önde basardı. o zamanlar 1,2,3 saha bizim deyince mecburen orta sahanın gerisine giderdi rakip takım keşke gerçekte de çyle bir şey olsa da takır takır topumuzu oynasak her takıma karşı.*
• 667

  (bkz: 4 atıp yatmak)
• 668

  geçen haftaki maçlara nazaran dün akşam * inanılmaz kontrollü oynayan takımdır. 4-0'dan sonra gelen rehavet sonucu verilen pozisyonları saymazsak ilk yarıda sadece 36. dakikada bir pozisyon verdiğimizi hatırlıyorum. özellikle kewell ve keita sürekli defansa yardım ediyor keza elanoda aynı şekilde. elimizde bu derece güzel rotasyon yapabileceğimiz bir kadro varken, lütfen be? he lütfen? getirin şu kupaları bize. lütfen? bak her maç stad ful çekiyor. ard arda 7 - 8 sefer uğrunuza susmak bilmeden marşlar okunuyor. lütfen?
• 669

  varlığıyla , yaptıklarıyla ve yapacaklarıyla bizden daha çooook sevinç gözyaşı akıtacak takımımızdır.
• 670

  22 ekim 2009 galatasaray dinamo bukres macinda da net olarak görüldüğü üzere herkesin her an oynamaya hazır olduğu ve de kewell'dan elano'ya kadar* herkesin kondisyonunun giderek yükseldiği takımdır.
• 671

  eylül ve ekim aylarının başında oynanan milli maçlar nedeniyle verilen aradaki o bir aylık periyotu biraz sıkıntılı atlatsa da tekrar eski formunu ve moralini kazanmış görünen takım.
• 672

  uefa avrupa ligi 2009 - 2010 sezonu f grubu'nda oynadığı 3 maçta toplam 8 gol atmış ve 48 takım içerisinde werder bremenle birlikte en golcü 3.takım olmuştur.
• 673

  doğuştan teknik direktör olan türk halkını bir türlü memnun edemeyen takımım, renklerine kurban olduğumdur.
  şöyle açıklayayım:
  
  ayıptır söylemesi dün maçı mahallenin kahvesinde seyrettim.* ilk 20 dakika içerisinde futboldan çok iyi anladığını zanneden beyinsizler nötr bir tavır sergiledi.gol gelene kadar geçen süre içerisinde küfürler başladı.golü attık "takım iyi" dediler.2. golü attık "takım süper" dediler.ikinci yarı başladı. 3.golü attık "nonda 30 cm anakonda" falan diye saçmaladılar. sonra 4. gol geldi;galatasarayımız fb maçını düşünerek oyunu rölantiye aldı. * .oyun yavaşlayınca bu beyinsizler homurdanmaya başladı.küfür ettiler,rijkaard'a salladılar. golü yiyince iş çığırından çıktı.
  
  neymiş efendim, böyle oynarsak fener bizi yağlayacakmış. **
  
  her neyse maç bitti ve bu taraftar bozuntuları hiç bir şey olmamış gibi evlerine döndüler.
  
  şimdi efendim, bu teknik direktör bozuntularına dünyanın en iyi takımı kim? diye sorsanız barcelona derler."niye?" diye sorarsınız. "adamlar ilk yarıda işi bitiriyor sonra pas yapıyor,garantici takım" derler.ama aynı paslaşma çabasını sözde takımları galatasaray gösterince tu kaka olur."manchester derbisi" dersiniz "abi ingilizler dehşet top oynuyor. maç 4-3 bitti acayip zevkliydi ,futbol bayramı..." falan filan derler. sözde takımları galatasaray trabzon'u harika oynayarak 4-3 yendikten sonra "vay efendim takım çok gol yiyor,bu ne biçim savunma,b planımız yok,go home rijkaard" falan diye saçmalarlar. işte ben bu beyinsizlerden tiksiniyorum.ailem ve arkadaşlarım hariç kültürlü biriyle maç seyredemedim hiç.* *maç ne kadar güzel olursa olsun her zaman futbol zevkimin içine sıçmayı başarıyorlar.yeter ulan,yeter!
  
  her boku bildiğini sanan kıraathane seyircisi*,sana sesleniyorum:
  
  (bkz: allah topunuzun belasını versin) *
• 674

  25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçı'nda sadece kazanmasını istemiyorum.
  
  "böylesi için on yıl beklemeye değermiş be" dedirticek bir galibiyet almasını istiyorum.
• 675

  25 ekim 2009 fenerbahçe galatasaray maçı'nda her türlü aglamama sebebiyet verecek güzide takımım*.